• Sonuç bulunamadı

Aksoy bugün anılacak:Faili meçhul cinayetler, Adalet ve Demokrasi Haftası etkinliklerinde sorgulanıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aksoy bugün anılacak:Faili meçhul cinayetler, Adalet ve Demokrasi Haftası etkinliklerinde sorgulanıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA k

4

Buca'da 20

işçiye gözaltı

■ İZMİR (Cumhuriyet

Ege Bürosu) - B uca Belediyesine bağlı Buca- Mar’dan atıldıkları için 10 gündür işyeri önünde oturma eylemi yapan 20 işçi gözaltına alındı. DlSK’e bağlı Genel-Iş Sendikası 5 No’lu Şube Başkanılsmail Özkanlar, belediyenin işten attığı işçilere 200 ile 500 milyon lira arasında değişen borcu olduğunu belirterek, “ Buca-Mar’da teşaronlaştırma uygulaması hızla sürüyor. Arkadaşlarımıza kıdem tazminatları verilmedi. Üstelik polis yasal eylemimizi engelliyor” dedi.

Polise halkla

ilişkiler semineri

■ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Emniyet

Müdürlüğü ile Gazi Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen "Polis Halk İlişkileri ve İletişim Semineri”’nin ikinci oturumu dün gerçekleştirildi. GÜ iletişim Fakültesi öğretim görevlilerinden Kaya Ozakgün, basın organlarının en önemli malzemesinin haber olduğunu belirterek, medya ile emniyet teşkilatı arasında ortak çıkarlar bulunduğunu söyledi.

lîbuk, 'kayalık'

hediye ediyor

■ İstanbul Haber .Servisi

-Liberal Parti Genel Başkanı Besim Tibuk, “Türkiye ve Yunanistan’a 400’er metre karelik kayalık hediye edeceğim” dedi. Amerika’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen “44. Ulusal Kahvaltılı Toplantılar”a katılmak üzere dün Amerika’ya giden Liberal Parti Genel Başkanı Besim Tibuk, “ Kardak kayalıkları hiçbir işe yaramazlar. Bu kayalıkların problem olması Türk-Yunan ilişkilerinin ne kadar kötü bir durumda olduğunu gösteriyor” dedi.

Sandıkçı

toprağa verildi

■ İSTANBUL (AA) -

Bodrum ’da dört gün önce geçirdikleri trafik kazasında yaşamlarını yitiren gazeteci Nilüfer Sandıkçı ile eşi Şafak Sandıkçı, dün İstanbul Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazeye, Nilüfer-Şafak çiftinin aileleri, yakınları ve arkadaşları katıldı.

Sendikacılara

gözaltı iddiası

■ İstanbul Haber Servisi

-TÜMTİS Genel Başkanı Sabri Topçu, iki işçinin hakaret edilerek işten çıkarılmasını şikâyet etmek amacıyla Zeytinbumu Emniyet Amirliği’ne giden sendikanın Genel Mali Serkereteri Hüseyin Özdoğan ve yönetim kurulu üyesi Kenan Öztürk’ün gözaltına alındığını öne sürdü.

’Hizmet

zammı' önerisi

■ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Milli Eğitim

Bakanı Turhan Tayan, öğretmenlere çalıştıkları her yıl için üç aylık fiili hizmet zammı eklenmesini öngören yasa önerisini TBMM Başkanlığı ’na sundu. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, önerinin yasalaşması durumunda her tür ve derecedeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen, müdür ve müdür yardımcılarının hizmet sürelerine, çalıştıkları her yıl için 3 aylık bir süre “ fiili hizmet süresi” olarak eklenecek.

Petrol Olisi'nde

yolsuzluk

■ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP, Petrol Ofisi’tideki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını Meclis’e getiriyor. ANAP İstanbul Milletvekili Halit Dumaııkaya ve arkadaşları tarafından hazırlanan Petrol Ofisi Genel

Müdürlüğümdeki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla ilgili Meclis araştırma önergesinin bugün TBMM Başkanlığıma verilmesi bekleniyor.

Aı n

CUMHURİYET 31 OCAK 1996 ÇARŞAMBA

HABERLER

^

,

Faili m eçhul cinayetler, A dalet ve D em okrasi H aftası etkinliklerinde sorgulanıyor

Aksov bugün anılacak

GLOBALnoı

J

tîkültiih

ERGİN YILDIZOĞLU

Sosyal Demokrasi

Uzakdoğu'da

Prof. Dr. Muammer Aksov 31 Ocak 199<)’da, evinin önünde uğradığı silahlı bir saldı­ rıda katledildi. Aksov, ölümünün 5 yılında bir dizi etkinlikle anılacak.

► Faili meçhul siyasi

cinayetlerin nedenleri, panellerde

sorgulanmaya devam ediyor. 5

yıl önce uğradığı silahlı bir

saldırıda yaşamını yitiren Prof.

Muammer Aksoy anılıyor.

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 31

Ocak 1990’da uğradığı silahlı suikast sonu­ cu yaşantını yitiren Prof. Dr, Muammer

Aksoy, ölümünün 5. yılında bugün çeşitli

etkinliklerle anılacak.

Yazarımız Uğur Mumcu, Prof. Dr. Mu­ ammer Aksoy ve Evrensel Gazetesi muha­ biri Metin Göktepe’nin öldürülme neden­ lerinin, “sınıfsal egemenliğin zihinselleşti- rilmesTolduğu savunuldu. Adalet ve Demok­ rasi Haftası etkinlikleri çerçevesinde faili meçhul cinayetler sorgulanırken “Toplu­

mun değerlerine sahip çıkması gerektiği” vur­

gulandı.

Edebiyatçılar D erneği’nin, 24 Ocak 1993 ’te öldürülen yazarımız Uğur Mumcu ve 31 Ocak 1990’da katledilen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un anısına önceki akşam düzenlediği, “Gazetecinin Kuvvacı Bir Na­

zar Olarak Kimliği” konulu panelde, psi-

kiyatrist Ergin Atasü, yayıncı Muzaffer İl­

han Erdost, eğitimci Zeki Sanhaıı ile ya­

zar Vecihi Timuroğlu birer konuşma yaptı­ lar.

Atasü, son 20 yıl içinde çok sayıda bilim adamı ve önemli insanın terör sonucu ya­ şantını yitirdiğini ifade ederek toplumun bu olayları “kabullenme içine girdiğini” ifa­ de etti.

‘Toplum değerlerine

sahip çıkmalı ’_________________

Atasii. Munıcu’nun, yaşamı boyunca ak­ lını ve zekâsını çok güzel kullandığını, de­ vamlı kendisini geliştirme çabası içinde ol­ duğunu. eleştiri ve görüş alma açısından, ge- ‘ lişime açık olduğunu ve aydınların kolay ye­ tişmediğini anımsatarak “Uğur Mumcu gi­

bi aydınları toplum çok kolay yetiştirmiyor. Bu nedenle de yitirince fazla sorumluluk da duymuyor. Mumcu’nun yok olması ile top­ lum, suskun muhalefetini çok güzel göster­ di. Cenazesi, anıt cenaze olarak kalktı, ama o kadar. Herkes üzgündü, ama o kadar. Baş­ ka ülkelerde, ileri toplunılarda böyle bir olay olsa, hükümetler giderdi, rejim sallanırdı. Bi­ zim topluınumuzda, bir iktidar sahibini utandıracak suçun ne olduğunu düşünün. Bulabilecek misiniz? Benim aklıma, iktidar sahipleri için yüz kızartıcı bir suç gelmiyor”

diye konuştu.

Toplumun, kendi adına muhalefet yapan­ ları sevdiğini, ancak muhalefet yapmayı ak­ lına getirmediğini kaydeden Atasü, “Bir

toplum, değerlerine sahip çıkmadığı sürece,

o toplumun geleceği yoktur" dedi. Örgütlü

ve ses çıkaran bir toplum olmanın, gelecek kuşaklara karşı bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Atasü, şöyle konuştu:

“Sen kendini ifade edemedikten sonra ve­ kâletle sorunların çözüldüğü, devrim yapıl­ dığı dünyanın neresinde görülmüş. Böyle bir olay yok. Böyle olursa, toplum değerle­

rini yitirir. Bu olaylar karşısında, toplumun, v ariığını hissettirecek etkinlikler içinde olma­ sı gerekir.”

Yazar Vecihi Timuroğlu da faili meçhul cinayetleri, “toplumbilimsel açıdan”değer- lendirere.k “Kurulamay an hükümetin arka­

sında, İslam'a kim daha çok sahip çıkar gi­ bi ilkel bir duygu ve hükümet stratejisi var. Uğur Mumcu’y u uçuran o. Bahriye Uçok’u öldüren o, Muammer Aksoy’u kurşunla­ yan o. Turan Dursun'u öldüren o. Hepsi, ay­ nısı” dedi. Öncelikle “Şiddetin kay nağı ne”

sorusuna yanıt bulunması gerektiğine dik­ kat çeken Timuroğlu. bunun temelinde Tur­

gut Özal döneminde Türkiye’nin gündemi­

ne giren “pazarekonoınisi”nin yattığını ile­ ri sürdü. Türkiye’de siyasal iktidarı elinde tutanlann “buyurucu ve boyun eğdiriei” ol­ duğunu belirten Timuroğlu, demokratik toplumlaıda iktidarın “danışıcı” nitelik ta­ şıdığını söyledi. C umhurbaşkanı Süleyman

Demirci'm, eliııda anayasa ile kamuoyu­

nun önüne çıkıp, “hukukun varlığına” iliş­ kin “ahkâm kestiğini” ifade eden Timuroğ­ lu. “Bu hukuktan cinayet, şiddet, adaletsiz­

lik, ahlaksızlık, bir sürü pislik ve arkasından da Erbakançıkıyor. Bu, bir sistematik geliş­ medir. Bumı çözümleyemezsek, kendi ken­ dimize aydın ahkâmı kesmiş oluruz” diye

konuştu.

Demokratikleşemeyen toplamlarda, “sis­

li efsanelerin” gündeme geldiğini anlatan Ti­

muroğlu, “demokratikleşmeye izin v erilmi­

yor” diyen aydınlan da eleştirdi. “Demok­ ratikleşmeyi istiyor musunuz? Bu çabayı gösterebiliyor musunuz” diye soran Timu­

roğlu, toplumun sisli efsanelerden kurtul­ masının tek yolunun “akıl yolunu, insan ya­

şamına geçirmek”olduğunu söyledi. Ko­

nuşmasında, Türkiye’deki İslam dayatma­ cılığının uyguladığı baskılardan örnekler veren Timuroğlu, “Uğur Mumcu’nun,Me­

tin Göktepc’nin öldürülmesi, sınıfsal ege­ menliğin, zihinselleştirilmesidir. Sorun, bu­ rada düğümleniyor” dedi. Timuroğlu, Sa­ bancı suikastı örneğine de dikkat çekerek

zihinselleşmiş ideolojinin Türkiye’de yap­ tıklarının araştırılması gerektiğini vurgula­ dı. Timuroğlu, “Bunları araştırmazsak ve

demokrasi mücadelesini bunun üzerine kur­ mazsak, daha çok adam öldürülür” dedi.

‘Mumcu, faşizmin düşmanı’ __

Yayıncı M. İlhan Erdost, Türkiye’de ya­ şanan askeri darbelerin nedenlerini irdele­ yerek “12 Eylül, Kürt ayrımcılığı görüşle­

rini geliştirdi. 12 Eylül’de Kürtler üzerinde uygulanan şiddet, Kürt ayrımcılığı hareke­ tini güçlendirdi ve şiddete dönüştürdü. Bu da Türkiy e’de faşist gericiliği güçlendirdi. Be­ lirli bir politikanın ürünü olarak geliştiril­ di. Devrimci ve demokratik hareketlerin ge­ lişmesine karşı, dinin canlandırılması poli­ tikası, Türkiye’ye ihraç edilmey e başlandı”

diye konuştu. Üğur Mumcu’nun kuvvacı bir gazeteci olarak Türkiye'deki gerici ha­ reketlerin, faşizmin karşısında önemli bir düş­ man olduğunu anımsatan Erdost, gericili­ ğin maddi kaynaklarına karşı mücadele et­ tiğini söyledi. Mumcu suikastının ardın­ dan, soruşturma sürecinde ipucu bulunup bulunmadığı konusunda siyasilerin yaptık­ ları çel işkili açı klaıııalardan örnekler de ve­ ren Erdost, bunun halkın öfkesini yatıştır­ mak için yapıldığını ileri sürdü.

Eğitimci Zeki Sanhan da Kuvva-i Milli­ ye ve Misak-ı Milli kavramlarının tarihçe­ sine ilişkin bilgi vererek Kurtuluş Sava- şı’nda kuvvacıların etkisini örneklerle an­ lattı.

Gençlik, eğitim ve demokrasi

Hafta etkinlikleri kapsamında, dün de 68'liler Birliği Vakfı ile Eğit-Der’in düzen­ lediği “Uğur Mumcu: Gençlik, Eğitim ve De­

mokrasi” konulu panel yapıldı. Mahiye Morgiü’ün gitar eşliğinde sunduğu dinleti­

nin ardından yapılan panelde, A. Ü. Hukuk Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi M. Ali Koksal, yazar Ali Nejat Ölçen, avukat Metin Gün-

day, 68’li Atila Sarp ve eski CHP Trabzon

Milletvekili Rahmi Kumaş birer konuş­ ma yaptılar.

Hafta kapsamındaki anma toplaııtılann- dap biri de Kayseri’de Ticaret Odası Sos- yal Tesisleri’nde yapıldı. Burada yapılan panele DSP Kayseri Milletvekili İsmail

Cem. Doç. Dr. Yiğit Akçalı, Avukat Sümer Erolve gazetemiz muhabiri Recep Bulut

konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış ko­ nuşmasını yapan Çağdaş Yaşamı Destekle­ me Demeği Başkanı Serpil Tüzün Güven, Atatürkçü, çağdaş ve laik Türkiye ülküsü­ ne inanmış ve bu uğurda canım kaybetmiş olan tüm aydınları saygıyla andıklarını söy­ ledi. Panelde konuşan muhabirimiz Recep Bulut ise şunları söyledi:

“Mumcu kendi yaşamı olduğu kadar eşi ve çocuklarının yaşamını bile hiçe sayarak yılmadan ve korkmadan tercihini bu müca­ deleden vana koymuştur. Elbette ki bu kav­ ganın sonunda kendisini ne tür bir sonun bek­ lediğinin bilincindeydi. Buna karşın yılma­ dan mücadele verdi. Ama bizler de hiç ol­ mazsa Mumcu gibi bu uğurda yaşam hak­ larını hiçe sayanların anısına olsun yeterin­ ce saygıyı göstermeli ve bu tür toplantı ve pa­ nellere destek vermeliyiz.”

Muammer Aksoy bugün anılıyor

31 Ocak 1990 tarihinde öldürülen Prof. Muammer Aksoy da öldürülüşünün 6. yıl­ dönümünde, bugün saat 13.00‘te Cebeci Asri Mezarlığı’nda anılacak. Aksoy’un anıt mezarının ziyaret edilmesinin ardından, Ak­ soy anısına düzenlenen “Adalet ve Demok­

rasi” konulu panel yapılacak. Atatürkçü Dü­

şünce Derneği ile Çağdaş Hukukçular Der­ neği’nin ortaklaşa düzenledikleri ve saat

14.00'te Hukuk Fakültesi Uğur Mumcu Am- fisi’nde gerçekleşecek olan panele, Ülker

Gürkan, Metin Giindav, İhsan Topaloğlu. Mehmet Cengiz ve Önder Sav konuşmacı

olarak katılacaklar. Aksoy anısına, saat 20.00’de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or­ kestrası Konser Salonu’nda bir klasik mü­ zik dinletisi de sunulacak.

‘G öktepe dosyası valiliğe verilm esin

Avukatlar, Metin Göktepe cinayeti soruşturma dosyasının İl İdare

Kuruluma gönderilmesinin ‘hukuka aykırı’ olduğunu savundu.

İstanbul Haber Servisi - Gazeteci Metin Göktepe cinayetiyle ilgili soruşturma

dosyasının, İl İdare Kurulu’nun kararı için İstanbul Valiliği’ne gönderilmesinin

‘hukuka aykırı’ olduğu ileri sürüldü.

Önceki akşam Show TV’de yayımlanan

‘Temiz Eller’ adlı programda

Göktepe’nin ‘terörist’ olduğunun ileri sürülmesine tepki yağdı.

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından

Metin Narin, yaptığı açıklamada,

polislerin ‘adü’ ve ‘idari’olarak iki tür görevi bulunduğunu anımsatarak Metin Göktepe’nin gözaltında bulunduğu sırada yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.

“Polisler, Metin Göktepe’vî gözaltındayken, yani adliyeye ilişkin görevleri sırasında katletmişlerdir”diyen

Avukat Metin Narin, bu nedenle soruşturmanın bizzat savcılıkça yapılarak failler hakkında dava açılması gerektiğine işaret etti. Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığımın, ortada idari bir görev varmış gibi davranarak dosyayı İstanbul Valiliği’ne göndererek hukuka aykırı davrandığını savunan Narin, Eyüp

Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan'ın da olay yerine gitmesine karşın fiili müdahalede bulunmadığını, olayın nasıl meydana geldiğini soran avukatlara da

“Çay bahçesinde sandalyeden düşüp öldü” yanıtını vererek “görevi ihmal”, “delilleri karartmak”, “kamuoyunu yanıltmak” ve “görevini kötüye kullanmak” suçlanın işlediğini ileri

sürdü. Avukat Narin, soruşturma dosyasının 11 İdare Kurulu’na

gönderilmesiyle gerçeğin bulunmasının önüne engel konduğunu, yargılamanın da böylece “kasten adam öldürme" değil, “kastın aşılması suretiyle adam

öldürme” suçlamasıyla sürdürüleceğine

işaret etti.

Çavh’ya tepki _____________

Gazeteci Metin Göktepe’nin ölümüyle ilgili olarak önceki akşam Show TV'de yayımlanan Temiz Eller programında.

Yıldırım Çavlı’nm Göktepe’nin ‘örgüt üyesi’ olduğunun ileri sürmesine tepki

gösterildi. Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İhsan Çaralan yaptığı

açıklamada, gözaltındayken polislerce katledilen Metin Göktepe ve gazete hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu vurguladı. Hürriyet gazetesindeki köşesinde Göktepe’nin ölümünden sonra gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik yazılara yer veren Çavlımın davranışını

“sorunu bulandırma. Evrensel gazetesini ve basın emekçilerini töhmet altında bırakma” olarak değerlendiren Çaralan,

bu değişikliğin “Çavh’nm polis

şeflerinden start aldığım” gösterdiğini

ileri sürdü. Polisin bazı kesimleri kullanarak kendisini aklama çabasına girdiğini kaydeden Çaralan. tüm kitle örgütleri, sendikalar, gazeteciler ve gerçeğin karartılmasını istemeyenleri, bugün saat 11.00’de Show TV'nin önünde yapılacak basın açıklamasına katılmaya çağırdı. Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Murtaza Demir de açıklamasında “Yaptığı programda

Göktepe'nin ailesinin duygusallığını kullanan ve soyut iddialarla katliamı gölgelemek isteyen Yıldırım Çavlı’yi kınıyor ve lanetliyoruz” dedi.

* 16 M a r t K a t l i a m ı ’ d a v a s ı

Ingiltere İşçi Partisi (İP), gelecek genel seçimler­ de bir zafer kazanarak, sosyal demokrasinin, ‘‘ma­ kus kaderini” tersine çevirecek gibi görünüyor. Bu yüzden, bizimkiler de dahil, dünyanın birçok ye­ rindeki sosyal dem okratlar ilham almak için İP’ye bakıyorlar. İlginçtir ki İP de ilham almak için sos­ yal veya demokrat olmakla yakından ya da uzak­ tan hiç bir ilişkisi olmayan Uzakdoğu ülkelerine ba­ kıyor. Bu işte bir gariplik var şm a neyse.

★ ★★

“İP ’nin b ir iş çevreleri partisi olarak görülm esi­ ni istiyorum ” diyen Tony Blair, bu ayın başında Ja­ ponya’da konuşurken, Muhafazakâr Parti’ye kar­ şı aradığı seçim sloganını bulmuş görünüyordu: Pay Sahipleri Ekonomisi (Stake Holders Economy). Bu aslında kumar oynarken oyuna katılmak iste­ yenlerin masaya koydukları para/oyundaki payla­ rı anlamına geliyor ama neyse. Globalleşmenin dünyayı 22 trilyon dolarlık bir kumarhaneye çevir­ diği bir dönem de Blair’in böyle bir kavramla orta­ ya çıkmasının "yapı çözümcü b ir yakın okuması­ nı" şimdilik bir kenara bırakalım. Bu kavramla kas­ tedilen, Blair’in Singapur’da söylediğine bakılırsa

“herkese fırsat eşitliği, yeteneği sayesinde yüksel­ me olanağı sağlayan, h içb ir sınıfı ve grubu dışta- lamayan b ir ekonomi. ” “Biz bunu daha önce Re-

agan-Thatcher döneminde ‘yeni sağ’/n idolog- larının demagojilerinden, John M a jo r’un ‘sınıfsız to p lu m ’ çağrısı yüzsüzlüğünden hatırlamıyor m u­ yuz? ’’dediğinizi duyar gibi oluyorum. Üstelik he­ men, çok temel ve pratik öneme sahip bir gerçe­ ği hatırlıyorsunuz değil mi? Bu toplum da esas önemli olan mükiyettir! Üretim araçlarının m ülki­ yetine sahip olanlar, buna sahip olmayanların iş gü­ cünü satın alır ve ürettirdikleri değerden daha az bir ücret vererek kâr ederler. Üretim araçlarına sa­ hip olm ayanlarda çaresiz buna katlanırlar. Bu ay­ rımın yarattığı farkların eğitimden kültüre ve siya­ si iktidara kadar yansıdığı bir dünyada hangi fır­ sat eşitliği, yeteneği ile yükselme olanağı ve hiç­ bir sınıfı dıştalamayan ekonomi?

★ ★ ★

Bir kere kaderimizi patronlarımızın kâr etm esi­ ne ve bu biriktirdiklerinin de bize, aşağı doğru sız­ masına bağlayınca, Uzakdoğu modelleri tabii ki çok eazip. İP refah devleti kavramını yeniden oluştur­ maya çalışırken kendisine örnek olarak seçtiği Singapur’a bakalım isterseniz. Singapur 1990’lar- da ortalama yüzde 8 büyüyor, suç oranı, trafik suçları dahil düşüyor, büyük bir kamu taşımacılı­ ğı ve zorunlu tasarrufa dayalı sosyal sigortalar sis­ temi var. Ortalama milli gelir kişi başına 30.000 d o ­ lar. Singapur nüfusunun yüzde 9 0 ’ından fazlası ev sahibi. Bunlar madalyonun bir yüzü. Sokağa işe­ mek, tükürmek, hatta metroda çiklet çiğnemek yasak. Eğer eşcinsel iseniz ortalıkta dolaşm ak suç. Bu suçlardan dolayı kolayca değnek cezası­ na çarptırılabilirsiniz. Singapurteknolojik gelişme­ nin de öncülerinden biri. Özellikle vatandaşlarını izleme alanında! Bir bilgisayar ağı tüm adayı, bü­ tün evleri, içinde yaşayanlar hakkında en temel ve hatta temel olmayan bilgileri de kapsayacak şe­ kilde kontrol ediyor. Kullandığınız seyahat paso­ su geçtiğiniz her yerde elektronik iz bıraktığı için nereye gittiğiniz gerektiğinde izleniyor. Müthiş sos­ yal sigorta sistemine gelince; hem ekonom ik kriz anında devlet hemen iş çevrelerinin katkı payını dü- şürüveriyor, hem de buradaki fonları sermaye bi­ rikimini desteklemek için ucuz kaynak olarak kul­ lanıyor. Modern Singapur’un mimarlarından Lee Kwan Yevv’un “Şunu h içb ir vicdan azabı çekme­ den söylemek isterim kİ, eğer bireylerin özel ha­ yatlarına -Komşun kim? Nasıl yaşıyorsun? Ne ka­ dar gürültü yapıyorsun ? Hangi d ili konuşuyorsun, vb..- karışmasaydık bu ekonomik gelişm eyi ger- çekleştiremezdik. Halkın düşündüğünü boş ver. Neyin doğru neyin yanlış olduğuna biz karar ve­ riyoruz" dediğine bakarsak, burada sendikal hak­ lar, insan hakları vb. gibi şeyler aramaya kalkmak da boşuna.

★ ★★

Tarihsel misyonlarını (sömürüyü ve baskıyı kal­ dırmak) ve doğal sosyal tabanlarını (işçiler ve emek­ çiler) terk ederken, sosyal dem okratlar yollarını kaybettiler. Toplumsal destekleri zayıfladıkça da­ ha da sağa kaydılar ve rakiplerinin görüşlerini be­ nimsediler. Benimsedikçe daha da zayıfladılar... Şim­ di İP eğer seçimleri kazanırsa, hangi gerekçeler­ le buna “sosyal demokrasinin zaferi" diyerek ken­ dimizi avutacağız, bilemiyorum. İşin aslına bakar­ sak, sosyal demokrasinin, Blair’in dediği gibi “ken­ disini aynı zamanda iş çevrelerinin p a rtisi" olarak da sunma çabasıyla çıktığı uzun tarihsel seyaha­ tinin sonunda sosyallığından geriye bir şey kalma­ dı. Şimdi yeni şeyler söylemek zamanıdır, liberal demokrasinin elbiselerini çalmanın değil!

Katliama, ülkücülerle birlikte polisler de katıldı

18 yıl önce yaşanan ve 7 öğrencinin ölümüyle sonuçlanan ‘16 Mart Katliamı’m gerçekleştirenlerden

Zülküf îsot’un ailesi, ‘ülkücü’ olan oğullarıyla birlikte bazı polislerin de katliama katıldıklarını öne sürdü.

16 Mart Katliamı'nda gözüııü kaybe­ den Enis Yalçın, dün ifade verdi.

İstanbul Haber Sen isi -12 Eylül

öncesinin en kanlı olaylarından olan ve 7 öğrencinin yaşamını yitirdiği, 42 öğrencinin de yaralandığı ‘16 Mart Katliamı' davasında tanık olarak dinlenenler, bazı polislerin de katliama katıldığını öne sürdüler. İstanbul 6. Ağır Ceza

Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasında tanık olarak ifade veren Kurtuluş İsot. katliama katıldığını ve ‘ülkücü’ olduğunu söylediği oğlu Zülküf İsot’un, daha sonra davanın sanıklarından Latif

Aktı tarafından öldürüldüğünü

söyledi.

Davanın aranan sanığı eski polis

Mustafa Doğan ve oğlunun katili

Latif Aktı’nin zaman zaman evlerine geldiğini dile getiren baba

tsot, zaman zaman eve gelmeyen oğlunun “Vatan borcu” ödediğini söylediğini, bunun da “Ülkücü

kuruluşlar atlına eylem yapmak”

anlamına geldiğini söyledi. Zülküf Isot’un annesi Sultan İsot ise katliamdan önce oğlunun aranan sanık Mustafa Doğan ve Latif Aktı ile birlikte, silah, zincir ve bıçak gibi aletlerle eve geldiğini ve kendisiniden evden çıkmasını istediklerini anlattı.

‘Oğluma yalvardım*

___

Evden çıkmayarak konuşmaları dinlediğini dile getiren Sultan İsot, konuşmalar sırasında “Üniversite

kapısı, bomba, kurşunlama ve saldırıdan” şözedildiğini

duyduğunu belirterek bu konuşmaların katliamla ilgili

değerlendirme ve planın evlerinde yapıldığını gösterdiğini savundu. Sultan Tsot şöyle dedi:

‘Ben bu konuşmaları duyunca oğlumun ayaklarına kapandım, vazgeçirmek için yalvardım, ama bana 'Anne sen karışma, onlar da

bize aynı şeyi yapıyorlar'

karşılığını serdi. Sıddık Polat ile davanın sanıklan Latif Aktı ve polis memuru Mustafa Doğan dışında evimize gelen başka polisler de vardı. Zülküf, olaydan sonra çok pişmanlık duydu, ’ Beni maşa

ettiler, kendileri yaşıyorlar’ diye

çok yakındı.”

Öldürülen sanık İsot’un kardeşi

Mehmet Şakir İsot da ağabeyi ile

annesinin konuşmalarına tanık olduğunu ve bu konuşmalarda ağabeyinin öğrencilerin

öldürülmesinden duyduğu pişmanlığı anlattığını belirtti. Tanık İsot. ağabeyinin olaydan polisin de haberdar olduğunu dile getirdiğini kaydederek “Olayda,

öğrencilerin üzerine bomba atanın polis Mustafa Doğan olduğunu da söylemişti” dedi.

Tanık polis: Baskı gördüm

Katiamdan sonra İstanbul Valisi tarafından özel olarak

görevlendirildiğini ve dava açıldığını duyunca kendiliğinden ifade vermek için geldiğini söyleyen emekli emniyet amiri

Giinay Uslu, o zaman siyasi şube

komiseri olarak olayın sorgusunda bizzat bulunduğunu söyledi. Kendisine, yürüteceği soruşturma sırasında her türlü yardım ve

destek sözü verildiğini ancak bu sözlerin yerine getirilmediğini kaydeden Uslu, dolaylı olarak çok baskı gördüğünü dile getirdi. Duruşmada ifade veren ve katliamda gözünü kaybeden Enis

Yalçın ve ağır yaralanan Suna Savın, polisi suçladılar.

Katliam günü polislerin binanın yan kapılarını kapatarak ön kapıdan çıkmaya zorladıklarını, dışarı çıktıklarında ise üzerlerine bomba ve kurşun yağdığını anlatan Yalçın ve Sayın, kendi olanaklarıyla gittikleri hastanede bile görevli polislerin

tekmeleriyle karşılandıklarım dile getirdiler.

Mahkeme yaklaşık 4 saat süren duruşma sonunda, duruşmayı 1 nisan tarihine erteledi.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aykırı bir fikrin söylenemediği bir iklimde; aileniz için, çocuklariniz için, dostlarınız için, şehriniz için ve ülkeniz için son derece anlamlı bir duruş

gibi unsurları saymaktadır (Eagleton, 2015: 105) dolayısıyla şiir hakkında özgün kanaatlere sahip olan Metin Güven, şiirin iç dinamiklerini değil biçimle ilgili

Mültimedya sanatçısı Sinan Bökesoy tarafından üretilen 1 Şehir 1001 Titreşim [“1 City 1001 Vibrations”] başlıklı ses yerleştirmesi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti

Yine de CHP kendisini hâlâ Avrupa yanlısı bir parti olarak göstermek- tedir; ancak, CHP açısından en önemli sorun, hem Avrupa’da hem de Türki- ye’de CHP’yi

Çoğunlukla öz şekilli, yarı özşekilli ve özşekil- siz küçük kristaller halinde (10 mikron-1 mm) bulunur- Bi- rinci Tufandağı ve Kurşunkayası zuhurunda ise biraz da- ha

inceleme alanının bulunduğu kesimde çoğunlukla karbo- natlı kayaçları içeren Üst Devoniyen-Karbonifer yaşlı Gök- su, Permiyen yaşlı Dumlugöze, Alt-Orta Triyas yaşlı

...Olay gecesi saat 19:30-20:00 sıralarında silah ve patlama sesleriyle birlik- te elektriklerin kesildiğini, birkaç saniye sonra da kentin her yanından top, havan, roket ve

İlk olarak İstanbul ve Kocaeli İlleri, Şile, Dilovası ve Gebze İlçeleri Beşkardeşler Mevkiinde 55 türbin ve 110 MWm / 110 MWe kurulu gücü ile planlanan &#34;Göktepe