• Sonuç bulunamadı

İstanbul ili Kağıthane ilçesinde çalışan ve çalışmayan kadınların beslenme bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıklarının saptanması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul ili Kağıthane ilçesinde çalışan ve çalışmayan kadınların beslenme bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıklarının saptanması"

Copied!
131
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EV YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI

BESLENME EĞİTİMİ BİLİM DALI

İSTANBUL İLİ KAĞITHANE İLÇESİNDE ÇALIŞAN VE

ÇALIŞMAYAN KADINLARIN BESLENME BİLGİ

DÜZEYLERİ VE BESLENME ALIŞKANLIKLARININ

SAPTANMASI

NİLÜFER ÇILTIK

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

YRD. DOÇ. DR. NERMİN IŞIK

(2)

Bilimsel Etik Sayfası

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Nilüfer ÇILTIK

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(3)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Nilüfer ÇILTIK tarafından hazırlanan “İSTANBUL İLİ KAĞITHANE İLÇESİNDE ÇALIŞAN VE ÇALIŞMAYAN KADINLARIN BESLENME BİLGİ DÜZEYLERİ ve BESLENME ALIŞKANLIKLARININ SAPTANMASI” başlıklı bu çalışma 09/11/2009 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Yrd. Doç. Dr. Mehmet AKMAN Başkan

Yrd. Doç. Dr. Nermin IŞIK Üye

(4)

ÖNSÖZ

Ailelerin bel kemiği olan kadınların sağlıklı ve bilinçli olmasının, aile üyelerine ve dolayısıyla topluma olan katkısı yadsınamayacak boyuttadır. Özellikle yeterli ve dengeli beslenmenin kişinin fiziksel, zihinsel, psikolojik ve dolayısıyla sosyal açıdan iyileşmesine yönelik iyileştirici etkisini ispatlayan çalışmalar neticesinde, kadınların bu alandaki önemleri daha da ön plana çıkmıştır.

Bu araştırma, İstanbul ili Kağıthane ilçesinde kamu kesiminde çalışan ve çalışmayan evli kadınların beslenmeyle ilgili bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıklarının saptanması amacıyla yürütülmüştür. Bu çalışmanın en önemli sebebi görev yaptığım ilköğretim okulunda öğrencilerin beslenme çantalarının olmayışı, olanlarının ise besin öğelerince fakir yiyeceklerle beslendikleri ve çoğunun kahvaltı alışkanlığının olmaması gibi gözlemlerdir. Sağlığı tehdit eden beslenmenin kaynağı olarak nitelendirebilecek okul kantinleriyle bireysel yapılan soğuk savaşın bir sonuç vermemesi üzerine böyle bir çalışma yapılmasına karar verildi. Bu çalışmanın daha sonra ilçe milli eğitim şube müdürlüğünden izin alınarak halk eğitim bünyesinde beslenme eğitimi dersiyle katılımcı kadınlar için eğitici bir çalışma olacağı öngörülmüştür.

Yüksek lisans eğitimim süresince ve araştırmanın planlanıp yürütülmesinde benden anlayış ve desteklerini esirgemeyen danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Nermin IŞIK’a, istatistiksel çalışmalardaki yardımları için Arş. Gör. Gülperi HAKLI’ya, teşekkürlerimi sunarım.

Bu çalışmada maddi ve manevi desteklerini eksik etmeyen, en önemli değerim olan aileme, tez süresince beni yüreklendiren tüm dostlarıma, çalışmaya katılan kadınlara sonsuz teşekkür eder, çalışmanın tüm ilgililere yararlı olmasını dilerim.

Nilüfer ÇILTIK

(5)

ÖZET

Bu araştırma, beslenme bilgi düzeylerini ve beslenme alışkanlıklarını belirlemek amacıyla, İstanbul ili Kağıthane ilçesinde kamu kesiminde çalışan 130 ve çalışmayan 130 olmak üzere toplam 260 evli kadının üzerinde yürütülmüştür. Araştırma verileri; anket yöntemi uygulanarak, araştırmacı tarafından yüz yüze görüşülerek toplanmıştır.

Kadınların %41,2’si 29-38 yaşları arasında olduğu bulunmuştur. Genel toplamda, aylık gıda harcamasını etkileyen etmenlerin başında %50,5 oranla ekonomik durum, bunu %37,3 oranla mevsimler izlemektedir. Beslenme bilgilerini, çalışan kadınların en çok %39,6 ile yazılı ve görsel kaynaklardan, çalışmayan kadınların ise %36,9’unun aileden edindikleri belirlenmiştir.

Pişirme yöntemi sorularından çalışan ve çalışmayan kadınlar sırasıyla makarna için %22,3 ve %66,9’unun; süt için %33,8 ve %51,5’inin; sütlü tatlı için %59,2 ve %73,1’inin; kurubaklagiller için %60,8 ve %75,4’ünün; pilav için %73,8 ve %90,0’ının yanlış cevap verdikleri ve yeşil yapraklı sebzeler için %80,0 ve %63,8’inin doğru cevap verdikleri belirlenmiştir. Kadınların çalışma durumlarına göre pişirme yöntemlerine verdikleri cevaplar arasındaki ilişki önemli bulunmuştur (p<0,05).

Kadınların beslenme bilgi düzeyleri puan ortalamaları çalışanların iyi (72,36±14,86), çalışmayanların ise orta düzeyde (53,32±15,02) olduğu saptanmıştır. Beslenme bilgi düzeyi ile çalışma-çalışmama, eğitim durumu ve aylık gelir arasındaki ilişki önemli (p<0,05), yaş dağılımları arasındaki ilişki ise önemsiz bulunmuştur (p>0,05).

Kadınların genel olarak %66,9’unun günde üç öğün yemek yedikleri saptanmıştır. Öğün atlama oranı %16,5 ve bazen öğün atlayanların oranı %39,6’dır. En fazla atlanan öğünün öğle öğünü olduğu tespit edilmiştir (%65,1). Öğün atlayanların %46,6’sının vakit bulamadığı, %21,2’sinin ise canı istemediği için öğün atladıkları saptanmıştır.

2009, 120 sayfa

(6)

SUMMARY

This research was carried out in order to determine the nutritional habits and the nutrition knowledge of 260 married women, 130 of whom are unemployed and the rest are working in the public sector in Kağıthane province of İstanbul . The research findings were recruited by the researcher through surveys and by interviewing the women face-to-face.

According to the research findings, majority of the women (41,2%) are aged between 29 and 38 and 69,9% of these women have meals three times a day. While 16,5 %of these women always skip a meal, 39,6 % of these women sometimes skip a meal. Lunchtime is skipped most of all (65,1%). In addition, while 46,6% of these women do not have time to have lunch, 21,2% of them do not feel like having lunch.

Economic situation (50,5%) is at the top of the factors which generally affect women’s monthly food expenses. Seasons (37,3%) follow this as the second factor. While majority of employed women learn about nutrition via written or visual resources (39,6%), majority of the unemployed (36,9%) gain their knowledge in the family.

The questions related to the way of cooking were given the wrong answer by both the employed and unemployed women in a sequence of 22,3% and 66,9% for pasta; for milk these numbers are 33,8% and 51,5%; for milky desserts they are 59, 2% and 73,1%; for legume they are 60,8 % and 75,4% and for rice they are 73,8% and 90,0%. The employed and unemployed women gave the right answer related to the way of cooking green-leaved vegetables in a sequence of 80,0% and 63,8%.

The relationship between the women’s employment condition and their answers to the cooking techniques is found to be significant (p<0,05).

It turned out to be that the average score of nutrition knowledge level is good (72,36±14,86) for employed women and (53,32±15,02) satisfactory for the unemployed. The link between employment condition, educational level and monthly income is found to be important (p<0,05) whereas there is not an important link between age range (p>0,05).

2009, 120 sayfa

(7)

İçindekiler

Bilimsel Etik Sayfası……….ii

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu………....iii

Önsöz………...iv Özet...v Summary……….vi İçindekiler………..vii Kısaltmalar...viii Tablolar Listesi………ix Şekiller Listesi…………..………..xii BİRİNCİ BÖLÜM...1 1. Giriş………..1 1.1. Problem………..4

1.1.1. Araştırmanın Alt Problemleri………..4

1.2. Araştırmanın Amacı………...5

1.3. Araştırmanın Önemi………..5

1.4. Varsayımlar………....6

1.5. Sınırlılıklar………..6

2.Konu İle İlgili Bilgiler ... 7

2.1. Araştırma Yapılan Yöre Hakkında Bilgi………..7

2.2. Konu İle İlgili Araştırmalar………..7

İKİNCİ BÖLÜM ... 15

3. Araştırma Yöntemi ve Araçları……….15

3.1. Araştırmanın Modeli……….15

3.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ... 15

3.3. Veri Toplama Teknikleri………...17

3.4. Verilerin Değerlendirilmesi………...18

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM... 19

4. Bulgular ve Tartışma………19

4.1. Araştırmaya Katılan Kadınlara ve Ailelerine Ait Genel Bilgiler………..19

4.1.1. Kadınların Yaşları………...19

(8)

4.1.4. Kadınların Ailelerindeki Çocuk Sayıları……….21

4.1.5. Kadınların ve Eşlerinin Öğrenim Düzeyleri...22

4.1.6. Kadınların Eşlerinin Mesleklere Göre Dağılımı………...23

4.1.7. Hanenin Toplam Aylık Geliri………...24

4.1.8. Ailelerin Aylık Gıda Harcamaları………....25

4.1.9. Ailelerin Aylık Gıda Harcamasını Etkileyen Etmenler………....26

4.2. Kadınların Beslenme Bilgi Düzeyleri ……….26

4.2.1. Kadınların Beslenme Eğitimi Alma Durumları………....26

4.2.2. Kadınların Beslenme İle ilgili Bilgileri Edindikleri Kaynaklar………...27

4.2.3. Kadınların Beslenme Bilgi Düzeylerini Yeterli Bulma Durumları……..29

4.2.4.Kadınların Beslenme Sorularına Verdikleri Cevaplar………...29

4.3. Beslenme Bilgi Düzeylerinin Değişkenlere Göre Puanlandırılması……...42

4.3.1. Kadınların Çalışma Durumlarına Göre Beslenme Bilgi Puanları……….42

4.3.2. Kadınların Eğitim Seviyelerine Göre Beslenme Bilgi Düzeylerinin İncelenmesi……….43

4.3.3. Kadınların Yaşlarının Beslenme Bilgi Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi………..50

4.3.4. Ailenin Aylık Gelirinin Beslenme Bilgi Düzeyine Etkisi……….56

4.4. Kadınların Beslenme Alışkanlıkları Ve Besin Tüketim Sıklıkları………...57

4.4.1.Kadınların Beslenme Alışkanlıkları...58

4.4.1.1. Kadınların Sofra Düzenleri...59

4.4.1.2. Kadınların Yemek Yeme Şekli………60

4.4.1.3. Kadınların Öğün Sayıları……….61

4.4.1.4. Kadınların Öğün Atlama Durumu...62

4.4.1.5. Kadınların Atladıkları Öğün/Öğünler………..62

4.4.1.6. Kadınların Öğün Atlama Nedenleri……….63

4.4.1.7. Kadınların Düzenli Olarak Kahvaltı Yapma Durumu………….63

4.4.2. Kadınların Besin Tüketim Sıklıkları………...64

4.4.2.1.Kadınların Kahvaltılık Besinleri Tüketim Sıklıkları………64

4.4.2.2.Kadınların Öğün Aralarında Tükettikleri Yiyecek/İçecekleri Tüketim Sıklıkları………..71

(9)

Kaynakça……….99 Ekler

Ek 1: İzin Belgesi………109 Ek 2: Anket Formu………..110 Ek 3:Araştırmaya Katılan Bireylerin Beslenme Bilgi Sorularının Başarı

Dağılımlarını Puanlandırma Tablosu………..118 Ek 4: Besin Tüketim Sıklığının Değerlendirilmesi………...119 Özgeçmiş……….120

(10)

Kısaltmalar

TP: Tüketim Puanı

YTP: Yüzde Tüketim Puanı DİE: Devlet İstatistik Enstitüsü WHO: World Health Organization

AÇSAP: Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlaması

(11)

Tablolar Listesi

Tablo 1. Araştırmaya Katılan Çalışan ve Çalışmayan Evli Kadınların Yerleşim Yerleri

ve Çalıştıkları Kurumlara Göre Dağılımları………16

Tablo 2. Kadınların Yaşlarına Göre Dağılımları………...19

Tablo 3. Kadınların Evlilik Sürelerine Göre Dağılımları………20

Tablo 4. Kadınların Ailelerindeki Birey Sayısı Dağılımları………20

Tablo 5. Kadınların Ailelerindeki Çocuk Sayısı Dağılımları………...21

Tablo 6. Kadınların Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımları………...22

Tablo 7. Kadınların Eşlerinin Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımları………..23

Tablo 8. Kadınların Eşlerinin Mesleklere Göre Dağılımı………...23

Tablo 9. Hanenin Toplam Aylık Gelir Dağılımı……….24

Tablo 10. Ailelerin Aylık Gıda Harcama Ortalamasının Dağılımları……….25

Tablo 11. Ailelerin Aylık Gıda Harcamasını Etkileyen Etmen/Etmenlerin Dağılımları...26

Tablo 12. Kadınların Beslenme Eğitimi Alma Durumları………..27

Tablo 13. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Beslenme İle İlgili Bilgileri Edindikleri Kaynaklara Göre Dağılımları………..28

Tablo 14. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Beslenme Bilgi Sorularına Verdikleri Cevapların Dağılımı………...30

Tablo 15. Kadınların Beslenme Bilgisi Puan Ortalamaları……….42

Tablo 16. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Beslenme Bilgi Puanı Ortalamaları………….42

Tablo 17.Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Beslenme Bilgileri Başarı Derecelerine Göre Dağılımları………..43

Tablo 18. Kadınların Eğitim Seviyelerine Göre Puan Ortalamaları ………..44

Tablo 19. Kadınların Eğitim Seviyelerine Göre Beslenme Bilgi Düzeylerinin Dağılımı…..45

Tablo 20. Kadınların Eğitim Seviyelerine Göre Beslenme Bilgi Sorularına Verdikleri Cevapların Dağılımları ...46

Tablo 21. Kadınların Yaş Gruplarına Göre Puan Ortalamaları………...50

Tablo 22. Kadınların Yaşlarının Beslenme Bilgi Düzeylerine Etkisinin Puan Dağılımları ..50

Tablo 23. Kadınların Yaş Aralıklarına Göre Beslenme Bilgi Sorularına Verdikleri Cevapların Dağılımları………52

(12)

Dağılımları………..………....66

Tablo 27. Kadınların Öğün Aralarında Tükettikleri Yiyecek/İçecekleri Tüketim

Sıklıklarına Göre Dağılımları ………...73

Tablo 28. Kadınların Besinleri Tüketim Sıklıklarına Göre Dağılımları……….79 Tablo 29. Kadınların Belirtilen Yemek Gruplarını Tüketim Sıklıklarına Göre

(13)

Şekil 1. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Beslenme Eğitimi Alma Durumu

Yüzdelik Dağılımı ……….27

Şekil 2. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Beslenme Bilgi Düzeylerini Yeterli Bulma

Durumlarına Göre Yüzdelik Dağılımları………29

Şekil 3. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Sofra Düzenlerine Göre Yüzdelik

Dağılımları………..60

Şekil 4. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Yemek Yeme Şekline Göre Yüzdelik

Dağılımları ………61

Şekil 5. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Atladıkları Öğün/Öğünlerin Yüzdelik

Dağılımı ………62

Şekil 6. Çalışan ve Çalışmayan Kadınların Düzenli Olarak Sabah Kahvaltısı Yapma

(14)

BİRİNCİ BÖLÜM 1. Giriş

Günümüzde en önemli konulardan biri olan beslenme; büyüme, gelişme, sağlıklı ve verimli olarak uzun süre yaşamak için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birini yeterli miktarda sağlayacak olan besinleri, besin değerlerini yitirmeden, sağlık bozucu hale getirmeden, en ekonomik şekilde alma ve vücutta kullanmadır (Baysal, 2002).

Kadınların çalışma hayatına atılması ile birlikte artan rollerini yerine getirebilmesi, üretken ve mutlu olması her şeyden önce sağlıklı olmalarına bağlıdır (Aktaş, 1993). Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı; insanın fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olması; hastalık ve sakatlık durumunun olmaması şeklinde tanımlamıştır (WHO, 2003). Sağlığı etkileyen başlıca faktörler, kalıtım ve çevre koşullarıdır. Çevresel etkenlerden en önemlisi beslenmedir (Ergülen vd., 2001).

Beslenme bilimi son yıllarda hızla gelişmesine rağmen beslenme durumunun ve sorunlarının daha iyi anlaşılabilmesi için beslenme alışkanlıkları konusunda detaylı bilgi edinilmesi gereklidir. Yiyecek seçimi ve beslenme alışkanlıklarının oluşumunda çeşitli etmenler rol oynar. Yaşanılan yerin coğrafi iklim ve tarımsal durumu, inanç, gelenek ve görenekler ve sosyo- ekonomik durumu, bu alışkanlıkların yavaş yavaş oluşumuna ve gelişmesine neden olur (Pekcan, 1992). Beslenme alışkanlıkları; kişinin günlük öğün sayısı, ana öğünlerde ve ara öğünlerde tükettikleri besinlerin tür ve miktarları, yiyecek satın alma, yemek hazırlama, pişirme ve servis gibi davranış kalıplarını içerir (Sürücüoğlu, 1999).

Soframıza gelinceye kadar, uygun olmayan depolama koşulları, hazırlama sırasında temas ettikleri hava, su, ısı, ışık, asidik ve bazik ortamlar gibi çeşitli etmenler besin öğelerinin birçoğunun etkisini yitirmesine yol açar (Walji, 2005). Bazı pişirme yöntemleri de besinlerdeki vücut için gerekli besin öğelerinin azalmasına neden olur (Gökçe, 1998).

Yiyeceklerin hazırlanması ve pişirilmesinde olumsuz etkenler bilinmediği zaman yiyecekler vücuda yarar sağlayacakları yerde sağlığı bozucu duruma gelmekte ve ekonomik kayıplara yol açmaktadır (Yapıcı ve Yener, 1986).

(15)

Besinlerin hazırlanması, pişirilmesi ve saklanmasında bilgisizlik, adet ve alışkanlıklar nedeniyle yapılan yanlış uygulamalar iyi planlanmış ve organize edilmiş bir sağlık eğitimiyle düzeltilebilir. Kadının beslenme bilgi ve görgüsüne göre beslenme kültürü bir kuşaktan diğer kuşağa aktarılır. Ev kadınlarının eğitilmesiyle tüm ailenin beslenmesi düzene gireceğinden beslenme eğitimine kadından başlanması yarar sağlayacaktır (Şensoy, 1987).

Sosyal, ekonomik ve kültürel farklılıklar kadının yemek hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerinde değişiklikler yapmasına neden olmaktadır. Bu değişikliklerin yapılmasındaki temel etken, satın alma gücü ve bilgi düzeyidir. Ailelerin ekonomik durumları yeterli olmadığından, ucuz besin ile karın doyurulmakta, gereksinmelerinin çok altında besin tüketmekte, dolayısıyla kötü beslenmektedirler. Satın alma gücünün yanı sıra ailelerin nüfusunun kalabalık olması, kadınların gerek kültür gerekse eğitim yönünden yetersiz olmaları da bunlar arasında sayılabilir. Ayrıca, ailede birey sayısı arttıkça, bireye düşen gelir daha da azalmaktadır. Böylece kalabalık ailelerde besin sağlanması daha da güçleşmektedir (Özdoğan, 1991).

Beslenme yetersizliğine bağlı oluşan sorunlar her zaman ekonomik yetersizliğin bir sonucu değildir. Beslenme bilgisi yetersizliğinde çeşitli besinlerin besleyici değerlerinin değişik yaş, cinsiyet ve fizyolojik durumdaki bireylerin besin gereksinimlerini bilmemesi, besinlerin seçiminde, hazırlanmasında, pişirilmesinde, saklanmasındaki hatalara ve bu aşamalardaki sanitasyon kurallarına uyulmamasından da kaynaklanmaktadır (Yardımcı, 1992; Sevenay, 1996).

Kadına verilecek eğitimle besinlerden daha fazla yararlanma imkanı sağlanırken beslenme alışkanlıklarını da olanakları ölçüsünde değiştirmeye çalışılmalıdır. Besin seçimi yoksulluk ve olanaksızlıklar nedeniyle kısıtlandığında bile bu sınırlı kaynaklardan en iyi şekilde nasıl yararlanılacağını bilmek ve öğretmek gerekir (Akgün, 1987).

Çağdaş toplumlarda kadının yeni bir kimlikle ortaya çıkışı, belli sosyal ve ekonomik gelişmelerin bir sonucudur (Bayraktar ve Erel, 1986). Çalışma hayatına giderek artan katılımla birlikte gerek ailelerin, gerekse toplumun yapısında çeşitli değişiklikler meydana gelmiştir. Önceleri sınırlı sayıda kadın, sınırlı

(16)

işlerde çalışırken, artık hemen her meslek ve kademede yer almaya başlamışlardır. Bu durum ağırlaşan ekonomik şartlar ve kadınların üretici olma, kendine güven ve saygısını geliştirme, toplumda farklı bir yere sahip olma istekleriyle bağlantılı olarak sürekli değişmektedir (Güley, 1992).

Sanayileşme ve şehirleşme, ağır bedensel faaliyetlerin yerini gittikçe daha fazla bilgi ve beceri işlevine bırakmasına, bilim ve teknolojik ilerlemelerin gelişmesine yol açmış ya da bu gelişmeleri hızlandırmıştır (Sevenay, 1996). Şüphesiz bu gelişmelerin en önemlisi, kadınların kitle halinde ev dışı ekonomik faaliyetlere yani çalışma hayatına atılımlarıyla olmuştur (Tan, 1979). Kadının ekonomik yaşamdaki etkinliği onun pek çok konuya yönelmesine, klasik rollerine yeni rollerin eklenmesine neden olmuştur (Ross, 1987).

Kadının genişlemiş rolleri ne olursa olsun geleneksel rollerinin değeri bütün önem ve genişliğiyle sürdüğünden kadının yorgunluk, rahatsızlık, bilgi yetersizliği ve zamanının olmaması gibi nedenlerle beslenme konusuna gereken önemi verememesinden dolayı meydana gelebilecek kayıplar, aile bireylerinin beslenmesini, aile ve ülke ekonomisini etkilediği görülmektedir. Bütün bu nedenlerden dolayı kadının aile beslenmesine verdiği önem, ayırdığı zaman, aile bireylerinin dolayısıyla toplumun sağlığını, fiziksel ve mental yapısını da etkiler (Uyar, 1997).

Yapılan araştırmalarda gıda maddelerinin satın alınması, hazırlanması ve pişirilmesinde çoğunlukla kadının görevli olduğu saptanmıştır (Şanlıer ve Şeren, 2004).

Kadının eğitim düzeyi yükseldikçe bireylerin beslenme durumunda da iyileşme görülmektedir. Eğitim düzeyi yükselen kadın, geleneksel yöntemlerini bırakıp yeni yöntemlere geçiş yapabilmekte ve aile bireyleri için daha yararlı besinler hazırlayabilmektedir. Ayrıca, birey ve kuruluşlarla ilişkiye geçebilmektedirler (Demirel, 1997).

Beslenme bilgisi okul yıllarında alınmamış ise, sonraki yıllarda televizyon, radyo vb. iletişim araçlarına ihtiyaç vardır. Bu araçların beslenme konusundaki olumsuz uygulamaları değiştirmede, etkinliği kanıtlanmıştır (Sürücüoğlu ve Hasipek, 1988). Okuma-yazma oranının az, dolayısıyla temel eğitim düzeyinin düşük olduğu yörelerde radyo ve televizyonun halkı aydınlatma ve eğitimindeki rolü daha fazladır. Görsel niteliği nedeniyle özellikle televizyon, her yaş grubunun eğitiminde etkindir ve

(17)

bireylerin tutum ve davranışlarını etkilemektedir (Arslan vd., 1987). Ancak bu araçların, özellikle televizyon reklamlarının yanlış beslenmeye yönlendirdiği de unutulmamalıdır. Kitle iletişim araçları yolu ile (radyo, TV, gazete vb.) halka yanlış bilgi ve savurgan bir görüş kazandırmaktan kaçınılmalı, doğru bilgilerin halkın tüm kesimlerinin anlayacağı şekilde verilmesi sağlanmalıdır. Uzmanlar tarafından medya aracılığı ile verilen bilgilerin anlaşılır ve tüketicilerin olanaklarına uygun olması gereklidir (Baysal, 1981; Baysal, 1998).

Beslenme eğitimi ve uygulamaları sorunların tam ve doğru tespitinden sonra, ailenin olanaklarına, eğitim durumuna, ekonomik düzeylerine ve beslenme alışkanlıklarına uygun olmalıdır. Verilecek bilgilerden en iyi şekilde yararlanarak sağlıkla ilişkisi olan bu işleri tesadüflere, gelenek-göreneklere bırakmadan en iyisini yapmak bu işlerden sorumlu kadının en önemli amacı olmalıdır (Aktaş, 1987).

"Beslenme sağlığın temelidir" ilkesi doğrultusunda toplumdaki tüm bireylerin beslenme bilgi düzeylerini yükseltici çalışmaların yapılması gerekmektedir (Özçelik ve Sürücüoğlu, 2000).

1.1. Problem

İstanbul, Kağıthane ilçesindeki kamu sektöründe çalışan ve çalışmayan evli kadınların beslenme bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıklarının belirlenmesi.

1.1.1. Araştırmanın Alt Problemleri

1. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınlar hangi demografik özelliklere sahiptir?

2. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların beslenme bilgi düzeyleri farklı mıdır?

3. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların beslenme alışkanlıkları farklı mıdır?

3.1. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların öğün atlama durumları farklı mıdır?

3.2. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların öğün atlama nedenleri nelerdir?

(18)

3.3. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların kahvaltı yapma durumları farklı mıdır?

3.4. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların sabah kahvaltısındabesin tüketim sıklıkları farklı mıdır?

3.5. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların ara öğünlerde tükettikleri besinler ve sıklıkları farklı mıdır?

3.6. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların besin tüketim sıklıkları farklı mıdır?

3.7. Araştırmaya katılan çalışan ve çalışmayan kadınların yemek gruplarını tüketim ve sıklıkları farklı mıdır?

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmada, İstanbul ili Kağıthane ilçesindeki kamu sektöründe çalışan ve çalışmayan evli kadınların beslenme bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıklarının saptanması amaçlanmıştır.

1.3. Araştırmanın Önemi

Toplumsal sağlığın ve dolayısıyla üretimin sürekliliğinin sağlanabilmesi için mutfağın sorumlusu kadınların sağlıklı beslenme konusunda bilinçlenmeleri ve öğrendiklerini uygulayabilir hale gelmeleri büyük önem taşımaktadır. Çalışmayan kadınların bu sorumluluğu taşımalarının yanı sıra, gelişen ve değişen yaşam biçimiyle iş hayatına atılan kadınların sayısının artması ve hanede geçirdikleri sürenin azalması, her iki grupla çalışılmasına neden olmuştur. Kadınların sağlığı ve beslenme konusundaki bilinç düzeyleri, aileyi ve toplumu etkilemektedir. Yeterli ve dengeli beslenen bir toplumda bireylerin zihinsel, fiziksel ve psikolojik gelişiminde, iş verimi ve sosyal hayata katılımında, dolayısıyla ülke kalkınmasındaki rollerinde artış gözlemlenmesi kaçınılmazdır. Beslenme konusunda, ailede aktif rol üstlenen kadınlara büyük görevler düşmektedir.

Çalışan ve çalışmayan kadınların beslenme bilgi düzeylerinin ve beslenme alışkanlıklarının incelendiği bu araştırmadan elde edilen sonuçların, bu konuda yapılacak diğer çalışmalara ışık tutacağı ve toplum sağlığı çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

(19)

1.4. Varsayımlar

1. Anket uygulama kuralları doğru olarak uygulanmıştır.

2. Ankete katılan kadınların anket öncesi yapılan açıklamalara uydukları varsayılmıştır.

3. Ankete katılan kadınların sorulan sorulara samimi ve içtenlikle cevap verdikleri kabul edilmiştir.

4. Seçilen örneklem grubunun evreni temsil ettiği varsayılmıştır.

5. Kadınların çalışma durumları ve eğitim düzeylerinin beslenme bilgi düzeylerini etkilediği varsayılmıştır.

6. Kadınların çalışma durumlarının beslenme alışkanlıklarını etkilediği varsayılmıştır.

1.5. Sınırlılıklar

Bu araştırma; İstanbul ili Kağıthane ilçesinde anket uygulamasını kabul eden İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, Kaymakamlık, Yeşilce Sağlık Ocağı, Ziraat Bankası Çağlayan şubesi, Mehmet Rıfat Yalman İ.Ö.O., Seyrantepe İ.Ö.O., Yaşar Doğu İ.Ö.O., Cemil Meriç İ.Ö.O., Ali Fuat Cebesoy İ.Ö.O., Ticaret Odası İ.Ö.O., Hasbahçe İ.Ö.O., Kağıthane Anadolu Lisesi’nde çalışan 130 kadın ile Sanayi mahallesi, Gültepe, Seyrantepe, Çeliktepe, Çağlayan, Emniyetevleri ve Yeşilce mahallelerinde ikamet eden çalışmayan 130 ev kadını olmak üzere toplamda 260 kadının anket formuna verdikleri yanıtlarla sınırlandırılmıştır. Evli olmayan kadınlar araştırma kapsamı dışında bırakılmıştır.

(20)

2. Konu İle İlgili Genel Bilgiler

2.1. Araştırma Yapılan Yöre Hakkında Bilgi

İstanbul’un 39 ilçesinden biri olan Kağıthane, doğusunda Beşiktaş ilçesine bağlı Levent sırtları, batısında Eyüp ilçesine bağlı Alibeyköy semti, kuzeyinde Şişli

ilçesine bağlı Ayazağa köyü, güneyinde Silahtarağa semtleri ile çevrilidir. Arazi yapısı engebeli olup, derelerden ve vadilerden oluşmuştur. Bu bölgeler ise yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır. Kâğıthane, İstanbul'da Haliç körfezine dökülen bir dere ile, vadisinde eski kağıt imalathanelerinin bulunması nedeni ile bu adı almıştır. Toplamda 19 semti vardır.

İlçede 62 okul , 11 sağlık ocağı, 3 AÇSAP (Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlaması) merkezi, 1 Semt Polikliniği, 1 Devlet Hastanesi, 2 özel hastane mevcuttur (“Sanal”, 2008 ).

İlçenin genel nüfus toplamı 345.239 olup, bunun 177.082’sini erkek, 168.157’sini kadın nüfusu oluşturmaktadır. Toplam hane 88.014 olup, bir hanede yaşayan kişi sayısı ortalaması 3.88’dir. 14 km2 yüzölçümüne, km2’ye 24.660 kişi düşmektedir. 1990- 2000 yılları arasında ilçedeki yıllık nüfus artış hızı %24.93’tür (DİE, 2000).

İlçedeki eğitim durumu; 6 yaş altı nüfus sayısı dahil olmadan, toplam 148,881 kadının 5,091’i yüksek öğrenim, 18,043’ü lise ve dengi, 9488’i ortaokul, 64,188’i ilkokul mezunudur. Okuma- yazma bilen kadın toplamının 131,491, bilmeyen 17,380 olduğu bulunmuştur.

İlçedeki iş istihdamı; 12 yaş ve üzeri nüfus dahil edildiğinde, toplam 130,532 kadının, 25,368’i çalışan, bunlardan 1742’si kamu çalışanıdır. İş gücünde olmayan toplam 98,792 kadının, 80,024’ü ev kadınıdır (DİE, 2000).

İlçenin genel nüfusu, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden göç etmiş ailelerden oluşmaktadır.

2.2. Konu İle İlgili Araştırmalar

Bu bölümde konu ile ilgili yerli ve yabancı araştırmacıların yapmış oldukları çalışmalar özetlenerek verilmiştir.

Bayraktar (1978), Ankara'da farklı gelir gruplarını temsil eden üç ayrı semtte 250 aile üzerinde, ailede kadının rolü kavramını evli kadınlar ve erkekler

(21)

açısından karşılaştırmalı olarak incelemiş ve kadınların eğitim düzeyleri ile çalışma durumlarını temel ölçü olarak almıştır. Araştırma bulgularına göre; çalışan kadınların %67,0'sinin ekonomik zorunluluk nedeni ile çalıştıkları, kadınların %90,4'ünün yemeği kendilerinin pişirdikleri, yiyecek alışverişi ve bütçe düzenlemek gibi işleri ise daha çok eşleri ile birlikte yaptıkları saptanmıştır.

Soysal (1979), Ankara ili içinde oturan ev kadınlarının beslenme bilgisini saptamak amacıyla yaptığı çalışmada; kadınların %29,3'ünün yeterli, %51,9'nun orta derece ve %18,8'inin ise yetersiz beslenme bilgisine sahip olduklarını saptamıştır. Araştırma sonuçlarına göre; kadınların yaşı, eğitim düzeyi, ailenin gelir düzeyi, çalışma durumu ve haberleşme araçlarının beslenme bilgisini etkilediği, yaş, eğitim düzeyi ve ailenin geliri arttıkça beslenme bilgilerinin de arttığı belirlenmiştir.

Arslan (1982), çalışan yetişkin kadınların enerji gereksinmelerinin değerlendirilmesi üzerine yaptığı araştırmada; kadınların beslenme alışkanlıklarının orta ve iyi düzeyde olduğunu, kadınların %24,4 'ünün sabah, %7,3'ünün öğle ve %0,8'nin akşam yemeği yemediklerini saptamıştır.

Hasipek (1983), Çankırı ilinin ova ve orman köylerindeki ailelerin beslenme alışkanlıklarını incelemek amacıyla ova köylerinden 44, orman köylerinden 36 olmak üzere toplam 80 aile üzerinde yürüttüğü araştırmasında; her iki grupta da etin çok sevilen bir yiyecek maddesi olmasına karşın, ekonomik nedenlerden dolayı tüketiminin az olduğu belirlenmiştir. Ova köylerindeki ailelerin %18,18'i, orman köylerindeki ailelerin %11,11'i haftada birkaç kez, orman köylerindeki ailelerin % 29,55'i ve ova köylerindeki ailelerin % 84’ü seyrek olarak yani yılda birkaç kez et yiyebildiklerini belirtmişlerdir. Bulgurun pirinçten daha sık tüketildiği, kuru baklagillerin çoğunlukla her iki grupta da haftada birkaç kez tüketilmekte olduğu, ailelerin % 22,73'ünün her gün patates tükettiği, her iki grupta da ailelerin çoğunluğunun en az haftada birkaç kez meyve yiyebildikleri, yumurtanın tüketim sıklığının ise et ve mamullerine kıyasla çok daha iyi olduğu da bu araştırmanın bulgularındandır.

Ateş vd. (1986), Ankara'da sosyo-ekonomik koşulları farklı semtlerde yaşayan 300 ev kadınının yemek hazırlama, pişirme, saklama uygulamalarım incelemişler ve kadınların besin hazırlama- pişirme yöntemlerinde bazı yanışlıklar olduğunu tespit etmişlerdir. Bu araştırma ile kadınların %59,7'sinin patatesin,

(22)

%75,5'inin kurubaklagillerin, %87,5'inin ise makarnanın haşlama suyunu dökerek vitamin kayıplarına neden oldukları saptanmıştır.

Sürücüoğlu (1986), aile beslenmesinde kadının rolü ve önemini saptamak amacıyla yaptığı çalışmada, üç bakanlığın merkez teşkilatlarında çalışan 219 evli kadını araştırma kapsamına almıştır. Araştırma sonucunda araştırmaya alınan kadınların % 46,51'inin iyi ve çok iyi, % 43,26'sının yeterli, % 10,23'ünün yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduklarını, eğitim seviyesi yükseldikçe beslenme bilgi düzeyinin arttığını, kadınların beslenme bilgi düzeyinde eğitimden başka, yaş ve toplam aylık gelir gibi faktörlerin de etkili olduğunu saptamıştır. Kadınların %54,88’inin çalışıyor olmalarının beslenme şekillerini etkilediğini saptarken, aile beslenmesi üzerindeki olumlu etkisinin ekonomik katkıdan dolayı, daha fazla besin maddesi alınabilmesinin sağlanması şeklinde olduğunu belirtmiştir.

Sürücüoğlu ve Balgamış (1987), beslenme eğitiminin yiyecek hazırlama ve pişirme yöntemlerine etkisini saptamak amacıyla beslenme eğitimi alan 34 ve almayan 31 Yüksekokul mezunu 65 evli kadın üzerinde yaptıkları araştırmada; beslenme eğitiminin; pirinç pilavı, makarna ve kuru baklagillerin pişirilme yöntemi ile sebze hazırlama ve sütlü tatlıların pişirilmesi sırasında şeker ilave etme zamanına olumlu etkisi olduğunu saptamışlardır.

Hasipek ve Örmeci (1988), Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi idari kadrosunda çalışan toplam 60 evli kadının beslenme bilgi düzeylerini ve yiyecek hazırlama ve pişirme uygulamalarını saptamak için yaptıkları çalışmada; kadınların % 31,67'sinin iyi, % 60’ının yeterli ve % 8,33'ünün yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduklarım ve beslenme bilgi düzeyleriyle; eğitim durumu, evlilik süresi, yaş, yazılı ve sözlü basından beslenme konusundaki bilgileri izleme durumları arasındaki ilişkinin önemli olduğunu bulmuşlardır.

Ersoy (1990), Ankara'nın Gölbaşı ilçesi ve köylerinde yaşayan 276 ailenin besin tüketimi sosyo-kültürel durumları ile yemek pişirme, yiyecek saklama ve satın alma uygulamalarını incelemek amacıyla yaptığı çalışmada, ev kadınlarının; besin hazırlama ve pişirme yöntemlerinde yanlışlık yaptıklarını saptamıştır. İncelenen ailelerdeki kadınların % 98,6'sının makarnanın haşlama suyunu döktüklerini, % 80,8'inin pilavı kavurarak pişirdiklerini, % 57,6'sının sebzeleri ince doğrayıp sonra yıkadıklarını belirlemiştir. Ayrıca kadınların %

(23)

48,2'sinin sütü, % 48,9'unun yumurtayı 6-10 dakika kaynattıkları ve % 69’unun da muhallebi gibi sütlü tatlılara şekeri önceden eklediklerini bulmuştur.

Malatyalıoğlu (1991), Erzincan ili merkez ilçesine bağlı 15 köyde yaşayan 550 evli kadın üzerinde yaptığı araştırmada, evli kadınların beslenme bilgi düzeyi ile yiyecek hazırlama, pişirme ve saklama uygulamalarını incelemiştir. Ailenin beslenmesiyle ilgili uygulamalardaki hataların kadının eğitim düzeyiyle paralellik gösterdiği, eğitim düzeyi yükseldikçe yanlış ve hatalı uygulamaların oranının düştüğü görülmüştür.

Özdoğan (1991), Amasya ili Merkez Sağlık Ocağı bölgesinde oturan 300 ailenin bazı beslenme alışkanlıklarını ve besin hazırlama yöntemlerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada; ailelerin %90,3'ünün günde üç öğün yemek yediğini ve ailelerin %52'sinin öğünlerinde 1-2 çeşit, %39'unun ise 3-4 çeşit yemek bulundurduklarını saptamış, ailelerin %82,7'sinin sabah %33,7'sinin öğlen ve %25,4'ünün de akşam öğününde yeterli beslendiğini belirlemiştir.

Sevenay (1996), çalışan kadınların yiyecek hazırlama ve pişirmeyle ilgili uygulamalarını saptamak amacıyla Kayseri ili merkezînde, 13 kamu sektöründe çalışan 260 kadın üzerinde araştırma yapmıştır. Araştırma bulgularına göre, kadınların %70,0'i yemeklerini kendi hazırlamaktadır. Kadınların %53,08'i sebzeleri ayıklayıp, yıkayıp, doğramakta, %75,77'si sebzeleri haşlamadan direkt pişirmekte, %65,0’i sebze yemeklerini tek öğün içinde tüketime sunmaktadır. Makarnayı haşlama suyunu dökerek pişirenlerin oranı %52,53, pirinç pilavı pişirirken pirinci yağda kavuranların oranı %44,40, sütlü tatlı pişirirken şekeri indirmeye yakın ilave edenlerin oranı %72,09 olarak bulunmuştur. Kadınların çalışıyor olmalarının beslenme şeklinde hiçbir değişiklik yaratmadığını söyleyenlerin oranı %39,61 iken, %28,08’i istediği yemeği yiyemediklerini, %20,77’sinin düzenli yemek yiyemediklerini ve %11,54’ünün de öğünlerini aksattığını belirlemiştir. Radyo ve televizyondan beslenme konusundaki yayınları %59,6’sının takip ettiği, %7,7’sinin etmediği ve %32,7’sinin ise bazen takip ettiği belirlenmiştir.

Demirel (1997), Antalya ili merkez ilçede farklı sosyo-ekonomik düzeydeki 310 kadının yiyecek hazırlama, pişirme ve saklama uygulamaları incelenmiştir. Sonuçta her üç grupta da (%51,9) anne ve ailedeki diğer büyüklerden yiyecek hazırlama ile ilgili bilgileri öğrendikleri, yeşil yapraklı sebzeleri pişirmeden önce

(24)

uygulanan işlemlerin sosyo- ekonomik düzeye paralel olarak istenilen düzeye yükseldiği, her üç sosyo- ekonomik düzeyde de kurubaklagil ve makarnanın haşlama suyunu dökenlerin oranının yüksek olduğu, yine her üç sosyo- ekonomik düzeyde en çok, sıvı yağın kullanıldığı, kızartma yağının en yüksek oranda iki kez kullanıldığı, sebzelerin doğru yöntemle saklandığı bulunmuştur.

Uyar (1997), Konya il merkezinde kamuda çalışan 450 kadının beslenme alışkanlıklarını ve beslenme bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada; kadınların %36,3'ünün kötü, %30'unun orta, %27,6'sının iyi beslenme alışkanlıklarına sahip olduklarını saptamış, araştırma kapsamındaki kadınların %86’sının günde üç öğün, %10,4'ünün iki öğün, %2,2'sinin dört öğün, %1,33'ünün dört öğünden fazla yemek yediği sonucuna varmıştır. Kadınların %47,7'sinin iyi, %32,6'sının yeterli, %10,8'inin çok iyi ve %8,6'sının yetersiz düzeyde beslenme bilgisine sahip olduklarını bulmuştur.

Yücecan vd. (1999), yerleşim yeri, beslenme durumu ve beslenmeyi etkileyen etmenler çerçevesinde sosyo- ekonomik farklılaşmayı göz önüne alarak 6734 aile üzerinde bir araştırma yapmışlardır. Araştırmanın sonucunda ailelerin besin hazırlama ve pişirme yöntemlerinde bazı önemli yanlışlıklar yaptıkları saptanmıştır. Ailelerin %6,7'si çorba yaparken unu, % 76,3'ü pilav ve dolma yaparken pirinci kavurmakta, %63,8'i kuru baklagillerin ve %83,7'si makarnanın haşlama suyunu dökmektedir. Kadınların sütlü tatlı yaparken %24’ünün şeker ve sütü bir arada kaynattığı, %68,7'sinin sebzeleri kendi suyunda pişirdiği saptanmıştır.

Özçelik ve Sürücüoğlu (2000)'nun, 400 sağlık personelinin beslenme alışkanlıklarını saptamak amacı ile yaptığı bir çalışmada, Beden Kitle İndeksi'ne göre bireylerin %65,50'sinin normal vücut ağırlığında olduğu, %62,25'inin günde üç öğün yemek yedikleri, en çok atlanan öğünün sabah kahvaltısı (%41,25) olduğu, öğün atlama nedenleri arasında %66,70 oranı ile unutma/fırsat bulamama nedeninin ilk sırada yer aldığı belirlenmiştir. Sevinçli-heyecanlı iken bireylerin %44,25'inin beslenme alışkanlığının değişmediği, üzüntülü-yorgun iken ise %52'sinin her zamankinden daha az yemek yediği saptanmıştır. Ara öğünlerde tüketilen yiyecek-içecek dağılımında ise çay-kahve (%86,25)'nin ilk sırada yer aldığı, onu meyve (%49) ve kek- bisküvinin (%43,50) izlediği bulunmuştur.

(25)

Gündüz (2001), Kayseri Merkez Fuar Sağlık Ocağı bölgesinde ikamet etmekte olan 15-49 yaş grubu evli kadınlardan 423'ünü araştırma kapsamına almıştır. Kadınların beslenme sağlık konularındaki bilgileri hangi kaynaktan edindiniz sorusuna; %69,5'inin televizyon, %22,5'inin yakınlarım, komşularım, %15,8'inin ebe-hemşire, %14,4'ünün hekim, %13,7'sinin okul, % 12,5'inin kitap, %11,8'inin gazete, %3,3'ünün ise Halk Eğitim Merkezi cevabını verdikleri belirlenmiştir.

Uğur (2001), Ankara ilinde farklı sosyo-ekonomik düzeyde yaşayan, 500 çalışan ve 500 çalışmayan olmak üzere 21-50 yaş grubunda 1000 evli kadın üzerinde yürüttüğü çalışmasında eğitim düzeyi arttıkça gazetelerde ve dergilerde beslenme hakkında çıkan yazıların okunmasının arttığını, gazetelerde ve dergilerde beslenme hakkında çıkan yazıların okunma oranının çalışan kadınlarda (%31,2) çalışmayan kadınlara oranla (%25,6) fazla olduğunu bulmuştur.

Vashfam (2002), Ankara ve Tebriz'de yaşayan evli kadınların beslenme bilgi düzeyleri, besin hazırlama ve pişirme uygulamalarının karşılaştırılması için toplam 300 evli, çalışmayan, en az lise mezunu ve orta sosyo-ekonomik düzeye sahip kadın üzerinde yaptığı araştırmasında Ankara’daki kadınların %81,3'ünün, Tebriz’dekilerin ise %85,4'ünün sebzeleri önce ayıklamakta, sonra yıkayıp doğramakta olduklarını belirlemiştir. Sebzeleri kendi suyunda veya az suda pişiren Ankara’daki kadınların oranı %62,7, Tebriz’dekilerin %34,7’dir.Ayrıca Ankara ve Tebriz’deki kadınların yazılı ve sözlü basından beslenme ile ilgili programları her zaman izleme oranları sırasıyla %37,3 ve %6,7’dir.

Demirkaynak (2004), 3-6 yaş grubunda çocuğu olan annelerin beslenme bilgi düzeyleri ile beslenme alışkanlıklarını incelemek amacı ile 200 kadın üzerinde yaptığı araştırmasında, ortaöğretim mezunu annelerin beslenme bilgi puan ortalaması 62,59±1,48, yüksekokul mezunu annelerin beslenme bilgi puan ortalaması ise 74,33± 0,740 olarak belirlemiştir. Annelerin %75,3’ü günde üç öğün, %21,5’i iki öğün yemek yemekte, %29’u sabah öğününü, %31’i öğle öğününü, %4’ü akşam öğününü atlamaktadır. Anneler sabah öğünlerinde içecek olarak her gün en çok %98,77’si çayı tercih etmektedir.

Kutlu (2004), Ankara iline bağlı Şereflikoçhisar ilçesi ve köylerinde yaşayan evli ve çalışmayan 300 kadının beslenme bilgi düzeyleri, besin hazırlama, pişirme ve

(26)

saklama uygulamalarını saptamak amacıyla yaptığı araştırmasında; köylerdeki kadınların %71,3'ünün, ilçedeki kadınların %57,3'ünün ilkokul mezunu olduklarını, köylerdeki kadınların %49,3'ünün, ilçedekilerin %44,0'ının sebzeleri yıkamadan naylon torbada ve soğutucuda sakladıklarını saptamıştır. Köylerdeki kadınların %76,0'sının, ilçedekilerin %72,0'sinin sebzeleri önce ayıklayıp sonra yıkayıp doğradıklarını ve kadınların çoğunluğunun ise sebze yemeklerini bir öğün için hazırlayıp, haşlamadan pişirdiklerini belirlemiştir. Köylerdeki kadınların %53,3'ünün, ilçedeki kadınların ise %35,3'ünün kızartma yağını iki kez kullandıklarını, kadınların genel toplamına göre %46,3’ünün beslenme programlarını bazen, %17,4’ünün her zaman izlediğini, %36,3’ünün ise hiçbir zaman izlemediklerini saptamıştır. Beslenme programlarından en fazla %57,1’inin yemek hazırlama-pişirme konusunda bilgi aldıkları belirtilmiştir.

Yönel (2005), Bolu ili merkez ilçesinde çalışan kadınların beslenme alışkanlıkları ve beslenme durumlarını belirlemek amacıyla 245 kadınla yaptığı çalışmada; beslenme konusundaki yayınların radyo-televizyondan %42,6 ile en çok üniversite mezunları kadınlar tarafından takip edildiğini, kadınların beslenme bilgisini en çok %45,8’inin beslenme uzmanlarından öğrendiklerini, %96’sının ailelerinde yemeklerin ayrı kaptan yenildiğini, %62,4’ünün günde 3 öğün yemek yediğini, öğle öğününün en fazla atlanılan öğün (%25,7) olduğunu, %52,5’inin zaman bulamadığı için sabah öğününü atladıklarını, öğün aralarında çay-kahve tüketiminin %85,3’le ilk sırada olduğunu, besin tüketim sıklıklarına bakıldığında ise peynirin %92,7 oranıyla ilk sırada yer aldığını tespit etmiştir.

Çalış (2005a), Milas ilçesi ve köylerinde 280 aile üzerinde, beslenme alışkanlıklarını saptamak amacıyla yaptığı araştırmasında; beslenme ile ilgili bilgileri ilçedeki kadınların %42,1’inin beslenme uzmanından, köylerdekinin %57,1’inin hemşireden aldıkları; ilçedeki ailelerin %52,1’nin yemeklerini masada, köydekilerin %84.3’ünün yer sofrasında yedikleri; ilçedeki ailelerin %52,1’nin yemeklerini ayrı kaplarda, köylerde yaşayanların %47,9’unun tek kaptan yediklerini; günlük öğün sayısı 3 olanların ilçedeki oranının %88,6, köydekilerin %92,8 olduğunu; köyde yaşayan kadınların %80,7’sinin, ilçedekilerin %57,1’inin makarnayı haşlayıp, suyunu döktüklerini; pirinç pilavı pişirirken en doğru yöntem olan kaynamış suya atarak pişirmeyi uygulayanların oranının ilçede %1,4, köylerde % 0,7 olduğunu;

(27)

ilçede yaşayan kadınların %53,6’sının sütlü tatlı pişirirken şekeri, ocaktan indirmeye yakın; köydekilerin %57,9’unun pişirme sırasında koyduklarını saptamıştır.

Onur (2007), farklı sosyo-ekonomik düzeydeki 330 ailenin beslenme bilgi düzeyleri ve sebze-meyve tüketim alışkanlıklarını incelediği araştırmasında, ailelerin gıda harcamasına etki eden en büyük etmenin %53,3 oranla kendi üretimleri olduğunu; %22,1’inin beslenme eğitimi almadıklarını; %44,8’inin günlük 3 öğün tükettiklerini; %88,6’sının sabah kahvaltısını atladıklarını ve %83,3’ünün bu öğün için vakit bulamadıklarını, bu öğünde en çok tüketilen yiyeceklerin, peynir, zeytin, bal, marmelat ve reçel olduğunu (%100); öğün aralarında tüketilen besinlere bakıldığında düşük sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerin meyve-sebze (%17,5), yüksek sosyo-ekonomik düzeydekilerin gazoz-kola (%74,8) tükettikleri tespit edilmiştir.

(28)

İKİNCİ BÖLÜM

3. Araştırma Yöntemi ve Araçları

Bu bölümde, araştırmanın amacına ulaşabilmesi, geçerli ve güvenilir sonuçlar elde edilebilmesi için alınan önlemler ayrıntılı olarak açıklanmış; araştırmanın modeli, araştırmanın evren ve örneklemi, verilerin toplanması ve verilerin değerlendirilmesi konularına yer verilmiştir.

3.1. Araştırmanın Modeli

Bu araştırmanın yürütülmesinde “Genel Tarama Modeli” kullanılmıştır. Araştırma ile kamu sektöründe çalışan ve çalışmayan evli kadınların beslenme bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıkları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu belirlemeler, kadınların görüşlerine dayalı olması nedeniyle araştırma betimsel niteliktedir.

.

3.2. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi

Araştırmanın evrenini; İstanbul ili, Kağıthane ilçesine bağlı kamu kurumlarında çalışan ve çalışmayan kadınlar oluşturmuştur. Araştırma bölgesi olarak İstanbul ili, Kağıthane ilçesinin seçilme nedeni, araştırmacının burada görev yapması, çevreyi tanıması, çalışma ve doğru veri elde etme kolaylığının yanı sıra, daha önce bu bölgede benzer bir araştırmanın yapılmamış olmasıdır.

Araştırmanın örneklemini ise; İstanbul ili, Kağıthane ilçesindeki bazı ilköğretim okulları arasından Seyrantepe İ.Ö.O., Kağıthane Anadolu Lisesi, Mehmet Rıfat Yalman İ.Ö.O., Yaşar Doğu İ.Ö.O., Cemil Meriç İ.Ö.O., Ali Fuat Cebesoy İ.Ö.O., Ticaret Odası İ.Ö.O., Hasbahçe İ.Ö.O.’nda görev yapan kadın öğretmen ve memurlar, ayrıca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, Kaymakamlık, Müftülük, Nüfus Müdürlüğü, Tapu, Mal Müdürlüğü, Yeşilce Sağlık Ocağı, Ziraat Bankası Çağlayan şubesinde görev yapan evli kadın memurlarla; Sanayi mahallesi, Gültepe, Seyrantepe, Çeliktepe, Çağlayan, Emniyetevleri ve Yeşilce mahallelerinde ikamet eden çalışmayan ev kadınları oluşturmuştur. Çalışma,“Tesadüfi Örnekleme Yöntemi” ile seçilen, anket uygulamasına izin veren kamu kurumları ve anket uygulamasını kabul eden 130’u kamu kesiminde çalışan, 130’u çalışmayan olmak üzere toplam 260 evli kadın üzerinde yürütülmüştür.

(29)

Tablo 1.’de araştırmaya katılan kadınların yerleşim yerlerine ve çalıştıkları kurumlara göre dağılımları verilmiştir.

Tablo 1. Araştırmaya Katılan Çalışan ve Çalışmayan Evli Kadınların Yerleşim Yerleri ve Çalıştıkları Kurumlara Göre Dağılımları

Kamu Kesiminde Çalışan Evli Kadınlar Çalışmayan Evli Kadınlar

Çalışan Çalışmayan

Araştırmanın Yapıldığı Yer

f %

Araştırmanın Yapıldığı Yer

f %

Yaşar Doğu İ.Ö.O. 15 11,5 Sanayi Mahallesi 36 27,6 Cemil Meriç İ.Ö.O. 11 8,5 Gültepe Mahallesi 18 13,8 Ali Fuat Cebesoy İ.Ö.O. 9 6,9 Seyrantepe Mahallesi 21 16,2 Kağıthane Anadolu Lisesi 6 4,6 Çeliktepe Mahallesi 17 13,1 Mehmet Rıfat Yalman İ.Ö.O 14 10,8 Çağlayan Mahallesi 4 3,1 Ticaret Odası İ.Ö.O 9 6,9 Emniyetevleri Mahallesi 11 8,5 Hasbahçe İ.Ö.O 11 8,5 Yeşilce mahallesi 23 17,7

Seyrantepe İ.Ö.O. 12 9,2 Toplam 130 100,0

Belediye Başkanlığı 11 8,5

Kaymakamlık 2 1,5

Yeşilce Sağlık Ocağı 4 3,1 Ziraat Bankası Çağlayan Şubesi 3 2,3 İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 4 3,1

Mal Müdürlüğü 3 2,3

Tapu 2 1,5

Nüfus Müdürlüğü 3 2,3

Müftülük 11 8,5

Toplam 130 100,0

Araştırmaya katılan kamu kesiminde çalışan evli kadın memurların; %11,5’i Yaşar Doğu İ.Ö.O., %8,5’i Cemil Meriç İ.Ö.O., %6,9’u Ali Fuat Cebesoy İ.Ö.O., %4,6’sı Kağıthane Anadolu Lisesi, %10,8’i Mehmet Rıfat Yalman İ.Ö.O., %6,9’u Ticaret Odası İ.Ö.O., %8,5’i Hasbahçe İ.Ö.O., %9,2’si Seyrantepe İ.Ö.O., %8,5’i Belediye Başkanlığı, %1,5’i Kaymakamlık, %3,1’i Yeşilce Sağlık Ocağı, %2,3’ü Ziraat Bankası Çağlayan Şubesi, %3,1’i İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, %2,3’ü Mal Müdürlüğü, %1,5’i Tapu, %2,3’ü Nüfus Müdürlüğü ve %8,5’i Müftülük çalışanlarındandır.

(30)

Çalışmayan evli kadınların; %27,6’sı Sanayi mahallesi, %13,8’i Gültepe, %16,2’si Seyrantepe, %13,1’i Çeliktepe, %3,1’i Çağlayan, %8,5’i Emniyetevleri, %17,7’si Yeşilce mahallelerinde ikamet etmektedir.

3.3.Veri Toplama Teknikleri

Araştırma verileri anket tekniği ile araştırmacı tarafından toplanmıştır. Anket formları kadınlar tarafından anlaşılacak şekilde, daha önce yapılmış benzer çalışmalardan ve konu ile ilgili kaynaklardan (Sevenay, 1996; Arıcı, 1997; Vashfam, 2002; Kutlu, 2004; Yönel, 2005 ve Onur, 2007) yararlanılarak düzenlenmiştir. Veri toplama aracı olarak geliştirilen anket formlarındaki soruların işlerliğini saptamak amacıyla Sanayi mahallesinde ikamet eden 40 çalışmayan evli kadın üzerinde anket formları uygulanmış, alınan yanıtlar doğrultusunda anket formları geliştirilerek son şekli verilmiştir. Pilot uygulama yapılan 40 kadın örnekleme alınmamıştır. Pilot uygulama sonucu son şekli verilen anket formu (Ek 1) üç bölümden oluşmaktadır. Anket formunda toplam 48 soru bulunmaktadır.

Birinci bölümde, “Kişisel Bilgiler” başlığı altında kadınların ve ailelerinin tanıtıcı özelliklerini (ailenin birey ve çocuk sayısı, evlilik süresi, mesleği, geliri vb.) içeren 9 soru bulunmaktadır.

İkinci bölümde, kadınların beslenme bilgi düzeylerinin belirlenmesi amacıyla “Beslenme Bilgileri” başlığı altında sorular sorulmuş, beslenmeyle ilgili herhangi bir eğitim alıp almadıkları, aldılarsa hangi yolla aldıkları ve beslenmeyle ilgili bilgi düzeylerini yeterli bulup bulmadıkları soruları, puanlamaya dahil edilmemiştir. Kadınların, sorulara verdikleri “doğru” ve “yanlış” cevaplara göre puansal değerlendirilmesi yapılarak, beslenme bilgi düzeyleri öğrenilmeye çalışılmıştır.

Üçüncü bölümde, “Beslenme Alışkanlıkları” başlığı altında, ailenin sofra düzeni (yer sofrası, yemek masası), yemek yeme şekli (tek tabaktan, ayrı tabaktan), günde kaç öğün yemek yedikleri, öğün atlama durumları ve nedenleri, sabah kahvaltısını düzenli olarak yapma durumları, kahvaltıda hangi tür besinleri ne sıklıkta aldıkları, öğün aralarında hangi tür yiyecekleri ne sıklıkta tükettikleri, verilen yemek gruplarından hangilerini ne sıklıkta tükettikleri sorulmuştur.

Veri toplama amacıyla hazırlanan anketin uygulanabilmesi için gerekli yerlerden resmi izin alınmıştır. İlgili okul ve diğer kurum müdürleriyle ön

(31)

görüşmeler yapılarak kurumlarında anket uygulamak için uygun zaman belirlenmiştir. Anketler, kurum çalışanlarına, belirlenen gün ve saatte araştırmacı tarafından gerekli açıklamalar ve uyarılar yapıldıktan sonra çalıştıkları kurumlarda uygulanmış ve bir anket yaklaşık 25-30 dakika sürmüştür. Veriler, kadınlarla yüz yüze görüşülerek, 16 Ocak- 20 Şubat 2009 tarihleri arasında toplanmıştır.

3.4.Verilerin Değerlendirilmesi

Araştırmanın problemi çerçevesinde cevapları aranan alt problemlere yönelik olarak toplanan veriler, önce bilgisayarda veri kodlama tablolarına işlenmiştir. Daha sonra veriler üzerinde gerekli istatistiksel çözümlemeler konunun uzmanlarından da yardım alınarak SPSS (Statistical Packet for Social Sciences) 15.0 paket programı kullanılarak yapılmıştır.

Kadınların kişisel ve ailevi özelliklerinin belirlenmesinde frekans (f), yüzde (%), kullanılmıştır.

Çalışmanın diğer bölümlerinde, değişkenlerin özelliklerine bağlı olarak; frekans (f), yüzde (%), khi kare (x²), aritmetik ortalama

 

X , varyans analizi ve standart sapma

SX

kullanılmıştır. İndepentent sample t– testi uygulanmış, 0,05

anlamlılık düzeyi alınmıştır. Khi kare (x²) analizinin uygun olmadığı durumlarda G istatistiği uygulanmıştır.

Araştırmaya katılan bireylerin beslenme bilgisi sorularının başarı dağılımları 0–40 zayıf, 41–60 orta, 61–80 iyi ve 81–100 çok iyi olarak puanlandırılmış ve kamu kesiminde çalışan ve çalışmayan evli kadınların beslenme bilgilerindeki farklılıklar puanlama yöntemiyle belirtilmiştir. Başarı Puanı Ek 2’de gösterilmiştir.

Besin tüketim sıklığının puanlandırılmasında; T= 5T1+4T2+3T3+2T4+1T5 formülü kullanılmıştır (Aktaş, 1979). Puanlamada, hergün tüketilen yiyeceklerin frekansı 5, günaşırı tüketenlerin 4, haftada 1-2 kez tüketenlerin 3, on beş günde bir tüketenlerin 2 ve ayda bir tüketenlerin frekans değerleri ise 1 ile çarpılarak toplanmış ve her bir yiyecek için toplam puanlar bulunmuştur. Tüketim sıklıkları bakımından besinleri kıyaslayabilmek amacıyla her bir besin için bulunan toplam puanların bu besinlerin hergün tüketilmesi durumunda alacakları toplam puanların yüzde kaçını oluşturduğu hesaplanmıştır (Ek 3).

(32)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 4. Bulgular ve Tartışma

Bu bölümde kadınlara ve ailelerine ait bulgular, beslenme bilgi düzeyleri ve beslenme alışkanlıklarına ait bulgular yer almaktadır.

4.1. Araştırmaya Katılan Kadınlara ve Ailelerine Ait Genel Bilgiler

Bu bölümde kadınların yaşları, evlilik süreleri, ailelerindeki birey ve çocuk sayıları, eşlerinin ve kendilerinin öğrenim düzeyleri, eşlerinin meslekleri, aylık gelirleri, aylık gıda harcamaları ve gıda harcamalarını etkileyen etmenler hakkında bulgular yer almaktadır.

4.1.1. Kadınların Yaşları

Tablo 2.’de kadınların yaşlarına göre dağılımları verilmiştir.

Tablo 2. Kadınların Yaşlarına Göre Dağılımları

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam Yaş Grupları f % f % f % 19-28 yaş 42 32,3 19 14,6 61 23,4 29-38 yaş 55 42,3 52 40,0 107 41,2 39-48 yaş 27 20,8 47 36,2 74 28,5 49-58 yaş 6 4,6 12 9,2 18 6,9 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

Genel olarak değerlendirildiğinde kadınların %41,2’sinin 29-38 yaş aralığında oldukları bulunmuştur.

Çalışan kadınlar ve çalışmayan kadınlardan 19-28 yaş arasında olanlar sırasıyla, %32,3 ve %14,6; 29-38 yaş arasında olanlar sırasıyla, %42,3 ve %40,0; 39-48 yaş arasında olanlar sırasıyla, %20,8 ve %36,2; 49-58 yaş arası olanlar sırasıyla %4,6 ve %9,2 oranındadır.

4.1.2. Kadınların Evlilik Süreleri

Tablo 3.’de araştırmaya katılan kadınların evlilik sürelerine göre dağılımları verilmiştir.

(33)

Tablo 3. Kadınların Evlilik Sürelerine Göre Dağılımları

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam

Evlilik Süresi (Yıl) f % f % f % 1-3 31 23,8 10 7,7 41 15,8 4-6 26 20,0 7 5,4 33 12,7 7-9 16 12,3 9 6,9 25 9,6 10-12 17 13,1 12 9,2 29 11,2 13-15 11 8,5 32 24,6 43 16,5 16 yıl ve üzeri 29 22,3 60 46,2 89 34,2 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

Tablo 3.’e göre, kadınların %34,2’sinin 16 yıl ve üzeri evlilik süresiyle ilk sırada olduğu görülmektedir.

Çalışan ve çalışmayan kadınların evlilik sürelerinin sırasıyla, %23,8 ve % 7,7’sinin 1-3 yıl; %20,0 ve %5,4’ünün 4-6 yıl; %12,3 ve %6.9’unun 7-9 yıl; %13,1 ve %9,2’sinin 10-12 yıl; %8,5 ve %24,6’sının 13-15 yıl; %22,3 ve %46,2’sinin 16 yıl ve üzeri olduğu saptanmıştır.

Çalışan kadınların evlilik süreleri %23,8 oranıyla 1-3 yıl olarak ilk sırada yer alırken, çalışmayan kadınlarda %46,2 oranıyla 16 yıl ve üzeri olarak belirlenmiştir.

4.1.3. Kadınların Ailelerindeki Birey Sayısı

Tablo 4.’dekadınların ailelerindeki birey sayıları verilmiştir.

Tablo 4. Kadınların Ailelerindeki Birey Sayısı Dağılımları

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam

Birey Sayısı f % f % f % 2 37 28,.5 6 4,6 43 16,5 3 45 34,6 22 16,9 67 25,8 4 35 26,9 44 33,8 79 30,4 5 13 10,0 37 28,5 50 19,2 6 ve üzeri 0 0,0 21 16,2 21 8,1 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

(34)

Tablo 4. genel toplam üzerinden değerlendirildiğinde, araştırmaya katılan kadınların ailelerindeki birey sayısının 2 ile 9 kişi arasında değişmekte olup ortalama 3,81±1,29 kişi olduğu belirlenmiştir. Kadınların aileleri en yüksek oranda %30,4 ile 4 bireyden oluşmaktadır. Bu sonuç, DİE’nin 2000 yılı nüfus sayımındaki “ilçede bir hanede yaşayan kişi sayısı ortalaması 3,88’dir” tespitini desteklemektedir.

Tablo 4. değişkenler açısından incelendiğinde ise, çalışan ve çalışmayan kadınların ailelerindeki birey sayısının sırasıyla; %28,5’i ve %4,6’sı 2 bireyden; %34,6 ve %16,9’u 3 bireyden; %26,9 ve %33.8’i 4 bireyden; %10,0 ve %28,5’i 5 bireyden oluşmaktadır. Çalışmayan kadınların ailelerinde 6 ve üzeri birey sayısı %16,2 iken, çalışan kadınların ailelerinde 6 ve üzeri birey bulunmamaktadır.

Çalışan kadınların ailelerinin en yüksek oranda %34,6 ile 3 bireyden; çalışmayan kadınların ise %33,8 ile 4 bireyden oluştuğu belirlenmektedir. Çalışan kadınların ailelerindeki birey sayısının daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

4.1.4. Kadınların Ailelerindeki Çocuk Sayıları

Tablo 5.’de kadınların ailelerindeki çocuk sayısının dağılımları verilmiştir.

Tablo 5. Kadınların Ailelerindeki Çocuk Sayısı Dağılımları

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam

Çocuk Sayısı f % f % f % 0 33 25,4 5 3,8 38 14,6 1 54 41,5 24 18,5 78 30,0 2 35 26,9 46 35,4 81 31,2 3 6 4,6 38 29,2 44 16,9 4+ 2 1,5 17 13,1 19 7,3 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

Tablo 5.’e göre, araştırmaya katılan kadınların genel olarak %31,2’si 2 çocuğa sahiptir. Ailelerindeki sahip oldukları çocuk sayısının 0 ile 7 arasında değişmekte olup ortalama 1,76±1,22 olduğu saptanmıştır.

(35)

Çalışan kadınlar ilk sırada %41,5 oranıyla tek çocukluyken, çalışmayan kadınlar %35,4 oranıyla 2 çocuklu ailelerdir. Çalışan kadınların çocuk sayıları, çalışmayan kadınlara göre daha düşük çıkmıştır.

4.1.5. Kadınların ve Eşlerinin Öğrenim Düzeyleri

Tablo 6.’da kadınların öğrenim düzeylerine göre dağılımları verilmiştir.

Tablo 6. Kadınların Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımları

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam

Öğrenim Düzeyleri f % f % f % Okur-yazar değil 0 0,0 4 3,1 4 1,5 İlkokul 0 0,0 74 56,9 74 28,4 Ortaokul 3 2,3 25 19,2 28 10,8 Lise ve dengi 17 13,1 24 18,5 41 15,8 Yüksek öğrenim 110 84,6 3 2,3 113 43,5 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

Tablo 6.’ya göre, araştırmaya katılan kadınların genel olarak %43,5’i yüksek öğrenim mezunu, %28,4’ü ise ilkokul mezunudur.

Çalışan kadınlarda okur- yazar olmayan ve ilkokul mezunu bulunmazken, %84,6’sının yüksek öğrenim mezunu olduğu belirlenmiştir. Çalışmayan kadınların %56,9’unun ilkokul mezunu olduğu ortaya çıkmıştır . Çalışan kadınların, çalışmayan kadınlara göre daha yüksek eğitim düzeyine sahip olduğu belirlenmiştir.

(36)

Tablo 7. Kadınların Eşlerinin Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımları

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam

Öğrenim Düzeyleri f % f % f % Okur-yazar değil 0 0,0 1 0,8 1 0,4 İlkokul 2 1,5 52 40,0 54 20,8 Ortaokul 1 0,8 26 20,0 27 10,4 Lise ve dengi 23 17,7 39 30,0 62 23,8 Yüksek öğrenim 104 80,0 12 9,2 116 44,6 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

Tablo 7.’ye göre, kadınların eşlerinin öğrenim düzeyleri genel olarak değerlendirildiğinde, %44,6’sı yüksek öğrenim ve %23,8’i lise ve dengi okul mezunudur.

Çalışan kadınların eşlerinin %80,0’i yüksek öğrenim, çalışmayan kadınların eşlerinin ise %40,0’ı ilkokul mezunu olarak yer almaktadır.

4.1.6. Kadınların Eşlerinin Mesleklere Göre Dağılımı

Tablo 8.’de kadınların eşlerinin mesleklere göre dağılımı verilmektedir.

Tablo 8. Kadınların Eşlerinin Mesleklere Göre Dağılımı

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam

Meslekler f % f % f % Memur 80 61,5 18 13,9 98 37,7 İşçi 7 5,4 28 21,5 35 13,5 Serbest M. 33 25,4 67 51,5 100 38,5 Emekli 10 7,7 15 11,6 25 9,6 Çalışmıyor 0 0,0 2 1,5 2 0,7 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

(37)

Tablo 8. genel toplamına göre, eşlerin ilk sırada, %38,5’inin serbest meslek sahibi, %37,7’sinin memur olduğu görülmektedir.

Çalışan kadınlarda eşlerinin mesleklerinin %61,5’inin memur, çalışmayan kadınlarda ise bu oranın %51,5 ile serbest meslek olduğu belirlenmiştir.

4.1.7. Ailenin Toplam Aylık Geliri

Tablo 9.’da hanenin toplam aylık geliri verilmiştir.

Tablo 9. Ailenin Toplam Aylık Gelir Dağılımı

Çalışan Çalışmayan Genel Toplam

Aylık Gelir (TL) f % f % f % 600 ve altı 0 0,0 14 10,8 14 5,4 601-1000 2 1,5 40 30,8 42 16,2 1001-1500 8 6,2 38 29,2 46 17,7 1501-2000 22 16,9 23 17,7 45 17,3 2001 ve üstü 98 75,4 15 11,5 113 43,4 Toplam 130 100,0 130 100,0 260 100,0

Araştırmaya alınan kadınların toplam aylık gelirleri genel toplam üzerinden değerlendirildiğinde %43,4’ünün 2001 TL ve üzerinde gelire sahip oldukları saptanmıştır.

Çalışan kadınların toplam aylık gelirleri en yüksek %75,4 oranla 2001 TL ve üstü olarak belirlenmiştir. Çalışmayan kadınlarda bu oran %30,8 ile 601-1000 TL arasındadır, bunu %29,2 ile 1001-1500 TL takip etmektedir.

Çalışan kadınların toplam aylık gelirleri, çalışmayan kadınlara göre doğal olarak daha yüksektir.

Yapılan bir araştırmada, ailenin gelir düzeyi ile temel gıda maddeleri tüketim miktarları ve gıda maddesi türünün çok yakından ilişkisi olduğu, gıda maddeleri tüketim araştırmaları ile saptanmış olup; enerji tüketim düzeyi ve hayvansal protein tüketimi ile gelir arasında doğru yönde ve güçlü bir ilişki; bitkisel protein tüketimi ile gelir arasında ters yönde bir ilişki olduğu belirtilmiştir (Aruoba, 1981). Gelir seviyesi yükseldikçe beslenmeye ayrılan para miktar olarak artmaktadır (Çelik,

Şekil

Tablo 2.’de kadınların yaşlarına göre dağılımları verilmiştir.
Tablo 3. Kadınların Evlilik Sürelerine Göre Dağılımları
Tablo  4.  genel  toplam  üzerinden  değerlendirildiğinde,  araştırmaya  katılan  kadınların  ailelerindeki  birey  sayısının  2  ile  9  kişi  arasında  değişmekte  olup   ortalama  3,81±1,29  kişi  olduğu  belirlenmiştir
Tablo 6.’da kadınların öğrenim düzeylerine göre dağılımları verilmiştir.
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

It was determined that the social appearance of consumption affects consumer brand identity, word-of- mouth communication, and repurchase intention positively in

Günümüz şartlarında karşılıklı konuşmanın yerini almaya başlayan yazılı iletişim yollarından olan mesajlaşmalarda resmi ve mesafeli ifadeleri sözlü

Dana Suskind bu iki gerçeklikten hareket ederek çocukların beyinlerinin tam potansiyeline ulaşması için erken çocukluk döneminde ebeveynlerin rolüne ve önemine

Tablo 2 ve Şekil 2’de görüldüğü gibi araştırmanın esas amacını oluşturan bilgilendirici metinler açısından bakıldığında daha çok tanıtıcı metin yapılarına

Ob die Massen durch die Massenmedien gesteuert werden können oder ob die Sprache eine Einflusskraft hat und welche Rolle auf Massen die Sprache dabei spielt, wie sie

“Yaşayan İnsan Hazineleri Programı- nın Somut Olmayan Kültürel Mirasın Sürdürülebilirliği Bağlamında Değer- lendirilmesi” (120, 90).. GÖNDEN, Meltem; Mehmet

Geleneksel taşıt araçlarını oluş- turan deve, at, araba türleri, küyme Kazak Türklerinin zengin folklorunun oluşmasında büyük rol oynamıştır ve

Sonuç itibariyle Sinop ilinde aylık ve yıllık ortalama güç yoğunlukları 100 W/m 2 ’den küçük olduğu için rüzgâr enerjisi sistemleri tarafından şebekeye doğrudan