• Sonuç bulunamadı

AYAKBİLEĞİ BURKULMALARINDA SOĞUTULMUŞ ELASTİK BANDAJ (ICEFEEL©) VE CRYO/CUFF© İLE TEDAVİ SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AYAKBİLEĞİ BURKULMALARINDA SOĞUTULMUŞ ELASTİK BANDAJ (ICEFEEL©) VE CRYO/CUFF© İLE TEDAVİ SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AYAKBÝLEÐÝ BURKULMALARINDA SOÐUTULMUÞ ELASTÝK BANDAJ

(ICEFEEL

©

) VE CRYO/CUFF

©

ÝLE TEDAVÝ SONUÇLARININ

KARÞILAÞTIRIL-MASI

THE COMPARISONS OF OUTCOMES OF TWO DIFFERENT TREATMENTS

AFTER ANKLE SPRAINS; CRYO/CUFF

©

AND COLD ELASTIC BANDAGE

(ICEFEEL

©

)

Özseren K, Dinçel VE, Çavuþoðlu AT, Özsoy MH, Sakaoðullarý A, Fakýoðlu O, Sepici B*

* Saðlýk Bakanlýðý Ankara Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi (SBAEAH), 1. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniði, Ankara, Turkey

ÖZET Amaç:

Bu çalýþmada evre 1 ve evre 2 lateral ayak bileði bað yaralanmasý sonrasý uygulanan 2 farklý tedavi yönteminin (icefeel® soðutulmuþ bandaj ve cryocuff®) sonuçlarýnýn

incelenmesi ve karþýlaþtýrýlmasý amaçlanmýþtýr.

Hastalar ve Yöntemler: Farklý iki yöntemin sonuçlarý,

görsel analog skala (VAS), volumetrik ödem deðer-lendirmesi, Kitaoka fonksiyonel ayak bileði skalasý, Eklem hareket geniþliði ölçümü, izokinetik kas testi ve stres grafisi yöntemleri ile deðerlendirildi.

Bulgular: Her iki tedavi yöntemi ile de tedavi sonunda,

VAS, volümetrik ödem küçülmesi ve Kitaoka fonksiyonel skorlarýnda anlamlý derecede düzelme oldu. Ayak bileði dorsofleksiyon ve plantar fleksiyon hareket açýklýlýklarý her iki grupta da, saðlam ayak bileklerine göre bir miktar azal-ma gösterse de istatistiksel olarak anlamlý bir kayýp yoktu. Ýki grup arasýnda, izokinetik inceleme sonucunda inversi-yon doruk tork ve eversiinversi-yon doruk deðerleri arasýnda fark tespit edilmedi. Radyografik incelemede, inversiyon stresi altýnda talar tilt açýlarýndaki deðiþim miktarlarýna bakýldý ve iki grup arasýnda anlamlý bir fark bulunmadý.

Sonuç: Kompresyonsoðuk uygulama yöntemi, akut ayak

bileði yaralanmalarýnda önerilen tedavidir. Icefeel ve cryocuff yöntemlerinin her ikisinde de benzer baþarýlý sonuçlar vermiþtir. Soðutulmuþ elastik bandajýn (icefell®),

Cryo/cuff®'a göre üstünlüðü ise, daha ekonomik ve kolay

ulaþýlabilir olmasý ve uygulama kolaylýðý olarak tespit edilmiþtir.

Anahtar Kelimeler: Ayak bileði; lateral bað; kompresyon;

soðuk uygulama; izokinetik

SUMMARY

Objectives: The purpose of this study is analysing and

comparing of two different treatment methods (icefeel® soðutulmuþ bandaj ve cryocuff®) in stage 1 and 2 lateral ankle injuries.

Patients and Methods: The results of two different

methods were evaluated by using visual vnalog vcale (VAS), volumetric edema evaluation, functional ankle scala of Kitaoka, joint range of motion evaluation, isoki-netic muscle test and stress graphies.

Results: VAS, volumetric edema evaluation and

function-al ankle scfunction-ala of Kitaoka was significantly improved with two different treatment methods. However according to the healthy ankles, ankle dorsiflexion and plantarflexion range of motion in two groups were decreased, there was not any statistically loss. At the end of isokinetic evalua-tion between two groups, no difference were detected between inversion doruk tork and eversion doruk results. No significant difference was found between the changes in talar tilt degrees under inversion stress with radio-graphic screening.

Conclusion: Compression-cold application method is

recommended after acute ankle injuries. Icefeel and cryocuff methods gave the similar successful results. The advantages of cold elastic bandage (icefell) to Cryo/cuff are being more economic, easy to reach and easy applica-tion.

Key words: lateral ligament; compression; cold

applica-tion; isokinetic

Yazýþma Adresi / Correspondence Address:

Özseren K, Saðlýk Bakanlýðý Ankara Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi (SBAEAH), 1. Ortopedi ve Travmatoloji Kliniði, Ankara, Turkey

(2)

GÝRÝÞ

Ayak bileði yaralanmalarý günlük yaþamda en sýk karþýlaþýlan yaralanmalardýr ve tüm kas iskelet sistem yaralanmalarýnýn %25'ini oluþturur. En sýk (%75) etiyo-lojik neden ayak bileði burkulmalarý olup, inversiyon zorlanmalarý en sýk (%85) görülen yaralanma mekaniz-masýdýr. Tüm olgularýn %15'i ise deltoid bað ve sin-desmoz yaralanmalarýdýr. Lateral bað yaralanmalarý sýk-lýkla tekrarlar ve %20-40 olguda kronik instabiliteye neden olur. Ýnstabilite ise geç dönemde, dejeneratif artrit riskini artýrmaktadýr (1-4).

Çoðunlukla spor aktiviteleri sýrasýnda meydana gelen ve sýk karþýlaþýlan bir problem olmasýna raðmen tedavisi konusunda henüz standart bir protokolü bulunmamaktadýr. Ancak akut dönemde uygulanan RICE tedavisi (istirahat, buz, kompresyon ve elevas-yon) genel kabul gören yöntemdir. Rijid veya fonksiyo-nel immobilizasyonun hangi ajanlarla ne kadar süre uygulanacaðý, cerrahi tedavinin yeri ve zamaný günümüzde tartýþmalý olup, bunlarla ilgili çok sayýda çalýþma yapýlmaktadýr. Tedavideki amaç bellidir; günlük aktivitelere en kýsa zamanda dönmek, iþe dönüþü hýz-landýrmak ve kronik instabilite geliþimini önlemektedir. Lateral ayak bileði yaralanmalarýnda inversiyon zor-lanmasý ile öncelikle anterior talofibuler ligament (ATFL) ve anterior kapsül etkilenir, zorlanma daha fazla ise kalkaneofibuler ligament (KFL) ve posterior talofibuler ligamentte (PTFL) de etkilenebilir. PTFL yaralanmasýnýn varlýðýnda genelde patolojiye deðiþik lokalizasyonlarda kýrýk ve eklem dislokasyonu da katýlýr (5). Klinik deðerlendirme ve tedavi yöntemi seçiminde kullanýlan evreleme sistemi, oluþan patolojiye, fonksi-yonel duruma ve instabiliteye göre 3 farklý evrede yapýl-maktadýr.

Evre 1: Baðda makroskopik düzeyde kopma yok-tur, gerilme söz konusudur, eklem stabilitesi bozulmaz, hafif düzeyde þiþlik ve fonksiyon açýsýndan minimal düzeyde etkilenme olur.

Evre 2: Baðda parsiyel makroskopik yýrtýk vardýr, belirgin þiþlik ve hassasiyetin yaný sýra, hasta fonksiyon-larýnda belirgin azalma olur, eklem stabilitesi hafif düzeyde etkilenir, ekimoz yaralanmaya eþlik edebilir.

Evre 3: Baðda total rüptür olur, þiddetli yaralan-malardýr, belirgin þiþlik ve eklem instabilitesi görülür.

Tedavi yöntemi evre 1 ve 2 olgularda genellikle konservatiftir. Evre 3 olgularda ise konservatif/cerrahi yöntem seçimi arasýnda farklý görüþler bulunmaktadýr. Özellikle 1 mm'den fazla talar yer deðiþtirmenin varlýðý, tekrarlayan yaralanmalar ve ileri yaþ, önemli negatif prognoz faktörleri olarak belirtilmiþtir (6,7). Genç ve aktif sporla uðraþanlarda ATFL ve KFL yýrtýðý olup, 15 derece üzerinde talar tilt görülen olgularda acil cerrahi tedavi önerilmektedir. Bunun dýþýndaki olgularda tüm evrelerde ilk tedavinin konservatif yöntemle yapýlmasý gerektiði kabul edilmektedir (8,9).

Konservatif tedavide birincil amaç effüzyon mik-tarýný sýnýrlamaktýr. Kompresyon uygulamasýnýn en yaygýn yöntemi ise elastik bandaj olup, breys, air cast ve alçý diðer metodlardýr. Alçý dýþýndaki erken mobilizas-yona izin veren tespit yöntemleri, kollajen oryantas-yonunu artýrarak iyileþmeyi hýzlandýrdýðý ve hareketsi-zliðe baðlý komplikasyonlarý azalttýðý için tercih edilmektedir. Akut dönemi takiben, peroneal ve dorsi-fleksor kas egzersizi ve proprioseptif egzersizler verilir. Hasta normal yürüyüþ ve ayak bileði, diz hareketine cesaretlendirilmelidir.

Bu çalýþmada, evre 1 ve 2 lateral ayak bileði liga-ment yaralanmasý olan olgularda, konservatif tedavinin iki farklý yöntemle uygulanmasý sonrasý, tedavi etkin-liðinin karþýlaþtýrýlmasý amaçlandý.

HASTALAR VE YÖNTEMLER

Çalýþmaya, travmanýn ilk 72 saatinde baþvurmuþ, ek herhangi bir alt ekstremite patolojisi içermeyen, evre 1 veya evre 2 ayak bileði yaralanmasý olan hastalar dahil edilmiþtir. Çalýþmaya alýnan, 40 hastanýn bilgilendirilmiþ onay formlarý alýnmýþ ve tek numaralara (grup 1; 20 hasta) soðutulmuþ elastik bandaj (icefeel®, Ýnterfarma, Türkiye), çift numaralara (grup 2; 20 hasta) Cryo/cuff®

(Aircast, UK) tedavisi uygulanmýþtýr. Ýleriye dönük kontrollü bir çalýþma yapýlmýþtýr. Hastalara tedavi, ilk 3 gün günde 2 kez (sabah ve akþam) 20 dakika süreyle uygulanmýþtýr. Tedavi yöntemi lokal kompresyon ve soðuk uygulama prensibine dayanmaktadýr.

Soðutulmuþ elastik bandaj (icefell®), özel bir

iplik-ten yapýlmýþ olup, tüm bandaja, alkol ve mentol içeriði olan bir solüsyon emdirilmiþtir. Bu iki materyalin bir-leþmesiyle meydana gelen soðutucu etkiden faydalanýl-maktadýr. Ürünün soðuk etkisi bir paket içinde muhafaza edilerek korunabilmektedir.

Cryo/cuff®ise içinde 2°C buzlu su barýndýran bir

hazne ve bu hazneye baðlý bir manþetten oluþan bir sis-temdir. Manþet soðuk uygulamanýn yanýnda kompres-yon etkisine de sahiptir.

Klinik Muayene: Çalýþmaya katýlan hastalarýn tümünün ilk deðerlendirme sýrasýnda anamnezleri alýn-mýþ, fiziksel özellikleri kaydedilmiþtir. Ayrýca bu muayene sýrasýnda ödem, ekimoz, þekil bozukluðu ve deformiteler deðerlendirilmiþtir. Aðrý, hassasiyet ve ýsý artýþý olup olmadýðýna bakýlmýþtýr, ayak ve ayak bileði eklem hareketleri deðerlendirilmiþ ve nörolojik muayeneleri yapýlmýþtýr.

Tüm hastalar tedavinin 1. ve 4.günü, 2.hafta ve 1.ayýnda aþaðýda belirtilen parametreler üzerinden deðerlendirilerek sonuçlar karþýlaþtýrýlmýþtýr.

Klinik Deðerlendirme: Olgularýn klinik deðer-lendirilmesi (i) aðrý; (ii) ödem miktarý; (iii) fonksiyonel

(3)

skorlama; (iv) eklem hareket geniþliði; (v) izokinetik inceleme; (vi) stres radyografileri ile yapýlmýþtýr.

(i) Aðrý Deðerlendirmesi: Görsel Analog Skala (VAS) kullanýlarak yapýlmýþ olup, aðrý olmayan nokta 0 puan, en þiddetli aðrý 100 puan olarak hesaplanmýþtýr.

(ii) Volumetrik Ödem Deðerlendirmesi: Sabit bir su havuzu hazýrlanýp hastalar her kontrole geldiðinde, burkulan ve saðlam ekstremiteleri bu havuza sokulmuþ, taþan sývý miktarý belirlenerek vol-umetrik ödem deðerlendirmesi yapýlmýþtýr .

(iii) Fonksiyonel Skorlama: Kitaoka (10) fonksi-yonel ayak bileði skalasý kullanýlarak yapýlmýþ, aðrý, gün-lük aktivitelerdeki fonksiyon, yürüme anomalisi, eklem hareketleri ve ayak bileði stabilitesi parametreleri sorgu-lanarak fonksiyonel ayak bileði skalasý elde edilmiþtir. Sonuçlar 0 -100 puan arasý deðerlerle kaydedilmiþtir.

(iv) Eklem Hareket Geniþliði Ölçümü: Tüm olgularda ayak bileði eklemi dorsifleksiyon, plantarflek-siyon, inverplantarflek-siyon, eversiyon hareketleri ölçülmüþtür. Ölçümler bireyler oturur pozisyonda diz altýna destek konarak gonyometre ile ayný hekim tarafýndan yapýlmýþtýr. Gonyometrenin pivotu lateral malleole yer-leþtirilmiþ, sabit kol fibulaya paralel, hareketli kol ise 5.metatarsýn lateraline konmuþtur. Fibula ile ayak arasý açýnýn 90 derece olduðu pozisyon 0 derece kabul edilmiþtir. Ayak bileðine dorsofleksiyon ve plantarflek-siyon yapýlarak sonuçlar derece olarak kaydedilmiþtir. Yine hasta oturur pozisyonda iken, inversiyon için pivot noktasý metatarsal baþlar hizasýnda ayaðýn latera-line yerleþtirilmiþ, gonyometrenin sabit kolu bacaðýn lateral orta noktasýna paralel tutularak aktif hareket yaptýrýlmýþ ve derece olarak kaydedilmiþtir. Eversiyon için ayný iþlem medialde yapýlmýþtýr.

(v) Ýzokinetik Ýnceleme: Hastalara 1. ay sonunda eversiyon ve inversiyon yönünde izokinetik kas testi uygulanmýþtýr. Ýncelemeler Biodex system 3 PRO-MANUEL cihazý kullanýlarak yapýlmýþtýr. Ýncelemeler Orta Doðu Teknik Üniversitesi'nde gerçekleþtirildi. Kas ve eklemlerin teste hazýrlanmasý ve testin güvenir-liðini artýrmak amacý ile test öncesi 10 dakika süre ile topuk ve parmak ucunda yürüme, 1 dakika parmak ucunda yükselme, 30 saniye gastrasoleus ve tibialis anterior kaslarýna germe egzersizleri içeren ýsýnma pro-tokolü uygulandý. Test propro-tokolü; ýsýnma periyodunu takiben hastalar cihaz içine gövde 70 derece fleksiyon-da yerleþtirilmiþlerdir. Gövde ve uyluk bantlarý ile hastalar sabitlendikten sonra dizler 30 -45 derece flek-siyonda sabit hale getirilmiþtir. Ayak bantlarý ile ayak ve ayak bileði de sabitlenerek teste geçilmiþtir. Hastalar 20 derece eversiyon ve 30 derece inversiyon hareket açýk-lýðýnda 30 derece/sn, 60 derece/sn ve 120 derece/sn hýzlarýnda teste alýnmýþlardýr. 30 derece/sn hýzda 5 tekrar, 60 derece/sn ve 120 derece/sn hýzlarýnda ise 10

tekrar yaptýrýlmýþtýr. Hýz aralarýnda 10 sn dinlenme süresi verilmiþtir. Çalýþmamýzda baþlangýç pozisyonu tam eversiyon, baþlangýç hareketi ise inversiyondu. Hareketlerin tüm güç kullanýlarak yapýlmasý saðlandý ve her ölçüm öncesi üçer çalýþma tekrarý yapýldý. Test son-rasý elde edilen doruk tork sonuçlarý deðerlendirildi. Doruk tork taným olarak bir tekrarýn herhangi bir anýn-da kaydedilen en yüksek kassal kuvvettir. Kasýn en yük-sek kuvvet kapasitesini gösterir.

(vi) Radyolojik Ýnceleme: Tedavinin 1. ayýnýn sonunda yaralanan ve saðlam ayak bileklerine inversi-yon yönünde stres uygulanarak radyografik deðer-lendirme yapýldý. Normal dýþý tibiotalar açýlanmalar instabilite olarak kayýt altýna alýnmýþtýr. 10 ve 20 kg kuvvetinde inversiyon yüklenmesi altýnda oluþan açýsal farklýlýklar arasýndaki farka bakýlmýþ ve istatistik deðer-lendirme sonucunda anlamlý fark araþtýrýlmýþtýr.

Her 2 gruba da ayný süre NSAÝD verilmiþ olup, 1.gün, 4.gün, 2.hafta ve 1. ayda VAS, volumetrik ödem deðerlendirmesi, Kitaoka ayak bileði skorlamasý yapýlmýþtýr. Her iki tedavi yönteminde de fonksiyonel immobilizasyon uygulanmýþ olup, eklem hareket açýk-lýðýný kazanmak amacýyla kontrollü egzersizlere 1.günde baþlanmýþtýr. Hastalar 1. gün koltuk deðneði ile yürütülürken, 2.günden sonra aktif dirençsiz ayak bileði dorsofleksiyon ve plantarfleksiyon hareketleri ve hafif yüklenmeye baþlanmýþtýr. Vücut aðýrlýðý parmak ucunda taþýnabildikten sonra peroneal kaslar ve dor-sofleksörler dirence karþý çalýþtýrýlmýþtýr. Parmak ucun-da, topuk üzerinde yürüme, dengede yürüme öðretil-erek propriosepsiyon ve koordinasyon da geliþtir-ilmiþtir. Hastalarýn fiziksel özelliklerini belirlemek için yaþ, boy ve kilo deðerleri kaydedilmiþtir.

Ýstatistiksel Analiz

Verilerin analizi SPSS 11.5 programý kullanýlarak yapýldý. Sürekli ölçümlü veriler "ortalama ± standart sapma" ya da "ortanca (min, max.)" biçiminde göste-rildi. Gruplanabilir deðiþkenler ise olgu sayýsý (%) biçi-minde gösterildi. Hastalarýn tedavi gruplarýnda cin-siyetleri, etkilenen ayak bileði dominant olup olmadýðý yönünden homojenliði Fischer's exact testi ile gösteril-di. Yaþ için ise Mann-Whitney-U testi ile homojenlik test edildi. Tedavinin 1.gün, 4.gün, 2.hafta ve 1.ayýnda ölçülen VAS, volumetrik deðerlendirme ve Kitaoka fonksiyonel skalasý yönünden tüm hastalar düzeyinde ve her bir tedavi grubunun kendi içerisinde, fark olup olmadýðýna Friedman testi ile bakýldý. Bu testin sonu-cunda farkýn olduðu durumlarda Friedman çoklu karþýlaþtýrma testi ile farký yaratan zamanlar tespit edil-di. Yüzde deðiþimleri yönünden tedaviler arasýnda fark olup olmadýðý Mann-Whitney-U testi veya Student-t testi ile incelendi. Test istatistik sonuçlarý p≤0.05 için anlamlý kabul edildi.

(4)

Hastalarýn inceleme kriterlerine göre sonuçlarý þu þekilde tespit edilmiþtir:

(i) Aðrý Deðerlendirmesi: Her iki tedavi grubunda da zamanla aðrý skorlarýnýn azaldýðý ve ilk gün ve 1. ay verileri incelendiðinde VAS skorundaki azal-manýn istatistiksel olarak anlamlý olduðu görüldü (p<0.05). Cryo/cuff® grubunda soðutulmuþ elastik bandaj grubundan farklý olarak 4. gün ve 2. hafta deðerleri arasýnda, aðrý düzeyindeki azal-manýn da istatistiksel olarak anlamlý olduðu görüldü (p<0.05) (Tablo 1). Her iki grubun orta-lama VAS skorlarý ve deðerlendirme dönemleri incelendiðinde benzer seyir takip ettikleri de sap-tandý (Grafik 1).

(ii) Volümetrik Ödem Deðerlendirmesi: Her iki grubun 1. gün deðerleri ve 1. ay sonundaki deðer-leri arasýnda volüm azalmasý olarak anlamlý dere-cede fark olduðu tespit edildi. (p<0.05) (Tablo 1). (iii) Fonksiyonel Skorlama: Kitaoka Fonksiyonel Skorlama sonuçlarý incelendiðinde her iki tedavi grubunda da 1.gün deðerleri ile 1.ay sonu deðer-leri arasýnda istatistiksel olarak anlamlý fark olduðu görüldü (p<0.05) (Tablo 1). Ayrýca her iki grubun Kitaoka fonksiyonel skorlarýndaki

deðiþi-BULGULAR

Çalýþmada 20 kadýn, 20 erkek hasta incelenmiþtir. Soðutulmuþ elastik bandaj, icefeel®(1.grup) grubunda

8 erkek, 12 kadýn; Cryo/cuff® (2.grup) grubunda 12

erkek, 8 kadýn hasta mevcut idi. 1.grupta yaþ ortalamasý 31.0±11.0 yýl (17-53), 2.grupta 29.7±13.0 yýl (16-54) bulundu. 1.grupta vücut aðýrlýðý ortalama 65.5±9.0 kg (46-95), boy uzunluðu 166.0±7.6 cm (151- 185), 2.grupta vücut aðýrlýðý ortalama 68.2±10.8 kg (48 -102), boy uzunluðu 164.0±6.5 cm (148-191) idi.

Kýrk hastanýn 39'unda dominant taraf sað iken, sadece 1 hastada sol idi. Yirmibeþ hastanýn sol (%62.5), 15 hastanýn sað (%37.5) ekstremitesi etkilenmiþtir. Kýrk hastanýn 16'sýnda (%40) dominant ayak etkilenmiþtir. Tedavi gruplarý arasýnda yaþ, vücut aðýrlýðý, boy, cinsiyet ve yaralanan taraf yönünden istatistiksel olarak fark tespit edilmedi (p>0.05).

Hastalarýn geçirilmiþ burkulma sayýlarý sorgulanmýþ olup, ayný taraf burkulma sayýsý ve zamaný ile ilgili kesin bir bilgi elde edilememiþ, ancak 6 hastanýn (%15) son 1 yýl içinde birkaç kez ayný ekstremite de benzer yaralan-ma geçirdiði ancak tedavi görmediði belirlenmiþtir. Hastalarýn yapýlan ilk muayenelerinde ödem, hassasiyet ve aðrý görülmüþtür. Hiçbir hastada deformite tespit edilmemiþtir.

Tablo-I

Grup 1 (icefell® Grubu) ve Grup 2 (Cryo/cuff® Grubu) ye ait Aðrý Deðerlendirmesi Görsel Analog Skala (VAS), Volümetrik Ödem Deðerleri ve Kitaoka Fonksiyonel Skorlarý

1. Gün 4. Gün 2. Hafta 1. Ay

Median Minimum Maximum Median Minimum Maximum Median Minimum Maximum Median Minimum Maximum

VAS Grup 1 65 40 90 40 20 80 20 10 50 10 0 20 Grup 2 70 40 80 50 20 80 20 10 60 10 0 20 Volüm Grup 1 1190 840 1600 1160 850 1580 1240 830 1550 1175 830 1540 Grup 2 1200 800 2540 1182 800 2240 1165 775 2515 1150 770 2505 Kitaoka Grup 1 58 26 71 70 40 96 84 70 90 90 84 100 Grup 2 44 26 81 63 40 85 84 62 90 90 80 100 Tablo-II

Grup 1 (icefeel® Grubu) ve Grup 2 (Cryo/cuff® Grubu) Eklem hareket açýklýðý deðerleri

Grup 1 (n=20) Grup 2 (n=20)

Ort ± St. Sapma Ort± st. Sapma

ÝNVERSÝYON Burkulan Saðlam 25.10 ± 2.48 22.35 ± 2.77 24.2 ± 2.64 22.3 ± 2.49

EVERSÝYON Burkulan Saðlam 17.05 ± 1.60 16.75 ± 2.26 16.60 ± 2.00 16.65 ± 2.11

DORSOFLEKSÝYON Burkulan Saðlam 23.30 ± 2.77 21.95 ± 2.25 24.45 ± 2.80 23.10 ± 3.07

(5)

mi karþýlaþtýrýldýðýnda benzer deðiþim profili gös-terdikleri görüldü (Grafik 2).

(iv) Eklem Hareket Geniþliði Ölçümü: Deðerlen-dirme sonucunda, zamana baðlý olarak eklem hareket geniþliði ölçümlerinde artýþ olduðu tespit edildi. Birinci ay sonunda her iki grupta da burku-lan tarafýn saðlam tarafa göre özellikle inversiyon-da olmak üzere plantarfleksiyon ve dorsofleksi-yon hareketlerinde bir miktar azalma olduðu ancak oluþan farkýn istatistiksel olarak anlamlý olmadýðý tespit edildi (p>0.05) (Tablo 2). Ayrýca her iki tedavi grubunun eklem hareket açýklýðý parametresi göz önüne alýnarak yapýlan karþýlaþtýrýlmasý sonucunda aralarýnda anlamlý bir farklýlýk tespit edilmedi.

(v) Ýzokinetik Ýnceleme: Kas kuvveti deðer-lendirilmesi sonuçlarý 1.ay sonunda, inversiyon doruk tork ve eversiyon doruk tork deðerleri göz önüne alýnarak yapýldý. Sonuçta 30, 60 ve 120 derece/saniye (ft-Ibs) deðerlerinde her iki tedavi grubu arasýnda istatistiksel olarak fark görülmedi (p>0.05). Tablolar ortalama kas kuvveti deðerleri dikkate alýnarak hazýrlanmýþtýr (3) (Tablo 3). (vi) Radyolojik Ýnceleme: Tedavinin 1. ayýnýn

sonunda yaralanan ve saðlam ayak bileklerinde stres radyografisi deðerlendirmeleri yapýldý. Sonuçta 10 ve 20 kg inversiyon stresi altýnda, talar tilt açýlarýndaki deðiþim miktarlarý karþýlaþtýrýl-dýðýnda, anlamlý bir fark tespit edilmedi. Icefeel®

grubunda ortalama talar tilt açý deðerleri 10 kg için 4 derece, 20 kg için 5 derece, Cryo/cuff®için

ise sýrasýyla 3 derece ve 4 derece olarak gözlen-miþtir (M-W-U testi p=0.071).

TARTIÞMA

Ayak bileði bað yaralanmalarý günlük yaþamda en sýk karþýlaþýlan yaralanmalar olup olgularýn %85'i lateral kompleksi içeren inversiyon burkulmalarý þeklinde ortaya çýkar, %15'i ise eversiyon yaralanmasýdýr ve medial ligamentöz lezyona veya sindezmoz yaralan-masýna yol açar. Ayrýca sýklýkla tekrarlar ve kronik insta-bilite nedenidir (1,3,11).

Ayak bileði yaralanmalarýnda hasta özellikleri ve yaralanan ekstremitenin dominant ekstremite olup olmamasý ile ilgili literatürde farklý sonuçlara rastlanýl-maktadýr. Baumhauer ve ark.'ý 145 atletin dahil edildiði çalýþmalarýnda ayak bileði yaralanma risk faktörlerini incelemiþ ve cinsiyet, boy uzunluðu ve vücut aðýrlýðý gibi özelliklerin risk faktörü olmadýðýný göstermiþtir. Ayný araþtýrmacýlar dominant ektremitede yaralanma riskinin daha yüksek olduðunu da ortaya koymuþlardýr (12). Diðer bir çalýþmada da, Beynon dominant ekstremite yaralanma oranýnýn daha yüksek olduðunu göstermiþtir (12). Bizim çalýþmamýzda olgularýn sadece %40'ýnda dominant ekstremite etkilenmiþtir ve olgu örnekleme yönünden literatürden farklýlýk

göstermek-Tablo-II

Ýnversiyon ve eversiyon kas kuvvet deðerleri karþýlaþtýrýlmasý

Ýnversiyon Doruk Tork 30º/sn (ft-Ibs) 60º/sn (ft-Ibs) 120º/sn (ft-Ibs)

Icefeel® (n:20) 11.85 12.00 8.30

Cryo/cuff® (n:20) 11.30 9.90 8.30

p>0.05 p>0.05 p>0.05

Eversiyon Doruk Tork

Icefeel® (n:20) 11.95 11.35 18.80

Cryo/cuff® (n:20) 13.40 10.85 16.90

p>0.05 p>0.05 p>0.05

Grafik 1. Grup 1(icefeel® Grubu) ve Grup 2

(Cryo/cuff® Grubu) Ortalama Aðrý

Deðerlendirmesi Görsel Analog Skala (VAS) skorlarýnýn karþýlaþtýrýlmasý

VAS S KO RLARI KARÞI LAÞTI RILM ASI

0 20 40 60 80

1.GÜN 4.GÜN 2.HA FTA 1.A Y

DÖNEM L ER V A S SK O R L A GRUP1 GRUP2

Grafik 2. Gruplarýn ortalama Kitaoka Fonksiyonel

Skorlarýnýn karþýlaþtýrýlmasý

KÝTAOKA FONKSÝYONEL SKORLARINDAKÝ DEÐÝÞÝM

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 1.GÜN 4.GÜN 2.HAFTA 1.AY DÖNEM LER T A O KA S K O R L A R GRUP 1 GRUP 2

(6)

tedir. Ayak bileði bað yaralanmalarý genellikle genç yaþ grubunda ve benzer cinsiyet daðýlýmýnda görülür. Boy ve vücut aðýrlýðýnýn fazlalýðý ile yaralanma riskinde artýþ olduðu bildirilmiþse de (13), çalýþmamýzda fiziksel özel-likler ile yaralanma riski arasýnda bir iliþki tespit edilmemiþtir.

Ayak bileði kas ve bað incinmeleri için akut dönem tedavi protokolü haricinde tedavi programý için tam bir fikir birliði yoktur (14). Primer cerrahi onarým, alçý tespiti, elastik bandaj, flaster tespiti, steroid enjeksiy-onu, antiinflamatuar ilaç kullanýlmasý gibi çok çeþitli tedavi yaklaþýmlarý mevcuttur (15,16).

Tedavinin amacý ilk dönemde, ödemi engellemek, eklem stabilizasyonu saðlamak ve bu þekilde aðrýyý gidermek olmalýdýr. Ancak hemen sonrasýnda uygun rehabilitasyon ile eklem hareket açýklýðýný korumak ve propriosepsiyon duyusunun tekrar kazanýlmasý gerek-mektedir. Gern ve arkadaþlarý tekrarlayan ayak bileði burkulmalarý sonrasýnda propriosepsiyon duyusunun azaldýðýný ve bununla yeni burkulmalara zemin hazýr-ladýðýný göstermiþlerdir (17). Akut dönem ayak bileði yaralanmalarýnda öncelikle yumuþak doku incinmesine karþý fizyolojik bir yanýt olan ödemi, kompresyon ile azaltmak gerekir. Ödem ayrýca önemli bir aðrý nedeni-dir. Bu amaçla flaster tespit, elastik bandaj, hava yastýk-lý ortezler kullanýlabilir. Altmýþ mm/Hg basýnç altýnda 30 dakika süreyle kompresyon uygulamanýn ödemi azalttýðý bildirilmiþtir (18).

Soðuk uygulamanýn inflamatuvar cevabý, kanama ve ödemi azalttýðý, lokal anestezik etkisiyle aðrý yakýn-masýnýn azaldýðý ve kas spazmýnýn da gerilediði bilin-mektedir. Soðuk uygulamasýna klasik olarak her 2 saat-te bir 20 dakika süreyle, ödem gerileyene kadar devam edilir. Soðuk uygulama aralarýnda ayak bileði egzersiz-leri ile ödem daha da gerilemektedir. Cote ve arkadaþlarý evre 1 ve 2 yaralanmalarda akut dönemde 20 dakika süreyle soðuk-sýcak kontrast banyo uygu-lamýþlar, ödemin azalmasýnda en etkili yöntemin soðuk uygulama olduðunu göstermiþlerdir (19). Biz çalýþ-mamýzda kompresyon ve soðuk uygulamayý bir arada uygulama imkaný veren 2 farklý yöntem; Cryo/cuff®ve

soðutulmuþ elastik bandaj-icefell tedavilerini ilk 3 gün boyunca sabah ve akþam olmak üzere günde 2 kez 20'þer dakika uyguladýk. Uygulama aralarýnda hastalara ayak bileði alfabe harflerini çizme, pasif dorsifleksiyon ve plantar fleksiyon egzersizleri yaptýrýldý.

Soðuk uygulamanýn analjezik etkisi ile ilgili klinik ve deneysel çalýþmalarda, cilt ýsýsý 10-15°C arasýnda bir deðerdeyken, aðrýnýn azaldýðý gösterilmiþtir (20). Soðuk ve kompresyonun intraartiküler sýcaklýðý da belirgin düþürdüðü belirtilmiþtir. Bazý çalýþmalarda 15°C ve altýnda cilt sýcaklýklarýnda reaktif vazodilatasyon ile ödemin arttýðý öne sürülmüþtür (21).

Soðuk ve kompresyon tedavisinin ne kadar süre ile ne sýklýkta, ne zamana kadar uygulanacaðý konusunda ise tam bir fikir birliði yoktur (22,23). Uygulamanýn 30 dakikadan fazla sürmesinin buz yanýðýna sebep olacaðý

bilinmelidir. Literatürde tedavinin, saat baþý 20 dakika veya 2 saatte bir 30 dakika kadar uygulanabileceðini bildiren çalýþmalar vardýr (21,24).

Çalýþmamýzda VAS yöntemi ile yapýlan deðer-lendirme sonucunda, her iki grupta da inceleme yapýlan tüm dönemlerde, bir önceki döneme göre azalma tespit edilmiþ ve 1. ay VAS skorlarý arasýnda 2 yöntemin de benzer sonuçlar verdiði görülmüþtür.

Hastalarýmýzýn takibinde uyguladýðýmýz Kitaoka ayak bileði arka ayak skalasýnda aðrý düzeyini, fonksiy-onel kapasiteyi ve arka ayak dizilimini sorguladýk. Sonuçlarý 0-100 puan arasýnda deðerlendirdik. Fonksiyonel olarak aktivitede limitasyon, destek ihtiy-acý olup olmadýðý, yürüme mesafesi ve anomalisi, eklem hareket kapasitesi ve deformite olup olmadýðý takip edildi. Her 2 tedavi grubunda 1. günden 1.aya kadar ki takiplerde anlamlý klinik iyileþme olduðu gözlendi. 2 grup arasýnda bir fark tespit edilmedi.

Ödem takibinde her 2 tedavi grubunda da 1. gün ve 4. gün takiplerinde anlamlý bir farklýlýk görülmedi, ancak 1.ay sonunda her 2 grupta da ödemin ilk gün deðerlerine oranla anlamlý olarak azaldýðý görüldü.

Ayak bileði yaralanmalarýnda sadece kompresyon etkisini inceleyen çalýþma bulmak zordur (4). Bir çalýþ-mada, 10 mm/Hg'lýk bir kompresyonun cilt altýnda ve kasta doku kan akýmýný azalttýðý gösterilmiþtir (25). Köpekler üzerinde yapýlan bir baþka çalýþmada ise; tek baþýna soðuk uygulama ve elastik bandajla soðuk uygu-lamanýn sonucunda kaslardaki ýsý azalmasý incelenmiþ ve eksternal kompresyonlu soðutmanýn daha fazla ýsý azalmasý yaptýðý gösterilmiþtir (26). Kompresyon uygu-lamasýyla beraber cilt ýsýsýný 25°C'ye kadar düþürmek inflamasyonu engellemede yeterli olmaktadýr (27).

Ergen ve arkadaþlarýnýn yaptýðý çalýþmada Icefell ve Cryo/cuff® uygulamalarýnýn cilt ýsýsýný düþürme ve

kompresyon etkileri incelenmiþtir. Cryo/cuff®ta

uygu-lama yerinin yüksekliðine baðlý olarak kompresyonun 13 ve 22 mm/Hg olduðu, Icefell kompresyon basýncýnýn ise farklý denemeciler tarafýndan çoklu tekrarlarla uygulama sonrasý ortalama 11.7 mm/Hg olduðu görülmüþtür. Bu anlamda her 2 tedavinin de yeterli kompresyon etkisi saðladýðý söylenebilir. Cryo/cuff®uygulamasý ile 20 dakika sonunda cilt ýsýsý

15.9°C, Icefell grubunda ise 25.7°C ölçülmüþtür. Soðuk etkisi ile enflamasyonun azaltýlmasýnda iki tedavinin de etkili olabileceði söylenmektedir (28).

Whitelaw ve ark. da postoperatif aðrý için Cryo/cuff®ve elastik bandaj-buz tedavisi uygulamýþlar

ve Cryo/cuff® grubun daha az medikasyona ihtiyaç

duyduðunu, ancak eklem hareket açýklýðý ve ödem taki-binde fark yaratmadýklarýný görmüþlerdir (29). Boyce ve ark. ise randomize çalýþmalarýnda, ayak bileði inversiy-on yaralanmalarýnda, standart elastik bandaj ve aircast tedavilerinin aðrý, ödem ve fonksiyonel sonuçlarýný karþýlaþtýrmýþlar, 10.gün ve 1.ay deðerlendirmelerinde aircast grubu iyileþmesinin daha iyi olduðunu gör-müþlerdir (30).

(7)

Eklem hareket açýklýðý deðerlendirilmesi, ayak bileði yaralanmalarýnda klinik sonuç hakkýnda fikir vermesi bakýmýndan diðer yöntemlerle birlikte sýk kullanýlan kri-terdir.

Youdas ve ark. ayak bileði aktif hareket geniþliðini deðerlendirmede gonyometrik ölçümlerin güvenirliðini araþtýrmýþlardýr. Ölçümleri 10 farklý fizyoterapist çoklu tekrarlarla aktif eklem hareketlerine bakarak kaydet-miþlerdir. Sonuçlar karþýlaþtýrýldýðýnda farklý kiþiler tarafýndan yapýlan ölçümlerin farklýlýk gösterdiði görülmüþtür. Ancak ayný kiþi tarafýndan yapýlan ölçüm-ler güvenilir bulunmuþtur (31). Bizim çalýþmamýzda ölçümler ayný hekim tarafýndan yapýlmýþtýr. Her 2 tedavi grubunda da 1. ay sonunda eklem hareketlerinin saðlam tarafa göre inversiyon, eversiyon, plantar ve dorsi fleksiyonda göreceli azaldýðý ama istatistiksel olarak anlamlý olmadýðý tespit edildi.

Kas gücü deðerlendirmelerine bakýldýðýnda, izokinetik ölçümlerin izometrik ve izotonik ölçümlere göre daha üstün olduðu bildirilmiþtir (32,33). Ýzokinetik testlerin güvenirliði birçok çalýþmada göster-ilmektedir (33-35). Ýzokinetik ölçüm eklem hareket açýklýðý boyunca hýzýn kontrol altýnda tutulduðu mekanik bir sistemdir (36). Lateral bað yaralanmalarýn-da peroneal kaslarýn kuvveti önemli rol oynar. Bu kaslardaki zayýflýk bað yaralanmalarýný arttýrýr ve aþýrý inversiyon ile invertör kaslarda zayýflama olabilir. Konradsen ve ark. burkulan ayak bileklerinde eversiyon kas kuvvetlerinin zayýfladýðýný görmüþlerdir (37). Wilkerson ve ark. ise ayak bileði burkulmasý geçirmiþ hastalarda düþük ve yüksek hýzlarda inversiyon ve ever-siyon kas kuvvet testi uygulamýþlar, her ikisinde de zayýflama tespit etmiþlerdir (38). Vücut aðýrlýðý, boy uzunluðu ve yaþ ile cinsiyetin izokinetik ölçümleri etk-ileyebilecek olduðunu düþünürsek, çalýþmamýzda hasta-larýn gruplarda bu anlamda homojen bir daðýlým gös-terdiðini belirtmiþtik. Ayrýca 30°/sn, 60°/sn ve 120°/sn açýsal hýzlarda inversiyon ve eversiyon yönünde izokinetik kas kuvvet testi uyguladýk. Fakat yalnýzca 1. ay sonunda, tedavi bitiminde elde ettiðimiz sonuçlar mevcut olduðundan ve saðlam kontrol grubuyla karþýlaþtýrma yapýlmadýðýndan invertör ve evertör kas gücü zayýflamasýndan bahsedemiyoruz.

Demografik olarak homojen bir daðýlým gösteren bu 2 farklý tedavi grubunda, burkulan ayak bileði invertör ve evertör kas güçleri arasýnda her 2 tedavi grubunda elde ettiðimiz sonuçlarý karþýlaþtýrdýðýmýzda, inversiyon yönünde 30°/sn, 60°/sn ve120°/sn hýzlarda her 2 tedavi grubu arasýnda anlamlý bir fark görülmedi (p<0.05). Eversiyon yönünde de yine benzer istatistik-sel sonuca ulaþýldý (p<0.05). Ýnvertör ve evertör izokinetik kas kuvvet deðerlendirmeleri, literatürde genellikle kronik ayak bileði instabilitesi olan hastalarda

bir kontrol grubu ile karþýlaþtýrýlmýþtýr. 30°/sn farklý açýsal hýzlarda yapýlan ölçümlerde kimi çalýþmada evertörler kimi çalýþmada invertörlerde zayýflama olduðu görülmüþtür (39, 40).

Ýnstabilite varlýðýný göstermek amacýyla, inversiyon ve eversiyon yönünde stres radyografisi ölçümleri yapýl-masý, ayak bileði yaralanmalarýndan sonra sýkça baþvu-rulan bir yöntemdir. Genel olarak 10-20° arasý talar tilt bir veya iki bað yaralanmasý içermektedir görüþü hakimdir (9).

Biz hastalarýmýza tedavinin 1. ay sonunda, 10 kg ve 20 kg yük altýnda inversiyon yönünde stres uygulayarak talar tilt açýlanmasýný deðerlendirdik. Cryo/cuff grubunda burkulan tarafta sýrasý ile 3 derece (minimum 2, maksimum 7) ve 4 derece (minimum 3, maksimum 8), saðlam taraf da yine sýrasý ile 3 derece (minimum 2, maksimum 5) ve 4 derece (minimum 3, maksimum 5) talar tilt açýlanmasý tespit ettik. Bu anlamda instabiliteyi gösterecek açýlanma tespit edilmedi. Soðutulmuþ elastik bandaj grubunda burkulan tarafta sýrasý ile 4 derece (minimum 2, maksimum 6), 5 derece (minimum 3, maksimum 8), saðlam tarafta 3 derece (minimum 2, maksimum 4) ve 4 derece (minimum 3, maksimum 6) talar tilt açýlanmasý tespit ettik ve instabilite bulgusu saptamadýk.

SONUÇ

Akut ayak bileði burkulmalarýnda kompresyon ve soðuk etkinin birlikte uygulanabildiði 2 farklý yöntemin tedavi sonuçlarýný karþýlaþtýrdýk. Elde edilen veriler aðrý, ödem, normal eklem hareket geniþliði, fonksiyonel skala üzerinden deðerlendirildi. Klinik sonuçlarýn zamana baðlý olan deðiþkenliðine ve tedavi yönte-minden etkilenip etkilenmediðine bakýldý.

Her 2 tedavi grubunda da aðrý düzeyleri ve ödem seviyesinin anlamlý olarak azalmýþ, eklem hareket açýk-lýklarýnýn anlamlý olarak artmýþ olduðu görülmüþtür. Kitaoka fonksiyonel skorlamasýnda iyileþme yönünde sonuç alýnmýþtýr. Tedavi gruplarý arasýnda izokinetik kas kuvvet testinde hem inversiyon hem eversiyonda sonuçlarýnda anlamlý bir fark görülmemiþtir. Her 2 grupta da stres radyografi sonuçlarýna göre instabilite bulgusu saptanmamýþ, tibiotalar eklem açýlanmalarý arasýnda anlamlý fark görülmemiþtir.

Her iki yöntemin de soðuk ve kompresyon uygula-mada etkili ve tedaviye yeterli katkýda bulunabileceði düþünülmüþtür. Ayrýca fonksiyonel immobilizasyon þeklinde uygulamalarý ve erken rehabilitasyona imkan saðlamalarý en önemli avantajlarýdýr. Soðutulmuþ elastik bandajýn (icefell®), Cryo/cuff®'a göre üstünlüðü ise

daha ekonomik ve kolay ulaþýlabilir olmasý ve uygulama kolaylýðýdýr.

(8)

Bu çalýþma verileri Dr. Kazým Özseren'in 2005 yýlýnda yaptýðý Týp da Uzmanlýk Tezine aittir.

KAYNAKLAR

1. Hintermann B. Biomechanics of the unstable ankle joint and clinical implications. Med. Sci. Sports Exerc 1999;1(7 Suppl):459 -69.

2. Holmer P, Sondergaard L, Konradsen L, Nielsen PT, Jorgensen LN. Epidemiology of sprains in the lateral ankle and foot. Foot and Ankle 1994;15:72-4.

3. Osborne MD, Rizzo TD. Prevention and treatment of ankle sprain in athlets. Sports Medicine 2003;33:1145-50. 4. Rucinski TJ, Hooker DN, Prentice WE, Shields EW, Cote-Murray DJ. The effects of intermittant compres-sion on edema in post-acute ankle sprain. J Orthop Sports Phys Ther 1991;14:65-9.

5. Brostrom L. Sprained ankles I. Anatomic lesions in recent sprains: Acta Chir. Scand 1964; 128:483-95. 6. Cox JS. Surgical ang nonsurgical treatment of acute ankle

sprain. Clin Orthop 1985;198:118-26.

7. Brostrom L. Sprained ankles V. Treatment and prognosis in recent ligament ruptures. Acta Chir. Scand 1966;132:537-50.

8. Campbell's Operative Orthopaedics 2003;3:2131-63. 9. Black H. Roentgenographic consideration of ankle: Am.

J. Sports Med. 1977;5:238.

10. Kitaoka HB, Alexander IJ, Adelaar RS, Nunley JA, Myerson MS, Sanders M. Clinical rating systems for the ankle-hindfoot, midfoot, hallux, and lesser toes. Foot Ankle Int 1994;15:349-53.

11. Richie DH. Functionel instabilty of the ankle and the role of neuromusculer control: a comprehensive reviw. J Foot and Ankle Surg 2001;40:240-51.

12. Baumhaur JF, Alosa PA, Renstroem ST, Beynnon B. A prospective study of ankle injury risk factors. Am J Sports Med 1995;23:564-70.

13. Beynon B, Murphy DF, Alosa DM. Predictive factors for lateral ankle sprains: a litarature review. J of Athletic Training 2002;37:376- 80.

14. De Bie R.A., de Vet HCW., Vanden W., Lensen T., Knipschild P.G: The prognosis of ankle sprains. Int. J.Sports Med 1997;18:285-9.

15. Eiff MP, Smith AT, Smith GE. Early mobilization versus immobilization in the treatment of the lateral ankle sprains. Am J Sports Med 1994;22:83-8.

16. 16.Taylor DC, Englehand DL, Bassett FH. Syndesmosis sprains of the ankle. Am J Sports Med 1992;20:146-50. 17. Gern SN, Newton RA. Kinesthetic awareness in subject

with multipl ankle sprains. Phys Ther 1998;68:1667-71. 18. Airaksinon O, Kolar PJ, Miettinan H. Elastic bandages

and intermitant pneumatic compression for treatment of acute ankle sprains. Arch Phys Med Rehabil 1990;71:380-83.

19. Cote DJ, Prentice WE, Hooker DN, Shields EW. Comparison of three treatment procedures for minimiz-ing ankle sprain swellminimiz-ing. Phys Ther 1988;1072-6. 20. Meeusen R, Liavens P. The use of cryotherapy in sports

injuries. Sports Medicine 1986; 3:398-414.

21. Jenny Sauls RN. Efficacy of cold for pain fact or fallacy? The online J Knowledge Synthesis for Nursing 1999;9:6-8.

22. Ho SSW, Illgen RL, Maer RW, Torok PJ, Cooper MD, Reider B. Comprasion of varius icing times in decreasing bone metabolism and blood flow in the knee. Am J Sports Med 1994;23:74-6.

23. Ogilvie-Harris DJ, Gilebert M. Treatment modalities for soft tissue injuries of the ankle. A critical review. Clin J Sports Medicine 1995;5:175-86.

24. Jehmann JF, Delateur BJ. Cryotherapy. In Lehman JF (ed): Therapeutic heat and cold. Third edition. Baltimore, MD, Williams and Wilkins, 1982:563-602.

25. Nielson HV. Arteriel pressure-blood flow relationships during limb elevation in men. Acta Physical Scan 1983;118:405-13.

26. Barlas D., Haman S., Thode H.C. In vivo tissue tempara-ture compresion of cryotherapy with and whithout external. Ann Emerg Med 1996;28:436-9.

27. Sloon JP, Giddings P, Hain R. Effects of cold and com-pression on edema. Phy Sports Med 1998;16:116. 28. Ergen E, Ulkar B. Proprioception and ankle injuries in

soccer. Clin Sports Med. 2008;27:195-217.

29. Whitelaw GP, Demith KA, Demas HA., SchopsisnA, Jacques E. The use of cryocuff versus ice and elastic wrapin the postoperative care of the knee artroscopy patients. Am J Knee Surg 1995;8:28-30.

30. Boyce SH, Quigley MA, Campbell S. Management of ankle sprains: a randomised controlled trial of the treat-ment of inversion injuries using an elastic support band-age or an Aircast ankle brace. Br J Sports Med 2005;39:91-6.

31. Youdas JW, Bogard CL, Suman VJ: Reliabilty of gonio-metric measurements and visual estimates of ankle joint avtive range of motion ontained in a clinical setting. Arch Phys Med Rehab 1993;74:1113-8.

32. Landeros O, Frost HM, Hinggins CC. Post-traumatic anterior ankle instability. Clin Orthop 1968;56:169-78 33. Levene JA. Hart BA. Reliability of reciprocal isokinetic

testing of the knee extensor and flexor. J. Sports and Phys Therapy 1991;14:121-26.

34. Chatta RM, Buchner DM. Isokinetic testing of ankle streght in older adults: Assesment of interrater reliabilty and stability of strenght over six months. Arch of Physical Medicine and Rehabil 1994;75:1213-16. 35. Molcyzk D, Thipgen K. Reliablity of testing the knee

extensors and flexors in healty adult women using a Cybex II izokinetic Dynomometer. J Sports and Physical Ther 1991;14:37-41.

36. Grace TG, Sweetser ER. Isokinetic muscle imbalance and knee joint injuries. The J Bone and Joint Surgery 1984;66A:734-40.

37. Konradsen L, Olesen S, Hansen HM. Ankle sensorimo-tor control and eversion strength after acute ankle inver-sion injuries. Am J Sports Med 1998;26:72-7.

38. Wilkerson GB, Pinerola JJ, Caturano RW. Invertor vs. evertor doruk torque and power deficiencies associated with lateral ankle ligament injury. J Orthop Sports Phys Ther 1997;26:78-86.

39. Pontaga I. Ankle joint evertor-invertor muscle ratio decrease due to recurrent lateral ligaments sprains. Clinical Biomechanics 2004;19:760-2.

40. Trop H. Pronator muscle weakness in functional insta-bilty of ankle joint. Int J Sports Med 1986;7:291-94.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kliniğimizde daha önce yapılmış özkıyım ile ilgili bir çalışmada 15 , Ekim 2015- Ekim 2016 tarihleri arasında ilaç alımı ile özkıyım girişiminde bulunmuş 135

Amaç: ESWL (Ekstrakorporeal þok dalga litotripsi)’ye dirençli ve taþ yükü uygun olmayan çocuk taþ hastalýðý perkütan nefrolitotomi (PNL) yöntemi ile baþarýlý bir

Sonuç: Diyabetik ayak enfeksiyonlarında etken mikroorganizmaların tespiti ve bunların antibiyotik duyarlılıklarının bilinmesi etkili bir tedavi açısından

Anevrizma tamirine ek olarak tüm olgularda koroner revaskülarizasyon gerçekleþtirilmesinin postoperatif mortalite ve morbiditeyi azaltacaðýný düþünmekteyiz.. Kaay yn

Kemik ve eklem dokusuna yönelik giriflimler içerisinde proksi- mal interfalengeal eklem rezeksiyonu, proksimal fa- lanks taban› rezeksiyonu, proksimal falanks›n distal

VACOP-B versus VACOP-B plus autol ogous bone ma n ow tr ansplantati on for advanced diffuse non-Hodgkin's Iymphoma: Result s of a prospective randomized trial by

5 Bu boyuttaki KMN’lerin malignite gelişimi için risk taşıdığını iddia eden çalışmalarda, lezyonların dev boyutlu olanlardan farklı olarak malignite

Bel ağrısı ile gelen 4 yaş altı tüm çocuklar, 2 aydan uzun bel ağrısı olan daha büyük ço- cuklar, gece uykudan uyandıran istirahat ağrısı olan tüm.. çocuklar, ek