• Sonuç bulunamadı

Türkiye'de 1986-2002 yılları arasında Hristiyan olan Müslümanlar üzerine bir inceleme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye'de 1986-2002 yılları arasında Hristiyan olan Müslümanlar üzerine bir inceleme"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M. Ü. İlalıiyat Fakültesi Dergisi 27 (2004/2), 87-103

Türkiye'de 1986-2002

Yıllan Arasında Hıristiyan

Olan

Müslümanlar Üzerine Bir

İnceleme*

Süreyya CANBOLAT Özet

Makale Türkiye'de hıristiyan olan müslümanlar üzerine yapılmış bir araştırınayı konu edinmektedir. Araştırmanın örnekiemi İstanbul ve Diyarbakır'dan seçilmiş ve araştırma

anket yoluyla gerçekleştirilmiştir. Makale, hıristiyan olan bu kişilerin sosyal, bireysel ve dini arkaplanlanru vererek onlann Hıristiyanlığı seçmesinin nedenlerini ortaya koymaya

çalışmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Din Değiştirme, Müslüman Türkler, Din Değiştirme Motifleri, İhtida,

Mühtedi, Hidayet, İrtidat

Abstract

The sample for this study is made up of Muslim converts to Christianity living in Turkey. They mainly converted to Protestantism, except for one turning to Catholicism. The sam-ple consists of converts from Istanbullargely, and a few from the southeastem city of Di-yarbakir. The data is based on face-to-face interviews and questionnaires applied on the subjects. The study endeavors to figure out the reasons precipitating their canversion to Christianity, their social, individual, and religious background as well as the reasons for disillusionment with Islam. It also analysis the phenomena from Islamic theology point of view.

Key Words: Conversion, Muslim Turks, Canversion to Christianity, Islamic Theology I-GİRİŞ

Hıristiyanlık denince ilk akla gelen konulardan birisi, rnisyonerliktir. Çünkü, misyonerliğin Hıristiyan inancında önemli bir yeri vardır. İncil'de Hz. Isa'nın; "Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin bütün uluslan

öğrencilerim olarak yeti§tirin. Onlan, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adıyla vaftiz edin."1 ayetini referans alarak hıristiyan dünyası sistemli bir §ekilde misyonerlik faaliyetlerini sürdürmü§tür. Türkiye de bu tür faaliyet alanlanndan birini

olu§-turmaktadır. Diğer taraftan, bir yandan dinler arası diyalog söylemlerinin

gün-Bu makalede kullanılan veriler makalenin yazan Süreyya Canbolat tarafından hazırlanan yüksek lisans tezine dayanmaktadır. (bk. Süreyya Canbolat, Bir Kelam Problemi Olarak Dinden Dönme-nin Sebepleri, Bu Sebeplerin Tarihte ve Günümüzde İslam'dan Dönmeyle ilişkisi: Türkiye'de Hıristi­

yan Olan Müslümanlar Örneği, M.Ü. Sosyal Bilimleri Enstitüsü, İstanbul2004). Matta, 28:17-20.

(2)

dernde olması, bir yandan da Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme sürecinde

bulunması konuya ayrı bir önem katmaktadır. Ancak bu makale olayın dinler

arası diyalog veya Avrupa Birliği sürecini değil, din deği§tirmenin dini ve psiko-sosyolojik yönünü ele almaktadır.

Hıristiyan olup din deği§tiren müslümanların din deği§tirmelerinin altında

yatan ba§lıca sebebin, misyonerierin onlar üzerindeki etkileri olduğu dü§ünülse de misyonerlik faaliyetlerinin ki§i üzerinde etkili olabilmesi için ki§ide buna uygun bir alt yapının olu§ması gerekmektedir. Bu yüzden, misyonerlik üzerine

yoğunla§mak yerine daha çok müslümanlar cephesinden kaynaklanan sebeplere

eğilmek, bu sebepleri tespit etmek gerekmektedir. Din deği§tirme hadisesi, ba§ta psikolojinin ve sosyolojinin ara§tırma konusu olmu§tur. Bu konuda yapılmı§ olan psikolojik ve sosyolojik çalı§malar din deği§tirme hadisesinin temelinde birtakım

psiko-sosyal sebeplerin yattığını, mutsuz bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçir-mi§, önemli travmatik tecrübeler ya§amı§ ve topluma yabancıla§mı§ kimselerin daha kolay din deği§tirdiğini ortaya koymu§tur.2 Bu nedenle, hıristiyan olan

müslümanların hıristiyan olmalarının altında yatan nedenleri tespit ve din

deği§tirme hadisesini sağlıklı bir §ekilde tahlil edebilmek için, kelam, din psikolo-jisi, din sosyolojisi ve din eğitimi açısından da meseleye yakla§mak gerekmekte-dir. Bu yüzden biz de, toplumumuzda görülen din deği§tirme hadiselerini ara§tır­ dığımız çalı§mamızda deneklerimizin durumunu, bir yandan daha önce yapılmı§

olan söz konusu ara§tırma sonuçlarıyla kıyasladık, bir yandan da yeni bir bakı§

açısı getirerek ba§ta muhatabın din algısının nasıl olduğu olmak üzere problemin teoloji k boyutu üzerinde durduk. Bu konuda hıristiyan olan 4 ı ki§ i üzerinde gerçekle§tirdiğimiz ara§tırmada, gerek İslam'a yönelttikleri ele§tirilerden, gerekse ankette yer alan ı 4 sorudan olu§an dini inanç envanterine verdikleri cevaplar-dan yola çıkarak, deneklerimizin İslam anlayı§larını netle§tirmeye çalı§tık.

A-Ara§tırmanın Konusu, Amacı ve Önemi

Makalenin konusu, İslam literatüründe "irtidad", Batı'da ise "conversion"3 kavramıyla ifade edilen "dinden döm'ne"nin sebeplerinin müslümanken hıristiyan

olan kimseler üzerinde yapılan bir ara§tırmayla tespit edilmesidir.

Ara§tırmamızın amacı, Kelam'ın ilgi alanına girdiğini dü§i.indüğümüz,

Türkiye'deki Hıristiyan olan müslümanların İslam'ı terketmelerinde ve

hıristiyanlığı tercih etmelerinde etkili olan faktörleri tespit etmek ve bu faktörleri psikoloji, sosyoloji ve kelam bilimlerinin perspektifinden değerlendirmektir.

2 Ali Köse, Neden İslilm'ı Seçiyorlar? Müslüman Olan İngilizler Üzerine Psiko-Sosyolojik Bir İnceleme,

İSAM Yayınlan, İstanbul1997, s.l58.

3 Bu kavram, bir dinden diğerine geçme anlamı ta§ıdığı gibi ki§inin belli bir ya§a kadar ihmal ettiği

(3)

Öncelikle belirtrnek gerekir ki, yaptığımız çalı§ma esnasında, İslami ilimlerde özellikle de Kelamda dirı deği§tirme hadisesirıi detaylı bir §ekilde konu edinen bir

ara§tırmaya ula§mak mümkün olmamı§tır. Gerek Batı'da gerekse Türkiye'de din psikolojisi ve Sosyolojisi alanında din deği§tirme hadisesini inceleyen çalı§malar

daha çok İslam'a geçi§lerle ilgilidir. Her ne kadar dirıi inkarın psiko-sosyal sebep-lerini inceleyen bir ara§tırma bulunmakta4 ise de bu çalı§manın dinden dönme-nin dirıi inkar boyutunu ele almakla yetindiğini, din deği§tirme boyutunu

ince-lemediğirıi görmekteyiz. Dolayısıyla bizim çalı§mamız dirı deği§tirmenin irtidat boyutunu alan ara§tırması yöntemiyle inceleyen ilk çalı§madır. Bu açıklamalar­

dan sonra konunun kelam ilmindeki önem ve değeri üzerinde duralım:

Her §eyden önce gayesi, müslümanların dinleriyle ilgili zihinlerinde olu§an §üpheleri gidermek, İslam'a yöneltilen ele§tirilere cevap vermek, böylece dini akideleri ispat etmek ve toplumda olu§an inanç problemlerini çözmek olan kelam ilminin, bu gayesini gerçekle§tirebilmesi için öncelikle günümüzde ya§anan inanç p~oblemlerinin neler olduğunu tespit etmesi gerekir. ݧte bu çalı§ma belirli ölçü-de, modem çağın inanç problemlerinin neler olduğunu bu problemi bizzat

ya§a-mı§ kimselerle görü§erek tespit etme imkarunı elde etmi§, dolayısıyla söz konusu

ya§anmı§ problemlere çözüm getirecek yeni çalı§malar için zemin hazırlamı§

olmaktadır.

B- HiPOTEZLER

Hıristiyan olan müslümanların din deği§tirmelerinin altında yatan sebeplerin neler olabileceği konusunda ileri sürdüğümüz hipotezlerimizi dört kategoride

değerlendirebiliriz:

I- ENTELEKTÜEL SEBEPLER

1- Mensup oldukları İslam dinirıi sorgulamaları sonucu zihinlerinde İslam'la ilgili bazı §üpheler olu§mU§ ve bunlara cevap bulamamı§lardır.

a- İslam'ın cirısiyet ayrımı yaptığını, erkeğin kadın üzerinde salt egemenlik kurmaya imkan verdiğini dü§ünmü§lerdir.

b- Dinirı tanrısal bir bütünlük ta§ımadığını dü§ünüp farklı mezhepleri dinde

aykınlık, çeli§ki olarak görmü§lerdir.

c- İslam'ın sadece Araplar'ı bağlayan bir din olduğunu, evrensel olmadığım dü§ünmü§lerdir.

d- İslam'ın toplumun gerilemesine sebep olduğunu dü§ünmü§lerdir.

4 Ali Rıza Aydın, Dini İnkann Psiko-Sosyal Nedenleri, doktora tezi, 1995, 19 Mayıs Üniversitesi,

(4)

90~ Canbolat

e- Allah'ın Kur'an'da yer alan sıfatlarının tutarsız, çeli§kili bir Allah'ı

yan-sıttığını dü§ünmü§lerdir.

2- Türkiye'de ve İslam dünyasında meydana gelen bazı olaylar neticesinde İslam'ın, insanların fikirlerini özgürce söylemelerine imkan vermediğini dü§ün-mü§lerdir.

ll- DUYGUSAL SEBEPLER ı- Özel bir olay ya§amı§lardır.

a-Bunalımlı anlarında ba§ka bir dine mensup kimselerin maddi ve manevi

desteğini görmü§lerdir.

b- Mistik tecrübe ya§anmı§tır.

2- Babaya duyulan öfke, kendisini dinden dönme olarak göstermi§tir. 3- İnandıklan din onları tatmin etmemi§tir.

4- İslam'ı §iddet dini olarak algılayıp, İslam'da sevgi unsurunu hissetmemi§-lerdir.

m-SOSYAL SEBEPLER

ı- Dindarların ve din adamlannın olumsuz tutumlarını İslam'a

bağlamı§lar-dır.

2-Hıristiyan arkada§ grubu edinmeleri veya hıristiyan birisiyle evlenıneleriy­

le hıristiyan bir çevreye girmeleri sonucu, duygusal ya da entelektüel etkenlerle bir süre sonra yeni çevrelerinin dini olan hıristiyanlığı benimsemi§lerdir.

IV -EGİTİMDEN KAYNAKLANAN SEBEPLER

ı-Dini eğitimleri yetersizdir.

2-Yanlı§ metodlarla din eğitimi verilmi§tir.

3-İslam hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarından İslam aleyhindeki telkinlere kolaylıkla inanmı§lardır.

4-İslam'ı terkedenlerin dini duygulan zayıf olup İslam Peygamberi'ne kar§ı yeteri kadar sevgi ve muhabbet duymamı§lardır.

ll-YÖNTEM

Hıristiyan olan müslümanların din deği§tirme sebeplerini incelediğimiz

ara§-tırmamızı özellikle din psikolojisinin metotlanndan faydalanarak gerçekle§tirdik. Zira bir iman meselesi olan din deği§tirme, psikolojik ağırlıklı bir dini tecrübedir. Diğer taraftan sosyal bir olgu olan, İslam toplumunda zuhur eden ve sayılan

azımsanmayacak kadar fazla olan dinden dönme hadiselerinin sebeplerine

ine-ı

ı 1

(5)

Hıristiyan Olan Müslümanlar Üzerine Bir İnceleme-} 91

bilmek, güvenilir sonuçlar elde edebilmek için gerek ara§tırmarnızda-takip

edece-ğimiz metotlarda gerekse anket sorularımızın olu§turulmasında, imanın olu§umu ve §ekillenmesi üzerinde psikolojik ve sosyal etkenierin tesiri olduğundan,5 biz de psikolojinin ve sosyolojinin metot ve tekniklerinden istifade ettik.

Alan ara§tırması yaparak takip ettiğimiz çalı§mamızda, Türkiye'deki müslü-manların neden ve nasıl İslam'ı terkettikleri ve hıristiyan oldukları incelenmek-tedir. Ele aldığımız konu ve uyguladığımız metod gereği, ilk olarak İstanbul bölgesindeki kiliselerlu cemaatleriyle görü§tük. Ayrıca televizyon vasıtasıyla

haberdar olduğumuz Diyarbakır'da hıristiyan olan kimselerden olu§an bir protestan kilisesine arıkederimizi elden ula§tırdık. Göndermi§ olduğumuz anket-Ierin ve mülakat sorularımızın cevabını postayla teslim aldık. Bu §ekilde

Diyarba-kır'da 9 ki§iye anket uyguladık Bu dokuz ki§iden üçünün ayrıca tanıklıklarını6

yazılı olarak aldık. Böylece 4 ı ki§iye anket uyguladık, bunlar arasında 26 ki§iyle

ayrıca mülakat yaptık, ankete katılmayan bir ki§i ile de sadece mülakat gerçekle§-tirdik. Mülakatlar genelde birebir yapılmakla birlikte üç ki§iye internet aracılığıy­

la ula§tık ve elektronik posta yoluyla sorularımıza cevap aldık. Yüz yüze yaptığı­

mız mülakatları muhtelif kiliselerde Pazar Ayini sonrasında gerçekle§tirdik.

Mülakatlarımız ortalama bir saat sürmekle beraber zaman zaman denekierin

hıristiyan inancını anlatmaları sebebiyle saatlerce sürdüğü de oldu.

ID-ARAŞTIRMA BULGULARI VE YORUMLAR

A- ÇOCUKLUK VE ERGENLİK DEVRESİ

1- Çocukluk Devresinde Mutluluk/Mutsuzluk

Çocuğun dini geli§imi üzerinde ailenin önemli bir etkisi vardır. Ara§tırmalar,

ailedeki huzursuzlukların aile fertleri fark etmese de çocuğun dint tecrübelerinin geli§irnini etkilediğini ortaya koymu§tur. Mesela Ullman'ın dört farklı gruptan din deği§tiren veya yeti§tiği ortamınkinden farklı bir dini gruba katılan 40 ki§i üzerinde yaptığı ara§tırmasına göre, din deği§tirenler deği§tirmeyenlere göre daha mutsuz bir çocukluk devresi geçirmi§lerdir. Mutsuzluk sebepleri ise, ailelerinin

bo§anması, anne- babadan birinin ölümü ya da intihara te§ebbüsü, aralarında

§iddet içeren kavgalar gibi olaylardır7 Benzer durumların denekletimizde de

ya§anıp ya§anmadığını ara§tırdığırnızda, 5 ki§inin (%12,2) çocukluk döneminde, 9 ki§inin (% 22) de ergenlik döneminde babasıyla ili§kisinin kötü olduğu ortaya

çıkmı§tır. Anneyle ili§kiye gelince; çocukluk döneminde ı ki§inin (% 2,4),

Hülya Alper, İmanın Psikolojik Yapısı, İstanbul2002, s. 155-220.

Tanıklık, §ehadet demektir. Hıristiyan'ın ya§amıdır ve bir hıristiyanın ya§amının her a§aması tanıklıktır. Hıristiyan olan ki§inin vaftiz olmadan önce İsa Mesih imanlısı olmaya karar verene

kadar ya§adığı süreci ihtiva eden kısa öz geçmi§i de tanıklığın bir parçasını olu§turmaktadır.

C. Ullman, The Transformed Self: The Psychology of Religious Conversion, London, Plenum 1989,11-16; nakleden Ali Köse, Neden İslltm'ı Seçiyorlar, s. 36.

(6)

ergenlik döneminde 2 ki§inin (% 4,9) anneyle ili§kisi kötü olmu§tur. 7 ki§i de (% 17, 1) travmatik tecrübe ya§adığını açıklamı§ ve bunlar arasında 3 ki§inin

anne-babası bo§anmı§tır.

2- Ailenin Dini Temayülleri

Psikolog ve sosyologlarca, aile ile din arasındaki bağların varlığı tespit edii-mi§ ve dini formasyonun kq.zanılmasındaki faktörler, önem sırasına göre; aile, ki§iye ait fikirler ve okul (eğitim) olarak sıralanmı§tır.8 Ailenin dini temayülleri ki§ide de aynı §ekilde görülebilmektedir. Eğer anne- baba aynı dini görü§lere sahipse çocuğun onlarla özde§le§mesi de daha kolay olacaktır. Fakat anne-baba

farklı dini görü§lere sahipse çocuk bir ikilem ya§ayacaktır. Aile içinde dini birliğin

olmaması çocuğun sağlam bir din eğitimi almasını da etkileyecektir.9 Bu yüzden biz de denekletimize anne-babalarının aynı dini görü§e sahip olup olmadıklarını

sorduk. İki ki§i bu sorumuzu bo§ bırakırken, 27 ki§i (%65,5) evet, 12 ki§i de (%29,3) hayır demi§tir.

3-Yeti§tikleri Aile Ortamı

Ara§tırmaya katılan deneklerimize, nasıl bir ailede yeti§tiklerini sorduk. So-rumuza ı ki§i (%2,4) cevap vermeyip, 8 ki§i (%ı9,5) otoriter, 22 ki§i (% 53,7) demokratik, 3 ki§i (% 7 ,3) ilgisiz, 7 ki§i (% ı 7, ı) a§ın koruyucu bir ailede

yeti§-tiklerini belirtmi§tir. .

Ara§tırmaya katılanların yarıdan fazlasının ailesi (22 ki§i, %53,7),

çocuklan-nın din deği§tirme kararlarına saygı duymu§ ve ho§görülü davranmı§lardır. Bu sebeple deneklerimizin din deği§tirme kararını vermeleri daha kolay olmu§tur.

4-Hıristiyan Olma Ya§lan

Birçok ara§tırmadan elde edilen sonuçlara göre dine dönü§ler, ileri ya§larda da vuku bulmakla birlikte, ekseriyetle erken ya§lara tesadüf etmektedir.10

Ba-tı'daki yeni dini akımlara geçi§leri inceleyen ara§tırmalar, din deği§tirmelerin ıO'lu ya§lann sonunda, 20'li ya§ların ba§ında gerçekle§tiğini ortaya koymu§tur.U

Ara§tırmamıza katılan hıristiyan olan Türkler'in hıristiyan olma ya§ı ise orta-lama 23,85'dir. Deneklerimizden; ı5 ki§i (%36,6) ı5-20 arası ya§larda,ı2 ki§i

(%29,3) 21-25 arası ya§larda, 8'i (%19,5) 26-30 arası ya§larda, 5 ki§i (%12,2) 31-40 ya§larında, ı ki§i ise (%2,4) 4ı-50 arası ya§larda hıristiyan olmu§tur.

Mehmet Emin Ay, Çocuklanmıza AUah'ı Nasıl Anlatalım?, İstanbul1998, s. 92.

a.g.e., s. 99.

10

Michael Argyle-Benjamin Beit- Hallahmi, "Ya§ ve Din", Abdurrahman Kurt (çev.), UÜİFD., IV (1992), sy. 4, s. 322.

11

Ali Köse, Neden İsldm'ı Seçiyorlar?, s. 46.

1 1

(7)

Olan Müslümanlar Üzerine Bir İnceleme -{>-93

Diğer taraftan, dini deği§im üzerinde duran psikologlar, bir çatı§ma, kimlik krizi, arayı§a girme, yeniden değerlendirmeler yapma ve değerleri seçme devresi olan ergenlik ve gençlik devresinin dini deği§im için en uygun devre olduğu

kanaatindedirler. Geli§im psikologlan da ergenlik çağında bulunanların hem · soyut dü§ünceyi kavrama arzusunda olduklannı, hem de her §eyin aklı izahını

talep ettiklerini gözlemlemi§lerdir. Buna göre ergenlik ve gençlik döneminin dini

deği§im ya§anması için müsait bir karakter arzettiğini görüyoruz.

5-Din Deği§tirmede Ya§anan Entelektüel ve Duygusal Belirtiler

Ergenlik dönemi, insan hayatında önemli deği§ikliklerin ya§andığı bir dö-nemdir. Öncelikle, gerek fizLlct açıdan gerekse zihni ve psikolojik açıdan, o artık çocukluktan çıkmı§, bir kimlik ve ki§ilik kazanma yolunda önemli bir devreye girmi§tir. Bu dönem entelektüel ve ahlaki meselelerin önem kazandığı bir dö-nemdir.U Bu hassasiyetİn ergenin dine bakı§ına dayansıdığı görülmektedir.

Erikson'a göre bir gencin kendi toplumunun dininden ba§ka dine yönelme-sinin sebeplerinden birisi de gencin toplumun dini ve ideolojik yapısından tatmin

olmamasıdır

.U

Burada dinden sağumalar kar§ımıza çıkmaktadır. Din adamlannın veya dindarların yanlı§ tutumları, din adına yapılan katliam ve zulümler, sadece

§ekilciliğe önem verilerek ya§anan dindarlıklar, dindarların anlayı§ ve ho§görü-den uzak davranı§ları, din! heyecanın kaybolması, dinden sağumanın ve

uzak-la§manın nedenlerindendir. Bu nedenlerin deneklerimizde de görülüp

görülme-diğini tespit etmek için onlara, müslüman iken ibadetlerini yapma hususunda dindarlardan baskı görüp görmediklerini sorduk. 6 ki§i (%14,6) evet, 34 ki§i de

(%82,9) hayır cevabını vermi§; 1 ki§i ise cevapsız bırakmı§tır.

"Maddi refahın sağlandığı, sevgi ve ho§görünün olduğu, ancak İslami kural-ların uygulandığı bir toplumda ya§asaydınız yine İslam'dan döner miydiniz?" §eklindeki sorumuza ise, 6 ki§i cevap vermeyip, 31 ki§i (%75,6) evet, 4 ki§i hayır

(%9,8) demi§tir. Buna göre dört ki§i müslümanlardan anlayı§ ve ho§görü beklen-tisinde olup bunu bulamadığından dinden dönmü§tür, sonucuna ula§abililiriz.

Din deği§tirmeden önce deneklerimizin çoğunun İslam dininin inanç dokt-rinleri üzerine §üphe ve ele§tirileri olmu§tur. Özellikle Allah'ın sıfatlanyla ilgili problemler ya§amı§lardır. Deneklerimizin yarısından fazlası (toplam 23 ki§inin görü§ü % 54, 1), Allah' ı ceza tanrısı olarak görmü§lerdir. Buna kar§ılık, "kendisi-ne inanmayan ve itaat etmeyenleri cezalandıran" seçeneğini i§aretleyen bir ki§inin dı§ında, deneklerimizin genel olarak hıristiyanlık'ta, sevgisiyle herkesi

ıı a.g.e., s. 48.

13 E.

H. Erikson, Idenıity: Youılı and Crisis, London, Faber and Faber 1968, s. 128-135; nakleden Ali Köse, Neden İslilm'ı Seçiyorlar, s. 49.

(8)

94-{>- Canbolat

kucaklayan, bağı§layıcı ve affedici bir Allah'ın varlığına kanaat getirdikleri

anla§ılmı§tır.

Hıristiyan olan müslümaniann din deği§tirmelerinin altında yatan sebepler her birinde farklı olmakla birlikte, genel olarak, bu kimselerin müslüman iken İslam'a ve bu dinin kurucusu Hz. Peygamber'e besledikleri sevginin boyutu.na

baktığımızda bu noktada dilli duygulannın zayıf olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum deneklenınizde 27 ki§ide ( %65,9) görülmü§, buna bağlı olarak bu kimse-ler Hz. Peygamber'in çok e§le evliliğini, Hz. Ay§e gibi kendisinden çok küçük ya§ta biriyle evlenınesini ele§tirerek, İslam hakkında olumsuz dü§üncelere kapıl­

mı§lardır.

6- Din Değiştirme Motifleri

Din deği§tirme motifi ile, ki§inin yeni dini seçerken dine geli§ yollan kaste-dilmi§tir. Din değiştirme ya da dindarla§ma üzerine yapılan ara§tırmalar değer­ lendirildiğinde altı tip din deği§tirme motifi belirlenmi§tir. Bunlar: Entelektüel, mistik, deneyse_l, duygusal, yeniden u yanı§ ve cebri motiflerdir. 14

Din deği§tirme motiflerinin hangilerinin deneklenınizde ya§anmı§ olduğunu

tespit etmek için denekierimize dinden dönme karanna nasıl vardıklannı, İs­ lam'dan dönmelerinin temel nedenlerinin ne olduğunu sorduk.

Denekierin dinden dönme karanna

nasıl vardıklan

Seçenek Sayı o/o

Uzun bir ara§tırma sonucu ı2 29,3 Uzun bir ara§tırma ve tartı§ma sonucu ı o 24.4 Mistik bir tecrübe sonucu (rüya, ilham vb.) 12 29,3

Hepsi 13 3ı,7

Toplam 40 97,6

Cevapsız ı 2.4

İslam' dan dönmelerinin temel nedenleri

Seçenek Sayı o/o

İslam'da inançlada ilgili §üphelerime tannin edici cevap bularnamam ı

o

24.4

Bunalımlı anianında fiırklı dinden (hıristiyan) insaniann desteğini görmem ı • 2.4 Müslümaniann ho§görüsüz olmalan ı 2.4

İslam'daki tarikat ve cemaatlerin birbirini dı§lamalan ı 2.4 Mezhep fiırklılığından dolayı İslam'ın hak din olmadığını dü§ünme ı 2.4 Dindariantı ki§ileri dı§ görünü§üne göre değerlendirmesi 2 4,9

Hepsi 20 48,8

Toplam 36 87,8

14

Bu konuda gcni§ bilgi için bk. Ali Köse, a.g.e., s. 79-80.

T

1

1.

(9)

1 Cevapsız ı 5 ı 12,2 1

Bu seçeneklerin dı§ında denekletirniz arasında anketierimize dü§tükleri not-larda; "yürekten gelen bir istekle, İslamiyet'te Tann'yı kendine yakın bulamadı­ ğını, kulaktandolma bir İslamiyet olduğuna inandığını, dindar olmadığını, hıristi­ yan inancının doğru olduğuna inandığını, İslam dinine inanmadığını ve onu

sevmediğini" vb. duygusal nedenlerden bahsedenler olmu§tur. 15

Duygusal motif, deneklerimizin, hem İslam'ı terk etmelerinde hem de Hıris­

tiyanlığı tercih etmelerinde etkili olmu§tur. Bu kimseler anlayı§sız ve ho§ görüsüz davranan, ki§ileri dı§ görünü§üne göre değerlendiren dindarlar dolayısıyla İs­ lam'dan soğurlarken bunun tam tersine hıristiyanlardan gördükleri yakınlık ve

sıcak ilgi de onlan hıristiyanlığa çekmi§tir. Fakat hepsinin hıristiyan olmalannda, ortak görülen motif, duygusal motiftir. İncil'in Allah'ın sözü olduğu ve İslam

inancının tersine tahrif edilmediğini kabul etmeleriyle biraz önce saydığımız

duygusal faktörler birle§ince din deği§tinne gerçekle§mi§tir.

Mülakat yaptığımız iki ki§ide ise deneysel motif ya§andığı gözlenmi§tir. Bun-lardan biri olan Ayla Hanım, ı6 din deği§tiren e§inin vasıtasıyla Hıristiyanlık'la tanı§mı§, çocuğu ciddi §ekilde rahatsızlanınca İsa adıyla dua etmi§, çocuğu §ifa bulunca da hıristiyanlığın gerçek olduğuna inanını§. Burada duygusal

diyebilece-ğimiz bir diğer faktör de §ifa yoluyla hıristiyan olmaya karar verenlerin bulunma-sıdır. Çünkü hıristiyanlar'a göre Hz. İsa'nın mucizelerinden birisi de hastalan iyile§tinnesi ve kötü ruhlan kovmasıdır. Hz. İsa ölmediği ve hala ya§adığı için onun mucizeleri de hıristiyan olan öğrencilerinde görülmektedir. Ayla Hanım da bu §ekilde çocuğunun iyile§mesinden sonra hıristiyan olmu§tur. Ancak bunun

yanında önceden müslümanken hıristiyan olan e§inin ona ve çocuğuna kar§ı

ilgisi ve sevgisi, davranı§lannda görülen iyi yöndeki deği§meleri onun hıristiyan olmasını etkilemi§tir.

Sonuç olarak, denekletimizde birden çok din deği§tinne motifi görülmü§tür. Özellikle, "bana bir i§aret göster", "İsa bana geldi", "rüya gördüm" diyerek duygu-sal ve mistik motif ya§ayanlann hızlı bir §ekilde hıristiyan olduklan tespit edilmi§-tir. Bu yüzden kanaatirnize göre bu kimselerin İslam'ı terk edip Hıristiyan

olmala-nnın temelinde duygusal motif yer alırken, hıristiyan olma süreci son noktada entelektüel motifle desteklenmi§tir.

7- Din Deği§tirme Süreç Modelleri

Önemli bir dini tecrübe olan din deği§tirme hadisesi §üphesiz bir anda olan bir §ey değildir. Bir kimsenin uzunca bir süre bağlandığı dinini bırakıp yeni bir

15

Deneklerimizin verdikleri cevaplarm tamamı için bk. Canbolat, Bir Kelam Problemi Olarak Dinden Dönmenin Sebepleri, s. 117.

(10)

96--} Canbolat

dini kabul etmesi için uzun bir sürece ihtiyaç vardır. Batı'daki yeni dini hareket-leri psiko-sosyal açıdan ara§tıran Lofland ve Stark'ın geli§tirdiği din deği§tirme

süreç modeline göre bir kimse kendi toplumuna aykın görünen dini bir gruba dahil olurken §U yedi a§madan olu§an bir süreci takip etıni§tir. Biz de bu bağlam­

da deneklerimizin hangi süreçten geçtiklerini tespit etıneye çalı§tıkY

Birinci a§ama, ferclin din değiştirmeden önce aşm gerginlik hissetmesi: Öncelikle belirtıneliyiz ki denekletirniz içinde, İslam ile Hıristiyanlık arasında hocalama ya§ayanlar olmu§tur. Bu ikilemden . kurtulmak için Allah'a sığınıp doğru yolu göstermesi için O'na dua etıni§lerdir. Anladığımız kadanyla bu kimse-ler son karan vermeden önce a§ın bir gerginlik hissetıni§lerdir.

İkinci aşama, ferdin dini problem çözme bakış açısına sahip olması: De-neklerimizin birçoğunun İslam hakkında ciddi sorgulamalar yaptıklan, sorgula-dıklan konular hakkında Hıristiyanlığın bakı§ açısını İslam ile kar§ıla§tırdıktan sonra din deği§tirdikleri gözlenmi§tir. Fakat İslam hakkında, sahip olduklan bilgiler ölçüsünde değerlendirme yapabilmi§ler; bir çoğu daha önceden de belirt-tiğimiz gibi, bir çok konuda İslam hakkında yanlı§ kanaatlere sahip olarak, nasıl bir İslam' ı terk ettiklerini bilmeden din deği§tirmi§tir.

Üçüncü aşama, ferdin kendini "dini arayış içinde olan" diye tanımlama­

sı: Bu durum özellikle din deği§tirenlerin din arayı§ı içinde olduklannı ifade eden;"içimdeki bo§luğu dolduracak bir Allah anyorum" sözlerinde kendini göstermi§tir.

Dördüncü aşama, ferdin gireceği gruba hayatının bir dönemeç noktasın­

da rastlaması: Deneklerimizin büyük bir kısmı lise (15 ki§i) veya üniversite (13 ki§i) mezunudur. Üniversite mezunu olanlann ise Hıristiyanlık'la üniverste

yıllannda kar§ıla§tıklan tespit edilmi§tir. Bir kısmı ise (2 ki§i) evlilik yoluyla e§inin dini olan Hıristiyanlık'la tanı§mı§tır.

Beşinci a§ama, ferdin gireceği grupta bulunan ki§ilerle arasında duygusal veya etkileyici bir bağ olu§ması: Hıristiyan biriyle evlenmi§ olmak veya hıristi­

yan bir arkada§ ya da arkada§ grubu edinmi§ olmak §eklinde ya§anan bu süreç, denekletimizde ( 10 ki§ide, %24,4) önemli bir faktör olmaktadır.

Altıncı a§ama, ferdin grup dı§ındaki kimselerle olan ili§kilerinde'bir ke-silme veya ekke-silme olması: Mülakatlanmızda ara§tırmaya katılanlarm genel olarak dindar bir çevreye sahip olmadıklannı tespit ettik. Bu açıdan baktığımızda

da deneklerimizin önceki çevreleriyle ili§kilerini devam ettinneleri onlann

17 J. Lafiand and R. Stark, "Becoıning a World-Saver: A Theory of Canversion to a Deviant

Perspective", American Sociological Review, 1965, 30, s. 862-875; nakleden Ali Köse, Neden İs­

(11)

Hıristiyan Olan Müslümanlar Üzerine Bir İnceleme <} 97

hıristiyan olmalannı engelleyici bir unsur değil aksine İslam'dan uzakla§tıncı bir etken olmu§tur.

Yedinci aşama, ferdin grup üyeleri ile aşırı ilişkisi ve grup faaliyetlerine

katılması: Hıristiyan olan bu kimselerin her hafta Pazar günü ayinlere katıldıkla­

n, bunun dı§ında bir kısmının da haftanın bazı günlerinde yapılan dua toplantıia­

nna i§tirak ettikleri gözlenmi§tir. Bu toplantılarda ve ayinlerde bir araya gelen

hıristiyanlar dertlerini, sevinçlerini payla§maktalar ve birbirleriyle manevi bir bağ

kurmaya çah§maktadırlar.

8- Dini Eğitimleri ve Dindarlık Durumları

Deneklenınizde dini eğitimleri yetersiz olan ve İslam ile çok geç ya§larda

il-gilenmeye ba§layanlara rastlanını§tır. Buna göre çocukken ailelerinden dini

eğitim alanlar 26 ki§i (% 63,4), dini eğitim almamı§ olanlar ise 14 ki§i (%34,4) dir. ıs Bununla birlikte verilen din1 eğitimiri niteliğine baktığımızda sevgi, §efkat ve ho§görüye dayalı dini eğitim alanlar 7 ki§i (%ı7,ı), baskı ve zorlamaya dayalı

eğitim alanlar da 2 ki§i (% 4,9) dir. Geriye kalan 27 ki§i (% 65,9) ise söz konusu bu faktörlerden hiç birisinin etkili olmadığını, ki§isel gayretinin dini eğitimi

üzerinde etkili olduğunu belirtirken, bunlann dı§ında üç ki§iden bir ki§i söz konusu faktörlerden hepsinin etkili olduğunu, ı ki§i ise hiçbir faktörün etkili

olmadığını, ı ki§i de almı§ olduğu özel kurs eğitiminin etkili olduğunu açıklamı§,

2 ki§i (%4,9) ise cevap vermemi§tir.

Deneklerimiz, İslam dini hakkındaki ilk bilgilerini en fazla sırası~la:

Okuldan (12 ki§i, %29,3), ailesinden (ıO ki§i,% 24,4), kitle ileti§im araçla-nndan (4 ki§i, %9,8), ailenin büyüklerinden ( dede, anneanne, babanne)

(3 ki§i,% 7,3), mahalle camiinden (3 ki§i,% 7,3) ve Kur'an kurslanndan (2 ki§i, %4,9) alını§tır.

Denek grubumuza, İslam dini hakkındaki bilgi düzeylerini yeterli bulup

bulmadıklannı sorduk. 23 ki§i (% 56,1) "evet", 7 ki§i (%17,1) "hayır", ll ki§i (%26,8) "kısmen yeterli" cevabını verdi. Buna göre deneklerimizin yansından

fazlası kendisini İslam hakkında bilgili kabul etmektedir.

Deneklerimizin İslam hakkındaki bilgi düzeyleri yanında, İslam'ın gerekleri-ni yerine getirip getirmeme düzeylerigerekleri-ni anlamak için ise, müslümanken ibadetle-rini yerine getirip getirmedikleibadetle-rini sorduk. Soruya, ı ki§i (%2,4) cevap vermez-ken, 10 ki§i (% 24,4) evet, ı4 ki§i (%34,ı) hayır demi§, ı6 ki§i (%39) zaman zaman bazılannı yerine getirdiğini belirtmi§tir. Anket sonuçlanna gÖre her ne kadar bu kimseler kendilerini İslam dini hakkında bilgili kabul etseler de

(12)

98 ~ Canbolat

ğımız mülakatlarda ortaya çıkan sonuç, bu kimselerin dini bilgilerinin yeterli olmadığıdır. Nitekim a§ağıda da görüleceği gibi sahip olduklan İslam imajı bunu ortaya koymu§tur.

9-Nasıl Bir Dini Terk Ettikleri? (İslam İmajı}

İslam'ı terk ettikten sonra hıristiyan olanlar İslam'dan sağuyarak bir ara dö-nem ya§amı§lardır. Nitekim hıristiyan olan müslümanların bu dönemde İslam

hakkındaki dü§üncelerini öğrenmek için sorduğumuz dilli inanç envanterine verilen cevaplardan §U sonuçlar çıkmı§tır:

Allah'ın rahmetinin gazabını geçmediğini (23 ki§i %56,ı), İslam'da Allah'ın affedici ve bağı§layıcı olmadığını (%ı9 ki§i %46,3), İslam Peygamberi'nin haya-tında sevgi, saygı ve ho§görünün bulunmadığını (22 ki§i % 53, 7), İslamiyet'in adaleti sağlayamadığını (24 ki§i %58,5}, İslam dininin toplumun gerilemesine sebep olduğunu ve ba§anyı körelttiğini (23 ki§i %56,ı), İslam dininin emir ve yasaklannın çok fazla olup uygulamasının zor olduğunu (ı6 ki§i% 39}, İslam 'ın koyduğu yasakların mantıklı olmadığını (2 ı ki§ i %5 ı ,2), cihat öğretisinin İs­ lam'ın sevgi yerine §iddeti tercih ettiğini gösterdiğini (30 ki§i %73,2), İslam'da Arap milliyetçiliğinin bulunduğunu (29 ki§i %70,7}, Kur'an'da açıkça kadın­

erkek e§itsizliğinin görüldüğünü ve kadınlarla ilgili hükümlerin kadının ezilmesi-ne sebep olduğunu (33 ki§i %80,5) dü§ünürken, yarıdan fazlası da (24 ki§i, %58,5) Kur'an'da yer alan cennet ve cehennem tasvirlerinin iyiliğe te§vik etmesi, kötülükten caydınnası açısından etkili ve gerekli bir metod olduğunu kabul etmemektedir.

Deneklerimizin birçoğu ankette İslam hakkında yeterli bilgiye sahip

oldukla-nnı belirtseler de nasıl bir dini terk ettikleri sorularına verdikleri cevaplardan İslamiyet hakkında yanlı§ anlayı§lara hatta önyargılara sahip olduklarını görmek-teyiz. Özellikle envanterde geçen sorulara cevap verınede kararsız olanlara (%ı4) baktığımızda, zihinlerinde tam olarak İslam imajının olu§mamı§ olduğunu rahat-lıkla söyleyebiliriz. İslam hakkında olumsuz bir kanaate sahip olanlar ise muhte-melen içinde ya§adığımız yüzyılda İslam dünyasında yansıtılmaya çalı§ılan olum-suz örnekler neticesinde böyle bir kanaate vannı§lar, İslam'ın gülen yüzünü

görememi§lerdir. '

Burılann dı§ında mülakatlarda nasıl bir dinden nasıl bir dine geçtiklerini sor-cluğumuz kimselerden de benzer cevaplar aldık. Örneğin, uzunca bir süre bir tarikate ileri seviyede bağlıyken hıristiyan olan Betül Hanım, "kurallar dininden sevgi ve ho§ görü dinine geçtim" derken, Müslümanken İslami bir ya§antısı olan Yakup Bey; "T annsal bir yanı olmayan, kısas usulüne dayalı, sosyal adaletsizliği

körükleyen, orta çağ Hıristiyanlığından bir gömlek üstün ama en az onlar kadar i§kenceyi destekleyen, ba§ka fikirlere tahammülü olmayan, cinselliğe ve

(13)

kadın-r

Olan Müslümanlar Üzerine Bir İnceleme ~ 99

erkek aynınma çok fazla önem veren bir sistemden sevgi ve payda§lığa geçtim" demektedir.

Hıristiyan olan müslümanların İslam hakkındaki bu kanaatleri onları Hıris­

tiyanlığa yönlendirirken, ara§tırmaya katılanlara yeni dinlerini ne kadar tanıdık­

lan sorulmu§tur. Denekletimizden sadece 4 ki§i (%9,7) hıristiyanlık dinine ait bilgi düzeyini iyi veya yeterli görmezken, 15 ki§i (% 36,6) yeterli, 22 ki§i (% 53,7) ise iyi bulmaktadır. Bu durum bize göre, Protestan kiliselerinin hıristiyan kelamı­

nın anlatıldığı yerler olmasıyla ilgilidir. Zira bu kiliseler bu konuda, bir okul gibi

çalı§makta ve buradaki hıristiyanlar bilgilendirilmektedirler.

Deneklerimizin, hıristiyanlık hakkındaki bilgi düzeylerine paralel olarak, Hı­ ristiyanlığa bağlılık derecelerini belirtecek olursak, bu konuda 3 ki§i (% 7 ,3) cevap vermezken, 35 ki§i (% 85,4) yeni dinini asla terk etmeyeceğini, ı ki§i (%

2,4) yeni dinine a§ın derecede bağlı olmadığını, 2 ki§i de (% 4,9) ba§ka bir dine geçme alternatifini açık tuttuğunu ifade etmi§tir

Genelde olumsuz bir İslam imajına sahip olan deneklerimiz, İslam'ın inanç ve uygulamalarını büyük bir titizlikle sorguladıklan halde, yarıya yakını (ı 7 ki§i,

%4ı,5) hıristiyan olduktan sonra yeni dinlerini aynı titizlikle sorgulamamı§lardır.

Zira "yeni dininizde sorguladığınız inanç ve uygulamalar oldu mu?" sorusuna, 24 ki§i (% 58,5) evet, ı 7 ki§i (% 4 ı,5) hayır, demi§tir.

ll-İslfun'a Yönelttikleri Ele§tiriler

Genellikle olumsuz bir İslam imajına sahip olan deneklerimizin İslam'a yö-nelttikleri temel ele§tiriler §Unlardır:

1- Kur'an'da yer alan Allah anlayı§ı: Kur'an meali okuyan bu kimseler, öncelikle Allah'ın sevgisini ve merhametini göremediklerini, onun yerine azap eden, cezalandıran ve adaleti olmayan, koruyup gözetmeyen bir Allah

buldukla-rını söylemi§lerdir. Ancak deneklerimizin bir çoğunda, "Bana göre

Tan-rı .... §ekilde olmalıdır", diye ba§layan bir Tanrı arayı§ları görülmü§tür. Bu durum, bu kimselerin, gerçekte açıklandığı §ekliyle değil de, kendi istedikleri gibi olan

Tanrı anlayı§ını sunan bir dini tercih ettiklerini göstermektedir.

2- İslam'da Tanrı ile ki§isel ili§ki içinde olamadıkları: Yapılan ibadetlere

rağmen kendilerini T ann'ya yakın hissedemediklerini, ibadetlerin ki§iyi T ann'ya yakla§tıramadığını bu yüzden de İslam ile T ann'ya ula§manın mümkün olmadığı­

nı belirtmektedirler.

3- Kutsal Kitab'ın deği§mezliği: Ara§tırmaya katılanlar, Tevrat ve İncil'in tahrifiyle ilgili Kur'an'da açıkça bir bilginin yer almadığını, aksine Allah'ın sö-zünde bir deği§iklik bulunulamayacağının belirtildiğini, Allah'ın birer sözü olarak Tevrat ve İncil'in de bu kapsama girdiğini idda etmektedirler.

(14)

100 ~Süreyya Canbolat

4· İslam'da Yer Alan Kurtulu§ Metodu: Onlara göre İslam'da yasayla kur-tulu§un olması, ibadetleri yapmayanın azap görmesi yer alırken, Hıristiyanlık'ta

sadece iman etmek ve Hz. Isa'nın ya§antısını örnek alarak ya§arnak esastır,

Tann'nın lütfuyla kurtulu§ vardır.

5-İslam'da kadının yeri: Ara§tırmaya katılanlar, İslam dininin kadına bakı­

§ının adil ve ahlaki olmadığını, kadın-erkek aynmının olduğunu, bunun örnekle-rinin ba§ta İslam Peygamberinin hayatında görüldüğünü dü§ünmektedirler.

6- Kur'an'da yer alan azap ayetleri: İslam'ın sevgiye dayanan bir din

olma-dığını söylemekte ve Kur'an'da yer alan azap ayetlerini ele§tirmektedirler.

7· A§ın kuralcı bir din olması: İslam'da ki§inin kurallar altında ezildiğini, buna rağmen hiçbir zaman Tann'yı memnun-edemediklerini iddia etmektedirler.

8-Hz. Peygamber'in dünyevi bir peygamber olduğu: Gerek çok sayıda e§-lerinin olması, gerekse sava§larda ganimet ve köle elde etmesi dolayısıyla İslam Peygamberi'nin dünyevi bir insan olduğunu belirtmektedirler.

9- İslam'ın ban§cıl bir din olmadığı: İslam dininin sava§lar yoluyla yayıl­ macı bir politikasının olduğunu, İslam'daki cihadın bunun bir göstergesi olduğu­ nu iddia etmektedirler.

B- SOSYAL ETKİ VE MiSYONERLİK

İnsanoğlu sosyal bir varlıktır ve ancak diğer insanlarla ili§ki içine girdiğinde sosyal bir varlık olabilmektedir.ı9 Bu durumda sosyal bir varlık olarak Hıristiyan­

lığı kabul etmi§ müslümanlann, ili§kilerden etkilenme sonucu din deği§tirmesin­

den bahsedebilmek için öncelikle onlann deği§ime müsait bir pozisyonda olmala-n gerekir. Eğer ki§i bir arayı§ içinde değilse, katı bir §ekilde dinine ve inançlanna

bağlıysa yeni dinin mensuplanyla gerçekle§tirdiği müspet ili§kilerin din deği§tir­

meye sebep olması zor bir olasalıktır.20

Ara§tırmamıza göre, deneklerimizin Hıristiyanlık'la ilgilenmeleri, hıristiyan

ki§i ya da kurumlarla gerçekle§tirdikleri diyaloglar sonucunda olmu§tur. Zira, bir

dı§ ülkeye seyahat sonucunda 1 ki§i (% 2.4); hıristiyan kimselerle gerçekle§tirdiği sohbetlerle, 9 ki§i (%22); çe§itli yayınlar ve internet aracılığıyla, 9 ki§i (% 22); daha önce din deği§tirmi§ bir yakını aracılığıyla, 10 ki§i (%24.4); Hıristiyanlık'la ilk defa temasa geçmi§tir.

Hiç §üphesiz sosyal etki deyince akla ilk gelen misyonerlik faaliyetleridir. Günümüzde hıristiyan olan müslümaniann din deği§tirmelerinde misyonerlik

19

Mehmed Doğan, " İnsan Kültür ve Türkiye'de Kültür Meselesi", Sosyal Değişme ve Dini Hayat,

İSAV, İstanbul1991, s. 78.

20

(15)

Hıristiyan Olan Müslümanlar Üzerine Bir İnceleme~ 101

faaliyetlerinin önemli bir yeri olduğu anla§ılmaktadır. Yukandaki verilerden de

anla§ıldığı üzere, Hıristiyanlık'la ilk kar§ıla§ma daha çok arkada§ çevresi ve hıristiyan olan kimseletle yapılan sohbetlerle olmu§tUr. Üç ki§ide ise yeni dinle ilk kar§ıla§ma mistik bir tecrübe sonucunda meydana gelmi§tir. Bunun yanında

kitle ileti§im araçlan arasında sayabileceğimiz çe§itli yayınlarm ve internetİn de önemli bir etkisi olduğu görülmektedir.

Çe§itli semtlerde açılan kiliselerin de Hıristiyanlığın yayılmasında önemli ro-lü olduğu görülmü§tür. Çünkü bu kiliselere sırf merak veya münaka§a için giden gençler, kar§ıla§tıklan ilgi ve saygı kar§ısında birtakım ön yargılardan sıynldıktan

sonra kiliseyle ittibadanna devam etmekte, bir süre sonra da çe§itli faktörlerin tesiriyle hıristiyan olmaktadırlar.

Günümüzde Türkiye'de yürütülen misyonerlik faaliyetleriyle ilgili basında

çıkan haberler kayda değerdir. Özellikle 1999 yılında ya§adığımız deprem

sonra-sında, bu felaketten en çok etkilenen illerimizden birisi olan Sakarya'da misyoner örgüt mensuplannın yoğun bir çalı§ma içerisinde olduklan, depremzedelere, içinde 50-100 dolar bulunan İncil kitaplannı dağıtarak Hıristiyanlığı yaymaya

çalı§tıklan yetkililer tarafından ifade edilmi§tir.21 Bu gibi iddialara, görü§tüğümüz hıristiyan olmu§ kimseler ve pastörler* itiraz etmektedir. Örneğin kendisi de Müslüman iken hıristiyan olan Ömer Bey, §Unlan söylemektedir:

"Ülkemiz gerçeklerine biraz yakından bakılması gereklidir. Özellikle ülkemizin son

yıllarda geçirdiği ekonomik krizler ve sonrasındaki işten çıkarılmalar doğal olarak

halkın ihtiyaçlanru karşılamasında çeşitli zorluklara sebep olmuştur. Bütün bu zor-luklar zaman zaman, insanların içinde bulunduklan duruma, sosyal çevreye ve inançlanna isyan etmelerine ve yeni bir takım arayışlar içerisine girmelerine sebep

olmaktadır. Aynı şekilde insanların içinde yaşadıklan toplum, aile ya da çevreleri

ta-rafından gördükleri dinsel baskılar da alternatif olarak gördükleri diğer irıançlara

yönelmelerine sebep olmaktadır. Bütün bunların doğal sonucu olarak, sık sık duy-maya alışhğınuz; 'misyonerler para dağıhyor, yurt clışına adam gönderiyor' tarzı

saçma sapan haberlerin de yardımıyla bir takım çaresiz insanlar diğer inanışiara

ol-duğu gibi Mesih inancına da yönelmektedir. İnancımıza göre her şey Tanrı'run

elin-dedir ve yürekleri ancak Tann bilebilir ve değiştirebilir. Bu nedenle çeşitli tanıklık­

larda da görebileceğiniz gibi farklı amaçlarla gelip bugün Rab'be gerçek bir imanla hizmet eden pek çok kardeşimiz bulunmaktadır. Aynı şekilde sırf alternatif bir

ara-yış ya da baskı sonucu serbestlik özlemi çekerek gelen ancak aradığını bulamadan giden pek çok insan da mevcuttur."

Ömer Bey'in ifadesinden de anla§ıldığı üzere, ba§langıçta birtakım çıkarlar elde etmek için gelen bu kimselerin arasında, ileride samimi birer hıristiyan

olanlann da olduğunu dü§ündüğümüzde, bize göre, insaniann birtakım

sıkıntıla-21

Hürriyet, 2002, s. 16, nakleden: Bayram Küçükoğlu, Türk Dünyasmda Misyoner Faaliyetleri:

Dünü- Bugünü ve Yannı, İstanbul 2003, s. 201-202.

(16)

102 ~ Canbolat

nnı firsat bilerek onlara bu yönden destek olmak ve bir yandan da Hıristiyanlık propagandası yapmak misyonerlik faaliyetlerinde etkili bir metot olmu§tur. Çünkü herhangi bir konuda deği§imin sağlanabilmesi için ilk §art onun deği§ikliği

tanımasıdır. İnsan bilmediği bir konuya uzak durur.ZZ Bu yüzden kilise önderleri böyle bir metodu inkar etse de misyonerlerin, ilk olarak, müslümanlarm Hıristi­ yanlık'la tanı§malarını ve Hıristiyanlık hakkında bilgilenmelerini sağlamak için

onları bu yolla kiliseye çekmekten çekinmedikleri anla§ılmaktadır.

SONUÇ

Anket ve mülakatlara dayanarak hıristiyan olan müslümanlarm din deği§­

tirme sebeplerini ara§tırdığımız çalı§mada, bu ara§tırmanın giri§ kısmında öne sürüdğümüz hipotezleri de dikkate aldığımızda, ortaya §U sonuçlar çıkmı§tır:

İlk olarak, hıristiyan olanların din deği§tirmeden önceki dindarlık durumla-rını değerlendirdiğimizde, çoğunun İslami bir ya§antısının olmadığını,

Müslüman-lıklarının sadece birer kabulden ibaret olduğunu söylememiz mümkündür.

Ara§-tırmamızdan elde ettiğimiz sonuçlara göre, daha önce dini bir ya§antısı olmamı§,

sonra da dine dönü§ yapmak isteyen bu kimseler, öncelikle mensup olduklan İslam'ı öğrenmeye çalı§mı§lardır. Bunun için özellikle İslam'a yöneltilen; Allah tasavvuru, kadınlarla ilgili hükümler gibi ele§tiri noktalanyla ilgili ayetleri Kur'an'dan okuyarak bir fikir edinmeyi amaçlamı§lardır. Fakat bu noktada Kur'an'ı doğru anlarnalarına yardımcı olacak hadisiere ve diğer temel İslami kaynaklara müracaat etmemi§lerdir. Neticede bilhassa Peygamber (a.s.) ile ilgili ayetlerde, kadınlarla ilgili hükümlerde çıkınaza girmi§lerdir.

Bunun yanında ya§anan mistik tecrübelerin de din deği§tirme kararının ve-rilmesinde büyük etkisi olmu§tur. Kanaadınize göre mistik tecrübeyi bir sürecin sonu olarak dü§ünmek daha doğru olacaktır. Hem irtidat olarak tanımladığımız

İslam dininden çıkı§ hadiselerinde, hem de ihtida ismini verdiğimiz İslam'a giri§lerde benzer mistik tecrübeleri ya§adığını söyleyen insanların bulunması, bizi böyle bir hükme varmaya götüren temel etkendir. Ayrıca herkes bu tecrübeyi ya§amamı§tır. Görü§tüğümüz kimselerden alevi olanlarda mistik tecrübe diğerle­ rine göre daha fazla ya§anmı§tır. Bu durumu Alev'ilik'te dinin daha çok ruhsal boyutta ya§anmasına bağlayabiliriz.

Hiç §üphesiz, din deği§tirmede asıl etken en ba§ta ki§inin dinine olan güve-ninin, inancının kalmamasıdır. Ara§tırınamız göstermi§tir ki; deneklerimiz, özellikle Kitab-ı Mukaddes hakkında Kur'an'da birbiriyle çeli§en ayetlerin

oldu-ğunu belirtmektedirler. Onlara göre, Kur'an'da açıkça tahriften bahseden bir ayet yoktur. Buna mukabil, Tevrat ve İncil'in Allah'ın sözü olduğundan ve

ıı Zeki Arslantürk-Mustafa Usta, "Doğu Karadeniz'in Toplumsal Yapısı (Etnik Grup iddialan ve Misyonerlik Faaliyetleri)", Din Eğitimi Arll§tınnalan Dergisi, sy. 10, İstanbul2002, s. 36.

(17)

Olan Müslümanlar Üzerine Bir İnceleme ~ 103

Allah'ın sözünde bir deği§me olamayacağından bahseden, Hz. Peygamber'e de kendinden önce indirilenlerle hükmetınesini emreden ayetlerin olduğunu ileri sürmü§lerdir. Dolaysıyla Tevrat ve İncil'in deği§mediğini iddia etmektedirler.

Diğer taraftan, Hz. Peygamber'in hayatına dönüp baktıklarında, onun

peygam-berliğiyle birlikte e§, aile reisi, devlet ba§kanı ve komutan olduğunu da göz önüne almadan, peygamberlikle çeli§en davranı§larda bulunduğunu, dünyevi bir pey-gamber olduğunu dü§ünmü§ler ve onun getirdiği dinin de hak din olamayacağı

sonucuna varmı§lardır. Ayrıca müslüman din adamlarının, dini farklı biçimde yorumlamalanndan dolayı dinin tannsal bir bütünlük ta§ımadığına kanaat getirip, farklı mezhepleri dinde aykırılık ve çeli§ki unsuru olarak görüp İslam'ı bu noktada ele§tirenlere de rastlanmı§tır. Böylece temelde Kur'an'a olan güvenin sarsılmasıyla ba§layan süreç, sırasıyla İslam Peygamberi'ne sonra da İslam dininin

mensupları ve uygulayıcıları olan dindarlara olan güvenin sarsılmasıyla son bulmu§tur.

Anla§ıldığı üzere din deği§tirenlerinlerin bir çoğu duygusal faktörlerin tesi-riyle hıristiyan olmu§tur. Fakat son karar verilirken entelektüel sorgulamada bulunanlar bulunmakla birlikte (%58,5), tam bir teslimiyet göstererek sorgulama yapmadan Hıristiyanlığı kabul edenler de oldukça fazladır (%41,5). Nitekim ara§tırniamıza göre, İslam'ın inanç ve uygulamalarını büyük bir titizlikle

sorgula-yıp din deği§tiren deneklerimizin yarıya yakını (% 41 ,5) aynı titiz li ği yeni dinleri olan hıristiyanlığın inanç ve uygulamalarında göstermemi§, hıristiyan olduktan sonra tam bir teslimiyet gösterıni§lerdir. Kanaatimize göre, duygusal faktörlerin tesiriyle hıristiyan olanlar daha sonra rasyonelle§tirme temayülü göstererek İslam'a ele§tiriler yöneltip din deği§tirmelerinin, İslam'ı terk etmelerinin nedeni-ne dair birtakım akli izahlar yapmaya çalı§mı§lardır. Böylece yaptıkları tercihi rasyonel kalıplar içinde göstererek ona bir değer acidetmeyi amaçlamı§ gözük-mektedirler.

Referanslar

Benzer Belgeler

九、結核病人的家人需要檢查嗎?

&#34;Almatı'da hapiste yatmaya başladığımdan beri benden bir kez ifade alındı. Bu sorgulamada Popov, benim ne için hapsedildiğim, kimlerin imza attığı ve ne

The parameters of BL Buck_Boost are set to provide a corrective power factor in the intermittent inductive current mode (DICM). The BL-Buck Boost transformer provides BLDC engine

Bu noktada Loti, metin içi mektupların- da Doğu’nun yaşadığı cinselliği “kirli ve ahlak dışı” olarak Avrupalı çevresine sunarken; bir yandan da Doğu

Isının daha etkin bir şekilde yayılmasını sağlamak için de iletkenlikleri ve yüzey alanları daha büyük olan malzemeler gerekli.. Kullanılabilecek malzemelerden biri karbon

Bugüne kadar inşa edil- miş batırma tüp tüneller arasında en de- rine yapılmış tüneller olan Marmaray tü- nelleri en derin oldukları noktada deniz seviyesinin yaklaşık

Memet Fuat, “Türkiye’de Nâzım Hikmet’i susturmak için cezaevine attıranların bu memleketi onun ölçüleriyle, karşılıksız sevdiklerini sanmıyorum”

Zonaro, Boğaziçinin doyum olmaz güzelliğini, İstanbul’ un tarihî semtlerini, camilerini, çeşmelerini, hamamlarını, toplum yaşamındaki olayları, düğünleri,