• Sonuç bulunamadı

M. Nurettin Selçuk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "M. Nurettin Selçuk"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M.NURETTİN SELÇUK

m

"Eskiden eserler yalnızca erkek sesleri için bestele­

niyordu. Hanım sesleri için eserler yapılmaya baş­

landıktan sonra musikimizde bir basitleşme görül -

meye başladı"

Türk musikisinin değeri! sa­ natçısı Münir Nurettin Selçuk- Un 6 0 .sanat yılı dün yapı lan jü­ bile ilekutlandı .A§ağıda 6 0 . sanat yılında sanatçı yaptığı - tnız konulmayı sunuyoruz :

60 yıllık sanat hayatı - nızın b ir bilançosunu yapar m ısın ız ?

Musikiye 13 yaşlarında başladım. 1915 yılında Darüt- talim -i Musiki Cemiyeti • ne Katıldım, B ir şiire sonra da Şark Musiki Cemiyeti'ni ku -

rarak topluluk konserlerine

başladım. Yine aynı yılla r için­ de resm f bir kuruluş olanDa- riilelhan'a intisab ettim. A s - kerlİK sırasmda da Müzika-i HUmayun'da görev aldım. Bu görevim Padişah Vahdettin B- fendinin son zamanlarıydı . . . Cumhuriyetin ilânından sonra askerlik görevimi tamamla­ mak üzere Ankara'daki Riya - seticumhur Musiki H eyeti' ne katıldım. Bu süre içinde haf­ tanın belirli günlerinde çalış­ malarımızı Atatürk'e dinletir­ dik. Kendileri de bazı e s e rle ­ re katılırlardı. 25 yaşına ka­

dar Ankara'da kaldım. Daha

sonra İstanbul'a gelerek plak çalışmalarına başladım. 1929 yılında, batıda yapılan çalış - maları öğrenmek ve ses tek - hiğimi ilerletm ek için Paris'e gittim. Paris'te kaldığım bir yıl içinde şan ve ses tekniği Üzerine çalışmalar yaptım . I930'da yurda dönerek Beyoğ­ lu'ndaki Fransız Tiyatrosun­ da ilk solo konserimi verdim. Bu konserimi yurt içi ve yurt dışında verdiğim yüzlerce kon ser izledi. 1922 yılından bu ya­ na hem klasik hem de çağdaş Türk Musikisi dalında yüzün Üzerinde eser besteledim. 1942 yılında Konservatuar Türk Mu­ sikisi İcra Heyetine şef ve üs­ lûp hocası olarak getirildim . Bu görevi hâlâ sürdürüyorum. 1953 yılında da bakanlık tara - fından radyoya müşavir ola - rak atandım. Bu görevim sıra sında, radyodaki stajyer sa - natçılara dersler de veriyor­ dum. Bugünün bir çok iyi solis­ ti (Rahmi Sönmezocak, Güzide Kasacı, Mülkiye Toper, Tu r­ han Toper v. b .) o zamanki öğ- rencilerimdi.

Türk Sanat M ü ziğ i, si - zin tanık olduğunuz 60y ıl

-lık dönemde nereden nere­ y e g eld i ?

İlk yıllarda Türk Musikisi gerek ehemmiyeti, gerekse ic ­ raatı bakımından, geleneksel bir şekilde daha iyi icra edil - mekteydi. O devrin anlayışı­ na göre yetişen gerek ses ge­ rekse saz ehli yalnız klasik

musiki ile meşgul oldukları

için kaliteli eserler yaratılı - yordu. Cumhuriyetin ilânın­ dan sonra, bir süre yine bu yol

da gidildi. Bahsettiğim süre

içinde eserler sadece erkek

sesleri için besteleniyordu... Eser bestelenirken hanım ses le r i nazara alınmıyordu. Ha­ nım sesleri için eserler ya -

pılmaya başlandıktan sonra

musikimizde bir basitleşme görülmeye ba9ladı. Musikimi­ zin en kolay formu olan "Şar­ kı Formu"nda eserler beste­ lenmeye başladı. Sanat yönü ih­ male uğradı. Bugün denilebi - lir ki pek az sayıdaki beste - çilerim iz müstesna, eski bü­ yük bestekârlar tarzında eser le r bestelenememektedir.Gü - nümüzde basit şarkı formuna uygun eserler revaç buluyor .

Eski eserler 64 usule kadar çıkan büyük melodi zenginliği içinde bestelenirdi. Bugün ise 8 usulün üstüne çıkılm ıyor... ■ Diyebilirim ki melodi olarak

eski eserlerin bir mısraı bu­ günün dört şarkısına bedeldir. Bunun yanısıra eskiden gerek enderunlarda, gerekse vükelâ konaklarında bugünün konser-

vatuvarlarmı andıran meşk

yerleri meydana getirilm işti. Buralardan iyi icracılar ye - tişiyordu. Bu devre içinde a -

bideleşen musikimiz, daha

önce belirttiğim sebepler ve hükümetler tarafından ihmal edilince basit bir hale geldi. Zevksiz eserler meydanage- tirildl. Bu işe radyo gibi ge -

nel yayın yapan organlar da

katılınca bugün adına " Türk Sanat Müziği" denilen aslında sanatla hiç bir ilişkisi olma­ yan bir tür çıktı ortaya.. .Bü­ tün bunların oluşmasında ti - cari menfaatlerin de rolü çok büyük ta b ii...

M ü z iğ im iz i bu durum - dan kurtarmak için ne g ib i ted birler alın m a lıd ır? Bu konudaki ö n erilerin iz ?

Her şeyden önce hüküme - tin bu işi resmen ele alması gerekir. Enstitü veya konser- vatuvar şeklindeki müessese­ le r büyük şehirlerimizde der­ hal açılmalıdır. Bugün komşu­ muz Yunanistan'da bile 16 kon­ serva tu a r mevcuttur. Böyle - İlkle bilgili icracılar yetiştir­ miş oluruz. Musikimizi yaşat­ mak zorundayız. Gerek iç ge - rekse dış ilişkilerim iz yüzün­

den buna mecburuz. İlerisi

için kaliteli elemanlar y etiş­ tirilm elidir. Her işte olduğu gibi musikimizi de ehil ellere bırakmalıyız. Adama göre iş değil de, işe göre adamlar g e ­ tirilm eli musikimizin başına. Öncelikle bugünkü yeteneksiz ellerden kurtarmalıyız musi­ kimizi. ..

Türk Sanat M üziğini tek seslilik ten kurtarmak için bazı çalışm alar y a p ılıy o r . Bu çok s e s liliğ e yönelik çalışm aları nasıl karşılı - yorsunuz ?

Klasik müziğimize dokun­ mamak şartıyla bu gibi tec - rübelere girişmek, ama yeni eserler yaparak girişmek ya ­ rarsız değildir. Klâsik musi - kimizin bir tek nağmesini da­ hi kullanmak cinayet işlemek kadar hatalı olur. Tek sesi i de­ nilen musikimizde mükemmel bir armoni ve melodi zengin­ liğ i mevcuttur. Son zamanlar­ da ülkemizi ziyaret eden ya - bancılara dinlettiğimiz o tek sesli musikimiz büyük takdir­ le karşılandı. İngiltere Krali­ çesi kendilerine böyle bir mü­ zik dinlettiğimiz için elçilik aracılığıyla teşekkür ettiler . Ama Kraliçenin hemen arka -

smda oturan bizim D ışişleri Bakanımızdan bir tek teşek -

kür dahi gelmedi. Bu olaya

Talat Halman da tanıktır. Bağ­ dat Kasrında verilen konseri­ mizi dinleyen Fransızlar için­ de ağlayanlar vardı. Musiki - mizin tek sesliliği içindeki ar­ moni ve melodi zenginliğini

görmek için onu iyi tanımak

ve anlamak g e rek ir.. . "

60 yıllık sanat yaşam ı­ nızda müziğin dışında u ğ ­ raşlarınız oldu mu ?

1935 yıllarında sinema ile de meşgul oldum bir süre.İlk film im "Mineli Kuş"tu. Mesut

(D e va m ı 15. sayfada)

(2)

(VI Nurettin Selçuk

(D e va m )

Cemil de rol alacaktı,ama bir türlü bitmedi bu film, 1940’ da İhsan İpekçi'nin teklifi ile "A l- lah'ın Cenneti"ni çevirdim ... Hazım Körmükçü, Halide Piş­ kin, Feriha Tevfik'le birlikte oynamıştık. Bu filmde zengin bir ailenin küçük kızma müzik dersleri veriyordum .büyük kı­ z ı ile de sevişiyorduk rol ge - reği. Filmin sonunda binbir tür. İU maceradan sonra evlendik. Daha sonra "H asret"i çevir - dim. Bu filmimde de bir köylü

kızıyla olan aşk maceramız

işlenmişti. Fakat en beğenilen filmim "Kahveci Güzeli" idi . Bir kahveci çırağını canlandı rıyordum bu filmde. Bir diğer film im de " I I L Selim'inGöz - de si" idi. Bu filmde padişa­ hın gözdesine âşık oluyor, zin­ dana atılıyordum. Ama zindan­ da yaptığım iki besteyi padi - şaha gönderince padişah beni affedip carivesiyle evlendiri­ yordu. .. Sinemadan başka bir

süre sporla da meşgul oldum.

Fenerbahçe genç takımında

futbol oynadım. Amatörce

kürek ve tenis de çalıştım. "

"Sanat yaşam ınızın bun dan sonraki dönem i için ne­

le r düşündüğünüzüöğrene - b ilir m iyiz ?

" Ömrümün ve gücümün yettiği sürece hem icracı hem de besteci olarak çalışmala - rıma devam edeceğim.Öğren-

ci yetiştirme çalışmalarımı

da sürdüreceğim. Ulusal musi­ kimizin gelecek kuşaklara de­ jenere olmadan ulaşması için elimden geldiği kadar çalışa­ cağım. Memleket musikisine hizmeti bütün hayatım boyun­ ca amaç edindim. Bundan son­ ra da böyle devam edecektir." ■ERHAN AKYILDIZ

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Örnek olarak, Bedri Baykam1 m kim olduğu, ne türlü malzeme kullandığı, fikirlerinin bir kısmı hı nereden aldığı nerede sergi açtığı, Bedri gibi genç

P nok- tas›ndan geçen ve BC do¤rultusunu X nokta- s›nda dik kesen do¤runun çevrel çemberi kesti¤i noktaya Q diyelim.. Son olarak da P noktas›ndan AB’ye bir dikme indirelim ve

ölümünün 10’uncu yıldönümünde Kemal Tahlr İçin düzenlenen 15 dakikalık televizyon programını izledim, Kemal Tahir yaşasaydı, sa­ nırım çelişkili

babasının denetiminde öğrendiği gita­ rını, profesyoneller gibi konuşturuyor Şu anda ilkokul beşin­ ci sınıfa giden Cennet Erdoğan da ablası gibi bale yapıyor,

The paranasal sinus CT proved a left frontal opacity that was thought to be a mucocele (Figure 4).. The patient underwent frontal sinus surgery with osteoplastic flap and

Bu yöntem üst kapak altından alınan konjonktival otogreft yöntemi ile kıyaslandığında nüks oranı birbirine yakın olmasına rağmen postoperatif komplikasyon oranı

Nebivolol ve telmisartan tedavisinin; sistolik, diyastolik ve ortalama kan basıncı üzerine olan etkileri, glükoz ve lipid metabolizmasına etkileri, insülin rezistansına ve

15 aralık tarihine kadar açık ka­ lacak olan sergide sanatçının 25-30 kadar yağlıboya tablosu