• Sonuç bulunamadı

Trabzon’da Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nde Madde Bağımlılığı Nedeniyle Kayıtlı Olgularda Toksikolojik Analiz Bulguları ve Tedavi Uygulamalarının Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Trabzon’da Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nde Madde Bağımlılığı Nedeniyle Kayıtlı Olgularda Toksikolojik Analiz Bulguları ve Tedavi Uygulamalarının Değerlendirilmesi"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TRABZON’DA DENET‹ML‹ SERBESTL‹K VE YARDIM

MERKEZ‹ fiUBE MÜDÜRLÜ⁄Ü’NDE MADDE BA⁄IMLILI⁄I

NEDEN‹YLE KAYITLI OLGULARDA TOKS‹KOLOJ‹K ANAL‹Z

BULGULARI VE TEDAV‹ UYGULAMALARININ

DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹

Evaluation of toxicological analysis results and treatment applications

in cases registered for drug addiction at parole branch office of Trabzon

Hülya KARADEN‹Z

1

, ‹smail B‹R‹NC‹O⁄LU

1,2

, Bahattin SEÇ‹LM‹fiO⁄LU

1

,

Hülya SAVAfi

1

, Sinan ZAZO⁄LU

1

Karadeniz H, Birincio¤lu ‹, Seçilmiflo¤lu B, Savafl H, Zazo¤lu S. Trabzon’da Denetimli Serbestlik Ve Yard›m Merkezi fiube Müdür-lü¤ü’nde madde ba¤›ml›l›¤› nedeniyle kay›tl› olgularda toksikolojik analiz bulgular› ve tedavi uygulamalar›n›n de¤erlendirilmesi. Adli T›p Bülteni 2009;14(2):80-87

Madde kullan›m›n›n, tüm dünyada ve ülkemizde h›zla arta-rak çok önemli bir toplumsal sorun haline gelmesi, yasal ön-lemler almay› zorunlu hale getirmifltir. Denetimli Serbestlik (DS), suçluyu toplum içerisinde tutarak, kiflinin daha fazla suç iflleme olas›l›¤›n› azaltmak, ona baz› sorumluluklar ya da flart-lar yüklemek suretiyle topluma yeniden kazand›rmay› amaç edinen bir hizmettir. Adalet Bakanl›¤›’n›n ülkemizin içinde bu-lundu¤u Avrupa Birli¤i üyelik süreci çal›flmalar› çerçevesinde hayata geçirdi¤i Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezleri bir sosyal hizmet kurumu olarak, çal›flmalar›na 20 Temmuz 2005 tarihinde, Resmi Gazete’de yay›nlanarak yürürlü¤e giren yasa ile bafllam›flt›r.

Bu çal›flmada, Trabzon ‹li Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezi fiube Müdürlü¤ünde 21.12.2005–30.06.2008 tarihleri aras›nda kay›tl› 425 olgudan, madde ba¤›ml›s› olan 201 (%47.2) olgu ele al›nd›. Bu olgular; yafl, cinsiyet, e¤itim durumu, mes-lek, medeni durum, kullan›lan madde, uygulanan tedavi, labo-ratuar incelemelerinde uygulanan toksikolojik analiz yöntem-leri ve tedavinin olgular üzerine etkiyöntem-leri yönünden incelendi. Olgular›n 198’i (%98.5) erkek, 3’ü (%1.5) kad›nd›r. Olgular›n yafllar› 17 ile 64 aras›nda de¤iflmekte olup, ortalama yafl 32.47±10.55 dir. Madde kullan›m› 80 olgu (%39.8) ile en s›k 27-36 yafl grubunda görülmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye’de oldukça yeni olan DS uygulamas›, madde ba¤›ml›lar›n›n tedavi edilerek ve izlenerek de topluma kazand›r›labilece¤ini göstermektedir. Denetimli serbestlik uy-gulamas›nda, san›k veya hükümlüler cezalar›n› normal yaflam-lar› içinde çekmeleri nedeniyle bu durumdan memnun olmak-ta, cezaevine dönmek istememekte, sistem taraf›ndan önemsen-diklerini görmektedirler. Birey üzerinde yarat›lan olumlu etki-nin, uygulanan tedavilerin kiflilerin topluma kazan›mlar›nda et-kili oldu¤unu düflünmekteyiz

Anahtar kelimeler:Denetimli serbestlik, madde kullan›-m›, ba¤›ml›l›k

SUMMARY

Substance use, increased rapidly all over the world and our country become a very important social problem, to take legal measures were made compulsory parole is the conditional release of a prison inmate after serving part (if not all) of his or her sentence, allowing the inmate to live in the community under supervision of the parole period. Parole and Aid Cen-ters, which were put in effect by Ministry of Justice in the con-text of membership process of EU, set up as a social service on 20 July 2005 with a law which went into effect after being pub-lished in Official Gazette.

1 Adli T›p Kurumu, Trabzon Grup Baflkanl›¤›

2 Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi, Adli T›p Anabilim Dal›

Gelifl tarihi: 05.11.2008 Düzeltme tarihi: 12.03.2009 Kabul tarihi: 05.04.2009

(2)

At this study, 201 (47.2%) cases, which contained drug addic-tion were examined out of 425 cases in total, which were registered to Branch Directorate of Trabzon Parole between the dates of 21 December 2005 and 30 June 2008. The cases were grouped in terms of age, gender, education level, occupation, drugs used, treatment, and toxicological analysis results. The rates of drug using for men are 98.5% (n=198), and for women 1.5% (n=3). The ages of cases were ranked between 17 and 64, the average age was found as 32.47±10.55 years. The frequency of drug use is most in the age group of 27-36 (39.8%, n=80).

As a result, parole application, which is rather new in Tur-key, has puts on the agenda with a chance of being addictive we-re we-recovewe-red to the society by being followed and twe-reated. The reluctance of guilty people returning to the prison again, the ef-fect on individual of being considered important by system, and illuminating information which were given by educator, and treatment performance indicate positive effect on the guilty.

Key words:Parole, drug, addiction

G‹R‹fi

Yasa d›fl› madde kullan›m›n›n yayg›n oldu¤u ülkeler-de, madde ba¤›ml›lar›n›n hem bireysel hem de toplumsal sorunlar›n›n giderek artmas› yasal önlemler almay› zorunlu hale getirmifltir (1,2). Ülkemizde ceza kavram› ve güvenlik tedbirleri konusunda önemli bir ad›m olarak bafllat›lan Denetimli Serbestlik (DS) uygulamas›, Resmi Gazete’nin 20 Temmuz 2005 tarihli ve 25881 say›s›nda yay›nlanarak yürürlü¤e girmifltir. 5237 say›l› Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 191. maddesinde öngörülen "kullan-mak için uyuflturucu ve uyar›c› madde sat›n al"kullan-mak, kabul etmek veya bulundurmak" suçlar›ndan dolay› hak-lar›nda DS karar› verilenler ile 5271 say›l› Ceza Muhake-mesi Kanunu’nun 109. maddesine göre adli kontrol alt›-na al›nmas›alt›-na karar verilenlerden madde ba¤›ml›lar›n›n tedavilerine iliflkin uygulaman›n nas›l yap›laca¤› aç›klan-m›flt›r. 5237 say›l› TCK’nun 191. maddesi kapsam›ndaki kiflilerin; “Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezleri ile Koruma Kurullar› Yönetmeli¤i”nin 83 üncü maddesinin üçüncü f›kras›nda "San›k veya hükümlünün belirlenen süre içinde flube müdürlü¤ü veya büroya baflvurmas› hâlinde, Sa¤l›k Bakanl›¤›nca belirlenen sa¤l›k kurumuna sevk yaz›s› yaz›larak, san›k veya hükümlünün befl gün içinde bu kuruma baflvurmas› istenir. Sa¤l›k kurumunca yap›lan tetkik ve muayene sonucu, ba¤›ml› olmayanlar›n hakk›nda takip program› haz›rlanarak san›k veya hükümlüye bildirilir. Ayr›ca program›n bir örne¤i flube müdürlü¤ü veya büroya gönderilir. Yap›lan tetkik ve

muayene sonucunda ba¤›ml› oldu¤u anlafl›lanlar ise, sa¤l›k kurumunca madde ba¤›ml›l›¤› tedavi merkezine sevk ederek, durumu flube müdürlü¤ü veya büroya bildi-rir. San›k veya hükümlü üç gün içinde madde ba¤›ml›l›-¤› tedavi merkezine baflvurur. fiube müdürlü¤ü veya büroca san›k veya hükümlünün sevk olunan madde ba-¤›ml›l›¤› tedavi merkezine baflvurup baflvurmad›¤› takip edilir" denmektedir (3).

Denetimli serbestlik süreci; “Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezleri ile Koruma Kurullar› Yönetmeli-¤i”nin 83 üncü maddesinin sekizinci f›kras›nda belirtildi-¤i üzere; "5237 say›l› Kanunun 191 inci maddesinin dör-düncü f›kras›nda belirtilen tedavi süresince devam eden denetimli serbestlik tedbirine, tedavinin sona erdi¤i tarihten itibaren bir y›l süre ile devam edilir" fleklinde uygulanmaktad›r (3).

DS; kiflinin iflledi¤i bir suç nedeniyle tutuklanmas› ya da mahkemece hakk›nda mahkûmiyet karar› verilmesi sonucunda cezaevine girmesi yerine, cezas›n› toplum içerisinde gözetim ve denetim alt›nda çekmesini ifade etmektedir. Buna göre, DS uygulamas›n›n alternatif bir infaz sistemi oldu¤u düflünülebilir (4).

D

DSS uuyygguullaammaallaarr››nnddaa aannaalliittiikk mmeettoottllaarrllaa mmaaddddee aannaalliizzii Kötü amaçla kullan›lan maddelerin her geçen gün çeflitlili¤inin artmas› sonucunda; biyolojik materyallerde çok düflük konsantrasyonlarda maddeleri belirleme ve tan›mlama için etkili ve güvenli tarama yöntemleri kul-lan›lmaktad›r (5,6). Bu amaçla GC/MS (Gas Chromatog-raphy/Mass Spectrometry) ve LC/MS (Liquid Chroma-tography/Mass Spectrometry) kullan›lan metotlard›r (7,8). Toksikolojik analizlerde de maddelerin kiflilerde saptanmas› bu metotlarla mümkün olmaktad›r (9-11). Bu analizleri yapan laboratuarlar›n do¤rulu¤u ve güvenirli¤i çok önemlidir. Adli kararlar bu sonuçlara göre verilece-¤inden yeterli gözetim ve denetim yap›lmal›d›r (12-14).

D

DSS uuyygguullaammaallaarr››nnddaa kkuullllaann››llaann tteeddaavvii yyöönntteemmlleerrii Madde ba¤›ml›l›¤› tan›s› konulanlarda, tedavi genel olarak iki aflamada devam ettirilmektedir. ‹lk aflama, ba-¤›ml›l›k maddesinin b›rak›lmas› ile ortaya ç›kabilecek yoksunluk bulgular›n›n ilaçla tedavi edildi¤i ar›nd›rma (detoksifikasyon) tedavisi; ikinci aflama ise uzun süreli dan›flmanl›k hizmetinin verildi¤i destek tedavisidir (15).

Ar›nd›rma (detoksifikasyon) tedavisi, ba¤›ml›l›k mad-desinin b›rak›lmas› ile ortaya ç›kabilecek yoksunluk

(3)

bulgular›n›n etkin ve güvenilir bir biçimde tedavi edil-mesidir. Ço¤unlukla aktif t›bbi yard›m› gerektirir. Her ba¤›ml›l›k yap›c› maddenin kendine özgü entoksikasyon ve yoksunluk bulgular› vard›r. Yoksunluk bulgular› maddenin ba¤›ml›l›k yap›c› etkisine, kullan›lma süresine ve kullan›m yo¤unlu¤una göre farkl› fliddette ortaya ç›k-maktad›r. B›rak›ld›¤›nda yoksunluk bulgular› ortaya ç›-karan maddeler; alkol, amfetamin ve türevleri, kokain, opiatlar, sedatif-hipnotik-anksiyolitik etkili ilaçlar ola-rak kabul edilmektedir (16). Bu nedenle ar›nd›rma teda-vileri, ba¤›ml›n›n yoksunluk bulgular›na göre düzenlen-mektedir. Ar›nd›rma aflamas›nda kullan›lan› yerine koy-ma tedavileri genel olarak iki haftada azalt›larak sonlan-d›r›lmaktad›r. Madde kullan›m›na ba¤l› yo¤un sorun yaflayanlar›n ve ayr›ca bu duruma efllik eden baflka has-tal›klar› bulunanlar›n daha uzun süreyle tedavide tutul-malar› gerekmektedir (17).

Destek tedavisi, ar›nd›rma tedavisi tamamlananlara uygulanmaktad›r. Bu tedavinin en temel amac›; bireyin yeniden madde kullanmas›n› önleyecek ve onu meflgul edecek becerileri kazand›rmak ve kal›c› davran›fl de¤iflik-liklerinin ortaya ç›kabilmesi için etkin sosyal destek programlar› sunabilmektir. Her ne kadar tedavi süreci kifliyi madde kullanmaktan uzaklaflt›rmaya yönelik ola-rak bafllasa da, zaman içinde kiflinin üstesinden gelmesi gereken temel sorunlara yönelik giriflimler, de¤iflim sürecinin odak noktas› haline gelmektedir. Bu aflamada bireyin madde kullanmaktan nas›l uzak kalabilece¤ini ö¤renmesinin yan› s›ra; gelirini nas›l sa¤layabilece¤i, bozulan iliflkilerini ve toplumsal itibar›n› nas›l onarabi-lece¤i, madde kullanan arkadafllar›ndan ve olumsuz yaflam koflullar›ndan nas›l uzaklaflabilece¤i, k›sacas›, hayat›n› madde olmadan nas›l sürdürece¤i konusunda verilecek dan›flmanl›¤a gereksinimi vard›r (18,19).

GEREÇ VE YÖNTEM

Trabzon Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezi fiube Müdürlü¤ü’ne 21.12.2005- 30.06.2008 tarihleri ara-s›nda mahkemelerden gönderilen 425 olgu içinden mad-de ba¤›ml›l›¤› nemad-deniyle gönmad-derilen 201 olgu (%47.2) de¤erlendirildi. ‹statistik de¤erlendirmelerde SPSS 13.0 program› kullan›ld›. Baz› verilerde say›lar›n düflük olma-s› nedeniyle tan›mlay›c› istatistik yap›ld›.

Olgular, yafl, cinsiyet, e¤itim durumu, meslek, medeni durum, kullan›lan madde, uygulanan tedavi, tedavi s›ra-s›nda madde taramas› için Adli T›p Kurumu’na sevk

edilen olgularda uygulanan toksikolojik analiz yöntem-leri, denetimli serbestlik ve tedavinin bu olgular üzerin-deki etkileri de¤erlendirildi.

BULGULAR

201 madde ba¤›ml›s›ndan 198’inin (%98.5) erkek, 3’ünün (%1.5) kad›n oldu¤u saptand› (Grafik1).

Olgular›n en küçü¤ü 17, en büyü¤ü 64 yafl›nda olup; ortalama yafl 32.47±10.55 olarak bulundu. Madde kulla-n›m›n›n 80 olgu (%39.8) ile en s›k 27-36 yafl grubunda ol-du¤u saptand›. Bunu 70 olgu (%34.8) ile 17- 26 yafl gru-bu, 27 olgu (%13.4) ile 47-56 yafl grugru-bu, 20 olgu (%10) ile 37- 46 yafl grubu ve 4 olgu (%2) ile 57 ? yafl grubu takip etmekteydi (Grafik 2).

Olgular e¤itim durumlar›na göre de¤erlendirildi¤inde; 114 olgu (%56.7) ilkö¤retim mezunu, 25 olgu (%12.4) lise mezunu, 5 olgu (%2.5) okur yazar ve 3 olgu (%1.5) üniversite mezunu olarak tespit edildi. 54 olgunun (%26.9) e¤itim bilgilerine ulafl›lamad› (Grafik 3). Grafik 2. Olgular›n yafl gruplar›na göre da¤›l›m›

Grafik 1. Cinsiyet da¤›l›m› Kad›n %1.5 Erkek %98.5 Erkek Kad›n n

(4)

Olgular mesleklerine göre de¤erlendirildi¤inde; 95 ol-gu (%47.2) esnaf ve zanaatkar, 35 olol-gu (%17.4) iflçi, 20 olgu (%9.9) iflsiz, 6 olgu (%3) emekli ve 4 olgu (%2) me-mur olarak tespit edildi. 41 olgunun (%20.4) meslek bil-gilerine ulafl›lamad› (Tablo1).

Tablo 1. Olgular›n mesleklere göre da¤›l›m› M Meesslleekk nn %% Esnaf ve zanaatkar 95 47.2 ‹flçi 35 17.4 ‹flsiz 20 10 Emekli 6 3 Memur 4 2 Bilinmeyen 41 20.4 TTooppllaamm 220011 110000

Olgular medeni durumlar›na göre incelendi¤inde; 77 olgunun (%38.3) bekâr, 72 olgunun (%35.8) evli, 11 ol-gunun (%5.5) dul oldu¤u tespit edildi. 41 olol-gunun (%20.4) ise medeni durum bilgilerine ulafl›lamad›.

Olgular›n tamam›n›n esrar kullanmakta oldu¤u, 4 ol-gunun ise esrar ile birlikte ilave olarak di¤er baz› madde-leri de (kokain, eroin, extacy) kulland›klar› dosya bilgi-lerinden tespit edildi.

44 olgunun ( %21.9 ) çeflitli sebeplerden (esrar sat›c›l›-¤›, cinayet, h›rs›zl›k, silah kaçakç›l›sat›c›l›-¤›, çete kurma gibi) cezaevinde oldu¤u tespit edildi. Bu olgular›n DS süreçleri; “Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezleri ile Koruma Kurullar› Yönetmeli¤i”nin 85 inci maddesinin birinci f›kras›na göre, "Baflka suçtan tutuklu veya hükümlü olanlar hakk›ndaki tedavi denetimli serbestlik karar›n›n infaz›, bulunduklar› ceza infaz kurumunun oldu¤u yer-deki Sa¤l›k Bakanl›¤›nca belirlenen sa¤l›k kurumunca

ilk muayene ve takibi yap›lmak suretiyle yerine getirilir. Ayr›ca tutuklu veya hükümlüye rehber görevlendiri-lir."; ‹kinci f›kras›na göre,"Sa¤l›k kurumunda yap›lan muayene sonunda, tutuklu veya hükümlünün laboratu-ar ve klinik bulgullaboratu-ar›na göre ba¤›ml› oldu¤una klaboratu-arlaboratu-ar verilmesi halinde, Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›nca Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan belirlenen madde ba¤›ml›l›¤› tedavi merkezinin bulundu¤u yerdeki ceza infaz kurumuna tedavi süresince bulunmak kayd›yla sevk edilerek tedavi ve denetimli serbestlik karar›n›n infaz›na bafllan›r." fleklinde belirlenmifltir (3).

Olgular tedavi yönünden de¤erlendirildi¤inde; 105 olgunun (%52.2) tedavisinin olumlu tamamland›¤›, 27 olgunun (%13.4) tedavisinin devam etti¤i, 4 olgunun (%2) tedaviyi ihlal etti¤i, ayr›ca 41 olgunun (%20.4) tebligata uymad›klar›, 12 olgunun (%6) yetkisizlik, 7 olgunun (%3.5) tedbir ve yükümlülü¤ün mahkemece de-¤ifltirilmesi, 3 olgunun (%1.5) beraat, 2 olgunun (%1) ölüm nedeniyle tedavi edilemedi¤i tespit edildi.

Olgulara uygulanan t›bbi tedavi süresi en az 6 ay olup (ilaç, psikoterapi, aile terapisi), tedaviye cevap verme durumuna göre tedavi süresinin uzat›ld›¤› ya da tedaviye son verildi¤i, olgular ba¤›ml›l›k fliddetine göre; kiflinin yoksunluk derecesini a¤›r geçirebilece¤i düflünüldü¤ün-de uzman hekim taraf›ndan Alkol ve Maddüflünüldü¤ün-de Ba¤›ml›l›¤› Tedavi Merkezlerine (AMATEM) sevk edildi¤i saptan-d›. 118 olgunun (%89.4) tedavisinin Trabzon Numune E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi’nde, 10 olgunun (%7.5) tedavisinin Samsun Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastane-si’nde ve 4 olgunun (%3) tedavisinin Bak›rköy Ruh ve Sinir Hastal›k Hastanesi’nde yap›ld›¤› dosya bilgilerin-den tespit edildi.

Olgular DS’deki durumlar› yönünden de¤erlendirildi-¤inde; 71 olgunun (%35.3) infaz›n›n devam etti¤i, 27 olgunun (%13.4) tedavisi tamamlanmad›¤› için infaz›n›n bafllamad›¤›, 22 olgunun (%11) infaz›n›n tamamland›¤›, 12 olgunun (%6) DS’yi ihlal etti¤i (yani genel olarak denetim plan›na uymad›¤›) için dosyas›n›n kapat›lm›fl oldu¤u, 41 olgunun (%20.4) tebligata uymad›¤›, 15 olgu-nun (%7.5) yetkisizlik, 8 olguolgu-nun (%4) tedbir ve yüküm-lülü¤ün mahkemece de¤ifltirilmesi, 3 olgunun (%1.5) beraat, 2 olgunun ( %1) ölüm nedeniyle tedavi edileme-di¤i saptand› (Tablo 2).

“Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezleri ile Koruma Kurullar› Yönetmeli¤i”nin, denetimli serbestlik tedbirinin ihlali ve kayd›n kapat›lmas›na iliflkin Grafik 3. Olgular›n e¤itim durumlar›na göre da¤›l›m›

‹lkö¤retim Lise Okur-Yazar Üniversite Bilinmeyen

(5)

88. maddesinde; "Denetim plan›na uyulmad›¤›n›n tespit edilmesi halinde san›k veya hükümlü denetim plan›na uymas› yönünde uyar›l›r, gerekli görüldü¤ünde gözden geçirilmifl denetim plan› haz›rlan›r. Uyar›ya ra¤men denetim plan›na uyulmamas› halinde, kay›t kapat›larak evrak mahkemeye iletilmek üzere Cumhuriyet baflsavc›-l›¤›na gönderilir" denmektedir (3). Bu maddede belirtil-di¤i üzere uyar›lara ra¤men denetim plan›na uyulmama-s› ihlal olarak kabul edilmekte ve dosya kapat›lmaktad›r. Tablo 2. Olgular›n DS durumlar›

D

DSS dduurruummllaarr›› nn %%

DS devam eden 71 35.3

Tebligata uymayan 41 20.4

Tedavisi tamamlanmad›¤› için

DS bafllamayan 27 13.4 ‹nfaz› tamamlanan 22 11 Yetkisizlik 15 7.5 DS’nin ihlali 12 6 Tedbir ve yükümlülü¤ün mahkemece de¤ifltirilmesi 8 4 Beraat 3 1.5 Ölüm 2 1 TTooppllaamm 220011 110000

Olgular›n ilk muayenelerinden sonra madde taramas› için Adli T›p Kurumu (ATK) laboratuarlar›na sevk edil-dikleri tespit edildi. Burada al›nan kan ve idrar numune-lerinde, ilk olarak CEDIA (Cloned Enzym Donor Im-munoassay) analizi yap›ld›. Bu analiz bulgular›nda, idrar için minimum s›n›r; esrar etken maddesi “Tetrahidro-cannabinol” (THC) 50 ng/mL, opiat 300 ng/mL, koka-in 150 ng/mL, benzodiazepkoka-in 200 ng/mL, barbitürat 200 ng/mL, 6-asetilmorfin 10 ng/mL, amfetamin için 1000 ng/mL’dir. Kan için minimum s›n›r; esrar, opiat, kokain, benzodiazepin, barbitürat, 6-asetilmorfin 50 ng/mL, am-fetamin için 1000 ng/mL’dir (20). ATK’ya gelen, 13 olguda (%10) analiz sonras› THC miktar› 50 ng/mL ve üzeri, 34 olguda (% 25.7) THC’ye rastlanmad›, 85 olgu (%64.3) ise, bafllang›çta DS sisteminin yeni olmas› nede-niyle madde taramas› için ATK’ya sevk edilmedikleri dosya bilgilerinden tespit edildi. Pozitif ç›kan sonuçlar için, teyit (konfirmasyon) yöntemi olarak TLC (Thin Layer Chromatography) ve GC/MS (Gas Chromatography/ Mass Spectrometry) uyguland›. Olgulardan bir tanesinde

ise CEDIA analizi sonucunda THC ile birlikte amfeta-min de tespit edildi. Amfetaamfeta-minlerin teyidi için TLC ve GC/MS (Gas Chromatography/Mass Spectrometry) kullan›ld›.

Olgular›n ATK’ya gönderilme s›kl›¤›n›n ise uzman hekim görüflüne ba¤l› oldu¤u saptand›. Ayr›ca, “Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezleri ile Koruma Kurullar› Yönetmeli¤i”nin 83 üncü maddesinin on ikin-ci f›kras›na göre; "Tedavi tamamland›ktan sonra devam eden denetimli serbestlik tedbiri süresince, flube müdür-lü¤ü veya büroca gerekli görülmesi halinde san›k veya hükümlü, uyuflturucu veya uyar›c› madde kullan›p kul-lanmad›¤›n›n tespit edilmesi için sa¤l›k kurumuna sevk edilebilir. San›k veya hükümlünün Sa¤l›k Bakanl›¤›nca belirlenen sa¤l›k kurumuna sevk yaz›s› yaz›larak befl gün içinde bu kuruma baflvurmas› istenir"(3) hükmü gere¤in-ce, DS Merkezince de hekime baflvurulmaks›z›n, destek tedavisi esnas›nda flüphe üzerine olgular ATK’ya gönde-rilebilmektedir. Bu nedenle, olgular›n analiz ve kontrol s›kl›¤› hakk›nda sa¤l›kl› bir veri elde edilememifltir.

TARTIfiMA

21.12.2005 ve 30.06.2008 tarihleri aras›nda Trabzon Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezi fiube Müdürlü-¤ünde yapt›¤›m›z çal›flma sonucunda, merkeze gönderi-len olgular›n %47.2’sini (n=201) madde ba¤›ml›l›¤› nedeniyle gelenler oluflturmaktad›r.

Çal›flmam›zda, yafl ortalamas› 32.47±10.55 olup, en fazla madde ba¤›ml›l›¤›, 80 olgu ile (%39.8) 27- 36 ve 70 olgu ile (%34.8) 17- 26 yafl grubunda görülmektedir. Ya-p›lan çal›flmalarda yafl ortalamas›; Baltimore’de 16.9±1.02 (21), Pennsylvania’da 34.6 ±9.1 (22), Los An-geles’te 15.7±1.31 (23), California’da 34.9±9.9 (24) ola-rak bildirilmektedir. Bu konuda ülkemizde yeterli çal›fl-ma bulunçal›fl-mad›¤›ndan karfl›laflt›rçal›fl-ma yap›laçal›fl-mam›flt›r. Yurtd›fl› çal›flmalar›ndaki yafl grubu farkl›l›klar›n›n ise ülkelerde yasal mevzuatlardaki farkl›l›klar, madde temin imkanlar›, ekonomik ve sosyal farkl›l›klar ile çal›flmala-r›n belirli yafl gruplaçal›flmala-r›nda yap›lm›fl olmas›ndan kaynak-land›¤› düflünülmektedir. Madde kullan›m› genç toplum-da toplum-daha yayg›n olup, bu oran›n her geçen gün artma e¤i-liminde oldu¤u görülmektedir. Madde kullan›m›n›n genç nüfusta daha s›k görülmesinin sebepleri aras›nda, gelir ve e¤itim düzeylerinin düflük olmas›, kötü arkadafl çevresi, özenti ve aile içi sorunlar›n bulunmas› gibi pek çok sebep say›labilir.

(6)

Çal›flmam›zda olgular e¤itim durumlar›na göre de¤er-lendirildi¤inde; ilk s›rada 114 (%56.7) olgu ile (sekiz y›ll›k) ilkö¤retim mezunlar› yer almaktad›r. Yap›lan çal›fl-malarda; Baltimore’de %65’inin (21), California’da %95’inin (24) lise mezunu oldu¤u bildirilmektedir. Mad-de kullan›m›n›n öncelikli olarak e¤itim düzeyi düflük top-lum kesimlerinde daha yayg›n kullan›ld›¤› görülmektedir. Olgular meslekleri yönünden incelendi¤inde; düzensiz çal›flma ve ifl yoklu¤unun madde kullan›m›na olanak tan›d›¤› söylenebilir. Bu kiflilere kal›c› bir beceri ve mes-lek kazand›rman›n yaflamlar› üzerinde olumlu sonuçlar sa¤layaca¤›n› söyleyebiliriz. Bu konuda Koruma Kurulla-r›na büyük görev düflmektedir. Bu kurul henüz çok yeni oldu¤undan, gelecekte daha etkin olaca¤› kanaatindeyiz.

Çal›flmam›zda, olgular kulland›klar› madde bak›m›n-dan de¤erlendirildi¤inde; olgular›n tamam›nda esrar kullan›m›n›n yayg›n oldu¤u görülmektedir. Yap›lan çal›flmalarda; Baltimore’de 94 madde ba¤›ml›s›n›n %77’sinin eroin, %15’inin opiat, %8’inin kokain ve di¤er uyuflturucular (21), Pennsylvania’da 250 madde ba¤›ml›s›n›n %70’inin eroin, %30’unun di¤er uyuflturu-cular (22), Los Angeles’te 1438 madde ba¤›ml›s›n›n %73’ünün amfetamin, %27’sinin eroin (23), California’da 1459 madde ba¤›ml›s›n›n %52.6’s›n›n metamfetamin, %12.2’sinin kokain, %13.5’inin esrar, %10’unun eroin (24) kulland›klar› bildirilmektedir. Çal›flmam›zda esrar kullan›m›n›n yayg›n olmas›n›n sebeplerinden birinin daha ucuz olarak temin edilebilmesinden dolay› düflük gelir düzeyli insanlar›n kullanmalar›, di¤er bir önemli sebebin ise di¤er maddelere göre daha kolay temin edile-bilmesi oldu¤unu düflünüyoruz.

Madde ba¤›ml›lar›n›n, kulland›klar› madde etkisi al-t›nda birçok riskli davran›fla ve suç ifllemeye daha yatk›n olduklar› bilinmektedir (25,26). Bu kiflilerin en çok mad-de bulundurmak ve satmak, madmad-de elmad-de etmek için h›r-s›zl›k, gasp gibi suçlara kar›flt›klar›, sürdürdükleri yaflam flekli nedeniyle suç iflleme potansiyeline sahip kiflilerle iliflki içinde olduklar› ve suç iflleyen ba¤›ml›lar›n birço-¤unun suç ifllemeden hemen önce veya ifllerken madde kulland›klar› da bildirilmektedir (27-30). Çal›flmam›zda 44 olgunun (%21.9) madde kullan›m›n›n yan› s›ra çeflitli suçlardan dolay› cezaevinde oldu¤u tespit edildi. Yap›lan çal›flmalarda; Baltimore’de %34’ünün (21), California’da %46’s›n›n (24) tutuklu oldu¤u bildirilmektedir.

Çal›flmam›zda; olgular›n %35.3’ünün tedavisinin de-vam etti¤i, %11’inin infaz›n›n tamamland›¤›, %13.4’ünün

DS sürecinin henüz bafllamad›¤›, %6’s›n›n DS’yi ihlal etti¤i, %20.4’ünün tebligata uymad›¤›, %14’ünün ise di¤er sebeplerden tedavilerinin yap›lamad›¤› görülmek-tedir. Uygulaman›n nispeten yeni olmas› nedeniyle, henüz bu konuda ülkemizde benzer bir çal›flma yap›lmad›¤›, sa-dece Rize ‹linde Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezi fiube Müdürlü¤üne 2006 y›l› fiubat –Eylül döneminde de¤iflik suçlardan DS’ye gelen 46 olgunun de¤erlendiril-di¤i, bunun içerisinde 25 olgunun (%54.3) madde ba¤›m-l›l›¤›ndan, 21 olgunun (%45.6) ise de¤iflik suçlardan dola-y› DS’ye geldi¤inin tespit edildi¤i belirtilmektedir (31). Benzer flekilde, bizim çal›flmam›zda da olgular›n %47.2’sinin (n:201) madde kullan›m›ndan, %52.7’sinin (n:224) farkl› suçlardan, kaynakland›¤› saptanm›flt›r.

Yurtd›fl›nda yap›lan çal›flmalarda; olgular›n Baltimore’de %39.8’inin tedavi edildi¤i, %42.6’s›n›n tedaviye kat›lma-d›¤›, %19’unun tedaviye uymad›¤› (21), Pennsylvania’da %34’ünün tedaviye kat›lmad›¤›, %32’sinin tedavi edildi-¤i, %18’inin yeni bir suç ile cezaland›r›ld›¤›, %16’s›n›n tedaviye uymad›¤› (22); Los Angeles’te %47’sinin tedavi-yi kabul etti¤i, %53’ünün tedavitedavi-yi reddetti¤i, tedavitedavi-yi kabul edenlerin %75’inin tedavi edildi¤i, %20’sinin teda-viye uymad›¤›, %5’inin di¤er sebeplerden tedavisini tamamlamad›¤› (23), California’da %35.7’sinin tedavi edildi¤i, %33.3’ünün tedaviye uymad›¤›, %8.6’s›n›n di-¤er sebeplerden tedavilerinin tamamlanmad›¤› (24) bildi-rilmektedir. Uygulaman›n ülkemizde henüz yeni olma-s› nedeniyle san›k veya hükümlülerin kendilerine sa¤la-yaca¤› yararlar konusunda yeterince bilinçli olmad›¤›, uygulaman›n kendilerine getirece¤i yararlar› fark ettikçe bu sistemden faydalanmak isteyenlerin say›s›n›n daha da artaca¤› kanaatindeyiz.

Denetimli serbestlik ve tedavileri süresince olgular›n madde taramalar›n›n yap›lmas› için ATK’ya sevk edil-mesi ve burada elde edilen analiz sonuçlar›n›n; tedavi sü-recindeki hekimler ve DS flubelerinde rehberlik hizmeti veren uzmanlar›n (sosyolog, psikolog, pedagog, ö¤ret-men, özel e¤itim uzman›, sosyal çal›flmac›, psikolojik da-n›flman veya çocuk geliflimcisi) olgular› de¤erlendirmele-rinde yard›mc› oldu¤unu düflünüyoruz.

Türkiye’de Adalet Bakanl›¤›’nda DS uygulamas› için yeterli yap›lanma sa¤lanm›fl olmas›na ra¤men, Sa¤l›k Ba-kanl›¤›’nda bu uygulama için özel bir düzenleme olufltu-rulmadan sürecin bafllat›lm›fl olmas› bir tak›m sorunlar› beraberinde getirmifltir. Adalet Bakanl›¤› kendi içinde DS bürolar› oluflturarak ve sadece bu konuda çal›flacak

(7)

personel istihdam ederek uygulamaya geçmifltir. Bu amaçla DS bürolar›nda özel hizmet içi e¤itimler verile-rek yeterli say›da flef; dan›flmanl›k hizmeti vermek üzere psikolog, sosyal çal›flmac›, sosyolog ve ö¤retmenler; yar-d›m ve koruma hizmetleri için infaz ve koruma memur-lar› ile di¤er hizmetleri yürütecek personel görevlendiril-mifltir. Sa¤l›k Bakanl›¤›, bu çal›flma için e¤itimli personel istihdam etmeden elindeki kadroyla hizmet vermeye çal›flmaktad›r. Dolay›s›yla sa¤l›k kurumlar›na poliklinik hizmetleri d›fl›nda baflvuran bu ek hasta grubuna hizmet vermekte yetersiz kal›nmaktad›r. Bu nedenle DS olgula-r› baz› illerde AMATEM (Alkol ve Madde Ba¤›ml›l›¤› Tedavi Merkezi) ve devlet hastanelerinin yan› s›ra üni-versite hastanelerine de yönlendirilmektedir. Di¤er yan-dan, ba¤›ml›l›k alan›nda çal›flan e¤itimli ve deneyimli personel say›s›, bugünkü gereksinimi karfl›layamayacak kadar azd›r (32).

Madde kullan›m›n›n öncelikli olarak e¤itim düzeyi düflük toplum kesimlerinde daha yayg›n olmas› nedeniy-le e¤itimcinedeniy-lere bu hususta büyük görev düflmektedir. E¤itimin ilk basama¤› olan ilkö¤retim seviyesinde ö¤rencilere maddelerin zararlar› hakk›nda bilgi verilme-li, bu konuyla ilgili seminerler ve paneller düzenlenme-lidir. E¤itim faaliyetlerine önem verilmesinin ve ö¤re-nim durumlar›n›n yükseltilmesinin madde ba¤›ml›l›¤› ile mücadelede etkili olaca¤›n› düflünmekteyiz.

Çal›flmam›z›n di¤er DS merkezlerine ›fl›k tutaca¤›n›, böylece ülkemizde DS sisteminin daha etkin bir hizmet sunmak suretiyle, faydalar›n›n daha fazla görünür hale gelece¤ine katk› sa¤layaca¤›n› düflünüyoruz.

Sonuç olarak; Trabzon’da Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezine gönderilen olgular›n %47.2’lik k›s-m›n› madde ba¤›ml›lar›n›n teflkil etmesi toplumumuzun ciddi bir sorunla karfl› karfl›ya oldu¤unu göstermektedir. Ülkemizde giderek artan bu sosyal sorunun, birlikte çal›fl›lan di¤er kurumlar, sivil toplum kurulufllar› ve top-lumun deste¤i ile afl›labilece¤i ve bu bireylerin topluma kazand›r›lmas›nda iflbirli¤i içinde çal›fl›ld›¤›nda daha ba-flar›l› olunaca¤› kanaatindeyiz.

Denetimli serbestlik uygulamas›nda; san›klar veya hü-kümlüler cezalar› normal yaflamlar› içinde infaz edildi¤i için bu durumdan memnun olmakta, cezaevine dönmek istememekte, sistem taraf›ndan önemsendiklerini gör-mektedirler. Birey üzerinde yarat›lan olumlu etki, uygu-lanan tedaviler, kiflilerin topluma kazan›mlar›nda etkili olmaktad›r.

KAYNAKLAR

1. Belenko S. The impact of drug offenders on the cri-minal justice system. Drugs, crime and cricri-minal jus-tice system, Weigheit R(Ed), Anderson Publishing Co., Cincinnati, OH, 1990:27-78

2. Chari K, Baker JR, Lattirnore PK. A decision sup-port system for partial drug testing: DSS-DT. Deci-sion Support system 1998;23(3):241-57.

3. Denetimli Serbestlik ve Yard›m Merkezleri ile Ko-ruma Kurullar› Yönetmeli¤i; Resmi Gazete.18 Ni-san 2007, Say›:26497

4. Çolak H, Altun U. Denetimli serbestlik kavram›n›n yapt›r›m teorisi ve pedolojik bak›mdan tahlili ile po-zitif hukuktaki düzenlemeler. www.yayin.adalet. gov.tr/dergi /25 say›.htm. Eriflim tarihi:23.03.2007. 5. Drummer OH. Chromatographic screening techni-ques in systematic toxicological analysis. J Chroma-togr B Biomed Sci Appl 1999;733(1-2):27-45. 6. Gjerde H, Christophersen AS, Skuterud B,

Klemet-sen K, Morland J. Screening for drugs in forensic blood samples using EMIT urine assays. Forensic Sci Int 1990;44(2-3):179-85.

7. Decaestecker TN, Coopman EM, Van Peteghem CH, Van Bocxlaer JF. Suitability testing of commer-cial solid-phase extraction sorbents for sample clean-up in systematic toxicological analysis using liquid chromatography (tandem) mass spectrometry. J Chromatogr B Analyt Technol Biomed Life Sci 2003;789(1):19-25.

8. Maralikova B, Weinman W. Confirmatory analysis for drugs of abuse in plasma and urine by high-per-formance liquid chromatography-tandem mass spec-trometry with respect to criteria for compound identification. J ChromatogrB Analyt Technol Biomed Life Sci 2004;811(1):21-30.

9. Gronholm M, Lillsunde P. A comparison between on-site immunoassay drug testing devices and labo-ratory results. Forensic Sci Int 2001;121(1-2):37-46. 10. Perrone J, De Roosf, Ayaraman S, Judd E. Hollander drug screening versus history in detection of substan-ce use in ED psychiatric patients. The American Journal of Emergency Medicine 2001;19(1):49-51. 11. Kidwell DA, Kidwell JD, Shinohara F, Harper C,

Roarty K, Bernadt K, McCaulley RA, Smith FP. Comparison of daily urine, sweat and skin swabs among cocaine users. For Sci Int 2003;133(1-2,23):63-78.

(8)

12. Lambert WE, Van Bocxlaer JF, De Leenheer AP. Potential of high performance liquid chromatog-raphy with photodiode array detection in forensic toxicology. J Chromatogr B Biomed Sci Appl 1997;689(1):45-53.

13. Thieme D, Sachs H. Improved screening capabiliti-es in forensic toxicology by application of liquid chromatography-tandem mass spectrometry. Analytica Chimica Acta 2003;492(1-2):171-186. 14. Lu NT, Taylor BG. Drug screening and

confirmati-on by GC-MS:Comparisconfirmati-on of EMIT II and Online KIMS aganist 10 drug between US and England laboratories. For Sci Int 2006;157(2-3):106-116. 15. www.drugabuse.gov/Infofacts/cjtreatment html.

Eriflim Tarihi:02.06.2007

16. Chang g, Kosten TR. Detoxification Substance Abuse 4. bas›m. Philadelphia, PA, USA, Lippincott Williams Wilkins Pres 2005:579-587.

17. Nolan JLJr. Drug treatment courts and the disease paradigm. Subst Use Misuse 2002;37(12-13):1723-50. 18. Hagan J, Coleman JP. Returning captives of Ameri-can war on drugs; Issues of community and family reentry. Crime and Delinquency 2001;47(3):352-367.

19. Folino JO. Risk Assessment and violent recidivism risk management in convict from Argentina rese-arch in social problems and puclic policy Paper presented at the annual meeting of the American Sociological Association, 2005;(12):75-88.

20. http.//www.samhsa.gov/shin.Department of He-alty&Human Services.USA

21. Subramanian GA, Stitzer MA. Clinical characteris-tics of treatment-seeking prescription opioids vs. heroin-using adolescents with opioid use disorder. Drug and Alcohol Dependence 2008;99(3):141-149. 22. Solomon P, Draine J, Marcus SC. Predicting

incar-ceration of clients of a psychiatric services; probati-on and parole services. Psychiatric Services 2002;53(1):50-56.

23. Pelissier B, Wallace S, O’Neil JA, Gaes GG. Federal prison residential drug treatment reduces substance use and arrests and release. The American Journal of Drug and Alcohol Abuse 2001;(27):315-337. 24. Evens E, Li L, Hser Y. Treatment entry barriers

among California’s proposition 36 offenders. Journal of Substance Abuse Treatment 2008;(35):410-418

25. Boles SM, Miotto K. Substance abuse and violence; A review of the literature. aggression and violent behavior 2003;8(2):155-174.

26. Teplin LA, Abram KM, Mc Clelland GM. Does psychiatric disorder predict violent crime among re-leased jail detainees? A six- year longitudinal study. Am Psychol 1994;49(4):335-42.

27. Lo CC. Sociodemographic factors, drug abuse and other crimes: How they vary among male and fema-le arrestees. J Crim Justice 2004;32(5):399-409. 28. Baumer E, Lauritsen JL, Rosenfelci R, Wright R.

The influence of crack cocaine on robbery, burglary and homicide rates: A cross-city, longitudinal analy-sis. Journal of research in crime and delinquency 1998;35(3):316-40.

29. Hartwell SW. The organizational response to com-munity re-entry research in social problems and public policy. Paper presented at the annual meeting of the American Sociological Association, 2005; (12):197-217.

30. Hernandez-Avila CA,Burleson J, Poling J, Tennen H, Rounsaville BJ, Kranzler HR. Personality and substance use disorders as predictors of criminality. Compr Psychiatry 2000;41(4):276-83.

31. Y›lmaz R, fiahin E, ‹nci Y, Suyolcu S, Mutlu H, De-miröz Avc› S, Karatafl Z, Birincio¤lu ‹. Rize ili dene-timli serbestlik ve yard›m merkezi flube müdürlü¤ü-ne 2006 y›l› flubat-eylül dömüdürlü¤ü-neminde gelen olgular›n analizi. E-Dergi 2008;(5):37-40.

32. Alt›ntoprak EA, Akgür SA, Coflkunol H. Yasa d›fl› madde kullan›m› nedeniyle denetimli serbestlik ted-biri uygulanan kiflilerde tedavi uygulamalar› ve tok-sikolojik Analiz. Türkiye’de Psikiyatri 2007;9 (3):165-172.

‹‹lleettiiflfliimm::

Yrd.Doç.Dr.‹smail B‹R‹NC‹O⁄LU Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli T›p Anabilim Dal› E-posta: ismbir@yahoo.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Madde kullanmaya başlama nedenleri formunu verin (form 3.1).. Madde kullanmaya başladıktan sonra olan olumsuz

 DENETİMLİ SERBESTLİK; KAPSAMI KANUNLARCA BELİRLENEN, ŞÜPHELİ, SANIK VE HÜKÜMLÜLER HAKKINDA MAHKEMELERCE VERİLEN ALTERNATİF CEZA VE TEDBİRLERİNİN UYGULANMASI,..

koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli

Bu nedenle; tutuklama tedbiri yerine adlî kontrol tedbirinin uygulanması, kısa süreli hapis cezası yerine eğitim kurumuna devam veya parkta ve yaĢlı bakımevlerinde

“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” suçuna ilişkindir. Bu suç

In Turkey, the probation personnel are hesitant about the implementation of the existing executions according to the “treatment and probation” decision given by

Çocukluk Döneminde Üçüncü Ventrikül Kolloid Kiste Bağlı Gelişen Akut Hidrosefali.. Acute Hydrocephalus Due To Childhood Colloid Cyst of The

Yandaki tabloda ikiĢer tane yazılmıĢ üç basamaklı sayıları bulup farklı renklere boyayın ve. Sayı