• Sonuç bulunamadı

Başlık: YENİ KONSTİTÜSYON PROBLEMLERİYazar(lar):ARITÜRK, EminCilt: 3 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000420 Yayın Tarihi: 1956 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: YENİ KONSTİTÜSYON PROBLEMLERİYazar(lar):ARITÜRK, EminCilt: 3 Sayı: 1.2 DOI: 10.1501/Vetfak_0000000420 Yayın Tarihi: 1956 PDF"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Veteriner Faıkiilte~i ZootclJmi KiürsÜlS:ü: Prof. Dr. Selahattin BATU

_

..

_---YENİ KONSTİTÜSYON PROBLEMLERİ Emin ARITÜRK

Bir hayvanın dış yapısına yani fenotip:ne -bakar aik:onUn genotipi hakıkında kat'i b:r hüküm vermeye imkan olmadığı artık moderh veraset ilmiyle de anlaşılmış ıbulunmak~adır. - 33. Henüz Mendel'in tanınmadı-ğı, veraset esaslarının ıbilinmediği ve verim kontrollarına hiç önem ve-rilmediğ; devirlerde dahi hayvan ydiştirmesi ve damcltk seçimi hak-kında kullanılan mztodlar mevcu'tu. Amabunlar daih3 çok fel'.otip ve forma istinat eden metodlardJ.

---'-_Hayvanın dış yapılışına bakarwk verilecek bütün hülkümler o hay-vanın .Jronstitüsyonunu değerlendirmek vıeyahut genel yapılı.~ı i1ı2,k,kında bir kanaata vaI"mak demektir.

Bunun için hayvan yetiştiriciLği alanında Uzun yılla;r dış yapı- ile iç bünye (gen sis~emi) arasındaki münasebe'ler aranmış ve iÇ bünyenin dış görünüı~.tene -gİJbivasıflal'la tbelirdiği araştırılarak ıbilgiler elde edilmeye çal1şılma'ktadır.

Bu yolda eski Zootekni okul ve Enstitülerinin meydana getirdiğ'i ve bilıhassa ıkonstitüsıyonun -tarif ve taks:mi üzerinde birçok araştırmalar mevcuttur ki -bunlardan 'bugün dahi faydalanılmruktadır.

Konstitüsyon için, genotip ve gelişme şartları içinde rol oyna:yan fruktörlerin müş'erek neticesidir, d;yebiliriz.

Kronstitüsyon anlamından sıhhat, mukavemet ve her nevi verİmin devamı da anlaşılır. Ayrıca ıkonstitÜısyoniçin birçok .tarifler de mevcut-tur. Bugün ise kons~itüsyon tfilbirinden anlaşılan mana şudur:

Vücudün çevre şartlarına ve bu şartların tenbihlerine, tesirlerine karşı rea'ks:yon kudreti; daha sade :bir deyimle ve pratiik yetiştiricirk ba-kımından Zom'un da (9) ifade et'iği gibi ferdin hastalnk yapan tesirlere karşı da:yanma ve bunlara cevap verme rkudret: dir.

Bir hayvanın konstitüsyonu denilince, onun fiziyolojik funks:yonla-rına- esas teşkil eden hayvanı hücrelerinin anatomik yapısı, kısaca onun bünyesi; aynı zamanda çevre ~;artlarına karşı olan durumu, yani reaksi-yon kabiliyeti kastedilir (2).

(2)

Reaksİyon 'kaibiliyeti, organİzmanın en önemli vasfıdIr ve bu çok mii-hiın bİr. ikarak~er olaraık kabul edilir, Çünkü organİJzmanın yeni iklim topraık, -besleme ve ,bakım şartları gnbi yaıbancı çevrenin ya/bancı tesirle-rine karşı vereceği cevabın şekli, malik olduğu rea!ksi'yon kabiliyetinin derecesİne yani konstitüsyona 'bağlıdır. Bu İç bünyenin muıhit şartlar'yle denge halinde ıbulunması demekltir. Aksi halde organizmanın ölümlÜ mu-hakkaktır. O halde kostitüsyon, irsi bİr ıkarakter taşırnaıktadır ve ayrıca bu yüzden bir ır.k vasfıdır da. Yalnız ırkın ,bü/ün fertlerinde aynı şeki1de ve aynı ıkuvvette olmıyan .bİr ırk vasfıdır. Bakım, besleme ve kullanma şekiBeri de !bu 1mbiliyetİn gelişme ıbasamakları üzerinde çeşitli tesırler yapar.

Or:gani2'lffianındış etıkenIere karşı dayanılkhğı ve yaşama kaıbiliyeti her şeyden önce konstitüsyona ta'bidir. Yukarıda da söylediğimiz 'gibi ba-kım, ,besleme ve kullanma şekilleri 'bunun üzerinde iıkinc.İderecede fakat çok önemli tesir yapar.

Şu halde konstitüsyon hayvanın nesiç te~€lkkülatının ve dış tesirI e-re karşı e-reaksiyon kaıbiliıyetinin ıbir ifadesidir.

Bugünkü konstitüsyon araş~.ırmalan, IkonsUtüsyonun ,gerek irsi ka-biliyetler ve gerekse dış tesirlerle olan ilgisi üzerinde durmaktadırlar. Yalnız burada bilinmesi gereken mühim noktalar vardır.

Acaba konstitüsyon için irsi kabiliyetlerin veyalhut çevrenin işfiraki ne derecededir? Busual maalesef henüz Ikat'ı olarak cevaplandırılama-mıştır. Son yılların konstLtüsyon araştırmaları konstitüsyonun ,birkaç vasfma ait esasları tesbit edebilmiştir. Mesela uzun ömürlülük gibi. Yapı-lan son araştırmalara göre burada irsiyetin iştiraki % 30 dur. Demek ki,

%

70 şi de çevreye aittir (9). Acaba bu tesbit edilen nisbetler ne derece doğrudur? Bunun üzerine yapılan diğer ibiitün araştırmalar, bulunan ıbu nisbetin doğruluğunu göstermektedider. Böylece ıkonstitüsyon üzerinde çevrenin (bilhassa besleme ve babm) bÜJyÜ'k' hir roloynadığı görül-mektedir.

Genel konstitüsyondan ıbaşka ıbir de kısmi kontiti1syondan bahsedilir. Bu hal vücudün her organına ait olabilir. Faraza ciğer konsti.tüsyonu, mi-de ve iç or,ganlar 'konstitüsyonu gibi.

Kısmi konstitüsyonlann heyeti umumiyesi genel konshtüsyonu ya-par.

Beşeri alandaki konstitüsyon araştırmaları hayvan yetiştiriciliği sa-hasından ç~k daha önceki zamanlarda 'başlamıştır. Esasen bu beşeri araş. İlrma:ar Zoo~e~nide de bu türlü ara{tırmaların yapılmasını zorlamı~ tır. Bütün ıbu araştırmalar bize her şeyden önce konstitüsyonun manası ve ta!ksimine 'ait örtülerLn açıklanmasını mümkün kılmaktadır.

(3)

KONSTİTÜSYON

Bunların genetik nÜ'IDtai".rıazanndanen önemlisi 1939 yılında A Kühn 7) tarafından açıklanan taksim ve tariftir. Buna göre canlının heyeti mumiyesi, yani bünyesi konstitüsyon demektir. Onun münferİt vasıfları arşılıklı münasebetler içinde cereyan eder .. Konstitüsyon canlının özel eklinden bütün bedeni ve ruhi verimlerinden, mukavemet ıkudretinden,

astahildara ikarşı durumu ve yaşama kabiliyetinden bahseder.

çevre şartlarında her canlının genel vi1cut yapılışı onun irsi reaksi-on kudreti niE.lbetindeinkişaıf eder. Bu n()1k~ainazar, Ikreaksi-onfitüsyreaksi-onu teş-'1 edenesas iıki unsuru teşhis etmektedir. Bunlardan biri çevre, d'ğeri se irsi yapıdır. Çevrenin genel vücut yaıpılışı üzerindeıki tesiribüyük., ür. Ve çevre şantları gelişmede genlerin tesirini taıhdit edebilirler. Ay-ıea P. Koch (6) da bir irsi ve kazanılmış konstitüsyondan bahsetmek-edir.

A KÜJhn'ün yukarıda ıkaydettiğimiz tariıfinden kons~itüsyonun, oı:;ga., izmanın belli ,bir hayaıt devri içinde meydana geldiğini, anlamaktayız.

Sin;r ve dahili guddeler sistemi, tamamen teşekikül e'İmiş ve faal ise-, er ve hütün hayati hadiselerin idaresini normal bİr tarzda

yürütebili-orlarsa, 'o zaman evciI hayvanlarımızda yukarıda <bahsedilen ikonst:tüs-onun oluş devrine Uıaşılmış demekıtir. Aynı zamanda bu devre, evcil ayvanlarda cinsi olgunluğun ıbaş~aması olaraık da ,kaıbul edilir. Genel larak harici vasıflar için, eğer hayvan kati olarak gelişmeye ulaşmış ve ücut proporsiyonu artık mühim değ~ikliklere uğramıyorsa, o zaman er iki sistemin, yani sinir ve dahili guddeler sisteminin tesirleri, daha eç 'Olaraıkda tezahiir edebilir, başlayalbiUr.

Konstitüsyonun oluş devri, münferit harici vasıflar, dahili organlar, e organ sistemlerinin teşekkülünden (iki bunların cinsiyetle sıkı müna-ebetIeri vardır) sonra da meydana gelebilir (8). Bu bakımdan genç bir.

ayvanda yani henüz gelişmesini iıkmal etmemiş olanlarda dış yapıya ba-raık bir hÜıküm vermeık yalnız ve yalnız tahminden ileri 'gidemez. Yal-ız burada gelişmiş hayvanların daha faz~.abir emniyet telkin eden ema-eler vereceklerini 'belirtmeliyiz.

Uzun müddet yaşıyan ve ıbu müddet zarfında normal yavrular ve-en ve ıhasta~ıklarla çevrve-enin ıbütün değiş:k tesirlerine karşı mukavemet

österen ıbir hayvanın ıkonstitüsyonu, sağlam ve kuvvetli kabul edilir" eyahut lböyle bir hayvan iyi "bir konstitüsyona sahip 'olmak zorundadır.

Konstttüsyon haıkikında bir kanaat sahibi olabilmek ve pratik sahada a faydalanabilmek için konstitüsyonun çeşitli cephelerden taksimi ya-o ıl~ıştır. Bu taksimIere geçmeden önce verimle konstitüsyon arasında a sıkı hir ilginin bulunduğunu belirtmek lazımdır (2). Daha doğrusu ve-im, konstitüsyona tabi bir kabiliyettir. Vaktiyle :beşeri saha için

(4)

nılan konstitüsyon tipleri, hayvancılık alanına Duerst (3) tarafından a tarılmıştır. Bunlar :

1 - Teneffüs tirpi - Typus RespiratoriU'5

Bunlarda 'kuvvetli gelişmiş burun, ,boyun, uzun ve nisbeten kuvvet gelişmi~, ,göğüs, nisbeten küçük karın, uzun ve nigbeten ince, az adale bacaklar görülür (Koşu Hpi gibi).

2 - Hazlffi tipi - Typus D'iges:ivus _ :

Bu tipte kuvvetli gelişmiş çene, kısa ve yağlı boyun, kısa fakat gen derin göğüs, geniş karın, :kısa ve etli art baJCa,k,genel görünüşte ibir g eşeklik mevcuttur (Domuz, koyun ve sığırların etçi tipleri gibi).

3 - Dimaği tip - TypUıs Cerebra1İs - :

Saf olarak bulunmaz. Fakat kafa tasının geniş,alnın yüksek, bed nin kÜÇÜiklüğüveya bacakların incerği ile kendini belli ed?r (muayye köpek ırkları, İspanyol tipi giıbi).

4 - Adali tip - Typus muskularis _ :

Normal gelişmişalın, ;kuvvetli çeneler, geniş boyun, geniş kuvvet göğüs, uzun ve kuvvetli hacaklar, iyi ve sağlam teşekkül etmi~ mafsal1 ,ve çok iyi gelişmiş adaleler (sığırlarda iş tipi, ağır ve sıcak kanlı atlard

iş tipi g~bi).

Dimaği ve adeli tip yukarıda da 'söylediğimiz gıbi saf olarak bulu mayıp diğer iki tiple birlikte karışık 'Olarak bulunur. Dimaği tip teneffO 'si tipte, adeli ,tip hazım tipinde vücut bulur. .

Bundan başka konstitüsyon bir de tı!bobibrukımdan tasnif edilir : 1 - İyi konstitüsyon,

2 - Gevşsık konsti~üsyon, 3 - Zayıf 'konstitüsyon.

Burada ıkonstitüsyon ölçüsü İzafi siklettir. Yani nes:ç ve hücrelerd az b:.r mesafede ne :kadar çok albumin ve madenimadde varsa konstiLü yon o kadar iyidir. Bu metod S. Batu (2) nun eserinde etraflıca izah edi mektedir.

Konstitüsyon ıbunlardan ıba'şka sağlık ba1kımından da tasnif edilir 1 - Sağlam !kc.nsti~üsyon,

2 - Kuvvetli konsİ'i.ıüsyon, 3 - İnce lronstitüsyon.

Bir de yetiştiricilik noıktai nazarından yapılan tasnif vardır ki, ~ur 'da- ıkonsti:tüsyon ~u sınıflara a'ynlır

(5)

KONSTİTÜSYON

2 - Asil k()lIlstitüsy<.XIl, 3 - Ka'ba ikons:itüsyon, 4 - İnce konstitüsyon, 5 - Fazla ince konstitüsyon.

Konstitüsy;on hakkında yapılmış bütün bu tarif ve tasniflerden son-, a konstitÜSY()lIlun,çevre şartlarından ba'kım ve besleme ile olan

münase-et'leri. üzerinde ,biraz duralım.

Konstitüsyon He 'besleme arasında'ki münaseibetler üzerinde zoo,tekni lanında insan hekimliği sahasındaki kadar araştırma ve m~ahedeler

alesef mevcut değildir. Besleme ve :konstitüsyon arasındaki ilgiye ait raştırmaların tarihi 'M. Ö. 400 yılında yaşamış olan Hippokrata kadar zanır. Bu konuda bilhas.sa 1949 yılınd Münih ve Berlinde Lenz Widukind arafından neşredilen <besleme vekonstitüsyon adlı kitaıbın hayvancılık

lanında taşıdığı önem Zorn (9) tarafından takdirle bildirilmeık:edir, Ötedenberi yanlış besleme ile normal kons~itüsyonun kötüleş2ceği e ıbilhassa hayvanların genç yaşlarında tatb:ık edilen fena ve yanlış yem-emenin rbünyeyi zayıfiatacağı ve ,kötüleş:ireceğine inanılır. Bu söz:len

o:

s-emenin konstitü.syon tipine tesir ettiği veya damgasını vurduğu anhş:l.

aktadır. Yani bir edinilmiş konstitüsyon bahis konusudur. Beşer: alan-aıki jçonstitüsyon ara::ıtırma1arı medeniye'; hastalıkları denen illetlerin onradan kazanılmış konstitüsyon olarak yani ma'ksada uygun olmıyan

ir ,beslenme ile meydana geldiğini göstermektedir. Faraza dişlerin kari-esi giıbL,

Zooteknide de -buna benzer müşahedeler vardır. Mesela evciltme has-alıkları, çeşitli ş€:killerde görülen hassasiyetler ve salgın lar için dispo-zisyon halleri bu aradadır. Burada da gayr' ta,bii ,bir beslenmenin miktar ve kalite ha'kımından mevcudiyeti bahis konusudur.

BHindiği gi1bi evdl hayvanlarımızın beslenme ve ba,kımları zamanla daima tabiat:an uzaklaştırılmıştır. Ve yüksek verim vermeye zorlanmış-tır. Nüfusun artmas:.yle hayvani gıdalara !karşı gösterilen yüks€ık talep-ler ayrıca ,bu durum üzerine tesir etmektedir. Faraza 200-300 Kg. ağırlı-ğındaki bir süt ineği 150-200 yıl önce tahminen 400 litre süt verirdi. Bu-gün canlı ağırlık 650 kg., süt ver',mi ise 4000 kg. a varmakta'dır. Domuz bu-gün 6 aylıikken 100 Kg. ve daha fazla gelme'ktedir. Ha~buki esk'den do-muz bu ıkiloyu ancak 2,5 yaşında verebHmekte idi. Yine eskiden domuz yetiştirme işlerinde ancak 1,5 yaşında 'kullanılırdı. Bugün ise 6 aylıkken tenasülü olgunluğa eri~mektedir. Sonra dişi damızlık 'bir domuz, bugün yılda ortalama olarak 15 - 20 yavru verir. Eskiden ancak 7 • 8 yavru

alınabilirdi. Aynı durum keçi ve bilhassa koyunlar için de varittir. Son yıllar zarfında insan, hayvanlardan daha yüJkseıkverimler almayı

(6)

{lrzu etmekted;r. Bunun içinde hayvanın her şeyden evvel konstitüsyo denen s2rmayeye maliık I()lması şarttır. Bu düşünce günün ortaya koy uuğu esaslardandır.

Konstitüsyon bozuklukları ve her türlü bulaşık hastalıklara yaıkalan malar, bize konstitüsyonun islalu üzerinde çalışmamızı İhtar etmekt dir. Konsti.tüsyon bozukluğu yüzünden, faraza evcil hayvanlarımız ara l=nnda[bilhassa sığırlarda ge.niş ölçüde yayılmış bulunan kısırlıklar dola-yısiyle ortalama olarak yalnız süt inekleri arasında %'

30

nispetinde ka-yıplar verilmektedir. Burada ayrıca konstitüsyonun ıslahı bakımından büyütme, yetiştirme, 'besleme, bakım ve iMimam şekillerinde yapılması gerekli ıbirçok islah yollarının mevcut olduğunu belirtmek lazımdır.

İns:m ve hayvan, çeşitli gelişme ve hayat safhaları içinde birçok de-ğişik hassasiyet zamanları gösterirler. Biz, bu zamanlara hassasiyet de-virleri (periyotları) adını vermekteyiz. Ve her şeyden önce geibel'ğin ilk devresi, bilhassa ilk haftası bu devidere dahildir. Bu devrede protein madeni maddeler, ,bilhassa kalk ve fosfora fazla iıhtiyaç vardır. Bu devir-de 'hayvan bilhassa enfeksiyonlara 'kar~ı kuvvetli bir reksiyon göstermek zorundadır.

İkinci hassas devre gebeliğin son ha£tası.dır. Bu devrede fötusun kuv-vetli gelişmesi, anne vÜlCudünün yüksek bir hassasiyet göstermesine se-bep olur. Eğer bu devrelerde anne hayvan çok ,taraflı, ıkuvvetli ve z~gin bir 'beslerneye tabi değ]se o zaman tabiatile hassasiyet daha da

artacak-tır.

Sığır yetiştiriciliğinde, gEbeliğin son zamanlarında mühim 'besleyici unsurları ihtiva eden rasyonların verilmesi arzu edilir ki bu maddeler protein, madeni maddeler ve vitaminlerdir. Bu şekilde tertipedilmiş ras-yonlarla ,beslemeye, hazırlayıcı besleme adı verilir.

Uçüncü hassasiyet devri doğum zamanıdır. Burada ağız dediğ'miz 'Sütte bilhassa vitamin A ,ba,his,konusudur. Ağız sütü, en mühim besleyici maddeleri ihtiva e'.tiğinden yüksek değeri haizdir. Z'orn'a göre (9) ağız sütünd€ vitamin A, normal inek sütünden 10-100defa daha fazladır. Vi-tamin A, gelişen genç organizma için koruyucu madde olarak ilk anlar-da mühim vazifeler görür. O halde ibiz gebeliklerinin ileri devrelerinde bulunan hayvanlara vitaminden, bilhassa A vitamininden zengin gıdalar vermek suretiyle, yavrularının ne~:vünema ,kabiliyetleri üzerinde uygun tesirler elde edebiliriz .. Ayrıca ,bu sure~le çeşitli hastaIrkIanna karşı mu-kavemetlerini artıraıbitiriz. Emzirme zamanı hem genç yavrular ve hem de analar için ,bir hassasiyet devri olarak kabul edilir. Gerçekten ,bu dev-re zarfında ana hayvan, süt için besleyici maddeleri çok sarf eder. Son olarak gençlerde yine bir hassasiyet devresİ vardır ıki bu da anne

(7)

gıda-KONSTİTÜSYON

:sından yabancı gıdaya geçiş anıdır. Yani mer'aya ve d'ğer gıdalara alış-ma devri. Bu hususta yapılan yeni müşa'hede Ve araştıralış-malar, gençlere mümkün olduğu kadar erkenden, anne sütünden başka yabancı ,gıda maddeleri dediğimiz diğer besin maddelerinin verilmesinin çük faydalı i>lduğunu göstermektedir. Mesela danaya anne sütü yanında ot da verJ-melidir. Yukarıda /belirttiğimiz devrelerden başka daha !birçok durumlar hayvanları hassasiyet devrelerine ,götürür. Gayet ta;biidir ki bütün has-talıklar ve Rekaünvalasyon zamanları da birer hassasiyet devresidir. Bü-tün ıbu devreler içinde hayvanın rezistansı ve muafiyet muvazenesi bü-zulur veya azalır. Bundan dülayı beslenme üzerinde yapılmış ilmi ve ha-kiiki müşahedeleri nazarı dikkate almaya ihtiyaç vardır.

Beslenmenin tesirlerini en iyi bir tarzda ve bilhassa döllenmiş veya döllenmemiş cins:.yet hü'crelerinde görmekteyiz: Hammond'a göre (5) di-~i hayvanlarda yumUl'tanın sayısı yalnız yemin miktarına değil, aynı za-manda Ibeslemenin nev'ine de bağlıdır. Burada zengin bir gıda alınması sUIi2!tiyle yu'muıtala'Ilı ıolgunlaışh'ran folUkül hüıimünun kamçılanması bahiskonusudur. Graf follikülünün olgunlaşması fosfor noksanlığı ile in-k:taa uğrar. C. Patow'a .nazaran (8) ,gayri kMi /bir ıbeslenme de çok hafif geçen bir kızgınlığı gerekıtir~r. Bu cinsiyet ikonstitüsyonunun zayıflığı de-mektir. Bu hal, hayvan ahırlarında çok müşahede edilir. Bu bakımdan v:,taminlere, biLhassa Avitaminine ıbüyük bir önem atfedilir" Aynı hal, Vitamin B 12 için de varittir. Son zamanlarda 'bunların ant1biyotiklerle karıştırılarak verildiği görülmektedir.

Hormünların, yumurtanın teşekkülü, olgunlaşması ve. bütün cinsi-yet konstitüsyonu üzerinde hepsinden fazla önem taşıdığı bilinmektedir.' Bugün sperma istihsalinde ve spermamn ıkalitesi üzerinde beslemenin te-siri !hakkında pra,tjık çok bymetli müşahedeler vardır. Bu bilgiler, erkek hayvanların sperma künstitüsyonları hakkında mühim fikirler vermek-tedir. Götze (4) te'k taraflı ıkesif beslemenin sperma miktarına ve kalite-sine gayrı müsait tesir ettiğini, fakat ıbeslemede çok ,taraflı oluşuyla bu gihi gayrı müsai~ tesırlerın izale edilebileceğini bildirmektedir.

Nişaşta IbirimindEıkive çeşitli menşelerden gelen protein ve ıbilhassa amino asitler ve madeni maddelerdeki noksanlıklar, spermatüzoitlerin mukavemetlerini azaltmakta ve erkeklik hormonunun tam teşekkülüne ma-ni olmaktadır. Bu çeşit hormonlar cinsiyet guddelerine gayrı müsait tesir ederler ve aşma neşes'.nin a.zalmasına sebep olurlar. Bu hususta Zem'un (9) kaydettiği tE,k yumurt3.dan .gelen 'ikizler üzerinde yapılmış deneylerden kısaca bahsedelim: 1/4 lük prote:n-nişa değerli bir rasyonla, 1/7 lik protein-nişa değerli olandan daha dayanıklı (% 1 Nacl manlülüne) i;perma ejakulaLı alınmıştır.

(8)

Bu rasyonda kesİf gıda yalnız yulaftan ibarettir. Eğer her hayvana gün:le 4 Kg. kadar kolza hulasası karışınundan verilecek olursa, sperma-mn kautesinin daha da düştüğü tesbit edilmektedir - 'burada sperma lif-Iernin hareketsiz halde kaldığı ayrıca tesbit edilmiştir. - Fakat bu ras-yona az m:ktarda 250-520 g. ıkadar 'kan unu ilave edildikte, cinsi aktivite ve spermanm resistansı ve yaşama süresinin artmalda olduğu derhal te9bi+~di1ir.

Zom (9) D3 vitamini ilave edi1m'ş (Fe, Cu, Mn ve Co),ihtiva eden ras-yonhh çok iyi neticeler alındığını ıbildirme'ktedir. Yaniher eja:kulat da daha fazla sayıda spermazoit alınmış ve bunların resistansı ve ya~:ama müddeti de artmı~tır.

Demek ıki, münferit ,besleyici maddelerin kemmi noksanlığı nasıl tesir ederse aynı madden;n fazlaca verilmesi de aynı şekilde gayri müsait .tesir f:ler. Böylece her iki cinsi.yetin, cinsiyet ve döl verrne

konstitü.syon-ları yukarıda ıbelirtilen ra:::yon misaııeriyle tayin edileb'lir.

Normal cinsİ faaliyetlerin iyi ve doğru bir 'beslemenin barometresi olduğuna dair inanılan görüşler gerçekten doğrudur. Çok değ~rli, biyolo-ji'k evsaflı ve çok taraflı değişiik zengin1ikb~ gıda rasyonlarının terkiple-ri ve bilhassa lb:r Ca-P nisbeti (1:1) ile cinsiyet ve dölverme kons'itüsyo-nu tayin edilebilir. Demekki, doğru bir besleme ile cinsyet arasmda sıkı bir münasebet vardır. Ha'ta bu, genel konstitüsyon öçin dahi bir ölçü ola-bilir. Fakat bu ölçüyü maalesef her hayvan ahırında tesbit edemeyiz.

Hammond (5) domuzlarda yaşama kudretine a~t kurve ile dölverme kurvesinin hemen hemen aynı şekilde seyrettiğini te3bit etm'ştir.

Bugün modern yemlerne ilmi, Zooteknist ile hayvan -besleyiciye en

doğru gıda .karışımlarının nasıl yapılabileceğini en mükemmel bir tarzda göstermek edir. Acaıba Hammond'un da kabul ettiği gibi, dölverimini ar-tırıcı rasyonlar için müşkülpesent ve müşkülpesent olmayan hayvanlar var nudıl'? Bu keyfiyet pek iyi bilinmemektedir. Yalnız böyle hayvanla-rın :bulunabileceğini derhal söyleyebiliriz. Bunun için damızlık seçimin-de ,bu noktaya da aynca çok dikkat ve itina göstermelid:r.

Beslenmenin yumurta, sperma ve dölverme kalbiliyeti üzerindeki te-sirlerinden 'başka, hayvanların gelişmesi üzerinde de mü!him b'r e,tkisi vardır.

Fötüsün 'büyüklüğü v.e yaşama .kabHiyeti, .beslenmenin tarzına çok bağlıdır. Fötal geU~menin son haftalarında yeter derecede ve kıymeti gıdaiyesi yüksek rasyonların ana ve cenin için müsait tesirlerini yukarıda belirtmiştik

(9)

••---~:"":""''''''7:..

,"7::"-:---:----KONSTİTÜSYON

derecede bulunan İneklerde hastalıklara karşı dispozisyonun arttığı ve mukavemetler;nin azaldıği' tesbit edilmektedir (9).

Bugün Amerika ve Hollandadaazami derecede tasarrufa riayet edi-lerek yapılan dana büyütme deneylerinden aşağıdaki neticeler alınmıştır:

Bu deney ve- tecrübeleri Zom ıtarafından (9) 1954 yılında neşredilen bir makaleden aynen aşağıya alıyoruz:

- Tecrübeye alınan danalaragünde 200-100 gram ,tam yağlı süt içi-rilmiştir. Bu miktar deney müddetince 65 litreye haliğ olmuştur. Bu da-nalarda ikinci laktasyondan sonra süt veriminin Ibilhassa arttığı, büyüt-me masraflarının azaldığı, ,barsak ve madde mübadelesi rırlıatsızlıklan-nın hemen yok denecek bir :hale düştüğü ve normal gebeliklerin ar~tığı müşa:hede edilmiştir.

Ayrıca Almanyada da >buna benzer deneyler yapılmıştır. Almanya'da yapılan deneylerle Amerika ve Hollanda'da yapılan deney sonuçları ara-sında farıklar vardır. Almanya'da yapılan deneylerde ırk özelliğinin der-hal kendinigösterdiği tMbi,t edilmiştir.

Deney, Fleckvieh ve Franken ırkından d~i danalar üzerinde yapıl-mıştır. Gaye, kons~itüsyonu kuvvetli, dayanıklı ve yaşama kudretine sa-hip damızlık hayvanlar yetiştirmektir. Bunlara bu ma'ksatla deney müd-detince 400-500 litre kadar tam-yağlı süt içirilmiştir.

Angler ve alçak arazi sığırlarından siyah alacalara ise 100-200 ,litre-den daha az yine tam yağlı süt verilmiştir. Bu suretle danaların sıhhatçe kötüleştikleri ve hatta öldükleri müşahede edilmiştir.

Çeşi~1i besleyici unsurları ihtiva eden yemler, gelişmiş hayvanlarda madde mübadelesİ ve verimlerden başka vücut ağırlığımn artmasına da sebep olur ki \bu da iyi 'bir konstitüsyon kazanmak için müıhim bir fak-tördür. O halde da'ffiızlık hayvanlar için besi kondisyonu bir yana, bun-ların gösterdikleri besi du~umu kuvvetli bir 'konstitüsyon için mühim bir emaredir. .

Besleme baıkımından gıdaların mİ'kt~ının ehemmiyeti vardır. Kuru madde (öz) madde mübadeles:nin gerilemesine sebep olur. Ha-zım organlarını zorlar ve sıhhat ve verim ıkaibiliyetine tesir eder.

Hayvanların fazla yem istekleri ekseriya gaz toplanmasına yani gaz teşekkülüne sebep olur. Haddinden fazla yemleme bilhassa hareketsi~ olarak - Bauer ve Kübitz'in farket~i'kleri g:Jbi - konstitüsyon nev'i ve tiplerini örtebilir. Bunun yetiştirici:lik ,bakımından seleksiyonda hiçb;r ehemmiyeti yoktur. Bilfıkİs :kötü ve zıt ,bir seçime götürebJir.

Buna ait Hanson - Wiad'ın enteresan deneyleri vardır. Hayvanlara, büyütme esnasında nisbeten az besleyici maddeİerin zerki, süt ineklerin-' de ömre elveri~li bir tesir yapmıştır. Fakat yapılan bu türlü müşaıhedele-.81

(A.Ü.Vet. Fak. Dergisi Cilt.

ın

No. 1/2) F.: 6

(10)

rin daıha izaıha muhtaç tarafları vardır. Çünkü burada ,gıda maddelerin-deıki hazmolunamıryan maddelerinde proteinden zengin yeşil gıdalann gençlere verilmesinin de nazarı dikkate alınması lazımdır. Mer'ada ,bu-lunan yüksek verimli süt inelderi için de aynı hal :bahis konusudur.

Gıda kalitesi büyük ölçüde toprağa bağlıdır. İyi ve verimli toprak-lardan yüksek kaliteli tabii yemler istihsal olunur. Böylece yemler Kons-utüsyonun muhafaızası baıkımındanbüyük faydalar sağlamaktadır. Bu-rada dÜşÜlnillenfaydalardan biri, besleyici el€'lTlenHerinmiktarı, diğeri ise henüz daha /kafi derecede ara'Ştırılmamı~ !bulunan ,bu. yemlerin tesir tarzlarıdır.

Burada 'bilhassa yemlerin muhafazası ve saklanma tekniği di,kkati çeker. Yeşi'l gıdalar için çeşitli muhafaza usulleri vardır. Bunlar gıdanın değerini arttmr. Yeşil gıda hayvan yemi olarak ekonomik ıbir ehemmiyet taşır. Mesela çayır ve mer'a otları gibi, ayni ,hasat mahsulleri de bu arada zikredebiliriz. Bunlar çeşitli besleyici tesİre maliktirler. çayır oNan, le-güminl()sa ve hayvanlar tarafındaın yenen diğer otlar ,bu meyandadır.

Bu bahiste, >bilhassa hayvanları devamlı mertada 'bulundurmanın müspet tesirlerini ibelirtmeliyiz. Kışın yem eksikliği - bu kışın uzun sürmesiyle daha da artar. - Kızgınlık ve döl verme münasebetlerine tesir eder. Halbuki baharda devamlı mer'alar bu noksanlıkları sür'atle gidermeıktedir.

Henüz daha .tamamen izah edilememiş ,bir problem de sHaj yemlerle konstitüsyon arasındaki münasebettir. Çok ve yarı kuru silaj otlannm fazla sulu birgevşeklik 'yaptığı müşahede edilememiştir. Yalnız burada dikkat edilmesi .ger~ken noktalar vardır. Silajda uzun müddet kalmış yemleri devamlı olarak hayvanlara vermemek, bilaıkis bunlara ot ve pan-car artıkları gibigıdalar ilave etmek lazımdır.

Ameri'kada umumiyetle silaj yemlerinin laiktasyondan 6 hafta önce verilmemesine çok di1kikatedilir. Sebep de 'bu kaideye dikkat edilmediği takdirde, Sl()nungüç dü.şeceğiveyaıhut içeride kala~ağıdır. Bu da Konsti-ıüsyonelıbir kusur sayılmaktadır.

SiIaj yemlerden başka İspirto ve şarap imali artıklariyle ;bütün ıslak yem artıkları ve şeker pancarı yaprakları da ayni va:k'alara sebep olur. Yem ziraatı ürünleri, çayır ve ımer'a ürünlerine nazaran 'bünyelerin-de daha fazla ve çeşitli /besleyici elementleri ihtiva e'bünyelerin-der.

Onun için ,genelolarak (bir tamamlayıcı yeme ihtiyaç duyulur. Yani yemIemede tek taraflı kalmamak için karışık tel"kiplere müracaat etmek lazımdır. Mesela çayır otları, yonca veya kuru yonca, baklagiller, silaj yemleri, pan~ar vesaİre gibi yemlerle, hatta ç~itli pancar silaj yem

(11)

nev'i-KONST1TüSYON

leri konstitüsyonun muhafaza edilmesi ıbakımından fevkalade önem ta-şırlar. Beslenmede muvaffakıyet için 'gıda terlcibinin önemi büyiilktür.

Çorbalar gevşetid tesir yaparlar. Bundan dolayı çorbaları muayyen zamanlarda mesela doğumda vermek lazımdır.

Besleyici elementlerin nev'i ve miıktarı bir taraftan yumurta ve sper-ma kalitesi üzerine, diğer ,taraftan gebe ve ,gelişen hayvanlar üzerinde çok kıymetli tesirlere malik olduğu deneylerle ispat edilmiştir. Süt inek-leri için Hk yazıda fazla protein hesaplanır. Etçi domuzlar için protein eksikliği büyük zararlar tevlit etmektedir. Bu maksatla :k~ın ikinci ya-rısında domuzlara proteince zengin gıdalar verebilmeık için ibunları daha önceden depo etmeık lazımdır. Gelişmekte olan domuzlara verilen ras-yonlarda protein maddeleri az veya hiç yoksa hayvanların istihaları aza-lır. Aynı zamanda «anın şekilli elementlerinin teşekkülü geriler ve bu-nUn neticesinde yavrular renkli olurlar. Hayvanların muıkavemeHeri de azalır, böylece deri, idrar ve ciğer hastahkları ve karaciğer dejeneras-yonları meydana gelir. Anne domuzlarda protein eksikliği küçük, cılız yavruların meydana gelmesine sebep olur ve az sütlü olurlar.

Sağlam !bir ıkonstitüsyon için veya !böyle bir kıonsUüsyonun geliş-mesi yalnız protein mEktarına değil, kalitesine bağlıdır (Amino asitle-ri gibi).

Domuz yavrularının gelişmesi için amino asitleri, lysin, triptofan ve methionin çok lüzumludur. Şeker ve nişasta azotsuz ekstrakt maddele-rindendir. Bunlar yağgibi hayvanın sıhhati ve reaksiyon kabiliyeti üze-rinde fevkalade mühim tesir gösterirler, bilhassa genç ve damızhk hay-vanların beslenmesinde (gıdanın kuru maddesinin. % 3-4) yağ fevkalade ehemmiyet taşır.

Gıdadan faydalanma yağlı maddeler vasıtasiyle çok kolaylaşır ve hazım da normalleşir.

Domuzlar, prese edilmiş balık unları ile beslendİikleri takdirde zayıf ve ,küçük yavrulara vermektedirler. Çünkü pres e edilmiş balık unlarında B12 vitamini tamamen tahrip olmaktadır.

Hayvanlara uygun nisbetlerde yağlı maddelerin verilmesi, süttelki yağ miktarının artması bakımından bugünkü kanaatler çok çeşitlidir. Ye-tiş'irme bö~.gelerinde süt ineklerinin süHeki yağ miktarlarına yağlı mad-delerin geçici tesir ettiği bilinmektedir. Fakat yağlı maddelerin hayvan-lara uygun ölçülerde verilmesi kuvvetli bir konstitüsyon, muvazeneli bir beslenme ve genel vücut yapısının mukavemet i ıbalkımından lazımdır.

Konstitüsyon üzerinde madeni maddelerin de özel tesirleri vardır. Organizmada uygun miktarlarda fosfor ve yüksek alıkali rezerveleri ko-ruyucu madde olarak büyük vazifeler görürler. Çünkü bunlar asit ve zehirli maddeleri izale ederler.

(12)

Yüksek SÜltve yağ verme kabiliyetine sahip i,nekler, laiktasyonun ilk devresinden kalk ve fosfora fazla ihtiyaç duyarlar.

Acaba bunların yeşil gıdalarla, topraildaki durumu ne merkezdedir? Almanya'da 1952 nin ikinci yarısı ile 1953 ün ilk 6 ayında bu mak-satla yapılan toprak analizlerinden aşağıda:ki neticeler alınmıştır :

'P205 P205 KaH KaH Kalk Kalk Tarlada çayır ve mer'ada Tarlada çayır ve mer'ada Tarlada çayır ve mer'ada

%

40,4 % 57,6

%

31,0 % 46,6

70

38,2 % 43,5

Bu rakamlardan tarlalarla çayır ve mer'alarda !bu maddelerin eksik nisbetlerde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Genel olaTalk bir yerde madeni maddeler eksikliğinden mütevelltt noksanlıklar yani arızalar meydana çıkıyor ve inellder nonnal gebe kala-mıyor ve boğalar dölleyemiyorlarsa buna çok defa hayret edilir.

Bu eksikliklerin giderilmesi için sun'i madeni maddeler karışımı ile yapıian ıbeslenmeler ,gelip geçici bir tesire maliktir. Hiçbir zaman /bu noksanlıkları kökünden gideremez. Ancak bu yardımcı :bir metod ola-. bilirola-.' Bütün bunlardan hayvan yemleri içindeki madeni maddelerin daha

iyi tesire malik oldukları anlaşılıyor. Ve hayvanlar bu ihtiyaçlarını daha ziyade tabii yemlerle gidennektedirler.

Fazla doz.1.arda madeni maddelerin alınması hastalıklar için yüksek

blr disporisyon tevlit edebilir.

Bu zikrettiğimiz haller Fe, Cu, Mn ve Co karışımı için de bahis konu-sudur. Buna karşıltk madeni maddelerin ve Fe, Cu, Mn, Co karışımının . nonnal dozları hayret verici tesirlere maliktir. Amerika'da bang

enfek-sıyonlarına karşı gıdalara bu unsurların ilave edilmesi suretiyle elverişli ve müsbet tesirler elde edileceğine ve aynı zamanda danaların yaşama kudretlerinin artacağına inanılmakladİr. Bu yüzden de bu metod geniş mikyasta tatbik edilir. . .

Bu 'belki muayyen topraklar için tahakkuk edebilir. Burada bilhassa dikkat edilecek nokta' bunların fazla dozlarda verilmesidir. Zira fazla dozlarda verilen Fe, Cu, Co ve Mn karışımla yemler direkt zehirleyid tesire maliktir.

_ Almanya'da bir fa?rika tarafından meydana geLrilen bu maddele-rin ticari preparatlarından -iyi neticeler alınmıştır. Bunun için gıdalara bu tkari dozlardan ilave edilerek verilmesi şayanı tavsiyedir. Domuzla-rmileri geıl:>eliklerindeve emzirme zamanlarında, gıdalarına demir . ve bakırm ilave edilmesiyle de çok uygun neticeler alınmıştır.

(13)

KONSTİTÜSYON

Hayvan beslenmesinde vitaminIere de husus i ,bir yer verilir. İyi ve mükemmel bir rasyon mutlaka vitamin ihtiva etmelidir. Faraza vitamin-Ierden A ve D nin noksanlığı danalarda tÜıberküloza kar~i hassasiyeti ar-tır'maktadır.

VitaminIere sıhhat, gelişme, bilhassa domuz yavrularının iştahl.arı-nın artması bakımından fevkalade bir ehemmiyet atfedilir.

Ticarette bu maksatlar için sayısız vitamin preparatları vardır. Yalnız burada unutulmaması lazım gelen bir nokta dah,a vardır iki bu da vitaminIerden bazılarını~, uzun müddet dayanma 'kabiliyetinin olma-yışıdır, Bu bakımdan cevap verilmesi lazım gelen ,birçok sualler ortada durmaktadır.

Bugün ayrıca anti:biotiklerin hayvan yemlerine karıştırılara'k ved-mesi için de yaygın bir propaganda yapılmaktadır. Halbuki Zorn'a göre burda ciddi bir tehlike mevcuttur.

Bu .görüşe göreantibiıotikler (penisilin, terramicin, aureomicin v.s.) hayvanların yaşama kudretlerini, ;bilhassa sıJhhatlerini artırmaktadır. Ay-rıca ,kalın barsaik florası da artık muzır tesir yapamaz.

Yavrular arasında ölüm azalır ve bilhassa gelişme noksanlıkları ar-tık görülmez.

Amerikalı araştırıcılar, organizmada ciddi enfeksiyonlara sebep olan ba:kteriler üzerinde antibioti<klerin mÜıSbettesir yaptıklarına inanılır. Do-muz yavrularının anne sütü yerine antibiyotiklerle ,büyütülmesi için ya-pılmış deneylerden .bir muvaffa1kıyet elde edilememiştir.

Yemlere antibiotiklerin ilave edilmesiyle artık yemlerde kalite mese-~esi denen bir şeyin kalmıyacağı ileri sürülmüştür. İşte asıl tehlike bura-dadır. Antibiotiklerle hayvanlar ancak şunları kazanaibilir :

Normalolmıyan birsun'i mukavemet.

Anbbiotikerle devamlı besleme, bul~ık hastalıklardan korunulma-sında tesirli olabilir. Fakat biz, bugün' Zootekni bakımından antibiotik-lerin övülen bu şümfıllü tesirantibiotik-lerini şimdilikgeçİci olarak ve ihtiyatla kar-şılamalıyız.

Almanya'da antibiotiıklerİn yaptığı tesirler çok araştırılmıştır. Bu de-ney ve müşahedelere göre kasaplı'k hayvanlar ve bilhassa etçi domuzlarla kanatlıların beslenmesinde ümüslü topraıklardan anfib:o~iklere nazaran daha iyi .ne~iceler sağlanmıştır. Konstitüsyon araştırmalarında, hayvan-ların ,gösterdikleri konstitüsyonel arızalar üzerinde de durulması lazım.: dır. Bu konsutüsyonel arızalar şunlardır: Hayvanlar haricen !kötü kon-stitüsyonludurlar, zayıftırlar, 'kıllar mat, donuk ve küttür. Deri, . adeta deri altına yapışıık g1bidir, Gelişmede tenasüpsüz!ük ve 'buna benzer ku-surlar çok ,görülür. Bunun başlıca sebebi, yemlemede 'kıymet~ibesle!,ici

(14)

unsurların noksan. oluşu veyahut yokluğudur. Faraza çeşitli madem maddeler ve bilhassa Fe, Cu, Mn, Co !karışımındaki eksikliklerle domuz-larda iod n<JIksanlığından vukua gelen arızalar yukarıda ziıkrettiğimiz durumları tevlit ederler. Kanda hemoglobinin teşekkülii için bakır ve demire ihtiyaç vardır. Bunlar aynı zamanda kan için hayati ehemmiy~ti haizdirIer. Bu maddelerin eksi:kliği konstitüsyonel anemi denen noksan-lığın zuıhuruna sebep olur. Demek ki bir konstitüsyonel anemi vak'asın-da ilk defa bu iki maddelerin eksikliğinden şüphelenmelidir. Vak'anın izalesi için rasyona ibu maddelerin ilavesi kafidir, veyahut toprağın bu bakımdan islahı lazımdır. Kobalt eksikliği içİn de ayni hareket tarzı ta-kip edilir. Bu her sığır için yılda 1 gr. Kobalt sulfat olaraik hesaplanarak yeme karıştırılır. Böylece Kobalt'ın eksikliğinden doğan arızalar tama-men giderildiği görülfu.

Konstitüsyonel anemi ve arızaları, iptidai ır.klar arasında pek o kadar dikkati çe'kmediği müşahede edilmektedir. Çünkü yerli, yani iptidaı ırk-lar, diğer ırkıara bilhassa kültür ırkıarına nazarangıdalarakarşı daha az hassastırlar.

Konstitüsyon ile gıdadan faydalanma kaıbiliyeti arasında ne gibi bir münasebet vardır? Bu konu henüz gereği gibi araştırılmamıştır. Fakat sıhhatli bir organizmanın gıdadan faydalanma kabiliyeti, sıhhatsizlere nazaran daıha fazla olduğunu ıbiliyoruz. Yani hasta hayvanların sağ-lam1ara nazaran gıda~arı daıha fena temsil ettiklerini günılük tecrübel'eri-mizde de müşahede etmekteyiz.

Hayvanların ikonstitüsyon ve sıhhatleri He diet arasında sıkı ıbir mü-nasebetin hulunduğu söylenir., Son zamanlarda ,bu konu üzerinde ehem-miyetle durulduğunu ayrıca müşahede etmekteyiz.

Besleme vekGnstitüsyon münasebetlerine gelince :

Bir defa yüksek verimlere ulaşma'k için, gıda kıymeti yüksek olan besin maddelerine ve ayrıca anne hayvanlarda cenin için buna lüzum duyulur. Böyle bir beslenme aynı zamanda neşvünema konstitÜısYO'Il içinde gereklidir.

Yetiştirmede vukua gelen arıza ve zarar lar ve infeıktion hastalıkları y~sek verimler yoluyla husule gelmezler, bilaıkis rasyıondaki tertip ve terkip derecesiyle meydana çrkma'ktadırlar, çün!kü hayvarnlar bes.-leyici elementler noksan veya çok azsa o zaman kendi vücutlarından bazı maddeleri sarfetmek zorundadırlar. Bunun neticesinde de çevre şartları-na karşı. reaksiyon gösterme kabiliyetleri azalacaık ve çabuk hasta ola-caklardır.

Yüksek verimlerin konstitüsyon üzerinde ,gayri müsait tesir ettikleri düşüncesi de mübalağalıdır.

(15)

KONSTiTÜSYON

Yüksek verimli hayvanların çeşitli gıda ve besin iıhtiyaçları yalnız hazır yemlerle değil, aynı zamanda da tabii yemlerle de giderilemez. Burada yine mutlaka ilave yem maddelerine İhtiyaç vardır.

O halde yeni gör~lere göre, konstitooyon ve verim problemi her şeyden önce bir besleme meselesidir. Demek ki iyi ve is~betli bir besleme ile verimlerin devamı, uzun ömürlülük gibi ekonomik vasıfların kaza-nılması mümkün olacaktır.

Ayrıca ıba'kımla ıkonstitüsyon arasında da sıkı hir ilgi vardır. Nor-mal .bakımh hayvanların konstitüsyonlarının, 'kötü ve fena bakımh hay-vanlara nazaran daha iyi olduğu yetiştiriciler tarafından da farkedil-miştir. Konstitüsyon bakımından gen yapısı iyi fakat bakımla konst'tüs-yonları kötüleşmiş hayvanların ,tekrar iyi bir ;bakımla eski hallerini aldıkları deneylerle müşaıhede edilmiş~ir. Buna rağmen hayvanlarUllızm baıkımıuzun yıllar yine ihmal edilmiştir. Başka ıbir dey:mle hayvanları-mız normal bakımdan uzaklaşmışlardır.

Siğır yetiştiriciliğinde Falke, domuzculukda Hösch taıbii bakırnın biLhassa mer'a ba'kımının konstitüsyon üzerindeki müsbet tesirlerine dikkati çekerler.

Konstitüsyon muhafazası ve islahı için her ~eyden önce iklime bi1-yük ehemmiyet atfedilir. İklim ve ikllm değişikliklerine göre sağlam ve-yahut hassas, yaşama kudretiyüksek veyahut zayıf hayvanların mey-dana geldiğini bnmekteyiz. Bu, 'kısmen, hayvan ır'klarının ve ırklar için-de münferit fertlerin, iklime uyma kabiliyetlerinin çeşitli derecelerde buunduğu manasına da gelmektedir. Belki çeşitli hastalıklar karşısında ırkların ve ırklar içindeıki fertlerin muhtelif rezistanslar göstermeleri de bununla ilgilidir. Faraza tüberküloz, hang ve mastitis gibi hastalıklara karşı hayvanların gösterdikleri mukavemet derecelerinin değ:şikliği gi-'bi. İklimle 'konstitüsyon tipleri arasında ıbir ilgi mevcuttur. Kuru iklim, ince ve kuru görünüşlü organlara malik hayvanların mesela çöl Arap atı gi:bi, ıkeza ıslak iklim, daha 'kaba görünüşlü hayvanların meydana gel-mesine sebep olurlar. Hollanda soğuk kanlı atları giıbi. Burada dahi bes-lenmenin tesirleri görülür ve kesif yemler rol oynama'ktadırlar.

Dış j'klim şartları yanında bir de iç :iklim denen ahır ikliminden bah-sedelim: Bu, hayvanların konstitüsyonları üzerinde yıllar Zarfında nahoş tesirler icra etmiştir.

Ahır ikliminde her şeyden önce ahır ısısı düşünülmelidir. Son 10 yıl i~inde yapılan tetkikler, hayvanların ahırda çok sıcak olarak bulundurul-duğunu ortaya ıkoymuştur. Buna da insanların kendi yaşayışlarını örnek olarak almaları sebep olmuştur. Halbuki hayvanlar kendilerini soğuğa karşı 'kalın bir deri ve ıkesif ibir 'kıl örtüsü ile 'korurlar.'

(16)

Son yılların araştırmaları süt İnekleri İçİn ahırda vasatİ olarak 12-14 derecenİn yeter derece olduğunu göstermiştir. Yapılan bazı en son araş-tırmalar ise süt inekleri için ahır sıcaklığımn (O) sıfır derecede !bulunma-sının mahzuru olmadığını göstermiştir. Bunun için daha çok sayıda ilmi deneylere İhtiyaç vardır.

Genç danaların ahırda ,bulundurulmaları da çok mühimdir. Bunlar açıık hava ahırları denen ahırlarda büyütülmelidirler. Ve buralarda bun-lar iç;n serbest hareket mahalleri mevcuttur. Bunlardan başka gençler açık ahırın hususiyetIerine eflkendena1ışmış olacaklardır, Bu şekilde'ki bir bakımın vücut gelişmesine, kanın ,terkİlbine sıhha~ ve konstitüsyona nasıl tesir ettiği grup'ta yapılan bir deneyle açıklanmıştır.

Açık hava ahırlarının hayat süresine tesir etmedikleri falkat kapalı ahırlarda kalanlara nazaran son 'kaburga ,kemikleri üzerindeki derilerin 1,5 mm. 'kalınlaştığı tesbit edilmiştir. Açık hava ahırlariyle kapalı ahır-ların sıcaklıkları arasında fark vardır. Açık ahırlarda sığırlar için dış sı. Calkhk kışları (1. Kanundan 15 Nisana kadar) en yiiksek sıca'klık vasati

+

0,5 derecedir. Günlük değişme

+

19,6 ila - 17,2 derece arasındadır. Açık ahırda dahili sühunet vasati olarak

+

4,2 (+ 20,5 ila - 11,10) derecedir. Kapalıahırda ise dahHi sıcaklık vasati

+

20,0 derecedir.

Aç~k hava ahırlarında kalan hayvanlardan histion konjunktivum da kahnlaşmış ve kıllar uzamıştır,

Büyüme ve vücut uzunluğu bakımından her iki ahırtipinde bulun-durulan hayvanlar arasında hemen hiçbir fark tesbit edilememiştir. Yal-nız aç~k havada kalanların 'konstitüsyonlarının biraz daha iyHeştiği

mü-şahede edilmiştir. ([

Bral1nscthw~jg kon9ti~üsyon ,araştırma enstitüsünün 'çalış:ma;larına göre, dar göğüslü sığırlara nazaran geniş göğüslü olanlarda kronik organ tüberkülozu vak'aları oldukça az vukubulmaiktadır.

Aynı yemlerne ile inciklerin açık havada yaşayan hayv81llarda % 3.4 daha kalınlaştığı' 'Ciaayrıca tesbit edilmi~,tir.

Kaİı muayenesinde: Hemoglobin sayısı açık havada kalanlarda, ka-palı ahırda kalanlara nazaran % 31, eirtrosit % 21,2, leukosit sayısı ise % 27,2 daha fazla teşekıkül etmiştir. Sedimantasyon kapalı ahırdakilerde aç-ııklara nazaran % 27 nisbetinde ve daha az süratli olarak teşekkül et-mekted:r. Canlı ağırlık, açık ahırlarda 'bulunanlardan % 13,5 nisbetinde artmı:tır. Soğuksebebiyle her hangi bir zarar ve hastahk da tesbit edi-lememiştir.

Son zamanlara kadar evcil hayvanların soğuk karşısında mukavemet-lerinin azalacağı ve tersine olarak sıcak karşısında müsait tesirlerin vu-kuagele~eği:ne inandırd •.

(17)

KONSTİTÜSYON

Açık havalardan kuvvetli konsUtüsyondan başka iş tasarrufu, iyi gübre, normal ,gebeli'k ve normal gebe kalmalar, 'kolay doğum ve bunla-ra benzer diğer faydalar sağlanma,ktadır.

Bakıma, toprak ve hava şartlarının da dahil olduğunu zikretmeliyiz. Bazı müşahedelere göre, hayvanlarda toprakla ilgili hastalanmalaT da vukua gelmektedir. Yani 'konstitüsyonla toprak arasında ,bir ilgi vardır.

Bütün ıbu anlatılanlardan:

1 - Bakım ve besleme ile konstitüsyon arasında sıkı bir ilginin bu-lunduğu ve bunların eksikırk veyaıhut noksanlığiyle savaşmamız lazım

geldiği, .

2 - Hayvanlarda irsi ve 'konstitüsyonel hastahkların ibüyük iktisadi zararlara sebep olduğu ve böylece konstitüsyonun İslahının bir zaruret haline geldiği,

3 - Ve hayvanlarda konstitüsyonu ıslah etmek için bazı şartların sağlanmasına ihtiyaç duyulduğunu öğrenmekteyiz.

Konsütüsyonu islah etmek için başvurulması gereken noktaları Ba-tu, S. da.n alaraık aşağıya çıkarıyoruz (2): ilk önce bu zamana kadar İrsİ ve kons~itüsyonel hastalıkları ve umumiyetle konstitüsyon alanındı ya-pılmış olan araştırmaları değerlendirm~k 1a'zımdır.

Bu ,konuda her şeyden evvel irsi genlerin di'kkate alınması bakım ve beslemerrİn ıslahı lazımdır.

Kötü konstitüsyon: Gerçek sebepleri bazı genlerin mutasyona uğra-ması öldürücü, yarı öldürücü ve steri1İte yapan genlerin meydana gel-mesi ve bu suretle İrsi hastalıklara, 'kusurlara sebebiyet vergel-mesidir.

Yetistirmede 'bu gibi zararlı genleri (mutasyona uğramış genleri) ta-şıyan hayvanların kullanılması, muhafaza edilmesi ve üretilmesi, konsti-tüsyonun kötülenmesinin başıcasebebini teşkil etmektedir. Bu itibarla yalnız bu g1bi hayvanların damızlıktan çıkarılmalan :bile konstitüsyonun düzelmesini büyük ölçÜde sağlıyabilir. Burada ayrıca bakım ve 'besleme-nin rolü de düşünülmelidir,

Bu zamana kadar yerleşmiş hatta. 'klasik hale gelmiş bazı düşüncele-ri, 'kanaatleri tamamiyle terketmek lazımdır: Seçimler, vücut ve k~mik yapısı sağlam, indiklerin ıkuvvetli olması, tip tecanüsü, don, niş:ıneler, form ve fizyolojik fonksiyonlarm muayeneleri konstitÜıSyonun dayandı-ğı esaslar dikkate alınarak yapılmalıdır. Dam,lzhk seçiminden yalnız form'u di,kkate almak, ~konstitüsyonu sağlamlaştırmak, bilakis bu zama-na kadar umumiyetle haıkim olan kazama-naat konsti~üsyonun ,kötülemesine s~bep olmuştur.

Yetiştirmede her şeyden evvel verİmi dikkate almak otomatik ola~

(18)

rak kons'itüsyonun kötülemesine sebep olmaz. Sığırlarda süt kontrolleri üzerinde yapılan araştırmalar bunu göstermektedir.

Yüksek yeti~tirme de mutlaka konstitüsyonun ıkötülemesine, soysuz.-laşmasına sebep olmamaıktadır. Hayvan hastalıkları, savaş alanında bu zamana kadar olduğu gibi yalnız mikrobiyoloji ve hijiyen esaslarına da-yanılması konstitüsyon hastalıklarının çoğalmasına, konstitüsyonun kö-tülemesine ve konstitüsyon !bakımından kötü durumda olan hayvanların çoğalmasına sebep olmuştur. .

KonsEtüsyon probleminin ve konsUtüsyonun ıslahı yetiştirmede irsi bü.nye sağlığı baikımından yapılacak planlı bir çalışmaya bağ1}dır. Kon-stitüsyon, ancak damızlı:klar, irsİ bünye sağlığı :bakımından iyi seçilerek düzeltilebilir. Yarının hayvM yetiştirmesinde sağlık durumu, verim ve form'u ayni derecede dikkate almak lazımdır. Bu da yetiştiricilerle vete-rinerlerİn iŞbirliği yapmasıyla sağlanabilir. Yetiştirmenin biyolojik, ge-netik ve sağlık cephesi doğrudan doğruya veterinerlerin nezareti altında olmalıdır. İrsi !bünye sağlığını temin etmek, yani konstitüsyon .zaaflarını ortadan kaldırmaık için aşağıdaki tedbirleri diıl~kate almak lazımdır:

1 -Damızlık seçimlerinde çağdaş jenetik nev'ileri gözönünde

tut-mak

2 - Erkek dam ızlıklar ın irs kuvvetleri ve irs yapLlarına ve hijyenik ba,kım ve ,besleme şartlarına dikka,t etmek (Konstitüsyon bakımından de-ğerli irsi vasıflara malik olup olmadıklarını ve bunları yavrularına ge-çirip geçirmediklerini dimkate alma'k).

3 - İrsİ ve Ikonstitüsyonel hastalıkları Devlete bildirmek meClburi-yetinikoymak.

4 - Secere, nesilname ve .soy kütüiklerini islah etmek.

5 - Genetik ve lronstitüsyon :balüslerinde ihtisas sahibi uzmanlar yetiştirmek, hıfzısıhha müteıhassısı vegenetik mütehassısı veterinerler yetiştirmek.

6 - İrsi arusurları olan hayvanların damızlıkta kullanılma:larını men edecek 'kanunlar hazırlamak.

7 - Veterinederi ve Zooteknistleri bu konularda yetiştirmek. 8 - Araştırma müesseseleri ve mektepler açmak.

9 - Konstitiisyon ıslahı gayesini güden milletler arası bir kurum meydana getirmek ve konstitiiısyon araştırmaları için hir arşiv çıkarmak. Bugün artık ne Lamardk teorisi ve bu teoriye dayanan organların kul-lanılmaşı ve 'kullanılmaması prensibi ve çevrenin canlı organizmalar üze-rinden hMdm tesir yaptığı düşüncesi, ne de hayat mücadelesi, tabii ve sun'İ selection esasına Darwinist evolution görüşü, hayvanlarımızın -ıs-Iaıhında ıh~r hangi bir önem taşırlar. Hayvan ıslaıhının asıl Mendel'in

(19)

ke-r---...-:~---.",-..'7",7:~,-:;.(~,,~.',,::""..~---~

KONSTİTÜSYON

şifleri ve bu keşiflere dayanan İrs biyolojisi, evcil hayvan geneti-ğikonsti-tüsyon araştırmaları, irsiyet patolojisi ve !bu alanlarda yapılan araştır-malardan elde edilen neticeler ve kanuniyetler roloynamış, hayvancılı-ğın ilerlemesinde en !büyük tesiri yapmıştır.

Bu neticelere göre İrsi kusurlar ve hastalıklarancak bu gibi hayvan-ların damızlıktan çıkarılmasiyle ortadan kaldırılabilir ve dış tesirlerle (çevre tesirleri) meydana gelen hastalıklarda <koruyucu tedbir ve tedavi-lerle önlenebilir. Bu zamana ikadar çevre şartlarını düzeltme'k ve hay-vanlara iyi ba'kım ~,artları temin etmek, yani çevre hijiyeni, hayvancılı'kta en mühim rolÜ oynuyordu. Bundan sonra genetik, hijiyen ve ir s: hijiye-nin buna 'katılması lazım gelmektedir. Bu iki esaslı tedbirler bütününü birlikte dikkate almak icabeder. Hayvan yetiştiri'lmesinde Jbir taraflı

'01-maktan daima çekinmelidir.

Lamarokist görÜıŞe.'dayanan çevre hijiyeni yani hayvan yetişt'rme-sinde daha ziyade dış şartların düzeltilmesine, sa,ğlık tedbirlerine önem vermek, tek taraflı bir görüşü terketmek icabeder. Biz ibHakisbir taraf-tan yetiştirmede form'a ve verime ehemmiyet v~rmek, öte yandan çevre hijiyenini ayni zamanda gözönünde tutma'kla hayvanlarımızı ıslah ede-,biliriz.

Bunların irs sağlamlığını, bu sağlığa esas teşkil eden irs yapılarını düzeltebiliriz.

İlmi hayvancılığa gerektiği kadar önem verilmesi, batı hayvancrlı-ğında büyük tahripler yapmış, hayvan ırklarının irsi yapısı ve konstitüs-yon ba.kımından büyük ölçüdekötülemelerine sebep olmuştur. Şimdi yapılan bu tertipleri tamir etmek lazımdır.

Hayvancılığın, hayvancılı'k alanında takip edilen sistemlerin genetik biyoloji bakımından bir reform'a tabi tutulması icabetmektedir. Bu da ancak çevre -bijiyeni yanında irs 'bijiyeninin de diıkkate alınmasiyle ka-bildir. Bu da yetiştirme ve damızhk seçimlerinde ırs sağlığının ehemmi-yetle dikkate alınmasiyle mümkün olabilir. Bütün hayvancılık tatbikatı asıl problemin :bu noktada düğümlendiğini ve hayvanların konstitüsyon zaaflarından 'kurtarılması için alınacak tedbirlerin bu noktadan başla., ması .gereıktiğini.göstermektedir.

Konstitüsyon probleminin çözülmesi ve bu alanda yapl'lan araştır-maların tatbikatta değerlendirilmesi hayvanların verim, form ve sağlık

oakımından düzelmesinde en büyük rolü oynayacaktır.

1 _ Bııtu,S.: (1001), Umumi Zootekni" S. 106 .109, A.Ü.Veıt..FaK. Yayınlan No. 4, Ankara •.

91.

.

(20)

'2 - Batu, S.: (1951), Damızhk seçlimi ve Exterreur ,bİLgın, S. 33 -412, A. Ü. Vct, Faik. Ya.yınlan No. 10, Ankara.

3 - Duerst, U, ].: (l.922), Die Beurtei1ımg des Pferdes, S. Z.'J2_256, Feniinand Enke Verlag,Stuttgalll:.

4 - Götze, R.: (1949), Besamung und UnfrochtbaTkeit der Hal1l!lSaeugetiere, S. 226.227, Verlag Sobaper, Hamıover.

5 - Hammond, ].: (1952), FaTlIl Animals, S. 89.90, PUlb. Edward AmoId, Co. London. 6 - Koch, P.: (1949), Über Konstitution und Erhreıhler, 2. Aufl, S. 30 - 31,

Verlagsbuc-hamllung von. Richard Sclıoetz, Berlin.

'7 - Kühn, A.: (1950), Grondriss der Vereı1bun,g.slehre 2. Aufl, S. 11.12, Quelle, Meıyer, Heidelberg.

,8 - Roemer, Scheibe. Schmidt. Woermann: (1952), Handhuoh der LaOOwirtsıdhaft, III. C. patow - Dre Züclıhmg der LandwiııtschaftIichen Haustiere - S. 137 -142, Ver-lag Paul Pare}", Berlin.

'9 - Zom, W.: (1954), Zeıtsdhrift

mr

Tierniidbtııng und ZiiclmmgsbioIogie (63), S. 87-99. Verlag Paul Parey, Berlin ımd Hamburg .

Referanslar

Benzer Belgeler

çocuklar da bir gruba dahil olmak, ona katılmak ve grup tarafından kabul görmek isterler Zihinsel ozurlu çocuğun bir özelliği de hayal gucu ve yaratıcı düşün­ cede

Anayasamız birkaç maddesiyle Cumhurbaşkanının ve Bakanlar Kurulunun yetki veya görevlerine dokunmakta ke de (4), Bakanlardan her birinin görevleri hakkında hemen hemen hiç

Bir kimse resmî mevki veya sıfatı veya meslek ve sanatı icabı olarak ifasında zarar melhuz olan bir sırra vakıf olupta meşru bir sebebe müste­ nit olmaksızın o sırrı

.Ayetin ifade ettiği anlama göre açıkca musiki veya ğina'dan bahset- memekted.ir. Ancak, yorumunda adı geçen ve insanların süs olarak kul- landıkları bir takım nimetler

Sonuç olarak; inek, koyun ve köpekte östrus siklusunun farklı dönemleri ve gebelik evresinde toplanan kan serumu örneklerinin beşeri kit, türe spesifik kit ve standart

Araştırma sonucunda, hijyen değişkenlerinin broiler verimliliğini önemli ölçüde etkilediği ve ölen hayvanların uzaklaştırılması, kümes çevresinde başka tür, ırk ya

Unrelated donor cord blood transplantation for children with severe sickle cell disease: results of one cohort from the phase II study from the Blood and Marrow Transplant

AHI: apnea-hypopnea index; BMI: body mass index; CT 90 : percentage of cumulative sleep time with oxygen saturation &lt;90%; ESS: Epworth sleepi- ness scale; MMP: modified