• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin örgütsel kimlik algılarının demografik değişkenlere göre incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Öğretmenlerin örgütsel kimlik algılarının demografik değişkenlere göre incelenmesi"

Copied!
138
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖĞRETMENLERİN ÖRGÜTSEL KİMLİK ALGILARININ DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

YELİZ GÜL

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 12 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Yeliz

Soyadı : GÜL

Bölümü : Eğitim Yönetimi ve Denetimi

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı :Öğretmenlerin Örgütsel Kimlik Algılarının Demografik Değişkenlere Göre İncelenmesi

İngilizce Adı : Teachers’ Organizational Identification

Perception According to Different Demographic Variables

(3)

ii

İmza:

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

(4)

iii

Jüri onay sayfası

Yeliz Gül tarafından hazırlanan “Öğretmenlerin Örgütsel Kimlik Algılarının Demografik Değişkenlere Göre İncelenmesi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman : Yrd. Doç. Dr. Vicdan Altınok Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü

Eğitim Yönetimi ve Denetimi ABD ...

Başkan : Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU ...

Üye : Doç. Dr. Bekir BULUÇ ...

Üye : Yrd. Doç. Dr. Vicdan ALTINOK ...

Üye : ...

Tez Savunma Tarihi: 18/02/2015

Bu tezin Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Servet KARABAĞ Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(5)

iv

(6)

v

TEŞEKKÜR

Bu tezin yazılmasında bana katkı sağlayan başta sayın hocam Yrd. Doç. Dr. Vicdan Altınok olmak üzere, tezin analizlerinde yardımlarını esirgemeyen arkadaşlarıma ve bu tezin bitmesinde bana manevi destek sunan eşim Mustafa Gül’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(7)

vi

ÖĞRETMENLERİN ÖRGÜTSEL KİMLİK ALGILARININ DEMOGRAFİK DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Yeliz Gül

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Mart 2015

ÖZ

Bu araştırmanın amacı bazı değişkenlere göre öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerini saptamaktır. Bu çalışma nicel araştırma örneğidir. Araştırmanın evrenini 2013-2014 eğitim öğretim yılında Ankara ili Yenimahalle ilçesinde çalışan 6924 öğretmen oluşturmaktadır. Örneklemini ise bu ilçedeki okullarda rastgele belirlenen 364 öğretmen oluşturmaktadır. Örneklem, basit seçkisiz örnekleme metodu ile oluşturulmuştur. Araştırmada Örgütsel Kimliklenme Ölçeği (Mamatoğlu, 2008) kullanılmıştır. Araştırma bulguları öğretmenler arasında örgütsel kimlik algısının cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiğini yer almaktadır. Kadın öğretmenlerin örgütsel kimlik algısı erkek öğretmenlere göre daha yüksektir. Öğretmenlerin örgütsel kimlik algısı okul türüne, kıdeme, mezuniyet derecesine göre anlamlı farklılık göstermemektedir.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Kimlik, Örgütsel Kimlik, Sosyal Kimlik Sayfa Adedi : XVII + 116

(8)

vii

TEACHERS’ ORGANIZATIONAL IDENTIFICATON

PERCEPTION LEVEL ACCORDING TO DEMOGRAPIC VARIABLES

(M.S Thesis)

Yeliz Gül

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES March 2015

ABSTRACT

The purpose of this thesis is determine the teachers’ level of organizational identification according to some variables. This research is kind of quantitive research. The universe of this thesis was consisted of 6924 teachers who works for National Education Ministry in Ankara Yenimahalle town. The sample of this research was consisted of 364 teachers who were selected by simple random sampling method. The Scale of Organizational Identification (Mamatoglu, 2008) was used for data collecting. The findings of thesis showed that female teachers have stronger organizational identification level than male teachers. This finding is statistically meaningful. There is no statistically meaningful relation between teachers’ school type, education level, rank and their organizational identification level.

Science code :

Key Words : Identification, Organizational identification, social identification Page Number : XVII+116

(9)

viii

İÇİNDEKİLER

BAŞLIK SAYFASI ... i İÇİNDEKİLER ... viii TABLOLAR LİSTESİ... x ŞEKİLLER LİSTESİ ... xi

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xii

BÖLÜM 1 ... 1 GİRİŞ ... 1 Problem Durumu ... 1 Araştırmanın Amacı ... 5 Araştırmanın Önemi ... 5 Sayıltılar ... 7 Sınırlılıklar ... 7 Tanımlar ... 7 BÖLÜM 2 ... 8 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 8 Örgüt ve Örgütsel Davranış ... 8

Kimlik, Sosyal Kimlik ve Örgütsel Kimlik ... 13

Kolektif ve Sosyal Kimlik ... 18

Hatch ve Schultz Modeli ... 30

Algılanan Örgütsel Kimliklenme ve Özdeşleşme Modeli ... 31

Örgütsel Kimliklenmenin Sonuçları ... 32

Yurt İçinde Yapılmış Çalışmalar ... 32

Yurt Dışında Yapılmış Çalışmalar ... 34

BÖLÜM 3 ... 36

(10)

ix

Araştırmanın Modeli ... 36

Evren ve Örneklem ... 36

Veri Toplama Aracı ... 41

Ölçüm Güvenirliği ... 41

Ölçüm Yorumlarının ve Kullanımının Geçerliliği ... 42

Verilerin Toplanması ... 42

Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması ... 42

BÖLÜM 4 ... 45

BULGULAR VE YORUM ... 45

BÖLÜM 5 ... 103

TARTIŞMA, SONUÇ ve ÖNERİLER ... 103

ÖNERİLER ... 107

Uygulayıcılar İçin Öneriler ... 107

Araştırmacılar İçin Öneriler ... 107

KAYNAKLAR ... 108

(11)

x

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Örgütsel kimlik kavramı ile ilgili çeşitli tanımlamalar... 30

Tablo 2: Araştırmanın evrenine ilişkin dağılım ... 37

Tablo 3: Örnekleme alınan eğitim kurumu (ilkokul, ortaokul, lise) sayı ve oranları ... 38

Tablo 4: Örnekleme Alınan devlet okulları (ilkokul, ortaokul ve lise)... 39

Tablo 5: Araştırmanın örneklemine ilişkin dağılım ... 41

Tablo 6: Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyetlerine göre dağılımı ... 43

Tablo 7: Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş aralığına göre dağılımı ... 43

Tablo 8: Araştırmaya katılan öğretmenlerin medeni durumlarına göre dağılımı ... 44

Tablo 9: Araştırmaya katılan öğretmenlerin branşlarına göre dağılımı ... 44

Tablo 10: Araştırmaya katılan öğretmenlerin çalıştıkları okul türüne göre dağılımı ... 45

Tablo 11: Öğretmenlerin okullarındaki hizmet sürelerine göre dağılımı ... 45

Tablo 12: Araştırmaya katılan öğretmenlerin toplam hizmet sürelerine göre dağılımı ... 45

Tablo 13: Araştırmaya katılan öğretmenlerin mezuniyet derecelerine göre dağılımı ... 46

Tablo 14: Örgütsel kimliklenmenin alt boyutlarına ilişkin betimsel analizler ... 49

Tablo 15: Öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerini cinsiyete göre gösteren t-testi sonuçları ... 49

Tablo 16: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerini yaşlarına göre gösteren ANOVA sonuçları ... 50

Tablo 17: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgtüsel kimliklenme düzeylerini medeni durumlarına göre gösteren ANOVA sonuçları ... 50

Tablo 18: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerini branşlarına göre gösteren t-testi sonuçları ... 51

Tablo 19: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin çalıştıkları eğitim kademesine göre dağılımı ... 51

Tablo 20: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin çalıştıkları eğitim kademesine göre ANOVA sonuçları ... 52

(12)

xi

Tablo 21: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin çalıştıkları

okullardaki hizmet yılına göre dağılımı ... 52

Tablo 22: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin çalıştıkları okullardaki hizmet yılına göre ANOVA sonuçları ... 53

Tablo 23: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin toplam hizmet sürelerine göre ANOVA sonuçları ... 53

Tablo 24: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin mezuniyet derecelerine göre dağılımı... 53

Tablo 25: Araştırmaya katılan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin mezuniyet derecelerine göre ANOVA sonuçları ... 54

Tablo 26: Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyetlerine göre puan ortalamaları ... 55

Tablo 27: Araştırmaya katılan öğretmenlerin branşlarına göre puan ortalamaları ... 57

Tablo 28: Öğretmenlerin çalıştıkları okul türüne gre puan ortalamaları ... 59

Tablo 29: Öğretmenlerin mezuniyet derecelerine göre puan ortalamaları ... 61

Tablo 30: Öğretmenlerin toplam hizmet yıllarına göre puan ortalamaları ... 63

Tablo 31: Araştırmaya katılan öğretmenlerin bulundukları okullardaki hizmet yıllarına göre puan ortalamaları ... 66

Tablo 32: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özsaygı Alt Boyutunun Eğitim Kademesi Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 69

Tablo 33: Kişisel Özsaygı Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Eğitim Kademesine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 69

Tablo 34: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özsaygı Alt Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Okullardaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 70

Tablo 35: Kişisel Özsaygı Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Okullardaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 70

Tablo 36: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özsaygı Alt Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 71

Tablo 37: Kişisel Özsaygı Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 71

Tablo 38: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özsaygı Alt Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 72

Tablo 39: Kişisel Özsaygı Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 72

(13)

xii

Tablo 40: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özsaygı Alt Boyutunun Öğretmenlerin

Branşları Değişkenine t-Testi Sonuçları ... 73 Tablo 41: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özsaygı Alt Boyutunun Öğretmenlerin

Yaş Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 73 Tablo 42: Kişisel Özsaygı Boyutunun Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans

Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 74 Tablo 43: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Alt

Boyutunun Eğitim Kademesi Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 74 Tablo 44: Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Eğitim

Kademesine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları... 75 Tablo 45: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Alt

Boyutunun Öğretmenlerin Okullarındaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri .... 75 Tablo 46: Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları

Okullardaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre ANOVA Sonuçları ... 76 Tablo 47: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Alt

Boyutunun Toplam Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 76 Tablo 48: Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 77 Tablo 49: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Alt

Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 77 Tablo 50: Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet

Süresi Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 78 Tablo 51: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Alt

Boyutunun Öğretmenlerin Branşları Değişkenine t-Testi Sonuçları ... 78 Tablo 52: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Alt

Boyutunun Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 79 Tablo 53: Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama Boyutunun Öğretmenlerin Yaş Değişkenine

Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 79 Tablo 54: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Değerlendirici Kimliklenme Alt Boyutunun

Eğitim Kademesi Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 80 Tablo 55: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Eğitim Kademesine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları... 80

(14)

xiii

Tablo 56: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Değerlendirici Kimliklenme Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Okullarındaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri... 81 Tablo 57: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Okullardaki

Hizmet Yılı Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 81 Tablo 58: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 82 Tablo 59: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 82 Tablo 60: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 83 Tablo 61: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 83 Tablo 62: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Değerlendirici Kimliklenme Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Branşları Değişkenine t-Testi Sonuçları ... 84 Tablo 63: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Değerlendirici Kimliklenme Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 84 Tablo 64: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 85 Tablo 65: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Duygusal Mesleki Kimliklenme Alt Boyutunun

Eğitim Kademesi Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 85 Tablo 66: Duygusal Mesleki Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Eğitim

Kademesine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları... 86 Tablo 67: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Duygusal Mesleki Kimliklenme Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Okullarındaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri... 86 Tablo 68: Duygusal Mesleki Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Okullardaki

Hizmet Yılı Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 87 Tablo 69: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 87 Tablo 70: Duygusal Mesleki Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 88 Tablo 71: Duygusal Mesleki Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi

(15)

xiv

Tablo 72: Duygusal Mesleki Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ...89 Tablo 73: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Değerlendirici Kimliklenme Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Branşları Değişkenine t-Testi Sonuçları ... 89 Tablo 74: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Değerlendirici Kimliklenme Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 90 Tablo 75: Değerlendirici Kimliklenme Boyutunun Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 90 Tablo 76: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Kimliklenmesi Alt Boyutunun Eğitim

Kademesi Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 91 Tablo 77: Takım Kimliklenmesi Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Eğitim Kademesine

Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 91 Tablo 78: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Kimliklenmesi Alt Boyutunun Öğretmenlerin Okullarındaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri... 92 Tablo 79: Takım Kimliklenmesi Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Okullardaki Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 92 Tablo 80: Takım Kimliklenmesi Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı Değişkenine

Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 93 Tablo 81: Takım Kimliklenmesi Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı Değişkenine

Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 93 Tablo 82: Takım Kimliklenmesi Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine

Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 94 Tablo 83: Takım Kimliklenmesi Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine

Göre ANOVA Sonuçları... 94 Tablo 84: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Kimliklenmesi Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Branşları Değişkenine t-Testi Sonuçları ... 95 Tablo 85: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Kimliklenmesi Alt Boyutunun

Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 95 Tablo 86: Takım Kimliklenmesi Boyutunun Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü

Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları... 96 Tablo 87: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Üyeliği Alt Boyutunun Eğitim Kademesi

(16)

xv

Tablo 88: Takım Üyeliği Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Eğitim Kademesine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 97 Tablo 89: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Üyeliği Alt Boyutunun Öğretmenlerin

Okullarındaki Hizmet Yılı Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 97 Tablo 90: Takım Üyeliği Boyutunun Öğretmenlerin Çalıştıkları Okullardaki Hizmet Yılı

Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 98 Tablo 91: Takım Üyeliği Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı Değişkenine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 98 Tablo 92: Takım Üyeliği Boyutunun Öğretmenlerin Toplam Hizmet Yılı Değişkenine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 99 Tablo 93: Takım Üyeliği Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine Göre Tek

Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 99 Tablo 94: Takım Üyeliği Alt Boyutunun Öğretmenlerin Mezuniyet Derecesi Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ... 100 Tablo 95: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Üyeliği Alt Boyutunun Öğretmenlerin

Branşları Değişkenine t-Testi Sonuçları ... 100 Tablo 96: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Takım Üyeliği Alt Boyutunun Öğretmenlerin Yaş

Değişkenine Göre Betimsel Verileri ... 101 Tablo 97: Takım Üyeliği Boyutunun Öğretmenlerin Yaş Değişkenine Göre Tek Yönlü Varyans

(17)

xvi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1 : Kimlik ağı haritası ... 20 Şekil 2 : Örgütsel kimliklenme çeşitleri... 28 Şekil 3 : Algılanan örgüt kimliği ve örgütün çekiciliği arasındaki ilişki ... 29

(18)

xvii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

N : Örneklem Sayısı

p : İstatistikte Anlamlılık Derecesi sd : Serbestlik Derecesi

S : Standart Sapma

(19)

1

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problem durumu, amacı, önemi, sayıltıları, sınırlılıkları ve araştırmada kullanılan tanımlara ilişkin bilgilere yer verilmektedir.

Problem Durumu

Öğretmenlik; mesleği, eğitim sektörü ile ilgili sosyal, kültürel, ekonomik, bilimsel ve teknolojik boyutlara sahip alanda özel uzmanlık bilgi ve becerisini temel alan, akademik çalışma ve meslekî formasyonu gerektiren profesyonel anlamda bir uğraşı alanıdır. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu öğretmenliğin yasal konumunu şöyle düzenlemektedir: Öğretmenlik devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.

Evrensel ve yerel kültürel mirasın iletilmesinde aracı rolü ve bireylerin tüm potansiyellerini gerçekleştirebilmelerini sağlamaya yönelik çabası nedeniyle, öğretmenlik bütün toplumlarda diğer mesleklerden farklı bir yere sahiptir. Öğretmenlik, birçok ülkede 19. yüzyıldan itibaren bir meslek olarak nitelenmeye başlanmıştır. Bunun en temel sebebi, genel olarak, zorunlu eğitimin yaygınlaşması ve buna bağlı olarak öğretmen ihtiyacının ortaya çıkmasıdır. Türkiye’de de öğretmenlik çok erken dönemlerden itibaren bir meslek olarak ele alınmaya başlanmıştır (Akyüz, 2012).

Öğretmenlik mesleğinin profesyonelleşmesi, giderek yaygın hale gelmesi, okulların ve okullaşma oranını artması ile mesleğe ilişkin çeşitli yönetsel faktörler de tartışılır hale gelmiştir. Bu yönetsel faktörlerden birisi de mesleki kimliktir. Mesleki kimliğin öne çıkmasında iki önemli bileşen bulunmaktadır. Bunlardan birisi kurumsal kimlik, diğeri ise örgütsel kimliktir (Mamatoğlu, 2008).

Bir kuruma ya da örgüte ilişkin kimlik edinmede o örgüt ya da kurumun insanlarda oluşturduğu imaj ve algı önemlidir. Her kurumun bir algısı vardır. Bu algı, insanların

(20)

2

kişilikleri ve kuruluşla olan ilişkilerine bağlı olarak iyi ya da kötü olabilir. Kurumsal algı, kurumun en üst yöneticisinin aldığı karardan, en alt kademe iş görenin davranışlarına kadar birçok unsurun bileşimiyle meydana gelir. Kurumsal algısının içeriden tanımlanması ya da dışarıdan dış izleyiciler aracılığıyla tanımlanması, örgütün var olan resmi hakkında örgüt ile ilgili kişilerin örgüte karşı bakışını etkileyebilir (Uğurlu ve Ceylan, 2013).

Örgütsel kimlik, geçen son çeyrek yüzyılda örgütlerin farklı yönünü araştırmanın bir yöntemi haline gelmiş ve günümüze kadar örgüt kimliği yapısı sınırlı düzeyde teorik incelemelere konu olmuştur. Örgütsel kimlikle ilgili çalışmalar, bireysel kimlik ve sosyal kimlik kuramlarının genişletilmesine dayalı çalışması ile başlamış ve alan yazına kazandırılmıştır (Çobanoğlu, 2008). Geniş perspektiften bakıldığında çevrenin çok karmaşık ve dinamik hale gelmesi, geleneksel örgüt biçimlerinin farklılaşması, örgütlerde daha organik yapıların oluşması, hiyerarşinin yatay hale gelmesi, örgütsel metotların kurumsallaşması örgütsel kimliğe yönelik ilginin artmasına katkıda bulunan etkenlerden bazılarıdır (Tüzün ve Çağlar, 2008).

Örgüt alt birimlerden ya da alt sistemlerden oluşan bir bütündür. Bütünü oluşturan parçalar bölünemez. “Nasıl davranır”, “Ne söyler”, “İnsanlara nasıl davranır” ve “Ne yapar ve ne satar” bir bütünün parçalarıdır. Bir örgütteki her şey diğer her şeyi etkiler ve her birey diğerleri üzerinde etkiye sahiptir. Bu örgütsel kimliğin birbirleriyle çok yakın ilişkili olan örgütün fiziksel, operasyonel, insani özelliklerinden oluştuğu anlamına gelmektedir (Hepkon, 2003).

Albert ve Whetten (1985), örgütsel kimliği, “örgütün özünü oluşturan, diğerlerinden ayırt edilmesini sağlayan ve zaman içinde süreklilik gösteren örgütsel özelliklere ilişkin örgüt üyelerinin paylaşılan inançları” olarak tanımlamıştır. Bu tanım, daha sonra yapılan araştırmalar için ilham kaynağı olarak bir temel oluşturmuş ve akademisyenler bu tanımı çeşitli yönlerden ele almıştır (Scott ve Lane, 2000).

Örgütsel kimlik ve anlamlandırılmış dış imaj, öznel ve yoruma açık olduğu için örgüt üyeleri kimliğe ve imaja ilişkin farklı bakış açılarına sahiptirler. Buna göre; öğretmenlerin de örgütsel kimliği iki farklı şekilde algıladıkları söylenebilir: okullarının özellikleri konusunda kendilerince ne düşündükleri ve okul çevresinin okul konusunda ne düşündüğüne ilişkin görüşleri. Her öğretmen kendi bakış açısıyla çalıştığı okulun

(21)

3

özellikleri ve çevredeki insanların okulunu nasıl değerlendirdiği konusunda farklı düşüncelere sahiptir (Çobanoğlu, 2008).

Örgütsel kimliğe ilişkin yürütülen çalışmalar içinde en çarpıcı olan ve en çok atıfta bulunulan Hatch ve Schultz (2002) tarafından geliştirilen Örgüt Kimliğinin Dinamikleri modelidir. Bu modelde örgüt kimliğinin, bir örgütün kültürü ve imajı arasındaki dinamik ve karşılıklı etkileşimlerin ürünü olduğu savunulmaktadır. Bu bağlamda, öğretmenler tarafından algılanan örgütsel kimlik, o okulun kültürel anlayışını ifade eder. Ayrıca örgüt kültürünün, örgüt üyelerine örgüt kimliğini sağlama gibi bir işlevi de olduğu için okul kültürü öğretmenlere örgüt kimliği hakkında bilgi verir (Balcı, 2010).

Örgüt kimliği, okulun başarı ya da başarısızlığını belirleyen örgüt kültürü gibi bireylerin görevlerini iyi ya da kötü yapmalarıyla yakından ilgilidir (Blackmore, 2004). Etkili okullarda kimliğin dinamiklerinden olan örgüt kültürü gibi örgüt kimliğinin de farklılık yaratması beklenir. Örgüt içindeki süreçlerde güçlü bir etkiye sahip olan örgütsel kimliğin, ilköğretim okullarının etkililiğini sağlamada da güçlü bir etkiye sahip olabileceği söylenebilir. Nitekim Gustafson da (1995), geniş ölçüde paylaşılan kimliğin örgütsel etkililik üzerinde olumlu etkisinin olduğunu varsayan çalışmaların olduğunu ancak, etkililik ve kimlik arasındaki ilişkinin henüz çözülemediğini ve araştırılmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtmektedir.

Tajfel (1978) sosyal kimliği, kişinin kendilik kavramı içinde ele almış, kimliğin kişinin bir sosyal gruba değerler ve duygular yoluyla bağlanmasından çıktığını ifade etmiştir. Daha sonra, Pratt (1998), bir sosyal grupla kimliklenmenin insanın güvenlik ve yakın ilişki ihtiyacını doyurduğunu, örgütün bireye kişisel yaşamında bir anlam verdiğini ifade etmiştir. Böylece örgütsel kimlik bir çalışanın kişi olarak “bilişini”, “duygularını” ve “davranışını” bir bütün olarak etkilemektedir denilebilir.

Günümüzde kurumların ve kurum çalışanlarının sahip oldukları kimlik, örgütlerin etkileşim içerinde oldukları diğer grupları, edindikleri kimlik doğrultusunda olumlu veya olumsuz şekilde etkilemektedir. Bu sebeple, kurumlar uygun ve başarılı bir kimlik edinme çabasındadır. Bu kimliğin oluşma sürecinde çalışanların algıladıkları kimlik özellikleri, örgüte duydukları güven ve sonucunda özdeşleşme önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır (Akgül, 2012).

Çalışanların davranışları ve algılamalarının örgüt kimliği üzerinde doğrudan etkisinin olduğu gözlemlenmektedir. Çalışanların iş memnuniyetleri, örgütün yönetim tarzı, örgüt

(22)

4

kültürü ve algılanan örgüt imajı örgüt kimliği algılanmasında önem taşımaktadır. Bu çerçevede çalışanların, örgütsel kimlik ve örgütsel güven ilişkisine bakışını değerlendirmek üzerine yapılan araştırmalarda önemli boşluklar bulunmaktadır. Çalışma, bu anlamda, örgütsel güven ve örgütsel kimlik ve özdeşleşme ilişkisine yeni bir boyut katarak literatüre önemli bir katkı sağlanması amaçlanmaktadır (Erdoğdu ve Aydındağ, 2013)

Örgütteki çalışanları bir arada tutan kritik faktörlerden biri olarak kabul edilen örgütsel kimlik örgütlerin merkezi, kalıcı ve farklı karakteristikleri üzerinde çalışanların sahip olduğu paylaşılan inançlar olarak da tanımlanabilir (Ertürk, 2003). Örgütsel kimliğin çok çeşitli avantajları vardır. Bu anlamda örgütsel kimlik, çalışanlar ve örgütleri arasında psikolojik bir bağ yaratır, koordinasyona olanak sağlar. Çalışanlarda bireyler arası güven ve işbirliği duygusunu artırarak örgütsel amaçlara ulaşmalarında gereken çabayı göstermeleri için onları motive eder (Tüzün ve Çağlar; 2008).

Paylaşılan örgütsel kimliğin oluşmasında kimlik algısı önemli bir role sahiptir. Örgütsel kimlik algısı, çalışanın örgütün karakteri hakkındaki değerlendirmesidir (Akatay, 2008). Örgütsel kimlik algısı çalışanların çalıştıkları örgütü ya da kurumları tanımlamakta kullandıkları kavramlarla, kendilerini ne derecede tanımladıklarının bir göstergesi olarak ifade edilebilir. Başka bir deyişle bireyin kendisini tanımladığı kavramlarla örgütü tanımladığı kavramlar arasındaki benzerliğin derecesi olarak ortaya çıkmaktadır (Ertürk, 2003).

Örgütsel kimlik kavramı, örgütsel davranış ve genel olarak da yönetim alan yazınında önemli görülen bir kavramdır. Bunun sebebi olarak da örgütsel kimliğin, birey ve örgüt arasındaki bağın ve sınırın psikolojik ifadesinde önemli bir kavram olması gösterilmektedir. Örgütsel kimliğin oluşması, bireyin ve örgütün amaçlarını bütünleştirerek bireyin ve örgütün bu amaçlar için daha çok çalışmasına olanak sağlamaktadır (Edwars ve Peccei, 2007). Alan yazında taranan araştırmalarda çeşitli eğitim kademelerine göre öğretmenlerin örgütsel kimlik algısı düzeyinin nadiren incelendiği görülmektedir. Bu araştırmada öğretmenlerin bazı demografik değişkenleri ile örgütsel kimliklenme arasındaki ilişki incelenecektir. Bu araştırma ile örgütsel kimliklenmeyi etkileyen faktörlerden birisi olarak demografik değişkenler incelenecektir. Eğitim çalışanlarının örgütsel kimlik düzeylerinin çeşitli demografik değişkenler açısından farklılaştığı düşünülmektedir. Bu araştırma çeşitli kademelerde görev yapan eğitim çalışanlarının örgütsel kimliklenme düzeylerini ortaya çıkarmaya yöneliktir.

(23)

5

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı öğretmenlerin örgütsel kimlik algısını saptamak ve demografik özelliklere göre örgütsel kimlik algısı ve öğretmenlerin bu algıları arasındaki farklılıkları araştırmaktır. Bu araştırmanın alt problemleri;

1. Araştırmaya katılan öğretmenlerin demografik dağılımları nasıldır?

2. Öğretmenlerin örgütsel kimlik algılarına ilişkin görüşleri arasında demografik değişkenlere göre farklılık var mıdır?

3. Öğretmenlerin örgütsel kimliklenmenin alt boyutlarına ilişkin algıları öğretmenlerin demografik değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir?

Araştırmanın Önemi

Araştırma, eğitim örgütlerinin sosyo-psikolojik yönüyle daha çok ilgilidir. Bu nedenle araştırmadan elde edilecek bulgu ve sonuçlar öğretmenlerin mesleklerine olan bağlılıklarına ve kendilerine öğretmenlik mesleği ile hangi düzeyde özdeşleştirdiklerine ilişkin araştırma yapanlara kolaylık sağlayacağı düşünülmektedir.

Bu araştırmadan elde edilecek sonuçlar, eğitim camiasında görev yapan okul yöneticisi, öğretmen, denetmen, eğitim yöneticisi ve saha araştırmacıları için bazı pratik veriler sunacağı düşünülmektedir.

Okul yöneticileri açısından bakıldığında, bu araştırma sonuçları ile birlikte, okullarında birlikte çalıştıkları meslektaşlarının kendilerine kuruma ve mesleğe ait hissetmelerinde ya da kurumsal kimliği sahiplenmemelerinde etkili olan faktörleri görebileceklerdir. Bu faktörler, okullar açısından bir çeşit durum tespiti. Araştırma sonuçlarından yola çıkarak, okul yöneticilerinin; öğretmenlerin örgütsel kimliklenmesini güçlendirecek, güçlü aidiyet hissi yaratarak adanmışlıklarını artıracak faktörler analiz edilebilecektir. Okullarda ve eğitim kurumlarında etkili ve verimli yönetimin sağlanabilmesi, öğretmenlerin güçlü örgütsel kimlik edinmeleri ile daha da kolay hale gelecektir. Eğitim örgütlerinde, bu araştırmanın bulguları öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin bazı örgütsel davranışlarının sonuç ve etkilerini görmeleri bakımından önemlidir.

Bu araştırma sonucunda öğretmenler; kendilerinin okullara ilişkin örgütsel kimlik düzeylerini etkileyen faktörleri görebileceklerdir. Böylece okullarda eğitim çalışanları

(24)

6

içinde en yüksek paya sahip olan öğretmenler örgütsel kimliklenme düzeylerini olumlu ve olumsuz etkilerini nesnel bir biçimde irdeleme olanağına kavuşabileceklerdir.

Araştırma, eğitim kurumlarının sosyal ve psikolojik yönünü daha çok öne çıkarmayı hedeflemektedir. Araştırmanın bulguları, eğitim kurumlarının paydaşları olan ve sıklıkla yüz yüze gelen okul yöneticisi, öğretmen, veli ve öğrencilerin daha verimli bir okul iklimi oluşturmalarını sağlamayı hedeflemektedir. Bu bulguların, örgütsel davranış biçimlerini, etkileyen ve etkilenen olarak açıklaması beklenmektedir. Araştırma sonuçları konu ile ilgilenen araştırmacılara çeşitli eğitim kademelerinde görev yapan öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerinin çeşitli demografik değişkenler açısından nasıl farklılaştığına ilişkin önemli tespitler sağlayacaktır. Araştırmacılar, bu araştırmanın sonunda elde edilecek bulgular ile gelecekteki araştırmalarında kendilerine ışık tutabileceği beklenmektedir.

Sayıltılar

Araştırmada,

Seçilen örneklem grubunun, evreni temsil edebilecek yeterliliktedir,

Örneklem grubuna uygulanan ölçek formuna doğru ve yansız olarak bilgi vermişlerdir,

Belirlenen araştırma yöntemiyle, ilkokul, ortaokul ve liselerde görev yapan okul öğretmenlerin örgütsel kimliklenme düzeylerini ortaya çıkarabilecek niteliktedir.

Sınırlılıklar

Bu araştırma 2013-2014 eğitim öğretim yılında Ankara/Yenimahalle ilçe merkezinde bulunan okullardan örnekleme dâhil edilenlerdeki katılımcıların görüşleri ve araştırmacının ulaşabildiği kaynaklardan elde edilen verilerle sınırlandırılmıştır. Buna ek olarak, Likert türü veri toplama aracı dışında farklı veri toplama araçlarına başvurulmamıştır.

Tanımlar

Bu bölümde; örgütsel kimliklenme ve alt boyutlarına ilişkin kavramsal tanımlara yer verilecektir.

Değerlendirici Kimliklenme: Kişinin öğretmen olarak kendine yönelttiği sorgulamaları

(25)

7

Duygusal Mesleki Kimliklenme: Kişinin öğretmenlik mesleğine ilişkin hislerini ifade

etmektedir.

Kişisel Öz Saygı Alt Boyutu: Bireyin kendin duyduğu saygıyı ifade etmektedir.

Kendini Öğretmen Olarak Sınıflama: Bireyin kendini bir çalışan olarak öğretmen

sınıfında ne düzeyde gördüğünü ifade etmektedir.

Kimlik: Kişinin kendine yönelttiği “Ben kimim?” ya da “Biz kimiz?” sorularına verdiği

cevapla, kendini betimlemesidir (Ashforth, Harrison ve Corley, 2008).

Kimliklenme: Kişinin kendini belli bir sosyal grubun üyesi olarak tanımlamaya hazır

bulunuşunu yansıtan görece kalıcı durumudur (Haslam, 2001).

Örgüt: İki ya da daha fazla kişinin bilinçli olarak eşgüdümlenmiş etkinlikleri sistemidir.

(Aydın, 2010).

Örgütsel kimlik: Kişinin kendini bir örgüt ya da yapı ile bütünleşmiş ve özdeşleşmiş

hissetmesidir (Jones ve Volpe, 2010).

Takım Kimliklenmesi: Bireyin birlikte çalıştığı insanlarla olan uyumunu ifade

etmektedir.

Takım Üyeliği: Bireyin öğretmen olarak birlikte çalıştığı insanlarla uyumunu ifade

(26)
(27)

9

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde araştırmanın kavramsal çerçevesine ve ilgili araştırmalara yer verilmektedir.

Örgüt ve Örgütsel Davranış

Örgütle ilgili araştırmalarda örgütlerin ortak yönleri arasında insanların amaçlarına ulaşmak için etkileşim içinde bulundukları yapılandırılmış bir süreç, belirli amaçlar doğrultusunda kişilerin çabalarının koordine edildiği bir yönetişim işlevi, sosyal varlık olan ve tek başlarına ihtiyaçlarını karşılayamayan insanların, bir araya gelip, iş ve işlev bölümü yaparak bir otorite ve sorumluluk hiyerarşisi içerisinde ortak ve açık bir amacı gerçekleştirmek üzere maddi ve manevi yetenek, güç, bilgi, beceri vb. kaynaklarını, çabalarıyla birlikte koordine ettikleri dinamik ve açık sosyal sistem olarak tanımlamaktadır (Çelik, 2007).

Örgüt kelimesi farklı kaynaklarında iki biçimde kullanılmaktadır. Birincisi, geleneksel yönetim uzmanlarının yönetim fonksiyonlarını dile getirirken kullandıkları “örgütleme” anlamındadır. İkincisi ise; bir kurumda iş görenlerden oluşan grubun bir bütün olarak ele alındığını dile getirir. Bu biçimiyle örgüt, kurumun varlığını devam ettirebilmesi için yerine getirilmesi gereken ve alt bölümlere ayrılmış eylemleri içeren yapıyı ifade etmektedir (Ergeneli, 2006).

Örgütler, insanların işbirliği gereksinimlerinden dolayı ortaya çıkmış yapılardır ve insaların bireysel güçlerini aşan amaçlarını gerçekleştirebilmek için oluşturulmuşlardır. Ortak bir çaba isteyen amacın meydana getirilebilmesi için birden fazla kişinin güç ve eylemlerinin bir araya getirilmesi, bütünleştirilmesi, koordine edilmesi gerekmektedir. Bu bir araya getirme, eşgüdümleme, yönetme, bütünleştirme fonksiyonlarını yerine getirmek için meydana getirilen yapıya örgüt denir (Aydın, 2010).

Örgüt, iş ve işlev bölümü yapılarak bir otorite ve sorumluluk hiyerarşisi içerisinde, ortak ve açık bir amacın gerçekleştirilmesi için bir grup insanın etkinliklerinin ussal

(28)

10

eşgüdümüdür (Schein, 1978; akt. Toprakçı, 2002). Çağdaş yaşamın bir tür “örgütlü yaşam” haline geldiği günümüz dünyasında bireysel veya toplumsal fikir, görüş, beklenti ve amaçların örgütler içerisinde koordine edilerek yaşatılması daha etkili olmaktadır (Koçel, 2011).

Örgüt olarak nitelendirilen yapılar çok çeşitli açılardan incelenmiş ve yönetim üzerinde en fazla durulan araştırma alanını oluşturmuştur. Örgüt; insanların bir ya da daha fazla ihtiyaçlarını karşılamak için, insan madde kaynakları düzeninin ve işleyişinin sürekli yenileştirildiği organik bir sistemdir (Hasanoğlu, 2004).

Örgütler, insanları işbirliği gereksiniminden ortaya çıkarlar. İnsanlar bireysel güçlerini aşan amaçlarını gerçekleştirebilmek için işbirliği yapma yolunu tercih ederler. Ortak bir gayreti gerektiren bir amacın meydana getirilebilmesi, birden fazla bireyin güç ve eylemlerinin bir araya getirilmesini, bütünleştirilmesini mecbur kılmaktır. İşbirliği olmadan toplumsal yaşamın eksik kalacağı, sağlıklı yürümeyeceği artık anlaşılmıştır. (Aydın, 2010).

Örgütler, insan amaçlarının ve sorumluluklarının bir araya gelmesinden ibarettir. Örgüt kavramı, insanların birtakım ortak ve paylaşılan amaçlar ve değerler uğruna ortaya koydukları birlikteliği içermektedir (Malinowski, 1990). Bir örgüt, saptanmış belirli amaçların bir veya birden fazla kişi/grupla meydana getirilmesidir. Örgüt yapısı ve doğası itibari ile, bir grubun eylemlerini eşgüdümleyen, ögelerini birbiri ile uyumlu ve bütünleşik hale getiren sistemdir (Peker, 1998).

Örgütler bireysel ve toplumsal hayatın bir gerçeği ve vazgeçilmez parçası olarak yaşantımızın büyük bir bölümünde yer almaktadırlar. Bireyler, hayatlarının çeşitli safhalarında çeşitli örgütlerin doğal ya da yasal bir üyesi olmaktadırlar. Özellikle modernleşme ile birlikte insanlar örgütlü yaşam düzenini daha çok benimsemişlerdir. Bir örgütün varlık nedeni, belirli amaçların ancak birden fazla kişi ile ve bir grup olarak gerçekleştirilebilmesidir (Cansu, 2006).

İnsanların bir araya gelmesi ve bir örgüt meydana getirmesi, kendiliğinden ya da rastgele oluşmaz. Bütün birlikteliklerin ve örgütlerin oluşmasının sebebi; ihtiyaçlar ve koşullardır. Bu koşulların yan yana gelmesi neticesinde bir örgüt oluşur, gelişir ve sürer. Bu koşullar yan yana gelmez ise, örgüt meydana gelmez (Akdur, 2003).

Örgüt araştırmaları alanında genel itibari ile iki farklı çalışma sahası görülmektedir: Örgüt kuramları ve örgütsel davranış. Her birinin örgütün işleyişi ve örgütsel problemlerle ilgili

(29)

11

olarak kendine özgü bakış açısı, farklı değişken ve kavramsal çerçeveleri vardır. Bu iki çalışma alanı arasındaki en önemli farklılık, odaklandıkları analiz birimleridir. Örgütsel davranış örgüt içindeki birey ve grup davranışlarına odaklanırken genellikle, psikolojik açıdan tutumlar, kişilik, motivasyon, karar verme gibi hususları inceler (Tekel, 2011). Örgüt kuramları örgütlerin davranışlarını irdelemeye ve açıklığa kavuşturmaya çalışan bir disiplindir. Örgütlerin hayatta kalabilmek ve çeşitli hedeflere varabilmek için teknoloji, rakipler, devlet vb. çevresel faktörler karşısında sahip oldukları kaynakları nasıl organize ettiklerini inceler ve bu konuda tutarlı bilimsel önermeler geliştirmeye çalışır. Günümüzde insanların yaşamının çok önemli bir bölümü örgütlerin içerisinde ve etkisinde geçmektedir. Özellikle modern hayatın etkili olmaya başladığı dönemlerden itibaren farkında olsak da olmasak da hayatımız örgütler tarafından idare edilmektedir. Yaşamımızı idame ettirmek için yaptığımız işlerin neredeyse hepsi örgütsel ortamlarda gerçekleştirilmektedir (Taşçı, 2013).

Örgütlerin iş ve işleyişini analiz etme konusunda yürütülen çalışmalar genel itibari ile şu konular üzerinde ağırlık kazanmaktadır:

 Örgütlenme biçimlerinin örgütleri meydana getiren bireylerin tutum ve davranışlarını ne yönde etkilediği,

 Örgütü meydana getiren bireylerin kişilik özellikleri ve fiillerinin örgütün amaçlarına olan katkılarının liderlik vb. yollarla nasıl ortaya çıktığı ve örgütlenme biçimlerini nasıl etkilediği,

 Örgütlerin performans, başarı ve hayatta kalma konusundaki durumları,

Örgütler ve örgütlerin kültürel, politik, teknolojik vb. çevre unsurları arasındaki karşılıklı etkiler (Pfeffer, 1997, akt. Taşçı, 2013).

Örgüt, insanın işbirliği ihtiyacından ortaya çıkar, bireyler kendi güçlerini aşan amaçlarını gerçekleştirebilmek için işbirliği yaparlar. Ortak bir çabayı gerektiren bir amacın meydana getirilebilmesi, birden fazla insanın güç ve eylemlerinin bir araya getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Örgütler bireylerin sınırlı fakat çeşitli becerilerinden yararlanırlar (Aydın, 2010).

Formal örgütle ilgili literatürde yapılmış çeşitli tanımlar mevcuttur. Bu tanımlarda farklı noktalara dikkat çekilmiş, farklı ifadeler kullanılmış ise de özde birleştikleri görülmektedir.

(30)

12

Chester I. Barnard’a göre örgüt, iki ya da daha fazla kişinin bilinçli olarak eşgüdümlenmiş etkinlikleri sistemidir. Barnard’ın teorisine göre bir örgütün olabilmesi için üç ögenin olması zorunludur: a) Birbiriyle iletişimde bulunacak bireyler, b) amacın gerçekleşmesine katkıda bulunma isteği, c) gerçekleştirilmesi gereken ortak bir amaç (Aydın, 2010). Etizioni’ye göre ise örgütler belli amaçları gerçekleştirmek üzere kasten yapılandırılmış planlı birimlerdir. Farklı tanımlamalara göre ise örgüt, ortak amaçlarını gerçekleştirebilmek üzere bir araya gelen insanların eşgüdümlenmesi, liderlik edilmesi, değerlendirilmesi sürecidir (Balcı, 2010).

Bir grubun örgüt olarak tanımlanabilmesi için birden fazla insan, ortak bir amaç, amacın gerçekleştirilmesine katkıda bulunma isteği, ve düzenleyici mekanizma gibi ögelere sahip olması gerekir. Bir örgüt kendiliğinden amaçlar doğrultusundan örgütlü davranışlar gösteremez, bunun için yönetsel bir çabaya gereksinim duyarlar. Örgütlerde iş ve işlev bölümü vardır, ussal eşgüdüm esastır (Toprakçı, 2002).

Örgütler kendilerini kuşatan çevreleri ile sürekli bir etkileşim içerisindedirler. Tüm örgütler içinde bulundukları sosyal çevrenin, kültürel yapının etkisinde kalırlar. Bunun yanında örgüt ve birey de ayrılmaz bir ikilidir. Her ikisi de karşılıklı olarak birbirini etkiler. Örgütler bireylere zihinsel, devinimsel, psikolojik becerilerini geliştirmede toplumun en güçlü araçlarından birisidir (Aydın, 2010).

Örgüt içerisinde bireylerin davranışlarının incelenmesinde onların örgütün diğer paydaşları ile birlikte etkileşim içinde oldukları mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu birliktelik, her zaman fiziksel anlamda olmaz, aynı zamanda insanların kendi arasındaki etkileşimi de söz konusudur. Hem bireyler kendi aralarında karşılıklı bir değer üretirler hem de örgütün kendilerine verdikleri değerle bir kimlik oluştururlar (Aydın, 2010). Okulun örgüt özelliklerine sadece eğitim felsefesi ve ilkeleri açısından bakmamak gerekir. Okulun özellikleri kurumlaşmış bir düzenin ortamında incelenmelidir. Bütün örgütler gibi okullar da çok amaçlıdır. Yani okulun tek amacı eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmek değildir. Okul örgütleri, toplumun kendisinden gelen hammaddeyi yani insanı şekillendirmeyi esas alır. Okul örgütü içerisinde çeşitli değerler bulunur. Bu değerler ekseninde okul örgütleri paydaşlarına bir kimlik katar. Örgütün paydaşları arasında örgütün işleyişi ile ilgili işbirliği söz konusudur. Bu işbirliğinin ön koşulu uzlaşma, uyum ve denetimdir. Örgüt içerisinde çeşitli güçler ve eylemler eşgüdüm

(31)

13

içerisinde bulunmak durumundadırlar. Her örgüt kendisi ile ilgili olan diğer örgütler ile etkileşim içerisindedir (Ada ve Baysal, 2010).

Örgütler göreceli sınırları olan işbirliği içeren, yönergeleri bulunan, hiyerarşisi olan, belli prosedürleri bünyesinde bulunduran yapılardır. Örgüt insanların amaç ve arzularını yerine getirmek için başlattıkları eylemlerini koordine eden araçlardır (Toprakçı, 2002). Örgüt kavramı özellikle yönetimin bir bilim dalı olarak görülmeye başlanmasından sonra pek çok bilimsel disiplinin araştırma alanına dalına konu olmuş ve farklı tanımları yapılmıştır. Bu konuda yapılan tanımlar bir araya getirildiğinde örgütlerle ilgili belirli amaçlara ulaşmak için iki ya da daha fazla kişi ile iş ve işlev bölümü yaparak, bir otorite ve sorumluluk düzeni içinde oldukları söylenebilir. Ayrıca örgütler önceden belirlenmiş ortak ve açık bir amacın gerçekleştirilmesi için, çevreden birtakım girdileri alarak işleyen ve enerjiye dönüştüren ve sonuçta bunları çıktılar biçiminde yine çevreye veren açık sistemler olarak ifade edilebilirler (Can, 2002; Eren, 2004).

Uzun dönemde bir örgütün varlığını devam ettirebilmesi, içinde faaliyette bulunduğu çevreye karşı bir var oluş değil, bu çevrenin desteği ile birlikte var oluş çabası göstermesiyle olanaklı olabilir. Çevre ile birlikte varoluş çabası gösterme açısından, eğitim örgütleri de içinde bulundukları sosyal çevreden bağımsız olamazlar. Girdisini çevreden alan ve yine çıktı olarak içinde bulundukları çevreye veren eğitim örgütleri, faaliyet gösterdiği çevreyle işbirliği halinde birlikte yaşayabilirler. Çevrenin realitesini görmezden gelmek, beklentilerine uygun davranmamak toplumun okullara yüklediği çağdaş insanı yetiştirme rolünde başarısızlığa neden olabilir (Akgül, 2012).

Daha geniş bir perspektiften bakıldığında örgüt; belirli amaçlar doğrultusunda kişilerin gayretlerini eşgüdümlediği bir yönetim işlevi; amaç, insan, teknoloji boyutlarının etkileştiği bir sistem; kişiliğini belirleyen ve kendine özgü bir kültürü olan; işleri, mevkileri, çalışanları ve aralarındaki yetki ve iletişim ilişkilerini gösteren bir yapıdır (Güçlü, 2003). Örgüt üyeleri, meydana getirdikleri her türlü eylemi, paylaşımda bulundukları birtakım anlamlar ve semboller üzerine yükseltmektedirler. Bu ortak eylemler, onları gerçekleştirecek paydaşların asgari seviyede paylaşımda bulunacakları bir anlamlar bütününü zorunlu kılmaktadır. Sembolik açıdan bakıldığında, örgütlerin sadece, maddi, teknolojik, politik, ekonomik, fiziksel özelliklere sahip olmadıkları, söz konusu somut kavramların yanı sıra, örgütlerin soyut, sembolik, bilişsel, kültürel, düşünsel boyutların da var olduğu kabul edilmektedir (Tamimi, 2005)

(32)

14

Literatürde örgütsel kimliğe ilişkin yapılan çalışmaların çoğunluğu Albert ve Whetten’in örgütsel kimlik ile ilgili tanımını refere etmektedirler. Buna göre örgütsel kimlik örgüt üyelerinin örgütün “merkezi, asli, temel”, “süregelen veya var olan, zaman içinde örgütte kalan”, “farklı, benzersiz” özelliklerine olan inancıdır ve örgütsel kimlik çalışanların örgütün kimliğinin farklılığına, merkeziliğine olan inançlarıyla oluşmaktadır (Albert ve Whetten, 1985, akt. Argon ve Erürk, 2013)

Yazında, örgütsel kimlik ile kurumsal kimlik zaman zaman karıştırılmaktadır. Kurumsal kimlik (corporate identity) kavramı, gerçekte örgütsel kimliği de kapsayan bütünsel bir yaklaşımdır. Kurumsal kimliğin meydana gelmesinde örgütsel kimlik (organizational identity) önemli bir faktördür. Çünkü örgütün dışarıya nasıl yansıdığı, örgütün en önemli paydaşı olan çalışanlarının örgütü nasıl algıladıkları yakından ilgilidir (Tüzün ve Özdoğan, 2006)

Kimlik, Sosyal Kimlik ve Örgütsel Kimlik

Kimlik kavramı, psikoloji alanında ilk kez psikanalitik yaklaşım çerçevesinde değerlendirilmiştir. İlk kez Erikson tarafından açık biçimde ortaya konulan kimlik kavramı, “sürdürülen bir içsel aynılık ve bir tür temel karakterin başkalarıyla sürekli paylaşılması” olarak betimlenmiştir. Bireyin kimliğinin içerisinde; geçmişi, bugünü ve geleceği hatırlanan, hissedilen ve beklenen bir süreklilik içinde bir arada yer almaktadır. Bu bireysel kimlik, insan hayatının erken evrelerinde başlamakta ve ayrımlaşma ve bütünleşme süreçleriyle ilerlemektedir (Volkan, 2005).

Bir başka ifadeyle kimlik, kişinin kim olduğunu bilme ve kendini tanımlama durumudur. Günlük yaşamda bireyler, hem kendileri hem de başkaları tarafından kimlikleri ile tanımlanmaktadırlar. Farklı bir anlatımla, bir kişiyi, diğer bireylerden farklı kılan özellikler ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Zira insanın sosyal yaşamı, başkalarının ve kendimizin kim olduğunu anlamadan anlaşılamaz (Jenkins, 2008). Her birimiz diğerimizden ayrıyız ve kendimizi farklı kılmak için uğraşmaktayız. Bu ayırt etme yaklaşımı kimi zaman başka insanlarla ortak noktada buluşma, kimi zamansa farklılıkları ortaya koymayı ve diğerlerinden ayırt edilmeyi gerekli kılmaktadır. Kimlikler farklılıkların belirlenmesi aynılıkların anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır (Stivachtis, 2008).

(33)

15

Başkalarıyla olan benzerlikler ve farklılıklar saptanarak, aslında kim olduğumuz kadar kim olmadığımızı da açığa kavuşturmaktayız (Jenkins, 2008). Kim olduğumuz kadar kim olmadığımızı bilmek de kendini tanımlamanın bir metodudur. Dolayısıyla kimlik, kendimizin ve karşımızdakilerin kim olduğunu ve karşılıklı olarak diğer insanların kendilerini ve başkalarını nasıl algıladığının anlaşılmasını sağlamaktadır (Day, 2011). Buradan hareketle; bireysel kimlik, bireyin bilişsel, bedensel, duygusal, sosyal özelliklerini bünyesinde bulundurmaktadır. Bununla birlikte, bireyin kimliği, hissetme, konuşma ve anlama şekilleri; içinde yaşadığı ve yetiştiği kültürel topluluk içerisinde meydana gelmektedir (Ceylan ve Özbal, 2008). Zira kimlik, kişilerin diğer kişiler ile etkileşimleriyle şekil almaktadır. Farklı bir anlatımla, bireyin sosyalleşme evresinde, içinde yaşanılan toplumun normlarının, değerlerinin, kendine özgü özelliklerinin içselleştirilmesi, kimlik oluşumunun önemli birer faktörüdür. Çünkü bireyler kimliklerini, kendileri için önemli olan insanların onlarda görmek istedikleri niteliklerle ilişkili olarak tanımlamaktadırlar (Erol, 2003). Kişisel kimlik, bireyi başkalarından farklı kılan ve kendine özgülüğünü sağlayan bir yapıya sahiptir. Farklı bir deyişle, birey kendisine benzer olanlardan bireysel kimlik vasıtasıyla ayrılmaktadır. Kişisel kimliğin tanımlanmasıyla birey, kendisini başkalarından ayıran özelliklerinin farkına varmaktadır (Worchel, 1998).

İnsanın bireysel kimliğinin bir ögesi olan tutum ve davranışları, mensubu olunan grupların düşünce, inanç, değer ve davranışlarının etkisinde kalmaktadır. Başka bir anlatımla, bireylerin kimlik tanımlamaları üyesi bulundukları gruplardan etkilenmektedir. Yapılan tanımlamalar sırasında, bireyler mensubu oldukları gruplara ya da örgütlere de atıfta bulunmaktadırlar. Dolayısıyla kimlik algısı, mensubu olunan grupların birey üzerindeki tesiri ile yakından ilişkilidir. Birey tarafından yapılan kimlik tanımlamaları ise kişiliğe anlam katmaktadır (Ceylan ve Özbal, 2008). Birey ve örgüt arasındaki bağlar kuvvetlendikçe, bireyler üyesi oldukları örgüt kimlikleri ile tanınmayı da daha çok talep etmektedirler. Bu durumda bireyler kendilerini, bireysel kimliklerinin ötesine geçerek sosyal kimlikleri ile tanıtma, örgütsel kimliklerini ön planda tutma isteği duymaktadırlar (Erol, 2003).

Literatürde kimlik gelişimi ve kimliğin oluşum süreci ile ilgili olarak pek çok kuram yer almaktadır. Bu kuramlar, bireylerin hayatlarının çeşitli kritik evrelerinde edindikleri bireysel ve toplumsal kimliğin oluşum sürecini, bu kimliklerin oluşumunda rol alan etmenleri sıralamaktadır. Erikson’un ortaya attığı kimlik kuramı, diğer pek çok

(34)

16

araştırmacının da çıkış noktasını oluşturmaktadır. Erikson, Freud’un psikanaliz kuramının temel kavramlarını baz alarak sekiz evreli bir psikososyal gelişim öne sürmüştür. Erikson’a göre olgunlaşma bireye yeni yeterlilikler kazandırırken aynı zamanda çeşitli sorumluluklar da yükler. Olgunlaşmanın her basamağında toplum bireyin her ihtiyaçlarını karşılar ve bu süre içerisinde anne-baba, okul, toplumsal örgütler, meslekler, akran grupları vb. bireylerin kimlik ediniminde rol oynarlar. Erikson’a göre kişisel kimlik, insanın geçmiş ve geleceği ile ilgili olarak beklentileri üzerine temellendirilmiş aynılık ve süreklilik algısıdır (Atak, 2011).

Kimlik, esas inanç ve kabulleri, değer yargılarını, tavırları, tercihleri, kararları, yaşam tarzı gibi ögeleri içerir. Kimlikler kişilere, bireylerin öz benliklerini meydana getiren bazı temel vasıflar sağlar. Bireyin sahibi olduğu her kimlik kişinin kim olduğunu tanımlar, başkalarından ayırt edici olmasını sağlar, kişi için öncelikli olanın ne olduğunu, tavır ve hareketlerinin nasıl meydana geldiği ile ilgili belli normlara ve düşüncelere referans sağlamaktadır. Kimlik sosyal üyelik esasında kişinin kim olduğunu ya da kim olmadığını açıklama olanağı yaratır (Scott, Corman ve Cheney, 1998).

İnsan davranışlarına anlam vermenin ve buradan hareketle çeşitli analizler elde edebilmenin en temel kavramı taşınan kimliktir. Kim olduğumuzu anlamaya çalışmak yalnızca bireysel bir durum değildir. İçinde bulunduğumuz grupların ve iş göreni olduğumuz örgütün kimlikleri gibi ortak zeminde de bir birliktelik, ortak kimlik inşa etme çabası söz konusudur. Kişilerin kendilerini betimleme gayretleri bulunduğu gibi, kurumların ve örgütlerin de kendilerinin başkaları tarafından bir kimlik ile tanınma girişimleri vardır. Kimlik, kişilerin, kurumları ve örgütlerin yaşam şekillerine etki eder. (Sethi ve Compeau, 2002).

Kimlik kavramı, bir kişi ile ilgili tüm niteliklerin ve vasıfların içerisinde yer alan alt kültür (bir sosyal çevre ya da bir örgütteki kendilerine özgü normları bulunan, sahip oldukları tutum, davranış ve yaşam tarzları ile farklılıklar gösteren küçük grupların kültürü) sistemlerini içerir (Güler, 2003). Kimlik, kişilerin kendilerini farklı özelliklere göre biçimlendirmeleridir. Ayrıca kimlik, bireylerde bir yere, belli bir gruba ait olma arzusu ve ihtiyacı meydana getirip onların, bu gereksinimi neticesinde, belli bir grup ya da örgüt içinde olmalarını sağlar (Pusa ve Tolvanen, 2006).

(35)

17

Kimlik, bünyesinde kültür, sosyal hayat, gelenek ve görenekler, tutum, algı, inanç sistemi, değer yargıları gibi önemli bileşenleri içerir. Kimlik, zemini sağlam, uzun süre kalıcı ve sembolik yargılara dayalı bir içeriği olan ve gerek kişisel gerekse toplumsal yönü ile tekil veya çoğul kavram içerebilen tanımlı bir olgudur (Yıldız, 2013).

Kimliği tarif etmeye ve betimlemeye ilişkin herkesçe kabul görmüş bir tanımın olmaması, kimlik konusunu daha üretken hale getirmektedir. Kimliğin tarifi zor yapısı ve kavramı açıklamak için ortaya atılan çoklu bakış açıları, sonraki araştırmalar için pek çok olasılık oluşturmaktadır. Her ne kadar kimliğin özüne ilişkin bir anlaşma olmasa da örgütsel kimliğin önemi çok açıktır: Bir örgüt için kimliğini anlama, kendi özünü anlamaktır ve “bir örgüt olarak biz kimiz?” sorusunun yanıtını bilmektir (Gioia, Schultz, Corley, 2000). Benlik bir kişinin kendi hakkında düşündükleridir. Benliğin bireyin içinde derin bir şekilde varlık bulduğunu ancak değişime eğilimli olduğunu belirtmektedir. Benliği kavramanın ya da görmenin yolu benliğe karşı alınan tutumdur. Bununla birlikte, her kişi için benlik duygusu tecrübeler yoluyla çeşitlenmeye ve değişmeye maruz kalır. Kimlik ise; her bireye özgüdür ve büyük oranda çevre koşullarına, içinde bulunulan duruma ve yaşantıya bağlıdır (Çobanoğlu, 2008) . James (1918), çoklu sosyal benliklere sahip olduğumuzu ifade ederek, kimliğin farklı bileşenlerin iç içe geçmesinden dolayı daha kaotik bir yapı olduğunu vurgulamıştır. Bu düşüncelerinin başlangıç noktası “gerçek ben”in nasıl oluştuğunu sorgulamasıdır. Bu sorgulama onu yalnızca bir “gerçek ben”in olmadığı iddiasına götürmüştür. Bu iddiayla kastedilen şey, bir insanın kim olduğunun büyük ölçüde dışsal algıların sonucu olduğudur (Akt: Tobin, 2002).

Mead (1934), kişilerin benliklerine ilişkin farkındalıklarına odaklanmıştır. Özellikle, odağı, bilinç sonucu olarak “ben” ve bilinç objesi olarak da “bana” üzerindedir (Akt: Hatch ve Schultz, 2002). Mead, her kişinin benliğinin sosyal ilişkiler kanalıyla anladığını ifade etmiştir. Kişi, toplumun diğer üyelerinden kendini farklılaştırarak “benliğinin bütünlüğü” ne erişir. Bireyler ayrıca sosyal etkileşim ihtiyacını karşılamak için diğer sosyal veya örgütlü gruplarla ilişki içinde olmaya ihtiyaç hisseder. Bu ihtiyaç politik, iş, dinsel, sınıf, ya da diğer etkileşimlere üye olmakla karşılanır. Böylece, hem diğerleriyle hem de kişisel kimliğiyle özdeşim kurulur (Cavanaugh, 2005).

Ashforth ve Mael (1992) özdeşleşmeyi, kişinin sosyal kimliklerinin bir parçası olarak örgütsel kimliğin bir neticesi, Tompkins ve Cheney (1985) ise örgüt paydaşlarını örgütsel karar önermelerini kabul etme ve örgütsel fonksiyonlarına göre davranmaya, örgütsel davranış şekillerini benimsemeye yönelten bir kavram olarak tanımlar (akt. Yıldız, 2013).

(36)

18

Hortaçsu (2007) ise özdeşleşmeyi, Sosyal Kimlik Kuramı’nın en önemli kavramlarından biri olarak değerlendirir.

Tajfel (1978) sosyal kimliklenmeyi bireyin bir sosyal grubun ya da örgütün üyesi olmasından kaynaklı oluşan duygu örüntüsü olarak açıklamaktadır. Sosyal kimliklenmenin bilişsel, duyuşsal ve değerlendirici üç alt boyutuna araştırmacılar davranışsal olmak üzeri dördüncü alt boyutu da eklemişlerdir. Bilişsel boyutu bireyin mensubu olduğu örgüt ile ilgili bilgisini, duyuşsal boyut bireyin örgüte yönelik hislerini, değerlendirici boyut bireyin örgüt ile ilgili değerlendirmelerini, davranışsal boyut ise bireyin örgüte yönelik davranışlarını içermektedir (Van Dick, Stellmacher ve Christ, 2005).

Haslam (2001) kimlikemeyi “kişinin kendini belli bir sosyal grubun üyes olarak tanımlamaya hazır bulunuşunu yansıtan görece kalıcı durumdur” şeklinde tanımlamıştır. Örgütsel kimliklenme araştırmalarının öncülüğünü Sosyal Kimlik Kuramı ve Sosyal Sınıflandırma Kuramı meydana getirmektedir. Sosyal Kimlik Kuramı (SKK) Tajfel (1978) tarafından ilk önce grup içi tutumlara açıklık kazandırmak için ortaya atılmıştır. Daha sonra ise Turner (1979) Sosyal Sınıflandırma Kuramını (SSK) genişleterek Kendini Sınıflandırma Kuramı geliştirmiştir. Sosyal Kimlik Kuramına göre kişiler davranışları ile yalnızca öz benliği ile ilgili algısını değil, kendini özdeşleştirdiği ya da kendini içine ait hissettiği sosyal grubun davranışlarının etkisi içinde kalır. Bu kuramın öne sürdüğü temel varsayımlar şunlardır: (1) Kişiler kendilerine yönelik pozitif öz saygı içerisindedirler, (2) Kişilerin kendilik kavramı belli bir grubun üyesi olmasından kaynaklıdır ve bu da onun sosyal kimliğidir, (3) Kişinin kendi ile ilgili pozitif öz saygısı buna uygun bir dış sosyal grupla karşılaştığı sürece korunur ve devam ettirilir, (4) Grup içinden kişiler, grup dışındakilere göre daha olumlu algılanır (Mamatoğlu, 2008).

Tajfel (1974), sosyal kimliği kişinin kendilik kavramı çerçevesinde değerlendirmiş, kimliğinin bireylerin bir sosyal gruba değer ve hisler kanalıyla bağlı olmasından oluştuğunu ifade etmiştir. Tajfel ve Turner tarafından ortaya atılan sosyal kimlik kuramı uyarınca, kişiler belirli bir grubun paydaşı olduklarında, bireysel kimliklerinde ve dolayısıyla güdü, yargı ve algılamalarında meydana gelen değişiklikler üzerine inceleme yapmıştır. Kurama göre birey için anlamlı olan grup üyeliği, kişisel kimliğin yerini sosyal kimliğe bırakmasına yol açmıştır (akt. Yıldız, 2013). Ashforth ve Kreiner, (2004) ise kişilerin sosyal kimlik edinme gerekçesi olarak güvenlik ve yakın ilişki içerisinde olma ihtiyacının öne çıktığını, böyece örgütlerin bireylere özel yaşamlarında bir doyum hissi

(37)

19

verdiğini vurgulamıştır ve sosyal kimlik bireysel ve örgütsel değerlerin çakışması üzerine kurulu bir yapıdır. Sosyal kimlik konusunda öncü çalışmaları yapan Ashforth ve Mael (1989) örgütsel kimliklenmeyi bireyin örgütle bir entegrasyon süreci, bireyin örgüte tümüyle katılımı olarak değerlendirmektedirler. Başka bir anlatımla, bireylerin kendilerini kategorilerştirmesidir. Ayrıca Ashforth ve Mael, kimliklenmenin dört önemli aşamasını şöyle sıralamaktadırlar:

1. Kimliklenme bilişsel algının oluşumu ile başlar, bu aşamada duyguların oluşumu şart değildir.

2. Grup kimliklenmesi bireyin, grubun başarı ya da başarısızlıklarını özümsemesi ile oluşur.

3. Kimliklenme, içselleştirmeden farklıdır. Kimliklenme, sosyal kategoriler açısından ele alınır, içselleştirme grubun değer yargılarını, normlarını kendi davranışlarının yönlendiricisi olarak kabul etmek demektir. Kimliklenme her bir örgüte göre değişir, içselleştirme daha genel bir kavramdır. Çünkü pek çok örgüt benzeri değerleri ortak olarak kabul edebilir.

4. Grup kimliklenmesi bireysel kimlik edinimine benzer şekilde kişinin kendini çeşitli referanslar ekseninde değerlendirmesidir (Boroş, 2008).

Sosyal Kimlik teorisini çıkış noktası alarak, Giddens (1997), kimliği bir yapı olarak kabul etmenin faydalı olduğunu belirtmiştir. Giddens’a göre her kimlik, bağlı bulunduğu grup ya da örgütün mensuplarınca oluşturulmuş normlar ve kaynaklar toplamından meydana gelmiştir. Bu kimlikler sadece kim olduğumuzu betimlemeye yardım etmez, beraberinde kendimizden farklı olanlarla etkileşimde ihtiyacımız olan kaynakları da temin eder. Giddens’ın (1997) bu bilişsel görünümlü kimlik yapısına ek olarak, Scott vd. (1998) bazı görüşler belirtmişlerdir; (a) kimlik sürekli üretilen ve örgütün kimliğinin dış görünümü ile değişen bir olgudur, (b) kimliğin pek çok görünümü kuramsallaşabilir (roller gibi) ve böylece yapıya yerleşebilir.

Kolektif ve Sosyal Kimlik

Toplumlar ve gruplar kendilerini çeşitli şekillerde betimlemektedirler. Erikson’a göre insanlık tarihinin başlamasından beri, her insan topluluğu kendisine özgü bir kimlik duygusu geliştirmiştir (Volkan, 2007). Topluluklar kendilerini ilk olarak, olumlu tanıma olarak adlandırılan, paylaşılmış din, dil, etnik köken, tarih, gelenek ve görenekler gibi temel nitelikler yoluyla ifade etmektedirler. Daha sonra ise, kendilerinin ne olmadıklarını

(38)

20

açıklamaktadırlar ki, bu süreç olumsuz tanımlama olarak betimlenmektedir. Buna karşıt olarak da, bir başka grubu tanımlama, yani ötekinin tanımlanması söz konusu olmaktadır. Öteki olarak tanımlanan gruplar, topluluklar ya da örgütler de kimlik sahibidir. Kimlikler grubun ya da örgütün kendi içinde ya da dışındakilerce nasıl tanımlanırsa tanımlansın, kimlik bir sosyal yapı meydana getirmektedir (Boroş, 2007). İnsanoğlunun topluluk olarak bulunduğu her yerde yani sosyal dünyada, bireyler kolektif kimliklerle yakından ilişkilidir ve kolektif kimlik sosyal bir doku inşa eder (Stivachtis, 2008). Kolektif kimlik, bir örgütün toplumsal karakterini ve kültürel ağlarını açıklamakta ve örgüt üyeleri tarafından benimsenmektedir. Kolektif kimlik kavramı, karmaşık bir kavramdır. Çünkü mutlaka kültürel bir homojenlik içermek zorunda olmadığı gibi; grup kültürü ya da ulusal kültürün her bileşenini taşımak zorunda değildir. Ayrıca kolektif kimliğin gücü ve grup dayanışması, sadece kültürel farklılıklara ya da kültürel aynılıklara bağımlı değildir (Ellemers, Kortekaas ve Ouwerkerk., 1999).

Sosyal hayattaki hareketlilik, kişileri sürekli farklı örgütler ve değişikliklerle karşı karşıya getirmektedir. İnsan davranışları, hem içinde yaşadıkları sosyal çevrenin kendine özgü kural ve beklentilerinden hem de bireyin kendi tecrübelerinden etkilenmektedir (Geçtan, 1987, akt. Dinçer, 2009). Çaresizlik ve aşağılanma, öz değerlerden uzaklaştırma gibi geniş grup kimliğine yönelik konularda tehdit algılandığında, bu durum kişisel bir tehlike olarak da algılanmaktadır. Bu tehdit edici durum karşısında birey, aidiyet duygusu ile bağlı olduğu grup kimliğini kaybetme endişesi duymaktadır (Volkan, 2005). Dolayısıyla geniş grup, kimliğini etkin bir biçimde korumakta ve bizlik duygusunu sarsıntıya uğradığı zamanlarda ise yaralarını sarmaya yönelmektedir (Volkan, 2007).

Şekil

Tablo  5’te  araştırmaya  dahil  olan  öğretmenlerin  cinsiyetlerine  ve  çalıştıkları  okul  türlerine göre sayısal dağılımları görülmektedir
Tablo  14’te  örgütsel  kimliğin  alt  boyutlarına  ilişkin  bazı  betimsel  istatistikler  sunulmuştur
Tablo  16.  Araştırmaya  Katılan  Öğretmenlerin  Örgütsel  Kimliklenme  Düzeylerini  Yaşlarına Göre Gösteren ANOVA Sonuçları
Tablo  18’deki  test  sonuçlarına  göre  öğretmenlerin  örgütsel  kimliklenme  düzeyleri  branşlarına  göre  anlamlı  farklılık  göstermemektedir,  [t (406) =0.922,  p>0.05.]  Sınıf
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

CLSI en sık karşılaşılan albicans-dışı Candida türlerinde (C. krusei) flukonazol, vorikonazol ve ekino- kandinler için, yeni klinik direnç sınır değerleri- ni, MİK

"O yaprakların görüntüsü beni son derece heyecanlandırdı. Ama yine birşey yapmayı düşünmedim. Tekrar kitabı kapatıp yerine koy­ dum... O iki yaprak

Öğretmenlerin yöneticileriyle yüz yüze görüşme sıklıkları fazla olanların örgüt içindeki “Yönetsel ve Örgütsel Nedenler” boyuta ilişkin kültürel

Canlılar ve çevre için zararlı olan nükleer nitelikteki atıklann büyük bir kısmı nükleer reaktorlerde uranyumun yakıt olarak kullanımı sonucu oluşan

1·-ler ııc kadar pc netran yönteıııiylc yü:t.cydc ı ının li k � ultrasonik veya x-ışını ilc içerideki 4 ının lik bjr hata bclirlcncbilsc[2] de bu

The Investigations on Pulp and Paper Production with Modified Kraft Pulping Method from Canola (Brassica napus L.) Stalks.. Mehmet AKGÜL 1 , Ilhan ERDÖNMEZ 2 , Mustafa ÇİÇEKLER 2*

Moreover, given the lessons learned from cases in the history of state building activities, three major factors are determined as important in the

Mutfak gurubu içerisinde ise masa örtüsü dışında, runner, Amerikan servisi, önlük, ekmek sepeti, çanta, mandal askısı, kâğıt havlu asacağı gibi alanlarda