• Sonuç bulunamadı

Gül Derman'ı hamamda terlettiler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gül Derman'ı hamamda terlettiler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜL D E R M A N ’I HAMAMDA T E R L E T T İL E R

ŞAHAP BALCIOĞLU

Giil Derman aklı başında, görev sorumluluğu taşıyan, özveri dolu, işi­ ne bağlı bir sanatçı. Şu sıralarda Avusturya'dan ya geldi, ya da gelmek üzere. AvusturyalI Sanatçılar Birliği'- nin çağrılısı olarak giderken "hoşça kalın" demek için telefon etmek in­ celiğini gösterdiğinde,- orada ne yap­ mayı tasarladığını sordum.

— Taşbaskısı atölyelerinde çalışıp bilgimi arttıracağım, dedi. Burada da Süleyman Saim Tekcan'ın atölyesin­ de gerçekleştirilen özgün baskılı ya­ pıtları götürüp onlara Türk sanatçıları hakkında toplu bir fikir vermeyi amaçlıyorum.

Ben bu kızı babamın hayrına al­ kışlamıyorum. Çağrıyı alan çok kim­ se buradan vınlayıp gider. Gider, gi­ der de kimseciklere de haber vermez. Ama Gül Derman gibileri ayrıca oniki ressamın Yapıtlarını sırtlayıp yola çıkarsa bunu da bir zahmet görüp desteklemek gerekir.

Son yıllarda plastik sanatlar dün­ yamızda kadınlar önemli bir tırmanı­ şa geçtiler. Zaman zaman onlardan söz etmek istioyorum. Kimisi mimar, kimisi resimle uğraşıyor, kimi yontu, kimi seramik demiş, kimiyse vitra­ ya sarılmış. Nedir bu toplu akımın temelinde yatan itici güç? Sadece ye­ tenek mi? Yok canım, bana ondan söz etmeyin. Türkiye yetenekler me­ zarlığıdır. Ama sabır, direnme, sürek­ li çaba, yılmadan didinme derseniz, bakır orada durur, düşünür ve de size hak veririm.

Kaldı ki bu Havva kızları kolaya sapmıyorlar, zoru seçiyorlar, örneği dolu. Sırası gelmişken, isterseniz GUl'den konuşalım.

Gül Derman (gülü seven dikenine katlanır) misali şu son bir yıl içinde bulabula hangi konuya el attı? Ka­ dınlar hamamına! Haydaaa... İyi mi?

Tanrı insanı nereye düşürürse dü­ şürsün ama kadınlar hamamına? As­ la!

Düşünün ki bugüne kadar Türk ve dünya resim sanatında kadınlar hama­

mı konusu sadece hayali anlamda işlendi. Kadın ya da erkek -erkek ola­ maz a!- herhangi bir ressam işi gücü bırakıp o âlemi neden ele almadı? Yanıt çok açık: Alamadı da ondan! Siz Gül'ü dinlerseniz, durum vaziye­ tini, işin belâlı yanını daha iyi anlar­ sınız.

Aslında Gül, ağzı burnu yerinde, hanım hanımcık, güzel, akçapakça bir hatundur. Profesör Uğur Der­ mandın eşi, arslan gibi iki oğlan ço­ cuğunun da anasıdır. Şu halde ken­ disinin, ressam da olsa, hamamda yadırganmaması gerekir.

Ama durum hiç de öyle değil. Zavallı Gül'ün, kafasına takunyayla hamamtası yemediği kalmış. 0 na­ tır karılar saldırıp almışlar elinden eskiz kağıtlarını, paramparça et­ mişler, dağıtmışlar garibanın resim tezgâhını.

Gül kendini savunacak olmuş: — Ama, demi, baksanıza, resim­ lerde surat yok. Yalnız vücut şekil­ lerini çiziyorum. Bundan kim ne an­ lar?

Natır kadın:

— Kızım, diye yürümüş üstüne, sen benim adamımı bilmezsin, de do­ muzdur o! Resmi bir yana koy, ko­ kumdan anlar o beni be!

"Vay anasını sayın seyirciler, di­ ye düşünmüş Gül, ne erkekler, ne ka­ rılar var be!"

Sonra sabırla, yumuşak başlılıkla, tatlı dille ufak ufak beş konu oluş­ turmuş Türk hamamında. Önce kafa­ sında ya da minicik kağıtlarda yer e t­ miş konular, sonra evindeki çalışma bölümünde tuvale doluşmuşlar. Ha­ mam tablolarının beşi yağlıboya, be­ şi de serigrafik baskı olmuş.

Ve kadınlar hamamı Türkiye'de, dünyada ilk kez Gül Derman'ın fır­ çasından gerçeğe uygun olarak ölüm­ süzleşmiş. Az şey mi bu?

Kadın milletinin hamamdışıyla hamamiçi arasında farklı olup olma­ dığını sordum Gül'e.

— Önemli bir fark var, dedi. — Nedir o?

— Kadınlar giyinikken, evde, misa­ firlikte, sokakta, sinemada, tiyatroda gerçektekinden olduklarından farklı­ dırlar. Makyajından giysisine kadar yapaydır toplum içinde kadın. Oysa hamamda böyle bir kısıtlama, bu tür bir sahtelik ya da yapay durum yok. Kimse kimseye hava atamaz, kişi bir başına ortadadır. Sosyal ve ekonomik sınıf farklılığı da yok hamamda. Hat­ ta orada o biçim kadınlar daha da ra­ hat hareket edebiliyorlar. Çıplaklık onların yabancısı oldukları bir durum değil. Natırlar da kendilerine el etek açıp yaltaklanıyor, lafla yüceltiyor. Hamam, alışılmış ölçü ve kuralların tersyüz olduğu yer, ilginç bir çevre, az bulunur bir laboratuvar.

54

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Gece gündüz demeden bütün zamanını Nâzım Hikmet'le arasında kurulan samimi arkadaşlığı sürdürerek geçiren Orhan Karaveli'nin yeni kitabı, büyük şairin

Basra ve Kûfe ekolleri arasındaki ihtilâfın hemen hemen son bulduğu bu asırda Bağdat nahiv uleması her iki ekolün görüşleri arasında kendi fikirlerine uygun gelen bir

In our study, basal plasma TSH levels were found statistically significantly lower in unipolar group than the in schizophrenic and the control groups.. However, no difference

由於青少年時值發育階段,不適宜使用過度激烈的減肥手段,過度限制患者攝取飲食將可

As a part of the admission assessment the primary nurse determines the nursing orders based on the signs, symptoms, diagnoses, and expected outcomes, then decides the interventions

Bu dönemde Hindistan’dan yola çıkan ticari malların Oxus (Ceyhun) Nehri ile Hazar Denizi üzerinden Albania’ya ve oradan da batıya taşınmaları söz

In [22 − 38] authors examined some properties of suborbital graphs for the modular group, congruence subgroups, extended modular group, invariance group, Fricke group, Hurwitz

Radyo dalgalarını algılayan teleskoplar kullanılarak yapılan gözlemler sonucu “gördüklerimiz”, görünür dalga boylarında “gördüklerimizden” çok farklıdır..