ıııı= ıııım ım ım ııi!iııııiiiııııııiM iııım iim ıu !i!iıııııiH iıııııııııııiiiıım ııiiiııııııııııııııııiiiiiiiııifir :i!i!
Tetkikler - Düşünceler
ııu ş ııııııım m u ıım ü m ıııııım ııııiH iım ım ım ım m ım m ı
mn 11 jy /ı^ ı ^ p ı
tllllllllllllt= illl
Bîr kitabın düşündürdükleri
r
L .
Nadir Nadi 1950- 1960 arasında yar dığı başmakaleleri (Atatürk İlkeleri İşığında Uyarmalar) ismi altında
bir kitap haline getirmiş bulun maktadır.
Bugün hatıraları pek taze ol duğu için hafızalarımızda yaçıvan son on seneyi, gelecc-k nesiller bü tün aydınlığı ile bu kitapta bula caklardır.
Bu yazılarda, hepsinde olduğu gibi, şahsiyat yoktur, günlük dedi kodulara rastlanmıyor, bütün hâ diseler bazan sert de olsa, daima objektif bir görüşle ele alınmıştır. Nadir Nadi'nin kalemi, basın âle
mimizde görüldüğü gündenberi
muayyen fikirlerin ve prensiple rin müdafaasını yapmıştır. Onun için dün de, evvelsi gijn de yaz dıklarını eş bir kanaatin samimi eserleri olarak okuyoruz.
Açık bir hakikattir ki, son on senenin en büyük mücadelesi ba sın sabasında olmuştur. Fakat iti raf etmeliyiz kt bütün kalemler, Nadir Nadi’nin üslûbunda ve sami miyetinde olamamıştır.
Bu on sene içinde çok sert, kı rıcı, şahıslarla uğrasan dedikodu yazıları da okuduk. Bunlara karşı eski iktidarın mukabelesi pek sert olmuş ve basın büyük bir baskıya maruz kalmıştır.
Nadir Nadi’nin sert de olsa, bu objektif makalelerden dolayı bir takibe uğradığım hatırlamıyorum.
Nadir Nadi genç fakat köklü]
Yazan:
Halûk Y . Şehsuvaroğlu
bir yazardır. Babası yeni devletin j kurulmasına kalemiyle büyük hız-i metler etmiş bir şahsiyettir. Nadiri Nadi böyle bir şahsın oğlu oldu ğunu daima hissettirmiş, daima o isme lâyık bir evlât olarak kalmış tır.
Yunus Nadi'nin, Cumhuriyet
devrine yaptığı hizmetler böylece kendinden sonra da evlâtlariyle devam etmiş ve Nadir Nadi’nin kaleminde Atatürkçülük dâvası er. samimi müdafiini oulmuştur.
On senelik makaleleri ihtiva e. den bu k itA ta Atatürk dâvasının nasıl y ü re ^ p ı duyulup müdafaa edildiğine şahit oluyoruz. Kitabın ilk yazısı, Ezan, son yazı da Işık Adam’dır. Bu iki makale arasında ise bütün bir devir yer almış, an tidemokratik kanunların çıkışı, A- tatürk heykellerine yapılan teca vüzler. basma karşı girişilen ha reketler, partiler arası münase betler ve saire hep bu kitaptadır.
1
i
Ümit Yaşar Ankarada
i25 kasım 1961 cumartesi gü- î nü saat 14-19 arası, Sakarya | caddesi Bilgi Kitabevınde ki- ♦ laplarım imzalayacaktır. Cumhuriyet — 7646
Reklâmcılık 2842/7652
ROZET MÜSABAKASI
İstanbul Barosuna mensup avukatlar için bir Rozet yap- tu-ılacaktır.
Baroya mensubiyeti belirtecek cihetleri estetik imkânlarla bağdaştıracak bir projenin hazırlanması müsabakaya çıkarılmıştır. t ocak 1962 ye kadar hazırlanan projelerin Bahçekapı Liman Hanuıda Baro Umumî Kâtibine teslim edilmesi rica olunur.
Jüri tarafından tefrik ve idare heyetince kabul edilecek proje sahibine (1000) lira ödenecektir. İlân olunur.
C u m h u r iy e t — 7645
«Uyarmalar» bi ze nasıl . bir de virden geldiğimizi anlatıyor ve bir bakıma bu, .bir ta rih kitabına ben ziyor. Fakat eski, paslı üslûplu. birbirine girift hâdiselerin muğlak hikâyelerini anlatan bir tarih ki tabı değil, her sahifesinde genç bir yüreğin vuruşları duyulan ta ze ve çalâk edalı bir tarih kitabı. Böyle bir kitabı okumak rahat ve kolay oluyor. Yalnız Nadir Nadi’ nin yazılarında yeni kelimelere çok yer verilmiştir. Bu itiyat, akı cı bir üslûbu yer yer köstekliyor.
Nadir Nadi'nin Osmanlı tarihini nasıl mütalâa ettiğini ve o devir le, Birinci Cumhuriyeti ne suret le bağdaştırdığım iyi bilmiyorum. Yalnız dikkatime çarpan bir nok ta bütün meselelerimizi 1923 den itibaren mütalâa etmiş olmasıdır.
Ben Atatürk’ü ve yeni devri on dan başka türlü anlıyorum. Bu nun uzun izahını yapmaktansa, a- ziz dostum Faik Reşit Unat’ın ha» şırasını nakletmeyi faydalı bulu yorum. Faik Reşit şöyle anlattı: (Ben Maarif Vekili Necati Beyin Kalemi mahsus müdürü idim. Bir akşam Ankara Halkevinde bir top lantıya gittik. Atatürk de oraday dı ve Halkevinin Sark odasında o- turuyordu. Vekillerle, bazı ku mandanlarla orada otururken nö betçi yaveri kendisine bir şifre telgraf getirdi, Atatürk telgrafı o- kudu yüzü ciddileşti. Sonra ken disine dikkatle bakanlara dönüp izah etti. Kâbil Büyük elçimizden gelen bir telgraf Afganistanda ih tilâl olmuş. Amanullah Han kaç mış. O buraya geldi, inkılâplarımı zı gördü ve beğendi. Afganista-ıda bunları tatbik etmek istedi. Fakat olamadı, olamazdı. Bizim inkılâp hareketlerimizin yüz senelik bir ma zisi vardır. Onun için muvaffak ol duk.)
Atatürk, tarihe inanıyordu. Ne reden geldiğimizi ve bunun kuv. velini en iyi takdir eden bir dev-let adamıydı.
Atatürk, bir büyük milletten ve medeniyetten geldiği için, icraatı başarılı olmuştur. Onu taklide kal kışanlar, onun dehasından mahrum oldukları kadar, onun dayandığı büyük tarihten de mahrum olduk ları için hareketleri muvaffak ola mamıştır.
Bütün bunlardan sonra son sözü yine Uyarmalara getiriyorum. Na dir Nadi, bilhassa gelecek nesille re ve gelecek devlet adamlarına ü- zerinde dikkatle duracakları bir kitap hazırlamıştır.
Alâkalılar bu kitaptan, gereken dersleri ve ibreti alırlarsa, hatalar i tekerrür etmez.