• Sonuç bulunamadı

[İsmet Zeki Eyüboğlu'nun "Felsefe Açısından 12 Eylül, Din Boşluğun Egemenliği" ve "Gelin Canlar Söyleşelim" adlı kitaplarının tanıtımı]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[İsmet Zeki Eyüboğlu'nun "Felsefe Açısından 12 Eylül, Din Boşluğun Egemenliği" ve "Gelin Canlar Söyleşelim" adlı kitaplarının tanıtımı]"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Felsefe Açısından 12 Eylül, Din Boşluğun Egemenli­ ği / İsm et Z eki Eyubağlu / Pencere Yayınları / 192 say­

fa.

y

t s

i a ş e « dçiMMuu'

^ 1 2 eylül, dia . S» boyhjğau egemenliği

maz

12 Eylül öncüleri gövdesel olarak çağdaş bir ortamda yaşayan kim­ selerdir, ancak gündeme getirip uygulamaya geçirdikleri bilgi içe­ riği gözönünde tutulursa düşün­ sel bakımdan ortaçağm başlangı­ cında oldukları görülür. 12 Eylül yönetimi, öğretim kuramlarında dini yasal bir öğrence olarak gün­ deme getirirken birey dinsiz ol- sözlerini söylemekten kendini alamamıştır. 12 Eylül’den sonra hızla yayılan tarikatçılık, gericilik, çağdaş başlığı giymekten, şapkayı “gavur işi” diye suçjamaktan kendini alamazken, yine bir “gavur baş­ lığı” olan bereyi yeğlemektedir. 1950’den sonra rad­ yoda Kuran okunmasını, minarelere ses yayıcı aygıtın takılmasını ağır bir dille suçlayan gericiler, dün söyle­ diklerini, yaptıklarını unutur görünerek bugün onla­ rın azgın savunucusu kesilmişlerdir. 12 Eylül yöneti­ mi de bunları unutarak suçlananı övülene dönüştür­ me çelişkisinden kurtulamamıştır. Tarikat, yapı ola­ rak, İslam dinine aykırıdır, Kuran'da, hadislerde tari­ katlara yer verilmemiştir, dahası bu tür kuruluşlar îs- lamın özüne aykırı görülmüş, bölücülük sayılmıştır. Oysa günümüzde, bu tür kuruluşlar ulus yönetimin­ de, toplum kuramlarında, özellikle de eğitim-öğretim ocaklarında yönlendirici odak niteliği kazanmıştır.

Gelin Canlar Söyleşelim / İsm et Z eki Eyuboğlu / Pen­ cere Yayınları / 1 6 3 sayfa.

“Alevilerin yoğunlukta olduğu il­ lerin hepsini gezdim. Alevi yurt­ taşların nerdeyse hepsi bu kurulu­ şun düşünsel özelliklerini bilmi­ yorlar, bilenler de geleneğin etkisi altında seslerini bağlı bir kurum olarak görmek yanlıştır, bu kuru­ mun içinde çok eskilere giden toplumsal uygulama kalıntıları, ■ inanç ürünleri vardır. Bunların ge­ leneklerle öğrenilmesi, açıklanmast olanaksızdır, bi­ limsel çalışmalar, bilimsel araştırmalar gereklidir, ü n ­ ce yurdumuzda bir “Alevilik Araştırma, inceleme Kurumu” oluşturmalıdır. Bu kurumun görevi Anado­ lu uygarlığının Alevilik adı altında süregiden uzantısı­ nı incelemek, açımlamak, tanıtmak olmalıdır. Oysa, böyle bir kurumun doğmasına çalışan şöyle dursun, istek gösteren de yoktur. Bugün halk şiirimizin önem­ li bir bölümünü yaşatan Alevilerdir. Bu ozanlar, kırsal kesimlerden büyük yerleşme yerlerine göçünce, Ana­ dolu sanatının büyük bir ağacı kurumaktadır. Aleviler bunun bilincinde değildir daha. Onları yanıltan “ken- leşme”nin çekiciliğidir. Sözgelişi cami yerine “ceme- vi” dıştan bakılınca işin içinde bir tapım olduğu görü­ lüyor. Oysa, “cemevi” bir düşünce yapısını öğreten, geliştiren, yayan bir kuram niteliği kazanmalıydı. Şimdilik, öyle olduğu ileri sürülse bile içerik bambaş­ kadır. Alevilik, cemevinde eskimiş bir geleneği sür­ dürme ereğini güttükçe içerik bakımından gelişme olanağı bulamaz. Alevi arkadaşlarım sık sık bir “Alevi felsefesinden sözederler. Oysa bu felsefenin ne oldu­ ğunu, bugüne değin, açıklayan anlatan kimseyi gör­ medim. Belli bir yerde toplanılarak düzenlenen oyun­ lar, törenler bir felsefenin değil, geleneğin göreneğin sürdürülmesidir, felsefe ortaya düşünsel ürün koyma­ yı, bir görüş getirmeyi gerektirir.’’diyor ismet Zeki Eyüboğlu. ■

C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 3 9 0

Referanslar

Benzer Belgeler

4 Tol’un (2016:8) İstanbul’daki bazı semtlerde yaşayan Alevi gençler üzerine gerçekleştirmiş olduğu saha çalışmasında gençlerin kendi kimliklerini tarif etme

Tablo 4.7.’de görüldüğü gibi din görevlilerinin mesleklerinde seslerini nasıl kullanmaları gerektiği yönünde bilgi sahibi olma durumları incelendiğinde,

• Din felsefesi, belirli bir dinin inanç esaslarını sistematik bir şekilde ortaya koyan kelamdan yararlanabilir, ancak kelamdan farklı olarak doğrudan bir dinin inanç

açıdan filozof, hikmet talebesi, felsefe ise, hikmetin araştırılması olarak anlaşılmıştır.. Filozofların, bilgi sistemleri akıl yürütmeye dayalıdır. Başlıca kanıtları

Dinin felsefeden ya da felsefenin dinden çıktığına dair tartışma felsefe tarihinde tartışılan bir konu olup din-felsefe münasebetini de belirler.. Genellikle dinden söz

Milli Mücadele’nin ilk safhalarındaki gayretli tutumu yanında Erzurum Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa’ya karşı muhalefeti, Sivas Kongresi’ne muhalefet eden

İlerleyen kısımlarda İbnü’l-Fârız’ın Dîvân’ının şerhleri arasında Dîvân’ı bütünlüklü olarak ele alan el-Bahru’l-fâiz fî şerhi Dîvânı İbni’l-Fârih ve

Halide Edip‟in portresini çizdiği “Öne Çıkan Bir Hanım” (Taner, 1986: 98) baĢlıklı yazısında Halide Edip‟in ünlü romanının adını, “Sinekli Bakkal”ı (Taner,