• Sonuç bulunamadı

İLKÖĞRETİM 6. SINIF YENİ SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARININOKUNABİLİRLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İLKÖĞRETİM 6. SINIF YENİ SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARININOKUNABİLİRLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ"

Copied!
138
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TC

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

İLKÖĞRETİM 6. SINIF YENİ SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARININOKUNABİLİRLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Sevim Hamiyet HIZARCI

(2)

TC

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANABİLİM DALI

SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

İLKÖĞRETİM 6. SINIF YENİ SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARININOKUNABİLİRLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Sevim Hamiyet HIZARCI

Tez Danışmanı

Yrd. Doç. Dr. Yılmaz KIZILTAN

(3)
(4)

ii ÖNSÖZ

Bu çalışmanın araştırma konusunun belirlenmesinde ve planlanıp çalışılmasında yardımlarını esirgemeyen; danışmanım, Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Yılmaz KIZILTAN’a, sürekli yeni fikir ve önerilerle çalışmamın her aşamasında yol gösteren Sayın Hocam Yrd. Doç. Dr. Bahri ATA’ya ve okunabilirlik çalışmalarında kaynak desteğiyle Dr. Mustafa ULUSOY’a, verilerin çözümlenmesinde yardım eden Yrd. Doç. Dr. Nihat KILIÇ’a teşekkürü bir borç bilirim. Veri toplama sürecinde yardımcı olan İlköğretim Okulu Müdürleri ve Sosyal Bilgiler Öğretmenleri başta olmak üzere tüm öğretmenlere, uygulama metinlerini samimiyetle dolduran öğrencilerimize, çevirilerde desteklerini esirgemeyen Nermin COŞKUN HANÇER’E ve Emine AKDEMİR’e, beni sürekli destekleyen arkadaşlarıma ve tükenmeyen sabırları, bitmeyen sevgileri ve desteklerinden dolayı tüm aileme en içten teşekkürlerimi sunarım.

Araştırmanın, sosyal bilgiler ders kitapları hazırlanmasında faydalı olması dileğiyle.

(5)

iii ÖZET

İLKÖĞRETİM 6. SINIF YENİ SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARININ OKUNABİLİRLİK DÜZEYLERİNİN

İNCELENMESİ

HIZARCI, Sevim Hamiyet

Yüksek Lisans, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalı Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Yılmaz KIZILTAN

Şubat- 2009

Bu araştırmada, ilköğretim 6. sınıf yeni Sosyal Bilgiler ders kitaplarında yer alan metinlerin okunabilirlik düzeylerinin saptanması amaçlanmıştır.

Betimsel yöntemin uygulandığı araştırma, 2007-2008 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Yozgat ili, Çayıralan ilçesinde yürütülmüştür. MEB ve özel yayınevlerine ait kitaplardan, farklı anlatım teknikleri ile hazırlanmış altı adet metin seçilmiştir. Seçilen bu metinlerle öğrencilere uygulama yapılmıştır. Bu uygulama sonucunda elde edilen nicel veriler bilgisayarlı istatistik paket programı olan SPSS (Statistical Packet for the Social Sciences) kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirmeye tabi tutulmuştur.

Ders kitaplarında yer alan metinlerin okunabilirlik düzeyleri nelerdir? Özel yayınevleri ile Milli Eğitim Bakanlığı Yayınevi’nin hazırladığı kitaplarının okunabilirlik düzeyleri hangi düzeydedir ve okunabilirlik yönüyle yayınevleri arasında fark var mıdır? Farklı anlatım teknikleri ile hazırlanan metinlerin okunabilirlik düzeyleri nedir ve okunabilirlikleri yönüyle teknikler arasında fark var mıdır? Araştırmada bu ve benzer sorulara çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır.

Çalışma sonucunda MEB yayınevine ait metinlerin daha yüksek okunabilirlik gösterdiği, öyküleyici anlatım tekniğiyle hazırlanan metinlerin yüksek okunabilirlik

(6)

iv

göstermesine karşın, açıklayıcı anlatım tekniğiyle hazırlanan metinlerin yetersiz okuma seviyesinde olduğu görüldü. Bu çalışmanın bulguları ve bu bulgulardan çıkarılan çözüm önerileri ile yeni hazırlanacak ders kitaplarının yazımında kullanılması amaçlanmaktadır. Ayrıca bu çalışma literatürdeki önemli bir boşluğun doldurulmasını amaçlanmaktadır.

(7)

v SUMMARY

INVESTIGATION OF READABILITY LEVELS OF SIXTH GRADE SOCIAL STUDIES’ TEXTBOOKS IN PRIMARY SCHOOLS

HIZARCI, Sevim Hamiyet

Master Thesis, Department of Education of Social Studies Thesis Counselor: Assistant Professor Dr. Yılmaz KIZILTAN

February- 2009

It was aimed to determine readability levels of sixth grade social studies’ textbooks in Primary Education Schools in this investigation.

Present investigation, performed with descriptive method, was carried out in first semester period in Education-Training Year of 2007-2008, Çayıralan, Yozgat. Six texts which prepared with different expression methods were selected from the books published by either Ministry of National Education or Private Publishers. These texts were applied to the students.

Quantitative data obtained from this application were analyzed statistically using by the SPSS (SPSS for Windows 98, version 11.5) software package program.

What are the readability levels in the school books? Readabilities of the books prepared by Ministry of National Education or Private Publishers are in which level, and is there any difference between these two publishers regarding text readability? What is the readability levels of texts prepared with different expression methods, and is there any readability difference between the methods? Which texts prepared by different expression methods have high readability levels? This study aimed to find out solution proposals for these questions.

(8)

vi

The findings of the present study and solution proposals derived from the results aimed to serve for written of new school books which will be prepared. Furthermore, this study aimed to supplement great lack of related literature.

(9)

vii

İÇİNDEKİLER

Sayfa

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI………... i

ÖNSÖZ………...ii

ÖZET………...iii

ABSTRACT ... v

İÇİNDEKİLER...vii

TABLOLAR LİSTESİ... ..ix

KISALTMALAR………... xii I.BÖLÜM GİRİŞ 1.1.Problem Durumu...1 1.1.1.Eğitim...2 1.1.2. Sosyal Bilgiler...3

1.1.3. Sosyal Bilgilerin Gelişimi...9

1.1.4. Yeni İlköğretim Programı...15

1.1.5. Sosyal Bilgiler Dersinde Kullanılan Yazılı Materyaller...21

1.1.6. Ders Kitabı ve Sosyal Bilgiler...23

1.1.7. Okunabilirlik...35

1.1.7.1. Okunabilirlik ...35

1.1.7.2. Okunabilirliği Etkileyen Faktörler...42

1.1.7.3. Okuma Seviyeleri...46

1.1.8. Okunabilirlik Formülleri...50

1.1.8.1. Dale Cale Formülü...52

1.1.8.2. Gunning Fog İndex...54

1.1.8.3. Flesch- Kincaid Okunabilirlik Formülü...55

1.1.8.4. Fry Okunabilirlik Grafiği...56

(10)

viii

1.1.8.5. Ateşman Okunabilirlik Formülü...57

1.1.8.6. Cloze Test Yöntemi...58

1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi... 63

1.3. Problem Cümlesi... 64 1.4. Alt Problemler... .64 1.4. Tanımlar...65 1.5. Kapsam ve Sınırlılıklar ...66 1.6. Sayıtlılar...66 II. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1. İlgili Araştırmalar...67 III. YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Modeli...72 3.2. Evren ve Örneklem...72 3.3. Verilerin Toplanması...73 3.4. Verilerin Çözümlenmesi... 74

IV. BULGULAR ve YORUMLAR 4.1.Bulgular ...76 4.2. Yorumlar………...78

V. SONUÇLAR ve ÖNERİLER 5.1. Sonuçlar...92 5.2. Öneriler...96 KAYNAKLAR...99 ÖZGEÇMİŞ...108 EKLER...109

(11)

ix

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa

Tablo 1: Dale Cale Okunabilirlik Formülü Düzeyleri...53

Tablo 2: Flesch Okunabilirlik Formülü Düzeyleri...56

Tablo 3: Cloze Okunabilirlik Testinin Yorumlanması...62

Tablo 4: Araştırmanın Örneklemi...73

Tablo5: Özel Yayınevi Tarafından Hazırlanan Metinlerde Okunabilirlik Düzeyleri...76

Tablo 6: MEB Yayınevi Tarafından Hazırlanan Metinlerde Okunabilirlik Düzeyleri...78

Tablo 7: Yayınevine Bakılmaksızın Üç Farklı Anlatım Tekniğine Ait Okunabilirlik Düzeyleri...79

Tablo 8: Yayınevine Bakılmaksızın Üç Ayrı Metin Türüne Ait Ortalama Cevapların One-Way ANOVA ile Karşılaştırma Sonuçları...81

Tablo 9: Yayınevine Bakılmaksızın Üç Ayrı Metin Türüne Ait Ortalama Cevapların Gruplar Arası Çoklu Karşılaştırma Sonuçları...81

Tablo 10: Her Bir Metin Türüne Ait Cevapların İstatistiksel Verileri...82

Tablo 11: Her Bir Metin Türüne Ait Cevapların Ortalamalarının One-Way ANOVA ile Karşılaştırılmasının Sonuçları...83

(12)

x

Tablo 12: Her Bir Metin Türüne Ait Cevapların Ortalamalarının Gruplar Arası Çoklu Karşılaştırma Sonuçları... ...84

Tablo 13: Tartışmacı Metin Türünün MEB ve Özel Yayınevleri Arasındaki Karşılaştıma Sonuçları...85

Tablo 14: Öyküleyici Metin Türünün MEB ve Özel Yayınevleri Arasındaki Karşılaştırma Sonuçları ...86

Tablo 15: Açıklayıcı Metin Türünün MEB ve Özel Yayınevleri Arasındaki Karşılaştırma Sonuçları ...86

Tablo 16: Özel Yayınevi Tarafından Yayınlanan Kitaplardan Seçilen Metinlere Verilen Ortalama Cevapların Gruplar Arası One-Way ANOVA Analizi İle Yapılan Karşılaştırma Sonuçları...87

Tablo 17: Özel Yayınevi Tarafından Yayınlanan Kitaplardan Seçilen Metinlere Verilen Ortalama Cevapların Gruplar Arası Çoklu Karşılaştırma Scheffe Testi Sonuçları ...88

Tablo 18: MEB Yayınevi Tarafından Yayınlanan Kitaplardan Seçilen Metinlere Verilen Ortalama Cevapların Gruplar Arası One-Way ANOVA Analizi ile Yapılan Karşılaştırma Sonuçları ...89

Tablo 19: MEB Yayınevi Tarafından Yayınlanan Kitaplardan Seçilen Metinlere Verilen Ortalama Cevapların Gruplar Arası Çoklu Karşılaştırma Scheffe Testi Sonuçları ...89

Tablo 20: Özel Yayınevi ve MEB Yayınevi Tarafından Yayınlanan Kitaplardan Seçilen Metinlere Verilen Cevaplarda Metin Türüne Bakılmaksızın Elde Edilen Veriler...90

(13)

xi

Tablo 21:Özel Yayınevi ve MEB Yayınevi Tarafından Yayınlanan Kitaplardan Seçilen Metinlere Verilen Cevaplarda Metin Türüne Bakılmaksızın Elde Edilen Ortalama Cevapların Gruplar Arası Karşılaştırması...91

(14)

xii

KISALTMALAR LİSTESİ

TC : Türkiye Cumhuriyeti MEB : Milli Eğitim Bakanlığı İ.Ö.O : İlköğretim Okulu Akt :Aktaran

(15)

I. BÖLÜM

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problem cümlesi, alt problemleri, amacı, önemi, kapsamı ve sınırlılıkları ile araştırmada yer alan tanımlar ve daha önce yapılan benzer çalışmaların yer aldığı ilgili araştırmalar yer almıştır.

1.1. Problem Durumu

Eğitim, insanın doğumundan ölümüne, yani beşikten mezara kadar iç içe olduğu bir süreçtir. Bir toplumun gelişmişliği ya da geri kalmışlığı ile o toplumun eğitim sistemi arasında çok yakın bir ilişki söz konusudur. İyi eğitim almış insanların oluşturduğu toplumlar, düzenli ve sağlıklı toplumlardır.

Eğitimin en temel amacı kişiyi topluma faydalı hale getirebilmektir. Toplumumuzun insan tipini yetiştirmede sosyal bilgiler dersi bir araç durumundadır. Sosyal Bilgiler öğretimi, öğrencilerin gelecekteki yaşamlarında topluma uyum sağlamalarını, toplum içinde yaşayan diğer insanlarla sağlıklı iletişim kurmalarını ve işbirliği yapmalarını sağlamanın yanında, milletine ve vatanına iyi bir vatandaş olarak hizmet etmeyi bir ülkü haline getirmiş olan bireyler olarak yetişmelerini de sağlamaya çalışmaktadır.

Sosyal bilgiler dersi; öğrencilere içinde yaşadığı topluma ait bilgilerin öğretilmesini sağlar. Toplumun geçmişi toplumun geçirdiği safhaları temel yapıp, kişinin günümüzde çevresi ile ilişkisini düzenler ve geleceğe yönelik planlamaları yapar. Bu derste hem insan ilişkileri, hem de insanoğlunun yeryüzü ile ilişkileri söz konusudur. Bu doğrultuda öğrenimin gerçekleşmesi için öğretim araçlarına ihtiyaç vardır. Öğretim araçları, öğrenenlerin gerekli davranışları kazanmasında en uç işlevi yerine getirir. Öğrenmenin zamanında gerçekleşmesi, kalıcı olması ve öğrenme ortamının sağlıklı bir şekilde oluşmasında öğretim araçları kullanılmaktadır. Öğretim ortamında en çok kullanılan araçlar ise kitaplardır. Ders kitaplarının diğer araçlara

(16)

göre elde edilmesi ve kullanımı daha kolaydır. Diğer araçlara göre de çok farklı işlevlere sahiptir. Bu nedenle en çok kullanılan öğretim aracı konumundadır.

Sosyal bilgiler; sosyal bilimlerin içerik ve yöntemlerinden yararlanarak, insanın fiziksel ve sosyal çevresiyle etkileşimini zaman boyutu içinde disiplinler arası bir yaklaşımla ele alan ve küreselleşen bir dünyada yaşamla ilgili temel demokratik değerlerle donatılmış, düşünen ve becerili demokratik vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlayan bir çalışma alanıdır (Doğanay, 2004:17).

Bu çalışmada, ilköğretim sosyal bilgiler 6. sınıf ders kitaplarında kullanılan metinlerin okunabilirlik düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Ders kitaplarında yer alan metinlerin öğrencilerin okuma düzeylerine uygunluğu belirlenmeye çalışılmış, anlatım türleri ile okunabilirlik düzeyleri arasındaki önem belirtilmeye çalışılmıştır.

1.1.1.Eğitim

Eğitim, insanlık tarihi kadar eski bir kavram ve insan yaşantısının her döneminde var olan geniş bir alana sahiptir. Bu nedenle eğitime dair pek çok tanım yapılmıştır: Eğitim, “kişinin toplumsal yeteneklerinin ve optimum kişisel gelişmesinin sağlanması için, seçkin ve kontrollü bir çevreyi ve okul etkinliklerini içine alan sosyal bir süreçtir” ( Varış, 1984:23).

Eğitim, sosyal bir süreç olmasının yanı sıra, bireyin yaşantısında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir( Ertürk, 1986:12).

Hesapçıoğlu’nun (1998: 33), Leif ve Rustin’den aldığı tanımlarda ise eğitim, “çoğu zaman kelime anlamı ile ferdin sosyalleştirilmesi, hem cinslerine benzer ve topluma faydalı bir üyenin hazırlanması anlamına gelir” ve “ insanların bilgi ve görgülerinde geçerli saydığımız şeyleri gelecek nesillere aktaran, hatta gelecekte olacak değişme ve gelişmeleri hazırlama iddiasında bulunan en üst görüş yüceliğini isteyen bir insan eseridir” şeklinde tanımlanmıştır.

(17)

Bunun yanı sıra insan hakları belgeleri eğitimi, “insan kişiliğini tüm yönleriyle geliştiren, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı pekiştiren bir etkinlik olarak” tanımlamaktadır. Ayrıca eğitime, “bilgi aktarılan konuda, bir yaşam biçimi ve aynı zamanda ahlak/etik kazandırılmasını da amaçlayan çok yönlü etkinlikler bütünü” olarak da bakılabilir.

Eğitim, geniş anlamda bireylerin toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını, kazandırmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir. Eğitim, kişinin kendi özgün ihtiyaçlarının gerektireceği bilgi, beceri, tutum ve davranışların, yine kendince farkına varılması ve öğrencinin kendi öğrenme yeteneklerine uygun olarak öğrenmesi için uygun ortamlar yaratıp sürdürmeye “yardımcı olunması” sürecidir .

Her toplumun kendi kültürüne özgü eğitimi ve bu eğitimle hedefledikleri farklılık göstermektedir. Ancak her toplumun eğitim hedefleri içerisinde diğer toplumlarla ortak olan bazı evrensel amaçlar da söz konusudur. Özellikle insanlar arası ilişkileri düzenlemede ve sürdürmede eğitime önemli görevler yüklenmektedir. Nitekim İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde Eğitim Hakkı ve Eğitimin Amaçları ile ilgili kısmında şu madde dikkati çekmektedir: “Eğitim, insan kişiliğinin tam olarak geliştirilmesini amaçlamalıdır. Eğitim, tüm uluslar ve tüm ırk ya da din kümeleri arasında anlayış, hoşgörü ve dostluk ile Birleşmiş Milletlerin barışı sürdürme etkinliklerinin geliştirilmesini özendirilmelidir (Unesco, 2000:158).

1.1.2. Sosyal Bilgiler

Eğitimin “toplumun yararını oluşturma” görevinden yola çıkarak, hızla değişen bir dünyada çağdaş ve demokratik bir toplum yaratmanın yolu, çağcıl eğitimden geçmektedir. Böyle bir toplum da ancak toplumsal değerleri sorgulayan, yeni değerler üreten, eleştirel ve yaratıcı yurttaşlarla olanaklıdır( Doğanay, 2004:18). Bu niteliklere sahip yurttaşları topluma kazandırma görevi sosyal bilgiler dersine aittir. Dolayısıyla sosyal bilgiler dersinin programı ve programı işler hale getiren ders kitabı oldukça önemlidir. Elbette şu da unutulmamalıdır ki, ders programları ve kitaplar ancak etkili bir eğitim-öğretim ortamında amaca ulaşabilir.

(18)

Günümüze kadar Sosyal Bilimler ve Sosyal Bilgiler kavramları ile ilgili pek çok tanım yapılmıştır. Bu tanımlar yapılırken genelde, Sosyal Bilimler ve Sosyal Bilgiler kavramlarının benzerlikleri ve farklılıkları ortaya konularak karşılaştırılmaya çalışılmıştır. “Sosyal Bilimler” ve “Sosyal Bilgiler” kavramlarının çoğu kez eş anlamlı kullanıldıkları görülür. Ancak bu kavramlar arasında eğitim- öğretim sürecinde büyük farklılıklar vardır. Sosyal Bilgiler, Sosyal Bilimlerin bulgu ve ayrıştırmalarının, bir toplumda yaşayan insanlar için gerekli olan temel ve ortak öğelerini kapsamaktadır. Bir başka deyişle, Sosyal Bilimler “bilginin yapısı”, Sosyal Bilgiler ise “programın yapısı” ile ilgilenmektedir. Birincisi, bir bilgi kategorisi, ikincisi ise bir program kategorisidir.

Sosyal bilgiler, insanları ve yaşantılarını konu alan, bireyin kendisini ve diğer insanları anlamaya yardımcı olan disiplinler arası bir alandır. Bu nedenle sosyal bilgileri tanımlamak oldukça zor olmakla birlikte sosyal bilgilerin “yurttaşlık yeterliliklerini kazandırma” ve “disiplinler arası oluşu” onu diğer bilimlerden ayırt edici iki özelliğidir( Doğanay, 2002:16).

Sosyal Bilimler insanoğlunun sosyal ilişkilerini konu edinen bilgi kategorilerinden oluşur. Sosyal Bilimlerin içine Sosyoloji, Antropoloji, Tarih, Siyasal Bilgiler, Ekonomi vb. alanlar girerken Sosyal Bilgilerde ise Tarih, Coğrafya ve Yurttaşlık Bilgisi önemli yer tutar( Varış, 1996:131).

Sosyal Bilgiler (toplum bilgileri), “öğrencileri toplumsal yönden eğitmek, onlara içinde yaşadıkları toplumun yönetim düzeni, ekonomik özellikleri, geçmişi üzerinde gerekli bilgi ve anlayışları kazandırmak, yurttaşlığın hak ve görevlerini kavratmak amacıyla ilk ve ortaokullarda okutulan, konuları genellikle tarih, coğrafya, ekonomi ve hukuk gibi bilim dallarından yararlanılarak seçilen ders”tir (Oğuzkan,1989:150).

Sönmez (1999:17) sosyal bilgileri, “toplumsal gerçekle kanıtlamaya dayalı bağ kurma süreci ve bunun sonucunda elde edilen dirik bilgiler” şeklinde tanımlamıştır. Tanımda geçen “ toplumsal gerçek” kavramının toplumsal yaşamı

(19)

düzenleyen her türlü etkinlik olabileceğini söylemiştir. Sönmez’e göre sosyal bilgiler, sosyal bilimlerin, felsefe ve diğer etkinliklerin kesiştiği bir alan olarak değerlendirilebilir.

Barth’a göre “Sosyal bilgiler, kritik sosyal konularda vatandaşlık becerilerinin uygulanması amacıyla, sosyal ve beşeri bilimler kavramlarının disiplinler arası bir yaklaşımla kaynaştırılmasıdır.” (Akt. Öztürk, 2006:23).

Sosyal bilgilerin “yurttaşlık yeterliliklerini kazandırma” özelliğini vurgulayarak yapılan tanımlarsa şu şekildedir: “İlköğretim okullarında iyi ve sorumlu yurttaş yetiştirmek amacıyla, Sosyal Bilimler disiplinlerinden seçilmiş bilgilere dayalı olarak, öğrencilere toplumsal yaşamla ilgili temel bilgi, beceri, tutum ve değerlerin kazandırıldığı bir çalışma alanıdır” Erden (tarihsiz:38). Doğanay’ın (2002: 16) Sosyal Bilgiler eğitiminin uzmanlarından olan Barr, Barth ve Shermis’ten aktardığına göre sosyal bilgiler, “yurttaşlık eğitimi amacıyla insan ilişkileriyle ilgili bilgi ve deneyimlerin birleştirilmesi”dir.

Sosyal bilgiler, toplum yaşamını düzenleyen “Sosyal bilimler”den, ilköğretim çağındaki çocuğun düzeyine uygun seçilen disiplinlerden oluşan, disiplinler arası bir yaklaşımdır. Sosyal bilgilerin en önemli görevi etkili, demokratik ve sorumlu yurttaşlar yetiştirmektir.

İnsanlar ve toplumlar sürekli bir değişim içerisinde yer almakta ve karmaşık sorular ve sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadırlar. Bu sebeple, toplumlar ve insanlar için sosyal bilimlerin önemi çok büyüktür. Toplum içinde yaşayan bireylerin ihtiyaçlarıyla, toplumun beklentileri arasındaki dengeyi sağlamada, bireylere gerekli bilgi, beceri ve tutumları kazandırma açısından sosyal bilimlere önemli görevler düşmektedir. Sosyal bilimlerin değişimi ve sürekliliği inceliyor olması, bireyi toplumsallaştırma amacı güden eğitimde, sosyal bilimlerin etkin bir yer kazanmasına yol açmış ve eğitimin, hem bir sosyal bilim dalı hem de sosyal bilimlerin uygulama alanı durumuna gelmesi “Sosyal Bilgiler” kavramını meydana getirmiştir( Dönmez, 2003:32).

(20)

Sosyal Bilgiler kişilik gelişimi yönünden de gerekli bir derstir. Bu derste, çocuk toplumsal sorunlarla karşı karşıya getirilmekte ve kendisinin toplumsal yaşamla kaynaşması sağlanmaktadır. Böylece Sosyal Bilgiler dersi, çocuğun toplumsal kişiliğinin oluşmasında önemli bir işlevi yerine getirmiş olmaktadır( Sözer,1998:15). Bir başka deyişle, çocuğu topluma uyumlu duruma getirebilmektir. Bu süreç, Sosyal Bilimler denilen birçok alandaki çalışmalardan elde edilen bulgulardan seçilerek oluşturulan Sosyal Bilgiler dersi ile gerçekleştirilmektedir (Kısakürek, 1988:6).

Gerçekte Sosyal Bilgiler, eğitim alanın yarattığı bir kavramdır. Bu disiplinler arası alan Sosyal Bilimlerdeki kuramsal ve bilimsel gelişmelerin eğitim süreci içinde ele alınarak bireyin toplum içinde geliştirilmesi ve yetiştirilmesini amaçlamaktadır (Paykoç,1991:2).

Dönmez (2003:32) sosyal bilgileri, “Bütün çeşitlilikleriyle yeryüzüne bağlı olayları tanıtan, bunların oluş sebeplerini açıklayan, vatandaşlık hak ve ödevlerinin, sorumluluklarının neler olduğunu belirten, kısaca insan ve onun sosyal ve fiziki çevresiyle geçmişte, günümüzde ve gelecekteki etkileşimini ortaya koyan bilgilerdir.” Şeklinde tanımlamakta ve sosyal bilgilerin kapsamını, “Sosyal bilimlerin bulgu ve analizlerinin toplumda yaşayan insanlar için gerekli olan temel ve ortak öğeler” olarak belirtmektedir.

Genel olarak Sosyal Bilgilere, Sosyal Bilimlerin öğretim için seçilmiş ve değişmediği kabul edilen bölümleri olarak bakılmakta ve 11-15 yaşları arasındaki öğrencilerin programlarında yer verilmektedir. Sosyal Bilimler ise genel olarak akademik biçimde ve ileri düzeyde bilim disiplini anlayışında, insan ilişkilerini incelemektedir. Bir başka deyişle, Sosyal Bilimler, araştırma, deney, buluş ve benzeri bilimsel etkinlikleri içermekte, insan, toplum ve onların değerleri, çevreleri ile olan ilişkileri ile ilgilenmekte ve bu konudaki bilgiyi arttırmaya ve genişletmeye çalışmaktadır. Sosyal Bilgiler ise okul programlarında Sosyal Bilimlerin yöntemlerini, içeriğini ve bulgularını oldukça basit bir düzeyde ele almakta, bireyin toplumda yaşayış ve davranışları, temel gereksinimleri ve bunları gidermek için

(21)

yaptıklarını, oluşturulan kuruluşları ve değerleri gibi konuları işlemektedir (TED,1987:7).

Alandaki araştırmaların da ortaya koyduğu üzere Türkiye’nin toplum ve insan bilimlerinde de ilerlemeye, yeniliğe ve gelişmeye gereksinimi vardır. Bilimin çeşitli dallarındaki gelişmelerin birbirinden bağımsız olmaması nedeniyle Sosyal Bilimlerde de bir bilim politikası oluşturmak ve bu alanda düzeyi yükseltmek zorunludur(Alkan, 1998:104). Ancak, gerek dünyanın çeşitli ülkelerinde, gerekse Türkiye’de Sosyal Bilimlerin giderek büyük gelişme göstermesi, bu bilimlerin kapsadığı alanların insan yaşamındaki değerinin nedenli önem kazandığı konusunda dikkat çekici bir gösterge olmuştur ( Sözer, 1998:5).

İster Sosyal Bilimler, ister Sosyal Bilgiler adı altında olsun eğitime bilimsel yaklaşım, bireysel farklılıklara verilen önem, eğitim psikolojisindeki gelişmeler ve öğrenci ihtiyaçlarına verilmeye başlanan yer, Sosyal Bilimlerin öğretimine yeni ve bilimsel bir biçim vermeyi, bu yönde gelişmeye yönlendirmiş ve desteklemiştir.

Sosyal Bilgiler öğretiminin merkezinde bireyin gereksinimleri yer almaktadır. Sosyal Bilgiler dersi ile öğrenciler vatandaşlık hak ve sorumluluklarını anlar, birey olarak toplum içindeki yerlerini kavrarlar. Bu nedenle, Sosyal Bilgiler dersi ilköğretim okullarında temel ve önemli derslerden biri olarak değerlendirilmelidir (Savage ve Armstrong, 1987:4).

Sosyal Bilgiler dersi öğrencilerin birçok sözel bilgi, kavram ve ilkeyi öğrendiği bir konu alanıdır. Bu bilgiler öğrenciler için anlamlı duruma getirilmezse öğrenciler ezberlemeye yönelir. Türkiye’de bu ders genelde öğretmen, öğrenci ve veliler tarafından yoğun ezber gerektiren bir ders olarak algılanmaktadır (Erden,1996:78). Sosyal Bilgiler dersinin kendinden beklenen işlevi yerine getirebilmesi için öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersine yönelik ilgi, tutum gibi duyuşsal özelliklerinin bilinmesi önem taşımaktadır.

(22)

tutumları ortadan kaldırılmalıdır. Sosyal Bilgiler öğretiminin aslında, öğrencilerin demokratik tutumlarını geliştirme, insanlar arası ilişkilerini düzenleme, ailesine, çevresine ve ülkesine karşı görev ve sorumluluklarını kazanmasını sağlama, eleştirici, yapıcı, yaratıcı düşünme yeteneklerini geliştirerek problem çözebilme becerilerini geliştirme ve işbirliğiyle çalışma alışkanlığı kazandırma gibi hedefleri vardır. Bu nedenle Sosyal Bilgiler dersi öğretimin ilköğretim okulu programında çok önemli bir yeri vardır.

Remy (1979), Sosyal Bilgiler eğitiminin gerekliliği üzerinde dururken, iyi yurttaş olma konusunda vatandaşlık eğitiminin öneminden söz etmekte ve “bu konuda gerekli yeterlilikleri bireye kazandırmada okulun oynadığı rolü yadsımamak gerekir” demektedir. Ona göre okulun en önemli görevlerinden biri Sosyal Bilgiler eğitimi yoluyla çocuğun vatandaşlık eğitimini tam olarak gerçekleştirmektir. Vatandaşlık eğitiminin kazandıracağı yeterlilikleri ise yedi madde içinde toplamak olanaklıdır. Bunlar; bilgiyi elde etme ve kullanma, sorunları değerlendirme, karar oluşturma, yargıya varma, iletişim kurma, işbirliği ve ilgiyi teşvik etmektir. Okul, Sosyal Bilgiler eğitimini gerçekleştirirken bu yeterlilikleri öğrencilere kazandırmakla yükümlüdür (Aktaran: Sözer, 1998:15).

Bir ülkenin hedeflediği toplumsal, ekonomik ve teknolojik düzeye ulaşmasını sağlayacak en önemli kaynak, nitelikli insandır. Nitelikli insanı yetiştirecek olan eğitim sistemidir. Eğitim sistemi nitelikli insanı yetiştirmek için, bireyin özgürce gelişebileceği bir çevre oluşturacak nitelikte olmalıdır (Şahin, 1997:42). Nitelikli insanın özellikleri de çağa göre belirlenmektedir. Bu durumda nitelikli insan, bilgiye ulaşıp onu en etkili bir şekilde kullanabilen ve yeni bilgiler üretebilen bireylerdir. Disiplinler arası bir anlayışla öğrencilere/bireylere, etrafını çevreleyen toplumsal yaşamla ilgili temel bilgi, beceri, tutum ve değerleri kazandırmayı amaçlayan Sosyal Bilgiler öğretiminin en önemli amacı iyi bir vatandaş yetiştirmektir (Sönmez, 1999:51).

Ayrıca vatandaşlık görev ve sorumlulukları yönünden öğrencileri; ailesine, milletine, vatanına, Atatürk İlke ve İnkılâplarına bağlı, çalışkan, araştırıcı, özverili,

(23)

erdemli, girişimci, iyi insan, iyi vatandaş olarak yetiştirmektir. Sosyal bilgiler dersi öğrencilere dünya tarihini ve kendi tarihlerini tanıtarak, kendi milletlerine karşı güven duygusu geliştirmelerini amaçlamaktadır (Kocaoluk, 2001:291).

Bu anlamda Sosyal Bilgiler; “Bireyin incelendiği, onu sosyal ve fiziki çevresiyle etkileşiminin dünkü, bugünkü ve yarın ki şekillerinin gözden geçirildiği” bir disiplin olarak karşımıza çıkar. Böylece öğrenci, normal gelişimi içinde yaşam yollarını öğrenirken, insanların birbirleriyle olan ilişkileri üzerinde de durur ki; insan ilişkileri (insanların ihtiyaçlarını birlikte nasıl karşıladığı, toplumdaki gelenek ve görenekler, sosyal problemlerin çözümü v.b.) Sosyal Bilgilerin en fazla üzerinde durduğu konulardandır (Güngördü, 2001:130).

1.1.3. Sosyal Bilgilerin Gelişimi

Sosyal bilgiler kavramı ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’nde, 1892 yılında toplanan Milli Eğitim Konseyi tarafından ele alınmıştır. Bu konsey milli toplum anlayışını oluşturmak üzere Sosyal Bilgiler dersini düzenlemiştir. Sosyal Bilgiler dersinin programı; tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi derslerinden oluşturulmuş ve toplumun gereksinimlerine göre içerik yeniden yapılandırılmıştır. Bu kavramın kabulü ise ilk kez yine A.B.D.’de 1916 yılında Milli Eğitim Derneği’nin “ Orta Dereceli Okulu Teşkilatlandırma Komisyonu Sosyal Bilgiler Komitesi” tarafından gerçekleştirilmiştir. Komite bu kavramı; “konusu doğrudan insan toplumunun teşkilatına ve gelişmesine toplumsal birliklerin bir parçası olması dolayısıyla insana dair bilgiler, sosyal bilgilerdir” şeklinde tanımlamıştır( Dönmez,2003:33).

Sosyal bilgiler; sosyal bilimlerin içerik ve yöntemlerinden yararlanarak, insanın fiziksel ve sosyal çevresiyle etkileşimini zaman boyutu içinde disiplinler arası bir yaklaşımla ele alan ve küreselleşen bir dünyada yaşamla ilgili temel demokratik değerlerle donatılmış, düşünen ve becerili demokratik vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlayan bir çalışma alanıdır (Doğanay, 2004: 17).

(24)

ilerlemecilik akımının “demokratik toplum için vatandaş yetiştirme” görüşünün etkisiyle gerçekleşmiştir. 1930 ve 1940’lı yıllarda yeniden kurmacılık ve çocuk merkezli yaklaşımı benimseyen eğitimciler de sosyal bilgiler programının gerçekleşmesi için çaba göstermişlerdir. Ancak, 1940’lı ve 1950’li yıllarda sosyal bilgiler programları büyük ölçüde tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi ağırlıklı olarak uygulanmıştır (Erden, 1997:6).

Dünyada yaşanan gelişmeler Türkiye’de yapılan çalışmaları da etkilemiştir. Cumhuriyet döneminde ilkokullarda( ilköğretim I. Kademe) ilgili 1926, 1930, 1936, 1948, 1962, 1968, 1989, 1993, 1998 ve 2005 yıllarında programlara düzenlemeye gidilmiştir.

Cumhuriyetin ilk ders programı olan 1926 programında, “ilk mektebin başlıca maksadı genç nesli muhitine faal bir halde intibak ettirmek suretiyle iyi vatandaşlar yetiştirmektir” ilkesi temele alınmış; tarih, coğrafya ve yurt bilgisi derslerine her biri ikişer saatten haftada altı saat olmak üzere 4 ve 5. sınıflarında yer verilmiştir. 1930, 1932 ve 1936 programlarında, 1926 programında yer alan amaca; “bedence ve ruhça en iyi alışkanlıklara sahip olmak, Türk toplumuna ve cumhuriyet idaresine intibak etmek, faydalı olmak, milli, medeni ve insani fikir ve hislere sahip bir hale getirmek” gibi ilkeler de eklenmiştir. Dersler bu programlarda da aynı adlarla okutulmuş; yalnız yurt bilgisi 5. sınıfta bir saate indirilmiştir. Bu amaçlara 1948 programında “ilkokul çocuklara milli kültürü aşılamak mecburiyetindedir; içinde yetişen bütün vatandaşlara aynı milli ülküleri, aynı milli amaçları vermek için gerekli bütün bilgileri, alışkanlıkları, ilgileri, hizmet arzusunu verimli bir şekilde kazandırmak” ilkesi de eklenmiş; 4. ve 5. sınıflarda 1936 programındaki ad ve saatleriyle aynen korunmuştur. 1962 program taslağında ilkokulun amacı “kişisel insanlık münasebeti, ekonomik ve toplumsal hayat” bakımından belirlenmiş, tarih, coğrafya ve yurt bilgisi derslerinin yerine toplum ve ülke incelemeleri dersi konulmuş; ders saatleri 4. sınıfta altı, 5. sınıfta beş saat olarak saptanmıştır. 1968 programında ise, dersin adı sosyal bilgiler olarak tekrar değiştirilmiş; 4. ve 5. sınıflarda beş saat olarak okutulmaya başlanmıştır( Sönmez,1999:22-23).

(25)

1968 programında, derslerin işlenişi yeniden gözden geçirilerek; Tarih, Coğrafya ve Yurttaşlık bilgisi derslerinin konuları birbirine yaklaştırılmış ve dersin adına “Sosyal Bilgiler Dersi” adı verilmiştir. Bu dersin 4. ve 5. sınıflarda beşer saat okutulması öngörülmüştür.

Sosyal bilgiler, ders olarak 1968-1969 öğretim yılında ilkokullarda (İlköğretim I. Kademe) ,1973-1974 öğretim yılında da ortaokullarda ( İlköğretim II. Kademe) okutulmaya başlanmıştır.

İlkokullarda Sosyal Bilgilerin bu gelişiminden sonra, 20 Temmuz 1970 gün ve 4196 sayılı Bakanlık oluru ile Ortaokul Sosyal Bilgiler taslak programı hazırlanmış, IX. Milli Eğitim Şurası kararları uyarınca temel eğitimin amaçlarına uygun olarak 4., 5.,6., 7. ve 8. sınıflar için Sosyal Bilgiler programı geliştirilmiştir. Bu program 1975 yılından 1985 yılına kadar uygulamada kalmıştır.

Ortaokullarda okutulan Sosyal Bilgiler Dersi, Talim ve Terbiye Kurulunun 26.4.1985 tarih ve 64 sayılı kararıyla kaldırılmış, bu tarihten itibaren 1997-1998 eğitim öğretim yılına kadar “Milli Tarih”, “Milli Coğrafya” ve “Vatandaşlık Bilgisi” adı altında üç derse ayrılmıştır.

İlköğretim okullarının 4. ve 5. sınıflarında bu ders devam ederken 6. ve 7. sınıflarda 1985-1986 öğretim yılından itibaren kaldırılmıştır ( Tebliğler Dergisi 2190). 6., 7. ve 8. sınıflarda Sosyal Bilgiler dersinin yerine Milli Tarih, Milli Coğrafya ve Vatandaşlık Bilgileri dersleri konulmuştur 4307 sayılı kanunun öngördüğü sekiz yıllık ilköğretim uygulaması gereğince, ilköğretim okulu 4., 5.,6. ve 7. sınıf Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı 1998-1999 öğretim yılından itibaren uygulamaya konmuştur( Tebliğler Dergisi 2487) .

1997-1998 eğitim-öğretim yılından itibaren 19.08.1997 tarih ve 4306 sayılı yasa ile zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılması, ilköğretimin 4., 5., 6. ve 7. sınıflarında okutulmak üzere yeni bir Sosyal Bilgiler müfredatı hazırlanmasını gerekli kılmıştır .

(26)

Milli Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurulunun 12.07.2004 tarih ve 114, 115, 116, 117 ve 118 sayılı kararları ile ilköğretim okullarının 1-5. sınıfları için hazırlanan Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler ile Fen ve Teknoloji derslerinin öğretim programları, yapılandırmacı öğretim anlayışıyla geliştirilip, yenilenerek, 2005-2006 öğretim yılında uygulanmaya başlamıştır.

Sosyal bilgiler dersi, demokratik değerleri benimsemiş vatandaşlar olarak öğrencilerin içinde yaşadığı topluma uyum sağlamalarını ve öğrencilere bu bilgi birikimini yaşama geçirebilecek donanımlar kazandırmayı amaçlamaktadır (MEB,2005:44).

Sosyal bilgiler dersiyle demokratik bir sistem içerisinde etkin bir vatandaş olarak öğrencilere mantıklı ve iyi kararlar alabilmeyi, sorumluluk sahibi vatandaş gibi davranmayı, toplumsal gelişmeye katkıda bulunabilmeyi, kendisiyle barışık olabilmeyi ve yaşadığı çevreye karşı duyarlı olmasını hedeflemektedir. 1998 İlköğretim programında Sosyal bilgiler dersinin genel amaçları;

1. Vatandaşlık görevleri ve sorumlulukları,

2. Toplumda insanların birbirleriyle olan ilişkileri yönünden,

3. Çevreyi ve yurdu ve dünyayı tanıma yeteneklerini geliştirmek yönünden,

4. Ekonomik yaşama fikri ve yeteneklerini geliştirmek yönünden olmak üzere dört başlık altında toplanmaktadır (Duman ve İkiel,2002:255).

2005 sosyal bilgiler programının vizyonu; “21. yüzyılın çağdaş, Atatürk ilkeleri ve inkılâplarını benimsemiş, Türk tarihini ve kültürünü kavramış, temel demokratik değerlerle donatılmış ve insan haklarına saygılı, yaşadığı çevreye duyarlı, bilgiyi deneyimlere göre yorumlayıp sosyal ve kültürel bağlam içinde oluşturan, kullanan ve düzenleyen (eleştirel düşünen, yaratıcı, doğru karar veren) ,sosyal katılım becerileri gelişmiş, sosyal bilimcilerin bilimsel bilgiyi üretirken kullandıkları yöntemleri kazanmış, sosyal yaşamda etkin, üretken, haklarını ve sorumluluklarını bilen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını yetiştirmektir.” olarak

(27)

belirtilmektedir.

Sosyal Bilgiler ile ilgili önemli bir hususta sosyal bilgiler programının içeriğinin ülke ve toplumlara göre farklılık göstermesidir. Çünkü her toplumun ve milletin hedef ve ihtiyaçları farklı olabilir. Hatta aynı ülke içinde yaşayan ihtiyaçları iklim ve yerel özelliklere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu sebepten dolayı her toplum Sosyal Bilgiler programını kendi eğitim felsefesine ve ihtiyaçlarına göre şekillendirmektedir.

Sosyal bilgiler öğretiminin amaçları, köklü geleneğimiz ve eğitimimizi dayandığı yasal temellerle, ilkeler doğrultusunda belirlenmiştir. Milli Eğitim Kanunu ilköğretim basamağındaki sosyal bilgiler dersinin amaçları ve açıklamaları incelendiğinde değişen toplumda insanın gelişimi ve yurttaşlık eğitimi gibi temel hususların ele alındığı ve vurguladığı görülmektedir. Bu hususlar şöyle sıralanabilir:

• Kişilik gelişimi

• İnsanların birbiriyle ilişkileri • Ekonomik verimlilik

• Yurttaşlık görevleri ve sorumlulukları • Değişim ve hayatla başa çıkma

• Dünyayı, yurdu ve çevreyi tanımak için bilgi birikiminden yararlanma.

Bu hususlar incelendiğinde, sosyal bilgiler dersinin öğrenciyi toplumsal yaşama hazırlamayı amaçladığı ve sosyal bilimlerin hemen hemen tüm disiplinleri ile ilişkili olduğu kolayca görülmektedir (Dönmez,2003:40).

Sosyal bilgiler dersinin bireye sağladığı faydaları Sağlamer (1997) şu maddelerde toplamıştır:

1. Bireyi geliştirecek yaşantılara imkan vererek kendini tanımasına imkan verir.

(28)

2. İnsan ilişkilerini anlamak için gerekli olan kavram ve genellemelerin oluşturulup geliştirilmesini sağlar.

3. Bireyin ekonomik yeterlilik düşüncesine ulaşmasına yardım eder.

4. Bireyin içinde bulunduğu toplumun değerleri ve tutumları gibi duyuşsal özellikli davranışları kazandırarak vatandaşlık bilincinin oluşmasını sağlar.

Sosyal bilgiler dersinde, bireylerin kazanmış olması gereken davranışları kazanmamış olmaları, diğer derslerdeki başarıyı veya etkinlikleri olumsuz etkileyecektir. Bu yüzden bireylerin örgün eğitim kurumlarının amaçları doğrultusunda eğitilmesi istenilen düzeyde olmayacaktır. Dolayısıyla bireyin ve içinde bulunduğu toplumun dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalmasıyla; bireysel ve toplumsal mutsuzluğun ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır (Kılıç ve diğerleri, 2002:28).

Bu sebeple sosyal bilgiler dersinin kaliteli bir eğitimle verilmesi, söz konusu davranışların kazandırılması sağlanmalıdır. Eğitim-öğretim hizmeti verilirken hızla gelişen teknoloji ve teknik donanımlar göz önünde bulundurulmalı ve araç-gereçler güncellenmelidir.

Hızla gelişen teknoloji ile bilgiye ulaşmak için pek çok yol olmuştur. Değişen dünya ile birlikte etkin ve üretken bireyler yetiştirmeyi hedefleyen sosyal bilgiler dersinde de yenilenen ilköğretim programları ile kullanılan araç-gereçlerde değişmiş, çağın gereklerine ayak uydurmuştur.

Sosyal bilgiler dersinde öğrenci; mümkün olduğu kadar hayatın kendisiyle karşı karşıya gelmelidir. Hayatta karşı karşıya kaldığı durum için çok yönlü alternatif çözümler üretmeli ve en iyi çözümü gerekçeleriyle ortaya koyabilmelidir. Önemli olan sınıftaki uygulamalarda, öğrencinin probleme ilişkin fikir üretmesi, bir şeyin iç yüzünü kolay kavrayabilme becerilerinin geliştirilmesi ve gelecekle ilgili tahminlerde bulunmasıdır. Öğretmen; öğrencinin düşüncelerini belli biçimsel kalıplara oturtucu değil, öğrencinin düşüncelerini özgür bırakıp eleştiriciliği yakalayarak, rehber olmak durumundadır. Öğretmen, öğrencinin eleştirel düşünme

(29)

yetisi kazanabilmesi için öğrenilen şey üzerinde; ana fikir, farklılıklar, benzerlikler, avantajlar, dezavantajlar, çelişkiler, ilişkiler, değerler, önemli noktalar, karşılaştırmalar ve yargılamalar yapmasını sağlamalıdır. Öğretmen bunu sınıfta araç-gereç kullanarak ve grup çalışmalarıyla gerçekleştirebilir.

Sosyal bilgiler dersi öğrenciyi, yaşadığı çevre ve dünyayı araştıran, sorgulayan, yaşadığı olayları eleştiren, sorunlar karşısında çözüm yolları üreten, doğru kararlar veren bireyler olarak yetiştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaçlara ulaşabilmek için yapılması gerekenlerden biri de öğrencilerin kullandığı ders kitaplarının geliştirilmesi olacaktır.

1.1.4. Yeni İlköğretim Programı

2004-2005 öğretim yılının başında yeni ilköğretim müfredatı değiştirilmiş, dokuz il ve 120 pilot okulda uygulanmaya başlanmıştır. 2005-2006 öğretim yılında, yeni ilköğretim müfredatı, resmi olarak bütün okullarda uygulanmaya ve yeni programa göre yazdırılan ders kitapları okutulmaya başlanmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan çeşitli açıklamalarda yeni müfredatın, küreselleşme ve teknolojik gelişmeye uygun, küresel gerçeklere uyarlı, birey eğitiminde itici bir güç olacağı düşünülmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı ve Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, yeni ilköğretim müfredatının hazırlanmasının gerekçesini şöyle ifade etmiştir; Önceki eğitim sistemi “ezberci” , “doğrusal” , “öğretmen merkezli”, “çağın gerisinde”, “öğrenmeyi öğretmeyen”, “tekçi”, “kaba indirgemeci”, “katı davranışçı” vs. idi. Halbuki Bakanlığa göre, yeni eğitim sistemi “olasılıkçı”, “çok yönlü nedensellikçi”, “eğilimsel”, “akışkan ve değişken” olmalıydı. Bunun için de eğitim “reform”dan geçirilmeliydi.

Yenilenen ilköğretim programı hazırlanırken, 38 sivil toplum kuruluşundan görüş alındı, 11 üniversitenin birikiminden yararlanıldı. 53 Akademisyen ve 200’ün üzerinde öğretmen çalıştı. 1500 öğretmen ODTÜ’de eğitime alındı, 600 ilköğretim müfettişi eğitim gördü, İstanbul, Van ve Hatay illerinde Pilot okullar ziyaret edildi ve eğitim verildi. AB uzmanlarının katkısı sağlandı.

(30)

Yeni Sosyal Bilgiler öğretimi program vizyonunda amaç, 21. yüzyılın çağdaş, Atatürk İlke ve İnkılaplarını benimsemiş, Türk tarihini ve kültürünü kavramış, temel demokratik değerlerle donanmış ve insan haklarına saygılı, yaşadığı çevreye duyarlı, bilgiyi deneyimlerine göre yorumlayıp sosyal ve kültürel bağlam içinde oluşturan, kullanan ve düzenleyen “ eleştirel düşünen, yaratıcı, doğru karar veren” sosyal katılım becerileri gelişmiş, sosyal bilimcilerin bilimsel bilgiyi üretirken kullandıkları yöntemleri kazanmış, sosyal yaşamda etkin, üretken, haklarını ve sorumluluklarını bilen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yetiştirmektir (MEB, 2005:45).

2005 Sosyal Bilgiler programı; Sosyal Bilgiler dersini, ders kitabının satır satır takip edildiği ve konuların ezberlenip aktarıldığı bir ders yerine, öğrencilerin eğlenebileceği, eğlenirken öğrenecekleri ve üretici olmanın mutluluğunu yaşayabilecekleri bir ders haline getirmeye çalışmaktadır (Ata, 2006:83).

Yenilenen sosyal bilgiler müfredatıyla öğrencilere saygı, sevgi, hoşgörü, katılımcılık vb. tutum ve değerleri kazandırmak esas alınmıştır. Öğrenci yaparak – yaşayarak öğrenen, sorgulayan kişidir. Burada da öğrenciye rehber olan öğretmeni ve ders kitaplarıdır. Öğrencinin kitaplardan doğru bilgiyi öğrenmesi, onu anlamlandırması ve yaşama geçirmesi gerekir.

Yeni sosyal bilgiler programı, tümüyle davranışçı yaklaşımlardan öte, bilginin taşıdığı değeri ve bireyin var olan deneyimlerini dikkate alarak, yaşama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun çözmesini destekleyici ve geliştirici bir yaklaşım doğrultusunda yapılandırmayı önemseyen bir gelişim göstermektedir. Bu yaklaşımla öğrenci merkezli, dolayısıyla etkinlik merkezli, sosyal bilgiler açısından, bilgi ve beceriyi dengeleyen öğrencinin kendi yaşantılarını ve bireysel farklılıklarını dikkate alarak çevre ile etkileşmesine olanak sağlayan yeni bir anlayış yaşama geçirilmeye çalışılmaktadır (MEB, 2005:45).

Yapılandırmacı öğrenme, öğrencilerin aktif şekilde bilgiyi oluşturması, yorumlaması ve ön bilgilerine göre yeniden organize etmesi üzerine

(31)

temellendirilmiştir. Bu akıcı zhinsel dönüşümler, öğrencilerin eğitim yaşantıları ile mevcut bilgiler, kültürel ve sosyal durumları bağdaştığında oluşmaktadır. Öğrencilerin ön bilgilerinin olduğu durumlarda kullanılabilir. Yapılan araştırmalar özellikle sosyal bilgiler dersinde etkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sosyal bilgiler dersi yaşamla iç içe olan bir derstir. Öğrenciler pek çok ön öğrenmelere sahiptirler (Yanpar, 2006:89).

Mevcut sistemin; ezberci, günlük hayattan kopuk ve öğretmen merkezli olması yeni bir müfredatın gereksinimi doğurmuştur. Yeni müfredatla: (Özdemir, 2005)

• Katı davranışçı programdan zihinsel, yapılandırıcı bir yaklaşıma geçildi.

• Sadece öğretim değil, eğitimde vurgulandı.

• Öğretim, 8 yıllık kesintisiz eğitime uygun hale getirildi. • AB standartları dikkate alındı.

• Çocuklarımızda eksik olan 8 ortak beceri belirlendi

¾ Eleştirel düşünme ¾ Problem çözme ¾ Yaratıcı düşünme ¾ Girişimcilik ¾ İletişim

¾ Bilgi teknolojilerini kullanma ¾ Türkçeyi güzel kullanma becerisi

Yeni ilköğretim programının getirdiği yeniliklere baktığımızda, 1940’lardan beri ilk kez Milli müfredat uluslararası kıyaslama yapılarak, bütünsel olarak ele alınmıştır. Katı davranışçı program anlayışından kognitif ve yapılandırmacı (konstruktif) bir yaklaşıma geçilmiştir. Okul öncesi, ilköğretim ile genel orta öğretim ve mesleki orta öğretimin, bir amaç birliği içinde yeniden tasarlandığını görmekteyiz. Eğitimin planlı bir süreç olması nedeniyle yapılandırmacı yaklaşımın

(32)

Ayrıca sadece orta öğretim yerine, insanımızın eğitimi de kapsamlı olarak ele alınmıştır.

Sosyal bilgiler bütün çeşitlilikleriyle yeryüzüne bağlı olayları tanıtan, bunların oluş sebeplerini açıklayan, vatandaşlık hak ve ödevlerinin, sorumluluklarının neler olduğunu belirten, kısaca insan ve onun sosyal ve fiziki çevresiyle geçmişte, günümüzde ve gelecekte etkileşimini ortaya koyan bilgilerdir .

Sosyal bilgilerin yukarıdaki tanımına bağlı kalmakla birlikte tüm dünyada her alanda görülen hızlı değişime sosyal bilgiler dersi de ayak uydurmuştur. Her alanda görülen bu hızlı değişim sosyal bilgiler dersinin konularının ve durağanlığının yeniden düzenlenmesi zorunluluğunu ortaya koymuştur. Yeniden yapılandırılmış olan bu program küreselleşmenin de etkisiyle artık gündelik hayatın bir parçası olan teknolojinin de yardımıyla var olan ihtiyaçları karşılayacak bir duruma getirilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu (4. ve 5. Sınıf) (MEB, 2005: 50) yeni hazırlanan sosyal bilgiler programının vizyonunu şu şekilde tanımlamaktadır:

“ 21. yüzyılın çağdaş, Atatürk İlkeleri ve İnkılâplarını benimsemiş, Türk tarihini ve kültürünü kavramış, temel demokratik değerlerle donanmış ve insan haklarına saygılı, yaşadığı çevreye duyarlı, bilgiyi deneyimlerine göre yorumlayıp sosyal ve kültürel bağlam içinde oluşturan, kullanan ve düzenleyen, sosyal katılım becerileri gelişmiş, sosyal bilimcilerin bilimsel bilgiyi üretirken kullandıkları yöntemleri kazanmış, sosyal yaşamda etkin, üretken, haklarını ve sorumluluklarını bilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını yetiştirmektir.”

Milli Eğitim Şurası ve benzeri platformlarda sıklıkla, öğretim programlarının öğrencilerin bilgiye ulaşma yollarını öğrenmelerine, sorun çözme ve karar verme becerilerini geliştirmelerine olanak sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesine ihtiyaç olduğu dile getirilmektedir. Tüm bu ihtiyaçlar doğrultusunda dünyada

(33)

yaşanan gelişmelere paralel olarak öğretim programlarında yeni yaklaşımlar dikkat çeker duruma gelmiştir. Bu nedenle program tümüyle davranışçı yaklaşımlardan öte, bilginin taşıdığı değeri ve bireyin varolan deneyimlerini dikkate alarak, yaşama etkin katılımını, doğru karar vermesini, sorun çözmesini destekleyici ve geliştirici bir yaklaşım doğrultusunda yapılandırmayı önemseyen bir gelişim göstermektedir. Bu yaklaşımla, öğrenci merkezli, dolayısıyla etkinlik merkezli, sosyal bilgiler açısından bilgi ve beceriyi dengeleyen, öğrencinin kendi yaşantılarını ve bireysel farklılıklarını dikkatte alarak çevreyle etkileşimine olanak sağlayan yeni bir anlayış yaşama geçirilmeye çalışılmaktadır (MEB, 2005:50).

Bu anlayış doğrultusunda Sosyal bilgiler programının genel amaçları şöyledir;

1. Her öğrencinin birey olarak kendine özgü olduğunu kabul eder.

2. Öğrencilerin gelecekteki yaşamlarına ışık tutarak, bireylerden beklenen niteliklerin geliştirilmesine duyarlılık gösterir.

3. Bilgi, kavram, değer ve becerilerin gelişmesini sağlayarak, öğrenmeyi öğrenmenin gerçekleşmesini ön planda tutar.

4. Öğrencileri, düşünmeye, soru sormaya ve görüş alışverişi yapmaya özendirir.

5. Öğrencilerin fiziksel ve duygusal açıdan sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetişmesini hedefler.

6. Milli kimliği merkeze alarak evrensel değerlerin benimsenmesine önem verir.

7. Öğrencilerin kendi örf ve adetleri çerçevesinde ruhsal, ahlaki, sosyal ve kültürel yönlerden gelişmesini hedefler.

8. Öğrencilerin haklarını bilen ve kullanan, sorumluluklarını yerine getiren bireyler olarak yetişmesini önemser.

9. Öğrencilerin toplumsal sorunlara karşı duyarlı olmasını sağlar.

10. Öğrencilerin öğrenme sürecinde deneyimlerini kullanmasına ve çevreyle etkileşim kurmasına olanak sağlar.

11. Her öğrenciye ulaşabilmek için öğrenme- öğretme yöntem ve tekniklerindeki çeşitliliği dikkate alır.

(34)

12. Periyodik olarak öğrenci çalışma dosyalarına bakılarak öğrenme ve öğretme süreçlerinin akıl içerisinde değerlendirmeye olanak sağlar (MEB; 2004, 50-51).

Yeni geliştirilen Sosyal Bilgiler programı anlayışı yapılandırmacı bakış açısına dayanmaktadır. Yapılandırmacı, öğrenen ve etkinlik merkezli, becerilere ağırlık veren, alternatif ölçme ve değerlendirmeleri içeren, ana ve ara disiplinlerle işbirliğini kuvvetlendiren, bütüncü/ tematik bir bakış açısından oluşmaktadır. Her alanda ortak olan ve bir de alanlara özgü beceriler söz konusudur.

Türkiye’de yapılandırmacılığa dayalı sosyal bilgiler eğitim programı geliştirme çalışmaları çağdaş eğilimlere paralel olarak son birkaç yılda hız kazanmıştır.

Programın dayandığı yapılandırmacılık yaklaşımında öğrenme bir öğrenme konusuyla ilgili problem çözme, kritik düşünme öğrencilerin aktif katılımı üzerinde temellendirilmiştir. Öğrenciler, önceki bilgi ve yaşantıları üzerine yeni bir durumu uygulayarak yeni bir anlama düzeyi oluşturmak için yeni bilgi ile önceden var olan zihinsel oluşumlarını birleştirirler. Bu yaklaşımda bilginin öğretmen tarafından özetlenmesinden ziyade öğrencinin yeni bilgi inşa etmesi önemlidir. Öğrenciler bir olayı ya da kavramı kendi kendilerine keşfettiklerinde daha çok heyecan duyduklarından dolayı yeni bilgiyi daha iyi hazmederler ve farklı yerlerde kullanabilirler.

1.1.5. Sosyal Bilgiler Dersinde Kullanılan Yazılı Materyaller

Eğitim-öğretim sürecinin bazı önemli öğeleri bulunmaktadır. Bunlar: öğrenci, öğretmen, okul, öğrenme ortamı (fiziksel ortam) ve içeriktir. Öğrenci, öğretmen, okul ve içerik belirlendikten sonra öğrenme ortamının bu öğelere uygun, öğrenmeyi kolaylaştıracak araç-gereçlerle donatılması, ilgili araçların uygun zamanda kullanabilmesi ve işlerliği önemlidir. Sosyal bilgiler dersinde kullanılabilecek pek çok materyaller vardır. Bunları genel olarak basılı-yazılı materyaller ve

(35)

görsel-işitsel materyaller olarak sınıflandırabiliriz. Tarih şeritleri, levhalar, haritalar, küreler, kuklalar, resimler, gerçek eşyalar, film şeritleri, tepegözler, bilgisayarlar, teypler, pusulalar, krokiler, dergiler, gazeteler, dilsiz haritalar ve benzer pek çok araç sosyal bilgiler dersinde öğretimi daha etkili hale getirebilmek amacıyla sınıf ortamında kullanılır. . Bu kadar çok materyal olmasına rağmen sosyal bilgiler dersinde genellikle basılı ve yazılı materyaller kullanılmaktadır. Araştırmada metinlerin kullanılması nedeniyle yazılı materyallerden ders kitapları üzerinde ağırlıklı olarak durulacaktır.

Öğretme-öğrenme sürecinde araç-gereçler genelde öğretimi desteklemek amacıyla kullanılır. İyi tasarlanmış öğretim araç-gereçleri öğretim sürecini zenginleştirir, öğrenmeyi arttırır. Araç-gereçler:

• Çoklu öğrenme ortamı sağlarlar.

• Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olurlar. • Dikkat çekerler (Yalın,2002:82-83).

Yapılan araştırmalar insanların okuduklarının %10’unu, duyduklarının %20’sini, gördüklerinin %30’unu, hem görüp hem duyduklarının %50’sini, görüp işittiklerini ve söylediklerinin %80’ini, görüp, işitip, dokunup söylediklerinin %90’ını hatırladıklarını ortaya koymuştur. Bu nedenle öğrencilerin öğrendiklerini daha fazla hatırlayabilmeleri içinde sınıf içinde çok ortamlı öğretme durumunun düzenlenmesi önemli görülmektedir. Ancak eğitimde uzun süre çok ortamlı öğretimin temelini öğretmen ve ders kitabı oluşturmuştur.

Yazılı ve basılı materyaller en eski ve en yaygın biçimde kullanılan öğretim araç-gereçlerinden biridir. Kitaplar, ansiklopediler, dergiler, gazete ve bir tek yazılı sayfa vb. yazılı materyaller kapsamına girmektedir. Bunlar içerisinde de ders kitapları ve öğrenci çalışma kitapları ilk sırayı almaktadır.

(36)

yazılı gereçler ilk olarak, bilgi verme işlevini yerine getirmektedirler. Bunu, sıra ile temel öğrenme kaynağı oluşturma, bağımsız öğrenme yeteneği geliştirme, problem çözme vb. işlevler izlemektedir.

Öğretmenler yazılı materyallerden çeşitli biçimlerde yararlanabilirler;

1. Öğrencileri belli bir konunun öğrenilmesine karşı güdüler. 2. Tarih, isim, yer gibi özel bilgilerin bulunmasını sağlar.

3. Öğrencilerin bir konuyla ilgili çeşitli görüşler kazanmasına yardımcı olur.

4. Öğrencilerin rapor ya da ödev hazırlarken proje çalışması yaparken bilgi toplamalarına yardımcı olur.

5. Öğrencilerin yazılı bir metinde tanımlanan bir durumu analiz etmelerini ve çalışmalarını sağlar ( Erden,1997:180).

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim araç ve gereçleri konusunda yaptırdığı bir araştırmada, sınıf öğretmenlerinin yaklaşık yarısının(%50), Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler derslerinde öğretim araç ve gereçlerini kullanmadıkları anlaşılmıştır. Bunu doğrulayan pek çok araştırma vardır. Bunun da nedeni, Bakanlığın yaptırdığı araştırmada, öğrencilerin öğrenmelerini daha çok somut yaşantılarıyla gerçekleştirerek geliştirdiklerine bağlamaktadır. Kimi okullardaki öğretmenler araç gereç bulamazken, kimi okullarda araç gereç olmasına karşın öğretmenlerce yeterince kullanılmamaktadır. Gerçek ise, okulları gerekli araç-gereçlerden yoksun olması bir yana, okullarda öğretmenlerin araç-gereç sağlanması ve kullanımı için yeterli çaba göstermediği noktasında toplanmaktadır.

Sosyal bilgiler derslerinde yer alan kazanımların aktarılması çeşitli materyaller aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu materyaller içerisinde ise, en çok kullanılan yazılı materyallerdir. Örneğin; sosyal bilgilerde başvurulan içeriğin %85-%90’a kadar olan bölümü kitaplardan (Myers ve Savage,2005), geri kalan %10-%15’lik kısmın da yine büyük bir çoğunluğu diğer (dergi, broşür, gazete vd.) yazılı materyallerden karşılanmaktadır ( Aktaran: Dönmez ve Yazıcı, 2006:138).

(37)

Basılı materyallerden, en eski ve en yaygın biçimde kullanılan, eğitimin vazgeçilmez öğelerinden biridir. Basılı materyaller arasında, bireyin bağımsız olarak çalışmasına ve bu bilgiyi defalarca tekrar etmesine olanak sağlayan en önemlileri ders kitaplarıdır(Tekbıyık, 2006:441).

1.1.6. Ders Kitabı ve Sosyal Bilgiler

Ders kitabı, ders konularına ait bilgileri, öğrencilerin kendi kendilerine okuyarak, sıralı ve doğru bir biçimde öğrenmeleri için kullanılmak üzere, öğretim programlarına uygun biçimde ve özel bir amaç ile hazırlanmış yazılı bir metindir( Hesapçıoğlu,1994:271).

Ders kitabı ilk defa Eski Mısır’da Milattan Önce (M.Ö.) 4000 yıllarında papirus rulesi üzerine yazılıp çizilmiş matematik, tıp ve düzlem geometri ile ilgili olarak ortaya çıkmıştır.

Ders kitapları eğitim-öğretim ortamının gizli kahramanları gibidirler. Eğitim-öğretim ortamını onlar belirler, öğretilecek materyal çoğunlukla onlarla sınırlıdır. Buna rağmen onlardan sadece sıradan kağıt tomarları olarak bahsedilir. Oysa; çocuklarımızın zihinsel tasarımının oluşumundan, okuma alışkanlığı kazanmamıza kadar bir çok yaşamsal fonksiyon onlarla biçimlenir.

Ders kitabı, “bir dersin öğretimiyle ilişkili olarak hazırlanan veya seçilen bir kitaptır”. Benzer bir anlamda, “Belirli ölçülere göre incelendikten sonra belli bir okul, sınıf ve ders için öğretmen ve öğrencilere temel kaynak olarak önerilen bir kitaptır” .

Görüldüğü gibi, ders kitapları öğretim sırasında, öğrencilerin neleri öğreneceği ve öğretmenlerin neleri öğreteceğini önemli ölçüde etkilemektedir. Shannon’un yaptığı bir araştırmaya göre, öğrenciler sınıfta zamanlarının yaklaşık %80’ini ders kitabı ve ders kitaplarıyla ilgili etkinliklere harcamaktadır. Diğer taraftan Türkiye’de de ders kitapları, temel bir bilgi kaynağı olup derslerde en çok

(38)

kullanılan materyallerden birisidir ( Kılıç ve Seven,2002:26).

Ders kitaplarındaki etkinlikler takip edildiğinde, bu kitapların ne derece etkili olduğu ortaya çıkmaktadır. Ders kitaplarının özellikle, ilköğretimde önemi daha da büyüktür. İlköğretim, okumayı sevdirme ve iyi okuma alışkanlığı kazandırmada bir başlangıç dönemidir. Bu nedenle ilköğretim çağındaki çocuklar için yazılacak ve basılacak kitapların niteliği ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda ders kitabı, öğretme-öğrenme sürecinin vazgeçilmez görsel ve en çok kullanılan araçlarıdır. Diğer taraftan öğrenciler, ön hazırlık olarak, ders kitaplarını okuyup sınıfa geldiklerinde derse daha aktif katılabilirler. Görüldüğü gibi ders kitapları, ülkelerin vazgeçilemez bir kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, ders kitaplarının incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda daha kaliteli kitaplara doğru bir yönelim sağlanmalıdır.

Doyran’a (1997) göre, “Kitaplar, onlarsız sağır ve dilsiz olabileceğimiz çok güçlü araçlardır.”. Çünkü öğrencilerin, derste anlatılan bilgilerin doğruluğunu karşılaştırabileceği temel bilgi kaynağı ders kitaplarıdır. Bu nedenle ders kitapları öğrenci için bir zorunluluk değil, onun istekle ulaşacağı, bilme merakını gidereceği, uygulama isteği yaratan bir kaynak olmalıdır(Aktaran: Uzun Turan, 2003:21).

Ders kitapları öğretim etkinlikleri ile birlikte etkili bir biçimde kullanıldığında, öğrencilerin okuma ve düşünme becerilerini geliştirebilir. Ders kitabı aracılığıyla öğrenciler konu ile ilgili temel kavramları, tamamlanmamış tümce yapılarını öğrenirler, sözcük dağarcıkları artar. Ayrıca birçok öğrenci karmaşık bir metinden ana fikri bulma, okuduğunu sentezleme, önceden bildikleri ile okuduğu bilgiyi bütünleştirerek yeni bilgi yapılandırmada yardıma ve eğitime gereksinim duyabilir ve bunları kazanmada ders kitaplarından yararlanabilir. İlköğretim 6,7,8. sınıf öğrencilerinin ödevlerini yaparken yararlandıkları kaynaklar arasında ilk sırayı ders kitapları almaktadır. Bunu sırayla ansiklopediler, yardımcı ders kitapları, bilgisayar ve eğitim CD’leri almaktadır.

Eğitim ve öğretimin daha anlamlı ve kalıcı olmasını sağlayan etmenlerden birisi kullanılan materyallerdir. Öğretim materyalleri arasında hem konu alanı

(39)

açısından bir otorite, hem de pedagojik açıdan bir kılavuz olduğu düşünülen ders kitaplarının öğrencinin öğrenmesini dersle ilgili diğer elemanlardan daha fazla etkilediği bilinmektedir. Ders kitapları, öğrencinin öğrenmesinin yanı sıra öğretmenlerin de neyi ne kadar öğreteceğine yön veren ve sınıf içi öğrenme- öğretme faaliyetlerinde önemli ölçüde yardımcı olan kaynaklardır.

Sekiz yıl önce ülkemizde; ilköğretim sosyal bilgiler programları çerçevesinde hazırlanan ders kitapları daha çok “ödev- çalışma- tekrar etme” stratejilerine dayanmaktaydı. Yeni sosyal bilgiler müfredatı hazırlandıktan sonra yazılan sosyal bilgiler ders kitaplarında ise öğrencinin etkinliklerin temelinde olduğu yapılandırmacı yaklaşıma dayalı bir anlayışa yer verilmiştir. Konu merkezli yaklaşımdan vazgeçilmiş ve öğrencinin bilgiye kendisinin ulaştığı bir yaklaşım benimsenmiştir.

Ders kitabının öğrencilerin okuma ve düşünme becerilerini geliştirmeye yardımcı olması konusunda, Debra’nın hazırladığı (2002) “Taming The Text: Engaging And Supporting Students In Social Studies Readings” adlı çalışmada Sosyal Bilgiler kitaplarında yer alan metinlerin okunması ve öğretimde faydalı olarak kullanılması üzerinde durulmaktadır. Öğretmenlerin ders kitabı okuma ve kullanma konusunda karşılaştıkları sorunları belirlemeye çalışılmış ve ders kitabındaki metinlerin etkili kullanımı ile ilgili olarak bazı stratejiler önerilerek açıklanmıştır. Bu stratejiler:

• Planlanmış gözden geçirme stratejisi • Öykü okuma stratejisi

• Sözcük stratejisi

• Karakter analizi stratejisi

• Hikaye piramidi stratejisi olarak sıralanmış ve tek tek açıklanmıştır (Aktaran: Kulantaş,2007:28).

Alleman ve Brophy’nin (1997) “Literacy Approach To Teaching Social Studies” adlı çalışmalarında ise, ders kitaplarında yer alan metinlerin incelenmesine

(40)

yönelik bir anket hazırlanmış ve öğretmenlere uygulanmıştır. Bu araştırmada özellikle şu sorulara cevap aranmıştır:

• Ders kitabında yer alan edebi metinler sosyal bilgiler hedeflerine uygun mu?

• Metinlerin işlenmesi için verilen süre yeterli mi? • Metinler öğrenci seviyesine uygun uzunlukta mı? • Metinler kitap içeriğini arttırıyor mu?

• Metinlerde çeşitli dil sanatlarının kullanımı sosyal bilgilerde anlamayı arttırıyor mu?

• Olayların anlatımında mümkün olabilecek yanlış anlama ve basmakalıp sözlerden kaçınılmış mı?

Araştırma sonunda metinlerin genel olarak sosyal bilgiler öğretimi için faydalı olduğu ancak kullanılan metinlerin daha kısa ve anlatımının daha sade olması gerektiği tavsiye edilmiştir (Aktaran: Kulantaş,2007:28).

İyi bir ders kitabında öz ve biçim bakımından bulunması gereken özellikler, şunlar olmalıdır; her şeyden önce, iyi bir ders kitabı, öğretim sürecinin gerektirdiği bütün koşulları üzerinde taşımalıdır. Bunun için, ders kitabı yazarı, öğrenme psikolojisini ve bunun eğitsel sonuçlarını iyi bilmelidir. Öğretim için ilk koşul, öğrenen bireyin öğrenmeye ilgi duymasıdır. O halde, bir ders kitabının ilk yapacağı iş bireyde bu ilgiyi uyandırmaktır( Binbaşıoğlu, 1995:33).

Ders kitapları, Türkiye’deki sınıf içi öğretimin içeriğini önemli ölçüde belirlemekte, öğretmenler (beğensinler ya da beğenmesinler), kendilerini ders kitabını kullanmak zorunda hissetmektedirler. Ders kitabı ve müfredat arasındaki sıkı bağlantı, Bakanlığın ders kitabını kullanmayı mecbur kılması, alternatif öğretim araçlarının yokluğu, ailelerin ders kitabının sınıfta kullanılmasına yönelik beklentileri, ders kitabını sınıf içinde bir zorunluluk haline getirmektedir. Bu nedenlerle ders kitabı hazırlarken oldukça fazla özen gösterilmelidir.

(41)

Gökkaya (2003:12), ders kitabı seçiminde göz önünde bulundurulabilecek kriterleri şöyle sıralamıştır:

™ Fiziksel özellikleri açısından ™ Konuların kapsam ve genişliği ™ Müfredata uygunluğu

™ Etkili öğrenme aracı olarak yeterliliği

™ Hazırlık soruları, testler ve değerlendirme bölümünün olması ™ Ders kitabının dil, anlatım ve okunabilirlik yönünden ağır basması

™ Metinlerde kullanılan resim, şekil, fotoğraf, grafik, tablo vb. birbirlerini tamamlaması ve yerinde kullanılması

™ Görsel zenginliğin kitabı daha anlaşılır kılması

™ Kullanım açısından dayanıklılığı ve ebat olarak kolay taşınması

™ Kapak üzerinde (ön, arka, iç kapaklarda) TSE tarafından belirlenen 10220 numaralı standardı tutması

™ Öğrencinin seviyesine ve yaşına uygun olarak yazıların büyüklüğü konusunda (Örn: 4. sınıflar için 12 punto; 5. sınıflar için 11 punto; üst sınıflar için 10 punto büyüklüğünde olması gibi) titizlik ve önemin gösterilmesi

™ Öğrenmeyi kolaylaştırıcı yöntemlere yer verilmesi (kronolojik sıra izlenmesi, basitten karmaşığa, somuttan soyuta, yakından uzağa gibi öğretim ilke ve metotlarını taşıması) aranmalıdır.

Ders kitabını, “Okul düzeyindeki bir dersin müfredat programını desteklemek amacıyla belirli pedagojik ilkeler çerçevesinde yazılmış öğretim araçlarıdır.” Şeklinde tanımlayan Kabapınar(2004), “İyi bir ders kitabı nasıl olmalıdır?” sorusuna verilen yanıtları şu şekilde sıralamıştır:

• Nihai yanıtları sunduğu iddiasında olmamalıdır.

• Öğrencilerin eleştirel düşünme yeteneklerini açığa çıkarmalı, kendi kişisel yargılarını geliştirmelerini sağlamalıdır.

(42)

• Bağımsız öğrenme yeteneğini pekiştirmelidir.

• Geçmişe ilişkin yorumları çoğulcu bir yaklaşımla sunmalıdır. • Farklı görüşleri savunan kaynakları da kapsamalıdır.

• Önyargı, klişe ve sterotiplere karşı koymalıdır.

• Ulusçu önyargı ve eğilimlere öncelik tanımadan yazılmalıdır.

• Yerel, bölgesel, ulusal ve küresel perspektifler arasında dengeli bir yaklaşıma sahip bulunmalıdır.

• Öğrencilerin yaparak-yaşayarak, kendi deneyimleriyle öğrenmelerine yardımcı olmalıdır.

• Öğrenci beceri ve davranışlarının gelişmesine katkıda bulunmalıdır. • Öğrencilerin bireysel gelişimlerine yardımcı olmalıdır.

• Çeşitlenmiş ödev, görev etkinlikleri içermelidir.

• Konulara eşlik eden görsel malzeme yalnızca süsleme amaçlı değil, işlevsel kaynak malzeme niteliğinde olmalıdır( Kabapınar, 2004: 319-322).

Küçükahmet’e göre (2005: 35-36) göre ders kitapları genel olarak şu ölçütlere sahip olmalıdır:

ƒ Ders kitapları yazı genişliği, sayfa genişliği, sayfa sayısı, renk ve kullanımı açısından düzeye uygun olmalıdır.

ƒ Kavram düzeyi, yazarın stili, kelime düzeyi ve söz dizimi kademeye uygun olmalıdır.

ƒ Konu alanı, değerlerin sunumu, ilgilerin gelişimi ve olgunluk gereksinimleri açısından çocuğun yaşına uygun olmalıdır.

ƒ Bireylerin duyguları ve sorumlulukları arasındaki benzerlik ve farklılıkları sağlamalıdır (Aynı olay karşısında verilecek tepkilerin benzer veya farklı olması, bireyin yaşına, cinsiyetine ve bulunduğu çevreye göre sorumlulukların farklılaşması gibi).

ƒ Ders kitaplarının öğrencilerin anlama düzeyine göre uygunluk düzeyi belirlenmelidir.

(43)

Etkili bir ders kitabı; öğrencinin kendi kendine öğrenmesi için fırsatlar sunabilmelidir. Bu tür bir kitap öğrenciyi motive eder. Kitap, soyut bilgileri az, olabildiğince somut, zevkli, ilgi çekici olmalıdır. Örnekler, örnek olaylar, renkli, resimli problemler, bilmeceler, araştırma ve projeler, alıştırma ve tekrarlar, izleme testleri içermelidir.

Toplumlarda eğitim ve öğretimden sorumlu kurumlar, devletin eğitim politikasını kitapların içeriği ile gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu içeriğe sahip kitaplar ancak okullarda okutulabilir. Devletin eğitim ve öğretim alanındaki gözetim ve denetim görevi ile ilgili görevi anayasada belirtildiği gibidir. Bu da anayasada “ eğitim ve öğretimin Atatürk ilkeleri inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılır” şeklinde ifade edilmiştir.

Birçok eğitim ortamında ders kitapları temel ve en kolay ulaşılabilir kaynaktır. Geleneksel eğitim ve öğretim kurumlarında da öğretmenler tarafından ders kitapları etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Bu kullanım sadece derslerde değil, o dersin planına, ev ödevlerine, sınavlara kadar uzanmaktadır. Bu yüzden, her öğrenciyi etkinliklere katılımını ve üretkenliğini sağlamak amacıyla ders kitaplarının içerik, kültür öğeleri, dil tasarım gibi boyutları ile sınıf seviyesinde ve çağdaş gelişmelerle uygun biçimde düzenlenmiş olması gerekmektedir.

Gelişen teknoloji ve iletişim araçları dünya milletleri arasındaki iletişim sınırlarını kaldırarak, aralarında yakınlaşmaya neden olmaktadır. Bu durum, ulusların kendi değer ve anlayışlarının yanında diğer ulusların değer ve anlayışlarına da sahip çıkması gerekliliğini doğurmaktadır. Bu gereklilik de ders kitaplarının hem ulusal hem evrensel ölçütlerde tasarlanıp geliştirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.

Ruhi ve Kocaman (1996:12) eğitimin, toplumsal değerlerin oluşturulmasında ve paylaşılmasında önemli görevleri olduğunu vurgulamıştır. Bu görevlerin başında da dilin etkili bir biçimde kullanılması gelmektedir. Çünkü dilin etkili kullanılması

Şekil

Tablo 1.Dale Cale Formülüne Göre Okunabilirlik Düzeyleri
Tablo 2. Flesh Formülüne Göre Okunabilirlik Düzeyleri
Tablo 3: Cloze ( Boşluk Doldurma) Testlerini Yorumlama
Tablo 4: Araştırma Yapılan Okullar ve Öğrenci Sayıları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye’de yıllara göre, kır nüfus oranı ile kent nüfus oranındaki değişimleri gösteren grafikler aşağıda verilmiştir.. SINIF. SOSYAL BİLGİLER TESTİ

Gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı farklılığın olup olmadığını belirlemek için yapılan “ANOVA” sonucuna göre; araştırmaya katılan yerel

D) Taş küre Ateş küre.. ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. 11. Dünyadan bakıldığında Ay; dolunay, yeni ay, ilk dördün ve son dördün gibi

Data Collection Different groups of people take part in each experimental condition Between group, independent design Same participants take part in each experimental

3 Bartlett Test: Verideki ¨ orneklemlerin normal da˘ gılıma sahip olan kitlelerden alındı˘ gı bilindi˘ ginde varyansların homojenli˘ gini test etmek i¸ cin kullanılır1. E˘

Hak ve sorumlulukların öğrencilere öğretilmesi, demokratik eğitimin amaçlarından biridir. Sınıf kurallarının geliştirilmesi ve öğrencilere öğretilmesi süreci, bu amaca

Gruplar arasında pik inspiratuar basınç, plato basıncı, kompliyans değerleri arasında anlamlı fark saptanmazken; havayolu direnci bazal değerleri arasında alfentanil grubunda

DM’a bireysel yönetimin sağlanabilmesi için; bireylerin insülin tedavisine yönelik olumlu tutumlarını yükseltmek amacı ile tanı sonrasında yapılan