• Sonuç bulunamadı

Başlık: Atatürk’ün yazdığı “Taktik Meselenin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler” adlı eserin, onun liderlik özellikleri açısından analiziYazar(lar):ÖZLÜ, HüsnüSayı: 48 Sayfa: 815-838 DOI: 10.1501/Tite_0000000347 Yayın Tarihi: 2011 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Atatürk’ün yazdığı “Taktik Meselenin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler” adlı eserin, onun liderlik özellikleri açısından analiziYazar(lar):ÖZLÜ, HüsnüSayı: 48 Sayfa: 815-838 DOI: 10.1501/Tite_0000000347 Yayın Tarihi: 2011 PDF"

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Atatürk’ün Yazdıßı “Taktik Meselenin Çözümü ve

Emirlerin Yazılmasına

ðliğkin Ößütler” Adlı Eserin,

Onun Liderlik Özellikleri Açısından Analizi

Dr. Hüsnü ÖZLÜ

Özet

Mustafa Kemal Atatürk’ün liderlik özellikleri onun ößrencilik yıllarından itibaren elde ettißi kazanımlar ile ortaya çıkmığtır. Okudußu kitaplar ve yazdıßı eserlerde bunu görmek mümkündür. Özellikle askerî konularda yazdıßı eserler onun liderlik vasıflarının en belirgin göstergeleridir. Bu eserler incelendißinde, kendisinin her alanda sahip oldußu ve uygulamalarına yansıttıßı temel deßerleri görüyoruz. ðğte Onun, 1916 yılında kaleme aldıßı “Taktik Meselenin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına ðliğkin Ößütler” adlı eser de bunlardan bir tanesidir. Eserde onun olaylara yaklağımı, tahlili ve nasıl sonuca vardıßını görmekteyiz. Lider bir kiğide bulunan ve eserde ortaya konulan bir çok özellik Onun kiğilißine etki etmiğ ve ileriki yıllarda gerek askerî ve gerekse siyasi hayatına yansımığtır.

Anahtar Kelimeler: Lider, emir, taktik, asker, strateji. Abstract

Mustafa Kemal Atatürk’s leadership properties emerged owing to the qualities he had obtained since the begining of the school years. It is possible to understand this truth by taking a glance to the books he read and masterpieces he wrote. The masterpieces he wrote particulary in military matters are the best indicators of his

(2)

leadership qualities. When those masterpieces are scrutnized, the basic virtues he has in every field and those he reflects to his applications are easily detected. The masterpiece he wrote in 1916 named “The Advices to Solve the Tactical Problems and to Write Decrees” is one of those masterpieces. In the masterpiece, we comphrehend the way he approaches, analyses and concludes the events. Many leadership qualities put forward in this masterpiece affected his personality and transformed his military and political career.

Key Words: leader, Decrees, Tactical, military, strategy.

Giriğ

Lider, olaylardan etkilenmekten çok etkileyen ve toplumu kendi düğünceleri etrafında bütünleğtirip arkasından sürükleyebilen, risk alabilen, ortaya çıkan hataları korkusuzca üstlenebilen, özel nitelikler tağıdıßına inanılan, bunalım dönemlerinde toplumları bunalımdan kurtarabilen, kendi sorumlulußu altında çalığanları güçlendiren, belirli amaca ulağmak için ortak çabayı yöneten kiğidir. Lider, etkiler, deßiğimi düzenler, vizyon ve yeni stratejiler geliğtirir, çalığanların temel ihtiyaçlarını karğılayarak hedefe doßru motive eder, hangi kararların verilip, hangi olayların gerçekleğeceßi üzerinde durur.1 Tüm bunlardaki amaç, istenilen seviyede bağarı elde etmek için fırsat ve ortam yaratmaktır. Lider, öncelikle kendini tanıyan, insan yapısını ve görevini bilen, aynı zamanda problem çözümlemesinde, eßitim planlamasında, gayenin belirlenmesinde etkin olan kiğidir.

Liderlik, önde gitme ve yönetme sanatı olup insanların tavır ve hareketlerine etki yapma, ikna etme, amaç etrafında birleğtirebilme, sevk ve idare edebilme, insan davranığlarını anlama, tahlil etme, önceden kestirme ve kontrol edebilme yeteneklerini kapsar.2 Lider, herkesin hareketsizlik içinde, ne yapacaßını bilmedißi anda, en uygun zamanda, en akılcı çareleri bularak süratle hareket eden ve çözüm üreten kiğidir.3

Lider, topluma öncülük eder, yol gösterir, tutum ve davranığlarıyla örnek olur, bildißi doßruları inançla, ısrarla savunarak kiğilik ve kimlik özellikleriyle üstün nitelikler tağır. Lider olarak kabul gören kiğiler arasında nitelik ve özellik farkları olmakla birlikte temelde bir liderde olması gerektißi düğünülen özellikler; zekâ, cesaret, enerji, hırs, sevgi, dürüstlük, kararlılık, irade, tevazu, dikkat, karizmatik bir kiğilik, zamanlama, etkileyici

1

Hikmet Özdemir; Atatürk’ün Liderlik Sırları, Ankara, 2006, s.11. 2

Askerî Liderlik; Harp Akademileri Komutanlıßı Yayını, ðstanbul, 1984, s.33. 3

Bekir Tünay; “Atatürk ve Liderlik”, C:1, S:2, Atatürk Arağtırma Merkezi Dergisi, Mart 1985, s.561.

(3)

konuğma, çevre ile iliğki ve iletiğim kurabilme, güven, geleceßi görme, stres altında soßukkanlılık, inisiyatif, gerçekçilik, ana amaç ve ana ilkelerden taviz vermeme, genel kültür, mesleki bilgi, ait olunan milletin özelliklerinin tanınması, sorumluluk üstlenme, kiğilere ve alt birimlere yetkileri ile ilgili sorumluluk verme, bütün davranığların birbirleri ile ve çevre ile uyumunun

saßlanması ğeklinde sayılabilir.4 Bu saydıßımız tüm özelliklerin onun

hayatının deßiğik dönemlerinde uygulamalarıyla birlekte görmekteyiz. Dolayısıyla Atatürk’ün liderlik özellikleri kaßıt üzerinde yazılı teorilerden ziyade pratikte uygulamalı olarak karğımıza çıkmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün liderlik özellikleri onun ößrencilik yıllarından itibaren sahip oldußu temel deßerler ile olgunlağmığ ve güçlenmiğtir. Askerî hayatını inceledißimizde yukarıda saydıßımız özelliklerin kendisinde üst düzeyde oldußu ve bu özelliklerin devlet adamı olarak deßerlendirmelerimizde de oldußu görülmektedir. Onun, yetiğtißi çevre, dönemin siyasi ve askeri ortamı, aldıßı eßitim, katıldıßı muharebeler ve elde ettißi birikimler liderlik vasıflarının ana kaynaßıdır.

Klasik liderlik teorilerine göre, temel olarak liderin kiğisel özellikleri ön planda bulunmaktadır. Lider aktif olarak kalabalıßı yönlendirmekte, onlara

ruh ağılamakta, motive etmekte ve ortak amaç etrafında onları organize

etmektedir. Öte yandan halk veya kalabalıklar pasif konumda bulunmakta, olaylara çoßunlukla etkilerinin olmadıßı kabul edilmekte ve güçlü bir figür olarak ortaya çıkan lideri takip ettikleri ileri sürülmektedir.5

Çaßdağ liderlik teorilerine göre ise, liderlißin kiğilerin sadece doßuğtan gelen kiğisel özelliklerinden kaynaklanmadıßı, çoßunlukla insanların karğılıklı etkileğimlerinden doßdußu, farklı sosyal tabakalarda, farklı kiğilerce sergilenebilen yönetsel ve eßitsel yetenekler manzumesinin liderlißi

ğekillendirdißi ileri sürülmektedir.6 Bu kapsamda Mustafa Kemal çok

boyutlu bir liderdir. Gerek klasik liderlik teorisine göre ve gerekse çaßdağ liderlik teoriler kapsamında Mustafa Kemal’in liderlik özelliklerini inceledißimizde ise Mustafa Kemal’in sosyal ve psiko-sosyal liderlik boyutlarının daha ön planda oldußunu görmekteyiz.

4

Suat ðlhan; “Atatürk ve Önderlik”, Atatürkçü Düğünce, Atatürk Arağtırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1992, s.1112.

5

Ingo Wınkler; Contemporary Leadership Theories, Contributions to Management

Science, Springer-Verlag , 2010, s.5.

6

(4)

Mustafa Kemal’in yetiğtißi ve vatana hizmet ettißi zorlu süreç, Türk milleti için var olmakla yok olmanın sınırında yağanılan bir tarih kesitidir.7

Bu süreçte bir asker olarak o, verilen her türlü görevi bağarıyla yerine getirmiğ ve doßal olarak Onun askerî liderlißi, devrin zor ğartlarından etkilenerek güçlenmiğtir.

Mustafa Kemal’in, okul yıllarında ve daha sonra Selanik’te arkadağlarıyla yaptıßı toplantı ve sohbetlerde geleceße ait öngörüleri onun liderlißinin ilk belirtileridir. Mustafa Kemal’in ðvan Manolof’a Meğrutiyetten önce Selanik’te söyledikleri bunun güzel bir örneßidir. “Bir gün gelecek, ben hayal zannettißiniz bütün devrimleri bağaracaßım. Baßlı oldußum millet bana inanacaktır. Düğündüklerim hiçbir demagoji mahsulü deßildir. Bu millet gerçeßi görünce arkasından duraksamadan yürür, dava ußrunda ölmesini bilir. Saltanat yıkılmalıdır. Devlet, yapısı baßdağık bir unsura dayanmalıdır. Din ve devlet birbirinden ayrılmalı,ğarktan benlißimiz sıyrılarak batı uygarlıßına aktarılmalıyız. Kadın ve erkek üzerindeki farklar silinerek yeni bir sosyal düzen kurmalıyız. Batı uygarlıßına girmemize mani olan yazıyı atarak Latin kökünden bir alfabe seçmeli, kılık kıyafetimize kadar her ğeyimizle Garplılara uymalıyız. Emin olunuz ki bunların hepsi bir gün olacaktır.”8

Atatürk’ün çevresini etkileme gücünü askerî okul yıllarından itibaren gördüßümüz gibi, bu özellißine daha sonraki dönemde de bir çok olayda rastlamaktayız. Bunlardan bir tanesi de kaynakalara ğu ğekilde geçmiğtir. “Atatürk Ankara’dan Eskiğehir’e geldißi sırada “Kuvayımilliye” kuvvetlerinin Eskiğehir’e doßru çekilmekte oldußunu görmüğ bunun üzerine hemen onları toplayıp ağaßıdaki konuğmayı yaparak morallerini yükseltmiğtir”. “Sizler kahramansınız, aslanlar gibi dövüğtünüz, çok üstün düğman kuvvetleri karğısında elbette çekileceksiniz. Yeni kuvvetler vereceßim, toplu olacaßız ve düğmanı yeneceßiz.”9

Mustafa Kemal’in askerî okuldaki eßitim-ößretim süreci içinde bağladıßı sürekli okuma ve arağtırma tutkusu ile bilgi birikimini geniğletmiğ ve bunu gelecekte mesleki hayatına en üst düzeyde aktarmığtır. Bu durum onun ileri görüğlülük vasfının nasıl bir altyapı sayesinde oluğtußunu açıkça göstermektedir. O, ößrencilik yıllarından itibaren kendini geliğtirmek ve yetiğtirmek için büyük bir çaba içinde olmuğtur. Bu çabanın sonucu olarak

7

Suat ðlhan; “Atatürk’ün Yetiğtißi Ortam”, C: 2, S:5, Atatürk Arağtırma Merkezi Dergisi, Mart 1986, s.279.

8

Sadi Borak; Bilinmeyen Yönleriyle Atatürk, 2004, s.35. 9

A. Afetinan; Atatürk Hakkında Hatıra ve Belgeler,ðğ Bankası Kültür Yayını, Ankara, 1984, s.32.

(5)

büyük bir birikime, engin bir deneyime, keskin bir izleme, doßru tanımlama, yorumlama ve sonuca ulağma yeteneßine sahip olmuğtur.10

Onun askerlik mesleßine dair okudußu kitaplar arasında yer alan ve Berlin Savağ Akademisi Müdürü General Litzmann tarafından yazılan, (hazırlık ve yönetim- yönetici tarafından eleğtiri müfreze komutanları tarafından hazırlanan rapor) “Subaylar ðçin Seferde Askerlik Hizmetleri Alığtırmaları.”11, ayrıca Jules POIRER tarafından yazılan ”Subay Yüksek Komutanlık ve Onun Rusya’daki Yardımcıları.”12 adlı eserde dikkat çekerek iğaretledißi noktalar ile makaleye konu olan bu eserdeki hususların örtüğtüßü görülmektedir.

Askerlik mesleßine dair okudußu kitaplar arasında yer alan ve General Erich Ludendorff tarafından yazılan, Erkan-ı Harbiyeyi Umumiye tarafından 1925 yılında ðstanbulda basılan “ðdare-i Harb ve Siyaset” (Savağ Yönetimi ve Siyaset) adlı eserin ön sözünde yer alan “milletlerin hayatında hak kuvvet demektir ve her ğeyimiz mensup oldußumuz milletten ibarettir.” ifadesi ile 6. sayfasında geçen “Bir ordunun savağtaki erdemleri ve milliyet ülküsü cepheye gönderilen askerin manevi kudretini oluğturur.”13 ifadesinin altını çizmesi ve iğaretlemesi milletine olan güven ve erdemimi hakkındaki hassasiyetini göstermektedir.

Mustafa Kemal, ößrencilik yıllarından itibaren tüm dikkat ve çalığmasını askerlik üzerine yoßunlağtırmığtır. O, özellikle subayların deßiğen koğullara uygun olarak mesleki bilgilerini artıracak yayınların yapılmasını gerekli görmüğ ve bu doßrultuda çalığmalar yapmığtır. Bu amaçla mesleßinin ilk yıllarından itibaren askerlikle ilgili birikimlerini, askerî içerikli kitaplarda toparlamığtır. Bu eserler; “Takımın Muharebe Talimi”, “Cumalı Ordugâhı”, “Tabiye Tatbikat Seyahati”, “Bölüßün Muharebe Talimi”, “Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl”, “Taktik Tatbikat Gezisi1”, “Talim ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar”, “Birinci Taktik Meselesinin Çözümü”, “Taktik Meselenin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasınaðliğkin Ößütler” adlı eserlerdir.

O, subay ve subaylık hakkında; “subay, kendi emir ve komutası altındaki erler için güvenilir örnektir. Subay, kendi bilim ve yeteneßinden komuta ettißi insanları yararlandırabilmek için, komutası altındaki insanların

10

Suna Kili; Atatürk Devrimi Bir Çaßdağlağma Modeli, Cumhuriyet Yayınları,

ðstanbul, 1998, s. 102. 11

Atatürk’ün Okudußu Kitaplar; C:20, Anıtkabir Derneßi Yayınları, Ankara, 2001,

s.478. 12

A.g.e.; C:21, s.398.

13

(6)

dayanıklılık ve yißitlikleri toplamından fazla bir dayanıklılık ve yißitliße

sahip olmalıdır. ðğte bu yüksek vasıflara sahip olan subaylar, emir

komutalarına emanet edilmiğ olan millet çocuklarının önüne geçip onları

atağe ve ölüme göndermek hak ve yetkisini kendilerinde bulabilirler.”14

diyerek askerlik mesleßinin önemini vurgulamaktadır.

Atatürk, Birinci Dünya Savağı içerisinde ve özellikle de Çanakkale Muharebeleri’nde edindißi tecrübeler ığıßında, taktik meselesinin çözümü ve emirlerin yazılmasına iliğkin önemli hususları bu eserinde notlar halinde kaleme alarak anlatmığtır. Eserde taktik meselesini çözerken nasıl bir yöntem izleneceßini, hangi noktaların göz önünde tutulması gerektißini ve emir verirken nelere dikkat edilmesi gerektißini örneklerle anlatmaktadır. Eserde bahsi geçen hususların bütün subaylar tarafından bilinmesi gerektißine iğaret etmiğ ve okunmasını önermiğ, 16’ncı Kolordu Komutanı olarak verdißi bir emirle de subayların bu tecrübelerden yararlanmasını istemiğtir. Eserin en önemli özelliklerinden bir tanesi de içerißinin günümüzde de güncellißini koruması ve uygulanabilir olmasıdır. Makalede, bu eserde ele alınan konular alt bağlıklar halinde tahlil edilmiğ olup liderlik özelliklerine yansımaları örneklerle verilmiğtir.

Eserin aslı Osmanlıca olup, yedi sayfadır. Matbaa harfleri ile 1916 yılında Edirne Sanayi Mektebi Matbaası’nda basılmığ, eserin birinci bölümünde taktik meselesinin çözümü, ikinci bölümünde ise emirlerin yazılmasına iliğkin ößütler yer almaktadır. Eserin osmanlıca aslı Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı (ATASE) Arğivinde bulunmakta olup, 1989 yılında ilk kez Harp Akademileri Komutanlıßı tarafından basılmığtır. Daha sonra 1990 yılında “Mustafa Kemal Ta’biye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesâyih” ve “Mustafa Kemal Atatürk’ün Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına Dair Ößütler” adları ile Türkçeye çevrilerek ATASE Bağkanlıßı tarafından tekrar basılmığtır.

A- Taktik Meselenin Çözümü ve Atatürk’ün Liderlißi:

Asıl adı “Ta’biye Mes’elesinin Halline Dâir Ba’zı Nesâyih“ olan eserin birinci bölümünü oluğturan taktik meselenin çözümü kısmında ele alınan konular bir kurmay subay vasfı ile hazırlanmığ ve gerek taktik meselenin çözümü ve gerekse taarruz ve savunma teorileri üzerinde detayları ile durulmuğtur.

14

Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt

(7)

Taktik, birliklerin muharebede sevk edilme sanatıdır. Dißer bir ifade ile birliklerin düğman karğısında ve temasında tanzimi, sevk ve idaresi ilim ve sanatıdır. Taktißin mekanı askerî yönden muharebe sahası, dißer yönden uygulama sahasıdır. Strateji ise hedefe ulağmak için gücün hazırlanması, yönlendirilmesi ve kullanılması ilim ve sanatıdır. Strateji siyasetin belirledißi genel harekât tarzlarının gerçekleğtirilmesi için hazırlanan plandır.

Harp Akademilerinden mezun olduktan sonra yaptıßı tüm görevlerde önemli harp tecrübesi kazanan Atatürk, bunu saßlam ve sistemli bir askerî eßitime borçludur. Onun muharebe tecrübesinde; çölde muharebe, gerilla muharebesi, oyalama muharebesi, kıyı savunması, geri çekilme, stratejik savunma, mevzi savunması, karğı taarruz, stratejik taarruz, bağarıdan faydalanma ve takip, gibi tüm genel ve özel muharebe türleri vardır.15

Harbe hazırlanmak maksadıyla, barığ döneminde planlı ya da plansız yapılan tatbikatlarda, taktik meseleler üzerinde detaylı çalığmalar yapılır. Bu tatbikatlar, birlik komutanlarının karar ve hüküm vermek hususunda fikirlerini keğfetme fırsatı vermelidirler. Meseleler, taraf komutanına bizzat görevini ortaya çıkaracak ğekilde çatılarak azami derecede bu görevi yerine getirmeyi saßlamalıdırlar.16 Meselelerin uzun ve ayrıntılı ğekilde yazılı olarak verilmesinden ziyade daha kısa olması tercih edilmelidir.

Meseleler subayların fikir üretmelerine uygun olmalıdır. “Subay, beyan edilen meseledeki durumu çok çabuk olarak anlamalıdır. Bunda ne kadar bağarılı olursa tatbikatın yapılması da o kadar iyi olur.”17 Mesele, tabi ki

genel anlam ve ifadedeki sadelik çerçevesinde deßerlendirilmeye vesile olmaktadır.

a. Meselenin Analizi:

“Dünyada insanların aklına gelen her mantıklığeyin yapılmasına maddi imkan olsa idi, gerçekten bütün dünyanın genel görüntüsü bağka türlü olurdu. Fakat efendiler, insanlar için her ğeyi yapmakta maddî imkan bulunamaz. Nelerin yapılmasının mümkün olabileceßini takdir, ancak genel durumun bütün ağamalarını, bütün ayrıntılarını daima göz önünde tutmaya baßlıdır.”18 sözleri ile Mustafa Kemal, olaylar karğısında genel durumun tüm

detayları ile ele alınarak deßerlendirilmesi gerektißini ifade etmektedir. Bu

15

Suat ðlhan; Harp Yönetimi ve Atatürk, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Arağtırma Merkezi, Ankara, 1970, s.3.

16

Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Arğivi; Atatürk Koleksiyonu (ATAZB) , K:45, G:1, B: 1az.

17

ATAZB; K:45, G:1, B: 1bb.

18

(8)

sözler yazdıßı eserin meselenin analizi bölümünde yer alan ğu ifadeler ile tamamen örtüğmekte ve onun liderlik vasıflarına yansımaktadır.

“Bir taktik meseleyi çözmek için her ğeyden önce, meseleyi sakin kafayla, bağtan sona kadar birkaç defa okumalıdır.

Buna ayrılacak birkaç dakikalık zaman sayesinde önemli noktaları unutmak tehlikesi giderilmiğ olur.

Meseleyi bu ğekilde okuduktan sonra, iki tarafın durumu tam olarak akla yerleğir.

Önemli bilgilerin altı kırmızı, mavi kalemlerle çizilerek ve birlikler harita üzerinde iğaretlenerek bu konu kolaylağtırılır.

Durum tam olarak kavrandıktan sonra sıra, o durumun muhakeme ve deßerlendirilmesine gelir.

ðğte bu muhakemenin sonucunda kesin karar ortaya çıkar.

Tereddütleri gidermek ve doßru karar verebilmek için düğünceleri sıralamalı ve düzene koymalıdır.”19

b. Zamanlama:

“Bir iği zamansız yapmak, o iği bağarısızlıßa ußratmak olur.”20 sözleri Mazhar Müfit Kansu’nun Atatürkle beraber oldußu süreçte aralarında geçen konuğmalardan alınmığtır. Bu sözden de anlağıldıßı üzere o attıßı adımlarda zamanlamaya büyük önem vermektedir. Aceleci kararlar vermeyip, olayları detaylı bir ğekilde tahlil ederek kararlılık içinde hareket etmiğtir. Bu anlayığ onun en temel liderlik özelliklerinden biridir. Yine eserde geçen ğu cümleler bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.

“Aceleci davranarak, daha bağlangıçta akla gelen ilk kararı kabul edip de sonra onu çeğitli sebeplerle akla uygun göstermeye çalığmamalıdır. Eßer böyle yapılırsa yetersiz bir karar alınmığ olur ve o karardan vazgeçmek çok zor olur.

Bir meselenin çözümünde nasıl bir muhakeme yapılması gerektißi hakkında farklı taktikçiler tarafından farklı yöntemler önerilir.

19

Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına ðliğkin Ößütler;

Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2011, s.5. 20

Mazhar Müfit Kansu; Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, C.II, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1966, s.235.

(9)

Bu yöntemlerin çoßunda mümkün olan bütün durumların dikkatle, bütün ayrıntılarıyla incelenmesi önerilir. Bu tarzı o kadar uygulanabilir bulmadım.”21

c. Ana Amaç ve ðlkelere Baßlılık:

“En iyi yöntem, ağaßıdaki birkaç kısa soru etrafında düğünceleri toplamaktır:

1. Görev ve durumun gerektirdißi önlemler (Hareket tarzları) nelerdir?

2. Düğman bu tedbirleri almamızı nasıl önleyebilir?

3. Düğmanı kendi isteßimize göre harekete zorlayabilmek ve onun amacına ulağmasına engel olabilmek için neler yapabiliriz?

Bu soruya cevap vermek için, tarafların kuvveti, bu kuvvetlerin tertiplenmesi, arazi, her iki tarafın ulağım hatları göz önüne alınarak olası durumlar ortaya çıkarılmalıdır.

4. Alınacak ilk önlemler için karar!

Görülüyor ki meselenin çözümüne görev ve durumdan bağlanıyor. Genellikle alığılageldißi üzere düğmanın olası amaçlarından bağlamayı önermem.

Bunun tek amacı, kararımızı düğmanın amaçlarına baßlı

bırakmamaktır.

Amacı belli ve kesin olan, onu elde etmek için bütün kuvvetini kullanan kimse; düğmanın amaç ve önlemlerine göre harekâtını kararlağtırmaya çalığan kimseden manen üstündür.

Düğman kuvvetlerine göre kesin karar alınmasını beklemek, genellikle, önemli bir zaman kaybı demektir.

Muharebeden önce ve hatta genellikle muharebeden sonra bile düğman kuvveti hakkında çok az kesin bilgi elde edilir.”22

Onun yazdıßı bir bağka eser olan “Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl”de bu konuyu ğu ğekilde belirtmektedir.

“Muharebe için düğmanı ordugâhımızda beklemek olmaz, onu uzaktan karğılamak en iyisidir. Düğman az ise yetiğebilenlerimiz onu

21

Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasınaðliğkin Ößütler; s.5.

22

(10)

durdurur veya püskürtür. Çok ise bütün çarpığanlar yetiğinceye kadar düğmana ateğ açarak onun hareketini aßırlağtırır ve gerekirse geri çekiliriz . Fakat ileri gitmek, beklemekten iyidir. Hiçbir ğey yapamazsak

düğmanı görür, kuvvetini anlar, meraktan kurtuluruz.”23 Bu sözlerin

uygulamalarına biz Çanakkale Muharebelerinde tanık olmaktayız.

Atatürk’ün ileri görüğlülüßü ile zamanlama uyumuna verilecek pek çok örnek vardır. Onun mütareke dönemine ait ğu anektodu buna güzel bir örnektir. Ülkenin geleceßine yönelik umutların tükendißi, aydınlar arasında

Amerikan mandası, ðngiliz mandası tartığmalarının yapıldıßı, umudunu

yitirmiğ, çıkığ noktası göremeyen insanların üzerine ölü topraßı serpildißi bir dönemdir. Dönemin gazeteleri düğüncelerine deßer verdikleri kiğilerle söyleğiler yapmakta, görüğlerini alarak yayımlamaktadır. Bu çerçevede Alemdar gazetesinin yazarlarından Refii Cevat (Ulunay) 4 Ğubat 1919 tarihinde Mustafa Kemal Pağa ile Ğiğli’deki evinde bir görüğme yapar. Görüğmenin bir bölümünde Pağa, vatanın kurtuluğu için: “Bugün herhangi bir teğkilatçı Anadolu’ya geçer de milleti silâhlı bir direniğe hazırlarsa bu yurt kurtarılabilir.” saptamasında bulunur. Refii Cevat’ın “Pağam Ulusal

Direniğ, güzel; ama neyle? Hangi askerle, hangi silahla, hangi parayla?

Maalesef pağam, kupkuru bir çölden farksız oldu bu güzel vatanımız.”

demesi üzerine Mustafa Kemal Pağa: “Çölden bir hayat çıkarmak lazımdır. Çöl sanılan bu âlemde saklı ve kuvvetli hayat vardır. O, Türk milletidir. Eksik olan ğey teğkilattır. Bu teğkilat organize edilebilirse vatan da, millet de

kurtulur” 24 cevabını verecektir. Refii Cevat, matbaaya dönerken bu

düğünceleri “deli saçması” olarak nitelendirecektir. Gazeteci arkadağlarının neler konuğtuklarını sorması üzerine, pağanın söylediklerini iletecek ve “Bu deli deßil zır deliymiğ.” diyecektir. Çok sonraları anılarını gazeteci Sadi Borak’a anlatırken “O günlerde, o ğartlar içinde ðstiklal Mücadelesi’ne atılıp Türkiye’yi kurtarmaktan söz edenlere karğı herkes benim gibi düğünürdü. O

günlerde böyle düğünen Tek Adam oydu; Tek Adam”25 deßerlendirmesini

yapacaktır. Bu anektod; Atatürk’ün Millî Mücadele yıllarında daha bağından itibaren amacının belli oldußu ve her türlü zorluk karğısında ana ilkelerinden taviz vermeyeceßini ortaya koymaktadır. Yazmığ oldußu eserinde belirttißi konular belki salt askerî harekât konuları gibi görülse de burada bahsettißi temel ilkelerin Onun tüm yağantısına ve liderlik özelliklerine yansıdıßını görmekteyiz.

23

Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl ; 2010, s.34.

24

Yunus Nadi; Ankara’nınðlk Günleri, Sel Yayınları, ðstanbul, 1955, s. 96.

25

Sadi Borak; Ata ve ðstanbul, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları, ðstanbul,

(11)

d. Taktik Meselenin Çözümünde Taarruz:

Mustafa Kemal’in askerlik anlayığına bakıldıßında, mümtaz bir subay olarak komutanlıßın ve liderlißin önemli uygulamalarının onun ğahsında toplandıßını görürüz. Komutanlık bir askerî sevk ve idare sanatıdır. Komutan ise; bilgisiyle ileri görüğlülüßüyle, cesaretiyle, iradesiyle, adaletiyle, tutum ve davranığlarıyla, birlißine örnek olan ve sahip çıkan, onu en kritik anlarda dahi peğinden sürükleyerek bu sanatı uygulayan kiğidir. Komutanlık liderlißin askerlikteki kalıplağmığ ğeklidir.26 Bu baßlamda Mustafa Kemal, komutanlıßın daima en üst noktalarına ulağmığ bir liderdir. Bunun örneklerini, sadece onun askerlik hayatında deßil, siyasi, sosyal ve kültürel tüm alanlarda görmekteyiz.

Eserin birinci bölümünde ele alınan taktik meselenin çözümünde

taarruz konusunda kavramları ğu ğekilde ortaya koymakta fayda vardır.

Stratejik taarruz; düğmanın savağa devam imkanının ya da isteßini kırmak amacını güden büyük ölçüde bir taarruzdur. Stratejik taarruz kuvvetleri, insiyatifi elegeçirmek suretiyle düğmanı kendisi için elveriğli muharebe koğullarına zorlar. Bu çeğit taarruzun son hedefi, düğmanın hayati önemdeki bölgelerini ele geçirmektir.

Stratejik savunma ise vatan topraklarının bütününü korumak maksadıyla yurdun hududlarından itibaren savunulması, harekâtın geliğmesine göre kaybedilen vatan topraklarının ele geçirilmesi, ve gerektißi takdirde sınır ötesi harekâtın yapılmasıdır.

“Stratejik savunma, aslında kesin bir yöntem deßildir ve hiçbir zaman olamaz. Çünkü burada bir savunmadan çok saldırı zamanının gelmesini bekleyen bir taarruz demek isteniyor.Bazen çok yakında görülen tehlikeler,bir ulusun karğı koymaya olan direncini artırmaya sebep olabilir. 1808-1812 tarihleri arasında ðspanya’da, 1812’de Almanya, Sedan yenilgisinden sonra, 1870’te Fransızlar aynen bunun gibi hareket etmiğlerdi.”27

Mustafa Kemal 1924 yılında ðzmir’de yaptıßı ğu konuğmada taarruzun önemine iğaret etmektedir. “Kesin sonuç daima taarruzla alınır. Ancak savunma ile de yerine getirilen birçok görev vardır. Bu noktada bütün arkadağlarımın dikkatlerini bir noktaya çekmek isterim. Kesin sonuç, istenilen zaman gelmeden önce, gerçek ve ciddi taarruz zamanından önce birliklerin muharebe güçlerini azaltmaktan, sayısını eksiltmekten kaçınmak

26

Nusret Baycan; Atatürk ve Askerlik Sanatı, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 1985, s.29.

27

(12)

lazımdır. Bunun için taarruz, savunma, oyalama muharebesi ve kesin muharebenin nitelißi, uygulanacaßı zaman ve durumun seçilmesi konusunda arkadağların zaten var olan kendine güvenleri korunmalıdır. Buna teorik ve pratik iğlerimizde çok dikkat etmeliyiz. Bir de alınan görev ile yapılacak askerî faaliyetin ciddi bir iliğkisi vardır. Bunun için görev verenlerin, görev alanların kullanacakları araçların, uygulanacak askeri faaliyetlerin belirlenmesinde tereddüde düğmelerine neden olmamaları gerekir. Amacın açık olarak belirtilmesi çok önemlidir.”28 Bu sözlerin uygulamalarını biz Büyük Taarruz ve Bağkomutan Meydan Muharebesinde açıkça görmekteyiz.

Eserde ele alındıßı üzere, taarruz ya da savunmaya karar vermeden önce karğı tarafın durumunu çok iyi tahlil etmek ve amacını anlamak gerekmektedir. Aksi takdirde bağarısızlık kaçınılmaz olur. Bu konu eserde ğu ifadelerle açıklıßa kavuğmaktadır.

“Arıburnu ve Anafartalar’da yapılan muharebelerde aldıßım raporların hiçbirinde düğmanın kuvvetinin doßru olarak anlağılabilmiğ oldußuna rastlamadım.

Bu sebeple;

Taarruz etmek mi lazım?

Savunmaya mı karar vermek uygun? Muharebeden kaçınmak mı gerekli?

Bu konularda düğmanın tahmin edilen kuvvetinden çok, görev ve durum karar verdirir.

Düğmanın amacını anlamak, en azından görevimizin yerine getirilmesini zorlağtıran niyetlerini anlamak için büyük bir dikkatle çalığmak gereklidir.

ðlgisi olmayan, olası herhangi bir durumun olmayacaßını kanıtlamak için uzun uzadıya tartığmak tamamen gereksizdir.

Düğmanın mümkün olan planlarını ortaya çıkarmak için en iyi yöntem, kendini düğmanın yerine koymak ve onun bakığ açısından meseleyi çözmektir. Buna ayrılacak zaman, elde edilecek çıkarı tamamıyla karğılar.

Akıllı bir düğman ki biz taktik meselelerinde düğmanı en iyi taktikçi ve kesin kararlı (oldußunu) kabule mecburuz kesinlikle bizim en az istedißimiz

28

(13)

ğeyi yapar. Bir de unutulmamalıdır ki düğman hareket ve faaliyetten yoksun deßildir.”29

Atatürk’ün okudußu kitaplar arasında yer alan ve Albay Kont YORCK DE WARTENBURG tarafından yazılan ve Paris L:BAUDOIN askerî kitabevinde basılan “Ordu Komutanı Napolyon” adlı eserin 76. sayfasında yazılı olan “Askerî sanatta siperlerin gerisinde kalanın yenildißi bir kuraldır.” cümlesinin altını renkli kalemle çizerek iğaret koyması onun bu konudaki hassasiyetini göstermektedir30.

e. Arazinin Tahlili:

Hayatının önemli bir bölümünü savağ meydanlarında geçirmiğ ve cepheden cepheye koğmuğ bir lider olarak Mustafa Kemal, ordunun bel kemißini oluğturan subayların iyi bir eßitimden geçmelerini, savağta ve barığta her zaman güçlü, olgun, kuvvetli ve kararlı olmaları gerektißini düğünmüğ ve bunu ğu sözler ile dile getirmiğtir. “Harp sanatının amacı, olgunlußun en üst noktasında ve en kuvvetli olmaktan ibarettir.”31

Mustafa Kemal 1911 yılında 5’inci Kolordu Harekât Ğube Müdürü iken yazdıßı “Taktik Tatbikat Gezisi I” adlı eserinde subayların arazide yetiğtirilmesinin önemini vurgulamaktadır.32 Eserde ayrıca barığ zamanında tatbikatlarda arazinin tahlilini yapmayı en ince detayları ile ößrenilmesi gereßi belirtilmiğ olup bunun önemi ğu ğekilde açıklamığtır.

“Araziye gelince; araziye her zaman gerçek deßerini vermek gereklidir. Arazinin, düğmanın hedeflerini sınırladıßını kabul etmektense aksine düğmanın arazinin olanaklarından yararlanmasına ve zorluklarını yenerek amacını gerçekleğtirmesine yardımcı olacaßını kabul etmek lazımdır. Kocaçimen silsilesinin denize bakan yalçın kayalı yamaçlarında dökülen kanları hatırlamak, bu gerçeßi kabul etmek için yeterlidir.

Bir de kararlarımızda, mevzilere kayıtsızğartsız baßlı olmamalıyız. Sırf topoßrafya ğartları uygun oldußu için, bir mevziyi seçmek ve orada, belirsiz bir ğekilde düğmanı beklemek hiçbir zaman doßru deßildir.

Düğünmeli ki hareket hâlindeki bir düğmana karğı bunun önemi kalmaz.

29

Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasınaðliğkin Ößütler; s.7.

30

Atatürk’ün Okudußu Kitaplar; C:23, s.351.

31

Birinci Taktik Meselesinin Çözümü, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt

Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2011, s.27. 32

Taktik Tatbikat Gezisi I, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2011, s.2.

(14)

Napolyon kendi zaferlerini, her ğeyden önce düğman üzerine dikkatini toplamasına ve hasmının yenilgisini de, onun araziye çok önem vermesine baßlar.

Moltke bundan dolayı demiğtirki:

“Keğif raporlarından, doßrudan doßruya hedefe ulağmak için yararlı olan noktalar çıkarılmalıdır.”

“ðki tarafın ulağım hatlarının incelenmesinde bir taarruz doßrultusunun seçimine dikkat etmelidir. Burada stratejik düğünceler ikinci derecede kalır. Herğeyden önce taktik bağarının saßlanması gereklidir.

Birlik ne kadar büyük olursa, komutan o oranda durumu kapsamlı bir ğekilde deßerlendirmeye zorunludur. Ancak bu sayede her anda ve her durumda her türlü deßiğiklißi yapabilir.

Unutmamalıdır ki, her çözüm ğekli her ğeyden önce çözenin özel yeteneklerine baßlıdır. ðyi bir sonuç, çeğitli araçlarla elde edilebilir.

Ancak bir taktik meselesi çözerken, tamamen sonuçtan uzak bir çözüm ğekli ile boğuna zaman harcanmamalıdır.

Çözüm ğekli her hâlde taktik açıdan saßlam düğüncelerin varlıßını gösterebilsin.”33

B- Emirlerin Yazılmasınaðliğkin Ößütler ve Atatürk’ün Liderlißi:

O, askerlik hayatı boyunca hemen her kademede görev yapmığ tecrübeli bir komutandır. Komutanlık ise bir bütündür. Yetki ve sorumlulukta ortak kabul etmeyen, yaratıcı bir sanattır. Kiğisel niteliklere ek olarak birtakım genel nitelikler ister. Bunlar, üst olmak içgüdüsü, komutanlık istek ve arzusu, karar verme ve tehlikelerin üstesinden gelme cesareti, esere inanç, kırmadan itaat ettirmeyi saßlayan gidiğ, berrak bir görüğ, denlilik, vb. gibi hususları da içermektedir.34 Mustafa Kemal’in askerlik hayatına bakıldıßında görülecektir ki onun komutanlık ve askerlik anlayığında disiplinin ayrı bir önemi vardır. Ancak bu anlayığ bilgi ile saßlandıßında anlam kazanmaktadır. Bilgisiz disiplinin yarar saßlamayacaßını belirterek, insanların sevk ve idaresini askerlik anlayığında bir sanat olarak deßerlendirmiğ ve bunu ğu sözleri ile ortaya koymuğtur. “Askerlik, sadece yazığma iğlerini yürütme deßil, insanların sevk ve idaresi sanatıdır.” ðnsanlar ancak emeller ve düğünceler kendilerine benimsetilerek sevk ve idare edilebilirler. Dünyayı

33

Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasınaðliğkin Ößütler; s.8.

34

(15)

istedißi gibi kullanan güç, düğünce ve bu düğünceleri tanıyan ve yayan kimselerdir.”35

Mustafa Kemal’in 1897 Türk Yunan Savağı ile ilgili tuttußu notlarda; “Karargâhın emrini, ister iyi ister kötü yerine getirmeye çalığmalı ve yapmaya gayret etmelidir. ðtaat ve birliktelik lazımdır.” notları yazılıdır.36 Atatürk’ün bu not defterinde, Osmanlı ve Yunan ordularının bu savağta icra ettißi harekâtı ayrıntılı olarak anlatmığ, tarafların yaptıßı hataları ve buna yönelik tenkit ve eleğtirileri açıklamığtır. Ayrıca muharebenin her safhasını mesele tarzında ortaya koymuğ ve durum muhakemeleri sonucunda uygulanması gereken hareket tarzını belirtmiğtir. Yine bu notlar içerisinde “Yunan karargâhlarında harp esnasında deßiğik fikirlerin ortaya çıktıßı örneklerle anlatılmakta ve alınan kararların açık ve anlağılır olmadıßı ve bundan dolayı da emirlerin tam olarak yerine getirilmedißi belirtilmektedir.

a. Emirlerin Yazılması:

Onun bir bağka özellißi ise her sözünün her davranığının astlarında tesir uyandırabilmesidir. Bunu bir örnekle açıklayalım: “Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl” adlı eserindeki ğu bölüm, tam olarak bu hususu anlatmaktadır. “Zabit ve Kumandan’ın ikinci bölümü çok önemli. Subay, kalp kazanacak,

güven kazanacak ve arkasına alacaßı insanları manevi güçlerini takviye

edecek… Bu bölümün bağından sonuna kadar pek çok güzel sözü okuduktan sonra; “Askerlik, iğleri çevirme (idare-i maslahat) deßil, insanların sevk ve idaresi sanatıdır.” tanımına dönüp “ðnsanlar nasıl sevk ve idare edilir?” diye kendime sordum. Bu soruya karğılık, senin açıkladıßın cevapları hatırlarken sanki bir düğünürün ğu sözlerini de iğitir gibi oluyorum: “ðnsanlar ancak emelleri, fikirleri somut hale getirildißinde sevk ve idare edilirler.”37 Bu

sözlerden de anlağıldıßı üzere, Mustafa Kemal mücadelesinin her döneminde sevk ve idare ettißi maiyetinin ruhlarına inmesini bilmiğ ve onları kalben kazanarak yönlendirme yoluna gitmiğtir. Yani o astlarını çok iyi tanımanın verdißi güçle onları büyük ideallere yöneltebilmiğtir. Örneßin; Yarbay Mustafa Kemal Çanakkale Savağları sırasında, Conkbayırı’nda çekilmekte olan askerlere ”Neden çekiliyorsunuz?” diye sordußunda ve “Cephanemiz kalmadı” cevabını aldıßında, “Düğmandan kaçılmaz! Düğmanla savağılır! Cephaneniz yoksa süngünüz var!” diyerek bütün erlere süngü taktırmığ ve mevzilendirmiğti.38 Harbin dönüm noktalarından biri olan bu olayda onun en

35

Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl; 2010, s.25.

36

Atatürk’ün Not Defterleri; C:4, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt

Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2005, s.38. 37

Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl; 2010, s.25.

38

Nusret Baycan, Muzaffer Erendil; Askerî Yönüyle Atatürk, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Atatürk Serisi, Ankara, 1981, s.32.

(16)

ileride görev yapan bir komutan olarak “olaylara yön veren kiğilißini“ görmekteyiz.39

Onun, sevk ve idaresinde emirlerin verilmesi ve uygulanması en önemli hususlardan biridir. Bu konuda eserinde emirlerin yazılma esaslarığu ğekilde belirlemiğ ve bu esaslar onun liderlik vasıflarına etki etmiğtir.

“Emirler, kısa, açık, kesin ve emri alanın yetenek ve bilgisiyle orantılı olmalıdır.

1. Kısa: Çok uzun emirler onları alanları sıkar ve yerine getirilmesinde gevğekliße neden olur.

Bir emirde fazla ayrıntıya girilirse asıl noktalar çok çabuk kaybedilir. Bir de emirlerde olaßan konulardan söz edilmemelidir. Örneßin, “Süvari keğfe devam edecektir” gibi. Çünkü, bunun zorunlu olarak yapılması gereken bir hizmet oldußunun bilinmesi lazımdır.

2. Açık: Bilindißi gibi, bir emirde terimler bile anlağılmaz olursa, o emir her zaman yanlığ yorumlanır. Anlağılır olmayan, abartılı terimler -ki emri uygulanamaz duruma getirir-büyük sakıncalar doßurur.

3. Kesin: Emir veren ne istedißini tam olarak biliyorsa kesin emirler verir. Böyle emirler hızlı bir ğekilde yerine getirilir.”40

“Bir emirde ilk önce göz önünde bulundurulacak özellik, o emrin uygulanabilir olmasıdır.

Bu konuda, gerçekten tahmin edilenin üstünde yanlığ yapılır.

Bundan kaçınabilmek için bir emir verilirken o emrin, astın bulundußu durum içinde nasıl uygulanabileceßi kendi kendine sorulmalıdır.

ðğte bu ğekilde uygulanması mümkün olmayan noktalar net olarak ortaya çıkar.

Bir karar almak için nasıl ki düğmanın ne düğündüßünü tahmin etmek gerekli ise, bir emir verilirken de emir veren kendini astın yerine koymalıdır.” 41

O; “Taarruz ve hücumda kıtaların sevk ve idaresinin kontrol altında tutulması sırasıyla, bütün kıta komutanlarının emirlerinin ve nüfuzunun etkili olmasıyla ve bu da askerin her an kontrol altında

39

Baycan; Atatürk ve Askerlik Sanatı, s.30. 40

Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasınaðliğkin Ößütler; s.11.

41

(17)

tutulması ile mümkündür.”42 sözleri ile emirlerin bağarıdaki etkisini anlatmaktadır.

4 Ekim 1922 tarihinde Mecliste “Büyük Zafer” hakkında yaptıßı konuğmada emir konusunu Türk subayının bir namus meselesi olarak deßerlendirdißini ğu sözleri ile ifade etmiğtir. “Ordumuzdaki subay ve yüksek komuta heyeti birbirlerine karğı büyük bir sevgiyle, hürmetle emniyet ve güvenle baßlıdır ve üstten aldıkları emri bir namus meselesi gibi kabul ederek ifa ederler.43

b. Yazılan Emirin Kapsamı:

Onun en önemli eseri olan Nutuk’ta geçen, “Komutanlar, emir vermiğ olmak için emir vermezler. Gerekli, uygulanabilir olan hususları emrederler. Emir verirken, kendini, o, emri yerine getirecek olanların yerine koymak ve emrin nasıl yerine getirilip uygulanacaßını düğünmek ve bilmek gerekir.”44 sözleri ile emrin kapsamı ve uygulanabilir olması gerektißini ifade etmektedir.

Eserde geçen “Emirlerin, astın amaca ulağmak için kendilißinden hareket edebilmek üzere bilmesi gereken maddelerin tümünü kapsaması ve

bundan bağka bir ğey içermemesi genel kuraldır.” ifadeleri ile emrin

mutlaka amaca hizmet etmesi gerektißi belirtilmektedir. Bu husus onun lider olarak popilizmden uzak durdußunun göstergesidir.

c. Emir ve Kararlılık:

Mustafa Kemal’in liderlik özelliklerinden biri de kararlılıßıdır. ðstanbul üzerine sevk edilecek olan orduya Hareket Ordusu ismini veren Kurmay Yüzbağı Mustafa Kemal, aynı gün Hareket Ordusu Komutanı Hüseyin Hüsnü Pağa ve Kurmay Yüzbağı Mustafa Kemal tarafından kaleme alınan beyanname kararlılıßın en önemli göstergesi olarak karğımıza çıkmaktadır.45

Onun kararlılıßına ait bir bağka örnek; Kütahya Eskiğehir Muharebeleri’nden sonra yıpranan orduyu Sakarya Nehri’nin doßusuna çekmek için verdißi emirdir. “Orduyu Eskiğehir kuzey ve güneyinde topladıktan sonra, düğman ordusu ile araya büyük bir mesafe koymak lazımdır ki; ordunun düzenleme ve takviye olanaßı bulunabilsin. Bunun için,

42

Mustafa Kemal Atatürk; Arıburnu Muharebeleri Raporu, Yay. Haz. Uluß ðßdemir, Ankara, 1986, s. 86.

43

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri; s. 366.

44

Mustafa Kemal Atatürk; Nutuk, AKDTYK., Atatürk Arağtırma Merkezi, Yay. Haz. Prof.Dr. Zeynep Korkmaz, Ankara, 2000, s.502.

45

Zekeriya Türkmen; Hareket Ordusu ve Kurmay Yüzbağı Mustafa Kemal,

(18)

Sakarya’nın doßusuna kadar çekilmek gereklidir. Bu hareket tarzının en büyük sakıncası, Eskiğehir gibi önemli ğehirlerimizi ve çok miktarda araziyi düğmana bırakmaktan dolayı kamuoyunda meydana gelecek moral sarsıntısıdır. Fakat az zamanda bu sakıncalar kendilißinden ortadan kalkmığ olacaktır. Askerlißin gereßini durmaksızın uygulayalım. Dißer sakıncalara

karğı koyarız.”46 diyerek en zor ğartlarda bile kararını uygulamakta

çekinmemiğtir. Bu ve buna benzer pek çok olay göstermiğtir ki o; mevcut ğartlar dikkate alındıßında gerekli oldußuna inandıßı kararı, sonuçları ne olursa olsun uygulamığtır.

Mustafa Kemal’in Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti ve Temsil Kurulu adına Meclisi Meb’usan Riyaseti Celilesine 14.01.1920

tarihli çektißi telgraf47, Temsil Kurulu adına, 3ncü Kolordu Komutanı

olarak, Sivas’tan 13.12.1919 tarihinde Bursa’da 56’ncı Tümen Komutanı

Bekir Sami Bey’e çektißi telgraf,48 onun kararlılıßının yazılarına ve

mesajlarına yansımasını gösteren örneklerdir.

15 Mayıs 1921 tarihinde cepheleri denetleyerek Ankara’ya dönen Mustafa Kemal Pağa Hakimiyet-i Milliye Gazetesi muhabirine verdißi beyanatta izlenimlerini aktararak Türk ordusunun kararlılıßını ğu ğekilde

anlatmığtır. “Yunanlılar bir süreden beri yeni bir saldırıda

bulunacaklarından söz ediyorlar. Önce iki kez ğanslarını deneyen Yunanlılar, ğanslarını bir kere daha denerler mi denemezler mi bilemem. Fakat biz o ğekilde hazırız. Millî ordunun hazırlıßı kusursuz, manevi gücü yüksek ve kararlılıßı her zamankinden kuvvetlidir.” diyerek mesleki hayatının her döneminde kararlılıßın önemine iğaret etmiğtir.49

Zamanlama ve kararlılık konusu ile ilgili olarak, “Herhangi bir zorluk önünde kaldıßım zaman benim yaptıßım iğ ğudur. Vaziyeti iyice belirlemek, sonra bu vaziyet karğısında alınacak tedbirin ne oldußuna karar vermek. Bu kararı bir kere verdikten sonra artık acaba yapayım mı yapmayayım mı diye tereddüt etmek, tereddütsüz kararı uygulamak! Ve bağaracaßıma inanarak uygulamak.”50 sözleri ile daha 1916 yılında kaleme aldıßı eserinde belirttißi ğu ifadeler ile tam olarak örtüğtüßünü görmekteyiz.

“Yarım kararlar, eksik önlemler her zaman tehlikelidir. Bu yüzden emir veren muharebe ğeklini ve amacını tamamıyla kararlağtırmalı; vereceßi emirde açıkça bir taarruz muharebesi mi veya oyalama muharabesi mi

46

Baycan, Erendil; a.g.e., s.89. 47

ATAZB; K:19, G: 1336-3-1 B: 15-20.

48

ATAZB; K:19, G: 1336-3-1 B: 15-58:60

49

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri; s.230.

50

(19)

yapılacak, yoksa ciddî bir hareketten sakınılacak mı, ya da kesin sonuçlu bir muharebeye mi giriğilecek bildirmesi gerekir.

Ünlü bir taktikçi bu konuda ğöyle diyor:

“Durmak istiyorsan saßlam dur. Yürümek istiyorsan çabuk yürü!” Amacı tam olarak belirlemeden muharebe yapılmaz. Muharebe sırasında da amacı göz önünden asla uzak tutmamak gerekir.

Emirlerde bir dereceye kadar kesinlikle belirlenmesi mümkün olmayan ğeylerden bahsedilmez. Yani olasılıklar üzerine emir verilmez. Eßer verilirse:

Birbirine ters düğen emirler verilmesine yol açılır.

Bir de gerçekleğmesi kesin olmayan varsayımları büyütmemelidir. Bundan bağka: “Mümkün oldußu kadar duruma göre hareket ediniz, düğmanı oyalayınız!” gibi belirsiz ifadelerden kaçınılmalıdır. Çünkü bu çeğit ifadeler, üst rütbelilerin kararsızlıßını örtmekten bağka bir ğeye yaramaz.

Sonra, öteden beri çoßunlukla kullanılan “Düğmanın hareketine karğı koyunuz!” ifadesini de öteki ğüpheli ifadelere ekleyiniz.

Görülüyor ki, ğunların kesinlikle bilinmesi ve bildirilmesi gerekir: Taarruz etmek mi lazım?

Savunma mı? Yoksa,

Muharebeden kaçınmak mı?

Yok eßer durum tamamen belirginleğmemiğ ise mümkün olan her olasılıßa karğı hareket edebilecek bir hâlde bulunmak gerekir.

Örneßin: “Falan ğeyin mümkün oldußu kadar ğiddetle, mümkün oldußu kadar çabuk, olabildißince..” terimleriyle yerine getirilmesi istenilen emirler kötü bir etki yapmaktan bağka bir iğe yaramaz.

Çünkü, ğüphesiz ki, bütün emirler aksi emredilmedikçe serî bir ğekilde yerine getirilir.

Bir de muharebe emirlerinde: “Falan ğeyi yapmak uygundur!” demek büsbütün faydasızdır.

Verilen emirlerin gerekçeleri söylenmemelidir. Bu, komutanın etkisini azaltmaktan bağka bir ğeye yaramaz.

(20)

Geri çekilme emirleri, birlißin güvenini sarsıntıya ußratır. Fakat komutan bu durumda da uygulayacaßı tedbirleri önceden belirler.

Bağarı haberlerini birliklere ulağtırmak onların moralini yükseltir. Fakat bağarısızlık haberlerine gelince, onları bildirmekten kaçınmak daha uygun olur.”51

d. Emri Alanın Yetenek ve Bilgisi:

Karizmatik liderlik teorisi, lideri takip eden grubun dönüğüm ve deßiğim süreci üzerine yoßunlağmaktadır. Bu süreç vizyonel ve hedef odaklı olmalıdır. Liderin davranığ ve yağam modeli gruba bu vizyonel çerçeveyi sunmalıdır. Bu teoriye göre liderlik geleceße ait yeni ufuklar sunmalı ve lider yağantısı ile grubu bu yönde motive etmelidir.52

Atatürk bir liderde olması gereken bütün özelliklere sahip olmakla birlikte, çok yönlü kiğilißi onun liderlik vasfının ğekillenmesinde en önemli etken olmuğtur. Onun liderlißi her büyük taktisyen gibi, kimlerle birlikte oldußuna, çevrenin ve durumun koğullarına göre tutum deßiğtirebilen, farklı karar mekanizmaları ve biçimleri kullanabilen bir liderlik modeli karakteristikleri göstermektedir. Bu aslında Mustafa Kemal’in pragmatist yönünü ifade etmektedir.

Onun, “Komutanlar kıtalarının moral durumlarını bizzat içlerine girmek suretiyle anlamalı. Bu ğekilde daha güvenle emir verilebilir. Üst rütbedekiler emirlerinde olanlarla konuğmalı, serbest söz söylemeye alığtırılmalı. Bu tutum faydalı ve gereklidir.”53 sözleri askerî

bir anlayığ olmakla beraber daha sonraki siyasi ve sosyal yönleri çerçevesinde ve özellikle de toplumsal devrimleri gerçekleğtirirken toplumun nabzını daima elinde tutması ve toplumu anlaması bağka bir ifadeyle, devrimleri gerçekleğtirirken toplumu saf dığı etmeyip, bilakis onlardan ilham alarak devrimler gerçekleğtirmesi bunun en güzel örneßidir.54

Onun toplumla bütünleğmesinin ilk örnekleri askerî liderlißi sırasında astları ile bütünleğmesi ve onlara güvenerek, sorumluluk vermesi ve bu doßrultuda emirler yayımlaması özelllißi ilede örtüğmektedir. Eserde yer

alanğu ifadelerde bunu görmek mümkündür.

51

Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasınaðliğkin Ößütler; s.13.

52

Ingo; a.g.e., s.31. 53

A. Afetinan; Mustafa Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları, Ankara, 1983, s. 22. 54

Emre Kongar; Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk, Remzi Kitabevi, 2005,s.205.

(21)

“ðyi yetiğmiğ astlarla iğ görüldüßü zaman, onlara sadece elde edilmesi istenilen maksadı söylemek ve uygulamada alınacak önlemleri onlara bırakmak yeterlidir. Bunun nedeni:

Birincisi: Onların hareket özgürlüßünü kısıtlamamak,

ðkincisi: Genellikle ayrıntıların tamamı sadece arazi üzerinde, iğin bağında kavranır. Emrin veriliğ zamanı ile emrin anlağılmasına kadar geçen süre içinde durum deßiğebilir.

Bir de, acil durumların gerektirdißi ayrıcalıklı durumlar dığında, astların hak ve yetkilerini gasb etmekten sakınılmalıdır.

Astı, rahat bir ğekilde harekette serbest bırakmak, ya emirdeki maksadı kaybettirir, ya da bütün sorumlulußu asta yüklemekten bağka bir ğeye yaramaz. Hâlbuki, “Bir birlik komutanının birinci görevi, gerekli emirleri vermek ve iğlerin oluğunu tesadüfe bırakmamaktır.”

Düğmana, kendimize, maksada iliğkin asta verilecek bilgiler, kendi görevinin yerine getirilmesinde durum deßiğse bile bir karar alınmasına yetecek kadar olmalıdır.

Önemli bir nokta daha! Komutan kendi kararlarını, planlarını emirde büyük bir özenle bildirmelidir. Çünkü bağarısızlık durumunda eleğtiriye ußrar.

Örneßin: “Düğmanı kovacaßım.” demektense, bencillikten kaçınarak, “Düğmana taarruz edeceßim.” demeyi tercih etmelidir.

Aynı sebepten dolayı emredilen görevi, bağarıyla yerine getireceßi kesin olmadıkça tebliß etmemelidir.”55

Sonuç

Lider toplumu yönlendiren ve topluma dinamizm getiren itici bir güçtür. Toplumlar liderleri ile bütünleğtiklerinde tehlikeleri ortadan kaldırarak büyürler ve geliğirler. Mustafa Kemal Atatürk, liderlik özellikleriyle siyasal ve sosyo-kültürel sahada Türkiye’nin radikal dönüğümünü gerçekleğtirmiğtir. Bu dönüğüm daha önceden uygulanmığ yöntemleri uygulamayan ve yeni kaynaklar ortaya koyan bir liderin eseridir. Doßuğtan getirdißi kiğisel liderlißinin yanında ortamsal liderlißi ve de etkileğim liderlik modellerine sahip olan Mustafa Kemal, vizyon sahibi, becerikli, yaratıcı, giriğken, idealist, zihinsel ve bedensel enerjiye sahip,

55

(22)

bilgili ve tecrübe birikimi olan, soyut düğünme yeteneßi geliğmiğ, ikna yeteneßi olan etkili bir liderdir.

Mustafa Kemal’in iyi bir kurmay subay olarak yetiğmesinin ötesinde, ülkenin geleceßini düğünen ve planlayan bir devrimci ve aydın, ulusunun baßımsızlıßı için verilen mücadelenin lideri, her alanda çaßdağlağmaya yönelik bir devrimin planlayıcısı ve uygulayıcısı olmasını saßlayan en öenmli etken, onun okul sıralarından bağlayarak ömrünün sonuna kadar eksilmeyen okuma tutkusudur. Bu tutkuda onun yalnızca eline aldıßı sayfaları okuyup tüketen biri deßil kendisinin okuduklarını deßerlendiren, onları daha önce okudukları ile bütünleğtirip senteze ulağabilen ve zekâsını eßiten bir düğünür oldußu dikkat çekmektedir. 56 Ayrıca o, yağamı boyunca bilginin otorite oldußu düğüncesinden hareket etmiğ, sürekli bir ößrenme çabası içinde olmuğ, ößrendiklerinden hareketle yeni bilgilere ulağmaya çalığmığtır. Bu birikimini doßru ve gerçekçi analizlerle uygulamalarına yansıtmığtır.

Tarihe yön veren liderler incelendißinde, askerlik mesleßinin inceliklerini çok iyi bilen ve üstün komutanlık vasıflarına sahip olan ğahısların ön plana çıktıßı görülmektedir. Kuğkusuz bunda, askerî ve devlet yönetiminin 21’nci yüzyıla kadar iç içe geçmiğ olmasının etkisi büyüktür. Atatürk, askerlik ve devlet adamlıßını ğahsında kusursuz bir ğekilde birleğtiren ender liderlerdendir. Çünkü dißer liderler ulusu üzerinde nüfuzu artmaya bağladıkça yönetimini bireyselleğtirmiğ ve ülkesinin hükümdarı olmaya çalığmığtır.57ðğte onun bu özellißinde bağlangıçtan itibaren okudußu

kitaplar, yazdıßı eserler etkili olmuğtur. Deßerlendirmeße çalığtıßımız

“Taktik Meselenin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına ðliğkin Ößütler” adlı

eser bunlardan sadece biridir. Bağlangıçta da belirttißimiz gibi daha bir çok askerî alana iliğkin eserlerinin yanında, temel eser olarak ele aldıßımız Nutuk bağlı bağına bir tarihi kaynak olma özellißine sahiptir. Mesleki hayatının her ağamasında topluma ve askerî alana mesajlar veren bu eserler aradan büyük bir zaman dilimi geçmesine raßmen önemini ve özelliklerini korumakta, gelecek kuğaklara rehberlik etmektedir. Öte yandan Mustafa Kemal’i bu kadar farklı kılan keskin zekâsı, karizmatik duruğu ve sezgisel yaklağımları yanında, okuma tutkusu ve bu kazanımları ile ortaya koydußu ve gelecek nesillere ığık tutan eserleridir.

56

Ğerafettin Turan; Atatürk’ün Düğünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düğünürler,

Kitaplar, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1982, s.75.

57

Mehmet Uysal; Atatürk’ün Ordu, Askerlik, Harp ve Sulh Hakkındaki Düğünceleri ve Gençlere Ößütleri, Hak Yayınları, ðstanbul, 1993, s.17.

(23)

KAYNAKÇA

Arğiv Belgeleri:

Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Arğivi; Atatürk Koleksiyonu (ATAZB) ATAZB; K:45, G:1, B: 1az. ATAZB; K:45, G:1, B: 1bb. ATAZB; K:19, G: 1336-3-1 B: 15-20. ATAZB; K:19, G: 1336-3-1 B: 15-58:60 ATAZB, K:44, G:8, B: 8ada. Kitap ve Makaleler:

Afetinan, Ayğe; Atatürk Hakkında Hatıra ve Belgeler, ðğ Bankası Kültür Yayını, Ankara, 1984.

Afetinan, Ayğe; Mustafa Kemal Atatürk’ün Karlsbad Hatıraları, Ankara, 1983.

Askerî Liderlik; Harp Akademileri Komutanlıßı Yayını, ðstanbul, 1984.

Atatürk’ün Not Defterleri; C:4, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt

Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2005.

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri; Atatürk Arağtırma Merkezi, Ankara, 2006.

Atatürk’ün Okudußu Kitaplar; C: 23, Anıtkabir Derneßi Yayınları, Ankara, 2001.

Atatürk, Mustafa Kemal; Arıburnu Muharebeleri Raporu, Yay. Haz. Uluß ðßdemir, Ankara, 1986, s. 86.

Atatürk, Mustafa Kemal; Nutuk, AKDTYK., Atatürk Arağtırma Merkezi, Yay. Haz. Zeynep Korkmaz, Ankara, 2000.

Baycan, Nusret; Atatürk ve Askerlik Sanatı, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 1985.

Baycan, Nusret; Erendil Muzaffer; Askerî Yönüyle Atatürk, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Atatürk Serisi, Ankara, 1981.

Birinci Taktik Meselesinin Çözümü, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt

Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2011.

Borak, Sadi; Ata ve ðstanbul, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yayınları,

ðstanbul, 1983.

(24)

ðlhan, Suat; “Atatürk ve Önderlik”, Atatürkçü Düğünce, Atatürk Arağtırma Merkezi Yayınları, Ankara, 1992.

ðlhan, Suat; “Atatürk’ün Yetiğtißi Ortam”, C:II, S. 5, Atatürk Arağtırma Merkezi Dergisi, Mart 1986.

ðlhan, Suat; Harp Yönetimi ve Atatürk, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Arağtırma Merkezi, Ankara, 1970.

Kansu, Mazhar Müfit; Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, C:II, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1966.

Kili, Suna; Atatürk Devrimi Bir Çaßdağlağma Modeli, Cumhuriyet Yayınları,

ðstanbul, 1998.

Kongar, Emre; Devrim Tarihi ve Toplumbilim Açısından Atatürk, Remzi Kitabevi, 2005.

Nadi, Yunus; Ankara’nınðlk Günleri, Sel Yayınları, ðstanbul, 1955.

Özdemir, Hikmet; Atatürk’ün Liderlik Sırları, Ankara, 2006.

Taktik Meselesinin Çözümü ve Emirlerin Yazılmasına ðliğkin Ößütler;

Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2011.

Taktik Tatbikat Gezisi I, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2011.

Turan, Ğerafettin; Atatürk’ün Düğünce Yapısını Etkileyen Olaylar, Düğünürler,

Kitaplar, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1982.

Tünay, Bekir; “Atatürk ve Liderlik”, C:1, S:2, Atatürk Arağtırma Merkezi Dergisi, Mart 1985.

Türkmen, Zekeriya; Hareket Ordusu ve Kurmay Yüzbağı Mustafa Kemal,

Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bağkanlıßı Yayını, Ankara, 2011. Us, Asım; Gördüklerim, Duyduklarım, Duygularım,ðstanbul, 1964.

Uysal, Mehmet; Atatürk’ün Ordu, Askerlik, Harp ve Sulh Hakkındaki

Düğünceleri ve Gençlere Ößütleri, Hak Yayınları, ðstanbul, 1993.

Wınkler, Ingo; Contemporary Leadership Theories, Contributions to

Management Science, Springer-Verlag , Berlin, 2010.

Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl; Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt

Referanslar

Benzer Belgeler

Postmodern düşüncenin müze anlayışının vurgulandığı bu çalışmada, müze koleksiyonlarından, çağdaş sergi tasarımına, çeşitlilik ve çoğulculuk anlayışından

Geleneksel Mutfak Kültürünün hakim olduğu dönemlerde bitki ve hayvansal besinlerin yetiştirilmesinden, toplanmasına, depolanmasına ve bunlardan yemeklerin hazırlanmasına

Sporcuların seçilmiş fiziksel özelliklerini belirlemek için sırasıyla sprint testleri, esneklik testi, şınav testi, mekik testi, durarak uzun atlama testi,

SDSD incelendiğinde koşudan 30 dk sonra alınan ölçümün 24 saat sonrasına göre (p<0,016) ve 48 saat sonrasına göre (p<0,017) anlamlı olarak düşük

Araştırma sonucunda, futbol hakemlerinin sportmenlik dışı davranışlar anketinden aldıkları puanlara bakıldığında seyirci kaynaklı sportmenlik dışı

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda Öğrenim Gören Genç Kadın ve Erkek Öğrencilerin Kilofobi Düzeylerinin

Son dönemde ortaya çıkan elektronik gelişmeler sporcunun sert vuruşlar yapmadan sadece dokunarak puan alabilmesine imkân sağlamıştır (8). Dolayısıyla, elektronik

Sporcuların; vücut yağ yüzdesi, yağsız vücut kitlesi, deri kıvrım kalınlıkları, üst ve alt ekstremite uzunlukları, çap ve çevre ölçümleri oynadıkları mevkilere