• Sonuç bulunamadı

Necatigil ve "Yıldızlara Bakmak"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Necatigil ve "Yıldızlara Bakmak""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

C

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ

<

Düz oyundan çok senaryoyu andıran,

yer ve zaman tanımayan, çok kişili,

bölük-pörçük diyaloglar dizini olan radyo

tiyatrosu kanımca yazın türlerinin en

zorlarındandır. Görsel öğeyi bir anda silip

izleyiciyi

duyma yoluyla sürüklemeye

çalışır, bir ses kıskacı içine alarak düşsel

bir olayın

ortasına

çeker.

Necatig i I,

yüzyılımızın radyo oyunları dalında yetiş­

tirdiği benzeri az görülür ustalardan biridir.

Behçet Necatigil’i anlamak, çağımızın

kentli insanını özümsemekle eşdeğerdedir.

9

Necatigil ve

"Yıldızlara

-YAZAN

B

UGÜN ölümünün 2. yıldönü­

münde andığımız

Behçet Necati-

g il’in şiirlerinin gerilimli duyar­

lılığı radyo oyunlarına da yansır. Düz

oyundan çok senaryoyu andıran, yer ve

zaman tanımayan, çok kişili, bölük-

pörçük diyaloglar dizini olan radyo

tiyatrosu kanımca yazın

türlerinin en zorlarından­

dır.

»

G örsel öğeyi bir anda silip izleyiciyi duym a yoluyla sü rü k ­ lemeye çalışır, bir ses kıskacı içine alarak düşsel bir olayın o rtasın a çeker. İzleyici usunda canlanan sahneyle yüzyüze k ala­ rak olanları sözcüklerden yaşar.

US-DUYGU BİRLİĞİ

N ecatigil, D ylan T hom as gibi, yüzyılım ızın radyo oyunları d a ­ lında y etiştird iğ i benzeri az görülür u stalard a n biridir. Ş iir­ lerinde “ çağın, çağdaş insanın ağırlığını duyduğu baskı ve acılardan” (1) yakınm adan, sız­ lanm adan, ince bir “ stoicism ” (us egemenliğiyle doğa ü stü n lü ­ ğünü savunan inanç) ile söz açan ozan, “ Y ıldızlara B ak m ak ” ra d ­ yo oyunuyla tü r yazarlarının onlarca yıl u ğ raşıp elde edem e­ dikleri bir yetkınÛğe ulaşır. B ire­ yin duygusal evreninin can d a­ nlarına dokunm akla kalm az, "y a şa m ış” bilge kişiler (gözle­ mevi m üdürü, arabacı) aracılı­ ğıyla çağdaş yazının ölçütleri içinde kusursuz denebilecek bir us-duygu birliği gerçekleştirir.

“V aroluş sorunu benlikte do- ruklaştığı an, birey yam tlanam az sorular ü stü n e kurulu yaşam ının yıkılm aya yüz tu ttu ğ u n u d u y a r” (2) der H ollandalI dü şü n ü r A d n ­ an Van K aam . K afka'nın Ka- ufm an’ı (D uruşm a) ve K ...’sı (Şato), G oethe’nin F a u s tu s 'u ile Shakespeare ve H em ingw ay’in neredeyse tü m başkişileri örnek

Bakmak"

Dr.

Jak

DELEON

[B.ü. öğretim üyesi]

gösterilebilir bu sava. Necati- gil’in betim lediği insanlar için sorun, varoluştan öte, kişilik sorunudur. V aroluşçuların y a ra t­ tığı uyum suz, sa y n lık lı kişilerin tersine, bu insanlar insan olduk­ larının bilincinde, yaşam a nüve­ lerinden bağlı, devingen canblar- d ır.U yum s uz tiy atro cu lar ev re - nin y am tlanam az sorular üstüne kurulu olduğunu savunurken, N ecatigil her sorunun b ir yanıtı olm ası gerektiği inancındadır. Böylelikle yazar, kişileri kendile­ rini çevreleyen duvarları, yapay k o ruganlan parçalayıp dış dünya ve doğayla bütünleşm eye zorlar; yitirilm esi zor olm ayan kimi etm enlerden ödün veren insan, yaşadım diyebilecektir.

YOLCU. D aha hızlı, hızlı! V aktim yok fazla.

N ereden gelir N ecatigil’in y a ­ zınsal etkinliği?

K entli gerçeğini gören ve y an sıta n b ir o z a n /y a z a r oluşun­ dan, duygularını, kuşkularını, coşkularını ve düşlerini apaçık y a n sıtm ak tan çekinm eyişinden, varlığını adadığı yazın yaşam ı boyunca in san lara güzeli, do ğ ru ­ yu öğretm eyi am açlam asından.

Ne uçm ayı bilirim , ne gökten h a b erd arım /B ir karış bile fazla

daha

yükselem em y erim d en :/T o p rağ a basm ak için yapılm ış ay a k la rım ,/ T oprak beni daim a çeker e te k ­ lerim den (7).

B ehçet N ecatigil’i anlam ak, çağım ızın kentli insanını özüm se­ mekle eşdeğerdedir.

(1) Behçet Necatigil, Milliyet Sanat Dergisi, 24 aralık 1979, Sayı 349,S. 3.

(2) Adrian Van Kaam, The Demon and the Dove, Pennsylvania: Du­ quesne Üniversity Press, 1967, S. 104 (3) Bahçet Necatigil, Bakmak, İstanbul, de ekim 1965, S19. (4) a. e., S. 20. (5) a .e .,S . 26. (6) a. e., S. 35. (7) a. e., S. 30. Yıldızlara Yayınevi,

Bu işi hem en bu gece b itir­ mem lâzım. Gidecek b aşk a yerler çıkabilir, bakarsın! Ne k ad ar da uzakmış! Hızlı sür, dahahızlı! (3). Yolcu, kentlerin kirli k ap an ın ­ dan yeni k u rta rm ıştır kendini. Açık bir dağ yolunda, dörtnal koşturulan bir arabada, gözlem­ evine doğru yol alm aktadır, o güne dek adlarını hep duyduğu am a hiç görm ediği yıldızlara bakm ak için. Gözlemevi m üdü­ rüyle ta rtışm a y a girişir.

G Ö ZLEM EV İ M Ü DÜ RÜ. F a ­ k a t azizim, sizi içeriye alam am , çok geç! R asathaneyi gezmek istiyorsanız gündüz gelin. A slın­ da, öğretm enleriyle toplu halde gelen öğrencilere açıktır burası.

YOLCU. Sayın ki ben de bir öğrenciyim , öğrenm ek istiy o ­ rum , öğrenm ek zorundayım . F a ­ k a t b aşk a zam an v ak tim yok, geri çevirmeyin beni, yıldızları hemen şim di görm ek istiyorum

(4).

Y aşam ayı s a lt nefes alıp ver­ mek, belirli kalıplar içinde devin­ mekle eş saym ış YOLCU’ya bir ses son zam anlarda yıldızlara b a ­ kıp bakm adığını sorm akta, o güne dek sorgulam adan doğru saydığı tü m değerleri alt-ü st etm ektedir. Tekdüze kentli y aşa­ m ının üretkensizliği dayanılam a- yacak denli ağır basınca da kap ılan ardına dek açarak göz­ lem evinin yolunu tu tm u ş tu r. Gözlemevi m üdürü bu okum uş, yazm ış, am a “ y aşam am ış” kişi­ ye gerçek yıldızların göklerde de­ ğil insanın yüreğinde olduğunu, bu yıldızların kapalı gözle büe görülebildiğini olağanüstü güzel­ likte b ir şiirsellikle anlatır. Yıl­ dızları görebilm ek için önce yalnızlıktan, sonra dereleri, göl­ leri, b ahar şafaklannı, kırlan, denizleri, çölleri, evleri ve sokak­ ları öğrenm ek gerektiğini söyler. G örm üş olmak için değü, d u y ­ m ak için bakm ak gerekir, der; insan isterse basık odalarda da duyabilir bunları, yıldızlar yü re­ ğindeyse eğer.

G Ö ZLEM EV İ M Ü DÜRÜ. Yıl­ dızlara değil de, çiçeklere b a k ­ tın mı deseler ne yapardınız?

YOLCU. (D üşünür) Ne mi yapardım ? Ş ey ... B otanik en s­ titü sü n e giderdim (5).

B ir erm iş sab n y la sü rd ü rü r konuşm asını gözlemevi m üdürü, yaşam yalnız k itap lard an , en sti­ tülerden öğrenilm ez, bunahm ı yaşam tarzı edinen birey soluğu doktor odalarında ahr, yine de kavuşam az sağlığına, çiçeklere bakm ayanlar, onları görm eyen­ ler, yıldızları hiç göremez, yal­ nızca çocuk ellerine sığacak denli büyük olan ateşböceklerini göre­ m eyenlere teleskoplar karan lık ­ ta n öte bir şey gösterem ez.

G Ö ZLEM EV İ M Ü DÜ RÜ, i n ­ san, aylı gecelerde b ir ağaç altında hiç oturm am ışsa, sam an- yollarından gökyüzü kırlarına hiç tırm anm am ışsa, kay an yıldızlara karşı bir dilekte bulunm am ışsa, a ra d a b ir olsun başım göklere kaldırm am ışsa, teleskoplarla bak

huş, ne görebilir ki? (6).

YOLCU. B ağırır, çağırır, te h ­ dit eder, am a boşunadır çabası. Y aşam ında bir an olsun başını kaldırıp yıldızlara bakm am ış, çi­ çekleri aklından bile geçirm em iş bu insan geç kalm ıştır. A rabaya atlayıp uzaklaşırken (kuşkusuz başka dağbaşlarına, b aşka göz­ lemevlerine doğru), haykırışları geceyi doldurur, görem ediği yıl­ dızları zamanı tükenene dek a ra ­ yacaktır.

1945Terden sonra tü m insancıl değerleri sarsılan, savaş sonrası bunalım ı kişiliğinden bir türlü söküp atam am ış, ku rtu lu şu yarı- karanlık bir m istisizm de arayan B atılı oyun yazarlarından kesin çizgilerle ayrılır N ecatigil. lçe- dönüklüğün, bungunluklann varlığını yadsım az, am a bu olum suz etm enlerin yaşam ı yö­ netm esine karşı çıkar, birey bunahyorsa eğer tekdüzelikten, üretkensizlikten, yıldızlara bak ­ ma zam anı geldi de geçiyor dem ektir.

AUDITORS AND CONSULTANTS

A leading accounting and consultancy firm seeks for TRAINEE AUDITORS AND MANAGEMENT CONSUL­ TANTS. Applicants should have BA or MBA in Business Administration, aged 21 - 26. Fluency in written and oral English is essential. Preference will be given to those applicants with practical experience in accounting and systems analysis. Male applicants must have either completed or deferred for 2 years the compulsory military service.

Please write in confidence, enclosing curriculum vitae and a photograph, to

“STAFF” P.K. I l l MeddiyekSy - ISTANBUL Milliyet: 12248

Referanslar

Benzer Belgeler

Böylece oyunun belirli bir bölümünde, oyuncuların davranışlarında (yöntem belirlemeleri açısından) bir durgunluk olur. Böylece taraflar, biri diğerine

Uzay asansörü sayesinde atmosferin dışına çıkarılmak istenen yükler, bir uzay mekiğinin yollanması için gereken enerjinin belki de yüzde biri kadar bir

marşın, kısaca “söz-melodi” veya “güfte- beste” uyuşumu olarak tanımlayabileceğimiz ‘prozodi’ yanılgıları ile dolu oluşu, gerek tek­ nik ve gerekse

Ziyaretçilerin %83’ü, sergiyi gezdikten sonra insan vücudu hakk›nda daha bilgili olduklar›n› söylemifl; %47’si, serginin on- lar› yaflam ve ölüm konusunda

TRT'ye tarihçesi ve yasal açıdan yayın ilkeleri içinde kısaca bak- tıktan sonra şimdi de yıllık genel program planları içinde Radyo Ti- yatrosu Bölümüne bakmakta

İşte, büyük Atatürk'ün sağlığında sık sık uğrayarak dinlendiği, çevresine elleriyle söğüt ve çam ağaçları diktiği •Atatürk Dinlenme Evi»

Wie Frau Melek Lampé mitteilte, handelte es sich bei dem Verbot um eine fal­ sche Auslegung des Korans; jedenfalls aber um ein Versehen, sehr charakteristisch

Bu toplantıya behemal teşrifinizi ve bir konuşma yap­ manızı bilhassa rica ediyoruz. En derin