• Sonuç bulunamadı

Kadınlar içlerini ona döküyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kadınlar içlerini ona döküyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ve Pazar

Konuklan

Kadınların

ağlama taşı.

Türkiye’nin en

ünlü ve en dişi

feministlerinden.

Aşkın tarifi

dokunmak onun

için. Hiçbir

şeyden

korkmuyor

aşksız kalmaktan

başka. Bu kez bir

dostla, Duygu

Asena ile

birlikteyiz. Hem

de aşk üzerine.

•i

Oican Ercan

Kadınlar içlerini ona döküyor

B

izim Önder Çor­lu'nun güzel mi güzel, cici mi cici bir eşi var. Geçen­

lerde, Önder ne yapmış bil­ mem ama, belli ki Esra'yı üz­

müş. Bunun üzerine Esra, hafif kırgın bir sesle, "Önder, bak bunu bir daha yaparsan seni Duygu Asena'ya şikayet ede­ rim," demiş. Önce şaşırdım, demek Duygu bu işlerle de uğ­ raşıyormuş diye. Sonra bir ho­ şuma gitti, bir keyiflendim an­ latamam ve bu dürtü ile anında teybimi alıp, Duygu'ya koştum. İşte noktasına virgülüne dokun­ madan Duygu Asena.

Duygu, bu tür şikayetler ba­ şına sıkça geliyor mu?

Geliyor. Kadınlar beni çok dost bildiler. Sırdaş gibi aldı­ lar. Hep onların yanında ola­ cağıma, onları anlayacağıma inanıyorlar.

Senin de onları koruyabile­ ceğini düşünüyorlar.

Evet. Kesinlikle öyle.

İlginç anekdotlar var mı?

Bir imza günümde başı e- şr.rplı bir kadın etrafımda do­ laşıp duruyor. Dikkatimi çekti. En sonunda yanıma geldi, ku­ lağıma eğildi ve/'Ben kocamı aldattım, dedi Belli ki bun­ dan ötürü üzgün kadın. Ken­ dini suçlu hissediyor, bunu bi­

Kaçıyoruın. Tabii ki o gün kaçamıyorsun. Buluşmalar seyrekleşiyor, konuşmalar da... Öpüşmeler bitiyor. O za­ man da, ben diyorum, hayat hoşlanmadığım bir insanla yaşayacak kadar uzun değil.

İkili ilişkilerde duygular eşit zamanda yok olmadığı için, sana aşkı devam edene bunu söylemek zor olmalı.

Zor tabii. Onunla hoş bir şey yaşamışsın. Onu kırmak istemiyorsun. Ben bir dönem bekliyorum. Hissetmesini bekliyorum. Değişiklik onun tarafından da anlaşılıyor. O zaman daha kolay oluyor.

Bu veda sözcükleri evlilikler­ de hiç söylenemiyor galiba.

Hiç yapılamıyor. Öyle bir ortak yaşam kurulmuş ki onu bozmak her iki taraf için de zor. Ama ben bunu yine de bir kişilik meselesi olarak gö­ rüyorum. Güçlü kişilik başarı­ yor bunu, istemediği evliliği bozamayan insanlar bence güçsüz. Öyle bir hayattan da­ ha korkunç bir şey olabilir mi? Ben çok genç yaşta iki naylon torbaya elbiselerimi atıp evi ve kocamı terkedebildim.

Çalışıyor olmasaydın yine yapabilir miydin?

Çok az para kazanıyordum, ama her şeyi göze alıp çıktım.

Yapan insan yapıyor. Her şey aşılıyor.

Kadın daha mı cesur bu ko­ nuda sence?

Şöyle, erkek evliliği ile bir­ likte dışardaki hayatı da yürü­ tüyor. Onun için bu bir ahlak­ sızlık değil. Hatta kendi çevre­ sinde çapkın. Kadın da evlilik­ te üçlü ilişkiye giriyor ama ona bu doğal gelmiyor. O kadar a- ğır yaşıyor ki. Ahlaksız, oros­ pu, kocasını boynuzluyor de­ niyor. Kadın bunu taşıyamadı- ğı için hemen boşanıyor. Bir de tabii aşk kadınlar için çok önemli. Aşıksa torbasını eline alıp çıkıyor. Erkek aşık olsa bi­ le yapamıyor. Bir de tembeller tabii, düzeni yıkmak zor geli­ yor onlara. Ama haksızlık et­ meyelim, istisnalar da var.

Duygu, aşkların süresi var mı sence?

Şartlara bağlı. Eğer evlen­ mezsen, ayrı evlerde yaşarsan ve aynı yatağı paylaşmazsan daha uzun sürebilir. Ömür boyu 24 saat birlikte olduğun insan gardrobun bir parçası haline geliyor.

Duygu aşık mısın şimdi?

Lütfen Özcan, bu çok özel bir konu. Teybi kapatırsan söylerim.

Ve ben büyük merakla tey­

bin düğmesine basıyorum.

İ M ___

Kimi okurları mektup ve telefonla başvuruyor, kimi de randevu alıp geliyor Duygu Asena'ya. “Odam bazen bir psikiyatristin bürosuna benziyor,” diyor Duygu Asena bu konuda. Her yaştan, ■Fotoğraflar: her kesimden okuru geliyor, sorunlarını ona yüklüyor ve gidiyorlarmış, onlar rahatlıyor, ben ise geceleri gerçekten acı çekiyorum,” diyor biraz yakınmayla karışık biçimde... Ö nder ÇORLU

riyle paylaşması gerekiyor ve bana geliyor. Söyleyince de psikiyatriste gitmiş gibi rahat­ lıyor. Tabii ki aldatmak doğru bir hareket değil, ama benim onu suçlayıp, aşağılamaya­ cağımı bildiği için geliyor. Böyle çok olay oluyor.

Oturup konuştu mu senin­ le?

Hayır, ben hamle yapıp ge­ lin konuşalım dedim ama o, ortadan kayboldu. Günah çı­ karma gibi bir şey aslında.

Başka hangi konularda geli­ yorlar sana?

Vallahi Özcan, benim şu o- fisim psikiyatrist bürosu gibi. Tabii hepsini kabul edemiyo­ rum, çünkü vaktim yok. Mek­ tup ve telefon dışında rande­ vu alıp geliyorlar. Yüzde 90' evli ve kocalarından şikayetçi. Bütün sorunlarını bana yükle­ yip gidiyorlar. Ben onlara o anda doktor gibi reçete yaza­ mam ki! Onlar rahatlayıp gi­ diyor, ben ise o gece gerçek­ ten acı çekiyorum. Mesela genç kızlar geliyor, "Sevişe­ yim mi?" diye bana soruyor­ lar. Bir muayenehane açsam daha çok para kazanırım.

25 yıllık gazetecisin. Kadın­ lara ilk yıllar verdiğin yanıtlar­ la, bugünküler arasında fark var mı?

Başörtülü bir kadın gelip kulağına “Ben kocamı aldattım,” diye fısıldıyor.

Kentli bir genç kız “Sevgilimle sevişeyim mi?” diye ona fikir

danışıyor. Değişik kesimlerden pek çok kadın için,

tek kişilik bir ağlama ve danışma hattı Duygu Asena.

Tabii bu hat esas olarak aşk üzerine kurulu.

Belki daha yumuşağım şu anda. Eskiden daha sert tepki veriyordum. Gençliğin getir­ diği bir tavırdı belki. Şimdi ise olaya daha genel bakmaya başladım.

Duygu, sen gençlikten söz e- dince, aklıma 60 küsur yaşın­ daki Yunanlı dostun Sofi'nin coşkulu aşkını anlatan yazın geliyor. Sen de aşkın yaşı ol­ madığını mı düşünüyorsun?

Buna derinden inanıyorum. Ben bu soruyu Aziz Nesin'e sordum ve sorduğum anda

hata yaptığımı anladım. Ölü­ münden iki yıl önceydi. "Hala aşık oluyor musunuz?" dedim ve tepkiyle bana şu yanıtı ver­ di: "Ne demek bu yaş mesele­ si, düşünüyorsam ve sağlıklıy­ sam tabii ki oluyorum." Ben de aynen Nesin gibi düşünü­ yorum ve 80 yaşında derin aşklar yaşayacağıma eminim, hiçbir umutsuzluğum yok.

Aşkları sıkça mı yaşarsın?

Ben gerçek aşkın bir kez yaşanacağı tezine katılmıyo­ rum. Ama her birlikte oldu­

ğumla da aşk yaşıyorum diye bir şey yok.

Birlikte olduğun insanla aşk yaşadığını nasıl anlıyorsun?

Bedensel tepkilerimle.

Örneğin?

Hani şu yürek çarpıntısı de­ riz ya, yüreğin gerçekten bir başka türlü çarpıyor. Ayrıca te­ lefon çaldığında ya bulamazsa diye odadan ayrılamamak, tu­ valete bile gidememek...

Ya da telsiz telefonu tuvale­ te taşımak gibi...

Aynen, banyo yaparken

cep telefonunu yere koy­ mak... Bunlar aşk işte, yüreği­ nin çarpması, yüzünün hafif pembeleşmesi... Ve bu, bir a- damla asla değil, mutlaka bir­ çok adam kılığında insanın karşısına çıkıyor.

Ya ilk aşkla en son aşk ara­ sındaki yoğunluk farkı? Han­ gisi daha güçlü?

Tabii ki en son yaşanan aşk daha güçlü, ilk aşklar çocuk­ luk aşkı. Kendini tanımadan yaşadığın aşk. Bana göre al­ datıcı bile oluyor. Onları u- nutmuşum bile. Oysa bugün en hoş, en akıllı, en deneyim­ li, en bilinçli halindesin ve son dönem yaşadığın aşklar da gerçek aşk oluyor bence. Buna eminim.

Aşkın bittiğini nasıl anlıyor­ sun?

Dokunamayınca. Ve onun bana dokunmasını isteme­ yince.

O zaman ne yapıyorsun?

TUNÇ TURUNÇ

14

"Ö neriyorum : Cezaevleri özelleştirilsin. Bayram paşa DHKP - C'ye satılsın, D iyarbakır PKK 'ya devredilsin." SAYFA 2

ZELIHA MİDİLLİ

H M •• M

l T V I 101 i T D D r |T T |

ı

"A şkı reddeden arkadaşlarım a o kadar çok kızıyorum ki. Neden mi? Tüm açıklığıyla anlatıyorum ." SA YFA 2

YAVUZ BAYDAR

"Geçm işe takılıp kalarak ikide bir ölüm ilan etmenin anlam ı var mı? Önemli olan şim diki zam anı yaşam ak ve an lam ak." SAYFA 4

DUYGU ASENA

"O kurlarım sürekli bana soruyor: 63 yaşındaki Yunanlı arkad aşınız Sofi ne yapıyor? Bunun cevabını nihayet veriyorum ." SAYFA 5

EMRE AKOZ

ARZU ile İKTİDAR

"A tilla Dorsay yeni köşe yazarları ile fena halde dalga geçiyor. A ralannda yakından tanıdığınız b irileri va r. E h e m ..." SAYFA 6

NORA ROMI

"Olim piyattan televizyonda farklı bir gözle izledim . O)

gözlemlerim oldu k i, sizinle ır gözle izledim . Uyte ilginç özlemlerim oldu k i, siz paylaşm ak istiyorum ." SAYFA 6

MINE G. SAULNIER

'T a rih , cellatları ecelleriyle öldükten sonra dem okrasi savaşını kazanan idealistlere son selam ını çaktı. Nerede m i?" SAYFA 7

ERCAN ALTAZLI

BULMACA

"Çengel ve kare bulm acasız bir p azar keyfi düşünebiliyor musunuz? Söylem eyin, cevabınızı tahmin ediyorum ." SAYFA 6-7

A #

4 ^ k

^ ^ e ğ ild a y a k

^jp

M

m

İ B Bazı restoranlar müşterilerine

ğ

karşı o kadar y

J M

M

| H j l H götürdüler ki, bunlara

Haftalık magazin elci , ^ B tepki göstermemek mümkün

M illiyetle birlikte bedava

Y

m J K İL m

değil.

SAYFA 2

Referanslar

Benzer Belgeler

Hauner’e göre uyku sırasında tek bir korkulu anının tekrarlı olarak canlandı- rılması, anıların gece uykusunda doğal bi- çimde, gelişigüzel canlanmasından daha

CERN ’in yaptığı açıklamaları dikkatle takip edenlerin hatırlayacağı gibi, geçen sene Temmuz ayında yapılan açıklamada kesin olarak yeni bir parçacık bulunduğu ve

İsmail Çelik ile kanser, kansere neden olan etkenler ama en önemlisi de kanser tedavisinde modern tıp yöntemlerinin ne kadar önemli olduğunu konuştuk.. Kendisi özellikle

Kaynaklara göre 3.000 yıllık bir geçmişe sahip olan trakeostomi uygulaması, günümüzde sadece üst solunum yolu obstrüksiyonları için değil, uzamış in- vaziv

B irinci Meclis-i Mebusan’ın Pa­ dişah tarafından atanan reisi A h ­ m et Vefik Paşa, Meclisi tam bir despotlukla yönetti.. Aradaki zorunlu ke­ silmeleri bir

Applied hydraulic retention time, or sludge age, provided the conversion of bound nitrogen and phosphorus forms into inorganic forms at high efficiency.. The high conversion

Varyans analizi sonuçlarına (Çizelge 4.8) göre; istatistiki olarak önemli bulunan ham ve çimlendirilmiş tanelerin, toplam fenolik madde miktarı değerleri üzerine etkili

The raw petroleum reserve in Turkey is 39.199.000 tons (1993 data) Tur- key's annual petroleum consumption is 27 million tons.. Turkey produces only 4 million tons