• Sonuç bulunamadı

Küçük boylu büyük adam:Altan Erbulak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Küçük boylu büyük adam:Altan Erbulak"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiyatrocu,

yönetmen,

karikatürist,

spor yazarı,

fotoğrafçı,

elektronikçi,

televizyoncu,

sinema

oyuncusu

Küçük boylu

büyük adam :

A ltan Erbulak

TELEVİZYON VE VİDEO

M F R A K I ? “" Erbulak elektronik fotoğraf »e video işle-

I C L C V K T U n i V C V I L S C U IVI C n A l U riııden de anlıyor. Vaktinin bir kısmını bn uğraş­ lara hasrediyor. Video İle eğitimin çok (yi sonuçlar verebileceğini, ancak bu tür bir video sisteminin büyük maddi güç gerektirdiğini itiraf ediyor ve arkadaş stüdyolarında video merakım tatmin etmeye! çalışıyor.

SAYFA: 24

• 24 saate çeşitli

uğraşı sıkıştıran Altan

ila

ııs t

Erbulak, “Plânlı

çalışırım. İçkim, gece

hayatım yoktur. İşim

bitince evimin yolunu

tutar, erken yatarım.

Bu nedenle zihnim

zindedir,”1 diyor.

H

ÜNER akla gelen isimlerden biri denildiği zaman ilk

Altan Erbulak.. Tiyatro ve ba­ sın dünyasının bu sempatik ki­ şisinin elinden gelmeyen iş yok gibi.. Tiyatro oyuncusu ve yönetmeni, karikatürist, spor yazarı, fotoğrafçı, mekanik ve elektronikçi, komple bir tele­ vizyoncudur Altan Erbulak. Di­ ğer bir deyişle süper yetenek...

“Çok plânlı çalışır, İşlerimi birbirine kesinlikle karıştır­ mam. İçkim, kumarım, gece hayatım yok. İşim biter bitmez evimin yolunu tutar, uyurum. Bu nedenle de kafam hep zin­ de, dikkatliyim. Bu kadar işi birarada yapabilmemin sırnnı bu özelliklerimde aramak en akılcı yoldur herhalde” diyen Altan Erbulak üzücüdür ki, bir assolistin üç, beş şarkı söyle­ yip bir gecede aldığı parayı, ancak bir yılda kazanabiliyor. Herşeye rağmen hayatından memnun olan Erbulak bu kq- nııda şöyle konuşuyor:

“Benim bazı sanatçılara oranla, çok yönlü olmama rağ­ men çok daha az kazanmama gelince, benim yaptığım işler toplu çalışmalar sonucu orta­ ya çıkıyor, örneğin gazeteyi ben tek başıma çıkarmıyorum, tiyatro oyununu tek başıma oynamıyorum. Bu nedenle de yapılan işten kazanılan tek ki­ şiye değil, tüm emeği geçenle­ re dağılıyor..”

SPOR YAZARI VE KARİKATÜRİST

Altan Erbulak'a göre, onun esas mesleği gazetecilik.. BabIâli’ye 1945 yılında klişeci olarak gelen, ardından gazete­ ci olarak ürünler vermeye baş­ layan Erbulak, halen spor ya­ zarlığı ve karikatüristtik yapı­ yor. Ayrıca bir mizah dergisi için hazırladığı karikatürlerde de bu yöndeki yeteneğini orta­ ya koyuyor. Kendi deyimiyle

(2)

ALTAN ERBULAK KENDİNİ BÖYLE ÇİZDİ...

"36 yıllık BabıâlI neferi” Attan Erbulak gazeteciliğinin öykü­ sünü de şöyle dile getiriyor:

“Babam subaydı, Medine'de esir düşmüştü. O sıralar 'Kafes' adlı bir gazete çıkarır, karika­ türler çizermiş. Bana karika­ türcülük babamdan geçmedir. Çankaya İnönü ilkokulu'nda okurken karikatür çizmeye başladım. BabIâli'ye geldikten sonra merhum Sedat Slmavi'- nin çıkardığı Yedigün ve Kari­ katür dergilerinde bunun dı­ şında daha birçok gazete ve dergide karikatürlerim yayın­ landı. işte o gün bu gündür ka­ rikatür çiziyorum. Gazetecili­ ğime gelince, klişeci olarak çalışmaktan sıkılmıştım. Bir şeyler üretmek istiyordum. Böylece spor muhabiri olarak çalışmaya başladım. Bu arada fotoğraf da çekmeyi öğrendim. Halen spor yazarlığı yapmama karşın fotoğrafçılığı evimdeki laboratuvarım da am atörce sürdürüyorum.”

TİYATROCU ALTAN ERBULAK

“Benim tiyatroculuğumda da babamın etkisi vardır. O za­ manlar çok küçüktüm ama ha­ tırlarım, babamla yakın arka­ daşı Mahmut Kanndaş (Attan Karındaş ın babası) subay ga- zinolannda çeşitli moral gece­ leri düzenlerlerdi. O gecelerde küçük tiyatro oyuncuları da yer alırdı, işte tiyatroyu o za­ man sevdim, iyi bir tiyatrocu olmayı kafama koydum. Orta­ okulda İken çeşitli müsamere- lerin yanında Bakırköy Halk- evi’nde piyesler oynamaya başladım. 1957 yılında Küçük Sanne’de ilk profesyonel oyu­ numu oynadım. 'Brandon Tho- mas'ın Teyzesi’ adlı oyunda uşak rolündeydim. Kendime daima, çok takdir ettiğim Mü­ nir özkul ve Kenan Büke'yi ör­ nek aldım. Tiyatronun içine öylesine girmiş, bu işi öylesine sevmiştim ki, halen tiyatronun içindeyim,” diyen Altan Erbu- lak, canlandırdığı tipleri halk­ tan seçtiğini, halkı taklit ettiği­ ni söylüyor. Erbulak, “Ben hal­ kın esprisine hayranım. Tüm boş zamanlarımda hiç tanıma­ dığım kahvelere gider insan- larta sohbet ederim, İskeleler­ de insanların konuşmalannı dinler, davranışlannı incele­ rim. Bu tür gezintilerimde mut­ laka yepyeni espriler, tipler or­ taya çıkmıştır. İşte bu kişilerin e s p r i ve d a v r a n ış la r ın ı sahnede taklit eder, konuşma ve düşüncelerini kendilerine aktannm. Bu nedenle de halka yaban cı g e lm iy o ru m . Bu yüzden bulunduğum yerde­ yim,” diyor.

Tiyatroculuğunun yanı sıra sinemada da bir hayli çalışma­ sı olan Altan Erbulak, çevirdiği 24 filmden, 21’inde başrol oy­ nadığını, ancak sinemayı bir türlü sevemediği için 15 yıl ara verdiğini söylüyor Erbulak'ın sinema konusundaki düşün­ celeri de şöyle:

“İlk 'filmimi 1950'de

çevir-man olarak giren Altan Erbu- lak, halen amatör olarak video­ culuk yapıyor. Kameranın ar­ kasını karşısından daha çok sevdiğini belirten Erbulak, amacının kapalı devre bir tele­ vizyon stüdyosu kurmak oldu­ ğunu. ancak bunu tek başına gerçekleştirecek maddi güce sahip bulunmadığını söylüyor.

ELEKTRONİKÇİ ALTAN

Spor yazarı, karikatürist, ti­ yatrocu, televizyoncu, fotoğ­ rafçı Altan Erbulak'ın önde gelen uğraşları arasında me­ kanik ve elektronik tamirciliği, de geliyor. Mekanik konusun­ da iddialı olduğuna, elektro­ nikte de iyiye gittiğine değinen Erbulak, boş zamanlarında ta­ mir işleriyle uğraştığını, bunun dışındaki tüm işlerle 16 yıllık eşi tiyatrocu Füsun Erbulak'ın ilgilendiğini söylüyor. Telefo­ na bakmak, vergi yatırmak, randevuları ayarlamak, alışve­ riş gibi tüm işlerini eşinin yap­ tığını belirten Erbulak sözlerini şöyle noktalıyor:

“İnsanlara çok güvenir, on­ lardan kötülük gelebileceğini aklıma bile getirmem. Bu yüz­ den de çok kolay samimi olu­ rum. Bir malın fiyatını kesin­ likle sormam, pazarlık etmem. Bu benim insanlara olan güve- nimdendir. Samimiyete bayılı- nm. Bunun en güzel örneği, iki yaşındaki torunum Dağhan’ın bana ‘Altan Abi' diye hitap et­ mesidir. Beni bir dede oiafİK değil de bir arkadaşı olarak görüyor. Kanm, çocuklarımla da iyi birer dostuzdur. Geçinip gidiyoruz işte. Tek eksiğimiz tatil.. Yılda bir, birfouçuk ay ta­ til yapabilsem iyi olur. Yoğun çalışmalar nedeniyle boşalan akümü doldurmuş olurum...”

• Ferit SAYMAN SAYFA: 25

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi

dim. Bundan sonra 24 filmde rol aldım. Ancak sinemayı bir türlü sevemedim gitti. Çünkü bizdeki sinema bir imalâthane­ den farksız. Oysa sinema bir sanayi dalıdır. Eğitici, öğretici olması gereken sinema bizde, kültür düzeyi son derece dü­ şük ürünler veriyor. Bu neden­ le sinemaya ara verdim. 15 yıl aradan sonra yeni bir film çe­ virdim. ‘Deliler koğuşu' adlı fil­

mi çevirmem, sinemaya dönüş değil, Münir Ozkul, Suna Pek- uysal, Müjdat Gezen, Adile Na- şit ve Mete inselel gibi eski dostlarımla yeniden biraraya gelmenin zevkiydi sadece..”

Süper yetenek olarak nite­ lendirebileceğimiz Altan Er- bulak'ın televizyonculuk yönü de var. 1951 yılında deneme yayınlan yapmaya başlayan ITÜ Televizyonu'na

kamera-FÜSUN EN BÜYÜK Y A R D IM C IS I:^

Elbu-lak’ın 16 yıllık tiyatrocu eşi Füsun Erbulak, sanatçının en büyük yardımcısı. Altın Erbulak çeşitli meslek dallarındaki koşuşturma­ sını sürdürürken, alış veriş, randevu ayarlamak, telefonlara ce­ vap verş^k, vergileri ödemek bep Füsun Hanım’a düşüyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu sefer gittiğim zaman Abdülhak Hâmi- din candan dostu, Türk edebiya­ tının maruf siması Sami paşa za­ de Sezai yukarı odada, çalışma salonunda

When the MK expression in breast tissues was evaluated with respect to immunohistochemical staining status, no significant difference was found in terms of tumor diameter, lymph

[r]

臺北醫學大學「101 學年度師生防火、防震訓練」活動 本校為強化外國師生對防火、防震基本常識,增加應變常識及 能力。特於 12 月 4 日

北醫大代表團於 12 日拜訪倫敦大學 Vice Provost Sir John Tooke、Dean David Lomas、 Director Gabriel Aeppli、Professor Peter V Coveney 與 Proffessor Bryan

Doğru bir marka adı seçimi, bir markanın markalaşma sürecinin ilk ve en önemli stratejik adımlarından biridir.. Marka adı bir markanın konumlandırma stratejisi ve

Neyzen'in bizim gibi bir fâni olmadığım, efsanelerdeki varlıklar gibi, ancak neyini eli­ ne aldığı zaman yaşamağa başlayan bir mahlûk olduğunu dü­

Gerçekleştirilen çalışmada CNC ile talaşlı imalat yapılan bir işletmede üretimi ve kârlılığı artırmak için mevcut sisteme 6 eksenli Endüstriyel Robot kolu ilave