• Sonuç bulunamadı

Atatürk ve laiklik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Atatürk ve laiklik"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

G Ö R Ü Ş L E R 1 0 K A S I M 1 9 6 8 \

S a y f a 2

Sahibi i Milliyet Oueteclllk A.5- adına ERCÜMENT i KARACAN Genel Yayın M üdürü; ABDİ İPEKÇİ BU G A Z E T E B A S I N A H L A K . Y A S A S I N A U Y A R H aber ve m ak alelerd en sorum lu m ü d ü r t HAŞAN PULUB S por bölüm ünden so ru m lu m ü d ü r: ... .. NAMIK SEVİK M agazin bölüm ünden sorum lu m ü d ü r: ... ... DOĞAN ŞENEjB M üessese M ü d ü rü : ... NURETTİN DEMIRKOL Ş eh ir H ab erleri Ş efi: FABUK DEMİBTAŞ * Y u rt H aberleri Ş efi: İBRAHİM ÖRS * D ıs H aberler Ş efi: SAMİ KOHEN * D ış M ünasebetler Şefi : NECDET GÜNKUT * ilâ n S ervisi Ş e fi: ORHAN PEKSAYAB.

B Ü R O L A R

ANKARA: (Şef: izzet SED ES): K ız ıla y , Sipahioğlu H an, T el: 17 41 8« ADANA (Şef: A lâettln K U T LU ): K ristal P alas, T el: 51 90 — 60 90 İZM İR : (Ş ef: İsm ail S IV B I): Ç ankaya Y ılm az H an, T el: 37475 — 38699

B a sıld ığ ı ye» : MİLLİYET MATBAASI

V akit G üneş öğle İkindi Akşam Yatsı İm sak

Vasat! 500 639 11 58 14 38 16 56 18 29

12 02 143 7 01 942 12 00 134

10 KASIM 1968 A H icri 1388 ŞABAN 19 A R um i 1384 EKİM 28

M E V L İ D - İ

Ş E R İ F

Kıymetli varlığımız

OSMAN OKAN’ın

ruhuna ithaf edilmek üzere 10 Kasım 1968 Pazar günü öğlen namazım müteakip Emirgftn Camiinde Kur’an-ı Kerim, mevlid ve hatim duası yapılacaktır. Kendisini seven dost ve akraba­ larımızın ve diğer din kardeşlerimizin teşrifleri rica olunur. A İ L E S İ M illiy e t: 15498

TAKVİM ALIR K EN A L D A N M A Y I N I Z ^

EVİNİZİN UĞURU

SAATLİ

D U V A R

TAKVİMİ

TO P TA N Satış Yeri:

İSTANBUL MAARİF KİTAPHANESİ

Cağaloğlu Yokuşu No. 38 - İST.

TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ

ŞUBEMİ Z Y O K T U R

İlâ n c ılık 9613 ■ 15519 T U R H A N S E L Ç U K

VfJJAH

DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCELERİ

ATATÜRK

ve LAİKLİK

R a d a r R eklâm 1025 . 15518

Ö

lümünün 30’ uncu yıldönü mimde bugün bir daha andığımız büyük Atatürk, dev let işleriyle dinin ayrılması gereğine içtenlikle inanırdı, O’na göre, Türk toplumun un varlığı­ nı devam ettirebil­ mesi için Batı uy­ garlığına yönelmesi gerekli idi. Bu ba­

kımdan da, her

türlü yenilik ve ilerlemeyi din kıs- vesi altında engelle­ yenlerin artık dev­ letle işbirliği yap. malarına, devletin onlardan akıl da­

nışmasına imkân

tanınmamalı; din tle devlet sınırlan belli iki kavram olarak kesinlikle biribirin- den ayrılmalı, hu­ kuk dinin baskısın­ dan kurtanlmalıydı. Cumhuriyetin ku­ ruluşundan yıllarca önce Atatürk Sofya’ da askeri ataşe ola­ rak bulunduğu sı­ ralarda bir görüş­ mede, kadmlann er­ keklerde eşit hak­

lara sahip olmalanndan ve erkek­ lerin birden fazla kadınla evlene­ bilmeleri imkânının kaldırılma­ sından söz etmişti (1). Oysa, o zamanki hukukumuz olan tslâm Hukukunda kadınlarla erkekler eşit haklara sahip değildiler ve erkeklerin aynı zamanda dört ka­ dınla evlenebilmeleri mümkün­ dü.

GENÇLİKTEN BERİ...

Atatürk bunların değiştirilme­ si gereğine inanıyor ve modern

«Atatürk, kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin, hiç

şüphesiz, lâik bir devlet olmasını istemekteydi.

Türk toplumunun çağdaş uygarlık düzeyine ula­

şamamış olmasını, onu gereksiz bir şekilde

sınırlayan dinî hukuka bağlamaktaydı. Anaya­

sa, Medenî Kanun ve eğitimde devrim, dinsel

değil, ulusal bir anlayışın ürünleriydi... Atatürk

lâikliği asla dinsizlik felsefesi olarak anlama­

mıştır. Çok sağlam temellere

dayanan işlâm

dini, yazık ki dünya işlerine karıştırılması so­

nucu, yanlış yorumlarla bozulmuş ve gerçek di­

nin yakında bâtıl itikadlardan ibaret sözde bir

din daha ortaya çıkmıştı. Bugün ölümünün 30.

yıldönümünü andığımız büyük Atatürk, «dine

saygı gösteririz» derken, yobaz hurafelerini

değil, bütün saflığı ve yüceliği ile vicdanlarda

yaşayan gerçek dini kastetmekteydi.»

■Prof. Dr. Aylekin ATAAY■

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

bir topluma yaraşan lâik bir hu­ kuk düzeninin özlemini çekiyor­ du. Meşrutiyetten önce Selânik’- te, geleceğe ilişkin düşüncelerini şöyle açıklamıştı: «Saltanat yı­ kılmalıdır. Din ve devlet biribi- rinden ayrılmalı, şarkdan benli, ğimiz sıyrılarak batı medeniyeti­ ne aktarılmalıyız. Kadın ve er­ kek üzerindeki farklar silinerek yeni bir içtima! nizam kurmalı­ yız... Emin olunuz ki, bunların hepsi bir gün olacaktır» (2).

Din ile devletin ayrılması ge­ reği daha önce başkaları tarafın­ dan da ileri sürülmüştü, yeni

-V F * V .

'W m Ê m m m Ê m

H B n M H i ; YA'Ai.VM'.'

e le k trik , in ş a a t, k im y a , m a k in a

m ü h e n d is liğ i ve m im a rlık

bölümleri bulunan

GAYRETTEPE

w « i * « s r a * 5

r

t ;w w » İ l

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK ÖZEL YÜKSEK OKULU

11 KASIN11968

PAZARTESİ GÜNÜ OGREIİME BAŞLAYACAKTIR

8 7 L Mecidiyeköy

-is t a n b u l

R e k lâ m c ılık 4286 - 15507

bir görüş sayılamaz­ dı. Ancak o tüken­ mek bilmez bir sa­ bırla çalışarak bu görüşü gerçekleştir­ mesini bildi. Nite­ kim Lütfi Fikri 1895 yılında yazdığı «Ha­ pishaneye doğru» adlı eserinde, devlet başkanlığı ile halife­ liğin birbirinden ayrılmasından söz etmiş, fakat sonra­ dan, 1924 yılında halifeliğin kaldırıl­ masına karşı çık­ mıştı (3). tşte O’nu diğerlerinden ayıran bu nokta idi. O, be­ nimsediği görüşlere daima bağlı kalır ve zamanı gelince de

bunları uygulama

alanına koyardı;

davranışları ile inançları asla çeliş- mezdî.

Atatürk, kurduğu Türkiye Cumhuriye­ tinin —hiç şüphe­ siz— lâik bir devlet olmasını istemek­ teydi. Ancak, Cum­ huriyetin ilânından sonra kabul edilen 1924 tarihli Teşki­ lâtı Esasiye Kanununun (Anaya­ sanın) 2. maddesine Anayasa k o ­

misyonu tarafından, «Türkiye Devletinin dini, dîni tslâmdır» tarzında bir hüküm konulmuştu. Bu hükmün, genç Türk Devleti­ nin lâikliğe doğru gidişini önle­ yici bir nitelik taşımasına rağ­ men, din ile devletin birbirin­ den ayrılması yolunda girişilen çabalar daha o günlerde devleti kesinlikle lâikliğe doğru yönelt­ miş bulunmaktaydı.

Atatürk Nutkunda (1927), Teş­ kilâtı Esasiye Kanununun 2. maddesindeki din ile ilgili hük­ mü bir fazlabk olarak nitelendi, rerek, ulusun bunu «ilk uygun zamanda» kaldırması gerektiğini belirtmiş ve bu hükme yer veril­ mesinin sebebini şöyle açıkla­ mıştı: «Cumhuriyetimizin ilânın­ dan sonra da, yeni Teşkilâtı Esa­ siye Kanunu yapılırken —lâik hükümet— deyiminden dinsizlik anlamı çıkarmaya yeltenen fır­ satçılara fırsat vermemek ama­ cıyla Kanunun ikinci maddesini anlamsız bir hale sokan bir de­ yimin konulması hoşgörü ile karşılanmıştır— ülus, Teşkilâtı Esasiye Kanunumuzdan bu fazla­ lığı ilk uygun zamanda kaldır­ malıdır» (4).

Nihayet, beklenen «uygun» za­ manın geldiğine kanaat getirile­ rek 1928 yılında Teşkilâtı Esasi- ye Kanununda yapılan bir deği­ şiklik sonucu lâiklik ilkesi res­ men kabul edildi. Amerikanın ilk Türkiye Büyük Elçisi J. Grew’in de anılarında belirttiği üzere: «Hukuk ve adalet gittik­ çe lâikleştirildikçe, son adım olarak devletin kendini dinden ayırması kaçınılmaz bir sonuç­ tu» (5).

Lâiklik ilkesinin Anayasaya so- kulabilnıest için elverişli or­ tamın hazırlanması yolunda yıl­ lar boyu süren çabalar artık

Ç

I

V

*

Kemal BISALMAN

Sen ölmedin Atam

ATATÜRK M ASK T

G üzel S an a tla r A kadem isi ö ğ retim ü y esi K enan Y o n tu n c’ un A ta tü rk ’ün h u z u rla rın d a yapm ış olduğu m ask. Devlet A n ıtla r J ü r i s i n c e ; k ü ltü r m üesseselerlne tav siy e e d il­ m iştir. t

H akiki sim a la rın ı tasv ir eden bu eser, A ta tü rk kö­ seleri İçin, s ın ıfla ra , m ües- seselere, evlere ko n m ak üze- J! re seram ik ten h a z ırla n m a k - ' | ta d ır. F iy a tı : 30 L ira d ır. B ronz b ü stler de a y rıc a y a - ]! M illiyet : İ5525 \ '< p ılm a k ta d ır. Î H U H H H H H H H H H H İ V :: ::

LÖRD KiNROSS

Bu akşam saat 21. de Işık Lisesinde vereceği (Gerçekçi Atatürk) konulu konferanstan sonra

A T A T Ü R K

adlı eserini imzalayacaktır.

SANDER KİTAPEVİ İlâ n c ılık 9668 15523 EVLENDİK m utluyuz Sevinç ve Feridun DEMİREL İst. 9.11.1968 M illiyet 15524

1

t ! Biz öldük ,

ATATÜRK'ÜN

ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE

A T A T Ü R K

«BİR MİLLETİN YTSNİDEN DOĞUŞU» kitabının yazan LORD KİNROSS İngilizce Orjinal eserini arzu eden okuyucula­ ra 10.11.1968 Pazar günü saat 10.00 - 11.00 arasında

AMERİKAN NEŞRİYATI BÜROSU İstiklâl Caddesi 387 numarada imzalayacaktır.

NOT: Kitap aynı adresten temin edilebilir.

H eris 761 . 15526

Ata’mızın ölümünün otuzuncu yılında Türkiye’nin en güzel çocuk dergisi, Türk yavrularının sevgilisi

DOĞAN KARDEŞ

Atatürk’ün tifdruk baskılı ve renkli nefis portresini İLÂVE OLARAK VERİYOR...

DOĞAN KARDEŞ'in

11 Kasım’da çıkacak 107’nci sayısını

ATATÜRK

İLAVESİ

ile

birlikte

almayı

unutmayınız

B ateş R eklâm 76 . 15489

amacına ulaşmış ve lâiklik ilke­ si Anayasada yer almış bulun­ maktaydı. Bununla beraber, Türk Devriminin temelini teşkil eden lâiklik ilkesine karşıt olanlar da vardı ve ne yazık ki, «Türk Dev- riminin karşısında bulduğu ası) düşman... içerdeydi» (6). Lâikli­ ğin bir Anayasa hükmü ile ka­ bul edilmiş olmasına rağmen, daha sonraki yıllarda da, «İslâm taassubu, etkisi yaygın bir yer altı kuvveti halinde» (7) yıkıcı faaliyetlerini devam ettirebilmek ve hattâ lâik devleti temelinden yıkabilmek için fırsat kollamak­ tan geri kalmadı,

NEDEN LAİKLİK?..

Atatürk, dinin devlet işlerine karıştırılmasına karşıydı ve hiç bir zaman da bu yola başvurma­ dı. Gerçi, «dini devletten ayma­ mak haince bir teşebbüstür» (8) diyenler olmuştu. Ancak, dinin devlet işlerine karıştırılmasının hem devletin ve hem de dinin zararına olduğunu tecrübeler göstermişti. Geri kalmış olmamı­ zın başlıca nedeni bu değil miy. di? Yurdu felâkete sürükleyen müstebit ve muhteris hüküm­ darlar istibdatlarını sürdürebil­ mek için dini âlet olarak kullan­ mamışlar mıydı? İşte, kutsal duyguların siyasete âlet edilme­ sinin önüne geçmek, yalnız top ltımun değil, fakat dinin de ya. ranna olacak ve bu suretle din gerçek yüceliğe ulaşacaktı. Ata­ türk, bu konudaki düşüncelerini şöyle belirtiyordu: «...tslâm di­ nini asırlardan beri alışılmış ol. duğn üzere bir siyaset vasıtası mevkiinden kurtarmak ve vük- seltmek elzem olduğu hakikatini müsahade ediyoruz. Mukaddes ve lâhuti olan inançlarımızı ve vic­ danlarımızı çapraşık ve değiş- ken olan ve her türlü menfaat ve ihtirasların tecellisine sahne olan siyasetten ve sivasetle ilgili bütün hususlardan bir Sn evvel ve kat’i olarak kurtarmak, mil­ letin dünva ve âbiret saadetinin emrettiği bir zarurettir» (9).

BATILILAŞMA YOLU

Atatürk, Türk toplumunun uy­ gar uluslar arasında lâyık oldu­ ğu yeri alabilmesinin ön şartı olarak hukukun dine değil, fakat akla dayandırılması gerektiğine inamyordu. Bu bakımdan, dinse) hukuk gereğince hüküm veren Şer’iye Mahkemelerinin kaldı­ rılmış olmasını (1924) yeterli bulmuyordu. O zamanki huku­ kumuzun temelini teşkil eden fıkıh ilminin açık ve kesin ol­ maması, dinî bir karakter taşı­ ması itibariyle de modern ihti­ yaçları gereği gibi karşılayama­ ması onun gözünden kaçmamış­ tı. O’mın bu düşüncesinin izle­ rini şu sözlerinde bulmak miim kündür: «Milletlerarası umumî tarihin cereyanında Türklerin 1453 zaferini, yâni İstanbul’un fethini tasavvur buyurunuz. Bü- tün bir cihana karşı tstanbulıı ebediyen Türk topluluğuna ma) etmiş olan kuvvet ve kudret, takriben aynı senelerde icat

edilmiş olan matbaayı Türkiye’­ ye kabul için hukuk adamları­ nın uğursuz mukavemetini yen­

meğe muktedir olamamıştır

Köhne hukukun ve müntesiple- rinin, matbaanın memleketimi ze girmesine müsaade etmeleri için Uçyüz sene müsahade ve te. reddüt etmeleri, leh ve aleyhde pek çok kuvvet ve kudret sar- fetmeleri gerekmiştir» (10).

Modern devlet kavramiyle bağdaşabildi lâik kanunları ha­ zırlamak amacile girişilen çalış, malar, Türk Medeni Kanununun kabulüyle (1926) en olgun mey- vasini vermiş oldu. Medeni Ka­ nun yürürlüğe konulmakla, me. denî haklardan yararlanmada kadınlarla erkekler arasında — o

zamana kadar mevcut bulu­

nan— eşitsizlikler ortadan kal- diriliyor ve çeşitli hayat ilişik­ lerinin tamamen dinî olan kai­ delerle ve Mecellenin fıkıha da­ yanan anlaşılması güç ve karı­ şık bükümleriyle çözümlenme­ sine son veriliyordu. Bu kanu­ nun kabul edildiği devrin Baş­ bakanı İnönü’nün özel bir ko­ nuşmasında belirttiği üzere: «Atatürk Medeni Kanun ile if­ tihar eder ve ona çok güvenir, devrimlerinin en güzellerinden sayardı» (11). Gerçekten, Me- denî Kanun güzel ve büyük bir devrim eseridir. Bunun sonucu olarak da, Türk Medenî Huku­ kunun çehresi bir anda değiş­ miş ve modem hııkuk ilminin gereklerine ve uygar bir toplu­ mun ihtiyaçlarına cevap verir bir hale gelmiştir.

EĞİTİMDE DEVRİM...

Atatürk, lâikliğin yaşayabil­ mesi bakımından lâik bir eğitim sisteminin de zorunlu olduğunu gözönünde bulundurarak, böyle bir eğitim sisteminin kurulması uğranda çaba harcamıştır. Sa­ karya Savaşı sırasında toplanan Maarif Kongresinde (1921) yap. tığı konuşmada, o zamana ka­ dar uygulanan eğitim sistemi­ nin ulusumuzun gerileme tari­ hinde en önemli bir etken oldu­ ğunu belirtmişti (12). Eğitimde uygulanacak program, toplumsal hayatın ihtiyaçlarına ve özellik­ le içinde bulunduğumuz yüzyılın gereklerine uygun olmalıvdı. Bu amaçla, Cumhuriyetin ilânından sonra Tevhidi Tedrisat Kanunu kabul edildi (1924). Sözü geçen kanun ile öğretim birleştiril- inekte, okullar Millî Eğitim Ba­ kanlığına bağlanmakta, «skolas. tik bir zihniyetin son kalıntıla­ rını sinesinde barındıran ve se- riatm siyasî karargâhı olan Medreseler» (13) kaldırılmaktay­ dı. Artık yeni bir eğitim siste,

minin uygulamaya konulması

gerekiyordu. Atatürk’e göre, Türkiye Cumhuriyetinde eğitim dinsel değil, fakat ulusal olma­ lıydı. Eğitimde bu yol seçildik, ten sonra da, onun dili, tısıılii ve vasıtaları da ulusal olmalıvdı. Dil ve harf devrimi. Atatürk’ün bu düşüncelerin ışığı altında gi­ riştiği devrim hareketleridir.

DİNE KARSI MIYDI?

Atatürk, lâikliği asla dinsizlik felsefesi olarak anlamamıştı. Ancak, dinin devlet islerine ka- rıştınlarak amacından saptırıl­ masının, saflığının bozulmasının

bem devletin esenliği ve bem de dinin yüceliği bakımından ne kadar zararlı olduğu ortadaydı. O’na göre, dünya işlerüıde aklın hâkimiyeti kabul edilmeli, din bir vicdan meselesi olarak kal­ malıydı. Bu durum, hem devle­ tin ve hem de dinin yararına olacaktı. Şu halde din, yalnız vicdanlarda hâkimiyetini sürdür­ mekte ve var olmakta devam et. meliydi. Zaten, lâikliğin amacı dini ortadan kaldırmak değil, fakat onun devlet işlerine karış­ tırılmasını önlemek ve din öz. gürlüğünün korunmasını sağla­ mak değil miydi?

Çok sağlam temellere daya­ nan tslâm dini, ne vazık ki yüz yıllar boyu dünya işlerine karış tırılması sonucu, yanlış tefsirler ve hurafelerle bozulmuş ve ger­ çek din yanında bâtıl itikadlar dan ibaret sözde bir din daha ortaya çıkmıştı. O’na göre, hal­ kın din hakkmdaki duygu ve bilgileri her çeşit bâtıl itikad. lardan ve hurafelerden kurtarıl­ malıydı; bunlar zihinlerden si linmedikçe, gerçeğin nurlarını beyinlere İşlemek imkânı voktıı. O, dine savgı gösteririz» (14) derken —hiç şüphesiz— yobaz­ ların, mürtecilerin çıkarcı amaç larına erişebilmek için vasıta olarak kullandıkları bâtıl iti­ kadlardan ve hurafelerden iba­ ret olan sözde dini değil, fakat bütün saflığı ve viiceliği ile vie. danlarda vaşavan gerçek dini kasdetmektevdi (15).

Büvük Ata’yı, Türkiye’yi çağ­ daşlaştıran bir önder olarak ye­ niden derin saygılarla anıyoruz.

(1) B a k : BORAK S., B ilinm eyen Y önleriyle A tatü rk (İstanbul 19661 s. 22.

(2) BORAK, a.g.e., s. 22 — 23. (3) B a k : DA VER B., T ürkiye Cum.

h u rly e tin d e L âiklik (A nkara) 1955). s. 47.

(4) ATATÜRK. N u tu k H (Istanbul 1960 — M aarif B asım evi), s.717 (5) GREW J. (t. çev. ARKIN M.) A ta tü rk ve İnönü (İstanbul 1966) . s. 91.

(6) TUNAYA T.Z., D evrim H are­ k e tle ri İçinde A tatü rk ve A ta­ tü rk ç ü lü k (İstanbul 1964). s.115 (7) LORD KİNROSS ( t çev. TE- ZEL A .), A .atiirk (İstanbul 1967) . s. 590.

(8) ÖMER RIZA’n ın bu sözler) için b ak : TUNAYA T. Z„ Is-lâ m c ılık C ereyanı (İstanbul 1962)

s. 25.

(9) ATATÜRK D iyor Kİ, 5. bası (İstan b u l 1963 - V arlık Ya­ y ın la rı no 943). s. 37.

(10) A ynı k ay n ak , s. 40.

(11) ATAAY A., M edeni Hukuk U ygulam a Ç a lışm aları 1, 2. ba­ sı (İstanbul 1966). s. 207 not 30

(12) Bak DAVER, a.g.e,. s.128 Ay­ rıc a bak: ATAAY A.. Dine D ayanan Bir D evletin ö z le m ­ cileri — 8.10.1968 günlü M illi­ yet G azetesi —

(13) DAVER, a.g.e., s. 53.

(14) Y a k ın la rın d a n H a tıra la r (İs­ ta n b u l 1955 - Sel Y a y ın ları) s. 102 (ASAF ILBAY’ın anıla. rın d a n ).

(15) B ak: AYDEMİR S S., Tek Adam (II 2. bası (İstanbul 1966) s. 496.

PROF. DR. FAHRİ HALİL ÖRS

\

İDARESİNDE

İKİ

İlIFI ANKARA İH

YILDAN BERİ BASARI İLE MEZUN V E R M EK T E

TİCARİ

v p

l i f ARİ il i MI ER

OLAN

VHirCCV AHIIIlI'nrin

UIEI ANlıAlfA Ilı

GÜNDÜZ VE AKŞAM BÖLÜMLERİNDE

JİOAUI VB llliAlfl IlIfVftlElı

KAYITLAR DEVAM EDİYOR

m ü r a c a a t

:

u l u s ç a n k i r i

TundEn unum mm

(3)

p

ADRES : C a ğ a l o ğ l u , M ollafenari İ Pi l so k ak No. 1 - İS T A N B U L I I İ İ

TELGRAF: MİLLİYET, İ s t a n b u l POSTA KUTUSU ¿91, İstanbul

jüii T E L E F O N : J î 44 10 (Santral) •iiiil

.

iiiil i üuiîi

BUGÜN

12

SAYFA

M illiy eı

* r x z ^

/

j

C

DİL VE G ENEL KÜLTÜR ANSİKLOPEDİSİ

ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK

3 cilt takım hâlinde öz»l kutu içinde satışa çıkarıldı

150 TL.

Atatürk (1 30 yıl önce kaybetmiştik

AMYORUZ

“Devlet Sosyalist

olsaydı, adını

Atatürk kordu,,

| Adana'da konuşan Demire!, «Sosyalizm

özlemcilerinin hep Atatürk'ün

arkasına

sığınmalarının

soytarılık,

sahtekârlık

olduğunu» söyledi...

ADANA, ÖZEL

A

DALET Partisi Genel Başkam ve Başbakan Süley­ man Demire! dün Adana İl Kongresinde yaptığı konuşmada, «Memleket, saltanat hayranlan, hilâ­ fet özlemcileri, şeriatçılar, devrim düşmanlan Atatürk düşmanlan ile dolu imiş gibi gösterilmek istenmektedir. Bu Türk Milletine tahkirdir. 33 milyon içinde bu düşün­ cede olanlar gibi, komünist ve faşist idare taraftarlan da bulunabilir. Suç varsa bunlann yakasma yapışır, mer­ ciine teslim ederiz. Kanun devletinin çerçevesini aşmağa hiç kimse bizi zorlayamaz» demiştir.

«Türkiye Cumhuriyeti eğer sosyalist olsa idi bunun adım Atatürk kordu» diyen Demirel daha sonra şöy­ le devam etmiştir: «Bugün sosyalist Türkiye şar-A Devamı Sa. 7, Sü. 2 de

D em irel A dana selâm lıyor.

H ava A lanında

Aybar ‘ ‘ Sosyalizmin

reçetesi yoklar,, (Cedi

h u m ıiM iıııım ın n m ım ııııiM in ıııtııııiH iıııiH iıııiM iH iıın iH iııııııu H iım iH iııım ııııııııtııııııım ıııııiH iıııt

| O nassis’in sahibi olduğu «Olymplc Airways» uçağı, İki silâhlı ta r a fın - | İ d an «Cunta h ü k ü m e tin i p ro te sto , için önceki gün k a ç ırılm a s ın d a n | Ü so n ra P a ris h a v a a la n ın d a görülüyor. Uçağı k a ç ıra n la r tu tu k la n m ış tır. =

j Papadopulos'a suikastten sanık !

Panagulis'in idamı istendi f

I A T İN A , A A . |

Yunanistan Başbakanı Yorgo Papadopulos’u öldürmeye | | teşebbüsten sanık Aleksandros Panagulis hakkında, Savcının |

I idam cezası talep etmiştir. |

| it Devamı Sa. 7. Sü. 4 de \

?ıııııııı»ıı«ııiMiıiımıiH»ıııııııı«tııı»iMiıııtııımiMHiııiHtM*tt*ı*****ı*, *,MMMHn#*IM M ,,,,,,,,l**| *M«nıiMi««»ııio»

D U R U M

Atatürk'ten Reçeteler 4

-• Bizim ulusumuz, yurdu için, özgürlüğü ve ege­

menliği için en güç şeyleri göze alabilecek bir halktır. Bunu ispatlamıştır da. Ulusumuz yaptığı devrimlerin kıs­ kanç savunucusudur da Benliğinde bu erdemler yerleş­ miş bir ulusu yürümekte olduğu doğru yoldan hiçbir kimse, hiçbir güç alıkoyamaz. (1924)

• Basının kendine tanınan geniş özgürlüğü iyi kul­

lanmakta göstermesi gereken titizliği belirtmeyi gerekli buluyorum Her türlü kanun bağlarından önce, yazarın bilime ve kendi siyasal kanılarına olduğu kadar, yurttaş­ ların haklarına ve ülkenin her türlü özel anlayış üstün­ deki yüksek çıkarlarına da saygılı olmak zorunluğu genel düzeni sağlayabilecektir Bununla birlikte bu yolda ba­ sından gelen bir aksaklık olsa bile bunu düzeltecek et­ kili araç hiçbir zaman eskiden sanıldığı gibi basın özgür­ lüğünü kısıtlayacak bağlar değildir, tersine basın özgür­ lüğünden doğacak sakıncaları gidermenin tek etkili ara­ cı, yine basın özgürlüğünün kendisidir kanısındayız (1924)

• Siyaset ve askerlik alanındaki zaferler, ne kadar

büyük olurlarsa olsunlar ekonomik kazançlarla taçlandı­ rılmazlarsa ortaya çıkan zaferler ayakta kalamaz, tutu­ namazlar az zamanda sönüp giderler Bunun içindir ki en parlak zaferimizin de sağladığı, daha da sağlayabilece­ ği meyvqlat% toplayıp onlardan yararlanabilmemiz içiu ekonomimizin, ekonomik egemenliğimizin ve bağımsızlı­ ğımızın sağlanması ve pekiştirilmesi gereklidir (1923)

• Bizi yanlış yola yönelten habisler biliniz kî çok

defa din perdesine bürünmüşlerdir Saf halkımızı hep şeriat sözleri ile aldatagelmişlerdir Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, ha­ rap eden fenalıklar hep din kılığı altındaki küfür ve meVânetten çelmiştir Onlar her hayırlı hareketi dinle karşılarlar halbuki hamdolsun hepimiz Müslümanız. he­ pimiz dindarız artık bizim dinin gereklerini, dinin yasak­ larını öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hoca- lığına ihtiyacımı! yoktur. W a ls A 'B S H

NOT: Y ukardakl oöltlmler «Bugünkü Diliyle A ta tü rk ’ü n Söy- levleri» ve «A tatürk D iyor kİ» k ita p la rın d a n a lın m ış tır.

Ankara'da Anıt-Kabir'deki

törenden sonra İnönü

iki

yerde

At

konuşma yapacak

B

k a r ş ıla y a n la » [MİLLİYET)

ANKARA,

ÖZEL

ÜYÜK Kurtarıcı

Mustafa

Kemal

Atatürk,

ölümünün 30 uncu yıldö­

nümünde bugün bütün Türkiye’de

törenlerle anılacaktır. Ankara’da Anıt -

Kabir’de düzenlenecek ilk tören saat

9.05 de Cumhurbaşkanı

Sunay’ın

mozo­

leye çelenk koymasıyla başlayacaktır.

Törene katılanlar iki

dakikalık saygı duruşun­

da bulunacak ve aym an­

da bütün Türkiye’de bay

raklar yarıya indirilecek

araç ve fabrikalar iki da­

kika süreyle sirenlerini

çalacaklardır.

Ankara Üniversitesi ve Or­ ta - Doğu Teknik Üniversite­ lerinde de tören ve toplantı­ lar yapılacaktır. Ankara Hu­ kuk Fakültesinde saat 9’da Eğitim Fakültesiyle ortaklaşa «Atatürk ve Eğitim» konulu bir açık oturum düzenlene­ cektir.

öğleden sonra saat 17’de Dekan Prof. Uğur Alacakap- tan’ın açış konuşmasından sonra Cumhuriyet Halk Par­ tisi Genel Başkam İsmet İn A Devamı Sa. 7. Sü. 4 de

A jans T ü rk , A tatü rk ’ü n ölü m ü n ü n 30. y ıld ö n ü m ü n d e b ir «A tatürk Sergisi» aç m ıştır. Dün a çılan sergiyi C u m h u rb aşk an ı Suııay, Meclis B aşk an ı F e rru h Bozbeyli, CHP. G enel B aşk an ı İn ö n ü v« T urizm B akanı N ih at K ü rşat g ezm iştir. Besim de, S unay, İnönü ve Bozbeyli, A ta tü rk S ergisl’n d e g ö rü lü y o rlar.° î « | | f | | | | | | | | | | t l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l t l l l l l l l t t l l l l l l l l l l l l l l l t t l l l l l l l l l l l l l l l " l l t l l l t l l t i m * t l t l l l l l l l l l l l t l l l l l l l l l

SİYASALDA

BOYKOT DÖN

SONA ERDİ

H Sunay ve İnönü, Gazi Eğitim Enstitüsü

öğrencilerine «boykota son vermelerini» söyledi

TİP kongresini açan

Aybar,

sosyalizmin

Türkiye'de

aşağıdan

yukarıya doğru kuru­

lacağını söyledi...

ANKARA, ÖZEL

'in üçüncü büyük

kongresi dün sabah 10.30’da Selim Sırrı Tarcan spor salonunda çalışma­ larına başlamıştır. Kongrenin açış konuşmasını yapan ve parti­ sinin iç ve dış konulardaki gö­ rüşlerini açıklayan Genel Baş­ kan Mehmet Ali Aybar, özellikle Amerika politikası hakkındaki görüşlerini açıklamış, AP iktida­ rım yermiş, CHP ile aralarında­ ki sının çizmiş, Türkiye'de mut­ laka sosyalist bir iktidarın iş başına geleceğini öne sürerek, sosyalist Türkiye'yi ve Türkiye sosyalizmini anlatmıştır.

Genel Başkan Aybar iki saat

süren konuşmasına Amerikan

emperyalizmini tahlil ederek başlamış. Vietnam’da izlenen po­ litika ile Türkiye’de izlenen po­ litikanın Amerikan açısından ay­ nı olduğunu öne sürmüş Arap - İsraü savaşma ve Çekoslovakya 4 Devamı Sa. 7. Sü. 4 de

Ecevit «Gençliğe karşı

iktidarın tutumu yurdu

uçuruma

sürüklüyor»

ANKARA. ÖZEL CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit, gençlik sorunları konu­ sunda dün bir demeç vermiş ve hükümeti ilgisiz ve sevgisiz dav­ ranmakla itham ederek. «Millî Eğitim Bakanı lokavtçı tutumu­ nu bırakmalıdır» demiştir.

Ecevit özetle şunları söylemiş­ tir:

«Gençlik ve eğitim sorunlarına çözüm yollarım bulabilecek du­ rumda olanların, bu sorunlarla ilgisizliğini ve gençliğe karsı an­ layışsızlık ve sevgisizliğini hay­ retle karşılıyoruz. Sayın Başba­ kan, (Sokaklar eskimez takati olan yürür) yollu meydan oku- 4 Devamı Sa. 7. Sü. 4 de

SAFİYE AYLADAN

(ALINAN iNÖNİİ’ nün

ARMADANI YUZUK

MALATYA'da BULUNDU

MALATYA, ÖZEL Ses sanatçısı Safiye Ayla’ya, 1936 yılında İsmet İnönü tara­ fından armağan edilen ve bir süre önce sanatçının evinden ça­ lman pırlanta yüzük, Malatya’da, iki evi soyan bir hırsız şebeke­ sinin eşyaları arasında bulun­ muştur.

Onassis ailesinin «balayı gezisi», l u n a r a d a la rın d a devam etm ekle, dir. Besim de, bayan Onassis y a n ın d a «Christina» m u k a p ta n ı Anas- tassiades ile görülüyor.

Ortodoks

evliliği tanıdı

CENEVRE, A.A. Milyarder Onassis Ue Jacqueline Kennedy’nin evlilikleri­ nin kilise hukuku bakımından meşru ve muteber bir evlilik olduğu, ortodoks kilisesi tarafından kabul edilmiş ve bu hu­ sus metropolit Meliton de Clıalcedoine tarafından dün Cenev­ re’de açıklamıştır. Metropolit bu konuda, «Evlilik, katolik ki­ lisesine bağlı bir kadınla, ortodoks kilisesine bağlı bir erkek arasında kilise kanunlarına uygun olarak aktedilmiştir.» de­ miştir.

ANKARA, ÖZEL

4

KASIM’dan beri Siyasal

Bilgiler Fakültesi ve Basın Yayın Yüksek Okulu’nda sürdürülmekte olan boykotlar dün kaldırılmıştır, öğrenciler ya­ rın derslere başlayacaklardır. Gazi Eğitim Enstitüsü ise boyko­ ta devam edecektir.

Siyasal Bilgiler Fakültesi Boy­ kot Komitesi, dün bir bildiri ya yuılayarak, «İsteklerinin Fakülte Yönetim Kurulu’nca olumlu kar 4 Devamı Sa. 7. Sü. 1 de

Anıf-Kabirde olay

çıkmaması için

yürüyüş durduruldu

ANKARA, ÖZEL Anıt - Kabir’de olaylar çıka­ cağının öğrenilmesi üzerine «Mus­ tafa Kemal v urüyüşü»nü düzen­ leyen gençlik kuruluşlarından dördü yürüyüşten vazgeçmişler­ dir. Aşın solcularm yaratmak istedikleri olaylara karşı olan ve CHP.’ye yakın olduğu bilinen bu 4 Devamı Sa. 7. Sü. 8 de

PAK İSTAN 'D A

POLİS

GENÇLERE ATEŞ AÇTI

RAVALPİNDİ, A A. P a k ista n H üküm eti, ö ğ ren ciler İle polis k u v v etleri a ra sın d a k i çatışm a, la r m k o n tro ld a n ç ık a ra k , devlet oto. rite sin i te h d it ed er bir şekil k a z a n ­ m ası üzerine, düzeni sağlayabilm ek am acıy la ord u b irlik lerin i başkent R avalpindi’ye sevketm iştir.

Polisin geçen P erşem be, m uhale- fe t lid eri Ali B utto’y u k arşılam a

gös-4 Devamı Sa. 7, Sü. 3 de

Başkan N ixon, seçim lerd ek i rak ib i H u m p h rey ’i, h a v a a la n ın d a k a rş ıla ­ d ık ta n sonra başbaşa k o n u şm a la rım y a p tık la r ı salo n a g ö tü rü y o r...

Nixon ile!

Humphrey

• • 00 M 00

goruştu

B | İki

rakip

geçmişi

unutup birlikte çalış­

mağa karar verdikle­

rini açıkladılar...

FLORİDA, A .A.

A

MERİKA’nın «30 Ocak­

tan sonraki Cumhurbaş­ kanı» Richard Nixon Ue çetin başkanlık mücadelesinde az bir oy farkı ile mağlûp etti­ ği Demokrat Parti adayı Hu­ bert Humphrey, önceki gün öğ­ leden sonra Miami’nin hemen kuzeyindeki Opa Locka sahil muhafaza istasyonunda 25 da­ kikalık başbaşa bir görüşme yaparak «Geçmişi unutmaya ve ulusal birliği sağlamak için birlikte çalışmaya» karar ver­ mişlerdir.

Am-riksT- kongTest-nf- Uk zenci k a d ın ’ı ta ra fta rla rın a «¿aler» işareti veriyor. 43 y aşın d ak i ba. yan S hirley Chisholm , «Irk eşit­ liği ta ra fta rla rın d a n » Jam es F ar. m er’i m ağlûp ederek, zencilerin çoğunlukta bulunduğu B rooklyn' in Bedford bölgesinden kongreye

seçilm iştir.

S ı ıı ın ııııım ım ııııııım ıııııııııııııııııım ıiH iM iıııııııııııtııım ııııııııııııııım ıııııtııııııın m ııın ııu ııııtııtııııı

Çekoslovakyada

gösteri yasak

H Çek Hükümeti, «Sovyet aleyhtarı» gösteri yapanlar

için sert tedbir alınacağını bildirdi...

!

I

Kirli

Güzeli :

“ Herkes

şaşıracak

99

|H Mayolu gösteriden sonra final­

de İsrail, Bahama, Venezüella

güzelleri şanslı görülüyor.

LONDRA, Necdet Günkut bildiriyoı

D

ÜNYA güzellik yarışmasına birkaç gün kala Türkiye güzeli Mine Kürk- çüoğln kendinden çok emin görün­ mekte «Bakın herkesi şaşırtacağım» de­ mektedir.

Dünya güzellik yarışmasına katılan gü zeiler arasında en çok dikkati İsrail güzel) çekmiştir.

Siyah parlak ve çok değişik bir mayo giyen tsraU güzeli, bütün fotoğrafçıları ba şına toplamayı bilmiştir tsrafl güzeli Mi- rey Zamir onsekiz yaşında Haytalı bir mo­ deldir. i Devamı Sa. 7. Sü. 4 de

c

T ü rk iy e Güzel) M ine K ürkçüoğln otelde, Ispanyol (solda) VO Y ugoslav (o rta d a ) güzeliyle çay

içiyor. (MİLLİYETİ

PRAG. AA.. A.P.

EKOSLOVAK hükümeti

dün yayımladığı bir bildi­ ride, «Sovyet aleyhtarı» bü­ tün gösterilerin derhal durdurul­ masını, aksi halde çok sert po­ lis tedbirlerinin alınacağım açık­ lamıştır

Sorumsuz kişiler tarafından tahrik edildiği ileri sürülen bu gösterilerin hükümeti zayıflattı­ ğı söylenen bildiride, bütün gös­ terilerin bundan böyle yasaklan­ dığı ve son olaylarda 160 kişinin tutuklandığı ilân edilmiştir.

Sansür heyeti de dün reform­ cu bir dergiyi süresiz kapatmış­ tır. Bundan başka İğneleyici bir karikatür vavmlıyan bir mizah dergisi ile Çekoslovak • Rus dostluğunu zedeleyici makaleler yayımlıyan «Politika» dergisinin de iki sayısı toplattırılmışlar.

Bâzı illerde hail!

depremler kaydedildi

ANKARA, AA. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, dün saat 12.39’da Bandır- ma’da 14.55’de İstanbul — Flor­ ya’da, 14.50’de Bursa’da. 14.18’de Çanakkale’de 14 50’de Akhisar'da, ve Uşak’da zararsız, hafif dep­ remler olmuştur.

(4)

1 0 K A S I M 1 9 6 8

OLAYLAR

İNSANL AR

HASAN PULUR

YAZAN: HASAN PULUR

m

¡6

' / i mfp,

> 2 fg İ S « «

İsm ail H a k k ı T ekçe, A ta tü rk v e İn ö n ü ’nün ark a sın d a (y u k a ­ r ıd a ) , A ta tü rk M eclis’te n ç ık a rk e n ve M uhafız A lay K u ­ m a n d a n ı İsm ail H a k k ı T ek çe (y an d a).

18 Nisan 1920’den,

ölüm an ’ma kadar...

K U T S A L G O B E V , geceli

gündüzlü tam

18

yıl sürdü

Ardahan'da 8. Atayın İkinci Bölük Kumanda nıydım. Tümen Kumandanı Halit Bey bir gün beni çağırdı ve: »Mustafa Kemal Paşa'nın yanına refakat subayı olarak gidiyor­

sun. Bölüğü teslim et!» dedi...

a

A

TATÜRK büyük nutkuna

şöyle başlar:

«1919 yılı Mayısının 19’un- cu günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüş:

OsmanlI devletinin içinde bu­ lunduğu topluluk, genel savaşta yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşullan ağır bîr «ateşkes anlaşması» imzalan­ mış. Büyük savaşm uzun yılları bo*yunca, ulus yorgun ve yoksul durumda. Ulusu ve yurdu genel savaşa sürükleyenler, kendi baş­ larının kaygısına düşerek, yurt­ tan kaçmışlar. Padişah ve Halife Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceği­ ni umduğu alçakça yollar araş­ tırmakta. Damat Ferit Paşanın başkanlığındaki hükümet, güç­ süz, onursuz, korkak, yalnız pa­ dişahın isteklerine uymuş ve onunla birlikte kendilerini koru­ yabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.

Ordunun elinden silâhlan ve cephanesi alınmış ve alınmak­ ta...»

Ve 338 gün sonra, 22 Nisan 1920 günü Atatürk bütün mem­ lekete şu bildirisini gönderir:

«Tannnm yardımı ile Nisanın 23’üncü Cuma günü Büyük Mil­ let Meclisi açılarak çalışmaya başlayacağından o günden sonra bütün sivil ve askeri makamla­ rın ve bütün ulusun buyruk ala­ cağı en yüce yer, adı geçen Mec­ lis olacaktır. Bilgilerinize sunu­ lur.

Temsilciler Kurulu adına Mustafa Kemal» Bu bildiri, bu telgraf Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş belgesi­ dir. İşte bu telgrafın çekilişin­ den 4 gün önce, 18 Nisan 1920’de, üsteğmen İsmail Hakla Bey An­ kara’ya varır, Atatürk’ün emrine girer. Bu görev, Atatürk’le bir­ likte geçen gece ve gündüzler, O’nun son nefesini vereceği 10 Kasım 1938'e kadar 18 yıl aralık­ sız devam eder.

... Ve emekli Tümgeneral İs­ mail Hakkı Tekçe’nin, bugün yer yer gözleri yaşararak, parça parça anlattığı 18 yıl şöyle baş­ lar:

«Ardahan’da 8. alayın İkinci

bölük kumandanıydım. Tümen

kumandanı Halit Bey bir gün beni çağırdı ve Mustafa Kemal Paşa’ya yazdığı bir yazıyı bana gösterdi. Bu yazıda, benim bâzı vasıflarımdan bahsediyordu. Ya­ zıyı okuyup bitirdikten sonra bana «Mustafa Kemal Paşanın yanına refakat subayı olarak gi­ diyorsun» dedi. «Bölüğü teslim et!» Başüstüne, dedim ve alayla ilişiğimi keserek yola çıktım.

Mevsim kış, her taraf kar için­ de. Yanımda bir jandarma eri Erzurum’u geçtik. Kar telgraf direği boyu. At üzerinde Kon. Botob, Ziyana dağlarını aşarak, donma tehlikesi atlatın, kurtlara rastlayarak Trabzon’a vardık. Trabzon’dan bîr Italyan gemisi- ne binerek İstanbul’a geldim. İstanbul’dan gizli teşkilâtla te­ masa geçin Ankara’ya gideceğim. Mustafa Kemal Pasa, ordudan ayrıtmış bir sivil olmns. Ben de kendinle bir sivil elbise yaptır­ dım. Elbisemi terziden almak için Könrüden geçerken limana bir tmrîlîz diretnotnnnn girdiği­ ni gördüm. Tarih 18 Mart. Ya­ nımda o günkü Harbiye Nazın Feyzi Paşanın (Çakmak) vâveri

A sm a gaz lâm b ası, ta h ta s ıra la r... 1920 y ılın ın 23 N isan gü n ü a ç ıla n T ü rk iy e B üyük M illet M eclisi, b elk i d ü n y a n ın en m ütevazı, fa k a t en heyecan dolu p arlâm en to su İdi. İşte A tatü rk , B ü y ü k M illet M eclisi’n in ilk y ıl d ö n ü m ü n d e k ürsüde.

İsmail Hakkı Tekçe’nin

kısa hayat hikâyesi

“ MASAL SEVMEM,,

B u g ü n 76 y aşın d a b u lu n a n em ekli T üm general İsm ail H akkı T ekçe, ö m rü n ü n 18 y ılın ı A ta­ tü r k ’ün y a n ın d a geçirm iştir. 23 N isan 1920’de, T ü rk iy e B üyük M illet M eclisi’n in a ç ılm a s ın ­ d an beş giin önce « refa k at zabiti» o la ra k A ta­ tü r k ’ün em rine g iren Ü steğm en İsm ail H akkı B ey, b u günkü M uhafız A la y ı’m n ç ek ird eğ i­ n i m u h a fız ta k ım ı o la ra k k u rm u ş v e A ta tü rk son n efesin i v erin cey e k a d a r y a n ın d a k a l­ m ıştır.

İsm ail H akkı Tekçe, 1892 y ılın ın 18 H aziran P erşem be g ünü, Ü sküdar, B a k k al Sokak 12 n u m a ra lı evde sa b ah n am azın d an önce doğ­ m u ştu r. B abası 58 y a şın d a v efat etm iştir, 103 y a şın d a olan an n esi h alen h a y a tta d ır. M ahal­ le m ek teb in i b itird ik te n sonra P a şa k a p ısı ve T optaşı R ü ştiy elerin d e okum uş ve 1326 y ılın ­ da K uleli’y e g irm iştir. 1328 y ılın ın 27 M ayı­ s ı ’n d a H arb iy e’y i b itire n İsm ail H akkı Tekçe p iy ad e su b ay ı o la ra k ord u sa fla rın a k a tıl­ m ıştır. E rzincan’da 10. K olorduda görevliy­ k e n B alkan Savaşı ç ık m ış ve g ö nüllü o larak savaş cephesine n a k lin i y a p tırm ış tır. A ta­ tü r k ’ü ilk defa B alkan Savaşı sonunda Ge­ lib o lu ’da G en elk u rm ay B irinci Ş ube M üdürü o la ra k ta n ım ıştır. A ta tü rk ’ü n ölü m ü n d en son­ ra da M uhafız A lay K u m an d an ı o larak kalan İsmaH H akkı T ekçe 1942’de G eneral olm uş ve 1951’d e de em ekliye sevkedilm iştir.

Şim di y ılın a ltı a y ın ı, 15 M ay ıs’tan , 15 K asım ’a k a d a r K an d illi’de, 15 K asım ’d an 15 M ayıs’a k a d a r da Ş işli’de «Atam ın» a d ın ı taşıy a n a p a rtım a n m d a geçiren İsm ail H akkı T ekçe’­ n in «saat gibi» b ir g ü n lü k h a y a tı v a rd ır. Her sabah erken k a lk a r, yürü y ü şe ç ık a r, yolda ra stla d ık la rın ı “G ünaydın» d iye selâm lar, «Selâm iinaleyküm » diye k a rş ılık vereni bir d ah a selâm lam az, «A llahaısm arladık» yerine «esenlikle kalın» der, h e r gün sa at 10.30’da «Osman» sü tlü kah v esin i g e tirir, h e r a y ın do­ k u zu n d a m u h afız a rk a d a şla rı, h e r ay ın 27*- sinde de s ın ıf a rk a d a şla rı ile to p la n ır. K en­

di deyim iyle «Bu to p la n tıla rd a b ir kad eh r a ­ k ıy ı ve b ir püro sig arasın ı hakeder.» Ha­ fızası insanı şa şırta c a k k a d a r k u v v e tlid ir. Meselâ «Paşam sig ara içm ez misiniz?» diye so rsan ız h iç te re d d ü tsü z cevap v e rir : «20 Ocak 1912 Pazartesi gü n ü b ıra k tım !»

Futbol m a ç la rın ı hiç k açırm az. K oyu B eşiktaş’- lıd ır. 1923 y ılın d a M u hafızgücü’n ü k u rm u ş ve M uhafızgücü 1927’de T ü rk iy e Şam piyonu o lm u ştu r. B ugü n k ü G en elk u rm ay B aşkanı T u ral, M uhafızgücü’nün ilk sa ğ içlerindendir. İsm ail H akkı T ekçe, futbol m e ra k lısı o lm ası­ na rağ m en , futbol o y n a m a m ıştır. G ençliğinde ten is oynam ış, ata binm iş ve k a y a k y apm ış­ tır.

İsm ail H ak k ı T ekçe’n in h â tıra la rın d a sadece gördüğü, d u yduğu ve doğ ru lu ğ u n a yüzde y ü ­ zün üzerin d e in a n d ığ ı o lay ları b u lacak sın ız. K endisi bize ilk ta n ışm a m ız d a «Benden m asal beklem eyin 1» dem işti, «Çünkü ben ne m asal dinlem esini severim , n e de m asal a n latm a­ sın ı...»

Biz! y a n lış yola sev- keden h ab isle r, b ili­ niz k i, çok k e re din p e rd esin e b ü rü n m ü şle rd ir. S af ve nezih h a lk ım ız ı hep şe ria t sözleriyle ald atag elm işle rd ir. T a­ rihim izi o k u y u n u z, d inleyiniz, görü rsü n ü z k i m illeti m ahveden, esir eden h a ra p eden fe n a lık la r hep din kisvesi a ltın d a k i k ü fü r ve m elân etten gelm iştir. O nlar h e r h a y ırlı h a re k e ti d in le k a rş ı­ la rla r. H albuki hepim iz m iislü- m anız, hepim iz d in d a rız . A rtık bizim d in in ic a p la rın ı, din in y a sa k la rın ı Öğrenmek için su n ­ dan b u n d an derse ve a k ıl hoca­ lığ ın a ih tiy a c ım ız y oktur. H an­ gi şey ki, ak la, m an tığ a, m ille­ tin m en faatin e uygunsa hiç k im ­ seye so rm ay ın , o şey d in d ir. Eğer bizim dînim iz ak la, m an tığ a u y ­ gun bir din olm asaydı, m ükem ­ m el olm azdı, d in ­

lerin sonuncusu ol-1 m azdı.

ununa

(e. bize...

Atatürk'üm, de bize: «Bu ne iki yüzlülük?» 10 Kasım'da saygılı; 11 Kasım'da, küçük. Adına, eserine bağlı gibi gözüküp

Nicelerinin sırtı, aslında sana dönük. Hani kardeşliğimiz; kalmışız, bölük pörçük. 10 Kasım'da saygılı; 11 Kasım'da küçük.

Nurcu, yobaz, komünist; hepsi nefes nefese, 0 kör baltalariyle vuruyorlar temele. «Demokrasi» diyerek kıyılır devrimlere. Bir de 10 Kasım larda adını anmak, yok mu? En acısı, gülüncü, işte Atam, bu sahne.

Atatürk'üm, de bize: «Bu ne iki yüzlülük?» 10 Kasım'da saygılı; 11 Kasım'da küçük.

Vatan denen kavramı, bilince vardıran, sen! Gerçek dini yobazın elinden ayıran, sen! Namuslu zengin ile üretici halkımı

Vatan denen teknede yoğuran, kardıran sen!

Hani kardeşliğimiz; kalmışız bölük pörçük. 10 Kasım'da saygılı; 11 Kasım'da küçük.

Onbin yıl öncesinin Göktürk kağanı gibi Bıraktın genç kuşağa, o kutsal emaneti. Her alçakça davranış boğulmaya mahk'ûmken Cehennem olsun niçin, Türkiye'nin cenneti?

Atatürk'üm, de bize: «Bu ne iki yüzlülük?» 10 Kasım'da saygılı; 11 Kasım'da küçük.

RÜŞTÜ SARDAĞ

10.000 METRE KIL TELA SATIN ALINACAKTIR

I.E.T.T. İŞLETMELERİNDEN :

1 — Yukanda yazılı telâ 18/11/968 Pazartesi günü saat 15.—'e

kadar mektupla fiat ve teklif isteme usulü ile ihaleye konulmuştur.

2 — Bu işe ait şartnameler Metrohan 4’üncü katta Melbusat Servisinden bedelsiz olarak alınabilir.

(B asın 27412) . 15503

olan sınıf arkadaşım vardı. «Ne oluyor?» dedim. «Bilmiyorum!» diye cevap verdi: «Ben de senin kadar biliyorum. Vaziyeti görü­ yorsun.» İstanbul işgal edüiyor- du. Limana giren tngilizlerin Ay- randuk diretnotuydu. Ortalıkta kimseler yoktu. Eminönünde bir Hindistan alayı vardı. Bir Fran­ sız taburu trampet çalarak Gala- ta’ya doğru gidiyordu. Bu man­ zaraya baktım, baktım da içim­ den «Hey yarabbim!» dedim. «Yakın bir zamanda bu belde­ den; bu köprü üzerinden, ku­ mandamdaki bir kıt’aıun geçme­ sini bana nasip et!»

ANKARA’YA GiDiS

Üsküdar’dan bir at arabası ile yola çıktık. Çamlıca civarında Kuşçab diye bir yerde Yenibah- çeli Şükrü ve arkadaştan bizi karşıladılar. Konaktan konağa, şehirden şehire 17 Nisan 1920 günü Ankara’ya vardık. Hemen Mustafa Kemal Paşayı nerede bulacağımı sordum. Vilâyette ol­ duğunu sövledüer. VUâyetin ka­ pısında karşılaştık. Çıkıyordu. Hemen yanına yaklaştım ve ken­ disini selâmlayarak Halit Beyin mektubunu verdim. Başında kal­ pak, sırtında yakası kürklü gri bir palto vardı. Yazıyı okudu ve yanında bulunan Salih Bozok’a dönerek «İsmail Hakkı Bey bi­ zim yanımızda kalacak» dedi. «Ziraat mektebinin üst katında kendisine bir oda verin!»

MECLİS HAZIRLANIYOR

İlk vazifem Büyük Millet Mec­ lisinin açılacağı salonun hazır­ lanması oldu. Salonun düzenlen­ mesinde Mustafa Kemal Paşa da bizimle birlikte çalışıyordu. Öğ­ retmen Okulundan aldığımız is­ kemleleri. koltuklan yerleştiri­ yorduk. Her zaman başımızday- di. Sandalyeleri bile o hizaya sokturuyordu. 23 Nisan günü Meclis açıldı, tik Meclis az, fa­ kat inanmış bir topluluğun ka­ tıldığı basit bir törenle açıldı ye Mustafa Kemal Paşa Meclis Baş­ kanı seçildi.»

Y A R I N :

Atatürk’ün bîr tek

muhafızı bile yoktu—

t m $i i m m . w -v m

SATILIK EMLAK ■ KARTAL M altepe, D ragos m ev­ k ii, Millî M üdafaa İskelesi y a n ın d a , 2736 m2 arsa ve fab rik a binasın*n %50 hissesi s a tılık tır. M ü ra c a a tla rın 36 20 00 d an Ali Y örük’e y a p ılm a sı. TELEFONS

İSTANBUL 122 4410

ANKARA -.17 4180

: W v v »

K U Ç U K İLA N L A R

KELİMESİ

150 KURUŞ

DERS VERENLER ■ SAHİBİNDEN çok Volkswagen 22 61 92 tem iz 965 ■ BULUNMAZ f ırs a t: Bü-yü k d ere’de, asfalta 20 m. m e. safede, im ar d u ru m lu parsel, ler. M ür: E tiler Ç am lıkaltı Y ılm azlar 1, d a ire : 8. P azar hariç, sa a t 14-19.

■ SİGORTALILARA: Ü sküdar Bağ. la rb a ş ı, a n a caddede, k alo riferli d a ire le r. 22 94 46

■ MUDANYA Belediye üstü, 2 so­ k ağ a cep h eli, a ltlı - ü stlü depo ve 1 katlı depo, işleyen a ç ık sinem a yeri boş o la ra k s a tılık tır . M ü r: İskele c iv a rı, ü s tü n Sok No: 1, M udanya. ■ SAHİBİNDEN k fto rife rli daire. 36 40 79 sa b a h la rı.

■ MECİDİYEKÖY O rta k la r cadde, si No: 6 da ve N işantaşı V alikonağı caddesinde d a ire le r. U luğ İn şa a t 44 33 94

■ EMİRGAN’DA 594 m2, 4 cepheli, deniz gö rü r 6,5 m. im a r d u ru m lu , 22 37 37 ve görm ek için Boyacı köy B erber K adri.

EMLAK ARAYANLAR ■ PEŞİN p ara, a p a rtm a n için a c e ­ le arsa a ra n ıy o r 49 01 16 - 49 01 15

KİRALIK EMLAK ■ AKSARAY’DA k a lo rife rli daire. 36 25 50

■ BAYANA, Şişli’de oda, 47 18 61 ■ KİRALIK m ü k ellef stü d y o , h e r tü rlü teknik im kân v e k o n fo ru h aiz olup, kapalı zarf u su liy le k ira y a ve- rile cek tir. 9 K asım sa a t 19.00’a ka- •dar te k lifle r kabul e d ilir. A n k ara Y ıld ırım Beyazıt Ç arşısı Başkan- h ğ ı

■ YALNIZ bayan, y a n ın d a taleb e b ay an a pansiyon v eriy o r. C aferağa M ah. N isbahm uhayyeş Sok. C evahir Apt. D a ire : 12 K adıköy.

DEVREDİLENLER ■ DEVREN s a tılık A vrupa m akina. la rıv îa p lâstik atölyesi 22 92 95

SATILIK VASITALAR

TELEFON DEVİRLERİ ■ FARUKNIL T icaret 48 44 44 — 48 20 95

■ FARUKNIL T icaret telefon a lış­ la rı

■ FARUKNİL T icaret telefon sa­ tışla rı

■ FARUKNİL T icaret telefon ta. kası

■ FARUKNİL T ic aret telefon de­ v irle ri

■ FARUKNİL telefon telefon n a ­ k illeri

■ FARUKNİL T ic aret 48 44 44 — 48 20 95

■ TEKNİKTELEFON 44 77 10 — 49 36 36

■ TEKNİKTE telefon a lışla rı n e t ödenir.

■ TEKNİKTE telefon dev irleri n ak illeri

■ TEKNİKTE telefon sa tışla rı fa­ tu r a lıd ır. m TEKNİKTELEFON 44 77 10 — 49 36 36 ELEMAN ARAYANLAR ■ BİR ailen in ev İşlerini görm ek ü zere, k a rı . koca a ra n m a k ta d ır. 48 75 59

■ ÇOCUKSUZ b ir aile y a n ın d a ça­ lışa c a k y a tılı k a d ın hizm etçi a ra n ı­ yor. 47 04 77

■ 1 — Tesviyeci y a rd ım c ı, la rı ara n ıy o r.

2 — El âleti m o n taj edecek ç ıra k a ra n ıy o r.

3 — K a lıp tesviyecileri ara. n ıy o r. A dres: B üyük B alık. İl H an No: 18. K araköy. T el: 44 17 46

■ BİRİNCİ s ı n ı f k a p o rta c ıla r a lı. n a c a k tır. K a rta l . Y ak ac ık asfaltı, T alism an M adeni Eşya F a b rik a sın a m ü racaat.

■ ECZACI m esul m ü d ü r a ra n ıy o r. A n k ara İçinde n e t ü c re t 3.000, 11 57 09

■ MADENİ eşya ü zerin e 5 sene tec- rü b e li, ask erliğ in i y ap m ış S a n a t Ens­ titü sü m ezunu, fa b rik a gece âm iri a ra n ıy o r. M ü r: F ro filo A.Ş. ik in c i Taşocağı Sok. M ecidlyeköy.

■ YAZILARIYLA h av ad islerin i n eşretm ek isteyen b asın heveslileri. P.K . 470 İstanbul.

■ ÇOCUKLA oynayabilecek, gece y a tılı, asgarî 12 y a şın d a k ız çocuğa ih tiy a ç v a rd ır. 1. Blok d a ire 10. k a t: 3. Yeni Levent.

■ BİR h a n ım ın ev İşlerini görecek ve iy i a la tu rk a yem ek bilen bayan

a ra n ıy o r. T e l: 63 63 81

■ İMALAT k ıs ım la rın d a çalışm ak üzere, İstan b u l Ü niversitesi m ezunu genç eczacı a ra n ıy o r. M ustafa Nev. z a t İlâç S an ay ii A.S. M ecidiyeköy. ■ ALMANCA ve d a k tilo bilen bay veya bayan genç elem an aran ıy o r. 48 62 56

İS ARAYANLAR ■ ASKERLİĞİNİ yapm ış, b ahçe, v a n lık bonservisi olan genç iş arı- y o r Y enlköy K öybaşı Caddesi 218. ■ MUHABERATÇI tecrü b eli, İngi. lizee. F ransızca. İsp an y o lca’y a bi­ h a k k ın v â k ıf. A d res: P.K . 1063 S ir­ keci ■ TECRÜBELİ K im ya M ühendisi, 22 80 9$ P E R M İ L E R ■ ALEMTİCARET’TE se ri g ü m rü k ­ lem e, otom obil, tra k tö r, m otosiklet ve bilûm um ev eşyası İle m eslekî â le t g ü m rü k le n ir 49 10 32 . 49 30 32 . 49 01 15 - 49 01 16.

SİGORTA İŞLERİ ■ MEKTUPLASİGORTA, ayda ta k . rib e n 10 (on) lira ile h a fif İşlerde ça lışa n la ra kazâ sig o rta sı: V efat ve­ y a m alû liy ette n e t 40.000 Ura, s a k a t­ lan m ad a 24.000 lira y a k a d a r tazm i­ n a t öder. B roşür isteyiniz. G ündüz ö lç e r PK 50 K adıköy

■ SEMİHTUĞLU, tesis ta rih i 1948. S erm ay esi: 1.000.000. 47 02 97 . 47 80 38

SATILIK EŞYA H A K İK Î k rista l avize 22 80 67

■ GİTAR akşam dersleri 49 95 78 ■ ÖZEL solo, basgitar 27 92 91 ■ İNGİLİZCE dersi, p ra tik m etodla. M ü r: 10.30 - 14.30 E renköy K an tar­ cı Sok. N o: 7. 17.00 19.00. 36 95 26 K O N G R E ■ SAHİBİNDEN 954 tem iz 36 59 97 Citroen çok

1

ST/UIBUL IŞIK

ÜK GJlDİSIİKvtfİnİÎTlMU

'*

K 0KU1U

m

ı m

u

GÜNDÜZ VE A K ŞA M İNŞAAT M A K İN A VE ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ VE GÜN­ DÜZ M İM ARLIK BÖLÜMLERİNE ÖĞRENCİ KAYITLARINA DEVAM EDİLMEKTEDİR.

1 — Giriş İmtihanları her hafta Cuma günleri saat I4.0C de yalnız matematik dersinden yapılmaktadır.

2 — Yıllık öğretim ücretleri birinci taksiti gündüz İçin 3000 akşam için de 2.000 TL. sı olup kayıt İşlemi yapılırken yatırılması gereklidir

Fazla izahat almak isteyenlerin Okul kayıt bürosuna müracaatları.

OKUL MÜDÜRLÜĞÜ

ADRES: Beşiktaş İskele Meydanı Tel: 48 70 08 — 47 92 29

48 36 23

İş R eklâm 76 - 15500

■ ANTİKACI H alit Uy- g an ’a alt n âd ld e şa m d aıü ı, m ineli sa a tle r vesaire, 11/11/968 ve 12/11/968 gü­ n ü sa a t 13.30 da B edesten’de sa tıla c a k tır. İlân olun- .-.

■ ÜSKÜDAR O rtaokulu Y ardım D em eğ i île A ile B irliğinin kongrele. ri, 14 K asım 1968 Perşem be gü n ü sa a t 14’te okul binasında, ek seriy et o lm ad ığ ı ta k d ird e 17 K asım 1968 P a. z a r g ü n ü 14’de y a p ıla c a k tır. S a y m ü y e le rin te ş rifle ri rica o lu n u r. İd a re K u ru lla rı.

■ MAÇKA ilk o k u lu Y aptırm a, O narm a D e m e ğ in d e n : D em eğim izin y ıllık k o n g resi 24 K asım 1968 P azar g ü n ü sa a t 13.30 da M açka İlk o k u lu to p la n tı sa lo n u n d a y a p ıla c a k tır. Sa. y m ü y e le rin b u lu n m aları ric a olu- n u r. G ü n d e m : 1 — A çılış, 2 — Kong- r e b a ş k a n lık d iv a n ı seçim i, S — F aa­ liy e t ve h esap ra p o ru . 4 — D enetçi ra p o ru n u n o k u n m a sı, 5 — Y önetim k u ru lu n u n lb ra ı, 6 — D ilekler, 7 — Seçim ler. K A Y I P L A R »i ■ RÖNESANS stili, 2 k ü tü p h an e, b ek âra 8 kişilik su ta k ım ı kom ple. 63 64 30

SATILIK o rk e stra te s is a t', Sis O rganizasyon. T e l: 49 42 32/12

EŞYA ARAYANLAR ■ KULLANILMIŞ eski h a lı eviniz­ den a lın ır 36 20 29

■ PULLARINIZI verinizden a lırım 22 05 80 P.K. 1022 Sirkeci.

DEĞİŞİK KONULAR ■ 955 K. T ra k sk a v a tö r sa tın alm a , ç a k tır. T aksim T aksim S aray K at: 5, N o: 512. T e l: 44 76 73

■ KAT M ülkiyeti K an u n u m üddeti bitiyor. Acele vaparız. T afsilât 44 33 44

■ PARASINI huzurla, ç ift em niyet, ç ift g a ra n tili ç a lış tıra c a k la rın , Te. pebaşı Balvoz Sok E rden H anda Bfçer'e.

■ HER m ik ta rd a k i p a ra n ız a birinci d erece İpotekle garan tili %30 kâr. m alî ve h u k u k î ra h a tlık İçinde, size h u z u r 27 03 98

■ İPO TEKLE n ara v e rilir 27 03 9*

■ DEVAM k arn em i k ay b ettim , h ü ­ k ü m sü z d ü r H alide B üyükcoşkan ■ ŞEBEKEMİ k ay b ettim , h ü k ü m , sü z d ü r Hale U raz

■ ASKERÎ Öğrenci hüviyetim ! ve şebekem i k ay b ettim , h ü k ü m sü z d ü r. E rol O cakçı ■ ŞEBEKEM İ k ay b ettim , h ü k ü m ­ sü z d ü r. A y d ın K uvaîı M illiyet 15524

SATILIK

VASITALAR

— Kullanılmış muhtelif model ve marka binek otosu, minibüs, dam­ perli kamyon ye trey­ ler teklif alma suretiy­ le satılacaktır

— Firmamız satış mevzuu vasıtaları satıp satma­ makta veya dilediğine satmakta tamamen ser­ besttir.

— Müracaat: 63 48 02 — 63 44 11

M illiyet 15492

PROF. DR. FAHRİ HALİL ÖRS Kuruculuğunda ve General PROF. ZİVER BERKMAN İdaresinde

ANKARA ECZACILIK ÖZEL YÜKSEK OKULU - ANKARA DİŞ HEKİMLİĞİ ÖZEL YÜKSEK OKULU

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞININ 20.7.1968 TARİH VE 420 - 1/4630 VE 2.10.1968 TARİH 420 . 1/6417 SAYILI EMİRLERİ VE 625 SAYILI KANUN GEREĞİNCE GÜNDÜZ VE AKŞAM TEDRİSATI YAPMAK ÜZERE

A

Ç

I

L

M

I

Ş

T

I

R

MÜRACAAT DENİZCİLER CADDESİ NO. 46 TELEFON: 10 98 1$ — 11 43

H as: 4543 - 15495

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak bunun tersi, yani yıldızla- rın pırıl pırıl göründüğü yaz geceleri çıplak gözle ya- pılan gözlemler için daha uygundur, çünkü havada çalkantı fazladır

2002’nin Nisan ayında artemisinin bazlı ilaçlarla teda- vi Dünya Sağlık Örgütü tarafından sıtma için birincil teda- vi olarak önerildi.. Bununla birlikte artemisinine

 Yahudi olmanın temel ön şartı, Yahudi bir anne babadan veya en azından Yahudi bir anneden doğmaktır.. Milliyeti bakımından Yahudi olmayıp sonradan Yahudiliğe giren kimse

Halkçılık ilkesi, tüm milleti kapsar; diğer sistemlerde olduğu gibi toplumun bir kesimi değil, tümü halk olarak görülür; sınıf çatışması yoktur, iş bölümü

a) Okulun ilk yıllarının çocukların kendi zihinsel kapasitelerini geliştirmeleri açısından önemlidir ve öğrencilerin kendi yetenekleri ile ilgili

[r]

管理學院與 KPMG 舉辦「銀髮生醫大數據產業發展論壇」 臺北醫學大學管理學院與安侯建業(KPMG)為協助企業掌握銀髮及生技醫療產業

“Türk İstiklal ve Cumhuriyetini ilelebed muhafaza ve müdafaa ede- cek” olan Türk Gençliğine büyük önem veren ATATÜRK, aynı zamanda milli kültüre de