CUMHURİYET/6
Ahmet lejİk Paşamdan
günümüze Meclis Başkanlığı
B irinci Meclis-i Mebusan’ın Pa
dişah tarafından atanan reisi A h
m et Vefik Paşa, Meclisi tam bir
despotlukla yönetti. Dönemin
mebuslarına sık sık "eşek”, "sen
anlamazsın sus”, "ağzını kapa”
g ib i hakaret y ü k lü sö zle r
kullandı.
TEVFİK ÇAVDAR_____________________
Birinci meşrutiyetin ilanından günümüze kadar yüzyılı aşkın bir süre geçti. Aradaki zorunlu ke silmeleri bir yana bırakırsak Türkiye’de yaklaşık 80 yıldır meclis var. Osmanlı döneminde “ Mecli
si Mebusan” ,Cumhuriyet döneminde de “ Türki ye Büyük Millet Meclisi” adını alan bu kurum “ Hakimiyeti Milliye” nin yansıdığı yasama orga
nı olarak görev yapmaktadır. Görevleri ve niteli ği konusunda ilkokul sosyal bilgiler ders kitapla rında bile yeterli bilgi bulunduğu için olayın bu yönü üzerinde durmayacağız. Yazımızın odak noktasını bu meclislerin başkanlıklarının nitelik leri ve bu niteliklerin zaman içerisindeki değişimi oluşturacaktır. İnanıyoruz ki yeni dönemde mec lis başkanlığı sözünü edeceğimiz değişim doğrul tusunda önemli görev ve sorumluluklar yüklenmek zorunda kalacaktır.
Osmanlı Meclis-i Mebusanı’ nda reislik
Birinci Meclis-i Mebusan’da, reis doğrudan pa dişah tarafından atanmıştır. Bu meclisin reisi olan
Ahmet Vefik Paşa, Tanzimat aydın ve bürokrat
larının sahip olduğu vasıfları yönetimiyle mebus lara da göstermiştir. Bu vasıfların tek bir kelimeyle tanımını yapabiliriz: Ceberutluk. Bu deyimi gü nümüzde despotluk şeklinde dile getiriyoruz. Ah met Vefik Paşa bir Molier “ Mütercimi” den bek lenmeyecek sertlikle meclisi yönetmiş, dönemin mebuslarına ağza alınmayacak sözcüklerle hitap etmiştir. Paşanın sık sık “ eşek” , “ Sen anlamaz
sın sus” , “ Ağzını kapa” gibi hakaret yüklü söz
lerine karşın mebuslar pek fazla bir direnç gös termemişlerdir. Bunun, “ Meclis-i Mebusan” da parti gruplarının bulunmaması, mebusların tek tek hareket etme zorunluluğunda kalışından kaynak landığını söyleyebiliriz. Ayrıca bu Meclis’te tar tışma usullerine yönelik bir gelenek de henüz oluş mamıştı. Görüldüğü kadarıyla Ahmet Vefik Pa şa Padişah’ın sert yapılı bir gölgesi gibi oturum ları yönetmiş, bu meclisi kişiliğinde temsil ettiği gerçeğini bir yana bırakarak adeta ona vesayet eder bir tutum içine girmiştir.
İkinci meşrutiyetin ilanından sonra oluşan Melis-i Mebusan’da reislik tayinle değil, meclis üyelerinin seçimi ile saptanmıştır. Bu Meclis-i Me- busan’ın ilk reisi yurt dışındaki İttihat ve Terak ki Örgütü’nün başkanlığım yapan, Jön Türk ha reketinin önderlerinden Ahmet Rıza Bey’dir. Ah met Rıza Bey’in başkanlığı konusunda hemen hiç kimsenin tereddütü olmamıştır. İkinci başkanlık lar ise Talat Bey sonradan (sadrazam ve paşa) ile bir azınlık milletvekili tarafından doldurulmuştur. Başlangıçta meclis reisliğini gerek padişah, gerekse Sadrazam Kâmil Paşa önemli bir mevki olarak ka bul etmemişlerdir. Hatta Sadrazam Kâmil Paşa Ahmet Rıza Bey’e “ Ula evveli” rütbesinin veril mesini isteyerek bu makamın ikinci derecede ol duğunu açıkça ima etmiştir. Ne var ki Kâmil Pa- şa’nın güvensizlik oyu ile düşürülmesinden sonra Meclis-i Mebusan reisliğinin önemi ve yeri değiş miş, daha bir öne çıkmıştır.
İkinci Meşrutiyet Meclis-i Mebusan’m reislerin den dikkati çeken ikinci kişi ise Halil (Menteşe)
Bey’dir. Halil Bey İttihat ve Terakki Cemiyeti’-
nin önde gelen simalarındandır. Başta Talat bey olmak üzere parti merkez-i umumisi ona geniş öl çüde güvenirdi. Yani Meclis reisliğini ona vermekle İttihat ve Terakki Merkezi umumisinin Meclis üze rindeki hakimiyetini sağlamayı düşünüyorlardı. Böylece parti üst yönetimiyle meclis reisliği ara sında birebir bir bağlantı kurulmuş oluyordu. Bu özellik 1960 yılına kadar sürmüştür.
“ Hakimiyet-i Milliye” kavramını varlığında yansıtan reislik___________
Bilindiği gibi bağımsızlık savaşı sırasında kuru lan birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi yürütme ve yasama erkini kendi bünyesinde toplamaktay dı. O meclisin başkanı olan Mustafa Kemal de meclis adına bu erkleri kullanabiliyordu. Kısaca sı mecliste toplanan ulusal egemenlik, başkanm- da somutlaşmaktaydı. Sakarya savaşı öncesi Mus tafa Kemal’e verilen Başkumandanlık yetkileri bu konumu daha da pekiştirdi. Çünkü bu yetkiler içe risinde kumandanlığın emirlerinin yasa gücünde olması da vardı. Nitekim bu yetkinin almışından sonra Mustafa Kemal tarafından hazırlanan ve ilan edilen “Tekalif-1 milliye” emirleri bu nitelik tedir. Meclis başkanlığının bu güç konumu Cum huriyetin ilanı ile sona ermiştir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi