• Sonuç bulunamadı

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları ile Dini Yönelimleri Ve Öz-şefkatleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları ile Dini Yönelimleri Ve Öz-şefkatleri Arasındaki İlişkilerin İncelenmesi"

Copied!
110
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN PSĠKOLOJĠK

DAYANIKLILIKLARI ĠLE DĠNĠ YÖNELĠMLERĠ VE ÖZ

ġEFKATLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠLERĠN ĠNCELENMESĠ

Osman Yağbasanlar

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ANABĠLĠM DALI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

(3)

i

TELĠF HAKKI VE TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren ...(….) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı: Osman

Soyadı: YAĞBASANLAR

Bölümü: Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Bilim Dalı Ġmza:

Teslim tarihi:

TEZĠN

Türkçe Adı: Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları Ġle Dini Yönelimleri Ve Öz-ġefkatleri Arasındaki ĠliĢkilerin Ġncelenmesi

Ġngilizce Adı: Investigation of Relations Between Religious Orientation and Self-Compassion of Psychological Hardiness, University Students

(4)

ii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Osman YAĞBASANLAR Ġmza: ………..

(5)

iii

JÜRĠ ONAY SAYFASI

Osman YAĞBASANLAR tarafından hazırlanan “Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları ile Dini Yönelimleri ve Öz-Ģefkatleri Arasındaki ĠliĢkilerin Ġncelenmesi” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Bilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman: Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ÖNCÜ

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Ana Bilim Dalı ……… Gazi Üniversitesi

BaĢkan: Doç. Dr. Arif ÖZER

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Ana Bilim Dalı ………

Hacettepe Üniversitesi

Üye: Dr. Öğr. Üyesi Safiye Sarıcı BULUT

Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Ana Bilim Dalı ………

Gazi Üniversitesi

Tez Savunma Tarihi: 31/07/2018

Bu tezin Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Bilim Dalı‟nda Yüksek Lisans tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Selma YEL

(6)

iv

(7)

v

TEġEKKÜR

AraĢtırma sürecinde desteklerini ve katkılarını esirgemeyen herkese teĢekkürü bir borç bilirim. Öncelikle çalıĢmak için istek duyduğum bu konuda çalıĢmam için bana destek olan, çalıĢmanın tüm aĢamalarında bana yol gösteren tez danıĢmanım Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin ÖNCÜ‟ye verdiği emekler ve destekleri için çok teĢekkür ederim.

Tez savunmamda, değerli görüĢ ve önerileriyle araĢtırmama getirdikleri önemli katkılar için değerli hocalarım Doç. Dr. Arif ÖZER‟e ve Dr. Öğr. Üyesi Safiye Sarıcı BULUT‟a içtenlikle teĢekkür ederim.

AraĢtırmama gösterdikleri özenle ve değerli görüĢleriyle bana destek olan ve katkılarıyla sürecin kolaylaĢmasını sağlayan Dr. Öğr. Üyesi Leyla ERCAN‟a, ArĢ. Gör. Abdullah Mücahit ASLAN‟a ve ArĢ. Gör. Mustafa KAYIR‟a katkıları için çok teĢekkür ederim. AraĢtırmamın son aĢamalarına kadar önerileriyle bakıĢ açımı geniĢleten, tezimin Ģekillenmesinde emeğini ve desteğini değerli eĢim ġeyda YAĞBASANLAR‟a, destekleri ile bana güç katan meslektaĢım ġeyda EVLĠOĞLU‟na, arkadaĢım Özge ÖLEKLĠ‟ye katkıları için çok teĢekkür ederim.

AraĢtırmamı tamamlamaya çalıĢtığım sırada yanımda olan Kocalar Anadolu Ġmam Hatip Lisesi‟ndeki meslektaĢlarıma, öğrencilerime ve idarecilerime beni sabırla dinledikleri ve destek oldukları için içtenlikle teĢekkür ederim.

(8)

vi

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN PSĠKOLOJĠK

DAYANIKLILIKLARI ĠLE DĠNĠ YÖNELĠMLERĠ VE

ÖZ-ġEFKATLERĠ ARASINDAKĠ ĠLĠġKĠLERĠN ĠNCELENMESĠ

(Yüksek Lisans Tezi)

Osman YAĞBASANLAR

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Temmuz 2018

ÖZET

Bu araĢtırma, üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıkları ile dini yönelimleri ve öz-Ģefkatleri arasındaki iliĢkileri incelemek amacıyla yapılmıĢ betimsel bir çalıĢmadır. AraĢtırma grubu; 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı içerisinde Ankara ilinde bulunan Gazi Eğitim Fakültesi‟nde öğrenim gören 538 kadın ve 154 erkek olmak üzere 692 öğrenciden oluĢmaktadır. AraĢtırmanın bağımlı değiĢkeni olan psikolojik dayanıklılığı ölçmek için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği kullanılmıĢtır. AraĢtırmanın bağımsız değiĢkenleri olan dini yönelim ve öz Ģefkati ölçmek için “Yeniden YapılandırılmıĢ Dini Yönelim Ölçeği” ve “Öz-ġefkat Ölçeği” kullanılmıĢtır. Cinsiyet ve diğer demografik değiĢkenlerin belirlenmesi için araĢtırmacı tarafından geliĢtirilen “KiĢisel Bilgi Formu” kullanılmıĢtır. AraĢtırmada elde edilen verilerin analizinde öğrencilerin psikolojik dayanıklılık düzeyleri, dini yönelimleri ve öz-Ģefkatleri arasındaki iliĢkileri belirlemek amacıyla Pearson Momentler Çarpım Korelasyon Katsayısı kullanılmıĢtır. Öğrencilerin psikolojik dayanıklılık düzeylerinin cinsiyete, sınıf düzeyine ve travmatik yaĢantı durumuna göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için bağımsız örneklem t testi kullanılmıĢtır. Ayrıca, öğrencilerin psikolojik sertlik düzeylerinin bölümlere göre değiĢip değiĢmediğini test etmek için One-Way ANOVA uygulanmıĢtır. AraĢtırmada dini yönelimlerin ve öz-Ģefkatin psikolojik dayanıklılık ile pozitif yönde anlamlı iliĢkilere sahip olduğu saptanmıĢtır. Dini yönelim değerleri yüksek olan öğrencilerin psikolojik dayanıklılığının yüksek olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Ayrıca bireylerin öz-Ģefkat düzeyleri yükseldikçe psikolojik dayanıklılık düzeylerinin de yükseldiği bulunmuĢtur. AraĢtırma grubunu oluĢturan

(9)

vii

öğrencilerin psikolojik dayanıklılık düzeylerinde cinsiyetine göre farklılaĢma bulunmamıĢtır. Sınıf düzeyine ve travmatik yaĢantı durumuna göre anlamlı bir farklılaĢma oluĢmamıĢtır. Ancak araĢtırma grubunda psikolojik dayanıklılık düzeylerinin anabilim dallarına göre farklılık gösterdiğine ulaĢılmıĢtır. Bulgular, ilgili araĢtırmalar ile tartıĢılmıĢ ve sonuçlara iliĢkin öneriler sunulmuĢtur.

Anahtar Kelimeler: Psikolojik Dayanıklılık, Dini Yönelimler, Öz-Ģefkat, Üniversite Öğrencileri

Sayfa Adedi: 108

(10)

viii

INVESTIGATION OF RELATIONS BETWEEN RELIGIOUS

ORIENTATION AND SELF-COMPASSION WITH

PSYCHOLOGICAL HARDINESS OF UNIVERSITY STUDENTS

(Master Thesis)

Osman YAĞBASANLAR

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

July 2018

ABSTRACT

This research is a descriptive study designed to examine the relationship between their religious orientation and self-compassion with psychological hardiness of university students. The research group consists of 692 students, 538 women and 154 men, who were educated in Gazi Education Faculty in Ankara province during 2017-2018 academic year. The Psychological Hardness Scale was used to measure the psychological hardiness which is the dependent variable of the research. The "Restructured Religious Orientation Scale" and the "Self-Compassion Scale" were used to measure religious orientation and self-esteem, which are independent variables of the research. The "Personal Information Form" developed by the researcher was used to determine gender and other demographic variables.

In the analysis of the datas obtained in the research, Pearson Moments Multiplication Correlation Coefficient was used to determine the relationship between students' psychological hardiness levels, religious orientations and self-compassion. Independent samples t test was used to determine whether psychological hardiness levels of students differed according to gender, class level and traumatic experience status. In addition, One-Way ANOVA was applied to test whether the psychological hardiness level of the students changed according to the departments. It was found that religious orientations and self-compassion have a significant positive correlation with psychological hardiness in the study. The students with high levels of religious orientation were found to have a high psychological hardiness. Also, it has been found that as the self-compassion level of the

(11)

ix

individuals increases, the psychological hardiness levels also increase. There was no difference according to gender in psychological hardiness level of the students constituting the research group. There was no significant difference according to class level and traumatic experience status. However, it has been found that psychological hardiness levels in the research group differ according to the departments. Findings were discussed with related researches and suggestions about the results were presented.

Keywords: Psychological Hardiness, Religious Orientations, Self-Compassion, University Students

Page number: 108

(12)

x

ĠÇĠNDEKĠLER

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU ... i

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRĠ ONAY SAYFASI ... iii

TEġEKKÜR ... v

ÖZET ... vi

ABSTRACT ... viii

ĠÇĠNDEKĠLER ... x

TABLOLAR LĠSTESĠ ... xiv

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xv

BÖLÜM I ... 1

GĠRĠġ ... 1

Problem Durumu ... 1 AraĢtırmanın Amacı ... 6 AraĢtırmanın Önemi ... 7 AraĢtırmanın Varsayımları... 8 AraĢtırmanın Sınırlılıkları ... 8 Tanımlar ... 9

BÖLÜM II ... 10

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR ... 10

Psikolojik Dayanıklılık ve Alt Boyutları ... 10

Bağlanma (Kendini Adama) ... 12

(13)

xi

Meydan Okuma ... 13

Travmatik YaĢantı ... 14

Öz-Ģefkat ve Alt Boyutları8 ... 15

Öz-Sevecenlik... 16

PaylaĢımların Bilincinde Olmak (Ortak paydaĢım) ... 17

Bilgece Farkındalık ... 17

Din, Dindarlık, Dini Yönelim ... 18

Dinin Tanımı ... 18

Dindarlık ve Boyutları ... 20

Tek Boyutlu Yaklaşımlar... 21

İki Boyutlu Yaklaşımlar ... 21

Çok Boyutlu Yaklaşımlar ... 22

İnanç Boyutu ... 23

İbadet Boyutu... 23

Bilgi Boyutu ... 24

Tecrübe Boyutu ... 25

Etki Boyutu ... 25

Dini Yönelim ve Dini Yönelim Biçimleri ... 26

İçsel Dini Yönelim (İDY) ... 27

Dışsal Dini Yönelim (DDY) ... 27

Sorgulayıcı Dini Yönelim (SDY) ... 28

Katı Kuralcı Dini Yönelim (KKDY) ... 28

Ġlgili AraĢtırmalar ... 28

Din, Dindarlık, Dini Yönelim ve Psikolojik Dayanıklılık ĠliĢkisi ... 29

Öz-Ģefkat ve Psikolojik Dayanıklılık ĠliĢkisi ... 31

Travmatik YaĢantı ve Psikolojik Dayanıklılık ĠliĢkisi ... 33

BÖLÜM III ... 35

YÖNTEM ... 35

AraĢtırmanın Modeli ... 35

ÇalıĢma Grubu ... 36

Veri Toplama Araçları ... 37

(14)

xii

Psikolojik Dayanıklılık Ölçeğinin (PDÖ) Geçerlik ve Güvenirliği ... 38

Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği’nin Araştırma Kapsamında Yapılan Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları ... 39

Öz-ġefkat Ölçeği ... 41

Öz-Şefkat Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirliği ... 41

Öz-şefkat Ölçeği’nin Araştırma Kapsamında Yapılan Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları ... 43

Yeniden YapılandırılmıĢ Müslüman Dini Yönelim Ölçeği (MROS-R) ... 45

Yeniden Yapılandırılmış Müslüman Dini Yönelim Ölçeğinin Geçerlik ve Güvenirliği ... 46

Yeniden Yapılandırılmış Müslüman Dini Yönelim Ölçeğinin Araştırma Kapsamında Yapılan Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları ... 47

KiĢisel Bilgi Formu ... 49

Verilerin Toplanması ... 49

Verilerin Çözümlenmesi ... 50

BÖLÜM IV ... 51

BULGULAR VE YORUM ... 51

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Düzeylerine ve Öz-Ģefkat Düzeylerine Ait Bulgular ve Yorumları ... 51

Üniversite Öğrencilerinin Dini Yönelim Biçimlerine Ait Bulgular ve Yorumları ... 52

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları ile Öz-ġefkatleri Arasındaki ĠliĢkilere Ait Bulgular ve Yorumları ... 53

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları Ġle Dini Yönelim Biçimleri Arasındaki ĠliĢkilere Ait Bulgular ve Yorumları ... 56

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık ve Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puanların Cinsiyet DeğiĢkenine ĠliĢkin Bulguları ve Yorumları ... 57

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puan Ortalamalarının Sınıf Düzeyine ĠliĢkin Bulguları ve Yorumları ... 58

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puan Ortalamalarının Travmatik YaĢantı DeğiĢkenine ĠliĢkin Bulguları ve Yorumları ... 59

(15)

xiii

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puan Ortalamalarının Öğrenim Görülen Ana Bilim Dalı DeğiĢkenine ĠliĢkin

Bulguları ve Yorumları ... 60

BÖLÜM V ... 64

SONUÇ VE TARTIġMA ... 64

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları Ġle Dini Yönelim Biçimleri Arasındaki ĠliĢkilere Ait Bulguların TartıĢılması ... 64

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları ile Öz-ġefkatleri Arasındaki ĠliĢkilere Ait Bulguların TartıĢılması ... 65

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeğinin Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puanların Cinsiyet DeğiĢkenine ĠliĢkin Bulguların TartıĢılması ... 66

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puan Ortalamalarının Sınıf Düzeyine ĠliĢkin Bulguların TartıĢılması ... 67

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puan Ortalamalarının Travmatik YaĢantı DeğiĢkenine ĠliĢkin Bulguların TartıĢılması ... 67

Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Alt Ölçeklerinden Aldıkları Puan Ortalamalarının Öğrenim Görülen Ana Bilim Dalı DeğiĢkenine ĠliĢkin Bulguların TartıĢılması ... 68

Sonuçlar ... 69

Öneriler ... 70

KAYNAKLAR ... 72

EKLER ... 84

EK 1. KiĢisel Bilgi Formu ... 84

EK 2. Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ... 86

EK 3. Yeniden YapılandırılmıĢ Müslüman Dini Yönelim Ölçeği... 87

EK 4. Öz-ġefkat Ölçeği ... 88

EK 5. Öz-ġefkat Ölçeği Ġzin YazıĢmaları ... 89

EK 6. Yeniden YapılandırılmıĢ Müslüman Dini Yönelim Ölçeği YazıĢmaları ... 90

EK 7. Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği YazıĢmaları ... 91

(16)

xiv

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1 Çalışma Grubunu Oluşturan Öğrencilerin Ana Bilim Dalı Ve Cinsiyetlerine Göre

Dağılımı ... 36

Tablo 2 Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği AFA Sonuçları ... 40 Tablo 3 Öz-Şefkat Ölçeği AFA Sonuçları ... 44 Tablo 4. Yeniden Yapılandırılmış Müslüman Dini Yönelim Ölçeğine Ait AFA Sonuçları .. 47 Tablo 5 Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları Ve Öz-Şefkat Düzeyleri İle

Bu Ölçeklerin Alt Ölçek Puanlarına İlişkin Betimsel Analiz Sonuçları ... 52

Tablo 6 Üniversite Öğrencilerinin Dini Yönelim Biçimlerine İlişkin Betimsel Analiz

Sonuçları ... 53

Tablo 7 Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılık ve Alt Ölçek Puanları İle

Öz-Şefkat ve Alt Ölçeki Puanları Arasındaki İlişkilere Ait Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonları ve Önem Düzeyleri ... 54

Tablo 8 Üniversite Öğrencilerinin Psikolojik Dayanıklılıkları İle Dini Yönelim Biçimleri

Arasındaki İlişkiler İçin Korelasyon Analizi Sonuçları ... 56

Tablo 9 Öğrencilerin Psikolojik Dayanıklılık Düzeyleri, Meydan Okuma, Kendini Adama

Ve Kontrol Puanlarının Cinsiyete İlişkin t-Testi Sonuçları ... 57

Tablo 10 Öğrencilerin Psikolojik Dayanıklılık Düzeyleri, Meydan Okuma, Kendini Adama

Ve Kontrol Puanlarının Sınıf Düzeyine İlişkin t-Testi Sonuçları... 59

Tablo 11 Öğrencilerin Psikolojik Dayanıklılık Düzeyleri, Meydan Okuma, Kendini Adama

Ve Kontrol Puanlarının Travmatik Yaşantıya İlişkin t-Testi Sonuçları... 60

Tablo 12 Öğrenim Görülen Ana Bilim Dalı Göre Öğrencilerin Psikolojik Dayanıklılık,

Meydan Okuma, Kendini Adama Ve Kontrol Puanlarına İlişkin Betimsel Analiz Bulguları

... 61 Tablo 13 Öğrencilerin Psikolojik Dayanıklılık Düzeyleri, Meydan Okuma, Kendini Adama

Ve Kontrol Puanlarının Öğrenim Görülen Ana Bilim Dalına İlişkin Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 62

(17)

xv

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ

ĠDY Ġçsel Dini Yönelim DDY DıĢsal Dini Yönelim KKDY Katı Kuralcı Dini Yönelim SDY Sorgulayıcı Dini Yönelim PDÖ Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği

MROS-R Yeniden YapılandırılmıĢ Müslüman Dini Yönelim Ölçeği

AFA Açıklayıcı Faktör Analizi DFA Doğrulayıcı Faktör Analizi ANOVA Tek Faktörlü Varyans Analizi

(18)

1

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Bu bölümde araĢtırmanın temelini oluĢturan problem durumu açıklanmıĢ, araĢtırmanın amacı verilmiĢ, önemine değinilmiĢ, araĢtırma ile ilgili sayıltılar ve araĢtırmanın sınırlılıkları belirtilmiĢ ve araĢtırma ile ilgili temel kavramların tanımları sunulmuĢtur.

Problem Durumu

Ġnsanlar yaĢamları boyunca olumlu ya da olumsuz birçok olay yaĢarlar. Bazı insanlar için hayatlarında iyi bir eğitim almak, mutluluğu, baĢarıyı tatmasına imkan sağlayacak bir çevrede yaĢamak çok büyük Ģanstır. Bazı insanlar ise ihtiyaç duyulan bu güçlerden mahrum doğarlar. Yokluğun, çaresizliğin, ilgisizliğin, olduğu yaĢamlarda geleceğe ümitle bakmak, azimli ve sabırlı olmak çok zordur. Ġnsanların yaĢamda karĢılaĢtıkları olumsuzluklarla baĢ edebilme gücünü göstermesinde dönemsel ve bireysel farklılıklarının önemini göz ardı etmemek gerekir.

Ergenliğin son dönemlerine rastlayan üniversite yılları öğrencilerin bir belirsizlik ve çalkantı içinde olmalarına ve henüz iniĢli çıkıĢlı bir yaĢam tarzı içinde olmalarına sahne olmaktadır (Kucur, 2002). Gençlik dönemi (Bayhan, 2003; Doğan, Doğan, Çorapçıoğlu ve Çelik, 1994; Özkürkçügil ve Çorapçıoğlu, 1999), bireyin sosyal ve fiziksel değiĢiklikler yaĢadığı, duygusal, davranıĢsal, cinsel, ekonomik, akademik ve toplumsal birçok çatıĢma yaĢadığı, psikososyal ve cinsel olgunlukla birlikte kimlik bulma çabalarının arttığı bir

(19)

2

çeliĢkiler dönemidir. Bu dönemde üniversite gençliğinin ruhsal sağlığı, toplumsal sağlığın önemli bileĢenlerinden biri olmaktadır (Sümer, 2008).

Üniversite öğrencilerinden bazıları çevresel her türlü olumsuzluğa rağmen “ayakta kalabilmekte” ve çevreyle etkileĢimlerini baĢarılı bir biçimde sürdürebilmektedirler (Henderson ve Milstein, 1996). Psikolojik olarak dayanıklı (resilient) kiĢiler olarak adlandırılan bu bireylerin stres yaratan olaylar karĢısında genellikle yılgınlığa düĢmedikleri, aksine kendilerini çabucak toparladıkları, hatta sıkıntılardan ve olumsuz çevresel koĢullardan her defasında daha da güçlenerek sıyrıldıkları belirtilmektedir (Henderson ve Milstein, 1996). Kobasa (1979)‟ya göre psikolojik dayanıklılığı yüksek bireyler yaĢadıkları olayları kontrol edip etkileyeceklerine inanç duyarlar. Hayatlarındaki aktivitelere kendilerini adamıĢ hissederler. DeğiĢimi gelecekteki geliĢimleri için heyecan verici bir meydan okuma olarak algılarlar. Bu çalıĢma üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılık seviyelerini ortaya koymaktadır. Bulgular psikolojik destek sağlayıcılara önemli bilgiler sunacaktır.

Psikolojik dayanıklılıkla ilgili çalıĢmalara (Kobasa,1979; Kobasa ve Puccetti, 1983; Pollock, 1989) bakıldığında çoğunlukla psikolojik dayanıklılığın, stres verici yaĢam olayları karĢısındaki tampon etkisi ve kiĢilerin psikolojik sağlığı üzerindeki etkileri üzerine yoğunlaĢtığı görülmektedir. Üniversite öğrencilerinin içinde bulundukları yukarda bahsedilen stresli ve zor yaĢam Ģartları onların psikolojik dayanıklılıklarını önemli düzeyde etkilemektedir. Bu bağlamda onların psikolojik dayanıklılıkları ile iliĢkili olabilecek diğer konularla alakalı çalıĢmalara ihtiyaç vardır.

AraĢtırmacılar psikolojik dayanıklılık kavramının ortaya çıkmasının ardından nelerin ya da hangi durumların dayanıklılığı arttırdığı, olumsuz olayın etkisini azalttığı ya da yumuĢattığı üzerinde durmuĢlar ve bunların bireyin risk durumundan olumsuz etkilenme düzeyini azaltarak psikolojik sağlığa katkıda bulunduğu konuları üzerinde durmuĢlardır. Yapılan bu çalıĢmada psikolojik dayanıklılığı güçlendirdiği düĢünülen öz Ģefkat ve dini yönelim biçimleri ile psikolojik dayanıklılık arasındaki iliĢki ortaya koyularak literatüre önemli katkılar sunulmaktadır.

Yurt dıĢında yapılan bazı araĢtırmalar (Reutter ve Bigatti, 2014; Comstock, 2006; Francis ve Kaldor 2002; Braam, Eeden, Prince ve Beekman, 2001; Strawbridge, Shema, Kaplan ve Cohen, 2001 Stack, 1983a;), Allah inancının ya da dini faaliyetlere katılımın fiziksel ve

(20)

3

psikolojik sağlığı destekleyen faktörlerle olumlu iliĢkisini ortaya koymaktadır. Ayrıca dünya genelinde üniversite örnekleminde yapılıp ulaĢılabilen araĢtırmalarda; Kevin ve Hill (2001) din ve maneviyat ile fiziksel ve ruhsal sağlık iliĢkisini, Koenig ve Larson (2001) dindarlık ile zihinsel sağlık iliĢkisini, Gürsu (2011) ergenlik döneminde ortaya çıkan psikolojik sağlık sorunları ile ergen dindarlığı arasındaki iliĢkiyi, Seidmahmoodi, Rahimi ve Mohamedi (2011) dini yönelim biçimleri ile psikolojik dayanıklılık iliĢkisini, Reutter ve Bigatti (2014) dindarlık ve maneviyatın psikolojik dayanıklılık ile iliĢkisini, Erdoğan (2015) üniversite öğrencilerinin Allah algısı, dini yönelim biçimleri ve öznel dindarlık algısının psikolojik dayanıklılık ile iliĢkisini incelemiĢlerdir. Görüldüğü üzere üniversite örnekleminde dini yönelim ve psikolojik dayanıklılık iliĢkisini araĢtıran çalıĢma sayısı azdır. ÇalıĢmanın üniversite örnekleminde yapılması sebebiyle literatüre önemli katkı sunacağı düĢünülmektedir.

Ġslam dini baĢta olmak üzere semavi dinler bireyin baĢına bir sıkıntı geldiğinde sabretmesini ve Allah‟a sığınmasını öğütler (Erdoğan, 2015). Akyüz (2002) dinlerin, yaĢanan acı sonrasında bireyi olumlu davranıĢ ve sabır göstermesi anlamında destekleme eğiliminde olduğunu ifade etmektedir. Dinlerin bireyin huzurunu ve mutluluğunu sağlama; insanı koruma, dünya hayatının sıkıntıları ile daha güçlü Ģekilde baĢa çıkması için ona yardımcı olmayı amaçladığı bir gerçektir. Ġnsanlar olumsuz bir olaydan sonra bazen çaresiz kalmakta ve Allah‟a ya da dine sığınma eğilimi göstermektedirler. Ġnsanların dine ya da Allah‟a en fazla yöneldikleri zamanlardan biri de fiziksel ya da psikolojik olarak kendilerini güçsüz ve aciz hissettikleri anlardır (Akyüz, 2002). O halde yaĢanılan olumsuzluklar sonrasındaki toparlanma ve uyum sağlama süreci ile dindarlık-dini yönelimler(içsel, dıĢsal, sorgulayıcı ve katı kuralcı dini yönelim), arasında bir iliĢkinin olduğu ileri sürülebilir. ÇalıĢmadan elde edilecek bulgular ileri sürülen bu iliĢkinin desteklenip desteklenmediğini ortaya koymaktadır.

Bazı araĢtırmalar (Reutter ve Bigatti, 2014; Alcorta, 2006; Francis ve Kaldor 2002; Braam vd., 2001; Strawbridge vd. 2001; Stack 1983) dinin psikolojik dayanıklılık üzerinde etkili olduğunu savunmaktadır. Ancak her bireyin dine yönelme biçimi farklıdır (McFarland, 1989). Kimileri için din üzerinde konuĢulması dahi dinden çıkmayla eĢ değer sayılacak bir tabuyken, kimileri için akıl süzgecinden geçirdikten sonra uygulanacak kural ve/veya değerleri ifade eder (McFarland, 1989). Aynı zamanda Ġslam terminolojisi açısından din,

(21)

4

her konuda insanları, akıllarını, irade ve isteklerini kullanarak, hayır olan Ģeylere götüren, böylece dünya ve ahiret saâdetine ulaĢmalarını sağlayan, peygamberler aracılığıyla Allah‟ın gönderdiği ilahi esasların bütünüdür (Pazarlı, 1968). Bu doğrultuda bazı bireyler dini sorgulamayı ve üzerinde düĢünerek durumları açıklamaya çalıĢmayı kendi din anlayıĢları çerçevesinde olumlu bir durum olarak kabul ederler. Bazıları ise dini kuralları sorgulamadan uygulamaktadır. Kimileri de bireyler dine içsel ve samimi duygularıyla yönelirler. Ġslami literatürde “Allah rızası” kavramına yakın olduğunu düĢündüğümüz bu anlayıĢta bireyin davranıĢlarında Allah‟ın memnuniyetini kazanmak dıĢında sosyal ya da kiĢisel bir fayda beklentisi yoktur. Ancak bazı insanlar dini toplumda iyi bir itibar kazanmak ya da sevilen bir insan olmak için bir araç olarak görebilmekte hatta kullanabilmektedir. Bu çalıĢmada üniversite öğrencilerinin içsel dini yönelimleri yüksek düzeyde, dıĢsal dini yönelimleri, katı kuralcı dini yönelimleri ve sorgulayıcı dini yönelimleri ise orta düzeyin üzerinde belirlenmiĢtir.

Allport (1963) kiĢilerin dini duygu ve düĢüncelerinin farklı formları olacağını söyleyerek içsel ve dıĢsal yönelim biçimlerini ilk defa ortaya atan bunları kavramsallaĢtıran kiĢidir. Daha sonraları bu iki yönelimin dıĢında Batson (1976), dine sorgulayıcı bir bakıĢ açısının da mümkün olacağını söyleyerek dini yönelimin üçüncü biçimini ortaya koymuĢtur. Allport‟un (1963) dinin hem önyargı doğuracağı hem de doğurmayacağı tespitinden sonra McFarland (1989), ayrımcılık ile iliĢkisine bakmak amacıyla katı kuralcı dini yönelimle ilgili bir ölçme aracı geliĢtirmiĢ ve bu yönelimin önyargı ile anlamlı iliĢki gösterdiğini ortaya koymuĢtur. Ġçsel, dıĢsal, sorgulayıcı, katı kuralcı dini yönelim biçimleri yukarda anlatıldığı Ģekliyle literatürdeki yerlerini almıĢtır. “Bireyin dini yönelim biçimi, diğer bir deyiĢle dini anlamlandırma ve yaĢama tarzı onun psikolojik dayanıklılığı ile iliĢkili midir?” sorusu bu araĢtırmanın temel sorularından biridir.

Üniversitelerde her geçen gün artan rekabet ortamı, öğrenilmesi gereken bilgi miktarındaki artıĢ ve bilginin karmaĢıklaĢmasına karĢılık gelecekte iĢ bulma ile ilgili yaĢanan sorunlar bazı öğrencilerde destek gereksinimi doğurmakta, bazı öğrencilerde ise bazı ruh sağlığı sorunlarının görünür hale gelmesine neden olmaktadır (Leach‟ten aktaran Sümer, 2008; Jegede, 1979; Mcmichael, 1975). Üniversite öğrencilerinde oluĢan bu stres ve kaygı durumunda öğrencilerin öz-Ģefkatleri kendilerine psikolojik yaklaĢımları bağlamında oldukça önemli hale gelmektedir.

(22)

5

Yapılan araĢtırmalarda, (Neff ve McGehee, 2010; Sarıcaoğlu , 2011; BaĢak, 2012; Bolat, 2013 ) üniversite öğrencilerinde öz-Ģefkat, depresyon, kaygı, psikolojik iyi oluĢ, güvenli bağlanma, sosyal bağlılık, kiĢilik özellikleri ile psikolojik dayanıklılık düzeyleri arasındaki iliĢkilerin incelendiği görülmektedir. Bu araĢtırmada ise psikolojik dayanıklılık ile öz-Ģefkat ve dini yönelim biçimleri arasındaki iliĢkileri incelenmiĢtir. Diğer araĢtırmalarda verilmeyen ana bilim dalı ve farklı örneklemler bağlamındaki iliĢkileri vereceğinden literatüre önemli katkılar sunacaktır.

Neff‟e (2003a) göre öz-Ģefkat, insanoğlunun mükemmel olmadığının bilincinde olmayı, her bireyin hata yapma potansiyeline sahip olduğu anlayıĢını taĢımayı, bireyleri yargılamadan anlamaya çalıĢmayı, baĢkalarının acılarını paylaĢmaya açık olmayı ve bu acıları paylaĢmaya yönelmeyi içeren bir kavramdır. Öz-Ģefkat sahibi bireyler bu özellikleri kendi hataları, baĢarısızlıkları ya da olumsuz deneyimleri karĢısında da sergileyebilmektedirler. Bunun yanı sıra, öz-Ģefkatin olumsuz durumlarla baĢa çıkmayı kolaylaĢtırdığı ve bu gibi durumlarda savunmaya geçmektense, gerçekçi bir benlik algısı ile hareket etmeyi kolaylaĢtırdığı vurgulanmaktadır (Leary, Tate, Adams, Allen, ve Hancock, 2007). Ayrıca öz-Ģefkatin duygusal dayanıklılık ve psikolojik iyi oluĢ ile yüksek düzeyde bir iliĢkisi olduğu belirtilmektedir (Neff, 2009). Bu bakımdan öz-Ģefkatin, zor koĢullarda eğitim-öğretimine devam eden üniversiteli bireyleri dayanıklı kılan, önemli bir kiĢisel faktör olduğu anlaĢılmaktadır. ÇalıĢmada öz-Ģefkat ve psikolojik dayanıklılık iliĢkisi ortaya koyulup psikolojik dayanıklılığın ve öz-Ģefkatin kavramsal geliĢimine katkı sunulacaktır.

Sonuç olarak üniversite yılları bireyin geliĢimi için en önemli dönemlerden biridir. Bireyin mesleki, kiĢisel ve sosyal alanlarda geleceğini Ģekillendirdiği, yaĢamının geri kalan dönemine iliĢkin önemli kararlar aldığı ve bu kararları alırken önemli geliĢim görevlerini yerine getirdiği bir dönemdir. Birey üniversite yıllarının baĢından sonuna kadar farklı geliĢim dönemlerinden geçer, uyum süreçleri yaĢar, kararlar verir ve kaygı durumlarıyla karĢı karĢıya kalır. Üniversite dönemi gençlerin birçoğu için psikolojik dayanıklılığın farklı risk faktörleriyle de karĢı karĢıya kaldıkları bir dönemdir. Bu nedenlerle üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıklarının araĢtırılması yükseköğretimde psikolojik danıĢma ve rehberlik hizmetleri için önemlidir. Alanla ilgili literatür incelendiğinde, psikolojik dayanıklılıkla ilgili son zamanlarda yapılan araĢtırmalarda artıĢ olduğu ve

(23)

6

üniversite öğrencilerinde psikolojik dayanıklılık ile öz-Ģefkat(Bolat, 2013), depresyon ve kaygı (Neff ve McGehee, 2010), güvenli bağlanma ve sosyal bağlılık(BaĢak, 2012), kiĢilik özellikleri(Sarıcaoğlu,2011), dindarlık (Erdoğan, 2015), doğum sırası ve kardeĢ sayısı (Kayacı, 2014) arasındaki iliĢkilerin incelendiği görülmektedir. Ancak üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıklarının dini yönelim biçimlerine ve öz-Ģefkat düzeylerine göre incelenmesine iliĢkin ortak bir çalıĢmaya literatürde rastlanmamıĢtır. Bu araĢtırma ile bu alandaki boĢluğu doldurmak ve bu alanda çalıĢan uzmanlara alandaki uygulamalarında katkı sağlamak istenmektedir.

AraĢtırmanın Amacı

Bu çalıĢmanın genel amacı, üniversite öğrencilerinin, psikolojik dayanıklılıkları ile öz-Ģefkat düzeyleri ve dini yönelimleri arasındaki iliĢkilerin olup olmadığını ortaya koymaktır.

Bu genel amaca ulaĢabilmek için aĢağıdaki sorulara cevaplar aranmıĢtır. A. Üniversite öğrencilerinin;

1. Psikolojik dayanıklılıkları ve 2. Öz-Ģefkatleri ne düzeydedir?

B. Üniversite öğrencilerinin dini yönelim biçimleri nasıldır?

C. Üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıkları ve alt ölçekleri meydan okuma, kendini adama ve kontrol ile öz-Ģefkatin alt boyutları;

1. Öz sevecenlik, 2. Öz yargılama,

3. PaylaĢımların bilincinde olma, 4. Bilinçlilik,

5. Ġzolasyon ve

(24)

7

D. Üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıkları ve alt ölçekleri meydan okuma, kendini adama ve kontrol ile dini yönelim biçimleri;

1. Ġçsel, 2. DıĢsal,

3. Sorgulayıcı ve

4. Katı kuralcı dini yönelim arasında önemli düzeyde bir iliĢki var mıdır?

E. Üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılıkları ve alt ölçekleri meydan okuma, kendini adama ve kontrol düzeyleri;

1. Cinsiyete,

2. Travmatik yaĢantıya sahip olup olmamaya, 3. Öğrenim görülen ana bilim dalına ve 4. Sınıf düzeyine göre farklılaĢmakta mıdır?

AraĢtırmanın Önemi

Literatür incelendiğinde üniversite öğrencilerinin psikolojik dayanıklılığı, öz-Ģefkati ve dini yönelimleri kavramlarını birlikte ele alan herhangi bir akademik çalıĢmaya rastlanmamıĢtır. Bu kavramların birlikte ilk kez çalıĢılması pozitif psikoloji ve din psikolojisi literatürüne ve alanla ilgilenen çalıĢmacılara katkıda bulunabilecektir. Aynı zamanda üniversite öğrencilerinin yaĢam dönemlerini daha iyi anlamada araĢtırmacılara yardımcı olacaktır.

Bu çalıĢma kapsamında elde edilen bulgular ile psikolojik dayanıklılık ile dini yönelim biçimleri ve öz-Ģefkat arasındaki iliĢki durumu ortaya koyulmaktadır. Bu iliĢkinin düzeyi psikolojik dayanıklılık kavramının kavramsal ve teorik geliĢimine katkıda bulunacaktır. Bu doğrultuda konu ile ilgilenen bilim insanları için önemli bir kaynak olabilecektir.

Psikolojik dayanıklılık kavramı psikolojik sağlığı destekleyen oldukça önemli bir kavram olmasına rağmen ülkemizde bu alanda yapılan çalıĢmaların yetersiz olduğu düĢünülmektedir. Aynı Ģekilde psikolojik sağlığı destekleyen çok önemli öz-Ģefkat ve dini

(25)

8

yönelim konuları ile psikolojik dayanıklılık arasındaki iliĢkiler psikolojik sağlık alanında çalıĢanlara yardımcı olacaktır.

Yapılan bu çalıĢma ile günümüzde dini yönelimlerin ve muhafazakarlığın ön planda olduğu düĢünüldüğünde, hatta dini terapi seansları için insanların çok fazla paralar harcadığı değerlendirildiğinde psikolojik dayanıklılık ve dini yönelim iliĢkisi incelenerek bu durumların ne kadar bilimsel temele oturup oturmadığı ortaya koyulmakta ve literatüre sunulmaktadır.

Din konusu teolojik bir konudur. Teolojik bir konunun bilimsel anlamda iliĢkili olduğu birçok kavram bulunmaktadır. Bu kavramlardan birisi de psikolojik dayanıklılıktır. Bu çalıĢma dini yönelimlerin psikolojik dayanıklılık ile iliĢkisini ortaya koymakta ve hangi yönelim biçiminin dayanıklılığa katkıda bulunduğunu, hangi yönelim biçiminin ise dayanıklılığa katkı vermediğini açıklamaktadır.

Bu çalıĢma akademik çevrelerde psikolojik dayanıklılık, öz-Ģefkat ve dini yönelim bağlamında kavramsal farkındalığı artıracaktır. Aynı Ģekilde bu kavramlar ile ilgili daha sonra yapılacak olan akademik çalıĢmalara da kaynaklık edeceği düĢünülmektedir.

AraĢtırmanın Varsayımları

AraĢtırmaya katılan öğrenciler; Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Yeniden YapılandırılmıĢ Müslüman Dini Yönelim Ölçeği ve Öz-ġefkat Ölçeği maddelerini samimi ve doğru olarak cevaplandırdıkları varsayılmıĢtır.

AraĢtırmanın Sınırlılıkları

1. Bu araĢtırma 2017-2018 eğitim-öğretim yılında Ankara ilindeki Yenimahalle ilçesindeki Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi öğrencileri üzerinde yapıldığından, araĢtırma bulguları benzer nitelikteki üniversite öğrencilerine genellenebilir.

2. AraĢtırmada elde edilen bulgular, kullanılan veri toplama araçlarından elde edilen veriler ile sınırlıdır.

(26)

9 Tanımlar

Psikolojik Dayanıklılık: Psikolojik dayanıklılık stresli yaĢam olayları ile karĢılaĢıldığında bir direnç kaynağı olarak çalıĢan kiĢilik özelliğidir (Terzi, 2008b).

Travmatik YaĢantı: Travma, kiĢinin ruhsal ve zihinsel yaĢamını olumsuz yönde etkileyen ve günlük yaĢamında çeĢitli sorunlara neden olan her türlü olay olarak tanımlanmaktadır (Karakaya ve CoĢkun, 2008). Bu çalıĢmada, bireyi ruhsal ya da bedensel olarak sarsan, inciten yaĢantılar travmatik yaĢantı olarak kabul edilmiĢtir.

Öz-Ģefkat: Bireyin acı ve baĢarısızlık durumlarında kendini sert ve kırıcı bir Ģekilde eleĢtirmesinden daha ziyade, kendine kibar, nazik ve anlayıĢlı davranmayı; yaĢadığı olumsuz deneyimlerin sonucunda kendini yasamdan izole etmek yerine, bu durumu insanoğlunun birçoğunun yaĢadığı deneyimin bir parçası olarak görmeyi; olumsuz olan ve kendisine ızdırap ve acı veren duygu ve düĢüncelerin üstünde fazlaca durmaktansa, bunlarla mantıklı bir bilinçle baĢa çıkmasıdır (Neff, 2003a ve 2003b).

Din: Din, her konuda insanları, akıllarını, irade ve isteklerini kullanarak, hayır olan Ģeylere götüren, böylece dünya ve ahiret saâdetine ulaĢmalarını sağlayan, peygamberler aracılığıyla Allah‟ın gönderdiği ilahi esasların bütünüdür (Pazarlı, 1968)

Yönelim: Yönelim, kiĢinin çevresinde bulunan varlıklara ve durumlara vereceği tepki/cevap üzerinde canlı bir etkiye sahip (yönlendirici) deneyimler yoluyla ĢekillenmiĢ, düĢünsel ve doğal hazır oluĢ halidir (Onay, 2004).

Dindarlık: Bir kiĢinin günlük hayatında dinin önemini ifade eden, kiĢinin dine inanma ve bağlanma derecesini gösteren bir kavramdır (Kirman, 2004).

Dini Yönelim: KiĢinin dini inanç ve değerlerini uygulama veya yaĢama biçimidir (Batson ve Ventis, 1993). Literatürde içsel, dıĢsal, sorgulayıcı, katı kuralcı Ģeklinde dört dini yönelim biçiminin olduğu görülmektedir.

(27)

10

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

Bu bölümde, önce psikolojik dayanıklılık, öz Ģefkat ve dini yönelim ile ilgili kavramsal bilgilere sonra da psikolojik dayanıklılık ile dini yönelim ve öz-Ģefkat arasındaki iliĢkiye ait araĢtırmalara yer verilmiĢtir.

Psikolojik Dayanıklılık ve Alt Boyutları

Seligman‟a (2002) göre Psikoloji bilimi, Ġkinci Dünya SavaĢından sonra psikopatoloji üzerinde yapılan araĢtırmaların insan doğasını anlamada yetersiz kaldığını fark ederek olumlu yönlere odaklanmaya baĢlamıĢtır. Psikoloji alanındaki geleneksel anlayıĢın insan doğasını anlamakta yetersiz kaldığının fark edilmesinin ardından, psikolojide olumlu odaklanmayı temel alan bu anlayıĢ pozitif psikoloji olarak adlandırılmaktadır. Pozitif psikoloji bireylerin kendilerini daha iyi hissettikleri yönlerine odaklanmaktadır. Bu çalıĢmada ise pozitif psikolojinin önemli çalıĢma alanlarından biri olan psikolojik dayanıklılık üzerinde durulmuĢtur.

Türkiye‟de psikolojik dayanıklılık kavramı birçok Ģekilde tanımlanmakta ve bu kavramla ilgili farklı adlandırmalar görülmektedir. Ayrıca çeviri çalıĢmalarında ortak bir kavram üzerinde uzlaĢılamamıĢtır. “Resilience” kelimesi, Türkçede çabuk iyileĢme gücü, zorlukları yenme gücü, toparlanma, dirençlilik, esneklik ve eski iĢlevsellik düzeyine dönebilme gibi anlamlarda kullanılmaktadır (Tonga, 2014) . “Resilient” sıfatı, zor yaĢam koĢullarına rağmen kolayca uyum sağlayabilen kiĢiler için kullanılır (Luthar ve Zigler,

(28)

11

1991). Türkiye‟de literatür incelendiğinde “resilience” kelimesi “yılmazlık” (ÖğülmüĢ, 2001), “psikolojik sağlamlık” (Karaırmak, 2007), “psikolojik dayanıklılık” (Eminağaoğlu, 2006) ve “kendini toparlama gücü” (Terzi, 2008a) olarak kullanılmıĢtır. “Resilience” bireyin birtakım risk faktörlerine maruz kaldıktan sonra, koruyucu faktörler yoluyla riskli durumların olumsuz etkilerine iyi uyum sağlaması olarak ifade edilmiĢtir (Ülker Tümlü, 2012). “Resilience” insan sağlığı üzerindeki negatif faktörlerin etkisini hafifletir (Windle, Woods ve Markland, 2010). Bu özellik çevreden kaynaklanan zor Ģartlara karĢı koyma yeteneğini tanımlar. Bu yüzden sorunların üstesinden gelme sürecinde bir kiĢi daha önceden olumsuz durumları deneyimlemediyse de güçlükle ortaya çıkan bu yeni özellikleri kazanır (Nikolaeva ve Elnikova, 2015). “Hardiness” ise stresi azaltan ve stresli olaylarla baĢa çıkma becerisini destekleyen bir kiĢilik özelliğidir (Kobasa, 1979). Bu çalıĢmada Ġngilizcedeki “hardiness” kelimesinin karĢılığı “psikolojik dayanıklılık” olarak ifade edilmiĢtir. Psikolojik dayanıklılık stresi azaltan ve “stresli olaylarla baĢa çıkma becerisini destekleyen bir kiĢilik özelliği”(Kobasa,1979), olarak ele alınmıĢtır.

Kobasa (1979), bazı kiĢilerin yaĢamdaki karĢılaĢtıkları stresli olaylar karĢısında diğer insanlara göre daha dirençli ve sağlıklı kaldıklarını görmüĢtür. Ayrıca bireylerin daha sağlıklı kalmalarını sağlayan bu özelliklere psikolojik dayanıklılık (psychological hardiness) adını vermiĢtir. Aynı zamanda strese karĢı dirençli olan bu bireylerin değiĢikliklere uyum sağlayabildiklerini, yaĢamlarındaki olaylarda kontrolü ellerinde tutabildiklerini ve yaptıkları iĢlere kendilerini verebildiklerini belirtmiĢtir. Maddi, Harvey, Khoshaba, Persico ve Brow (2006), psikolojik dayanıklılık kavramını stresi azaltan ve olaylarla baĢa çıkma becerisini destekleyen bir kiĢilik özelliği olarak tanımlamaktadırlar. ÖğülmüĢ (2001), psikolojik dayanıklılık özelliği gösteren bireylerin kendini geliĢtirmeye güdülenmiĢ, sorunları çözmede baĢarılı, kendilerini genelde inançlı ya da dindar olarak tanımlayan, yaĢadıkları stresi ve travmayı yorumlama ve bundan fayda sağlama özelliği gösteren, insanlarla olumlu iliĢkiler kurma yeteneğine sahip olan, eğitimsel beklentilere, parlak bir geleceğe dair umuda sahip olan ve hayatlarını kontrol edebilecekleri inancına sahip bireyler olduklarını belirtmektedir.

(29)

12

Stewart, Reid ve Mangham (1997), araĢtırmacıların psikolojik dayanıklılık kavramı için yapmıĢ oldukları çeĢitli tanımları gözden geçirerek bu tanımlarda var olan ortak temaları Ģöyle belirlemiĢlerdir (aktaran, Eminağaoğlu 2006):

1. Dayanıklılık, bireylerin belirli özellikleriyle geniĢ çevreleri arasında karmaĢık bir karĢılıklı oyundur.

2. Dayanıklılık, kiĢinin baĢa çıkma yeteneği ile stres arasındaki bir dengeden oluĢur. 3. Çoklu stres veren yaĢam olaylarından türeyen risk faktörleri ve riskin olumsuz etkisini

yatıĢtıran ya da azaltan koruyucu faktörler, psikolojik dayanıklılığa katkıda bulunur. 4. Dayanıklılık dinamiktir. YaĢam bağlamına dayalıdır.

5. Dayanıklılık geliĢimseldir. BaĢarılı olma, bireyin yeteneklerini güçlendirir. 6. Dayanıklılık yaĢam geçiĢlerinde en önemli faktördür.

Psikolojik dayanıklılık; bağlanma, denetim ve meydan okuma olmak üzere birbiriyle iliĢkili üç boyuttan oluĢmaktadır (Holt, Fine ve Tollefson, 1987; Kobasa, 1979; Maddi vd., 2006). Bu boyutlarla ilgili bilgiler aĢağıda verilmiĢtir.

Bağlanma (Kendini Adama)

Terzi (2013) tarafından yapılan çalıĢmada kendini adama olarak ele alınan bu kavram; Kobasa (1979) tarafından, bireyin yaĢamın çeĢitli alanları ile ilgilenme eğilimi olarak tanımlanmaktadır. Bağlanma bireyin aile, iĢ, sosyal iliĢkileri gibi yaĢamının tüm alanlarında meydana gelen olayların dıĢında kalmadan, aktif olarak dâhil olma durumudur (Maddi ve Khoshaba, 1994; Kobasa, 1982).

Bağlanma düzeyi yüksek olan bireyler iĢ, aile, arkadaĢ çevresi ile ilgili olan stresli durumlarda pasif kalıp sorundan kaçmak yerine; bu durumla baĢ etmeye çalıĢır (Holt, Fine ve Tollefson, 1987). Bu kiĢiler karĢılaĢtıkları durumları, kiĢileri ilgilenmeye değer olarak görürler ve çevrelerinde gerçekleĢen olaylara merak duyarlar, ilgi ile araĢtırırlar (Sinclair ve Tetrick, 2000).

Maddi (2004) bağlanmayı; bireyin yaĢamına sahip çıkması, kendine inanması, önem vermesi, çevresinde yaĢanan olaylara aktif olarak katılması, insanlarla ilgilenerek duygusal

(30)

13

destek olması ya da gerektiğinde duygusal destek alması olarak tanımlar. Bağlanma boyutunda; bireyin yaĢamını ve amaçlarını anlamlı bulması ve bağlılığının sonucu olarak elinden gelenin en iyisini yapması beklenmektedir (Durak, 2002). Gençöz ve Motan (2009) bağlanma boyutunun sebatkâr olma, özgüven, kendi ilkelerine sahip olma ve inanma gibi kiĢilik özellikleri ile iliĢkili olduğunu söylemektedir. Bu tanımlardan da anlaĢıldığı üzere bağlanma boyutunun gerçekçilik yönü ağır basmaktadır (Maddi, 2004; Kamya, 2000).

Kontrol (Denetim)

Kontrol, bireyin yaĢamındaki çeĢitli olayları etkileyecek, değiĢtirecek biçimde inanma ve bu Ģekilde davranma eğilimidir (Holt vd., 1987). Kontrol bireyin yaĢamda karĢılaĢtığı güçlüklerle mücadele etmesi, sonuçlarını çaresizce kabul etmek yerine değiĢtirebileceğine inanmasıdır. Psikolojik dayanıklılığın kontrol alt boyutu yaĢamdaki olaylarda bireyin kontrolü elinde tutmasıdır, güçsüzlüğü kabul etmemesi, mücadele etmesidir. Kontrol; bireyin özgür olmasını, seçim yapabilmesini, öz disiplini, baĢarıyı, cesareti, motivasyonu içerir (Maddi, 2004). Gençöz ve Motan (2009) kontrol boyutunun özerklik, baĢarı motivasyonu, öz-denetim, gibi kiĢilik özellikleri iliĢkili olduğunu belirtmektedirler.

Meydan Okuma

Meydan okuma, değiĢimin günlük yaĢamın doğal bir parçası olarak tanımlanmaktadır. Güvenliği tehdit eden bir unsur olmaktan ziyade geliĢimi teĢvik edici, olumlu bir inanç olarak ele alınmıĢtır (Maddi 2004). Yani, bireyin değiĢime uyum sağlayabilmesi, değiĢim sürecini kendini geliĢtirmek için fırsat olarak görebilmesidir (Kobasa, 1982). Yüksek düzeyde meydan okumaya sahip olan bireyler; çok karıĢık durumları bile geliĢimin bir parçası olarak gördükleri için daha açık, esnek, aktiftirler, problem çözme güçleri yüksektir (Holt, Fine ve Tollefson, 1987). Gençöz ve Motan (2009) meydan okumayı yeniliklere açık olma, iyimserlik, azim ve kararlılık gibi kiĢilik özellikleriyle iliĢkili olduğunu belirtmektedirler.

(31)

14 Travmatik YaĢantı

Travma, kiĢinin ruhsal ve zihinsel yaĢamını olumsuz yönde etkileyen ve günlük yaĢamında çeĢitli sorunlara neden olan her türlü olay olarak tanımlanabilir. Travmayı sıradan olumsuz yaĢantılardan ayıran Ģey bireyin hayatına ya da beden bütünlüğüne yönelik tehdit ve Ģiddet ya da kiĢinin ölümle karĢı karĢıya gelme durumudur (Karakaya ve CoĢkun, 2008). Bir baĢka tanımda ise travma kavramı kiĢinin ruhsal ve bedensel varlığını farklı biçimlerde sarsan, inciten, yaralayan her türlü olay için kullanılmaktadır (Öztürk, 2007). Biz de çalıĢmamızda travmatik yaĢantıyı bireyi ruhsal ya da bedensel olarak sarsan, inciten yaĢantıları travmatik yaĢantılar olarak ele alacağız. Bu travmatik yaĢantıların psikolojik dayanıklılık düzeyleri üzerine etkilerini de inceleyeceğiz.

Ġnsanlar travma ya da beklenmedik durumlar karĢısında genellikle üç Ģekilde tepki vermektedir (Hefferon ve Boniwell, 2014). Bunlar;

a. Strese yenik düĢmek (Travma sonrası stres bozukluğu), b. Psikolojik dayanıklılık veya iyileĢme ve

c. Travma sonrası geliĢimdir.

Travmatik yaĢantılar bireyde korku, çaresizlik, güvensizlik, endiĢe, suçluluk, kızgınlık, ürkeklik, değersizlik gibi yoğun olumsuz duygular yaratır. Olumsuz benlik algısı ve olumsuz beden imajı geliĢtirmesine neden olur. Bunlara bağlı olarak, agresif davranıĢlar, insanlardan kaçma, içedönüklük, inisiyatif alamama, esnekliğin yitirilmesi, sosyal iliĢkilerde kopukluk gibi davranıĢlar geliĢtirmesine zemin oluĢturur (Aytan ve Erdoğan‟dan aktaran Kayacı, 2014).

Kangas, Henry ve Bryant (2002) ve Cordova (2008) tarafından yapılan çalıĢmalarda stres ve travma durumlarından insanların 5% ile 35%‟inin bu olumsuz duruma yenik düĢtüklerini belirtmiĢtir. Bu çalıĢmalardan anlaĢılacağı üzere 65%‟lik dilim stres durumuna karĢı psikolojik dayanıklılık göstermekte ve travma sonrası iyileĢme göstermektedir. Tedeschi, Park ve Calhoun (1998), Janoff-Bulman (2004) ve Charney (2004) sürekli olmayan stres durumlarının, bireylerin gelecekteki stresli yaĢantılara psikolojik olarak hazır olmasını ve karĢılaĢacağı streslere karĢı daha güçlü olmasını sağladığını savunmaktadırlar.

(32)

15 Öz-Ģefkat ve Alt Boyutları

Öz Ģefkat (self-compassion) kavramı, dilimize farklı Ģekillerde çevrilmiĢ ve üzerinde araĢtırmalar yapılmıĢtır. Bazı araĢtırmacılar (Bolat, 2013; Deniz, Arslan, ÖzyeĢil ve Ġzmirli, 2012; Sarıcaoğlu, 2011; ÖzyeĢil, 2011; Yılmaz, 2009) bu kavramı dilimize öz-anlayıĢ olarak çevirirken bazıları (Arda, 2012; Alp, 2012; Akın, 2009; Akın, Akın ve Abacı, 2007) öz-duyarlık olarak çevirmiĢler, bazıları da (Demir, 2014; Andiç, 2013; KantaĢ, 2013; Bayramoğlu, 2011) bu kavramı öz-Ģefkat olarak çevirmiĢlerdir. AraĢtırıcı da bu kavramı öz-Ģefkat olarak ele alıp incelemiĢtir.

Öz-Ģefkat; Neff (2003a; 2003b)‟e göre, “bireyin acı ve baĢarısızlık durumlarında kendini sert ve kırıcı bir Ģekilde eleĢtirmesinden daha ziyade, kendine kibar, nazik ve anlayıĢlı davranmayı; yaĢadığı olumsuz deneyimlerin sonucunda kendini yasamdan izole etmek (isolation) yerine, bu durumu insanoğlunun birçoğunun yaĢadığı deneyimin bir parçası olarak görmeyi; olumsuz olan ve kendisine ızdırap ve acı veren duygu ve düĢüncelerin üstünde fazlaca durmaktansa, bunlarla mantıklı bir bilinçle baĢa çıkması” olarak tanımlanmıĢtır.

Öz-Ģefkat kendine acımadan oldukça farklıdır (Goldstein ve Kornfield, 1987; Andiç, 2013). Bireyler kendilerine acıdıklarını hissettiklerinde, kendi problemlerine odaklanma ve diğer insanların benzer problemler yaĢadığını unutma eğilimi gösterirler. Onlar diğer insanları görmezden gelir ve kendilerini dünyada bu kadar acı çeken tek insan olarak düĢünür ve hissederler. Kendine acıma bireyin acısının sadece kendinde olduğunu dünyada baĢkalarında olmadığını vurgular. Fakat, öz-Ģefkat kiĢinin kendisi ve diğerlerinin deneyimlerinin iliĢkili olduğunu bir bozukluk ya da kopukluk olmaksızın görmesine izin verir (Neff, 2008b). Öz-Ģefkat ayrıca kendini beğenmiĢlik ya da vurdumduymazlıktan da farklıdır(Neff, 2003b). Ġnsanlar bazen kendilerini bir Ģeylerden uzaklaĢtırmaya karĢı isteksizdirler. Bazı kimseler için ise zevk ve arzularına aĢırı Ģekilde odaklanmak vurdumduymazlığa neden olabilir. ġefkat baĢlı baĢına zevkten daha çok kendinin sağlıklı ve iyi olma halini (well-being) arzulamayı içerir (Brach, 2003; Andiç, 2013). Birçok durumda, kendine zevk veren etkinlikler bireyin iyi olma haline (well-being) zarar verebilir (örneğin aĢırı yemek yeme, uyuĢturucu madde kullanma gibi), ancak bireyin sağlığa teĢvik edilmesi sıklıkla net bir Ģekilde memnuniyetsizlik oluĢturur(örneğin spor yapma, dengeli

(33)

16

beslenme ve diyet gibi). Ġnsanlar ayrıca yetersizlikleri ile karĢılaĢtıklarında sert bir biçimde öz-yargılama yapmaya ve kendilerine zarar vermeye sığınabilirler.

Yapılan araĢtırmalar, öz-Ģefkatin, psikolojik sağlıkla, akademik baĢarıyla, yaĢamda karĢılaĢılan olumsuz duygusal ve biliĢsel tepkilere ve sosyal olaylarda yaĢadığı sıkıntı verici olayları hayal ettiklerinde ve besledikleri karıĢık hislerden sonra yaĢanan olumsuz duygulara karĢı yatıĢtırıcı bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuĢtur ( Ġskender, 2009). Neff (2003b) öz-Ģefkati:

a. Öz-sevecenlik,

b. PaylaĢımların bilincinde olma ve

c. Bilgece farkındalık olan üç bileĢenin oluĢumu olarak tanımlamıĢtır. AĢağıda bu üç bileĢen açıklanmıĢtır.

Öz-Sevecenlik

ġefkat, bireyin kendisini yargılamadan kabul etmesini içinde barındırır. Öz-Ģefkat, baĢarısızlık durumunda kendini aĢırı (sert ve kırıcı) bir Ģekilde eleĢtirmemeyi, yenilgi ve suçluluğa kapılmadan kendine özgü ideal standartlar oluĢturarak ilerleme ve değiĢim doğrultusunda kendini yönlendirerek, sabırlı ve nazik bir Ģekilde sağlıklı davranıĢlara kendini cesaretlendirme becerisidir(Neff, 2003a, 2003b). Bu ne olursa olsun bireyin kendisini iyi hissetmesi gerektiği anlamına gelmez. Gerçekte, kendi kendimize nazik olmak demek, “sık sık kendimizi zarar verici davranıĢlarla iliĢkilendirdiğimizde, acı, güçlük ve ızdırap karĢısında, daha da ötesi kendi geliĢimimiz için kendimizi cesaretlendirmeye ihtiyacımız vardır” (Neff, 2003a, 2003b). BaĢarısızlık durumunda, baĢarısızlığa ve olumsuzluğa odaklanmak yerine, “kendi kendimizi aydınlatmaya, acıdan kaçınarak kendi özgürlüğümüze, mutlu olmaya ve kendimizi iyi hissetmeye” odaklanmalıyız ( Tatlıoğlu, 2010).

Neff‟e (2003a; 2003b) göre, bireyin öz-eleĢtiri süreci birbiriyle bağlantılı iki süreçten oluĢmaktadır. Birinci süreçte, bireyin kendisini düĢmanlık derecesinde hor görmesi ve öz-eleĢtirinin kiĢisel tiksinme derecesinde bireyi etkilemesidir. Ġkincisi ise bireyin içtenlik,

(34)

17

yatıĢtırıcılık, rahatlama, kendini sevme ve kendisini yönetme hissindeki yetersizliklerdir. Öz Ģefkati yüksek insanlarda bu olumsuz özellikler kendini göstermemektedir.

Kendilerini yüksek düzeyde eleĢtiren insanlar kendilerini rahatlatmakta problem yaĢayabilmektedirler. Kendilerine Ģefkat gösteren bireyler, kendisine yönelik sert, kırıcı ve acımasız bir yargılama ve öz-eleĢtiri yapmazlar (Deniz, Kesici & Sümer, 2008).

PaylaĢımların Bilincinde Olmak (Ortak paydaĢım)

Ortak paydaĢım (Neff, 2003a, 2003b), “kendi yaĢadığı üzüntülü verici bir durumun, sadece kendisinde olmadığını, diğer tüm bireylerinde yaĢadığının bilincinde (awaraness) olarak, yaĢamından hoĢnut olması ve yaĢamından doyum sağlaması” anlamına gelmektedir. Birey baĢarısız olduğunda, kendisini sert ve kırıcı bir Ģekilde eleĢtirmekten ve diğer insanlarla karĢılaĢtırmaktan ziyade, bu durumun insanların ortak deneyimlerinin bir parçası olduğu bilinci ile hareket etmesi gerekmektedir.

Ortak paydaĢım anlayıĢına sahip olan bireyler, kendisi ile ilgili sorunlarda ayrım yapmak ve kendilerini diğerlerinden izole etmek yerine, karĢılaĢtıkları ve yaĢadıkları sorunları yasamın getirdiği doğal bir sonuç olarak görerek, yaĢadığı bu olumsuz durumların sadece kendilerine yönelik olmadığını ve diğer insanlarında bu ve buna benzer sorunları yaĢayabileceklerine iliĢkin genel bir kanaate sahip olmaları ve bu durumları deneyim edinmenin bir aracı olarak algılarlar ve yaĢamlarını buna göre düzenlerler (Kirkpatrick‟ten aktaran Tatlıoğlu, 2010).

Bilgece Farkındalık

Öz-Ģefkatin bilgece farkındalık bileĢeni, kiĢinin olumsuz duygularına dengeli olarak yaklaĢımını gerektirir (Neff, 2003a) . Böylece kiĢi negatif duygularını bastırmaz ya da abartılı bir biçimde göstermez. Bu dengeli yaklaĢım, acı çeken diğer kiĢilerin bireysel deneyimleriyle iliĢkili olan süreçten de kaynaklanır. Böylece daha geniĢ bir bakıĢ açısıyla kendi deneyimini de bu durumun içerisine dahil eder. Birey ayrıca açıklık ve netlikle

(35)

18

negatif düĢünceleri ve duyguları gözlemleme istekliliğini önler, bu Ģekilde de duyarlı farkındalık sağlanır (Bishop‟tan aktaran Andiç, 2013).

Bilgece farkındalık yaĢanan olumsuzlukları bastırmak ya da reddetmek için gayret göstermeden, bireylerde gözlenilen duygu ve düĢüncelerinden dolayı bireyleri yargılamadan kabullenmeyi ifade eder. Ġnsanlar birinin acısını görmezden gelemezler ve onlara karĢı Ģefkat hissederler. Bu tepkinin ikinci tipi aşırı özdeşleşme, dar bir Ģekilde odaklanmayı ve genellikle öz-değerliğin etkileri üzerinde abartılı bir vurgu ile birinin olumsuz duyguları üzerinde uzun uzun düĢünmesini içerir (Nolen-Hoeksema‟dan aktaran Andiç, 2013).

Öz-Ģefkatin alt boyutları birbirinden ayrıymıĢ gibi görünmekle birlikte, her boyut diğer boyutlarla etkileĢim halindedir. Ayrıca, her bir boyut diğer boyutların oluĢumuna katkıda bulunabilir ya da diğerlerinin düzeyini arttırabilir (Neff, 2003b).

Sonuçta, öz-Ģefkatin bu üç bileĢeni kavramsal olarak farklılık göstermesine rağmen, birbirleriyle etkileĢim ve iliĢki halindedirler. Bireyin olumsuz duygularından sıyrılabilmesi için belli bir seviyede düĢünceli olmaya sahip olması gerektiği tartıĢılmaktadır. Öncelikle, kendini anlama oranını arttırmak için yargılayıcı olmayan bir düĢünce içinde olmadan eleĢtiriyi azaltmak gerekmektedir. Bireyin kendisine yönelik Ģefkati ve kendisine bağlılık duyguları da düĢünceli olmayı desteklemekte ve artırmaktadır. Son olarak, öz-sevecenlik ve ortak paydaĢım yaĢıyor olmak da birbirine katkıda bulunur.

Din, Dindarlık, Dini Yönelim

Bu kısımda çalıĢma için önemli olan din, dindarlık, dini yönelim kavramları irdelenmiĢtir. Bu kavramların her biri bir diğeri için temel teĢkil etmektedir. Dini yönelimi anlayabilmek için din ve dindarlık kavramlarına da hakim olmak gerekmektedir. Bundan dolayı bu kavramlar çalıĢmanın ilgili oldukları boyutları ile açıklanacaktır.

Dinin Tanımı

Farklı bakıĢ açılarına göre, pek çok din tanımı yapılmıĢ olmakla birlikte dinin çok yönlü ve karmaĢık bir yapıya sahip oluĢu, onun tam bir tanımının yapılmasını zorlaĢtırdığından, söz

(36)

19

konusu tanımlar üzerinde Ģimdiye kadar bir görüĢ birliğine varılamamıĢtır (SubaĢı, 2002). Tanımlamalara bakıldığında dönemlere göre din anlayıĢlarının farklılık gösterdiği görülmektedir. Alanyazında dinin anlamı ile ilgili araĢtırmacılar incelendiğinde din tanımlarının farklılaĢtığı görülmekte, tanımlar yapanın bakıĢ açısına göre değiĢmektedir. Fakat tanımlamalar özünde birbirine benzemektedir. AĢağıda kısaca dinin, kelime anlamı verilerek, teolojik, sosyolojik ve psikolojik açıdan bazı tanımları aktarılmaktadır.

Din kelimesi Arapça bir kelime olup, kapsamlı bir anlama sahiptir. Sözlük anlamı itibarıyla yol, itaat, ceza, üstünlük, adet, mükâfat, millet gibi manalara gelmektedir(Peker, 2003). Kur‟an‟da ve Peygamber efendimizin hadislerinde çok farklı manalarda kullanılan bu sözcük inanmayı, bir yaratıcıya itaat ve ibadet etmeyi, ahlaki davranıĢları, iyilikleri, toplumsal düzeni, doğru yolda ilerlemeyi ifade etmektedir (Ece, 2000). Din kelimesi Batı dillerinde “religion”, Latincede ise “religio” kelimesi ile ifade edilmektedir. Religio kelimesi Allah‟a saygı ve korku ile bağlılık, kendini ibadete verme, tören ve ayinlere katılma gibi anlamlara gelmektedir (Peker, 2003).

Genel anlamda yapılmıĢ sosyolojik tanımlamalara göre din; inanıĢ ve davranıĢ Ģekilleriyle, insanlar arası iliĢkileri düzenleyen ve insanların iyi iĢler yapmasını, barıĢ ve huzur içinde, bir arada yaĢamasını sağlayan genel kurallar bütünüdür (Günay ve Küçük, 1997). Psikoloji sözlüğüne göre din; insan davranıĢına yön, yaĢama anlam veren kutsal veya doğaüstü bir (veya birden çok) güç ve yaratıcı kavramına dayanan bir inançlar, semboller ve törenler sistemidir (Budak, 2000).

Teolojik açıdan Ġslâm bilginleri dinin tarifini, Kur'ân-ı Kerîm'de yer alan açıklamaları ve Ġslâm inançlarını göz önünde bulundurarak yapmıĢlardır. Ġslam‟a göre din; sadece Allah‟a ibadet etmeyi gerektiren, O‟na ibadet edip Ģirkten uzaklaĢtıran (teslimiyet), peygamberlerin getirdiği esas ve ilkeleri belli olan, zaman ve zemine göre değiĢmeyen, Allah tarafından konulan ve insanları O‟na ulaĢtıran ilkeler bütünüdür (Erkal, 2004).

Yapıcı‟ya (2007) göre din, doğrudan ya da dolaylı olarak, ilahî ve kutsal (mukaddes) olanla giriĢilen iliĢkiler sonucunda, etki ve sonuçları itibariyle, hem tek tek bireylere hem de topluma farklı düzeylerde belli bir duyuĢ, düĢünüĢ ve davranıĢ kalıbı sunan, hayata bir anlam ve amaç vererek insanın varoluĢsal kaygılarına çözüm üreten, mensuplarına belirli

(37)

20

ve farklı bir kimlik duygusu temin ederek bir müminler cemaati oluĢturan sembolik bir sistemdir.

Dindarlık ve Boyutları

Yapılan çalıĢmaların büyük çoğunluğunda din ve dindarlık kavramlarının, birbirlerinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Fakat dindarlık ile din kavramlarının birbirinden oldukça ayrı anlamları vardır. Yapılan dindarlık tanımlarında dindarlık kavramı, mensup olunan dine, kültürden kültüre, kiĢiden kiĢiye göre farklı anlamlar kazanarak çok farklı Ģekillerde tanımlanmaktadır.

Bir kiĢinin günlük hayatında dinin önemini ifade eden, kiĢinin dine inanma ve bağlanma derecesini gösteren bir kavramdır (Kirman,2004). DavranıĢçı psikoloji ekolünün önemli temsilcilerinden Pavlov‟a göre dindarlığın, iç güdüsel bir korunmanın ve bir güven arayıĢının ifadesi olduğu, Malinowski‟ye göre dindarlığın, ölümsüzlük arzusunun ve sonsuzluk umudunun bir yansıması olduğu, Freud‟a göre dindarlığın, zorlanıma yönelik geriye dönüĢü ifade eden bir arzuya dayandığı, Erikson, Kohut ve Winnicott‟a göre dindarlığın, anne-baba karakterinde bir Allah‟ın varlığında sığınma arayıĢı olarak tasvir edildiği Bahadır (2011) tarafından belirtilmektedir.

Ġslam dini ise dindarlığı inanç ve davranıĢ olarak iki boyutta ele almaktadır (Köroğlu, 2012). Bunlar:

1. Ferdin, ibadet edilmeye layık olan Allah‟a eksiksiz ve samimi inancını ve O‟nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kıyamet gününe ve ahirete olan inanç boyutu (bâtıni/kalbî boyut).

2. Allah‟ın emirlerine eksiksiz bir itaat ve teslimiyet, yasakladığı tutum ve davranıĢlardan kaçınma yoluyla kiĢinin inancını günlük davranıĢlarına ve faaliyetlerine yansıttığı davranıĢ boyutu (zahirî/ameli boyut).

Dindarlığın boyutlandırılması çalıĢmaları ile ilgili Türkiye‟de ve dünyada farklı çalıĢmalar yapılmıĢtır. Bu boyutlandırma çalıĢmaları üzerinde aĢağıda ayrıntılı olarak durulacaktır. Dinî hayatın yaĢanılıĢ biçimi insanlar açısından farklılık gösterebilir. Aynı dine mensup ve inanan insanlar dini hayatlarını aynı seviyede yaĢamayabilirler. Diğer bir söylemle,

(38)

21

insanların kiĢilik ve karakter yapılarındaki farklılıklara göre dindarlıklarında da farklılıkların bulunması büyük bir ihtimaldir.

Dindarlık tanımları incelendiği zaman, insanların dindarlık kavramını iyi bir Ģekilde anlayıp kavramaları için bu kavramın ayrı ayrı incelenmesi ve araĢtırılması gereken boyutları/bileĢenleri olduğu görülmektedir. Dindarlık kuramlarının ve modellerinin büyük bir kısmı kavramı daha iyi anlayabilmek için bir çerçeve olarak geliĢtirilmiĢtir. Bu bağlamda dindarlığın ne olduğu, nasıl ve ne için yaĢandığı ve hangi motivasyonların etkin olduğuna dair sorular, dindarlığın boyutlarını/bileĢenlerini belirlememede teorisyenlerin çıkıĢ noktası olmuĢtur (Köse, Ayten, 2012). AĢağıda farklı bilim insanlarının dindarlığın

boyutları konusunda ortaya koyduğu tek boyutlu, iki boyutlu ve çok boyutlu yaklaĢımlar üzerinde durulmuĢtur ve aktarılmıĢtır.

Tek Boyutlu Yaklaşımlar

Dindarlığı ölçme çalıĢmaları ilk olarak tek boyutlu yaklaĢımlarla baĢlamıĢtır. Bundan dolayı geliĢtirilen ölçeklerde dindarlığın alan ve sınırlılıkları oldukça dar olduğu görülmektedir. Örneğin Summer‟ın, dini inançla ilgili ifadelerden oluĢturduğu dindarlık ölçeğinde, Thurstone ve Chave, kiliseye karĢı tutumların ölçülmesi için geliĢtirdikleri ölçekte ve Hall, Leuba, Starbuck ve William James‟in dini davranıĢ ve tecrübe üzerinde anketler vasıtasıyla yaptıkları araĢtırmalarda dindarlık hep tek boyutlu bir yaklaĢım ile ele alınmıĢtır (Thurstone ve Chave‟den aktaran Yıldız, 2001).

İki Boyutlu Yaklaşımlar

Dindarlığın ölçülmesine dair yapılan çalıĢmalar zamanla çeĢitli yaklaĢımların ortaya çıkmasına yol açmıĢtır. 1950-1960 yılları arasında din psikologlarının bazıları dindarlığı tek boyutta ele almanın yeterli olmadığını savunarak iki boyutlu yaklaĢımlar önermiĢlerdir. Söz konusu anlayıĢın en önemli örneği, Allport‟un çalıĢmaları ve ortaya attığı dindarlık tipolojileri olmuĢtur. Allport(1967), farklı dindarlık eğilimlerini belirtmek üzere dıĢsal ve içsel dindarlık kavramlarını kullanmak yoluyla dindarlık eğilimlerini iki temel yaklaĢıma göre sınıflandırmaktadır.

(39)

22

Allport (1967), olgunlaĢmıĢ ve olgunlaĢmamıĢ olarak iki tür dindarlıktan bahsederek, içsel ve dıĢsal dindarlık olarak iki dindarlık tipolojisi çizmektedir. Ġçsel dindarlık türünde birey, dini ilke, değer ve uygulamaları içselleĢtirip yaĢam amacını dinde bulur. DıĢsal dindarlıkta ise, birey kendi dıĢsal çıkarları için bir fayda aracı olarak dini kullanmaktadır. Allport (1967), içsel dindar bireylerin sevgi, saygı, hoĢgörü, diğerlerine karĢı iyi niyet besleme gibi olumlu yanlarının yanı sıra önyargı, ayrımcılık gibi olumsuz yanlardan da uzak durduklarını; dıĢsal dindar bireylerin ise, güvenlik, teselli, sosyallik, konum ve masumiyet kazanmak için dini kullanabildiklerini belirtmektedir. Ġçsel dindarlığın öze, dıĢsal dindarlığın Ģekle odaklandığı söylenebilir. Aynı zamanda Allport (1967), bireylerin içsel

ve dıĢsal dindarlık durumlarını ölçmek için de ölçek geliĢtirmiĢtir.

Çok Boyutlu Yaklaşımlar

1960‟lı yıllara gelinceye kadar din konusunda yapılan çalıĢmalarda Allah‟a inanç, dinî ibadetlere katılım ve bir dinî gruba aidiyet gibi göstergeler dindarlık iĢareti olarak kabul edilirken, daha sonra özellikle Glock‟un çalıĢmalarıyla baĢlayan süreçte dindarlık bireyin zihin dünyasında, duygularında ve davranıĢlarında kendini gösterdiği için, bugün dindarlık çok boyutlu olarak ele alınmakta ve incelenmektedir (Yapıcı, 2002).

Peker (2012), Ġslam dininin kutsal kitabı Kur‟an‟ın insanı inanç, düĢünce, duygu ve davranıĢlarıyla bir bütün olarak ele aldığını, akıl, kalp ve davranıĢ üçgeninde insanın özelliklerinin Ģekillendiğini anlattığını, Kur‟an-ı Kerim de dindarlığın boyutlarına çok geniĢ olarak yer verdiğini ifade etmektedir. Kur‟an-ı Kerim‟e göre dindarlık boyutları; Ġnanç boyutu, Ġbadet boyutu, ahlâk boyutu, düĢünce boyutu, duygu boyutu, bilgi boyutu Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Ülkemizde dindarlığın ölçülmesi ve boyutlandırma çalıĢmalarında, çoğunlukla Allport ve Ross ile Glock ve Stark‟ın ortaya koyduğu boyutlandırmalar dikkate alınmıĢtır(Köse, Ayten, 2012). Dindarlıkla alakalı ülkemizde yapılan çalıĢmalara baktığımızda, ilk çalıĢma 1962 yılında Taplamacıoğlu tarafından yapılmıĢtır. Bu çalıĢma dindarlığı, dini yaĢayıĢın Ģiddet ve yoğunluğuna göre; gayr-ı amil, idare-i maslahatçı, dini bütün, sofu, softa ya da yobaz Ģeklinde sınıflandıran ülkemizdeki ilk çalıĢmadır.

Şekil

Tablo  2  incelendiğinde  faktörlerin  öz  değerleri  ve  açıkladıkları  varyanslar  birinci  faktör  için 3,230 ve %15,381, ikinci faktör için 2,997 ve %14,272 ve üçüncü faktör için 2,991 ve  %14,241‟dir
Tablo  4  incelendiğinde  faktörlerin  öz  değerleri  ve  açıkladıkları  varyanslar  birinci  faktör  için 3,926 ve %18,696, ikinci faktör için 3,263 ve %15,536 ve üçüncü faktör için 2,944 ve  %14,018, dördüncü faktör için 1,653 ve %7,870 Ģeklindedir
Tablo 5 incelendiğinde üniversite öğrencilerinin öz-Ģefkat düzeyleri 56-130 puan arasında  değiĢmektedir
Tablo  6  incelendiğinde  üniversite  öğrencilerinin  içsel  dini  yönelim  puanları  6-42  puan  aralığında  değiĢmektedir
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

 Freud dini, bir yanılsama olarak kabul ettiği için, ona göre dinin önemli bir objesi olan Tanrı da

Gerek Şura ve gerekse Diniye Nezareti'nin bugüne kadar bölgenin dini hayatı için önemli olan bu konularda yeterince mesafe alamamış olması çeşitli tenkülere

Bazı araştırmalarda kadın ve erkek arasında benzer olarak kaygı ve depresyon 1 semptomları gözlense de (Noel ve diğ. 2013: 333) çoğunlukla kadınların erkeklere göre

Bir başka deyişle, cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, medeni durum, çocuk sayısı, içsel dini yönelim, dışsal dini yönelim, dışadönüklük, yumuşak

Öte yandan korelasyon tablosu incelendiğinde dini yönelimin hem içsel hem de dışsal boyutlarıyla kaygılı bağlanma arasında istatiksel olarak anlamlı olmayan

Katılımcıların ekonomik destek şekillerine göre Dini yönelim Ölçeği alt boyutları olan İçsel yönelim ve Dışsal yönelim ölçeklerinden aldıkları puanlar

Muhsin İyi islami Hayat Pdf E-Kitap indir Muhsin İyi pdf business cards maker islami Hayat.İslami Dosya, İslami Program, İslami Download, İslami Döküman, İslami Belge,

Bu dördüncü zaman Jeolojik ve Arkeolojik olmak üzere iki esaslı safhaya ayrıİmi tır.. Jeoloğların(Pleistosen) dedikleri safhaya arkeologların yontul­ muş taş