• Sonuç bulunamadı

Splenik Komplikasyonlu İki Sıtma Olgusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Splenik Komplikasyonlu İki Sıtma Olgusu"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Girifl

S›tma ülkemizde ve dünyada önemli bir sa¤l›k sorunu olmaya devam etmektedir. Dünyada ve ülkemizde yayg›n olarak görülen s›tma Plasmodium vivax s›tmas›d›r (1). P. falciparum s›tmas›na ise yurtd›fl› kaynakl› olgularda spora-dik olarak rastlanmaktad›r. Son 16 y›lda ülkemizde görülen P. falciparum s›tmas› say›s› 95’tir (2-6). S›tmada Plasmodi-um türüne göre de¤iflen oranlarda serebral s›tma, akut böb-rek yetmezli¤i, fliddetli anemi, akci¤er ödemi, immün kompleks glomerülonefriti gibi komplikasyonlar görülebil-mektedir. En ciddi komplikasyonlar P. falciparum s›tmas›n-da görülmektedir. Falciparum d›fl› etkenlerin oluflturdu¤u s›tmada komplikasyonlar nadirdir ve özellikle P.vivax s›t-mas›nda dalak komplikasyonlar› görülebilmektedir. Ülke-mizde falciparum s›tmas›n›n seyrek görülmesi ve etkenle-rin % 99’unun P. vivax olmas› nedeniyle, s›tma olgular›nda komplikasyonlar çok fazla dikkat çekmemektedir. ‹zlene-bildi¤i kadar›yla ülkemizde splenik komplikasyon yapm›fl s›tma olgusu bildirilmemifltir. Bu nedenle splenik hematom ve splenik rüptür komplikasyonlar›yla seyreden iki P.vivax s›tma olgusu sunulmaya uygun bulunmufl ve s›tman›n sple-nik komplikasyonlar› gözden geçirilmifltir.

Olgular

Olgu 1: Silopi’de askerlik görevini yapmakta olan 21 yafl›nda erkek, müracaat ediflinden 15 gün kadar önce izin-li olarak bulundu¤u Karaman’da yaklafl›k bir haftad›r süren atefl, üflüme, titreme, halsizlik ve mide bulant›s› flikayetleri ile özel bir doktora baflvurmufltu. Üst solunum yolu infeksi-yonu tan›s› konularak, verilen ad›n› bilmedi¤i ilaçlardan ya-rar görmemesi ve flikayetlerinin devam etmesi üzerine ‹s-tanbul’a gelen ve özel bir poliklini¤e müracaat eden hasta-ya atefl düflürücü bir ilaç ile kotrimaksazol önerilmiflti. Bu tedaviden de yarar görmeyen hasta GATA Haydarpafla

E¤itim Hastanesi ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Servisi’ne müracaat ile yat›r›ld›. Hastan›n muayenesinde, fluur aç›k, kooperasyon azalm›fl, arteriyel kan bas›nc› (AKB) 100-65 mmHg, nab›z 98/dakika ve rit-mik, atefl 38.2°C, konjunktivalar soluk, dil pasl›, bat›n dis-tandü olarak saptand›. Dalak midklaviküler hat (MKH) üze-rinde kot kenar›ndan itibaren, yumuflak k›vamda 5-6 cm palpabl idi. Laboratuvar incelemelerinde lökosit 3 200/mm3(% 77 PMNL), hemoglobin 7.3 gr/dl, hematokrit % 21, trombosit 58 000/mm3, eritrosit sedimantasyon h›z› (ESH) 65 mm/saat, CRP 24 mg/dl, indirekt bilirübinemi 1.7 mg/dl, Gruber-Widal ve Wright aglütinasyon testleri ne-gatif idi. Bo¤az, idrar, d›flk› ve kan kültürlerinde özellik yoktu. Hastada periferik kan yaymas›nda tafll› yüzük görü-nümündeki P. vivax trofozoitleri ve flizontlar›n›n görülmesi üzerine s›tma tan›s› konularak primakin+klorokin tedavisi-ne baflland›. Hastan›n klini¤e kabul ediliflinin 3. günü yap›-lan periferik yaymada Plasmodium’lara ait flizont ve trofo-zoitler gözlenmedi. Lökosit 4 200/mm3, hemoglobin 9.2 gr/dl, hematokrit % 30, ESH 50 mm/saat idi.

S›tma tan›s›n›n konuldu¤u gün yap›lan bat›n ultraso-nografi (US)’sinde dalak uzun çap› 165 mm olarak ölçüldü ve lateral alanda subkapsüler, nispeten organize hematom saptand›. Dalak patolojisi fizik muayene ve ultrasonografik olarak takip edildi. Splenomegali tedrici olarak geriledi, hastaneye yat›fl›n›n 7. günü 155 mm, 11. günü 141 mm idi. US’de subkapsüler hematom devam ediyordu. Hasta 35 gün süreyle yat›r›larak takip edildi. Klinik ve laboratuvar bulgular tamamen düzeldi. Ancak dalakta mevcut olan sub-kapsüler hematom önceki saptamalarla k›yasland›¤›nda mi-nimal düzeye inmiflti. Hasta üç ay sonra kontrole ça¤r›ld›-¤›nda yap›lan tüm fizik muayene ve laboratuvar bulgular› normal olarak saptan›rken, dalaktaki hematomun tamamen rezorbe oldu¤u gözlendi.

Olgu 2: Diyarbak›r’da askerlik görevini yapmakta olan 20 yafl›nda erkek, ‹stanbul’da 5 gündür izinli olarak bulunu-yorken GATA Haydarpafla E¤itim Hastanesi Acil Servisi’ne yüksek atefl, bat›n sa¤ üst kadranda yo¤unlaflan ve sol omu-za vuran a¤r› flikayetleri ile müracaat etti. fiuur aç›k ancak

Klimik Dergisi●Cilt 11, Say›:2 ●1998, s:45-47 45

Splenik Komplikasyonlu ‹ki S›tma Olgusu

M, Fevzi Özsoy1, fiaban Çavufllu1, Oral Öncül1, Alaaddin Pahsa1, O. fiadi Yenen2

Özet: Bu makalede atefl nöbetleri yak›nmas›yla müracaat eden, s›tman›n akut dönem belirtilerini gösterip, daha son-ra dalakta subkapsüler hematom saptanan bir olgu ile, akut bat›n ön tan›s› ile yat›r›l›p s›tmaya ba¤l› dalak rüptürü sap-tanan bir olgu sunuldu. S›tman›n dalak komplikasyonlar› gözden geçirildi.

Anahtar Sözcükler: S›tma, dalak rüptürü.

Summary: Two cases of malaria with splenic complications. In this study, 2 cases of malaria were reported. One of them showed acute phase signs of malaria, then splenic subcapsular hematoma developed. The other one was a acute ab-domen case then splenic rupture occurred. Splenic complications of malaria reviewed.

Key Words: Malaria, splenic rupture.

(1) GATA Haydarpafla E¤itim Hastanesi, ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Servisi, Haydarpafla-‹stanbul

(2) ‹stanbul T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, Çapa- ‹stanbul

VIII. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve ‹nfeksiyon Hastal›klar› Kongresi (6-10 Ekim 1997, Antalya)’nde bildirilmifltir.

(2)

kooperasyon tam de¤ildi ve hasta bitkin bir görünümde idi. Atefl 38.9°C, AKB 90/60 mmHg, nab›z 118/dakika ve ritmik, bat›n dis-tandü idi. Bat›n›n tüm kadranlar›nda hassasi-yet ile birlikte defans ve "rebound" mevcuttu Traube alan› kapal›yd›. Karaci¤er MKH’de 3 cm, dalak 4 cm palpabl idi. Laboratuvar ince-lemelerinde, lökosit 18 200/mm3 (% 84 PMNL), hemoglobin 10.4 gr/dl, hematokrit % 32, ESH 80 mm/saat olarak saptand›. Bat›n ultrasonografisinde Douglas bofllu¤u ve para-kolik alanlarda serbest mayi/hemoraji gözlen-di. Hasta mevcut bulgular›yla "akut bat›n"

olarak de¤erlendirilip Genel Cerrahi servisi taraf›ndan acil olarak splenektomi operasyonu uyguland›.

Taraf›m›zdan yap›lan konsültasyonda, hastan›n son ola-rak askerlik nedeniyle bulundu¤u bölgenin s›tma aç›s›ndan endemik bir bölge olmas›; ateflinin iki günde bir üflüme ve titreme nöbetleriyle yükselip, afl›r› terleme ile düfltü¤ünün tespit edilmesi; ayr›ca lökositoz, anemi, ESH’de art›fl ve he-patosplenomegalinin saptanmas› üzerine hastada s›tma ola-bilece¤i düflünülerek hastadan kal›n damla ve periferik kan yaymas› preparatlar› haz›rland›. Kan yaymas›nda P. vivax tafll› yüzük görünümündeki trofozoitlerinin ve flizontlar›n›n görülmesi ile olgu s›tmaya ba¤l› splenik rüptür olarak de-¤erlendirildi. Postoperatif dönemde destek tedavisinin yan› s›ra primakin+klorokin tedavisi planland› ve ilaçlar› temin edilerek kullanma flemas› ile birlikte Genel Cerrahi Servisi-ne verildi.

Postoperatif 9. gün taburcu edilen hasta 2 ay sonra kont-role geldi¤inde, iki gün önce ateflinin tekrar bafllad›¤›n› ifa-de ediyordu. Atefl neifa-deninin ortaya ç›kar›lmas› amac›yla yap›lan periferik kan yaymas›nda P. vivax flizont ve trofozo-itleri görüldü. Bunun üzerine yap›lan soruflturmada hastaya Genel Cerrahi servisinde postoperatif dönemde klorokinin hiç verilmedi¤i, primakinin ise eksik ve düzensiz kulland›-r›ld›¤› saptand›. Tablo "s›tma relaps›" olarak de¤erlendiri-lip, standard doz ve sürede primakin+klorokin tedavisi uy-guland›. Tedavi süresince yat›r›larak takip edilen hasta, te-davi bitimininde taburcu edildi. Bir ay sonra yap›lan kont-rolde hastal›¤›n tamamen düzelmifl oldu¤u görüldü.

‹rdeleme

Çok eski ça¤lardan beri bilinen ve tarihler boyunca Anadolu’nun en önemli hastal›klar›ndan biri olan s›tma, çe-flitli türden Plasmodium’lar›n Anopheles cinsi sivrisinekler-le insana bulaflt›r›lmas› veya infekte kan inokülasyonu (konjenital yolla veya kan tranfüzyonuyla) ile oluflan bir in-feksiyon hastal›¤›d›r. S›tma, etken olan Plasmodium türüne göre de¤iflen aral›klarla gelen atefl nöbetleri, sekonder ane-mi ve splenomegali ile karakterizedir ve nüksler oluflturabi-lir. Hastal›k, bafllang›çta akut seyirlidir; ancak s›kl›kla kro-nikleflme e¤ilimi gösterir (1,7).

Son y›llarda ABD, Avrupa ülkeleri ve dünyan›n çeflitli yörelerinde nüfus hareketleri ve seyahatlerin artmas›na pa-ralel olarak s›tma olgular›nda da art›fllar gözlenmektedir. Bunun nedenleri aras›nda s›tma kemoprofilaksisinin yete-rince uygulanmamas›, profilaksinin etkinli¤inin düflük ol-mas›, ülkeler aras› seyahat ve göçlerin h›zl› bir flekilde

art-mas› ve vektör sivrisineklerin DDT’ye artan dirençlilikleri say›lmaktad›r (1,7,8). Hastal›¤›n görülme s›kl›¤› son y›llar-da ülkemizde de artma e¤ilimi göstermektedir. Sa¤l›k Ba-kanl›¤› verilerine göre 1970 y›l›nda 1 263 olan olgu say›s› 1993’te 47 210’a, 1994’te 84 345’e, 1995’te 82 096’ya yük-selmifl, 1996 ve 1997’de ise s›ras›yla 60 884 ve 35 466 ol-gu saptanm›flt›r (2,3).

S›tmadaki en ciddi komplikasyonlar falciparum s›tma-s›nda görülür. P. vivax, P. ovale veya P. malariae s›tmalar›n-daki komplikasyonlar daha azd›r (9). P. vivax s›tmas›nda dalak komplikasyonlar› ön plana ç›kmaktad›r (Tablo 1). Ül-kemizde P. vivax s›tmas› egemen oldu¤u ve falciparum s›t-mas›na d›fl kaynakl› olgularda sporadik olarak rastland›¤› için komplikasyonla seyreden P. vivax s›tmas›na nadiren rastlanmakta, bu da s›kl›kla gözden kaçmaktad›r. ‹zlenebil-di¤i kadar›yla ülkemizde splenik komplikasyon yapm›fl s›t-ma olgusu bildirilmemifltir.

S›tmada her bir febril atakta dalakta hiperemi, ödem ve gerginlik artar. Ataklar aras›nda parsiyel olarak rezolüsyon olur; ancak akut infeksiyon sürdükçe kümülatif geniflleme devam eder. Akut infeksiyon s›ras›nda s›tmal› olgular›n % 95-100’ünde dalakta büyüme olurken, rutin muayene ile bunlar›n ancak % 50-90’›nda splenomegali saptan›r. Dalak palpabl hale geldi¤inde semptomlar bafllayal› genellikle 3-4 gün olmufltur. Palpabl splenomegali konjenital infeksi-yonlar dahil s›tman›n tüm formlar›nda bulunabilir (8,9). S›t-mada dalakta her zaman histolojik düzeyde de¤ifliklikler gözlenir; konjestiyon olur. Ancak daha sonra dalak kapiler-leri ve sinüzoidkapiler-lerindeki parazitle infekte olmufl hücrelerde pigment birikimine ba¤l› olarak dalak koyulafl›r. Ayr›ca pul-padaki histiyositler ve sinüzoidal hücrelerde hemozin gra-nülleri de görülür. Di¤er bulgular difüz selüler hiperplazi, sinüzoidlerde dilatasyon ve kapillerlerde trombüslar ve da-lak pulpas›nda nekroz odaklar›d›r. Hastal›¤a uzun süre ma-ruz kalma durumunda konektif dokular artar ve fibroz geli-flir (9).

S›tmaya ba¤l› splenik rüptür olgular›n›n ço¤unda, bafl-lang›ç bulgusu subkapsüler hematom oluflmas›d›r. Splenik hemoraji, infarktüs, konjestiyon ve fokal nekroza ek olarak minör veya önemsiz lokal bas›lar (kusma, öksürük, defe-kasyon vb. nedenlerle) hematomun oluflturdu¤u splenik kapsülde distansiyona ve takiben rüptüre yol açar. Trombo-sitopeniye ba¤l› defektif hemostaz veya aspirin ile tedavi edilen atefl intrasplenik hemorajiye neden olabilir. S›k ola-rak gözleniyor olmas›na ra¤men, rüptürsüz subkapsüler he-matom oluflumunun insidans› bilinmemektedir (8). Hema-tom geliflen olgumuzda da (Olgu 1) rüptür olmam›fl ve

he-46 Klimik Dergisi●Cilt 11, Say›:2

Tablo 1. S›tman›n Komplikasyonlar›

Non-splenik Splenik

Serebral malarya Hematom

Akut böbrek yetmezli¤i Rüptür

A¤›r anemi Hipersplenizm

Akci¤er ödemi Dalak torsiyonu

‹mmün kompleks glomerülonefriti Kist oluflumu

Ektopik dalak tutulumu Hiperreaktif malaryal sendrom (tropikal splenomegali sendromu)

(3)

matom spontan olarak rezorbe olmufltur. Ancak rüptür geli-flen olgumuzda (Olgu 2) rüptür öncesi hematom geliflip ge-liflmedi¤i belli de¤ildir.

Tüm dünyada spontan splenik rüptürün primer nedeni-nin s›tma oldu¤u tahmin edilmektedir. Dala¤›n kapsülü in-ce ve gevrektir. Sinüslerde ve Billroth kordonlar›nda kon-jestiyon ve dilatasyon, kapilerde ve splenik pulpada fokal nekrozla birlikte da¤›lan tromboz görülür. Bu de¤ifliklikler-den ötürü dalak kanama ve rüptüre çok daha duyarl›d›r. An-cak s›tmada dalak rüptürünün insidans› tam olarak bilinme-mektedir. Transfüzyonla bulaflan s›tma olgular›nda splenik rüptür bildirilmemifltir (8). S›tma olgular›ndaki spontan da-lak rüptürlerinin ço¤u akut infeksiyon s›ras›nda geliflir ve özellikle P. vivax s›tmas›nda olur. Atefl, takikardi, kusma, halsizlik, abdominal a¤r› ve gerginlik, hassas splenomegali, hipovolemi ve h›zla geliflen anemi spontan dalak rüptürün-de en yayg›n gözlenen belirtilerdir. Abdominal a¤r› orta rüptürün- de-recede veya fliddetli, lokal veya yayg›n olabilir. Lokalize ol-du¤unda sadece splenik bölgede bulunabilir ve kan göllen-mesinden dolay› üst bat›na veya alt abdominal kadranlara yay›labilir (8).

Diyafragmatik iritasyon, a¤r›n›n sol omuza, supraklavi-küler bölgeye veya scapula üzerine yay›lmas›na yol açabi-lir (Kehr beaçabi-lirtisi) ve ço¤u araflt›rmac› taraf›ndan bunun akut s›tmada geliflen splenik rüptür komplikasyonunun pa-tognomonik bulgusu oldu¤una inan›l›r. Ayr›ca dalak bölge-sinde hastan›n pozisyon de¤ifltirmesiyle de¤iflmeyen dol-gunluk veya s›k›nt› hissi olabilir (Ballance belirtisi). Bu, splenik rüptürün belirtisidir; ancak çok az olguda ortaya ç›-kar (8). Bizim olgumuzda (Olgu 2) Kehr belirtisi pozitif idi, Ballance belirtisi ise saptanmad›.

Dalak rüptürü nadiren akut konjenital s›tmada da olur; patogenez ayn›d›r. Kronik s›tmadaki splenomegalide ise rüptür nadiren spontan olur; ço¤unlukla bir travma sonras› geliflir (8). 1960’tan beri bildirilen 11 splenik rüptür olgu-sunun 9’u P. vivax s›tmas›nda gözlenmifltir ve 10’u akut in-feksiyon s›ras›nda olmufltur (8). Bizim olgumuzda da (Olgu 2) etken P. vivax idi ve splenik rüptür geliflti¤inde hastal›k akut dönemde idi.

Splenik rüptür tan›s›, peritoneal lavaj, arteriyografi, Doppler ultrasonografi, laparoskopi, abdominal tomografi ve manyetik rezonans yöntemleriyle do¤rulanabilir. Bunlar-dan herhangi biri tan› için yeterlidir; ancak splenik rüptür tan›s›n› ekarte etmek için nadiren birden fazla tan›sal girifli-me gereksinim duyulabilir. Bizim olgular›m›zda da hema-tom ve splenik rüptür tan›lar› US ile konmufltur. Akci¤er grafisinde solda baziler atelektazi, sol diafragmada yüksel-me ve plevral epanflman gözlenebilir. Karaci¤er-dalak sin-tigrafisinin sensitivitesi düflüktür; ancak subkapsüler hema-tom veya rüptürü do¤rulayabilir. Ayakta direkt bat›n ve di-rekt üriner sistem grafileri de anormallikler gösterebilir. Tam kan say›m›nda lökositoz ve hematokrit de¤erinde düfl-me saptan›r. Komplike olmam›fl s›tmada lökosit say›s›n›n

15 000/mm3’ün üzerinde olmas› nadirdir, Bunun üzerinde

bir lökosit say›s› splenik rüptüre, süperinfeksiyona veya di-¤er komplikasyonlara iflaret eder.

Splenik komplikasyonlar, artan s›kl›kla postoperatif ve asplenik morbiditeden sak›nmak için destekleyici ve dala¤› koruyucu giriflimlerle tedavi edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Ta-rihsel olarak di¤er etyolojilerde oldu¤u gibi s›tmadaki sple-nik rüptürde de tedavi splenektomi üzerine odaklanm›flt›r. 1960’tan önceki tüm çal›flmalarda acil splenektomi giriflimi uyguland›¤› bildirilmektedir. 1955’te tamponman ile bafla-r›l› bir flekilde tedavi edilen 4 olguya ra¤men, splenektomi-nin yine de en seçkin tedavi oldu¤u bildirilmektedir. Rüptür genellikle birden fazlad›r ve dalak parçalanm›fl haldedir (8). Splenik rüptür geliflen olgumuzda da (Olgu 2) acil splenek-tomi yap›lm›flt›r.

Ülkemizde s›tman›n görülme s›kl›¤›n›n artmas› ve d›fl kaynakl› olgular hariç, olgular›n hemen hemen tamam›n›n (% 99.9) P.vivax s›tmas› olmas› nedeniyle, karfl›lafl›lan her s›tma olgusu di¤er belirtilerin yan› s›ra kusma, kar›nda a¤r› ve gerginlik gibi flikayetlerin de olmas› durumunda splenik komplikasyonlar aç›s›ndan irdelenmelidir. Splenik hema-tom saptanan hastalarda, abdominal flikayetlerin sürmesi durumunda, periyodik olarak US incelemesi yap›lmal› ve hematomun gerileyip gerilemedi¤i ve dala¤›n rüptüre olma riski olup olmad›¤› takip edilmelidir. Bunun yan› s›ra, sple-nik hematom veya splesple-nik rüptür saptanan hastalarda, yak›n zamanda ateflli atak geçirme öyküsü varsa, etyolojide s›t-man›n da olabilece¤i ak›lda bulundurulmal›d›r.

Kaynaklar

1. Dündar ‹H. S›tma. In: Willke Topçu A, Söyletir G, Do¤anay M,eds. ‹nfeksiyon Hastal›klar›. ‹stanbul: Nobel T›p Kitabevle-ri, 1996: 511-25

2. Akdur R. S›tma E¤itim Notlar›. Ankara: Sa¤l›k Bakanl›¤› S›t-ma Savafl› Daire Baflkanl›¤› Yay›n›, 1997

3. Republic of Turkey Ministry of Health. Country Health Report 1997. Ankara: Sa¤l›k Bakanl›¤›, 1997: 36-7

4. Yenen Ofi, Çuhadar F, Çavufllu fi. Plasmodium falciparum in-feksiyonu: klinik izleme, tedavi ve korunma (bir olgu nedeniy-le). ‹nfeks Derg 1989; 3: 421-436

5. Mert A, Tabak F, Dumankar A, Aykaç I, Aktu¤lu Y. S›tma: 25 olgunun de¤erlendirilmesi. Klimik Derg 1996; 9(2): 82-6 6. Ulutan F. Plasmodium infeksiyonlar›nda güncel durum. In:

Wilke A, Ünal S, Do¤anay M, eds. 7. Türk Mikrobiyoloji ve ‹n-feksiyon Hastal›klar› Kongresi (11-15 Eylül 1994, Ürgüp). Program ve Kongre Tutanaklar›. ‹stanbul: Klinik Mikrobiyoloji ve ‹nfeksiyon Hastal›klar› Derne¤i, 1994: 148-55

7. Krogstad DJ. Plasmodium species (malaria). In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Mandell, Douglas and Bennett’s Principles and Practice of Infectious Diseases. 4th ed. NewYork: Churchill Livingstone, 1995: 2415-27

8. Zingman BS, Viner BL. Splenic complications in malaria: ca-se report and review. Clin Infect Dis 1993:16:223-32 9. Bruce-Chwatt LJ. Essential Malariology. Second ed. Oxford:

The Alden Press, 1985

Referanslar

Benzer Belgeler

Yirmidört saat sonra çekilen kontrol beyin BT görüntülemesinde sağ serebeller hemisferde subakut enfarkt alanı izlendi.. Kırksekiz saat sonra hastanın bilinci giderek bozuldu ve

Bu makalede, genel durum bozukluğu ve bilinç değişikliği ile başvuran, klinik ve radyolojik değerlendirme sonrası akut dissemine ensefalomiyelit tanısı alan 40 yaşında

Bu çalışmada acil servise başvuran ve akut apandisit tanısı konan situs inversus totalisi olan bir olgunun klinik, radyolojik ve operatif bulguları tartışılmıştır..

Hastaya artrit, kardit, sedimantasyon ve C-reaktif protein yüksekliği, elektrokardiyogramda PR uzaması ve antistreptolisin O yüksekliği bulgularıyla modifiye Jones kriterlerine

ÖZET Bu olgu sunumu, Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Acil Kliniği’ne muayene ve tedavi için getirilen 1 yaşında, 35 kg ağırlıkta, erkek Kangal ırkı köpeğin

Burada hemodiyaliz hastasında gelişen ve pegile interferon alfa-2a tedavisi ile uzun süreli kalıcı viral yanıt alınan bir akut hepatit C olgusu sunulmuştur.. Hipertansif

The RADAR signal cleaning algorithm is as follows with CWT with a group shrink. 4) In the two trees, apply OGS to wavelet transforms. 5) Using those same wavelet

Observations come in to view from the results; which clearly proved that over all model of current research is feasible for study specifically work stress associated to