Ordudan tören emri
Generaller dahil bütün
askerler cenazeye katılsın
Ordu, Atatürkçü bilim adamı Ahmet Taner Kışlalı’nın katledilmesine büyük tepki gösterdi. Genelkurmay
Başkanlığı, ilk kez çıkardığı özel emirle kuvvet komutanları ve generaller dahil tüm askeri personelin üniformalarıyla, bugün Kocatepe Camii’ndeki cenaze törenine katılmasını istedi. Kışlalı için bugün saat 09.30’da TBMM, 11.00’de iletişim Fakültesi, 12.00’de Kültür Bakanlığı ve 14.00’te Cumhuriyet gazetesi önünde tören düzenlenecek. 18'de
Belgeler hasıraltı
TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu 1975 - 1993 arasında işlenen 908 cinayet belirledi. Hazırladığı 200 sayfalık rapor ve ekindeki 10 bin sayfalık belge GENEL KURULA BİLE İNDİRİLMEDİ. Beş DYP’li ü- yenin “devleti küçük düşürdüğü” gerekçesiyle muhalefet şerhi koy duğu raporun raportörü de şüp heli bir kazada öldü. 16'da
Atatürkçülükten, cumhuriyetten
laiklikten ödün yok, dönüş yok
Kışfalı'nm öğrencileri1
.
Kışlali'nin
yolunu takip edelim. Düşüncelerini savu nalım. İnsanları düşüncelerinden değil, kötü hareket lerinden dolayı yadırgayalım. (Ayşe Balkactoğlu)Canimiz
yanıyor. Son bir nefes daha alacağız ve haykıracağız. Eleştirerek çözüm arayarak, hoca mızın hesabını soracağız. (İrfan Değirmenci)Bu
olay benim gazeteci olm a isteğimi artırdı. Sonum aynı olsa bile. (Elif Sarıaydın)Hocam...
G özünüz arkada kalmasın. Fikir lerinizi biz yaşatacağız. (Ayşe Keskalan)Çocukları:
Ahmet
Taner Kışlalı, bir sem boldür. G erçek hedef, Türkiye’yi seven,Türkiye’ye inanan insanlardır.
Cinayet
faili meçhul değildir, failler bellidir: Türkiye düşm anlan, laiklik karşıtlan, A tatürk düşm anları.İçimizde
büyük bir acı, burukluk var am a kin yok. Bu cinayetten sonra korkm adık, korkm uyoruz.İnsanca
yaşam a veD olunay uluç insanca ölmenin
m ücadelesini sürdürerek, kışkırtm alara karşı sakin ve güçlü olmalıyız.
19'da
Altınay KışlalıKışlalı'nın öldürüldüğü yer çiçek bahçesine döndü... Onlarca, yüzlerce, binlerce
genç anısına, fikirlerine karanfil bıraktı, mum yaktı... Bu arada son derste Kışlalı ile
"7.4 yetmedi mi?" yazılı pankartı tartışan türbanlı öğrencisi Ayşe Baltacıoğlu, "Huzuru bombaladılar" dedi.
Gökçer Tahincioğlu
m
3 » y m . m *Väk
s t»
■ ' s .aç AB’yi engellemek
Çözüm ‘çağdaşlık’
T
erörle Mücadele DairesiBaşkanlı-ğı’nın raporuna göre, silahlı şiddet ör gütlerinde yer alan gençlerin şu ortak özel likleri var...
1- Sanıldığının tersine, eğitim düzeyleri düşük.
Özellikle PKK’da ilkokul eğitim düzeyin de olanların oram yüzde 48.
Okuma yazma bilmeyenler ise
yüzde 20.
Devamı sayfa 21'de
B u g ü n
GÜNERİ CIVAOGLU
Hukuk böyle işliyor
Cezaevi bunu yapıyor
A d a le t
tam G azi
2. M ü d ü r
esrarcı
19 95'te 17 k işin in ö ld ü rü ld ü ğ ü G a z i M a h a lle si D a v a sı. İl il g e z iy o r,y a rg ıçla rı ç e k iliy o r. 4 .5 yıl g eçti, d ü n T ra b z o n 'd a k i 25. d u ru şm a d a y in e e rte le n d i.
Sayfa 17'de
A d a n a E Tip i C e z a e v i İkinci M ü d ü rü M e h m e t E d a lı, b ir k ilo e sra r a lırk e n y a k a la n d ı. E sra rı m a h k û m la r a y ü k s e k fiy a t a s a t a n m ü d ü r t u tu k la n d ı.
Sayfa 17'de
Yunan basınına
göre saldırının
nedeni, Ankara’nın
Avrupa’ya
yakınlaşma çabasına
darbe vurmak
Kışlalı'ya yapılan saldırı A ti n a ’da geniş yankı uyandırdı. To Vi- ma haberi, “İslamcılar Kemalizmin kalemini kırdı” başlığıyla verdi. AP Sosyalist G rup Başkanı Swaboda, “Türkiye’yi AB yolundan uzaklaş tırm ak isteyenlerin işi olabilir” yo rum unu yaptı. Haberi sayfa 20'de
O r a l: Y e n i v e rg i a la b ilir iz
[11]M e r v e K a v a k ç ı A B D 'y e g id e b ilir
[15]F a y ın g a z ın ı a la c a k la r
[21]İki T ü r k 'ü n in t e r n e t v u r g u n u
[23]K a s p a r o v s a t r a n ç t a d ü n y a y ı y e n iy o r M
Tezgâh!
T
ezgâh, Türkiye’yi karıştır mak... Herkesin savaş bal talarını çıkarıp siperlere gire ceği günlerin hayali içindeler.Bu tuzağa düşülmeyecek. Herkes doğrularına sahip çı kacak am a uygarca... Ahm et Taner Kışlalı’nın a-
nısına sahip çıkma nın en iyi yolu da bu- dur, demokrasidir.
Yazısı sayfa 21'de
HASAN
CEMAL
ikast
K ışlalı'nın ikinci eşi Nilüfer Hanım hastan e d e fen alık geçirdi. Nilhan Nur, o lan lard an hab ersiz uyudu
K
ocası bakanken, 86 metrekarelik sosyal meskenin bu lunduğu binanın merdiven lerini sabunla silerdi... “Koca” diye bahsettiği kendisi, yani Ahmet Taner Kışlalı. Kendi deyimiyle çiçekleri, ağaçları, kuşlan, yaşlıları ve “insan”ı seven ilk karısı Nilgün’ün ö- lümünden sonra bu satırları yazmıştı.Kendisi bakanken gerçekten 86 metrekarelik sosyal meskende yaşa mıştı. Trafik kazasında yitirdiği eşi Nilgün ölümünden bir gece önceki dostlar toplantısında Ahmet Taner Kışlalı’nın Çayyolu’ndaki evlerini yıl
lara yayılan sabırla _ nasıl kendi elleriyle — — — — ^ yaptığını anlatmış
tı.
Bakan 86 metre karede yaşamış. Sonra da tuğlaları tek tek üst üste ko ya koya, çizimlerini BehAız Çinici’nin yaptığı “o ev”den oluşan dünyalığını yapmıştı.
Bakan karısı da komşuları hayret ler içinde bırakma ya aldırmadan merdivenleri sa bunlarla bir güzel
silip temizlemeye gocunmamıştı. Eskiden Nicole, kendi isteğiyle Türk ve Müslüman olduktan sonra da Nilgün olan eşinin ardından şöyle yazmıştı:
“Bakanlarla, büyükelçilerle, gena- rallerle, çok ünlü yazarlarla, bilim a- damiarı ile de arkadaştı... Kapıcılarla, bekçilerle, çaycılarla, şoförlerle, işçi lerle, koruma polisleri ile de arkadaş tı.”
Kendisi de öyleydi.
Nilgün için şunları da söylemişti: “Çocukları, yaşlıları severdi... Taıı- rı’yı severdi, Atatürk’ü severdi.”
Kendisi de severdi. Nilgün’ü şöyle anlatmıştı:
“Her zaman çalıştı... Yaptığı iş ne o- lursa olsun, çalışmaktan hep onur duydu... Her yaptığı işe yüreğini verdi. Hep başarılı oldu...”
Kendi de hep çalıştı, yüreğini verdi
ve işiyle onur duydu.
“Nilgün, bir hastanedeki umutsuz hastaları ziyaret etmeyi; onları neşe lendirmeyi, onlara umut dağıtmayı; paylaştığı acıları içine gömüp gözyaş larını eve saklamayı severdi.”
Kendisi de öyleydi.
“Ölüme yaklaştığımız dakikalarda kasetçalardan süzülüp içimizde bir şeyleri titreten müziğin sözleri ku laklarımdan bir türlü gitmiyor:
Yine mevsimler geçecek! Yine yap raklar düşecek! Giden sevgililer geri gelmeyecek...”
Mütevazı bir yaşam paylaştığı Nil- , gün bu müziği dinlerken gitti ve geri gelmedi.
Ve kendisi de gitti.
Cumhuriyet’te- ki köşesinde Temmuz 1,995’te bir de şöyie yaz
mıştı. Bu kez Nil gün’ü değil Uğur Mumcu’yu anlatı yordu:
“Bu yazıyı ya zarken tanıdığım bir bayan telefon etti. Eşinin mezarını ziyaretten geli yormuş. Uğur Mumcu’nun me zarının başında dua okuyan, üstü başı yırtık, 10 -12 yaşlarmda bir çocuk görmüş. Duygu lanmış...
O çocuk Mumcu’yu okumamıştı, tanımamıştı. Ama sevgi ve saygı duyu yordu.
Nesin’e Mumcu’ya küfredenler... Onları hapislere tıkanlar... Birtakım savcılar, yargıçlar... Birtakım Marma ris emeklileri...
Hepsi, hepsi unutulacaklar!
Ama Sivas’ta meşale olan, ölürken ölümsüzleşen 37 insanımız, Mum cularımız, Nesin’lerimiz hep yaşaya caklar!”
29 günlükken sonsuza dek ayrıldığı küçük kızı onu hiç anımsayamayacak.
Yaşama veda ederken “Bizi bırak ma” diye üzerine kapanan ikinci eşi Nilüfer Hanım ise, birkaç saniye uza ğındaki o korkunç patlamayı hiçbir zaman unutmayacak. Sevenleri gibi.
29 günlükken
sonsuza dek
ayrıldığı küçük kızı
onu hiç
anım sayam ayacak.
İkinci eşi Nilüfer
H anını o korkunç
patlam ayı asla
unutm ayacak.
+ Türkiye'de hava Adana 17/25 PB Erzurum 0/13 PB Afyon 18/22 S İstanbul 15/18 S Ankara 11/17 S İzmir 18/22 S Antalya 19/22 s İçel 19/24 PB Balıkesir 11/19 s Samsun 11/17 PB Bursa 13/19 s Sivas 8/14 S Diyarbakır 8/23 B Trabzon 12/17 PB Ö A-^ık Âb PB:P bulutlu £b •¡Bulutlu & Y:Yağmurlu S:Saânak D ü nya'da hava Amsterdam 11 PB Berlin 10 PB Londra 14 PB Moskova 5 PB Bağdat 27 B Paris 12 Y
Takvim Hicri:1420 13 RECEP Rumi:1415 imsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı
İstanbul 5.50 7.17 12.56 15.51 18.21 19.42 Ankara 5.35 7.00 12.40 15.37 18.07 19.27 İzmir 5.57 7.20 13.03 16.02 18.31 19.49 Roma 24 S Adana 5.25 6.46 12.30 15.32 18.00 19.17 nj 03
Bizi stısturamayacaklar!
Kışlalı suikastından sonra basın m ensupları, öğrenciler ve öğretim üyeleri kol kola protesto yürüyüşü yaptı. Ellerindeki Uğur Mumcu, M enem en şehidi Kubilay ve Muam mer A ksoy resim leriyle saldırıyı kınayan kitlelere yoldaki vatandaş da katıldı. Ayrıca A ntalya'da bir emekli işçi saldırganları kastederek "siz bizim için bir sivrisin e ksin iz" yazılı pankart açtı.
T - ....
F f 1WVW V f
wswwwwww
" •WW
HT
| Tolga Şard an Ankara
G
azeteci - yazar Ahmet Taner Kışlalı’ya yönelik suikastta kullanılan pat layıcı maddede, C - Tün hammad desi olan RDX adlı kimyasal mad de bulundu. Patlayıcı içinde her türlü terör örgütünün kullandığı TNT de saptandı. Kışlalı’nın yaşa mım yitirmesine neden olan patla yıcının profesyonel olarak hazır landığı belirtildi.Emniyet Genel Müdürlüğü ve jandarma uzmanlarının patlayıcı madde artıklan üzerinde başlattık- lan inceleme ve analiz işlemleri dün öğle saatlerinde tamamlandı. Jandarma Genel Komutanlığı la- boratuvarında tamamlanan kim yasal analizlerin ön incelemesinde, patlayıcı madde içinde îslami Ha reket, Hizbullah ve PKK gibi ör gütlerin kullandığı, Uğur Mum cuya yönelik eylemde de kullanıl dığı belirtilen C - Tün hammadde si olan RDX bulundu.
Üçlü kombinasyon
Teneke kutuya yerleştirilen 200 - 250 gram ağırlığındaki patlayıcının içinde RDX ve TNT’nin yanı sıra tanımlanamayan bir başka
kimya-Kriminal ekipler çok titiz bir çalışmayla 12 torba kanıt topladı. Analizlerde 500 santilitrelik teneke içecek kutusunun içine boru bomba düzeneği yapıldığı belirlendi.
sal maddenin bulunduğu da bildi rildi. Gazete kâğıdına sarılı durumdaki patlayıcının boru bom ba sistemiyle hazırlandığı, ancak boru bomba olmadığı anlaşıldı. A- nalizlerde, 500 santilitrelik teneke içecek kutusu içine boru bomba düzeneği yapıldığı belirlendi. Ku tunun içine çelik bilye, çivi ve kim yasal maddeler, kumaş parçalarıy la sıkıştırıldı.
Bombayı ateşleyecek pil meka nizmasının kutunun dışma yerleş
tirildiği sanılıyor. Bu konuda he nüz kesin bir saptama yapılamadı. Pille çalışan elektrik düzeneği aynı boru bombada olduğu gibi hareke te duyarlı hazırlandı. Paketin hare ket etmesiyle düzenek işleyip bombayı patlatırken, bulunan kab lo ve pil içindeki kömür parçalan da incelemeye alındı.
Amaç, dikkati dağıtmak Milliyet’e bilgi veren bir yetkili, üzerinde analiz yapılan patlayıcı nın çok profesyonelce hazırlandı ğını belirterek şu görüşle ri dile getirdi:
Kışlalı yı aram ızdan
alan ^hain patlayıcı da
her türlü terör
örgütünün kullandığı
C - 4 hammaddesi ve
TNT bulundu
“Son derece basit bir düzenek olmasına karşın dikkatleri dağıtmak ama cıyla patlayıcı, birkaç de ğişik terör grubunun kul landığı düzeneklerle kok teyl hale getirilmiş. So ruşturmanın esasım oluş turan patlayıcının eksper tiz raporudur.
Olaylar ve İnsanlar
f
HASAN
j t e f ULUR
Timsahlar öyle
bir ağladılar ki!
D
ÜNKÜ yazımızı “Haydi timsahlar (!) gözyaşları- mzı, sular, seller gibi akı tın!” diye bitirmiştik...Elhâk, Ahmet Taner Kışlalı’nm ardından profesyonel timsahlar dün öyle bir gözyaşı döktüler ki, hani kırk yıllık mallarımızı tanımasak, biz bile inanacağız!
Hele bir “Bu bir komplodur!” di ye ahkâm kesişleri var ki!
Dillerine “komplo” lafım dola mışlar:
“Bu bir komplodur!”
Çekinmeseler, “Bu Kemalistler,
bu Atatürkçüler, laikçiler böyledir, kendileri öldürür, bizim üzerimize yıkarlar!” diyecekler.
Evet, şimdilik diyemiyorlar, ama yakındır, bekleyin...
★ ★ ★
RAHMETLİ Ahmet Taner Kışla- lı’nın “Atatürk'e Saldırmanın Daya
nılmaz Hafifliği” adlı bir kitabı var
dı, adını, aynı başlığı taşıyan bir yazı sından alıyordu.
Kimlerdi Atatürk’e saldıranlar? Kışlalı onları ve onların dayanıl maz hafifliklerini anlatır:
“Aziz Nesin yıllar önceki bir ko nuşmamız sırasında şöyle demişti:
- Geçmişte Atatürk’ü eleştirmiş olmaktan dolayı şimdi utanıyorum. Her geçen gün gözümde küçüleceği ne, tersine daha da büyüyor.
Benzer aşamadan geçmiş bir kişi olarak, bu değerlenmeyi gönülden paylaşmam zor değildi. Zaman biz- leri değil, Mustafa Kemal’i haklı çı karmıştı.
Lenin’in, Mao’nun, Enver Ho- ca’nın, DimitroPun heykellerinin
m
yerlerde sürüklendiği, re simlerinin duvarlardan kaldırıldığı, Leningard is minin St. Petersburg’a dö nüştürüldüğü günümüz de, bunu görebilmek kuş kusuz daha da kolay.
★ ★ ★
EĞER Türkiye’de bir din devleti kurmak isti yorsanız, Mustafa Ke mal’e saldırmanız elbette ki tutarlı dır.
Eğer Türkiye’nin bir bölgesini a- yırıp ırkçı bir devlet kurmak peşin deyseniz, Mustafa Kemal’e saldır manın elbette tutarlı bir yanı vardır.
★ ★ ★
AMA çağı yakalama arayışında görünürken aynı şeyi yapmaya kal karsanız; belki - her garip şeyi ya panlara olduğu gibi - bazı dikkatle ri üzerinize çekersiniz, ama inandı rıcı olamazsınız.
Bir bakıyorsunuz; Kültür Baka- nı’nı temsilen açık oturuma katılan bir sayın konuşmacı, Kemalizmin Batı Avrupa’daki totaliter ideolojile rin etkisi altında kaldığını söylüyor. (Çekinmese, faşistlikle suçlayacak.)
Bir bakıyorsunuz; Marksist sol dan ciddi bir düşünür, halka sorul saydı dil devrimini kabul eder miy di, diye soruyor. (Sanki referan dumla devrim yapılabilirmiş gibi...) Bir bakıyorsunuz 60’lı yıllarda A- tatürk’ün sosyalistliğini kanıtlamak için ter döken bir köşe yazarı, şimdi onu küçültmek için tüm kalem kıv raklığını kullanma telaşı içinde.
Bir bakıyorsunuz; orijinal olabil me uğruna, Atatürk’ü demokrasi karşıtı gösterebilmek için kendi dü şüncelerine bilim kılıti giydirme ça basına girenler var.” (8 Mart 1992 /
Cumhuriyet)
★ ★ ★
İŞTE dün Kışlalı’nın ardından gözyaşlarını, sular, seller gibi akıtan timsahlar bunlardı ve benzerleriydi.
Rivayet odur ki, timsahlar avlarmı yerken, gözyaşlarını tutamazlar mış...
e-posta:h.pulur®milliyet. com.tr
Elde edilecek analiz bilgileri, geçmişte yaşa nanlarla karşılaştırılıp hangi terör grubuna uya cağı belirlenir. Bu kez or tada üçlü bir kombinas yon var. îlk incelemede i- sim olarak bir yere vara madık. Kokteylle karşı karşıyayız. Amacı belli, bizim dikkatimizi dağıt mak. Profesyonel bir du rumla karşılaştık.”
C u m a rte si
23 Ekim 1999
D ipsiz Kuyu
UMUR
TALU
Yol almak için
1
970’lerde, ABD’de Ari- zona Republic gazetesin den Don Bolleş otomobi line konan bombayla suikasta kurban gittiğinde gazeteciler sa dece tepki değil, refleks de gös terdi.ABD’nin dört bir yanından ga zeteciler bir araya gelip ekipler oluşturdular. Hepsi ayrı medya kuruluşlarmdandı. Kimi zaten görevlendirilmişti, kimi de nor mal mesailerinin dışındaki za manlarını ekip çalışmasına sun muşlardı.
Öncelikle Bolles’ın araştırdığı konuyu deştiler. Katillerin izleri orada olmalıydı.
Sabırla yürüttükleri araştırma daki bulgularını, hem kendi ga zetelerine, TV ’lerine verdiler, hem de diğerlerine bedelsiz ak tardılar.
30’dan fazla gazeteci, 26 gaze tecilik örgütünün ve bazı sivil toplum kuruluşlarının desteğin de aylar boyunca binlerce belge, bant inceledi, yüzlerce görüşme yaptı; bunları 46 bin endeks kar tında topladı.
100 bin kelimelik seri yazılar ortaya çıktı.
Sonuçta, üç katil ile azmettiri cileri belirlendi.
Buna, katkıda bulunanlar ba kımından tarihin en kapsamlı a- raştırmacı gazetecilik örneği dendi.
• • •
Ortak çabalarındaki olağanüs tülüğe rağmen, ABD’li gazeteci ler yine de “belirli” bir güzer gâhta gitmenin kolaylığını yaşa dılar.
Bolles’ın son araştırması arazi spekülasyonları ve imar rantları üstüneydi. izler de buradan sü rüldü.
Bizdeki cinayetlerde, suikast larda ise bu kolaylık yok.
Ters orantı yönteminin, yani sadece açık karşıt, açık düşman üstüne akıl yürütmenin yanıltıcı olabileceğini biliyoruz. Adayımız ve odağımız bol.
Kaldı ki, ulaşılabilecek kayıt lar, belgeler yönünden de yoksul olduğumuz söylenebilir.
istihbarat ve Em niyet birimlerinin, Afrika’da dahi “çok başarılı” operasyon lar yürütebildikleri halde, sarsıcı, çarpıcı faili meçhul cinayet lerde nal topladıkla rını ya da o birimler de birileri marifetiyle nal izleri nin yok edildiğini biliyoruz.
• • •
Zanlıyı, suçluyu bulup çıkar mak tabii ki öncelikle bu birim lerin ve hukuk adamlarının göre vi.
Ancak bizim üstümüze düşen ler de var.
Tabii ki sadece öldürülenler de gazeteci olduğu için değil, ama bu nedenden de ötürü, güçleri, kanıtları, bulguları birleştirmek gibi bir görev mesela.
Bu, cinayetleri aydınlatmak iş leviyle sınırlı değil.
Belki nihai sonuca sadece bu yolla da ulaşılamaz.
Ancak, böyle bir güç, dayanış ma ve ortak çaba ile kararlılığın sergilenmesi, işi resmen bu olup kekeleyenleri, adım atmayan- lanrı da zorlayacaktır.
Kaldı ki, bu herhangi bir poli siye olayın aydınlatılmasından da ibaret değil.
ister “terör”, ister “provokas yon”, ortak kanaatimiz, ülkenin ufkunun karartılmak istendiği yönünde değil mi?
• • •
Abdi İpekçi, kimliğinin, kişili ğinin “hedef” olması yanında, bu tür izler üstünde de çalışırken öl dürüldü.
Uğur Mumcu, İpekçi cinayeti de dahil, karmaşık bir kaçakçılık - terör - yeraltı - devlet - çete - dış odaklar ağı üzerindeydi.
Onların bitiremedikleri işler ile bitirilen hayatları önümüzde bir borç olarak duruyor.
Susurluk sıcaklığı sırasında bu yönde bazı çabalar oldu.
Faili meçhul cinayetlere kur ban gidenlerin yakınları da daya nışma ve hukuku canlandırma girişiminde bulundular.
Yine de çabalar güçsüz, desteksiz kaldı.
Nefret söylemlerinin ötesinde, yol alabilmek, bu gücü birbirimi ze vermek için kanallar, bir ara ya geliş biçimleri bulmak gereki yor.
Sadece sunulanlarla, olayların tasvir ve açıklanış biçimleriyle yetinmeyecek kadar şerbetli, de neyimli değil miyiz?
e- mail:umur.talu®milliyet. com.tr Tel: (0212) 505 66 45 Faks: 505 66 22
+
dar nöbet tuttuğu evin önünde başta Genel Başka- n Altan Öymen olmak üzere Tarhan Erdem, Sabri Ergül, Algan Hacaloğlu’nun da aralarında bulun duğu CHP’liler karanfil bırakıp, mum yaktı. “Dev rimciler burada Ecevit nerede?”, “Başbuğ Ecevit” sloganları atan kalabalık, Kışlalı’nın evinin duvar larına Atatürk posteri astı.
Sevenleri, Kışlalı’nın fotoğrafı ve Atatürk fotoğ rafının bulunduğu bir döviz yerleştirdi. Bu dövizin üzerine, “Adın maske, camiler kışla, düşünen kur ban mı olacaktı Allahım” yazılı başka bir döviz a- sıldı.
K ışla lı bulvarı
Bir müzik öğretmeni, marşların sözlerini yaza rak, Buketkent Muhtarlığı’na verdi. M uhtarlık, sözleri çoğaltarak mahalle sakinlerine dağıttı.
Mahalle sakinleri, Kışlalı’nın evinin bulunduğu “Bango Bandhu Şeyh M ucibürrahman Bulva r ın ın adının, “Ahmet Taner Kışlalı Bulvarı” ola rak değiştirilmesini istedi.
M uhtar Ayşe Sevil Kuru, bulvara Kışlalı’nm adı nın verilmesi için belediyeye başvuracağını belirte rek, “Caddenin adının değiştirilmesi için defalarca başvurduk ama değiştirilmedi. Keşke değişiklik i- j çin bir şehit vermeseydik” dedi.
Devlet eski Bakanı ANAP İzmir Milletvekili I- şın Çelebi ve eşi Şükran Hanım, akşam saatlerinde ¡3 Kışlah’mn ailesine yemek getirdi.
Kalabalık, sabah erken saatlerde yeniden buluş mak üzere gece yarısına doğru evin önünden ayrıl- * # dı. Tiyatro sanatçıları Sinan Benginer ve Bican Günalan, “Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?” i-r e simli oyununu sergiledikten sonra Kışlalı’nın evi nin önüne gelerek mum yaktı.
suikast
M illiyet*
n
*
Ailesinden marşlı anma
Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleriyle sevenleri, Kışlalı ailesinin a- cısını paylaşmak için evlerinin önünde 10. Yıl Marşı'nı seslendirir ken; eşi Nilüfer Kışlalı, ağabey Mehmet Ali Kışlalı ile torunu balko na çıktı. Kışlalı ailesi de marş söyleyip alkış tuttu. Attan Burgucu
Sevgi
nöbeti
Büyük acı paylaşıldı.
Kışlalının evinin önünde
yakılan mumlar sönmeyecek,
karanfiller solmayacak
■
A n k a r a Milliyet
U
ğradığı bombalı saldırıda yaşamını yitiren Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın Çayyo- lu Engürü Sitesi’ndeki evinin önünde ya kılan m umlar sönmeyecek, karanfiller sol mayacak.Ölüm haberini alan Kışlalı’nın sevenleri, önceki gün evinin önüne akın akm geldi. Kalabalık, dün günün ilk saatlerine kadar “sevgi nöbeti” tuttu. Komşuları, yakınları, arkadaşları, öğrencileri ve siyasilerin tuttuğu nöbette gözyaşları hiç dinmedi.
Gece boyu sokakta olan çevre sakinleri, Kışla lı ile ilgili duygularım şöyle dile getirdi:
Z iya retçi akını
“Çok iyi bir komşuydu. Bahçeyle uğraşmayı çok severdi. Sarmaşıkları elleriyle dikti. Ve sonbahar geldiğinde bizlere " bakın sarmaşık lar ne güzel kızarmaya başladı’ dedi.-Çimler
ezilmesin diye arabasını sitenin bahçesine parketmezdi.”
Kışlalı’nın evi olayın ardından ziyaretçi lerle dolup taştı. Jandarmalar, site giriş çıkı- y şını kontrol altında tutarken, ziyaretçiler a-
ı ilenin onayıyla içeri alındı.
Küçük çocuklar, karanfil bırakıp, mum lar yaktı ve anne babalarından Kışlalı’yı i>; dinledi. “Genciz, güçlüyüz, Atatürkçü yüz” diye slogan atan öğrencileri ve halk, “Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz”, “Anka ra’nın taşma bak” şarkılarının yanı sıra “İzmir Marşı” ve “10. Yıl Marşı”nı söyledi.
CHP Ankara II ö rg ü tü üyelerinin geç saate
ka-İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi