• Sonuç bulunamadı

Phokaia Arkaik Dönem ticari amphoraları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Phokaia Arkaik Dönem ticari amphoraları"

Copied!
375
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

T.C.

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI ARKEOLOJİ PROGRAMI

DOKTORA TEZİ

PHOKAIA ARKAİK DÖNEM TİCARİ AMFORALARI

Emre OKAN

Danışman

Prof. Dr. Meral AKURGAL

(2)
(3)

iii

YEMİN METNİ

Doktora Tezi olarak sunduğum. “Phokaia Arkaik Dönem Ticari Amforaları” adlı çalışmanın, tarafımdan, bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarakyararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

…/…./2011 Emre OKAN

(4)

iv ÖZET

Doktora Tezi

Phokaia Arkaik Dönem Ticari Amforaları

Emre OKAN

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Anabilim Dalı

Arkeoloji Programı

1989 yılında, Prof. Dr. Ömer Özyiğit başkanlığında başlayan Phokaia 3. dönem kazı çalışmaları, Phokaia antik kentinin önemli ölçüde gün yüzüne çıkmasını sağlar. Bu çalışmalarda, modern yerleşimin izin verdiği ölçüde, antik kentin tabakalaşması anlaşılmaya çalışılır. Ancak Phokaia’nın en parlak dönemi olan, İ.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısı ile İ.Ö. 546 yılları arasındaki yaklaşık 100 yıllık süreç ve bu süreç içinde kentin rolü, antik kaynakların verdiği bilgiler ile sınırlıdır. Kentte sınırlı sayıda ortaya çıkarılmışl arkaik dönem tabakalarından ele geçmiş seramikler, döneme ışık tutacak önemli malzemelerdir. Bunlar arasında yer alan ticari amphora parçaları ise Phokaia kentinin arkaik dönemdeki ticari hareketliliğine farklı bir boyut getirecek niteliktedir. Bu amaçla Klazomenai Khios ve Lesbos’un da aralarında bulunduğu, Kuzey Ionia ve Aiolis kentleri ile Samos ve Miletos’un yer aldığı Güney Ionia kentlerine ve Etruria bölgesine ait ticari amphoralar yoğunluk durumları da göz önünde bulundurularak tarafımdan yeniden sınıflandırıldı. Buna göre, %37.5 lik bir oranla Klazomenai amphoraları en yoğun grubu oluştururken, onu %24.7 ile Khios, %11.9 ile Lesbos, %10.3 lük oranla Samos, %9.7 lik oranla Miletos ve %2.5 lik oranla Etrüsk üretimi ticari amphora parçaları izler. Söz konusu sınıflandırma yardımıyla arkaik dönemde kentin ticari etkinliği, hangi kentlerle, dönemin hangi evresinde ilişki içinde içinde olduğu anlaşılmaya çalışıldı. Yapılan, arkeolojik çalışmalar ve yayın taramaları sonucunda, Phokaia kentinin, hem yakın kıyı ticareti hem de uzak deniz ticaretinde özellikle İ.Ö. 6. yüzyılın ilk yarısı içinde son derece etkin bir rol oynadığı, bugüne kadar, kurduğu kesin olarak bilinen kentler dışında, daha birçok kenti ya kendi kurduğu ya da kuruluşunda dolaylı rol oynadığı anlaşıldı. Kent içinde devam eden çalışmalarda ortaya çıkarılacak yeni arkaik sektörler ve bu sektörlerden ele geçecek materyal, Phokaia’nın söz konusu döneme ilişkin karanlık yanlarına biraz daha ışık tutacaktır.

Anahtar Kelimeler: Phokaia, Arkaik Dönem, Ticari Amphora, Ticaret, Kolonizasyon, Oryantalizan Dönem

(5)

v ABSTRACT

Doctoral Thesis

Archaic Trade Amphoras From Phokaıa Emre OKAN

Dokuz Eylül University

Graduate School of Social Sciences

Department of Classical Archaeology Classical Archaeology Program

The 3rd term excavation works of Phokaia has begun in 1989 under the presidency of Prof. Dr. Omer Ozyigit and it significantly caused the antique site of Phokaia to come to light. The stratifying of the antique city has been studied in these excavations within the bounds of modern settlement. But, the information about the period of 100 years between the second half of 7th century B.C. and 546 B.C., which was the Phokaia’s majestic time and the role of the city in this period, is limited to the information provided by ancient sources. Ceramics excavated from the limited number of archaic period layers are the most important materials that will enlighten the period. Among these ceramics, commercial amphoras show characteristics that different point of view to the trading activities of Phokaia in the archaic period. Therefore, I recategorized the commercial amphoras that belong to the Klazomenai, Khios and Lesbos sites in North Ionia and Aiolis, the Samos and Miletos sites in South Ionia and the Etruria region, by considering the number of amphoras in each site. According to the finalized categorization, Klazomenai amphoras are the most intensive group with the ratio of %37.5, followed by Khios, Lesbos, Samos, Miletos and Etruscan amphoras with percentages of %24.7, %11.9, %10.3, %9.7 and %2.5, respectively. With the help of this categorization, trading activities of Phokaia in the archaic period, its trade relations with other cities and the periods of these activities were examined. As a result of archeological studies and literature review, it is understood that the city of Phokaia had a very active role in both near coastal and offshore trade, especially in the first half of 6th century B.C. It is also concluded that besides the colonies that are certainly known as established by Phokaia, many others were established directly or indirectly by Phokaia. The new archaic sectors that will be excavated in the ongoing studies in the site and the materials that will be gained from those sectors may a little bit more enlighten the dark side of the Phokaia’s stated period.

Key Words: Phocaea, Archaic Period, Trade Amphora, Trade, Colonisation, Orientalizing Period

(6)

vi

İÇİNDEKİLER

TEZ ONAY SAYFASI ii

YEMİN METNİ iii

TÜRKÇE ÖZET iv

İNGİLİZCE ÖZET v

İÇİNDEKİLER vi

KISALTMALAR xi

TABLOLAR ve HARİTALAR LİSTESİ xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ xiv

GİRİŞ 1

1.BÖLÜM

FOÇA’DA AÇIĞA ÇIKARILAN ARKAİK DÖNEM SEKTÖRLERİ

1.1. Phokaia İlk Yerleşim Alanı 8

1.2.Athena Tapınağı 9

1.3.Güney Nekropolis ve Sunaklar Alanı 12

1.4.Halise Erensoylu (Arkaik Megaron) 13

1.5.Maltepe Tümülüsü ve Arkaik Dönem Sur Duvarı 15

1.6.Oryantalizan Dönem Seramik Atölyesi 16

1.7.Mozaikler Alanı 17

(7)

vii

2.BÖLÜM

PHOKAIA KAZILARINDA BULUNAN ARKAİK DÖNEM TİCARİ AMPHORALARI

2.1. KLAZOMENAI TİCARİ AMPHORALARI 18

2.1.1. İ.Ö. 650-600 Yılları Arasına Tarihli Klazomenai Amphoraları 21

2.1.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 21

2.1.1.2. Bezeme Özellikleri 24

2.1.1.3. Tarihleme 25

2.1.2. İ.Ö. 600-550 Yılları Arasına Tarihli Klazomenai Amphoraları 26

2.1.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 26

2.1.2.2. Bezeme Özellikleri 29

2.1.2.3. Tarihleme 30

2.1.3. İ.Ö. 550-500 Yılları Arasına Tarihli Klazomenai Amphoraları 32

2.1.3.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 32

2.1.3.2. Bezeme Özellikleri 37

2.1.3.3. Tarihleme 37

2.2. KHIOS TİCARİ AMPHORALARI 39

2.2.1. İ.Ö. 650-600 Yılları Arasına Tarihli Khios Amphoraları 40

2.2.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 41

2.2.1.2. Bezeme Özellikleri 42

2.2.1.3. Tarihleme 43

2.2.2. İ.Ö. 600-550 Yılları Arasına Tarihli Khios Amphoraları 45

2.2.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 45

2.2.2.2. Bezeme Özellikleri 48

2.2.2.3. Tarihleme 50

2.2.3. İ.Ö. 550-500 Yılları Arasına Tarihli Khios Amphoraları 53

2.2.3.1. Tip A (Baca Boyunlu) Khios Amphoraları 54

2.2.3.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 54

(8)

viii

2.2.3.2. Tip B (Şişkin Boyunlu) Khios Amphoraları 58 2.2.3.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 59

2.2.3.2.2. Bezeme Sistemi 61

2.2.3.2.3.Tarihleme 62

2.3. LESBOS TİCARİ AMPHORALARI 67

2.3.1. Gri Renkli Lesbos Amphoraları 70

2.3.1.1. İ.Ö. 650-600 Yılları Arasına Tarihli

Gri Lesbos Amphoraları 70

2.3.1.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 70

2.3.1.1.2. Tarihleme 72

2.3.1.2. İ.Ö. 600-550 Yılları Arasına Tarihli

Gri Lesbos Amphoraları 73

2.3.1.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 73

2.3.1.2.2. Tarihleme 76

2.3.1.3. İ.Ö. 550-500 Yılları Arasına Tarihli

Gri Lesbos Amphoraları 79

2.3.1.3.1. Tip A (Phi Tip) Lesbos Amphoraları 79 2.3.1.3.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 79

2.3.1.3.1.2. Tarihleme 80

2.3.1.3.2. Tip B Lesbos Amphoraları 81

2.3.1.3.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 81

2.3.1.3.2.2. Tarihleme 83

2.3.2. Kırmızı Renkli Lesbos Amphoraları 84

2.3.2.1. İ.Ö. 600-550 Yılları Arasına Tarihli

Kırmızı Lesbos Amphoraları 85

2.3.2.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 86

2.3.2.1.2. Tarihleme 88

2.3.2.2. İ.Ö. 550-500 Yılları Arasına Tarihli

Kırmızı Lesbos Amphoraları 89

(9)

ix

2.3.2.2.2. Tarihleme 92

2.4. SAMOS TİCARİ AMPHORALARI 94

2.4.1. İ.Ö. 650-600 Yılları Arasına Tarihli Samos Amphoraları 96

2.4.1.1. Form özellikleri ve Kil Yapısı 96

2.4.1.2. Tarihleme 98

2.4.2. İ.Ö. 600-550 Yılları Arasına Tarihli Samos Amphoraları 100

2.4.2.1. Tip A (Küresel Gövdeli) Samos Amphoraları 100 2.4.2.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 100

2.4.2.1.2. Tarihleme 101

2.4.2.2. Tip B (Armut Formlu) Samos Amphoraları 103

2.4.2.2.1 Form Özellikleri ve Kil Yapısı 103

2.4.2.2.2. Tarihleme 104

2.4.3. İ.Ö. 550-500 Yılları Arasına Tarihli Samos Amphoraları 105

2.4.3.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 106

2.4.3.2. Tarihleme 107

2.5. ZEEST-SAMOS TİCARİ AMPHORALARI 110

2.5.1. Tip A Zeest-Samos Amphoraları 112

2.5.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 113

2.5.1.2. Tarihleme 114

2.5.2. Tip B Zeest-Samos Ticari Amphoraları 116

2.5.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 116

2.5.2.2. Tarihleme 117

2.5.3. Tip C (Pithoid Tip) Zeest-Samos Amphoraları 118

2.5.3.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 118

2.5.3.2. Tarihleme 119

2.6. MİLETOS TİCARİ AMPHORALARI 121

2.6.1. İ.Ö. 650-600 Yılları Arasına Tarihli Miletos Amphoraları 124

2.6.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 124

2.6.1.2. Tarihleme 126

(10)

x

2.6.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 129

2.6.2.2. Tarihleme 131

2.6.3. İ.Ö. 550-500 Yılları Arasına Tarihli Miletos Amphoraları 133

2.6.3.1. Tip A Miletos Amphoraları 133

2.6.3.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 133

2.6.3.1.2. Tarihleme 134

2.6.3.2. Tip B Miletos Amphoraları 135

2.6.3.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 135

2.6.3.2.2. Tarihleme 137

2.7. ETRÜSK TİCARİ AMPHORALARI 140

2.7.1. Tip A Etrüsk Amphoraları 142

2.7.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 142

2.7.1.2. Tarihleme 144

2.7.2. Tip B Etrüsk Amphoraları 145

2.7.2.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı 146

2.7.2.2. Tarihleme 147

3. BÖLÜM

ARKAİK DÖNEM DENİZCİLİĞİNDE PHOKAIA’NIN YERİ

3.1.Mısır’daki Phokaia’lılar 150

3.2.Batı Akdeniz’deki Phokaia’lılar 151

SONUÇ 157 KATALOG 165 KAYNAKLAR 275 TABLOLAR 296 HARİTALAR 298 LEVHALAR VE ŞEKİLLER 307

(11)

xi KISALTMALAR

AA- Archaeologischer Anzeiger ADerg- Arkeoloji Dergisi

AJA- American Journal of Archaeology AM- Athenische Mitteilungen

AST- Araştırma Sonuçları Toplantısı

BASOR- Bulletin of the American Schools of Oriental Research BCH- Bulletin de Cerrespondence Hellénique

BCH Suppl- Bulletin de Cerrespondence Hellénique Supplementary BSA- The Annual of British Shools at Athens

CahCerEg- Cahiers de la céramique égyptienne CahArchSubaq- Cahiers d'archéologie subaquatique

İstMitt- Istanbuler Mitteilungen

IEJ- Israel Exploration Journal

IzvVarna- Izvestija na Narodnija muzej Varna JHS- Journal of Hellenic Studies

KSIA- Kratkie soobščenija o dokladach I polevych issledovanijach Instituta archaeologii KST- Kazı Sonuçları Toplantısı

MatCercA- Materiale şi cercetăli archeologice

MatIsslA- Materialy i issledovanijapo archeologii SSSR MÉFRA- Mélange de l’Ecole française de Rome

(12)

xii MIA- Materials and Investigations on the Archaeology of the USSR

MilForsh.- Milesische Forschungen MM- Madride Mitteilungen

PALMET- Sadberk Hanım Müzesi Yıllığı PP- La Parola del Passato

RossA- Rossijkaja Archeologia StTroica- Studia Troica

TelAvivJA- Journal of the Institute of the Archaeology of Tel Aviv University VDI- Vestnik drevnej istorii

(13)

xiii TABLOLAR VE HARİTALAR LİSTESİ

Tablo 1- Amphoraların Sektörel Dağılımı Tablo 2- Amphoraların Yüzdesel Dağılımı Tablo 3- Amphoraların Sektörlere Göre Dağılımı Harita 1- İzmir ve Çevresi

Harita 2- Foça Arkaik Dönem Sektörleri

Harita 3- Klazomenai Amphoraları Dağılım Alanları Harita 4- Khios Amphoraları Dağılım Alanları Harita 5- Lesbos Amphoraları Dağılım Alanları Harita 6- Samos Amphoraları Dağılım Alanları Harita 7- Zeest Samos Amphoraları Dağılım Alanları Harita 8- Miletos Amphoraları Dağılım Alanları Harita 9- Etrüsk Amphoraları Dağılım Alanları

(14)

xiv

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1- Abdera Nekropolisi, İ.Ö.650-640, Skarlatidou 2004, Fig. 28.

Şekil 2-Kalabak II Nekropolisi; İ.Ö. 635-600, Sezgin 2004, Fig. 8.

Şekil 3-Giglio Adası Batığı, İ.Ö. 610-600, Bound 1991, Fig. 20.

Şekil 4-Akpınar Nekropolisi, İ.Ö. 630-600, Sezgin 2004, Fig. 7.

Şekil 5- Akpınar Nekropolisi, İ.Ö. 600-575, Sezgin 2004, Fig. 11.

Şekil 6- Vulci, Tomba Contorni, İ.Ö. 6. yüzyılın ilk çeyreği, Rizzo 1990, Fig. 197.

Şekil 7- Pabuçburnu Batığı, İ.Ö. 600-550, Greene vd. 2008, Fig. 11.

Şekil 8- Bon Porte I Batığı, İ.Ö. 550-530, Pomey-Long 1992, No. 3.

Şekil 9- Salamis Nekropolisi, 33 Nolu Mezar, İ.Ö. 550-500, Gjerstad 1977, Pl. XXIII-2.

Şekil 10- Pointe Lequin 1A Batığı, İ.Ö. 530-510, Long vd. 1992, Fig. 45-2.

Şekil 11- Cerveteri, Monte Abatone Nekropolisi, 4 Nolu Mezar, İ.Ö. 650, Rizzo 1990, Fig. 346.

Şekil 12- Salamis, İ.Ö. 7. yüzyıl son çeyreği, Calvet-Yon 1977, Pl. X, Kat. No. 105.

Şekil 13- Saqqara, Akhetetep Mastabası, İ.Ö. 600-580, Lecuyot 2007, Fig. 1-10, Photo I- S.P. 326.

Şekil 14- Kıbrıs, İ.Ö. 600-575, Gjerstad 1977, PL. XXI, Kat. No. 6

Şekil 15- Phokaia 2008, Athena Tapınağı Podium Alanı, G9-H9 kareleri. Khios Kat. No. 19,

Etrüsk Kat. No. 5.

Şekil 16- Oryantalizan Dönem Seramik Atölyesi Sektörü, çöplük buluntusu beyaz astarlı

amphora parçaları.

(15)

xv

Şekil 18- Ukrayna, Nadlimanskoe III 41 nolu çukur-Korotich 2 nolu kurgan, Bandurovsky 2001,

Pic. 1, No. 10-11.

Şekil 19- İ.Ö. 500-475, Dupont 1998, Fig. 23.2 d.

Şekil 20- Miletos Athena Tapınağı, İ.Ö. 500-480, Niemeier 1999, Abb. 28, No. 17.

Şekil 21- Atina-Kerameikos, İ.Ö. 500-490, Knigge 1988, Abb.34.

Şekil 22- Atina Agorası, İ.Ö. 630-610, Brann 1962, Pl. 13.

Şekil 23-Mezad Hashavyahu, İ.Ö. 604 öncesi, Fantalkin 2001, Fig. 34, No. 2.

Şekil 24- Rifriscolari Nekropolisi, İ.Ö. 600-550, Dupont 1998, Fig. 23.4 b.

Şekil 25- Oryantalizan Dönem Seramik Atölyesi çöplük malzemesi.

Şekil 26- Migdol T21/2 yerleşimi, İ.Ö. 550-525, Oren 1984, Fig. 23-6.

Şekil 27- Iufaa Kuyu buluntusu, İ.Ö. 550-525, Smolarikova 2002, Pl. II, No. I.

Şekil 28- Sadberk Hanım Müzesi Kolleksiyonu, Çavdar 1998, Kat. No. 1.

Şekil 29- Bourgas Körfezi, Debelt, Çukur 1-2, İ.Ö. 600-580, Tzochev 2011, Pl. III, No. 3.

Şekil 30- Sadberk Hanım Müzesi Kolleksiyonu, Çavdar 1998, Kat. No. 12.

Şekil 31- Phokaia, arkaik Dönem sur duvarı, giriş kapısı, İ.Ö. 546, S.Özyiğit, Foça Phokaia

1998, s.43.

Şekil 32- Berezan Hermitage Müzesi Kolleksiyonu, İ.Ö. 600-570, Dupont 2005, Kat. No. 3.

Şekil 33 a- Vulci, Mezar 61, Cat. XVI, 1, Rizzo 1990, Fig. 351.

Şekil 33 b- Vulci, Mezar 81, Cat. XIV, 1, Rizzo 1990, Fig. 352.

Şekil 34- Giglio Adası Batığı, İ.Ö. 600, Bound 1991, Fig. 43, 45.

Şekil 35- Çeşme Müzesi Amphora Kolleksiyonu, Env. No. 32.

(16)

xvi

Şekil 37- Dupont 1998, Fig. 23.10 d.

Şekil 38-. Olbia Nekropolisi Mezar 38/1909, İ.Ö. 550-530, Monakhov 2003, Fig. 1, No. 4.

Şekil 39- Odessa Müzesi, Monakhov 2003, Fig. 1, No.1.

Şekil 40- Pabuçburnu Batığı, Greene vd. 2008, Fig. 4-5.

Şekil 41- Migdol, T21/2, Oren 1984, Fig. 23, No. 5.

Şekil 42- Ialysos Nekropolisi, Dupont 1998, Fig. 23.7 f.

Şekil 43- Miletos Athena Tapınağı, Niemeier 1999, Abb. 29, No. 19.

Şekil 44 a- Vulci, Mezar No. 2, Cat. XXI, 2, Rizzo 1990, Fig. 373.

Şekil 44 b- Vulci, Tomba Radicetti, 10.11.73, Cat. XXII, 20, Rizzo 1990, Fig. 374.

Şekil 45- Athena Tapınağı buluntusu griffon bezemeli seramik parçası.

Şekil 46- Etrüsk Tip 3A, Py 1993, A-ETR 3A.

Şekil 47- Etrüsk Tip 3B, Py 1993, A-ETR 3B.

(17)

1

GİRİŞ

İzmir’in 70 km. kadar kuzeybatısında yer alan Foça ilçesi, altında, antik dünyanın en önemli ve büyük kentlerinden birini barındırır. Bu kent, Herodotos tarafından da önemle bahsedilmiş, Tanrı kadın Athena’nın kenti Phokaia’dır (Harita. 1). Kuruluşu İ.Ö. 2. binlerin başına kadar uzanan kent, en parlak dönemini, İ.Ö. 7. yüzyılın sonu ile Pers ordusu tarafından tahrip edildiği İ.Ö. 546 yılları arasında yaşar. Bu süre içinde, uzun deniz yolculuklarına çıkıp, Cebelitarık Boğazı’ndan, Mısır’da Naukratis kentine kadar uzanan geniş bir coğrafya’da hem ticaret, hem de korsanlık yaparak, yaklaşık İ.Ö. 600 yılından İ.Ö. 540 yılına kadarki süre içinde, tüm Batı Akdeniz havzasında tek hakim güç olurlar. Bu güç çok sayıda koloni kenti ve “emporion” un kuruluşunu da beraberinde getirir.

1913 yılında Fransız Arkeolog Felix Sartiaux tarafından keşfedildiği döneme kadar sadece adı bilinen kent, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından 1950 yılından itibaren yeniden ele alınır ve 1970 yılına kadar kazılır. Akurgal başkanlığındaki 2. dönem kazılarında kentin en önemli yapısı olan Athena Tapınağı gün yüzüne çıkarılır. Ancak 1970 yılından 1989 yılına kadar kentte kazılar durur. Bu süreç Foça ilçesinin imara açıldığı ve bu nedenle Phokaia antik kentinin büyük ölçüde zarar gördüğü bir dönemdir. 1989 yılından itibaren ise, 1997-2004 yılları arasında şahsımında kazı ekip üyesi olarak yer aldığı, Prof. Dr. Ömer Özyiğit başkanlığındaki 3. dönem kazıları başlar ve bu kazılar halen devam etmektedir. 3. dönem kazıları, üzerinde modern yerleşimin varolması sebebiyle, belli başlı alanlarda gerçekleştirilir. Ancak kazılan alanlar sınırlı olmasına rağmen, Athena Tapınağı’da dahil olmak üzere, kentin en görkemli zamanlarına tanıklık eden mimari buluntuların yer aldığı sektörler gün ışığına kavuşur.

Tüm bu sektörler, kentin arkaik dönem dini ve sivil mimarisine ışık tutarken, ele geçen seramikler de kentin günlük yaşantısı hakkında ipuçları verir. Bu seramiklerin önemli bir bölümünü ise farklı merkezlere ait ticari amphoralar oluşturur. Bugüne kadar Tayfun Selçuk tarafından hazırlanan yüksek lisans tezi dışında, kentte ele geçen arkaik

(18)

2 dönem ticari amphoraları hakkında geniş kapsamlı bir çalışma gerçekleştirilmemiş olması, Phokaia’nın arkaik dönemdeki ticari ticari etkinliği ile ilgili bilgilerin eksik kalmasına nedendir. Bunun yanında, 2002 yılında, kentin güneyinde açığa çıkarılan, oryantalizan dönem seramik atölyesi ve bu atölyeye ait çöplük alanının açığa çıkarılmış olması, kentin oryantalizan ve arkaik dönem içindeki, seramik –özellikle amphora- üretme potansiyeline ışık tutacak niteliktedir. Bu amaçla, söz konusu dönemlerde, Phokaia kentinin amphora üretip üretmediği, hangi kentlerle ticari ilişki içinde olduğu ve arkaik dönem ticaretinde ne tür bir rol oynadığını anlamak amcıyla tarafımdan, oryantalizan dönem seramik atölyesi buluntuları esas alınarak, kentteki arkaik sektörlerden ele geçmiş olan ticari amphora parçaları, daha geniş kapsamlı bir şekilde ve son dönem yayınlarındaki sonuçlar da dikkate alınarak yeniden ele alınmıştır.

Bu çalışmada öncelikli olarak, birçoğunda şahsımında yer aldığı arkaik sektörlerde gerçekleştirilen kazılar sırasında ele geçen amphora parçaları, diğer seramik grupları arasından ayrılmış, gruplaması, Çiz.i ve bir kısmının fotoğraflaması yapılmıştır. Tüm bu çalışmaların ardından amphoralar ana üretim merkezlerine göre tipolojik olarak sınıflandırılmıştır. Bu aşamada, özellikle kapalı kontekst olarak değerlendirebileceğimiz, oryantalizan atölye çöplüğü ile nekropolis alanlarından ele geçen amphoraların, kontekstlerinde yer alan farklı seramik malzemenin de fotoğraflaması yapılarak, amphoraların tarihlemesinde yardımcı malzeme olarak kullanılmıştır. Böylelikle, hem yayınlar hem de söz konusu malzeme yardımıyla amphoralar kronolojik olarak da tanımlanmıştır. Bu tanımlamada, büyük oranda farklı merkezlerdeki mezar, kuyu, tahrip tabakası, çöplük gibi kesin tarih veren kontekstlerden ele geçmiş ve yayınlanmış benzer örneklerden de yararlanılmıştır. Yukarıda tanımlanan çalışmalar sonucunda, Phokaia bulutnusu amphoralar içinde yedi farklı amphora formu ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan üçü Klazomenai, Khios ve Lesbos’u içine alan Kuzey Ionia ve Aiolis bölgesi üretimi, ikisi Samos ve Miletos’u kapsayan Güney Ionia üretimi amphoralardır. Tek bir amphora formu ise, Batı Anadolu’da Phokaia dışında başka bir merkezde ele geçmemiş olan Etruria bölgesi üretimi şarap amphoralarıdır.

(19)

3

“Phokaia Arkaik Dönem Ticari Amphoraları” başlıklı çalışmam, toplam üç

bölümden oluşur. Foça’da Açığa Çıkarılan Arkaik Dönem Sektörleri” ana başlıklı birinci bölümde, giriş kısmında ismen değinilen arkaik dönem sektörleri, sekiz alt başlık halinde, daha detaylı olarak anlatılır. Bu sektörler: Foça’nın güneyindeki tepelerin yamacında yer alan ve arkaik döneme ait bir megaron yapısı ile İ.Ö. 2. bin yıla ait mimari yapıları içinde barındıran ilk yerleşim alanı, özellikle arkaik dönemden itibaren Roma dönemine kadar kullanım görmüş olan nekropol alanı, kentin güneyinde, deniz kıyısına yakın bir noktada, Oryantalizan döneme tarihlenen ve kentin seramik üretimiyle ilgili en erken tarihli buluntuların ele geçtiği seramik atölyesi ve çöplüğü, bugünkü kent merkezine yakın bir noktada, ilk yerleşim alanındakine plan olarak çok benzeyen bir megaronun yer aldığı Halise Erensoylu arsası, yine kent merkezinde yer, İ.Ö. 7. yüzyıl ikinci yarısından İ.S. 6-7. yüzyıllara kadarki yaklaşık 1000 yıllık yerleşimin kesintisiz takip edilebildiği ve çıkan mozaikler nedeniyle mozaikli alan olarak bilinen sektör, modern Foça mezarlığının hemen yanında, Hellenistik döneme tarihli bir tümülüs’ün dolgusu altında kalmış ve sağlam olarak korunmuş, arkaik dönem kent suru ile 2009 yılı kazı sezonunda, Komando Okulu yakınında şahısa özel arazide yapılan kazılarda ortaya çıkarılan arkaik yerleşim katmanıdır. Ancak, son anda tez kataloğuna eklenen amphora parçalarının ele geçtiği, İsmetpaşa Mahallesi, 1056 ada 13 parseldeki kazı çalışmalarına, bilimsel yayını henüz gerçekleştirilmediği için kısaca değinilir.

Tezin ana konusunu oluşturan ticari amphoralar ise, “Phokaia’da Ele Geçen

Arkaik Dönem Ticari Amphoraları” ana başlığı altında, yedi alt başlıkta incelenir. Bu

bölümde, Phokaia antik kentinin ticari ilişki kurmuş olduğu bölgelerdeki kentlerde üretildikleri bilinen amphoralar, form gelişimleri esas alnıarak anlatılmaya çalışılmıştır. Yukarıda bahsedilen arkaik sektörlerden, ele geçen amphora parçalrı dışında, Foça açıklarından balıkçılar tarafından çıkarılmış ve kazıevi deposuna teslim edilmiş üç adet tam amphora da tez kataloğuna dahil edilmiştir.

İkinci bölümü meydana getiren, yedi alt başlık içinde amphoraların dönemsel form gelişimleri esas alınmıştır. Bu bölümde, İ.Ö. 7. yüzyıl ikinci yarısından İ.Ö. 6.

(20)

4 yüzyıl sonuna kadarki süreç, her amphora formu için –istisnai örnekler dışında- üç farklı döneme ayrılır (İ.Ö. 650-600, İ.Ö. 600-550, İ.Ö. 550-500). Her dönem bir alt başlık olarak ele alınır. Bu alt başlık ta kendi içinde iki ya da üç alt başlığa ayrılır. Buna göre, amphoraların sahip olduğu form özellikleri ile kil özellikleri “Tipolojik Özellikleri ve

Kil Yapısı” başlığı altında anlatılır. Eğer amphoralar bezemeye sahip ise, bu özellikleri, “Bezeme Sistemi” alt başlığında, karşılaştırmalı örnekler yardımıyla tanımlanır.

Amphora formlarının tanımlanmasındaki son alt başlık olan “Tarihleme” kısımında ise, Phokaia’da ele geçmiş olan amphoraların hem benzer örnekler yardımıyla hem de eğer varsa, kontekstinde ele geçmiş diğer malzemeler yardımıyla tarihlendirilmesi yapılır.

Bu çalışmada amphoraların tanımlanmasında, “tip” e dayalı klasik yöntemden farklı bir yöntem kullanılmıştır; çünkü ticari amphoralar da diğer seramik ürünler gibi dönem içerisinde farklı form özellikleri gösterirler. Ancak her form özelliği bu amphoraların ayrı bir tip olduğunu göstermez. Tam tersine klasik anlayıştaki her form aslında amphoraların dönem içinde modaya uygun olarak geçirdikleri gelişimi gösterir. Eğer bir merkez, yüzyılın belli bir döneminde birbirinden farklı formlara sahip amphoralar üretiyorsa (Khios, Lebos, Samos, Miletos vb.), tip tanımlaması burada devreye girer ve aynı dönem içinde üretilmiş farklı formdaki amphoralar tip adıyla sınıflandırılır. İşte Phokaia örneklerinin sınıflandırılmasında da bu yöntem esas alınmış ve farklı bir bakış açısı yakalanmaya çalışılmıştır.

2. bölümde amphoralar, yoğunluk derecelerine göre, sınıflandırılmışlardır. İlk grup, Klazomenai amphora grubudur. Toplam 75 örnekle temsil edilen bu gruba ait amphoraların form gelişimi üç ana kronolojik dönem baz alınarak gerçekleştirilmiştir (İ.Ö. 650-600, İ.Ö. 600-550, İ.Ö. 550-500).

Klazomenai amphoralarından sonraki en yoğun ele geçen amphoralar, Khios amphoralarıdır. Toplam 48 örnekle temsil edilir. Klazomenai amphoraları gibi form gelişimleri üç dönem içinde incelenmiştir. Ancak İ.Ö. 550-500 yılları arasında iki farklı

(21)

5 form görülür. Bu nedenle bu döneme ait Khios amphoraları tarafımdan Tip A Khios ve Tip B Khios adıyla sınıflandırılır.

Üçüncü amphora grubunu Lesbos amphora parçaları oluşturur. Bu gruba dahil edilen amphoralar gri renkli ve kırmızı renkli amphoralar olmak üzere iki alt gruba ayrılır. Her iki grup, Klazomenai ve Lesbos amphoraları gibi üç dönem içinde incelenir. Gri renkli amphoaların İ.Ö. 6. yüzyılın ikinci yarısında üretilen örneklerinde iki farklı form göze çarpar. Bu yüzden bu döneme ait gri renkli amphoralar, Khios amphoralarında olduğu gibi Tip A (Phi Tip) Lesbos ve Tip B Lesbos olmak üzere iki alt gruba ayrılarak incelenmiştir.

Sayısal açıdan dördüncü grubu, Samos amphoraları oluşturur. Bu gruba ait amphoralar da, diğer üç grup gibi üç kronolojik dönem içinde incelenir. İ.Ö. 6. yüzyılın ilk yarısında, küresel gövdeli ve armut formlu gövdeye sahip Samos amphoraların üretilmesi nedeniyle, Phokaia buluntusu amphoralar da Tip A Samos veTip B Samos adıyla iki alt gruba ayrılmıştır.

Güney Ionia üretimi olarak kabul edilen bir diğer amphora grubu ise, Rus araştırmacı Zeest tarafından tanımlandıkları için O’nun adıyla anılan Zeest-Sams amphoralarıdır. Boyunlarında yer alan ince yiv ve profilli kaideleriyle tanınan bu form,

İ.Ö. 6. yzüyılın ikinci yarısı içinde, üç farklı tipte üretilmiştir. Bu nedenle, tez kataloğuna dahil edilen beş adet Zeest Samos amphora parçası, Tip A Zeest Samos, Tip B Zeest Samos ve Tip C Zeesta Samos olmak üzere üç alt başlıkta incelenmiştir.

Miletos amphoraları, Phokaia’da ele geçen bir diğer güney Ionia amphora grubunu oluşturmaktadır. Bu gruba ait amphoraların form gelişimi, Klazomenai, Lesbos, Samos ve Khios amphoraları gibi üç dönem içinde incelenmiştir. Miletos amphoraları içinde de, İ.Ö. 6. yüzyılın ikinci yarısında üretilmiş iki farklı form görülmektedir. Bu çalışmada, bu iki form Tip A Miletos ve Tip B Miletos amphoraları olmak üzere iki alt grupta incelenmiştir.

(22)

6 2. bölümün son amphora grubunu Etrüsk üretimi amphoralar oluşturur. Toplam 6 örnekle temsil edilen bu form, diğer örneklerden farklı olarak sadece İ.Ö. 600-550 yılları arasını kapsayan döneme aittir. Bu dönem içinde üretilmiş iki farklı formu olması nedeniyle, Phokaia buluntusu Etrüsk amphoraları da, Tip A Etrüsk ve Tip B Etrüsk amphoraları olarak iki lat başlıkta tanımlanmıştır.

“Arkaik Dönem Deniz Ticaretinde Phokaia’nın Yeri” başlıklı üçüncü ve son

bölümde, Phokaia antik kentinin İ.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kurduğu koloni kentleri ile farklı merkezlerle olan ticari ilişkileri, ana konu olan amphoralardan sapmayacak ancak ana konuyla bağdaştırılabilecek şekilde, genel hatlarıyla anlatılmaya çalışılır. Bu bölümde Phokaia’nın ticari faaliyetleri, “Mısır’daki Phokaia’lılar” olarak adlandırılan birinci alt başlıkta, Phokaia’nın Naukratis kenti ile olan ilişkilerine değinilir.

“Batı Akdeniz’deki Phokaia’lılar” isimli ikinci alt başlık ise, Phokaia’nın Batı

Akdeniz havzasındaki ticari ilişkileri, kurduğu koloniler ve bu kolonilerin kuruluş amaçlarını kapsar.

Sonuç bölümünde, özellikle amphoraların anlatıldığı ikinci bölümden elde edilen veriler ile ticari faaliyetlerin anlatıldığı üçüncü bölümden elde edilen veriler harmanlanarak, ticari amphoralar ışığında kentin arkaik dönem ticaretine ve amphora üretimine yönelik elde edilen sonuçlar bilim dünyasıyla paylaşılmıştır.

Tezin Tablolar bölümünde, Phokaia’da ele geçen amphoraların sektörel dağılımı, yüzdesel dağılımı ve amphoraların sektörlere göre dağılımını gösteren üç adet tablo yer alır. Haritalar kısmında ise, Phokaia’nın bölgedeki yeri ve Phokaia’daki arkaik sektörlerin yerini gösteren haritalar (Harita 1-2) ile Phokaia’da ele geçen ticari amphoraların genel dağılım alanlarını koronolojik olarak gösteren haritalar (Harita 3-9) ve en son da Phokaia’nın arkaik dönemde kurduğu kentler ile ticari ilişkilerde bulunduğu kentlerin bir arada gösterildiği harita (Harita 10) yer alır. Levhalar kısmında ise 1-39 numaralı levhalarda Phokaia buluntusu amphoralara ait Çiz. ve Res.ler , 40-53 numaralı levhalarda ise farklı merkezlerden ele geçmiş örneklere ait Çiz. ve Res.ler ile

(23)

7 Phokaia’daki sektörlerden ele geçen amphoralara ve diğer tarihleyici malzemeye ait Res.lere yer verilmiştir.

(24)

8

BÖLÜM 1

FOÇA’DA AÇIĞA ÇIKARILAN ARKAİK DÖNEM SEKTÖRLERİ

1.1.Phokaia İlk Yerleşim Alanı

Phokaia’da Felix Sartiaux tarafından 1912-1920 yılları arasında gerçekleştirilen ilk dönem kazıları1 ile Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından 1952-1970 yılları arasında gerçekleştirilen ikinci dönem kazıları2 sırasında ele geçen buluntular, kentin

İ.Ö. 11. yüzyılda Aioller tarafından kurulmuş olduğunu gösteriyordu. Ancak, Prof. Dr. Ömer Özyiğit başkanlığında gerçekleştirilen 3. dönem kazılarının 8. sezonu olan 1996 yılı çalışmaları sırasında kentin güneyindeki yamaçlarda, III. Derece Arkeolojik Sit Alanında yapılan kazılar, bize İ.Ö. 11. yüzyıldan çok daha önce, İ.Ö. 3. bin yıl sonları ile

İ.Ö. 2. binyıl başlarında kentin burada var olduğunu gösterdi (Harita 2)3.

İlk Yerleşim Alanı olarak isimlendirilen alan, Atatürk Mahallesi, 30 L-IIId pafta, 1577 ada, 4 parsele kayıtlıdır. 1996-2004 yılları arasında alanda yapılan çalışmalarda, üç evre tespit edilir. Bunlardan en erkeni İ.Ö. II. bin yerleşimidir ve İ.Ö. 18-17. yüzyıllara tarihlenir. Daha sonraki yerleşim evresi ise Geometrik Döneme yapı katıdır4. Ancak tezin kapsamına giren amphoraların ele geçtiği tabaka, üçüncü yapı evresidir. Bu evre, bir adet tam plan veren megaron ile megaronun batısında, kuzeydoğu güneybatı doğrultusunda uzanan koruma duvarıyla temsil edilen Arkaik dönem yerleşimidir.

1, M.F. Sartiaux,“ Nouvelles recherches sur le site de Phocée”, Compte Rendu Acad. Inscr. Et Belles Lettres, 1921, ss.119-129; M.F. Sartiaux, “ Note sur l’exploration de l’ancienne Phocée”, Communication lue à l’Acadèmie des Inscriptions et Belles lettres, 1914, ss.6-13; M.F. Sartiaux, Eski Foça. Foça Tarihine Genel Bir Bakış, Ege Turizm Cemiyeti Yayınları: 6, İzmir 1952, ss.35-40.

2 E. Akurgal, “ Foça Kazıları ve Kyme Sondajları”, Anatolia I (1956), ss.33-40, Lev. II-VI; E. Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, İstanbul 1990, ss.364-366; Ü. Serdaroğlu, “ Foça Kazılarında Bulunan Arkaik devir

Mimarlık Eserleri”, VI. Türk Tarih Kongresi, Ankara 1967, ss.35-40.

3

Ö.Özyiğit, “2004 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 27. KST,II. 30 Mayıs-3 Haziran 2005 Antalya, s. 75, Res.. 4-5; Ö.Özyiğit, “2003 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 26. KST II., Konya 2004, ss. 43-45, Çiz. 1-12, Res. 1-3.

(25)

9 Megaron III, IV, VI ve IX nolu açmaları kapsamaktadır. Kuzey-Güney doğrultusunda uzanan megaronun gerek duvar tekniği gerekse de ölçüleri, yapının arkaik dönem başlarına ait olması gerektiği izlenimini verir. 2001 yılı çalışmaları sırasında, yapının I. tabanı üzerinde bir yanık tabakası ortaya çıkarılır. Yanık tabakası sayesinde yapının kullanımının bir yangınla sona erdiği anlaşılır. Yapının ikinci tabanının ise küçük plaka taşların yan yana döşenmesiyle oluşturulduğu görülür. Bu taban üzerinde bulunan az sayıdaki klasik dönem seramiği bize yapının klasik dönem içlerine kadar varlığını devam ettirdiğini gösterir5. Toprak taban üzerinden ele geçen seramikler, en erken İ.Ö. 6. yüzyıla tarihlenir. Taban altından ise İ.Ö. 7. yüzyıl ilk yarısına ait seramikler ele geçer ve bu sayede yapı, İ.Ö. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenir6.

Megaronun batısında, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan koruma duvarı ise I, II, VII ve VIII nolu açmalarda bulunur. Duvarın her iki kenarı oldukça büyük boyutlu taşlarla sınırlandırılmış ortası ise daha küçük boyutlu taşlarla doldurulmuştur. 1.65 m genişlikte, 18 m. uzunlukta ele geçen duvar etrafında yapılan ele geçen seramikler İ.Ö. 7. yüzyıl. sonu ile İ.Ö. 6. yüzyıl ilk yarısına aittir. Bu yüzden söz konusu duvar, İ.Ö. 6. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenir7.

Sonuç olarak hem megaron hem de koruma duvarı, tüm alanda ele geçen yapılar içerisinde en geç tarihe sahiptir. Veriler ışığında megaronun ilk kez İ.Ö. 7. yüzyıl. ikinci yarısında inşa edildiği ve İ.Ö. 6. yüzyıl başlarında bir yangınla sona erdiği anlaşılmıştır. Megaronun ilk kullanım evresinin sona erdiği tarihte alan koruma duvarıyla çevrelenmiştir.

1.2. Athena Tapınağı

Phokaia Antik kentinin baş tanrısı Athena’ya adanmış olan tapınak, ilk kez Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından gerçekleştirilen ikinci dönem kazılarında ortaya

5

Ö.Özyiğit, “2001 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 24. KST II, Ankara 2002, s.342, Çiz. 8.

6 Özyiğit,1996, s.775. 7 Özyiğit, s.776.

(26)

10 keşfedilir8. Tapınak alanı, yarımadanın kuzey ucunda, bugünkü liseye ait ortaokul binasının altında yer alır (Harita 2). Ord.Prof.Dr.Ekrem Akurgal tarafından 1952-57 yılları arasında sürekli ve 1970 yılına kadar aralıklarla gerçekleştirilen çalışmalar, 1998 yılında Prof.Dr.Ömer Özyiğit başkanlığında yeniden başlatılır9.

1998 yılı çalışmaları sırasında, ortaokul binasının batısındaki ağaçlık alanda başlayan kazılar sırasında tapınağın batı podyum duvarı ve duvarın güney dönüş noktası açığa çıkartılır. Çalışmalarda, Arkaik dönem tapınağına ait tüf taşı sütun tamburları dışında, tapınağın Roma dönemine ait mimarlık elemanları ile yine Roma dönemi tapınağının kireç harçla yapılmış podyum temelleri de gün yüzüne çıkarılır. Podyum dolgusu içinde yapılan çalışmalarda ise genellikle, İ.Ö. 7.yüzyıla tarihli seramiklerin bulunmuş olması, tapınağın tarihi için terminus ante quem dir10.

1999 yılı çalışmaları sırasında tapınağın güneyindeki alanda yapılan çalışmalarda, 19 yüzyıla ait Osmanlı-Rum mahallesine ait yapılar ile Arkaik dönem tapınağına ait tüf taşı mimarlık elemanları ortaya çıkarılır11.

2000-2001 yılında gerçekleştirilen çalışmalar, tapınak alanının kuzeybatısında, H5, K5-6, L5-6 açmalarında gerçekleştirilir. 1999 yılında ortaokul binasına ait tuvalet yapısının kaldırılmasıyla, bu alanda yapılan kazılarda (L5-6 açmalarında), taşları birbirine kireç harçla tutturulmuş, 2 m. kalınlığında Roma dönemi tapınağının kuzey podyum duvarı açığa çıkarılır. Podyum alanının kuzeybatı köşesinde gri taş ve toprakla oluşturulmuş Arkaik dolgu yer alır. Bu dolgu içinden gelen seramik İ.Ö. 600 yılından önceye aittir. Yine 2000 yılı kazıları sırasında, anakaya üzerine oyulmuş, olasılıkla

8 E. Akurgal, 1956 (a), ss.33-40, Lev. II-VI; E. Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, İstanbul 1990 (b),

ss.364-366; E. Akurgal, Eski Çağda Ege ve İzmir, İzmir 1993 (c), ss.56,58-59, Res. 102a, 104-108. Ayrıca ayntik yazaralrdan bazıları da Athena Tapınağı’ndan söz etmişlerdir: Xenophon,Hellenica I, 3.1; Strabon XIII, 601; Pausanias II, 31,6 ve VII, 5,4.

9

Ö.Özyiğit, “1998 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 21. KST II, Ankara 1999, ss.33-34, Res. 1-4.

10 Özyiğit 1999, Res. 1-4.

(27)

11 Tanrıça Kybele’ye ait bir adak çukuru açığa çıkarılır. Bu çukur Athena tapınağının inşasından once de bu anakayanın kutsal amaçlarla kullanıldığının en önemli kanıtıdır.

Yaklaşık 3 yıllık bir aradan sonra Athena tapınağındaki kazılar 2004 yılında yeniden başlar. Çalışmalar 2000 yılında kaldırılan ve ortaokul binasına ait olan tuvalet yapısının bulunduğu yerde (H,K-5,6,7 plankareleri) gerçekleştirilir12. Çalışmalar tuvalet yapısının bulunduğu seviyede başlar ve denizden yaklaşık 2.5 m seviyesinde sona erer. 2004 yılı kazı sezonu Athena tapınağı için önemli buluntu ve sonuçları da beraberinde getirir. En üst tabakada bulunan 19. yüzyıl Osmanlı yerleşimine ait yapıların kaldırılmasının ardından alt tabakalardan itibaren Roma dönemi Athena tapınağına ait mimarlık elemanları bulunur. Bu parçalar arasında mermer Korinth başlık parçası ile alınlığa ait mermer sima parçası önemlidir13. Bu tabakanın altında, yani Arkaik dönem Athena tapınağının dolgusu içerisinde, küçük taşlarla örülmüş oval bir duvar kalıntısı açığa çıkarılır. Batı tarafı Roma dönemi tapınağının podyum duvarı tarafından tahrip edilmiş olan yapının doğu tarafında yapılan kazılarda ele geçen seramikler yardımıyla yapının İ.Ö. 7. yüzyıldan daha erken bir tarihte yapılmış olduğu anlaşılır ki seramikler

İlk Tunç Çağı ile İ.Ö. 7. yy son çeyreğine tarihlenmektedir. 2000-2001 yılları arasında burada yapılan kazılarda ortaya çıkarılan su toplama çukuru ve nişler bu alanın tapınaktan önce de tapınım amacıyla kullanıldığını ortaya koymuş ancak başlangıcı ile ilgili bir tarih vermemişti. 2004 yılı kazıları bu konuyu aydınlatacak verileri de beraberinde getirir ve bu alanın Tunç Çağından bu yana tapınım alanı olarak kullanıldığını ortaya koyar. Bu tarih aynı zamanda ilk yerleşim alanının tarihi ile de çağdaştır. Bu da bize Athena tapınağı alanının kentin ilk kurulduğu tarihten itibaren tapınım amacıyla kullanılan yerlerden biri olduğunu gösterir.

Oval yapının etrafında gerçekleştirilen kazılarda, İlk Tunç çağı yanında Orta ve Geç Tunç çağları ile az sayıda Myken ve Myken taklidi seramik ile beli bir oranda Protogeometrik ve çok sayıda Oryantalizan dönem seramiği de ele geçti.

12

Ö.Ö.zyiğit, “2004 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 27. KST, 2. cilt, 30 Mayıs-3 Haziran 2005, Ankara, ss. 73-88.

(28)

12 2005 yılı çalışmaları Arkaik dönem Athena Tapnağı’na ait mimari elemanlar açısından zengin bir kazı sezonuydu. Çalışmalar tapınağın kuzeybatı podyum bölgesinde (H6-8, K6-8, L6-7 plankareleri) gerçekleştirildi14. Denizden 3.60 m. Seviyesinde ele geçen Roma tahrip katmanının altında bu defa Arkaik dönem tapınağının tahrip katmanıyla karşılaşıldı. Bu katmanda ele geçen seramikler yardımıyla Arkaik dönem tapınağının İ.S. 2. yüzyıl içlerine kadar varlığını sürdürdüğü anlaşıldı15.Bu tabakada (*2.50-1.50 m) tapınağa ait çok sayıda mimarlık ve heykeltıraşlık eserleri ile kalipter ve stroter parçaları ele geçti. K7-K8 plankareleri içinde Arkaik tapınağa ait Griffon ve At protomlarından oluşan önemli bir heykeltıraşlık buluntu grubuyla karşılaşıldı16. Olasılıkla Cella duvarının etrafına yerleştirilmiş olan bu heykeller, tüf taşından yapılmış ünik eserlerdir ve Ion heykeltıraşlığı için son derece önemlidir.

Ahena Tapınağı batı podyum duvarı önünde gerçekleşirilen kazılarda ortaya önemli sonuçlardan biri de bu alanın Osmanlı dönemiş de dahil olmak üzere tüm zaman dilimi içinde yerleşim görmüş olmasıdır. Bu yüzden en erken tabakada dahi geç dönemlere ait izlere rastlamak mümkündür. Bunun en güzel örneği L7 plankaresi içinde ele geçen Geç Roma dönemi seramik fırınıdır17.

Geç Osmanlı dönemine kadar iskan görmüş olan Athena tapınağı, alanı İlk Tunç Çağı’ndan 19. yy içlerine kadar kesintisiz yerleşim gösteren Foça’daki tek alan olması açısından önemlidir. Bu sayede kentteki tüm yerleşim izleri kolaylıkla takip edilebilmiştir.

1.3. Güney Nekropolis ve Sunaklar Alanı

Modern Foça yerleşimi, kanalizasyon çalışmaları sırasında, 1998 yılında, Atatürk mahallesi, Sevgi Caddesi üzerinde yoğun arkeolojik buluntuların açığa çıkması

14 Ö.Özyiğit, “2005 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 28. KST, 2. cilt, 29 Mayıs-2 Haziran 2006, Çanakkale,

ss.341-354.

15

Özyiğit 2006., s.343.

16 Özyiğit., ss.344-347, Res. 7-10. 17 Özyiğit, s.348, Res. 13.

(29)

13 nedeniyle, kanalizasyon çalışmaları durdurulur ve bu alanda bilimsel nitelikli kazılara başlanır (Harita 2)18.

Bu kazılar sırasında ilk olarak oldukça kaliteli taş işçiliğine sahip, at nalı formunda, birbirine benzer ve yakın ölçülerde iki yapı ortaya çıkarılır19. İlk ortaya çıkarılan yapı 6x5 m ölçülerinde olup, doğusunda yer alan benzeri yapıdan biraz daha büyüktür ve daha iyi korunmuştur. Söz konusu yapının girişinde üç basamak bulunur. At nalı formundaki yapılar olasılıkla sunak olarak kullanılmış olmalıdır. Her iki yapının taş işçiliği, Athena Tapınağı podyum duvarı ve Arkaik Dönem sur duvarıyla benzerlik gösterdiği için sunaklar, bu yapılarla çağdaş, yani İ.Ö. 6. yüzyıl başlarından olmalıdır. Zaten sunak yapıları içinde gerçekleştirilen sondajlarda ele geçen seramikler de yapıların

İ.Ö.6. yüzyıl başlarından önceye ait olmadığını gösterir20.

Her iki yapının hem doğusunda hem de batısında kazılara devam edildiğinde, bu alanın sunakların yapımından hemen sonra nekropol olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Nekropol Arkaik Dönem içlerinden Roma dönemine kadar varlığını korumuştur.

İnhümasyon, kremasyon ve lahit tip gömülerin yapıldığı mezarlıktaki mezarların büyük kısmı Arkaik ve Roma dönemlerine aittir. Arkaik dönem mezarlarından çok sayıda, nitelikli eser ele geçmiştir. Cam, fayans ve pişmiş toprak eserler, Mısır, Doğu Yunan ve Korinth kökenlidir. Eserler İ.Ö. 6. yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenmektedir21.

1.4.Halise Erensoylu (Arkaik Megaron) Sektörü

Söz konusu alan, modern Foça ilçesinin olduğu gibi antik Phokaia kentinin de merkezinde yer alır (Harita 2). Bugün İsmetpaşa Mahallesi, 19 pafta, 102 ada, 23 parsele kayıtlı alanda çalışmalar 1995-1996 yıllarında gerçekleştirilir22. Bu çalışmalar sırasında ele geçen en erken malzeme Geometrik ve Subgeometrik döneme aittir. Bu tabaka

18 Özyiğit,1998, ss.38-39. 19 Özyiğit, 1999, Çiz. 2, Res. 2. 20

Özyiğit 1998, s.39

21

Özyiğit 1999., Çiz. 2, Res. 4, 6-8.

22 Ö.Özyiğit, “1995 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, XVIII. KST II, Ankara 1996, ss.5-9, Çiz. 2-5, Res.

(30)

14 üzerinde, tam plan veren bir megaron yapısıyla temsil edilen, Oryantalizan ve Arkaik Dönem yerleşim katmanı gelir. Burada açığa çıkarılan megaron, Phokaia İlk Yerleşim Alanı sektöründe ortaya çıkarılan megaron ile hemen hemen aynı ölçülere ve aynı duvar stiline sahiptir. Her iki megaron da Bayraklı megaronlarında23 olduğu gibi ½ oranına sahiptir.

12.45x6.45 m ölçülerinde, 80 m²lik bir alanı kaplayan Megaronun kuzeyinde, büyük tüf taşı plakalardan yapılmış bir bahçe bulunur. Bahçe zeminin altından İ.Ö. 7. yüzyıl ortalarına ait pişmiş topraktan yapılmış bir erkek heykelciği ele geçmiştir24. Megaronun altından ve etrafından ele geçen malzemenin İ.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısından daha geç bir tarih vermemesi nedeniyle yapı İ.Ö. 7. yüzyıl sonunda inşa edilmiş olmalıdır. Yapının girişinde bulunan tüf plaka taşın altından pişmiş topraktan yapılmış bir bebek mezarı açığa çıkarılır25. Mezarın kuzeybatı köşesinde ise üzerinde palmet süslemesi olan bir lekythos ele geçer. Lekythos26 İ.Ö. 5. yüzyıla aittir. Buluntular yardımıyla söz konusu megaron yapısının kullanımın İ.Ö. 5. yüzyılın ikinci yarısından önce sona erdiği anlaşılır.

İ.Ö. 5. yüzyıl başlarında, alan nekropol olarak kullanılır. Bir adet pişmiş toprak bebek lahdi ve urne olarak kullanılmış Khios ve Samos amphoraları ele geçer.

İ.Ö. 5. yüzyılın son çeyreğinden itibaren megaronun batı bölümü ( C1, D1-2 plan kareleri) İ.Ö. 4. yüzyılın ilk yarısına kadar kiremit, Hellenistik dönem içinde ise seramik üreten bir atölyenin çöplüğü olarak kullanılır. Ele geçen buluntulardan, megaron alanının, Hellenistik dönemin sonları ile Roma dönemi başlarında tekrar nekropol olarak kullanım gördüğü anlaşılır27.

23 E. Akurgal, Eski İzmir, I. Yerleşme Katları ve Athena Tapınağı, Ankara 1993, Şekil 19-20 a-c, Şek.

ss.30-31. 24 Özyiğit, 1995, Res. 15. 25 Özyiğit, Res. 14. 26 Özyiğit, Res. 13.

(31)

15 Tüm bu veriler ışığında söz konusu alan, Geometrik ve Subgeometrik dönemlerde ilk kez yerleşime sahne olduğu, İ.Ö. 7-6. yüzyıllar içinde Phokaia kentinin merkezini oluşturduğu, İ.Ö. 5. yüzyıl ilk yarısında nekropol, İ.Ö. 5. yüzyılın sonları ile

İ.Ö. 4. yüzyılın ilk yarısında kiremit ve seramik atölyelerinin çöplüğü ve Hellenistik dönem sonu ile Roma dönemi başlarında tekrar nekropol olarak kullanıldığı anlaşılır.

1.5. Maltepe Tümülüsü ve Arkaik Dönem Sur Duvarı Sektörü

Phokaia Antik kentinin Arkaik dönemine ilişkin en önemli mimari buluntu hiç

şüphesiz, son derece kaliteli bir taş işçiliğine sahip olan sur duvarlarıdır. Bu kailteli işçilik nedeniyle Herodot’un bile ilgisini çekmiştir. İzlerine ilk kez 1990 yılında Hükümet Konağı arazisinde yapılan kazılarda rastlanmıştır28. Söz konusu duvarın izlerine Foça’nın doğusundaki tepeler üzerinde de rastlanmasıyla birlikte, Phokaia antik kentinin Arkaik dönem içinde sanılandan daha büyük ve güçlü bir kent olduğu anlaşılmıştır.

Kentin Arkaik dönem sur duvarı ve kent giriş kapısının en önemli ve sağlam bölümü, modern Foça yerleşimin mezarlık alanının hemen karşısında yer alan ve Maltepe tümülüsü olarak isimlendirilen tümülüsün dolgusu içinde korunmuş olan bölümdür. (Harita 2)

Bu alanda kazılar ilk kez Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından 1952-1955 yılları arasında yapılmıştır29. Bu kazılarda Phokaia’nın Arkaik dönemine ilişkin ipuçları yanında Hellenistik ve Roma dönemi kentine ait bol sayıda seramik ele geçmiştir.

Ancak alandaki en önemli buluntu Arkaik dönem kent suru ve giriş kapısıdır. Tümülüs dolgusu içinde sağlam olarak korunmuş olan sur duvarı düzgün işlenmiş tüf aşı bloklardan inşa edilmiştir. Kazılar sonucunda sur duvarının özgün yüksekliğinde olmadığı ancak payandasının orijinal yüksekliğini koruduğu görülür. 5 m genişliğindeki

28 Ö.Özyiğit, “1990 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, XIII. KST II, Ankara 1991, ss.104-105. 29 Ö.Özyiğit ,”1992 Yılı KST”, XV. KST I, Ankara 1993, 11; Akurgal 1956, s.34.

(32)

16 kapı ise surun hemen güney tarafında yer alır. Büyük bir yangınla yok olduğu anlaşılan kapının ahşap desteklerine ait yanık izleri ile yangın anında oluştuğu anlaşılan ayak izlerinin yer aldığı orjinal zemin kazılar sırasında in-situ halde bulunur30. Söz konusu yangın, Perslerin kenti işgali sırasında gerçekleşmiş olmalıdır. Yanık zemin üzerinde insan ayak izleri dışında tarihlemede yardımcı olan çok önemli iki buluntu daha ele geçer. Bunlardan biri kırmızı renkli hamura sahip Lesbos amphorası31 ile bir olpedir. Her iki kapta olasılıkla yangının söndürülmesinde kullanılmış olmalıdır.

Söz konusu tahribatın ardından kent kapısı Phokaialılar tarafından doldurularak kapatılır. Bu işin acele bir şekilde yapıldığı, kapı dolgusunda yapılan kazılardan ele geçen seramiklerden anlaşılır. Şöyle ki, İ.Ö. 6. yy ortasında gerçekleştiği bilinen Pers tahribatıyla yıkılan kapının dolgusunda yapılan kazılarda ele geçen seramikler Oryantalizan stildedirler. Bu da kapının en yakın bölgeden alınan taş ve toprakla kısa bir zaman içinde kapatılmış olduğunu gösterir.

1.6.Oryantalizan Seramik Atölyesi Sektörü

2002 yılı kazı sezonunda, kentin güneyindeki III. Derece Arkeolojik+Kentsel Sit alanı içinde, 30 L IV c pafta, 16 ada, 226 parselde, arazi sahibinin isteği üzerinde sondaj kazıları gerçekleştirilir (Harita 2-6)32.

Söz konusu alanda gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda Phokaia antik kentinin en görkemli zamanına ait bir seramik atölyesi açığa çıkarıldı. Bu aslında kent içinde bugüne kadar ortaya çıkarılan en erkne seramik atölyesi olma özelliğini de taşımaktaydı. Kazılarda atölyenin yuvarlak planlı fırını, kil havuzu, atölyeye ait duvarın bir bölümü ile bozuk üretim seramiklerin atıldığı çöplüğü açığa çıkarıldı. Seviye itibariyle atölye, deniz seviyesinin altında yer alır. Bu da bize yaşanan büyük depremler sonucunda, uzun yıllar boyunca deniz seviyesinin önemli boyutta değiştiğini gösterir.

30

Özyiğit 1993, s.16, Res. 14-16.

31

Özyiğit 1993, s.32, Çiz. 13.

32 Ö.Özyiğit, “2002 Yılı Phokaia Kazı Çalışmaları”, 25. KST, I. Cilt, 26-31 Mayıs 2003, Ankara, s.443,

(33)

17 Phokaia, Oryantalizan dönem seramik atölyesi, Oryantalizan seramik üretiminin Kuzey Ionia ve Aiolia bölgesinde de gerçekleştiğini gösteren somut bir kanıttır.

1.7.Mozaikler Alanı Sektörü

Phokaia Antik kentinin merkezi olarak kabul edilen alan, bugünkü Foça ilçesinin de merkezinde yer alır (Harita 2-7). Söz konusu alanda kazılar, belediye tarafından gerçekleştirilen su kanalı çalışmaları sırasında çok sayıda tarihi eserin ortaya çıkması sonucunda başlamıştır33. Kazı çalışmaları sırasında en üst tabakada çok iyi korunmuş mozaikler ele geçmiş ve bu takanın Roma ve daha geç dönemlerde kullanılmış olduğu anlaşılmıştır. Antik kent merkezi olmasına karşın, bu sektörde Arkaik döneme ait izler oldukça azdır. Alanda İ.Ö. 7. yüzyıl ile İ.S. 5. yüzyıl arasına tarihlenen yapı katları yaklaşık 2 metrelik bir tabakada birbirlerinin üzerinde sıkışmış durumda yer almaktadır. En alt seviyede yer alan arkaik katmanlar bu seviyeden itibaren yükselen taban suyu nedeniyle kazılamamış, bu nedenle söz konusu alan için arkaik ve öncesi dönemlere ait bilgiler son derece sınırlıdır. Yine de ele geçen sınırlı sayıdaki arkaik dönem seramiği az da olsa bilgi vermektedir.

1.8.İsmetpaşa Mahallesi, 1056 Ada 13 Parsel

Modern Foça kent merkezinin kuzeyinde, Jandarma Komando Tümen Komutanlığı’na ait arazinin, bitişiğinde, 1056 ada 13 parselde yer alan ve özel şahsa ait arsa, arazi sahibinin inşa talebi üzerine, İzmir Müzesi ve Phokaia Kazı Başkanlığı arkeologları tarafından yaklaşık 2 kazı sezonu boyunca kazıldı (Harita 2-8). Bu süreç içinde alanda gerçekleştirilen sondaj kazılarında, özellikle arkaik döneme tarihlenen önemli mimari kalıntılar ve seramikler gün ışığına çıkarıldı. Ancak alanın bilimsel yayını henüz gerçekleştirilmediği için, kazıya ait bilgi, plan ve fotoğraflaraulaşılamadı.

(34)

18

BÖLÜM 2

PHOKAIA’DA ELE GEÇEN

ARKAİK DÖNEM TİCARİ AMPHORALARI

2.1.KLAZOMENAI TİCARİ AMPHORALARI

İ.Ö. 7. Yüzyılın ikinci yarısı, kuzey ve güney Ionia’da bulunan kentler için ticari açıdan bir dönüm noktasıdır. Kolonileşme konusunda, Kıta Yunanistan kentlerinden sonra hareket etmesine rağmen, özellikle uzak denizlere yaptıkları yolculuklar ve burada kurdukları kentler yardımıyla kısa sürede zenginleşirler. İ.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısı bu açıdan olduğu kadar, özellikle hammadde ihracatında da altın çağın yaşanmaya başladığı bir dönemdir. Bu dönem içinde pek çok kent kendi ihracatı olan şarap, zeytinyağı, tahıl ve balık ve balık sosu gibi zengin ürünleri, dönemin geleneksel bezeme anlayışına sadık kalarak ürettikleri amphoralar ile dış pazara ulaştırırlar. Bu kentlerin en önemlilerinden biri, bugün İzmir İli Urla İlçesi sınırları içinde kalan Klazomenai kentidir. Kent, aynı coğrafya içinde yer aldığı Khios adası ile birlikte Kuzey Ionia sınırlarında amphora üreten ilk kentlerden biridir. Aynı coğrafi bölge içinde bulunmaları, her iki kentin birbiriyle olan etkileşiminde en önemli unsurdur ki özellikle her iki kentin erken amphora formlarında ve bezeme sistemindeki benzerlik bu etkileşimin kanıtıdır.

Bugüne kadar Klaozmenai amphoraları ile ilgili birçok çalışma gerçekleştirilir.

Şişkin gövdeli ve kalın firnis bant süslemeli bu amphora tipini, Batı Anadolu ile İlk ilişkilendiren araştırmacı Dragendorf’tur. Dragendorf, 20. yüzyılın başlarında Thera adasında gerçekleştirdiği kazılarda bulduğu iki adet amphorayı, form ve bezeme

şemalarını göz önüne alarak Batı Anadolu üretimi olarak sınıflandırır34. Klazomenai amphoraları ile ilgili ilk bilimsel sınıflandırma ise Lambrino tarafından yapılır. Ancak Lambrino Tip B olarak sınıflandırdığı bu amphoraların Rodos kökenli olmaları

34 H. Dragendorf, Thera, Unterschungen, Vermessungen und Ausgrabungen in den Jahren 1895-1902,

(35)

19 gerektiğini söyler35. Khios Kofina Ridge kazı buluntularını yayınlayan, J.K. Anderson, Klazomenai amphoralarını benzer forma sahip olmaları nedeniyle Khios kökenli olarak sınıflandırır36.

Rus araştırmacı I.B. Zeest, Karadeniz kıyısında yer alan Yunan koloni kentlerinden elde ettiği buluntular arasındaki firnis bant süslemeli Amphoraları, Tip 1 ve Tip 6 a,b,c adı ile sınıflandırır ve bunları “geniş bantlı ticari amphoralar” olarak tanımlar. Bantlı olmalarından dolayı Khios ya da Khios’a yakın bir coğrafyaya (olasılıkla Miletos) ait olduklarını ileri sürer37.

1966 yılında S. Dimitriu, Histria buluntuları arasındaki firnis bant süslemeli amphora parçalarını Doğu Yunan genel terimi içerisinde değerlendirir. Dimitriu katalogda yer alan 849 ve 850 numaralı ağız ve kaide paçalarını Dor merkezli olarak yorumlar38. J. Boardman ve J. Hayes tarafından yayınlanan Tocra buluntuları arasındaki Klazomenai amphoralarının Khios kökenli oldukları ileri sürülerek, astarsız amphoralar grubu içinde değerlendirilir39.

Salamis Nekropolisi buluntuları arasındayer alan ve İ.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen amphoralar, E. Gjerstad tarafından Doğu yunan kökenli olarak sınıflandırılır40. Yine Karageorghis, Kition’da ele geçen Klazomenai amphoralarının Doğu Yunan kökenli

35

M. Lambrino, “Les Vases Archaiques D’Histria” Bucuresti, 1938, ss.114-118, Şek. 76-80, 87, 89.1,90b.

36 J.K. Anderson, “Excavation on Cofina Ridge. Chios”, BSA 49, 1954, ss. 139, 168. 37 I.B. Zeest, “Keramicheskaya Tara Bospora”, MIA 93, 1960, ss. 69-72, Taf.1, Taf. II, 6a,b. 38 S. Dimitriu, Histria II (Dirig. Condurachi, Em.) Bucuresti 1966.

39 J. Boardman,– J.Hayes, Excavations at Tocra 1963-1965, The Archaic Deposits I, Oxford 1966;

Boardman, J. – Hayes, J., Excavations at Tocra 1963-1965, The Archaic Deposits II and the later

deposits, Oxford 1973.

40 E. Gjerstad, “Pottery from Various parts of Cyprus” Grek Geometric and Archaic Pottery found in Cyprus, Stockholm 1977, Pl. XXIII-2, Kat. No. 199.

(36)

20 olduklarını söyler41. Calvet ve Yon, Salamis buluntuları içinde D-E harfleriyle sınıflandırdıkları ticari amphoraların kesinlikle Ionia kökenli olduğunu belirtir42.

Ancak Doğu Yunan firnis bant süslemeli amphoraların Klazomenai üretimi olduğunu ispatlayan en kapsamlı çalışmalar, Ersin Doğer ve P. Dupont tarafından gerçekleştirilir43. Doğer, form ve bezeme özelliklerine göre amphoraları detaylı bir

şekilde inceler ve dört grup altında toplar. 1980 li yılların başında, Pierre Dupont tarafından gerçekleştirilen kil analizlari, bu tipin Klazomenai üretimi olduğunu ortaya koyar44. Son dönem kazıları ışığında ele geçen Klazomenai amphoraları üzerinde yapılan yeni analizler ve bulunan yeni tip amphoralar, Yusuf Sezgin tarafından yeniden değerlendirilerek, altı grup altında incelenir45. Sezgin 2009 yılında gerçekleştirdiği doktora çalışmasında 2004 yılında gerçekleştirmiş olduğu Klazomenai amphora sınıflandırmasını yeni veriler ışığında geliştirerek yedi grup altında yeniden yorumlar46.

Bugüne kadar özellikle, nekropoller, batıklar, tahrip tabakaları, seramik çöplükleri ve kuyular gibi kapalı ve kesin tarhlenebilen kontekstlerde, bütün yada parçalar halinde ele geçmiş olan amphoralar yardımıyla Klaozmenai amphoralarının sınıflandıması daha kolay gerçekleştirilmektedir. Klazomenai kentinde yapılan kazılarda, en sağlam örnekler çoğunlukla Akpınar, Yıldıztepe ve Kalabak II nekropollerinden ele geçmiştir. Bunların bir kısmı kontekstli iken büyük bir kısmı kontekstsizdir.

41 V.Karageorghis, “Pottery from Kition”, Greek Geometric and Archaic Potter, y Found in Cyprus,

Stockholm 1977, Pl. II-6, Kat. No. 11.

42

Y. Calvet,– M.Yon, , “Céramique trouvée à Salamine (Fuilles de la ville)”, GreekGeometric and

Archaic Pottery Found in Cyprus, Stockholm 1977, s. 18, Kat. No. 118, 121.

43 E. Doğer, “Les premieres remarques sur les amphores de Clzomenes”, BCH, SupPl. XIII, 1986, ss.

461-471; E. Doğer, Klazomenai Kazısındaki Arkaik Dönem Ticari Amphoraları, (yayınlanmamış doktora tezi) Ege Üniversitesi, İzmir 1988; E. Doğer, “Klazomenai’de Antik Kaynaklara Dayalı Tarımsal İhraç ürünleri üzerine Gözlemler”,X. Türk Tarih Kongresi (ayrıbasım), TTK Ankara 1990; P. Dupont,. “Amphores Commerciales Archaïques de la Grece de I’est” PP 204-207”, 1982., ss. 193-208.

44 Dupont 1982, s.200.

45 Sezgin, Y. “Clazomenian Transport Amphorae of the Seventh and Sixth Centuries”, Klazomenai, Teos and Abdera: Metropoleis and Colony, Proceedings of the International Symposium held at the Archaeological Museum of Abdera, 20-21 October 2001, Tessaloniki 2004. ss.169-179, Şek.1-13.

46 Sezgin, Y. Arkaik Dönem Doğu Yunan Ticari Amphoraları Sorunu, İzmir 2009, (yayınlanmamış

(37)

21 Bu nedenle, Phokaia dışındaki tüm kesin tarihli kontekstler göz önünde bulundurularak Klazomenai amphoraları, tarafımdan yeniden sınıflandırılmaya çalışılmış ve Phokaia örnekleri bu sınıflandırmaya göre kronolojik olarak değerlendirilmiştir.

Klazomenai Amphoraları, Phokaia arkaik dönem sektörleri içinden ele geçmiş ticari amphoralar arasında % 37 lik oranla sayısal olarak en kalabalık grubu oluşturur (Tablo 1). Ayrıca, Klazomenai amphoraları, ilk üretilmeye başladıkları İ.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısı ile, İ.Ö. 6. yüzyılın tamamında, Phokaia’dışında, Batı ve Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Batı Anadolu’daki kentleri kapsayan geniş bir dağılım alanı gösterir (Harita 3).

2.1.1.İ.Ö. 650-600 Yılları Arasına Tarihli Klazomenai Ticari Amphoraları

2.1.1.1. Form Özellikleri ve Kil Yapısı

İ.Ö. 7. yüzyılın ikinci yarısı içinde üretilmiş olan Klazomenai ticari amphoraları, farklı form ve bezeme özelliklerine sahiptir. Bu form özellikleri içinde farklı ağız manipülasyonları dikkat çekicidir. Klazomenai ve Klazomenai dışındaki yerleşmelerde ele geçmiş kesin kontekstli örnekler yardımıyla Klazomenai amphoralarının form özellikleri ve bezeme şeması hakkında daha detaylı bilgiler elde edilmektedir.

Abdera nekropolisinde ele geçmiş olan ve İ.Ö. 655-650 yılları arasına tarihli bir amphora, Klazomenai amphoraları içindeki en erken tarihli örnek olarak kabul edilebilir (Lev. 40, Şek.1)47. Ağız formu standart Klazomenai tipinden farklıdır ancak, boyun, gövde yapısı ve kulplar ile bezeme şeması, bu amphoranın Klazomenai grubu içinde

47 E. Skarlatidou, Απο το αρχαїκον νεκροταφεıο τον Αβδηρων, Thessaloniki. 2000, (Aristotelion

Üniversitesi, Yayınlanmamıs Doktora Tezi), Pl.118; E. Skarlatidou, “The Archaic Cemetery of the Clazmomenian Colony at Abdera”, Moustaka A., Skarlatidou E., M.-C. Tzannes, Ersoy Y. (ed.),

Klazomenai, Teos and Abdera: Metropoleis and Colony. Proceedings of the International Symposium held

Referanslar

Benzer Belgeler

Öğrencilerin ikinci yabancı dil olarak Almancayı öğrenirken kısıtlı ders saati nedeniyle ders dışında kendi öğrenmelerini gerçekleştirmeleri durumunda daha

Bu çalışmada Kocaeli ilinde bulunan bir çocuk evleri sitesinde kalan, kendilerini bireysel olarak ifade edebilen korunma ihtiyacı olan çocukların sosyal destek

The solvent extraction properties of four acetyls, four methyl ketones and four benzoyls derivatives from azocalix[4]arenes which were prepared by linking 4-ethyl, 4-n-butyl,

EMU Education Faculty, Fine Arts Education Department academic staff member Alexandr Zabolotkov delivered a seminar titled “Stage and Performance Anxiety” for the students studying

Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Aleksandr Zabolotkov 11 - 17 Şubat 2018 tarihleri arasında, Ankara’da yer alan Güzel

İstanbul Sergisi- nde başarı, 1983’te Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Bayramı Ye­ ni Eğilimler Sergisi’nde gümüş madalya ödülleri

Sayı kapsamında yer alan makalelerin 2 si Matematik, 1’i Uçak ve Uzay bilimleri, 4 makale Elektirk-Elektronik mühendisliği, 1 makale tekstil mühendisliği, 1 makale

Ankara’daki susuzluk nedeniyle eleştirilere hedef olan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek “Allahın bu kadar afet verece ğini öngöremedik” dedi ve susuzluktan