• Sonuç bulunamadı

Yaşlı ve genç broiler ebeveyn yumurtalarında kuluçkanın son döneminde farklı nisbi nem uygulamalarının,kuluçka sonuçları ve performansa etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşlı ve genç broiler ebeveyn yumurtalarında kuluçkanın son döneminde farklı nisbi nem uygulamalarının,kuluçka sonuçları ve performansa etkileri"

Copied!
42
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET Yüksek Lisans Tezi

YAª LI VE GENÇ BROILER EBEVEYN YUMURTALARINDA KULUÇKANIN SON DÖNEMÝNDE FARKLI NÝSBÝNEM UYGULAMALARININ,

KULUÇKA SONUÇLARI ve PERFORMANSA ETKÝLERÝ Mustafa ÜLGÜ

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalý

Danýº man: Doç. Dr. Ýskender YILDIRIM 2006, 43 Sayfa

Jüri : Prof. Dr. Ramazan YETݪ ÝR Jüri : Doç. Dr. Okan ELÝBOL Jüri : Doç. Dr. Ýskender Yýldýrým

Bu çalýº ma yaº lýve genç broyler ebeveyn yumurtalarýnda ( 26 ve 52 haftalýk ), kuluçkanýn son döneminde farklý nispi nem uygulamalarýnýn kuluçka sonuçlarý ve çýkýº sonrasý performansa etkilerinin belirlenmesi amacýyla yürütülmüºtür. Araºtýrma materyali yumurtalar Ross308 broiler ebeveynlerinin iki farklý ticari sürüsünden elde edilmiºtir. Yumurtalar 3 farklý NR ºartlarýnda ( % 48, % 58 ve % 68 NR ) kuluçkanýn 16. günden 19.5. güne kadar muamele edilmiº ve 19.5. günden çýkýºa kadar tüm gruplar % 75 NR olacak ºekilde ayarlanmýºtýr. Kuluçkanýn 486. saatinden baºlayarak çýkýº zamaný, çýkýº gücü ( ÇG ) ve civciv organ aðýrlýklarýölçülmüºtür.

26 haftalýk yaºtaki sürüden elde edilen ve % 58 NR’ ye tabi tutulan yumurtalarda ÇG, 52 haftalýk yaºta ve % 58 NR ve % 68 NR uygulanan gruplara göre düºük olmuºtur (P<0.01). Ayrýca NR göz önünde bulundurmaksýzýn 26 haftalýk yaºtaki ebeveynlerden elde edilen yumurtalarda ÇG, 52 haftalýk yaºtaki ebeveynlerden daha düºük ( P<0.05 ) bulunmuºtur. Genel olarak 52 haftalýk yaºtaki ebeveynlerden elde edilen embriyolar diðer gruplara göre daha erken çýkýº eðilimi göstermiº lerdir. Civciv aðýrlýðý yaºlý gruplardan elde edilen yumurtalarda düºük bulunmuºtur ( P<0.05 ). GDÖ bakýmýndan interaksiyon etkisi önemli ( P <0.01 ) olup, en yüksek ortalama deðer 26 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan genç grupta bulunmuºtur (P <0.01 ). Yaº ana faktörü bakýmýndan 26 haftalýk yaº gruplarýndaki GDÖ daha fazla olmuºtur ( P <0.05 ). . Erken çýkýº (EÇ) bakýmýndan yaº x NR interaksiyon etkisi, en yüksek ortalama 52 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupta bulunmuºtur (P<0.05). Normal çýkýº (NÇ) bakýmýndan yaº x NR interaksiyon etkisi önemli bulunmuºtur (P <0.01). Buna göre, en yüksek 52 haftalýk yaºta % 68 NR uygulanan grupta gerçekleº miºtir. Geç çýkýº (GÇ) bakýmýndan en yüksek interaksiyon 26 haftalýk yaºta sýrasýyla % 68 ve % 58 NR uygulanan gruplarda bulunmuºtur ( P<0.05 ). Yaºlýgruplardaki yumurta sarýsý kesesi (YSK) gençlere nazaran daha düºük ( P<0.05 ) bulunmuºtur. Karaciðer ( KCG ) aðýrlýðýda 26 haftalýk yaºtan elde edilen civcivlerde daha düºük ( P<0.05 ) çýkmýºtýr. Kesim sonrasý performans deðerleri bakýmýndan canlý aðýrlýk ( CA ) ve yem deðerlendirme katsayýsý ( YDK ) ayrý ayrý deðerlendirildiðinde gruplar arasýnda fark bulunamamýºtýr.

(2)

ABSTRACT Master Thesis

EFFECTS of RELATIVE HUMIDITY DURING LAST STAGE of INCUBATION on HATCHING TRAITS and PERFORMANCE of BROILER FROM OLD and

YOUNG BREEDER FLOCKS’ EGGS

Mustafa ÜLGÜ Selcuk University Department of Animal Science

Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Ýskender YILDIRIM 2006, 43 Page

Jury : Prof. Dr. Ramazan YETݪ ÝR Jury : Assoc. Prof. Dr. Okan ELÝBOL Jury : Assoc. Prof. Dr. Ýskender YILDIRIM

Incubating eggs produced by two commercial flocks (26 and 52 wk) of Ross308 broiler breeders. Broiler hatching eggs were subjected to one RH condition from 0 to 15 d of incubation and switched one of three different RH conditions (48, 58, and 68 %) from 16 d to 19.5 d of incubation. From 19.5 d to pull time RH conditions were switched to 75 % for all groups. Late deaths, hatchability, hatch time and some organ weights were measured. After 488 h of incubation, time of hatch and hatchability and chick organ weights at hatch were evaluated.

Hatchability was depressed when eggs exposed to 58 % RH from hens at 26 wk old compared to 58 and 68 % RH’in eggs obtained from 52 wks old ( P<0.01). Moreover, the hatchability also decreased in eggs from 26 wk old group irrespective of RH conditions. As generally the embryos from hens at 52 wk old tended to early hatching compared to other treatment group. Chick weight at hatch decreased in eggs from old group (P<0.05). Late deaths were higher in eggs obtained from 26 wks of old when exposed to 58 % RH conditions (P<0.01). Irrespective of RH condiotions, the late deaths were higher in eggs from young group(P<0.05).Yolk sac weigh was heavier in young group cicks compared with old group chicks (P<0.05). Percent liver weighs were higher in old group chicks (P<0.05). Percent liver weights was depressed in chicks exposed to 68 % RH. Heart weighs were higher in chick obtained from 52 wks old age group exposed to 68 %. Additionally, Percent heart weights were higher in old group chicks (P<0.05). Percent heart weights was depressed in chicks exposed to 48 % RH (P<0.05). The eggs from 52 wks old were completed hatching time more earlier than 26 wks old group (P<0.05). Moreover, the chicks were hatched earlier in egg exposed to 48 % RH (P<0.05). There were found no differences for post hatch perfornmance for live weight and FCR for 7 wks.

(3)

TEª EKKÜR

Kuluçka sektörü ve kanatlý hayvan yetiºtiriciliði açýsýndan önemli olduðunu düºündüðüm çalýº mayý bana veren ve çalýº mamýn her aºamasýnda desteðini esirgemeyen ve beni yönlendiren danýºman hocam Doç. Dr. Ýskender YILDIRIM’ a, çalýºmamýn planlanmasýaºamasýndaki deðerli katkýlarýndan dolayýdeðerli hocam Prof. Dr. Ramazan YETݪ ÝR’e, laboratuar çalýºmalarýmýn her aºamasýnda ve kuluçka analizlerini deðerlendirmede yardýmcý olan Arº. Gör. Ali AYGÜN’ e, yetiºtirme çalýº malarýnýn yürütülmesinde yardýmcý olan Uzman Ziraat Yüksek Müh. Özcan ª AHÝN’ e ve ayrýca denemenin yürütülmesi sýrasýnda bizzat benimle çalýºan, aynýzamanda meslektaº ým olan eº imSemra ÖZDEMÝR ÜLGÜ’ ye, ayrýca maddi ve manevi desteðini gördüðüm aileme sonsuz teºekkürlerimi sunarým.

(4)

TABLO ve ÇÝZELGE LÝSTESÝ

1. Tablo 1. Denemedeki ebeveyn yaº gruplarýna ait yumurtalarýn fiziksel özellikleri ( X )…….……….…..………….……….11 2. Çizelge 1. Farklý NR uygulamalarýnýn kuluçkanýn farklý saatlerinde % O2 konsantrasyonu üzerine etkileri ……….………..16 3. Çizelge 2. NR uygulamalarýnýn deneme süresince ortalama % O2 konsantrasyonu üzerine etkileri …...………..17 4. Tablo 2. Uygulanan muamelelerin embriyonik ölümler ve çýkýº gücüne etkileri

(%,X±SH)….……… …….. 19

5. Tablo 3. Uygulanan muamelelerin yumurta Aðýrlýk Kayýplarý ( AK ) , % Embriyo, Civciv Aðýrlýklarý üzerine etkileri ; (%, X±SH)….………...………...21

6. Tablo 4. Uygulanan muamelelerin çýkýº saatleri üzerine etkileri (%, X±SH)…...…...23

7. Tablo 5. Uygulanan muamelelerin civciv organ aðýrlýklarý üzerine

etkileri (%,

X±SH)………..……..………..25 8. Tablo 6. Uygulanan muamelelerin kesim yaºý ve kesim sonrasý bazý

performans deðerleri üzerine etkileri

(5)

KISALTMALAR

YSK Yumurta sarýsýkesesi

ÇG Çýkýº gücü

NR Nispi rutubet

CA Canlýaðýrlýk

YDK Yem deðerlendirme katsayýsý

KCG Karaciðer aðýrlýðý Hf Hafta Erken çýkýº Normal çýkýº Geç çýkýº ME Metabolik enerji HP Ham protein AK Aðýrlýk kayýplarý

(6)

ÝÇÝNDEKÝLER

ÖZET ……….……..……i

ABSTRACT ……….……….ii

TEª EKKÜR ………..………...iii

TABLO ve ÇÝZELGE LÝSTESÝ.………..……..iv

KISALTMALAR……….…….……...v

1. GÝRݪ ………....…….………….1

2. KAYNAK ARAª TIRMASI ………... 2

2.1. Nem ………...…..….………….2

2.2. Plato Dönemi……….………....3

2.3. Ebeveyn Yaºý………...4

2.4. O2Ýhtiyaci ve Organ Geliºim Ýliºkileri……….…….7

2.5. Geç embriyo ölümleri ………...………..………..9

2.6. Sýcaklýk ………..………9

3. MATERYAL ve METOT....………...…………...11

3.1. Materyal ……….……….11

3.1.1. Kuluçkalýk yumurta ………..………....11

3.1.2. Bina ve diðer ekipmanlar………….…………...…...12

3.1.3. Yem materyali………...………12

3.2. Metot ………….……….……….………13

3.2.1. Kuluçka ………...………....…….13

3.2.2. Çýkýº sonrasýperformans.………….….…...………….15

(7)

4. ARAª TIRMA ve DENEY SONUÇLARI ……….…..16

4.1. O2Konsantrasyonlarý……….……..……...16

4.2. Geç Dönem Embriyonik Ölümler ve Çýkýº Gücü…….………..17

4.3. Yumurta Aðýrlýk Kayýplarýve Civciv Aðýrlýklarý……….…….20

4.4. Çýkýº Saatleri ……….22

4.5. Civciv Organ Aðýrlýklarý………..….…..…...24

4.5.1. Yumurta SarýsýKesesi aðýrlýðý……….………24

4.5.2. Karaciðer aðýrlýðý……….……….………...24

4.5.3. Kalp aðýrlýðý…….………24

4.6. Kesim Sonrasý BazýPerformans Deðerleri.……….…..26

5. TARTIª MA ……….…………....27

6. SONUÇ VE ÖNERÝLER ………..30

(8)

1.GÝRݪ

Türkiye’ de mevcut ebeveynlerin orijinleri genel olarak yurt dýº ýna dayanmakta ve ciddi boyutlarda döviz transferi olmaktadýr. Çözüm, uzun dönemde kendi ebeveynlerimizi geliºtirmek, kýsa dönemde ise ithal edilen ebeveyn ve yumurtalarýndan yüksek sayýda, satýlabilir nitelikte civciv elde etmektir. Diðer bir ifade ile bir diº i ebeveyn basýna çýkan civciv sayýsýnýartýrmaktýr.

Biyolojik malzeme olarak deðerlendirilen yumurta çevresindeki hava ile kabuktaki porlar aracýlýðý ile baðlantý kurar. Kuluçka süresince CO2, O2 ve su

buharýnýn uygun miktarlarda difüzyonu, embriyonik geliº me ve çýkýº gücü için gereklidir. Kabuktaki kütikül ve kabuk zarýdifüzyon için engelleyici olmakla beraber esas engel yumurta kabuðudur. Kabuðun üstlendiði bu rol porlarýn sayýsý ve uzunluðu ile iliºkilidir ve bunlarýn deðiº imi gaz geçirgenliðini etkilemektedir. Tavuk yaºlandýkça sadece yumurta verimi azalmakla kalmaz, yumurta kabuk kalitesi de bozulur. Ebeveyn yaº ýnýn artýº ýna baðlý olarak çýkýº zamaný kýsalýr. Böylece, yaº lý sürüye ait civcivler çýkýº makinesinde gençlere göre daha uzun süre kalýr ve muhtemelen de diðerlerine göre daha çok olumsuz etkilenirler. Bu durum, kuluçkada yapýlan bir hata olarak kabul edilir. Bilindiði gibi kuluçkada yapýlan herhangi bir hatanýn ileride düzeltilmesi hemen hemen imkânsýzdýr. Sorunun çözümünde farklý yaºtaki ebeveyn yumurtalarýnýn deðiºik ortamlarda inkübe edilmesi faydalýolabilir.

Kuluçkanýn plato dönemi ve daha önce günlerde uygulanan nem seviyesinin farklý yaºtaki ebeveyn yumurtalarý üzerine etkisi konusunda sýnýrlý bilgi vardýr. Çalýº ma sonucunda kurulabilecek muhtemel yaklaº ýmlarýn uygulamaya aktarýlmasý gerek kuluçka baºarýsýný ve gerekse de performansý (civciv kalitesi, kesim aðýrlýðý, kesim yaº ý v.b) artýrmada etkili olabilir. Ülkemizde de önemli miktarda yumurta kuluçkalanmaktadýr. Küçük bir ilerleme büyük kazanç saðlayabilir.

(9)

2. KAYNAK ARAª TIRMASI

Embriyo geliº imi için gerekli olan besin maddelerinin tümü damýzlýk yumurtanýn sarýsý ve akýndan saðlanýr. Embriyo ihtiyacý olan proteini yumurta akýndan, yaðýyumurta sarýsýndan, suyu ise hem yumurta sarýsýndan hem de yumurta akýndan saðlar. Embriyo çýkýºa kadar ihtiyacý olan enerjiyi yaðlardan karºýlamaktadýr. Damýzlýk yumurtadan su kaybolmasý kuluçka ortamýndaki neme baðlýolarak döllülük oraný, çýkýº gücü ve çýkýº performansýna etki etmektedir.

Damýzlýk tavuklarýn çeº itli davranýº ºekilleri, psikolojik parametreleri ve damýzlýk yaºýnýn verimlilik üzerine etkileri konularýnda çok az sayýda araºtýrma yapýlmýºtýr. Konu ile ilgili literatür bildiriº lerinden bazýlarýaºaðýda verilmiºtir.

2.1. Nem

Su buharý kuluçka makinesinde baðýmsýz bir kriter olmayýp, sýcaklýk vb. faktörler tarafýndan etkilenir ( Ar, 1992 ). Su buharý yumurtada solunum gazlarýyla ayný geçiº yolunu izler ve enerji metabolizmasýnýn bir ürünüdür. Nem, sýcaklýktan etkilendiði kadar sýcaklýkta nemden etkilenir. Nem ayrýca civciv çýkýº aðýrlýðýüzerine etkilidir ( Simkiss, 1980 ). Kuluçkada aº ýrý su kaybýnýn embriyonik hayat ve çýkýº sonrasý hayat üzerine etkileri henüz tam olarak anlaº ýlamamýºtýr. Tüm embriyonik hayatýn suyun içinde geçmesi olayýn önemini ortaya koyabilir. Eðer ortamda, yetersiz su varsa hayat durur. Kuluçkanýn ilk döneminde % 54’lük bir nisbi nem embriyonik hayatýn devamý için ideal kabul edilebilir ( Barott, 1937 ). Bununla birlikte, optimal nispi nem inkübasyonun dönemine baðlý olarak % 40 ile % 70 arasýnda olabilir ( Lundy, 1969 ). Burley ve Vadehra ( 1989 ) kuluçka makinelerinde ilk 19 gün nispi nemin % 50–60 arasýnda 19. günden çýkýº a kadar ise % 70 civarýnda olmasýnýn kuluçka yönetimi açýsýndan baºarýyýartýracaðýnýbildirmiº lerdir.

Ovipozisyonda bir yumurtanýn yaklaº ýk 2/3’ ü sudan oluºur. Embriyonik hayatýn normal ºartlarda devam etmesi ve çýkýº sonrasý performansýn olumsuz etkilenmemesi için, tüm inkübasyon döneminde yumurtanýn yaklaº ýk olarak % 66’sýnýn sudan oluºmasý gerekir (Rahn, 1981). Embriyo yaºýnýn artýºýna baðlý olarak, emriyodan inkübator ortamýna diffüze olan su miktarýartar. Su buharýnýn ve diðer gazlarýn diffüzyon yönü ve hýzý bunlarýn ortamlardaki miktarlarýna baðlýdýr.

(10)

Nemin yönü inkubator ortamýnda su buharýnýn yükseltilmesi yada azaltýlmasý ile kontrol edilebilir (Hulet ve ark., 1987). Kuluçkanýn son döneminde, dehidrasyonu engellenmesi açýsýndan nem artýrýlmalýdýr. Aksi takdirde albumin kesesinde kalan artýk kýsým bir tutkal gibi embriyoya yapýº arak embriyonun kabuða yapýºmasýna neden olacaktýr (Barrott, 1937).

Ortamdaki aºýrý nem bulunmasý ise yumurtadan yeterli miktarda su kaybýnýn olmasýný engelleyerek, embriyonun boðulmasýna neden olacaktýr. Özellikle kuluçkanýn son döneminde, üretilen metabolik suyun artýº ýna baðlý olarak ölümler daha da fazla olabilecektir. Optimal geliºim için embriyodaki nisbi su miktarý% 66 civarýnda korunmalýdýr (Ar ve Rahn, 1980).

Havalandýrma hýzýnýn artýºý ortam nisbi nemini azaltýr (Spottila, 1981). Kuluçka makine sýcaklýðýnýn artýº ýyada azalmasýsu buharýile etkileºim içerisindedir (Reinhart ve Hurnik, 1984). Solunum gazlarý makinedeki nemden etkilenirler. Herhangi birinin kapalý ortamlarda (inkübator) deðerinin artmasý, diðerinin azalmasýna neden olur. Diðer bir ifade ile oksijen ve CO2’ nin artmasý su buharýnýn

kýsmi basýncýnýazaltýr (Christensen, 2001).

2.2. Plato Dönemi

Yüksek rakýmlý bölgelerde çýkýº gücünün azalmasýnýn önemli sebepleri arasýnda sadece yetersiz oksijen basýncýnýn düºüklüðü olmayýp, aynýzamanda kabuk geçirgenliðin artýº ýda önemli rol oynar (Visschedijk, 1991). Genel sorun kuluçkanýn plato döneminde oksijen yetersizliðinin kuluçka sonuçlarýna ve broyler performansýna nasýl yansýyacaðýdýr.

Bu dönem kuluçka yönetimi açýsýndan çok önemlidir. Wineland’e (1996) göre, kuluçkanýn son 3 de 1’lik dönemi embriyonik geliº me ve yönetimi açýsýndan dikkat çekicidir. Bu dönemde embriyonun pozisyonal deðiºiklikler ( kafanýn bacaklar arasýndan çekilerek, sað kanadýn altýna alýnmasý, yumurta sarý kesesinin vücut boºluðuna çekilmesi vb) açýsýndan enerjiye ihtiyacýnýn çok yüksek olduðu bir evredir. Christensen ve ark. (1997) yumurtanýn çevresi ile olan gaz deðiºiminin özellikle iç pip öncesi çok kritik olduðunu bildirmiºlerdir. Bu durumun özellikle çýkýº iºleminde enerjinin kullanýmýaçýsýndan önemli olduðu eklenmiºtir. Kuluçkanýn

(11)

plato ve son dönemlerinde embriyo metabolizmasý oldukça yüksek oranda karbonhidratlara baðýmlýdýr (Freeman, 1965; Christensen ve ark., 1993). Lipidler embriyonik dönemde, embriyonun geliº mesi ve büyümesi için temel kaynaklardýr (Noble ve Connor, 1984). Bununla beraber, ortamda yetersiz seviyede oksijen olmasý durumunda, embriyo hayati fonksiyonlarýný devam ettirmede lipitlerden daha çok doku glikojenine yönelecektir. Çünkü lipitlerin metabolize olabilmesi için karbonhidratlara göre daha çok oksijene ihtiyaç vardýr (Freeman, 1962). Plato döneminde embriyo muhtemel bir hypoxia’ya hazýrlýklý olmak için glikoneojenesis yoluyla glikojen depolamaktadýr (Freeman, 1969). Ýnkübasyonun son döneminde, yeterince oksijen varsa aerobik metabolizma ve sarýnýn kullanýmýndan söz edilebilir. Aksi takdirde embriyo anaerobik solunum yolunu yeni enerji üretiminde kullanacaktýr. Bu durumda da yeni enerji kaynaðý olarak karaciðerde sentezlenen ve sýnýrlý miktarlarda kalp, karaciðer ve kas dokuda depolanan glikojen kullanýlacaktýr (Wineland, 1996).

Embriyonun enerji kullanýmý yeni dokularýn sentezi (büyüme) ve varolan dokularýn korunmasýnoktasýnda 2 ana parçada incelenebilir. Ýkinci dönemde (13–17. günler arasý) embriyonun enerji ihtiyacý, dokularýn sentezlendiði birinci döneme göre çok daha fazladýr (Hoyt, 1987; Vleck ve Hoyt, 1991). Son dönem doku sentezinin yoðun olduðu ayrýca sentez edilen dokularýn korunmasý için enerji yoðun ihtiyaç duyulan bir periyottur.

2.3. Ebeveyn Yaºý

Civciv aðýrlýðýnýdolaylýolarak etkileyen bir diðer faktör de ebeveyn yaº ýdýr. Noble ve ark. (1986) ve Applegate and Lilburn ( 1996 ), yaº lý ebeveyn yumurtalarýnýn gençlere oranla daha yüksek oranda sarýiçerdiðini, buna baðlýolarak bu yumurtalara ait embriyolarýn daha yüksek miktarda lipit sayesinde gençlere göre daha avantajlý olduðu saptanmýºtýr. Ayrýca kuluçkanýn 19. gününde, 25 haftalýk yaºtaki ebeveynlerden elde edilen yumurtalara ait embriyolarda yumurta sarýsýkesesi aðýrlýðýnýn 41 haftalým yaºtakilere göre daha fazla olduðu saptanmýºtýr. Cottreil ve ark. (1962), sarý aðýrlýðýnýn artýº ýnýn yumurta büyüklüðünden yada hat özelliðinden daha çok ebeveyn yaºýna baðlýolduðunu bildirmiº lerdir. Noble ve ark. ( 1986 ) genç

(12)

ebeveyn yumurtalarýnýn yaº lýlara göre daha az fosfolipit ve kolesterol içermelerine raðmen trigliserit bakýmýndan daha yüksek olduklarýný ifade etmiº lerdir. Ebeveyn yaºýnýn artýºýna baðlý olarak, % aðýrlýðý ( kuru ) artarken, yüzde ak ve sarý aðýrlýðý azalmaktadýr ( Frech ve Shaw, 1989 ). Konuya iliº kin bir diðer araºtýrmada, karaciðer aðýrlýðý ile intestinal geliº imin yaº lýlardan elde edilen yumurtalara ait embriyolarda daha fazla olduðu bildirilmiºtir ( Peebles ve ark. 2001 ). Bu görüºün aksine, Ding ve ark. ( 1995 ), ebeveyn yaº ýnýn artýº ýna baðlýolarak embriyoda ve yumurta sarýsýndaki yüzde lipit miktarýnýn arttýðýný, ancak karaciðer lipitleri için benzer bir iliºkinin kurulmasýnýn zor olduðunu bildirmiº lerdir. Sahanaway’ e (1982) göre yumurtlama periyodunda hayvanýn yaº ýnýn, albumindeki klor, fosfor ve protein miktarýna önemli etkisi vardýr. Latour ve ark. (1998), ebeveyn yaº ýnýn yumurta yað asit kompozisyonunu etkilediðini, Gardner (1997), ise kimi kriterler bakýmýndan 2 haftalýk ebeveyn yaº farkýnýn bile önemli olabileceðini, stearik ve araºidonik yað asitlerinin yaº lý ebeveynlerde daha yüksek olduðunu bildirmiºtir. Tullet ve Noble ( 1989 ) genç ebeveynlerden elde edilen embriyolarýn yaº lýlara göre lipit transferinde zorlandýklarýnýbildirmiºtir.

Genç damýzlýk sürülere ait yumurtalardan genel olarak düºük çýkýº gücü, daha uzun kuluçka süresi ve düºük kaliteli civciv elde edileceðini bildirmiº lerdir. Öte yandan, erken dönem embriyonik ölümler genç sürülerde, geç dönem embriyonik ölümler ise çoðunlukla yaºlýebeveyn sürülerden elde edilen yumurtalarda daha fazla görülmektedir ( Bruzal ve ark. 2000; Cherms, 1981; Rahn ve ark., 1981 ). Suarez ve ark. (1997), ebeveyn yaº ýnýn çýkýº zamanýna doðrudan etkili olduðunu, verim periyodunun ortasýndaki ebeveynlere ait yumurtalarýn genel olarak gençlere göre daha kýsa kuluçka süresine sahip olduðunu kaydetmiº lerdir. Ebeveyn yaºýnýn artmasý ile beraber blastoderm alanýda göreceli olarak artar ( Sahanaway 1982; McDaniel ve ark., 1993 ). Keza, farklý yaº lardaki ebeveynlerden elde edilen benzer aðýrlýktaki yumurtalarda kuluçka süresinin yaº lýlarda daha kýsa olduðu saptanmýºtýr ( Burke, 1992; Christensen ve ark. 2000 ). Christensen ve Wineland ( 2001 ), yaº lýsürülerden elde edilen yumurtalarýn, kabuktaki gözenek sayýsý bakýmýndan gençlere göre daha yüksek olduðunu, bununda yaº lýsürülerin yumurtalarýna ait embriyolarýn daha fazla oksijen tüketeceklerini, dolayýsýyla da ayný süreçte daha çabuk büyüyeceklerini bildirmiºlerdir. Benzer ºekilde, Simith ve Bohren ( 1975 ), Suarez ve ark, ( 1997 ) ve

(13)

Christensen ve ark. ( 2001 ) kuluçka süresinin ebeveyn yaº ýnýn artýºýna baðlýolarak azaldýðýný bildirmiº ler, böylece bir önceki araºtýrýcýlarýn bulgularýný farklý araºtýrmalarla teyit etmiº lerdir. Mather ve Laughlin’e (1979) göre, yaº lý ebeveynlerden elde edilen büyük yumurtalar, yumurta kanalýnda genç ebeveynlerden elde edilen yumurtalara göre daha uzun süre kaldýklarýný küçük yumurtalara göre daha uzun bir preovipozisyon periyoduna sahiptirler.

Christensen ve ark. (1996), yaº lý sürülerden elde edilen yumurtalara ait civcivlerin gençlerden elde edilenlere göre daha yüksek canlý aðýrlýk kazancý saðladýklarýný bildirmiº ler ve bunun muhtemel sebebinin kabuk geçirgenliðine baðlý olarak lipit tüketimlerinin artýº ýndan kaynaklanabileceðini bildirmiº lerdir. Swan ve Brake (1990), çýkýº zamanýnýn çok önemli olduðunu ifade etmiºlerdir. Araºtýrýcýlar, çýkýºtan sonra bir grup civcivi 14 diðerini ise 32 saat makinede býrakmýº lardýr. Denemelerinde 1. grupta aðýrlýk kaybýnýn % 5 diðerinde ise % 12 olduðunu ve bu farklýlýðýn kesim yaº ýna kadar devam ettiðini bildirmiº lerdir. Wyatt ve ark. (1986), uzun süre makinede tutulan civcivlerde çýkýº sonrasý bursa fabricus aðýrlýðýnýn azaldýðýný rapor etmiº lerdir. Laboratuarlarýmýzda gerek býldýrcýn gerekse broiler kuluçkalýk yumurtalarýnda yapýlan çalýº malarda, yaº lý ebeveynlerden elde edilen yumurtalarýn embriyolarýn daha kýsa kuluçka süresine sahip olduklarý saptanmýºtýr. Bu durum, özellikle genç ve yaº lý ebeveyn kuluçkalýk yumurtalarýnýn birlikte yerleºtirildiði kuluçka ortamýnda bir dezavantaj oluºturabilir.

Yýldýrým ve Yetiº ir ( 1998 ), býldýrcýnlarda yaptýklarýbir araºtýrmada ebeveyn yaºýnýn artýºýna baðlýolarak civciv çýkýº aðýrlýðýarasýnda bir fark olmadýðýnýbununla birlikte kesim yaº ýnda yaº lýlardan elde edilen etlik býldýrcýnlarýn daha aðýr olduðunu kaydetmiºlerdir. Wilson ( 1991 ), yumurta aðýrlýðý ve civciv aðýrlýðý arasýndaki korelasyonun ebeveyn yaºýnýn artýº ýile azaldýðýnýbildirmiºtir.

(14)

2.4. Oksijen Ýhtiyacýve Organ Geliºim Ýliºkileri

Geliºmekte olan embriyo, sabit bir oksijen ( O2 ) düzeyine, karbondioksit

( CO2 ) ve suyun atýlmasýna ihtiyaç duyar. Embriyonik geliºmenin beº inci gününde,

farklýlaºan akciðer ve nefes borusu fark edilebilir. Geliº menin 19. gününde tam deðilse de akciðer fonksiyonel olmaya baº lar. Fakat henüz allantoik solunum devam eder. Saatler ilerledikçe akciðerin sorumluluðu da artar. 20. günde allantoik solunum durur. 20 günün sonunda akciðerler tam olarak fonksiyonel hale gelir ( Ek. 1 ). Embriyonik geliº im ilerledikçe O2 ihtiyacý artar. Böylece geliºen embriyo da

metabolizma olaylarý sonucu oluºan CO2’ in atýlmasý ve embriyoya O2 temini için

kuluçka makinesinde sürekli bir hava deðiºiminin saðlanmasýgerekir.

Normal embriyonik geliº im için CO2 konsantrasyonunun kuluçka

makinesinde % 0.1 – % 0.4 arasýnda ve kuluçka odasýnda % 0.5 düzeyinde olmasý gerekir. Kuluçka makinesinde % 0.5’ lik CO2 konsantrasyonu da kabul edilebilir bir

sýnýr olarak bildirilmektedir. Bu konsantrasyon % 1’i aºarsa kuluçka randýmanýnda önemli düº meler baº lar, % 2 oranýnda ise embriyonun çok az bir yaºama ºansývardýr. % 5 olmasýhalinde kuluçka randýmanýsýfýr olacaktýr. Embriyonik geliºme ilerledikçe O2ihtiyacýartar ve dýºarýya daha fazla CO2verir. Kuluçka makinesinde hava günde 8

defa deðiºtirilmelidir.

Embriyonun oksijen tüketimi ile inkübasyon sýcaklýðý arasýnda yüksek seviyede bir korelasyon vardýr. Bundan dolayý, inkübatör sýcaklýðýnýn embriyonun büyüme ve metabolizmasý üzerine önemli etkisi bulunmaktadýr (Zhangve Whittow, 1992). Ýnkübasyonda embriyonun kronolojisi incelediðinde özellikle kuluçkanýn son periyodunda (16-21. günler arasý) önemli fizyolojik deðiº iklikler gerçekleº mektedir. Yumurta içerisinde pozisyon deðiº iklikleri, yumurta sarýsý kesesinin vücut içine çekilmesi, korioallantoik solunumdan akciðer solunumuna geçilmesi, akciðer solunumunun fonksiyonel olarak yürütülmesi, pip ve çýkýº iº lemlerinin gerçekleºtirilmesi ve homeothermik tepkilerin geliºmesi bu döneme rastlar (Decuypere ve ark., 1991; Wineland, 1996). Rahn ve ark. (1979)’ýna göre, O2

tüketiminin plato dönemi (16. günden itibaren ileriye doðru) embriyonun çýkýº iºlemi için harekete geçtiði ve bu sýrada embriyonun hypoxia ve hypercapnia ile tanýºtýðý evre olmasý sebebiyle önemlidir. Bu dönem paranatal evre olarak adlandýrýlan hava

(15)

kesesine iç pip iºlemi, akciðer solunumuna baº lanmasýve çýkýº ýda içine alan bir seri önemli olaylar tarafýndan takip edilir, ve paranatal dönem muhtemelen plato dönemindeki O2 tüketiminden etkilenir.

Sadece son 3. dönem (16. günden çýkýºa doðru) embriyonun geçirdiði evreler göz önüne alýndýðýnda;

16.Gün;

Gaga, mahmuzlar ve pulcuklar boynuzumsu yapý alýr, albumin tüketilir, yumurta sarýsý besin kaynaðýolarak önem kazanýr, tüyler vücudu kaplamaya baº lar, baðýrsak kordonu vücut boº luðuna çekilmeye baº lar.

17.Gün;

Amniyon sývý azalýr, kafa yumurtanýn küt ucuna doðru dönmüº ve sað kanadýn altýndadýr, gaga hava kesesine doðru yönelmiºtir, kalýcý tüylerin oluºumu baºlamýºtýr.

18.Gün;

Yumurtalarýn çýkýº bölmesine transferi gerçekleºtirilir, çevirme iº lemi durdurulur. Embriyonun kan hacmi azalýr, toplam kan hemoglobin azalýr.

19.Gün;

Baðýrsak kordonunun vücut boº luðuna çekilme iº lemi tamamlanmýºtýr, yumurta sarýsý vücut boº luðuna çekilir, amniyon sývýsý tükenir, gaga hava kesesini delebilir ve akciðerler kýsmen fonksiyonel hale gelir.

20.Gün;

Yumurta sarýsýným vücut boº luðuna çekilmesi tamamlanýr, iç pip gerçekleºir, akciðer solunumu baºlar, allantoik dolaº ým, solunum ve absorpsiyon azalýr., dýº pip gerçekleºir (Yetiº ir ve Yýldýrým, 1999).

Yukarýda da belirtildiði gibi, bu dönemde embriyonun oldukça hassas bir dönemde olmasý sebebiyle, inkübatör sýcaklýk seviyelerinde yapýlacak yanlýº uygulamalar, sadece çýkýº gücünü ve civciv kalitesini azaltmakla kalmayýp, muhtemelen ileriki dönem performansýnýda olumsuz olarak etkileyecektir.

(16)

2.5. Geç Embriyo Ölümleri

Embriyo ölümlerinde diðer önemli safha son 3. günündeki ( 19 – 21. günler arasý ) embriyo ölümleridir. Bazý kaynaklarda bu dönem 19 – 20. günler olarak belirtilmekte ise de çýkýº öncesi ölümler de hesaba katýlýrsa son 3 günlük embriyo ölümleri olarak ele alýnabilir. Bu dönemde embriyoda önemli deðiº me ve geliºmeler meydana gelmektedir. Bu dönemde ki embriyo ölümlerinin çoðu yumurtalarýn kuluçka makinesi geliº me bölümünden çýkýº bölümüne nakli sýrasýnda fazla bekletilmesi ile geliº me bölümünde yumurtalarýn hava hücrelerinin yukarý gelmemesi gibi yanlýº yerleºtirmelerin sonucudur. Çýkýº anaýndaki embriyo ölümleri ise bir hastalýk durumu (mycoplasmosis vb.) ve besin yetersizliðinden (pantotenik asit vb.) kaynaklanmaktadýr.

2.6. Sýcaklýk

Ýnkübasyonun erken evrelerinde, embriyo sýcaklýðýevaporatif soðutma nedeniyle inkübatör sýcaklýðýndan daha düºük olmasýna raðmen, inkübasyonun ortasýndan ileriye doðru, artan metabolik ýsý üretimine baðlý olarak, embriyo sýcaklýðý makine sýcaklýðýndan yüksek olmaktadýr. Baºka bir ifade ile inkübasyonun ilk yarýsýnda embriyo etrafýndaki havadan ýsý kazanýrken, ikinci yarýsýnda ise çevresine ýsý yaymaktadýr (French, 1997). Ýnkübasyonun son dönemlerinde yükselen çevre sýcaklýðýna bir tepki olarak embriyo vücut ýsýsýný kaybetme ile ilgili mekanizmayý hareket ettirebilecek kapasitededir (Nichelmann ve Tzschentke, 1997). Tavuk kuluçkalýk yumurtalarý üzerinde yapýlan çalýº malar , kuluçkada uygulanan yüksek sýcaklýkla çýkýº gücü arasýnda negatif bir korelasyonun olduðunu ortaya çýkarmýºtýr (Lundy, 1969; Wilson, 1991). Bununla birlikte, yüksek sýcaklýðýn olumsuz etkilerinin kuluçkanýn dönemlerine göre deðiº mektedir. Yüksek sýcaklýk kadar, kuluçkadaki düºük sýcaklýklarýn (Hypothermia) da embriyo geliº imine olumsuz etkileri vardýr. Bunlar arasýnda, inkübasyon sýcaklýðýnýn 32.5 oC’a düºürülmesi kalbin geniºlemesine ve ritim bozukluðuna sebep olmaktadýr. Bunun yanýnda, amnion sývýsýnýn yoðunluðunun ve miktarýnýn azalmasý da görülen diðer bozukluklardandýr (Wilson, 1991).

(17)

Çýkýº gücü, kuluçka sonuçlarýnýn deðerlendirmesinde önemli bir parametredir. Barrott (1937), tavuklarda yüksek çýkýº gücü ve kaliteli civciv elde edebilmek için en uygun sýcaklýk deðerinin 37.8 oC olduðunu belirtmiºtir. Romanoff (1960), kuluçka makinesindeki optimal sýcaklýðýn sadece yüksek çýkýº gücü elde edilmesini etkilemekle kalmayýp, ayný zamanda çýkýº sonrasý performansa da olumlu yönde etkilediðini bildirmiºtir. French (1997), hindilerde ve Byerly (1938), civcivlerde yaptýklarý çalýºmalarda kuluçka makinesindeki sýcaklýkla, kabuk yüzey sýcaklýðýnýn ve embriyo vücut sýcaklýðýnýn inkübasyonun evresine baðlý olarak deðiºtiðini tespit etmiº lerdir. Ayrýca inkübasyonun son dönemlerinde embriyo sýcaklýðýnýn makine sýcaklýðýndan önemli seviyede yüksek olduðunu ifade etmiº lerdir.

Ýnkübasyonun 3. ve son periyodunda düºük sýcaklýk seviyelerinin uygulanmasý normal çýkýº sýnýrlarý içerisinde çýkýº gücü elde edilebilmesi açýsýndan yeterli olacak ve aynýzamanda bu periyotta fazla miktarda su kaybýnýengelleyecek buna karºýlýk inkübasyon bir miktar süresinin uzamasýna sebep olacaktýr. Sonuç olarak bu dönemde düºük sýcaklýk seviyelerinin uygulanmasý inkübasyon süresinin artýº ýna ve su kaybýnýn azalmasýna baðlýolarak civciv çýkýº aðýrlýðýnýn artmasýna neden olacaktýr (Wilson, 1991). Künn ve ark. (1988), kuluçkanýn 17. günüden itibaren bir kýsým kuluçkalýk yumurtayýçýkýºa kadar 33.8 oC’ de tutarak, sonuçlarý normal inkübasyon sýcaklýðý olan 37.8 oC ile karº ýlaºtýrmýºlardýr. Buna göre, çýkýº aðýrlýklarý arasýnda önemli bir farklýlýk tespit edilemezken, çýkýº sonrasý diº ilerde 29. ve erkeklerde 3-36. günlerde geliº menin düºük sýcaklýk grubunun aleyhine bulunmuºtur. Bu muhtemel etki, düºük plazma Troit T3 seviyesine baðlanmýºtýr.

(18)

3. MATERYAL ve METOT

3.1. Materyal

Araºtýrmanýn kuluçkalýk yumurta, çýkýº sonrasý yetiºtirme ve kullanýlan bina ve ekipman özellikleri ayrýalt baº lýklar halinde belirtilmiºtir.

3.1.1. Kuluçkalýk yumurta

Denemede 1500 adet kuluçkalýk yumurta kullanýlmýºtýr. Araºtýrma materyali yumurtalar 26 ve 52 haftalýk yaºtaki Ross 308 damýzlýk sürüsünden elde edilmiºtir. Yumurtalar Bursa ili Karacabey ilçesinde bu yönde faaliyet gösteren ticari bir firmadan satýn alýnmýºtýr. Yumurtalarýn elde edildiði ebeveyn materyaller benzer koºuldaki kümeslerde yetiºtirilmiº ve rasyon içeriði benzer olan civciv, piliç ve tavuk rasyonlarý ile yemlenmiº lerdir. Denemede kullanýlan genç ve yaºlý sürülere ait yumurta özellikleri aºaðýda verilmiºtir.

Tablo 1. Denemedeki ebeveyn yaº gruplarýna ait ( 26 ve 52 hf ) yumurtalarýn fiziksel özellikleri ( x ) hf YumurtaAðýrlýðý ( g ) Sarý Aðýrlýðý ( g ) Ak Aðýrlýðý ( g ) Kabuk Aðýrlýðý ( g ) Kabuk Kalýnlýðý ( mm ) Ak Yüksekliði ( mm ) 26 64.02 18.85 29.38 7.22 0.42 6.40 52 65.57 18.78 25.73 7.61 0.45 5.75

Denemede kullanýlan ebeveynlere ait yumurtalarýn ait fiziksel özellikleri tablo 1’ de verilmiºtir. 52 haftalýk yaºta grubunda ortalama yumurta aðýrlýðý65.57 g, sarý aðýrlýðý 18.78 g, ak aðýrlýðý25.73 g, kabuk aðýrlýðý7.61 g, kabuk kalýnlýðý0.45 mm ve ak yüksekliði 5.75 mm olarak ölçülürken, 26 haftalýk yaºtaki grupta ortalama yumurta aðýrlýðý64.02 g, sarýaðýrlýðý18.85 g, ak aðýrlýðý29.38 g, kabuk aðýrlýðý7.22 g, kabuk kalýnlýðý0.42 mm ve ak yüksekliði 6.40 mm olarak bulunmuºtur.

(19)

3.1.2. Bina ve diðer ekipmanlar

Kuluçka iºlemi S.Ü. Ziraat Fakültesinde bulunan kuluçka laboratuarýnda yürütülmüºtür. Çalýº ma, 3 adet geliº me ve 3 adet çýkýº makinesi kullanýlmýºtýr. Makinelerdeki nem ve sýcaklýk deðerleri makinelerin üzerine monte edilen dijital cihazlarla kontrol edilmiº, ayný zamanda ýslak ve kuru test termometreleri’ de yerleºtirilmiºtir. Ayrýca önce geliº me kaninlerine ve daha sonra çýkýº kabinlerine, oksijen ölçümleri için oksijen metreler (Lutron, DO 5510 HA, Digital O2 Meter)

yerleºtirilmiºtir.

Çýkýº sonrasý deneme materyali 480 adet civciv, Fakülte döner sermayesine ait broyler ünitesinde standart yetiºtirme ºartlarýnda yetiºtirilmeye alýnmýºtýr.

3.1.3. Yem materyali

Denemenin 0-14. günleri arasýnda yem materyali olarak 3200 ME kcal/kg enerji ; % 22 HP baº langýç yemi, 15-24. günleri arasýnda 3175 ME kcal/kg enerji ; % 20 HP büyütme yemi ve 25-49. günleri arasýnda ise 3225 ME kcal/kg enerji ; % 18 HP içeren bitirme yemi kullanýlmýºtýr.

(20)

3.2. Metot

Araºtýrmanýn kuluçka aº amasý ve çýkýº sonrasý performans ile deneme planý ve istatistiki analizler ayrýalt baº lýklar halinde belirtilmiºtir.

3.2.1. Kuluçka

Ticari bir broyler ebeveyn firmasýndan tedarik edilen yumurtalar, Bursa ili Karacabey ilçesin’den S.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü kuluçka laboratuarýna getirilmiºtir. Kirli, çatlak ve ºekil bozukluðu olan yumurtalar deneme dýº ý býrakýlmýºtýr. Denemede genç ve yaº lý( 26 ve 52 hf yaºta ) ebeveynlere ait 1500 adet kuluçkalýk yumurta kullanýlmýºtýr.

Yükleme öncesi yumurtalar 24 saat 25 0C’de ön ýsýtma uygulanmýº ve Formaldehid fumigasyonunun (FF) 3X dozu (120 cc formalin 60 g KMnO4/ 2.86 m3)

ile fumige edilmiº lerdir. Yüklemeden 24 saat önce 3 geliºme kabini 37.5 0C ve % 58 NR olacak ºekilde ayarlanarak, yükleme iº lemi için makineler hazýrlanmýºtýr. Yükleme öncesi tüm kabinler istenen deðerlere ulaºtýklarýtespit edildikten sonra her makinede hem yaº lý hem de genç sürülerin yumurtalarý bulunmak üzere eº it sayýda yumurta yüklenmiºtir. Yumurtalar 15 gün süre ile, 24 saatte 1 kez 450’ lik açý ile çevrilerek 37.50C ve % 58 NR’ de inkübe edilmiº lerdir.

Kuluçkanýn 16. ve 19.5. günleri arasýnda makinelerde sýcaklýk deðerleri ayný kalmak koºuluyla (37.2 0C) NR’ leri aºaðýdaki gibi ayarlanmýºtýr. Buna göre; 1. makinede % 48 NR, 2. makine % 58 NR (Kontrol grubu), 3. makine % 68 NR olacak ºekilde ayarlanmýºtýr. 19.5. günün sonunda yumurtalar çýkýº bölmelerine aktarýlmýºtýr. Her kabinde genç ve yaº lý sürüden eºit sayýda döllü yumurta bulundurulmuºtur. Çýkýº kabinlerine her yaº grubundan 50’lik tepsilerde 250 adet olmak üzere 1500 adet yumurta kullanýlmýºtýr. Her grubun 5 adet tekerrürü bulundurulmuºtur. Deneme süresince kabinlerin % O2 konsantrasyonlarý dijital

oksijen metre (Lutron, DO 5510 HA, Digital O2 Meter) ile periyodik olarak 416.

saatten itibaren 6 saatte bir tespit edilmiºtir. Ayný yumurtalarýn aðýrlýk kayýplarý hesaplanmýºtýr. Yumurta aðýrlýk kayýplarý aº aðýda belirtilen kriterlere göre tespit edilmiºtir. Buna göre;

(21)

• Yumurta % Aðýrlýk Kayýplarý= Baºlangýç yumurta aðýrlýðý– Tartým Saatindeki Aðýrlýðýx100 Baºlangýç Aðýrlýðý

Çýkýºta, her gruptan 5 hayvanda civciv organ aðýrlýklarý( Kalp, KCG ve YSK aðýrlýðý ) tartýlarak aðýrlýk yüzdeleri hesaplanmýºtýr. Kalp aðýrlýðý, KCG aðýrlýðý ve YSK aðýrlýðýaºaðýda belirtilen formüllere göre hesaplanmýºtýr. Buna göre;

• Çýkýº Organ Aðýrlýklarý= ( Organ Aðýrlýðý/ Civciv Aðýrlýðý) x 100

19.5. günün ortasýndan ( 462. saat ) çýkýºa kadar ve tüm gruplar için NR % 75 ve sýcaklýk 37.2 0C olacak º ekilde ayarlanmýºtýr. Civcivlerin 8 saatte bir çýkýº zamanlarýtespit edilmiºtir. Çýkýº zamanlarýerken ( EÇ ), normal ( NÇ ) ve geç çýkýº ( GÇ ) olarak kategorilere ayrýlmýºtýr.

• EÇ = ( kuluçkanýn 486-492. saatlerinde çýkan civciv sayýsý / toplam çýkan civciv sayýsý) x 100

• NÇ = ( kuluçkanýn 493-498. saatlerinde çýkan civciv sayýsý / toplam çýkan civciv sayýsý ) x 100( Çýkan Civciv Sayýsý / Toplam Çýkan Civciv Sayýsý) x 100

• GÇ = ( kuluçkanýn 499-510 saatlerinde çýkan civciv sayýsý / toplam çýkan civciv sayýsý) x 100

Çýkmayan tüm yumurtalar açýlarak ölüm evreleri makroskopik olarak belirlenmiºtir. GDÖ aºaðýda belirtilen kriterlere göre tespit edilmiºtir.

(22)

3.2.2. Çýkýº sonrasýperformans

Çýkýº iº leminin tamamlanmasýndan sonra civcivlerin grup ortalama aðýrlýklarý tartýlarak tespit edilmiº ve S. Ü. Ziraat Fakültesi döner sermaye iº letmesine ait Prof. Dr. Orhan DÜZGÜNEª Hayvancýlýk Araºtýrma ve Uygulama Çiftliði’ne yetiºtirilmek üzere kümeslere taºýnmýº lardýr. Civcivler gelmeden önce hazýrlanan kümeslerde sýcaklýk deðerleri civciv seviyesinde 33 0C olacak º ekilde, kömürlü sobalarýn sürekli yakýlmasýyla ayarlanmaya çalýº ýlmýºtýr. Sýcaklýk her hafta tedrici olarak 3 0C düºürülmüºtür. Her bir muamele grubunun 4 tekerrürü oluºturulmuºtur. Her bir grupta 20 adet civciv olmak üzere toplam 480 adet civciv yetiºtirmeye alýnmýºtýr. Sýrasýile denemenin 0-14. günleri arasýnda 3200 ME kcal/kg enerji ; % 22 HP civciv baº langýç yemi,15-24. günleri arasýnda 3175 ME kcal/kg enerji ; % 20 HP piliç büyütme yemi ve 24-49. günleri arasýnda 3225 ME kcal/kg enerji ; % 18 HP bitirme yemi kullanýlmýºtýr. Civciv ölümleri günlük ve haftalýk olarak kayýt edilmiºtir. Ayrýca her grubun yem tüketim ve canlý aðýrlýklarý haftalýk olarak tespit edilmiºtir. Büyütme esnasýnda herhangi bir koruyucu aº ýkullanýlmamýºtýr.

3.2.3. Deneme planýve istatistikî analizler

Ýstatistiki analizler 2x3 faktöriyel deneme deseninde varyans analiz yöntemiyle hesaplanmýºtýr. Analizlerde Minitab 10 (1995), paket programý kullanýlmýºtýr. Farklý gruplarýn karº ýlaºtýrýlmasýnda kullanýlan Duncan testi için, MSTATC (1989) paket programýndan yararlanýlmýºtýr.

Çalýº mada aºaðýda modelin varlýðýkabul edilmiºtir. Yijk= µ+ ai+ bj+ abij+ eijk

Burada;

Yijk= gözlem deðeri µ: genel ortalama etki, ai: ebeveyn yaº ýnýn etkisi, bj: nisbi rutubetin etkisi

abij: ebeveyn yaºýx NR interaksiyon etkisi eijk: bilinmeyen etkiler ( Hata )

(23)

4. ARAª TIRMA ve DENEY SONUÇLARI

Araºtýrmanýn oksijen konsantrasyonlarý, geç dönem embriyonik ölümler ve çýkýº gücü, yumurta aðýrlýk kayýplarýve civciv aðýrlýklarý, çýkýº saatleri, civciv organ aðýrlýklarý ve kesim sonrasý bazý performans deðerleri ayrý alt baºlýklar halinde belirtilmiºtir.

4.1. O2Konsantrasyonlarý

% O2 konsantrasyonlarýna ait ortalama deðerler çizelge 3’de verilmiºtir.

Çizelgede görüldüðü üzere, % O2 konsantrasyonlarý bakýmýndan, kuluçkanýn 416.

saatinden baº layarak 452. saatine kadar en yüksek ortalama % 48 NR uygulanan grupta gerçekleº miº, bunu % 58 NR ve % 68 NR uygulanan gruplar takip etmiºtir. Tersine, kuluçkanýn 452. saatinden 464. saatine kadar ise en düºük ortalama % O2

konsantrasyonu % 48 NR uygulanan grupta, en yüksek ortalama deðer ise % 68 NR uygulanan grupta gerçekleº miºtir. % 58 NR uygulanan grupta dikkate deðer bir artýº ya da azalýº olmamýºtýr.

Çizelge 1. FarklýNR uygulamalarýnýn kuluçkanýn farklýsaatlerinde % O2konsantrasyonu

üzerine etkileri 19 19,5 20 20,5 21 21,5 416 422 428 434 440 446 452 458 464

Kuluçka saat leri

O 2 % 48% 58% 68%

(24)

NR uygulamalarýnýn % O2 ortalama konsantrasyonlarýna etkisi Çizelge 4’de

verilmiºtir. Çizelge de görüldüðü gibi, ortalama % O2konsantrasyonlarýbakýmýndan

en yüksek ortalama % 48 NR uygulanan grupta gerçekleº miº, bunu sýrasýyla % 58 ve % 68 NR uygulanan gruplar takip etmiºtir.

Çizelge 2.4: NR uygulamalarýnýn deneme süresince ortalama % O2konsantrasyonu üzerine

etkileri Ortalama % O2 Konstrasyonu 20,55 20,6 20,65 20,7 20,75 20,8 20,85 48% 58% 68% Nisbi Rutubet % O 2 k o n sa n tr a sy o n u

(25)

4.2. Geç Dönem Embriyonik Ölümler ve Çýkýº Gücü

GDÖ ve çýkýº gücüne ait ortalamalar tablo 2’de verilmiºtir.

GDÖ bakýmýndan interaksiyon etkisi önemli ( P <0.01 ) olup, en yüksek ortalama % 18.47 ile 26 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupta bulunmuºtur. En düºük GDÖ oraný 52 haftalýk yaºta % 3.40 ile % 58 NR ve % 9.58 ile % 68 NR uygulanan gruplarda bulunmuºtur Yaº ana faktörü bakýmýndan 26 haftalýk yaº grubundaki GDÖ daha yüksek olup grup ortalamalarý arasýndaki fark önemli bulunmuºtur ( P <0.05 ).

ÇG bakýmýndan yaº x NR interaksiyon etkisi önemli olup, en düºük ortalama deðer % 81.53 ile 26 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupta bulunmuºtur. Bu grup ile 52 hf yaºta % 58 ve % 68 NR uygulanan grup ortalamalarý arasýndaki fark önemlidir ( P<0.01 ). Bu grup ile diðer grup ortalamalarý arasýndaki fark önemli bulunmuºtur ( P<0.01 ). Yaº faktörü bakýmýndan yaº lýgrup yumurtalarýndaki ÇG % 91.81 olarak gerçekleº miº ve gruplar arasýndaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuºtur ( P<0.05 ). NR bakýmýndan ise grup ortalamalarý arasýndaki fark ise istatistikî olarak önemsiz bulunmuºtur.

(26)

Tablo 2. Uygulanan muamelelerin embriyonik ölümler ve çýkýº gücüne etkileri (%, X±SH) Ýn t e r a k s i y o n E t k i l e r i Y a º (h f) % N R GDÖ Çýkýº Gücü 48 11.04ab 88.96ab 58 18.47a 81.53b 26 68 10.43ab 89.57ab 48 11.59ab 88.41ab 58 3.40b 96.60a 52 68 9.58b 90.42a X±SH 10.75 ± 2.72 87.90±2.72 P <0.01 <0.01 Ana faktörler Y a º (h f) 26 13.31a 86.68b 52 8.19b 91.81a X±SH 10.75 ± 1.57 89.24±1.57 P <0.05 <0.05 % N R 48 11.31 88.69 58 10.94 89.06 68 10.01 89.99 X±SH 10.75± 1.92 89.24±1.92 P ÖS ÖS ÖS: önemsiz

(27)

4.3. Yumurta Aðýrlýk Kayýplarýve Civciv Aðýrlýklarý

Yumurtadan kaybolan su miktarýna ait ortalama deðerler tablo 3’de verilmiºtir. Tablo 3 incelendiðinde; yumurta aðýrlýðý bakýmýndan yaº ve NR interaksiyonu ile yaº ve NR baðýmsýz deðiºkenleri bakýmýndan gruplar arasý fark önemsiz çýkmýºtýr.

16 – 19,5. günler arasý yumurta % aðýrlýk kayýplarý ( AK ) yaº x NR interaksiyon gruplarý bakýmýndan gruplar arasý fark önemsiz bulunmuºtur. Yaº ana faktörü bakýmýndan 52 haftalýk yaº gruplarýndaki AK daha fazla olmuºtur ( P <0.05 ). NR ana faktörleri bakýmýndan % AK’nýn sýrasýyla % 48, % 58 ve % 68’lik grupta % 2.3, %2.0 ve % 1.7 olarak gerçekleº miº olup grup ortalamalarý arasýndaki fark önemli bulunmuºtur (P<0.05).

Islak embriyo aðýrlýðý bakýmýndan, yaº x NR interaksiyon etkisi önemsiz bulunmuºtur. Yaº ana faktörü bakýmýndan yaº lý grup embriyolarý daha yüksek ortalama aðýrlýða sahip olup, ortalamalar arasýfark önemli bulunmuºtur (P<0.05). NR baðýmsýz deðiº keninin embriyo aðýrlýðýüzerine etkisi önemsiz bulunmuºtur.

Civciv aðýrlýðýbakýmýndan yaº x NR interaksiyon etkisi önemli bulunmuºtur (P <0.05). Buna göre, en yüksek ortalama deðer 26 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupta bulunmuºtur. En düºük ortalama deðerler ise 52 haftalýk yaºta %48, %58 ve % 68 NR uygulanan gruplarda belirlenmiº olup ortalamalar arasýndaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuºtur ( P <0.05 ).

(28)

Tablo 3. Uygulanan muamelelerin yumurta Aðýrlýk Kayýplarý( AK ) , % Embriyo, Civciv Aðýrlýklarýüzerine etkileri ; (%, X±SH) Ýn t e r a k s i y o n Etkileri Y a º (h f) % N R Yum Aðýrlýðý (g)1 16-19.5. günler AK (%) Islak Embriyo. Ag. (%) Civciv Ag (g) 48 66.1 2.2 80.7 46.4b 58 67.7 2.0 85.4 47.5a 26 68 65.9 1.5 86.1 46.6b 48 66.6 2.4 88.2 43.8c 58 66.2 2.1 84.3 43.7c 52 68 67.0 1.8 87.0 44.3c X±SH 65.6±0.80 2.0±0.51 85.3±2.47 45.4±0.28 P ÖS ÖS ÖS <0.05 Ana Faktörler Y a º (hf) 26 66.5 1.9b 84.0b 46.9a 52 66.6 2.1a 86.5a 43.9b X±SH 66.6±0.46 2.0±0.53 85.3±1.46 45.4±0.19 P ÖS <0.05 <0.05 <0.05 % N R 48 66.3 2.3a 84.5 45.1 58 66.9 2.0 b 84.9 45.6 68 66.5 1.7c 86.6 45.5 X±SH 66.6±0.57 2.0±0.47 85.3±1.15 45.4±0.55 P ÖS <0.05 ÖS ÖS ÖS: önemsiz 1 ) n =20

(29)

4.4. Çýkýº Saatleri

Çýkýº saatlerine ait ortalama deðerler tablo 4’de verilmiºtir. EÇ %’si bakýmýndan, en yüksek ortalama % 66.78 ile 52 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupta bulunmuºtur. Bu dönemde 26 haftalýk yaºtaki NR uygulanan gruplarda çýkýº olmamýºtýr. 52 haftalýk yaºta % 58 ve % 68 NR uygulanan gruplar arasýnda fark önemli (P<0.05) bulunurken bahsi geçen gruplar ile % 48 NR uygulanan gruplar arasýnda fark istatistikî olarak önemsiz bulunmuºtur. Yaº baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan ise en yüksek ortalama % 57.61 ile 52 haftalýk yaº grubunda bulunmuºtur (P<0.05 ). NR baðýmsýz deðiº keni bakýmýndan gruplar arasýndaki fark istatistikî olarak önemsiz bulunmuºtur.

NÇ bakýmýndan yaº x NR interaksiyon etkisi önemli bulunmuºtur (P <0.01). Buna göre, en yüksek ortalama % 50.86 ile 52 haftalýk yaºta % 68 NR uygulanan grupta gerçekleº miºtir. 26 haftalýk yaºta % 58 ve % 68 NR uygulanan gruplarda ise nispeten düºük çýkýº gerçekleºmiºtir. 52 haftalýk yaºta % 48 ve % 58 NR uygulanan gruplar ile 26 haftalýk yaºta % 48 NR uygulanan gruplar arasýnda fark önemsiz bulunmuºtur. 52 haftalýk yaºta % 68 NR uygulanan gruplar ile 26 haftalýk yaºta % 58 ve % 68 NR uygulanan gruplar arasýnda fark istatistikî olarak önemlidir ( P <0.01 ). Yaº baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan gruplar arasýnda yüksek ortalama % 39.31 ile 52 haftalýk yaºtaki grupta bulunmuº olup, grup ortalamalarýarasýndaki fark istatistiki olarak önemlidir (P<0.05). NR baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan gruplar arasýnda en yüksek ortalama % 42.30 ile % 48 NR uygulanan grupta bulunmuºtur. NR uygulamasý bakýmýndan % 48 ve % 58 NR uygulanan gruplar arasýnda farklar istatistikî olarak önemlidir ( P <0.05 ).

GÇ bakýmýndan en yüksek ortalama % 87.22 ve % 80.80 ile 26 haftalýk yaºta sýrasýyla % 68 ve % 58 NR uygulanan gruplarda bulunmuºtur. 52 haftalýk yaºta gruplar arasýnda fark önemsiz bulunmuºtur. 26 haftalýk yaºta % 58 ve % 68 NR uygulanan gruplar ile 52 haftalýk yaºta tüm grup ortalamalarýarasýnda fark istatistikî olarak önemli bulunmuºtur ( P<0.05 ). GÇ bakýmýndan yaº gruplarý arasýnda en yüksek ortalama % 74.06 ile 26 haftalýk yaºta gerçekleºmiº olup fark önemlidir ( P <0.01 ). NR faktörü bakýmýndan gruplar arasýnda en yüksek ortalama % 44.34 ve

(30)

% 42.89 ile sýrasýyla % 58 ve % 68 NR uygulanan grupta bulunmuºtur. NR uygulanan gruplar arasýndaki farklar istatistikî olarak önemlidir ( P <0.05 ).

Tablo 4. Uygulanan muamelelerin çýkýº saatleri üzerine etkileri (%, X±SH)

Ýnteraksiyon Etkileri Yaº (hf) % NR Erken Çýkýº (486-492 saat) Normal Çýkýº (493-498 saat) Geç Çýkýº (499-510 saat) 48 0.0c 45.82ab 54.18b 58 0.0c 19.20c 80.80a 26 68 0.0c 12.78c 87.22a 48 58.38ab 38.84ab 2.78c 58 66.78a 28.24bc 4.98c 52 68 47.68b 50.86a 1.46c X±SH 28.80 ± 5.22 32.62 ± 6.35 38.58 ± 4.73 P <0.05 <0.01 <0.05 Ana Faktörler Yaº (hf) 26 0.0b 25.93b 74.06a 52 57.61a 39.31a 3.07b X±SH 28.80±3.18 32.62±3.66 38.56±2.73 P <0.01 <0.05 <0.01 % NR 48 29.19 42.30a 28.48b 58 33.19 23.72 b 42.89a 68 23.84 31.82ab 44.34a X±SH 28.74±3.70 32.61±44.49 38.57±3.35 P ÖS <0.05 <0.05 ÖS: önemsiz

(31)

4.5. Civciv Organ Aðýrlýklarý

FarklýNR uygulamalarýnýn çýkýº sonrasýcivcivlerin YSK, KCG ve Kalp aðýrlýklarý üzerine etkileri alt baºlýklar halinde verilmiºtir.

4.5.1. Yumurta SarýsýKesesi aðýrlýðý

Çýkýºta YSK aðýrlýðýbakýmýndan interaksiyon etkisi önemsiz bulunurken yaº gruplarýarasýndaki farklar önemli bulunmuºtur (P<0.05). En yüksek ortalama % 14.9 ile 26 haftalýk yaº gruplarýnda elde edilmiºtir. Grup ortalamasý arasýndaki farklar istatistikî olarak önemli çýkmýºtýr (P<0.05).

NR baðýmsýz deðiºkeni uygulanan gruplarda çýkýº YSK aðýrlýklarýarasýndaki farklar istatistikî olarak önemsiz bulunmuºtur.

4.5.2. Karaciðer aðýrlýðý

Yaº x NR interaksiyonlarýbakýmýndan gruplar arasýfarklar önemsizdir. Çýkýº KCG aðýrlýðý bakýmýndan yaº gruplarý arasýnda en yüksek ortalama % 2.5 ile 52 haftalýk yaº grubunda bulunmuº olup grup ortalamalarý arasýndaki fark istatistiki olarak önemli çýkmýºtýr ( P <0.05 ).

NR baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan ise grup ortalamalarý arasý en düºük ortalama % 68 NR uygulanan grupta bulunmuºtur. Grup ortalamalarýarasýndaki fark istatistikî olarak önemli bulunmuºtur (P<0.05).

4.5.3. Kalp aðýrlýðý

Çýkýº kalp aðýrlýðý, yaº x NR interaksiyonlarýbakýmýndan en yüksek ortalama % 0.8 ile 52 haftalýk yaºta % 68 NR uygulanan grupta, en düºük ortalamalar ise 26 haftalýk yaºta % 48 ve % 68 ile 52 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupta gerçekleºmiºtir. Grup ortalamalarý arasýndaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuºtur ( P<0.05 ).

Yaº baðýmsýz deðiº keni bakýmýndan 52 haftalýk grup, NR bakýmýndan ise % 58 ve % 68’lik gruplar daha yüksek ortalamaya sahip olup, grup ortalamalarý arasýndaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuºtur ( P<0.05 ).

(32)

Tablo 5. Uygulanan muamelelerin civciv organ aðýrlýklarýüzerine etkileri (%, X±SH) Ýn t e r a k s i y o n e t k i l e r i Y a º (h f) % N R Y S K K C G K A L P 48 15.0 2.2 0.6b 58 14.0 2.2 0.7ab 26 68 16.0 2.0 0.6b 48 10.9 2.4 0.7ab 58 9.9 2.7 0.6b 52 68 11.1 2.3 0.8a X±SH 12.8 ± 0.96 2.3 ±0.10 0.7±0.03 P ÖS ÖS <0.05 Ana faktörler Y a º (h f) 26 14.9a 2.1b 0.6b 52 10.6b 2.5a 0.7a X±SH 12.8± 0.55 2.3± 0.06 0.7±0.02 P <0.05 <0.05 <0.05 % NR 48 13.0 2.3a 0.6 b 58 12.0 2.4 a 0.7a 68 14.0 2.1b 0.7a X±SH 13 ± 0.68 2.3±0.07 0.7±0.01 P ÖS <0.05 <0.05 ÖS: önemsiz

(33)

4.6. Kesim SonrasýBazýPerformans Deðerleri

Kesim sonrasý performans deðerleri tablo 6’da verilmiºtir. Tüm deðerler bakýmýndan yaº ve NR interaksiyonlarý ile yaº ve NR baðýmsýz deðiºken etkileri istatistiki olarak önemsizdir.

Tablo 6. Uygulanan muamelelerin kesim yaºýve kesim sonrasýbazýperformans deðerlerine etkileri (X±SH) Ýn t e r a k s i y o n e t k i l e ri Y a º (hf) % N R CA (g) YDK 48 2277.3 1.8 58 2187.3 2.1 26 68 2243.6 2.0 48 2353.2 2.0 58 2137.6 2.1 52 68 2292.6 2.0 X±SH 2248.6±71.63 2.0±0.10 P ÖS ÖS Ana Faktörler Yaº (hf) 26 2236.0 2.0 52 2261.0 2.0 X±SH 2248.5±41.36 2.0±0.06 P ÖS ÖS % NR 48 2315.3 2.0 58 2162.4 2.1 68 2268.1 2.0 X±SH 2248.6±50.65 2.0±0.07 P ÖS ÖS ÖS: önemsiz

(34)

5. TARTIª MA

ÇG bakýmýndan mevcut deðerler içerisinde en düºük ortalama 26 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupta gerçekleº miºtir. Yaº baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan ise en düºük ortalama deðer yine genç grupta bulunmuºtur. Mevcut durum Bruzal ve Ark.’in ( 2000 ) genç sürüler yaºlýlarla kýyaslandýðýnda daha düºük çýkýº gücüne sahiptir ifadesi ile kýsmen uyum içerisindedir. Bununla birlikte % 58 NR seviyesinin ÇG bakýmýndan oluº an olumsuzluk Burley ve Vadehra’nýn ( 1989 ) kuluçka makinelerinde ilk 19.5. gün NR’nin % 50–60 arasýnda, 19.5 günden çýkýº a kadar ise % 70 civarýnda olmasýnýn kuluçka yönetiminin baºarýyýartýracaðýifadesi ile uyumsuzluk içerisindedir.

Çýkýº saatleri bakýmýndan genel olarak yaº lý grup yumurtalarý, gençlere göre daha kýsa bir kuluçka süresine sahip olduðu görülmektedir. Mevcut sonuçlar, Bruzal ve Ark’ýn ( 2000 ) ebeveyn yaº ýnýn artýº ýna baðlýolarak çýkýº süresi kýsalýr ifadesi ile uyum içerisindedir.

Çalýº ma öncesi gruplarda mevcut yaº gruplarý içerisinde ebeveyn yaºý ne olursa olsun yüksek NR uygulanan gruplarda çýkýº süresinin uzayacaðý, düºük NR uygulanan gruplarda ise kýsa olmasý beklenmekteydi. Ancak yüksek NR uygulamalarý yaº lý ebeveyn yumurtalarýnýn erken çýkýº eðilimini azaltmada yeterli olamamýº lardýr. Bu sonuç Ar’ýn ( 1992 ) su buharýkuluçka makinesinde baðýmsýz bir kriter olmayýp, sýcaklýk vb faktörler bakýmýndan etkilenir ifadesi ile kýsmen uyum içerisindedir.

NR baðýmsýz deðiº keni bakýmýndan civciv çýkýº aðýrlýðý için gruplar arasýnda fark olmadýðý gözlenmiºtir. Mevcut durum Simkiss (1980)’in nem, civciv çýkýº aðýrlýðý üzerine etkilidir ifadesi ile uyumsuzluk içerisindedir. Ayrýca, Peebles ve ark.’ýn (2001) 26, 28 ve 30 haftalýk ebeveyn yaº gruplarýndan elde edilen civciv aðýrlýklarýný karº ýlaºtýrdýðý çalýº mada, 26 haftalýk yaºtaki ebeveynlerden elde edilen civcivlerin diðer gruplardan daha düºük aðýrlýk göstermesiyle mevcut çalýº ma sonuçlarýcivciv aðýrlýðýbakýmýndan uyumsuzluk göstermektedir.

YSK bakýmýndan Yaº x NR interaksiyon etkileri ve NR baðýmsýz deðiºkenleri önemsiz bulunurken, yaº baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan en yüksek ortalama genç

(35)

grupta bulunmuºtur ( P<0.05 ). Mevcut durum, Noble ve ark. (1986) ve Applegate and Lilburn, ( 1996 ) yaº lý ebeveyn yumurtalarýnýn gençlere oranla daha yüksek oranda sarýiçerdiðini, buna baðlýolarak bu yumurtalara ait embriyolarýn daha yüksek miktarda lipit sayesinde gençlere göre daha avantajlýolduðu saptanmýºtýr.

Civciv KCG aðýrlýðý bakýmýndan yaº gruplarý arasýnda en yüksek ortalama yaºlý grupta bulunmuºtur ( P<0.05 ). NR baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan ise grup ortalamalarý arasý en düºük ortalama % 68 NR uygulanan grupta bulunmuºtur ( P<0.05 ). Mevcut sonuçlar, Frech ve Shaw ( 1989 ), karaciðer aðýrlýðýile intestinal geliº imin yaº lýlardan elde edilen yumurtalara ait embriyolarda daha fazla olduðu ilkesi ile uyum içerisindedir. Peebles ve ark. ( 2001 ) ile Ding ve ark. ( 1995 ), ebeveyn yaº ýnýn artýº ýna baðlý olarak embriyoda ve yumurta sarýsýndaki yüzde lipit miktarýnýn arttýðýný, ancak karaciðer lipitleri için benzer bir iliº kinin kurulmasýnýn zor olduðunu bildirmiº lerdir.

Civciv ortalama aðýrlýðý bakýmýndan yaº x NR interaksiyon etkisi önemli bulunmuºtur ( P<0.05 ). Buna göre, en yüksek ortalama deðer 26 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan grupda ölçülmüºtür. En düºük ortalama deðerler ise 52 haftalýk yaºta %48, %58 ve % 68 NR uygulanan grupta bulunmuºtur ( P<0.05 ). Yaº baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan en yüksek ortalama genç sürü de bulunmuºtur ( P<0.05 ). Yaº baðýmsýz deðiºkeni bakýmýndan ýslak embriyo aðýrlýðý 52 hf yaº grubunda gerçekleºirken, civciv aðýrlýðý tam tersi bir durum göstererek 26 hf yaºta gerçekleºmiºtir. Tablo 4 incelendiðinde 52 hf yaº ta civcivlerin % 57.61’inin cýktýðý görülecektir. Bu durum erken çýkan civcivlerin kuluçkada genç gruba göre daha çok dehidrasyona uðradýðýný ve civciv aðýrlýðýndan bu sebeple farklý olduðunu düºünmektedir. Netekim, Swan ve Brake (1990), çýkýº zamanýnýn civciv performansý açýsýndan çok önemli bir kriter olduðunu ifade etmiº lerdir. Araºtýrýcýlar, çýkýºtan sonra bir grup civcivi 14 diðerini ise 32 saat makinede býrakmýº lardýr. Denemelerinde 1. grupta aðýrlýk kaybýnýn % 5 diðerinde ise % 12 olduðunu ve bu farklýlýðýn kesim yaº ýna kadar devam ettiði ifadesi ile uyum içerisindedir.

ÇG bakýmýndan, en düºük ortalama 26 haftalýk yaºtaki genç sürüden elde edilen yumurtalarda bulunmuºtur (P<0.01). Bunun muhtemel sebebi, yaºlýsürülerden elde edilen yumurtalarda oksijen geçirgenliðinin genç sürülere nazaran daha fazla olmasýdýr. Visschedijk ( 1991 ), yüksek rakýmlýbölgelerde çýkýº gücünün azalmasýnýn

(36)

önemli sebepleri arasýnda sadece yetersiz oksijen basýncýnýn düºüklüðü olmayýp, ayný zamanda kabuk geçirgenliðin artýº ý da önemli rol oynar ifadesi ile kýsmen uyum içerisindedir.

GDÖ bakýmýndan interaksiyon etkisi gözlenmiº olup, en yüksek ortalama deðer genç grupta bulunmuºtur ( P<0.01 ). Aksine en düºük GDÖ oraný yaº lý % 48 NR uygulanan grupta bulunmuºtur ( P<0.01 ). Yaº ana faktörü bakýmýndan 26 haftalýk yaº gruplarýndaki GDÖ daha fazla olmuºtur ( P<0.05 ). Bruzal ve ark. (2000); Cherms, (1981); Rahn ve ark. ( 1981 ), erken dönem embriyonik ölümler genç sürülerde, geç dönem embriyonik ölümler ise çoðunlukla yaº lý ebeveyn sürülerden elde edilen yumurtalarda daha fazla görülmektedir ifadesi ile uyumsuzluk içerisindedir. Ayrýca, GDÖ bakýmýndan interaksiyon etkisi gözlenmiº olup, yüksek ortalama 26 haftalýk yaºta % 58 NR uygulanan genç grupta bulunmuºtur. Ar ve Rahn (1980)’ a göre, ortamdaki aºýrý nem bulunmasý, yumurtadan yeterli miktarda su kaybýný engelleyerek, embriyonun boðulmasýna neden olacaktýr. Özellikle kuluçkanýn son döneminde, üretilen metabolik suyun artýº ýna baðlý olarak ölümler daha da fazla olabilecektir. Mevcut çalýº ma sonuçlarý, optimal geliº im için embriyodaki nisbi su miktarý % 66 civarýnda korunmalýdýr ilkesi ile uyumsuzluk içerisindedir.

(37)

6. SONUÇ ve ÖNERÝLER

Bu çalýº mada, 26 ve 52 haftalýk yaºta Ross 308 broyler ebeveyn sürüsünden elde edilen kuluçkalýk yumurtalar üzerine, kuluçkanýn 16. – 19.5. döneminde % 48 NR, % 58 NR ve % 68 NR uygulamalarýnda, geç dönem embriyonik ölüm evreleri, çýkýº gücü, yumurta % su ve AK, çýkýº saatleri, çýkýº gücü, çeº itli organ ( YSK, KCG ve Kalp ) aðýrlýklarý, ve yetiºtirme dönemi boyunca YDK’ larý üzerine olan etkileri incelenmiºtir. Araºtýrmada kuluçkanýn 16. günü sonunda embriyolarýn organ aðýrlýklarý, 16. ile 19.5. günler arasý her bir grupta farklý NR uygulamalarý yapýlmýº ve elde edilen veriler daha önceden hazýrlanan kartlara kaydedilmiºtir. Kaliteli civciv kriterlerinden sapma göstermeyen, saðlýklý olduðu gözlenen civcivler 24 adet grup oluºturularak 7 hafta süre ile yetiºtirmeye alýnmýº gerekli veriler kayýt altýna alýnmýºtýr. Daha sonra elde edilen veriler istatistiki analize tabi tutulmuº ve sonuçlar literatür bilgileri ile karº ýlaºtýrýlarak, yorumlar yapýlmaya çalýºýlmýºtýr.

Çalýº ma genel olarak deðerlendirildiðinde, genç ebeveyn yumurtalarýnýn, deneme periyodunda (16-19.5. günler arasýnda) % 48 yada % 68 NR’de inkübe edilmesi çýkýº gücü bakýmýndan olumlu görülmektedir. Her ne kadar çýkýº sonrasý performans deðerleri bakýmýndan grup ortalamalarý arasýnda bir fark bulunmasa da, çýkan civciv sayýsýndaki azalma nedeniyle genç grup için % 58 NR’ in kullanýlmamasý mevcut çalýº ma verilerine göre önerilebilir. Bununla beraber civciv çýkýº aðýrlýðýndaki farklýlýklara raðmen, çýkýº sonrasý performans deðerleri arasýnda herhangi bir farkýn olmamasý, gruplarda cinsiyet bakýmýndan bir farklýlýk olup olmadýðý sorusunu akla getirmektedir. Dolayýsýyla cinsiyet ayýrýmý yapýlmadan çýkýº sonrasýperformans ölçümlerinin yapýlmasýçalýº manýn önemli bir eksiðidir.

Yaºlý grupta çýkýº gücü bakýmýndan uygulanan tüm NR’ ler uygun görünmektedir. Yaº lý gruptan elde edilen civcivler baº langýç aðýrlýðý bakýmýndan, genç gruba göre daha dezavantajlýdýrlar. Bunun sebebi yaºlý gruptan elde edilen yumurtalardan kuluçka süresinin kýsa oluºu sebebiyle olduðu düºünülmektedir. Uygulanan NR’ ler yaºýn bu olumsuzluðunu azaltmada etkili olamamýºlardýr. Ancak

(38)

mevcut NR’ ler bakýmýndan, genel performans ölçüleri açýsýndan tüm deðerlerin uygun olduðunu göstermektedir.

Çalýº mada vurgulanmasý gereken bir diðer konu ise, yumurtalarýn temini ile ilgilidir. Gerek fakültemizde gerekse Türkiye’nin diðer üniversitelerinde ebeveyn yetiºtiriciliði bilindiði kadarýyla yapýlmamaktadýr. Dolayýsýyla kuluçka çalýºmalarýnda kuluçkalýk yumurtalar bu yönde faaliyet gösteren firmalardan temin edilmektedir. Yumurtalar satýn alýnýrken tüm özellikleri firmanýn beyanýna göre ifade edilmektedir. Mevcut çalýº mada genç sürü civcivlerinin oldukça geç çýkma eðiliminde olmasý ilgili yumurtalarýn uzun süre depolanmýº ºüphesini akla getirmiºtir. Sonuç olarak çalýº malarda bu tür sorunlarý elemine etmek için firma ile daha çok iletiº im kurmak yaralýolacaktýr.

(39)

7. KAYNAKLAR

Ar, A., (1992) Egg water movements during incubation. Avian Incubation pages 157-173, S.G. Tullett, ed., Butterworth-Heineman Nottingham, England. Applegate, T.J., Lilburn, 1996. Independent effects of hen age and egg size on

incubation and poult charecterictirs in commercial turkeys. Poultry Sci. 75: 1210-1216

Al-Thani, R., Simkiss, K., 1992. Effects of temperature on the migration of primordial germ cells in the chick embryo. Britist Poultry Sci., 33:735-739.

Ar, A. and H. Rahn, 1980. Water in the avian egg: overall budget of incubation. American Zoologist 20.373–384.

Barott, H.G. (1937) Effects of temperature, humidity and other factors on hatch of eggs and on energy metabolism of chick embryos. USDA Technical Bulletin No. 553.

Burke, W.H., Sex differences in incubation length and hatching weights of broiler chicks. Poultry Sci. 71: 1933-1938

Burley, R.W. ve Vadehra, V.D., 1989. The macroscopic structure, physical properties, and chemical composition of avian eggs. Sayfa: 1–17. In: The avian egg chemistry and biology. A wiley-Interscience Publication, New York, NY.

Christensen, V.L., Donaldson, W.E., Nestor, K.E., 1993. Hatchability and embryonic metabolism in turkey lines selected for egg production and growth. Poultry Sci., 72: 829-838.

Christensen, V.L., Donaldson, W.E., Nestor, K.E., 1997. Effects of an oxygen enriched environment on the survival of turkey embryos between twenty-five and twenty eight days of age. Poultry Sci., 76: 1556-1562.

Decuypere, E., Dewil, E., Kühn, R.E., 1991. The hatching process and the role of hormones. Avian Incubation. Tullet,S.G., (ed.), pp 239-256. Butterworth-Heinemann Ltd.

(40)

Dietz, M.W., Kampen M.P., Griensven, J.M.M., Mourik, S., 1998. Daily energy budgets of avian embryos: the paradox of the plateau phase in egg metabolic rate. Physiological Zoology, 71(2): 147-156.

Freeman, B.M., 1962. Gaseous metabolism in the domestic chicken. II. Oxygen consumption in the full term and hatching embryo with a note on a possible cause for death in the shell. Br. Poultry Sci.,3:63-71.

Freeman, B.M.,1965. The importance of glycogen at the termination of the embryonic existence of Gallus Domesticus. Comp. Biochem. Physiol. 14:217-222.

Freeman, B.M., 1969. The mobilization of hepatic glycogen in Gallus Domesticus at the end of incubation. Comp. Biochem. Physiol. 28: 1169-1176.

Feast, M., Noble, R.C., Speake, Spoarks, N.H.C., Ferguson, M.W.J., 1997. Effect of temporary reductions in incubation temperature on growth characteristics and lipid utilization in the chick embryo (Gallus gallus domesticus)

Freeman, B.M., Vince, M.A., (1974). Development of the avian embryo, (London, Chapman and Hall).

French, N.A., 1994. Effect of incubation temperature on the gross pathology of turkey embryos. Britist Poultry Sci., 35: 363-371.

French, N.A., 1997. Modeling incubation temperature: The effects of incubator design, embryonic development, and egg

size. Poultry Sci., 76:124-133.

French, N.A., 2000. Effect of short periods of high incubation temperature on hatchability and incidence of embryo pathology of turkey eggs. Britist Poultry Sci., 41:377-382.

Hoyt, D.F. 1987. A new model of avian embryo metabolism. Journal of Experimental Zoology. Suppl 1.127–138.

Hulet, R.M., V.L. Christensen and L.G. Bagley, 1987. Controlled egg weight loss during incubation of turkey eggs. Poultry Science 66.428–432.

Holland, S., Höchel, J., Burmeister,A., Janke,O., Nichelmann, M., 1998. A method for measuring deep body temperature in avian embryos. J.Therm. Biol. Vol. 23 (2):123-129.

(41)

Hulet, R.M., 2002. Responses of broiler strains to a thermal challenge late in incubation. Incubation and research group,

2002 meeting, pp: 11-12.

Lesley, J.R., 1995. The development of brain and behaviour in the chicken, (CAB International, Oxon, UK)

Lundy, H., 1969. A review of the effects of temperature, humidity, turning and gaseous environment in the incubator on the hatchability of hen’s egg. In: the fertility and hatchability of the hen’s egg, pp. 143-176.Edinburg.

Meijerhof, R., 1999. Embryo temperature is the key factor in incubation. World Poultry- Elsevier. 15: 42-43.

Minitab (1998). Minitab for Windows. Minitab inc., USA

Mstat (1989) Mstat-C: A Microcomputer Program for the Design, Management, and Analysis of Agronomic Research Experiments. Michigan State University - USA

Minitab Inc., 1995. Minitab reference manual. Release 10 Xtra.

Mstat-C: (1989). A Microcomputer Program for the Design, Management, and Analysis of Agronomic Research Experiments (Distirubition April, 1989, After Version I in 1983). Michigan State University – USA

Noble, R.C., Connor, K., 1984. lipid metabolism in the chick embryo of domestic fowl (Gallus domesticus) World’s Poult. Sci. J.; 40:114-120.

Peebles, E.D., Burnham, M.R., Gardner, C.W., Brake, J., Bruzal, J.J., ve Gerard, P.D., 2001. Effects of incubational humidity and hen age on embryo composition in broiler hatching eggs from young breeders. Poultry Science Poultry Science 80: 1299-1304.

Reinhart, B.A., and G.I. Hurnik, 1984. Traits affecting hatching performance of commercial chicken broiler eggs. Poultry Science 63.240–245.

Romanoff, A.L., 1960. The Avian Embryo. New York: Macmillan.

Romijn, C., Lokhoest, W., 1955. Chemical heat regulation in the chick embryo. Poultry Sci., 34:649-654.

Shanawany, M.M., 1982. The Interrelationship between egg weight, parental age and embryonic size in broiler breeders. Technical Note. SAC Press.

(42)

Simkiss, K.S., 1980. Water and ionic fluxes inside the egg. American Zoologist 20.385–393.

Spotilla, J.R., C.J. Weinheimer and C.V. Paggnelli, 1981. Shell resistance and evaporative water loss from bird eggs: effects of wind speed and egg size. Physiological Zoology 54.195–202.

Swann, G.S., Brake, J., 1990. Effect of Incubation dry-bulb and wet-bulb temperatures on time of hatch and chick weight at hatch. Poultry Sci., 69: 887-897.

Tazawa, H., Moriya, K., Tamura, A., Komoro, T., Akiyama, R., 2001. Ontogenetic study of thermoregulation in birds.J. therm. Biol. 26: 281-286.

Tazawa, H., Rahn, H., 1987. Temperature and metabolism of chick embryos and hatchlings after prolonged cooling.J. Exp. Zool. (Suppl. 1), 105-109.

Visschedijk, A.H.J.,1991. Incubation of eggs at high altitude. Avian Incubation (Ed. By, S.G. Tullett). Butterworth-Heinemann Ltd. 1991. Sf: 285-291.

Vleck, C.M., Hoyt, D.F., 1991. Metabolism and energetics of reptilian and avian embryos. In: Egg Incubation: Its Effects on Embryonic Development in Birds and reptiles Deeming, D.C., Ferguson, M.W.J., Eds.) Cambridge University Press, Cambridge Univ. Press. Cambridge, sf: 285-306.

Wineland, J.M., 1996. Factors influencing embryo respiration. Poultry Digest, September, 1996. 16-20.

Wilson, H.R., 1991. Physiological requirements of the developing embryo: temperature and turning. Avian Incubation. Tullet,S.G., (ed.), pp 145-156. Butterworth- Heinemann Ltd.

Wýneland, M.J., Chrýstensen, V.L., Faýrchýld, B.D., Yýldýrým, I., 2001. Effect of temperature and oxygen upon embryos during the plateau stage. IFDA meeting, UK

Zhang, Q., Whittow, G.C., 1992. The effect of incubation temperature on oxygen consumption and organ growth in domestic fowl embryos.J. therm. Biol. 17 (6): 339-345.

Şekil

TABLO ve ÇÝZELGE LÝSTESÝ
Tablo 1. Denemedeki ebeveyn yaº gruplarýna ait ( 26 ve 52 hf ) yumurtalarýn fiziksel özellikleri ( x ) hf YumurtaAðýrlýðý ( g ) AðýrlýðýSarý( g ) AðýrlýðýAk( g ) Kabuk Aðýrlýðý( g ) Kabuk Kalýnlýðý( mm ) YüksekliðiAk( mm ) 26 64.02 18.85 29.38 7.22 0.42 6.
Çizelge 1. FarklýNR uygulamalarýnýn kuluçkanýn farklýsaatlerinde % O 2 konsantrasyonu üzerine etkileri 1919,52020,52121,5 416 422 428 434 440 446 452 458 464
Çizelge 2.4 : NR uygulamalarýnýn deneme süresince ortalama % O 2 konsantrasyonu üzerine etkileri Ortalama % O2 Konstrasyonu 20,55 20,620,6520,720,7520,820,85 48% 58% 68% Nisbi Rutubet%O2konsantrasyonu
+6

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

Yerel siyasal elitler, mensup oldukları siyasal partilerin daha başarılı olabilmesi için genel olarak daha fazla halka anlatılması ve siyasal partiler kanunun

ca ve Hintçenin ilgisi de böylece meydana gelmiştir; ancak bu Farsça da- ha ziyade Türklerin kullandığı Orta Asya Farsçasıdır .' Bu sebeple Osman- lıcada

bireysel başvuru kararında da, üreme yeteneğinden sürekli yoksun olmak şartının kişinin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal

Dolayısıyla Ehl-i Hadis’in Mihne sonrası revaç bulan rivâyetleriyle diğer bazı konularda olduğu gibi hilâfet ve siyâset konularında da Sünnî algıyı etkilediği

Nehyi asabî dediğimiz ve kaba tabiriyle teneffüs felcini, şok dediğimiz yine kaba tâbirile deveran sistemi kollapsi'ni birbirine karıştırarak tedavi hususiyetini

A) Allah’ın yaratmasının sürekliliğine B) Allah’ın eşi, benzeri ve ortağı olmadığına C) Her şeyi yaratan ve yaşatanın Allah olduğuna D) Yaratılanları her an

İstinsah tarihi Mevlânâ’nın vefatından beş sene sonradır (1278). Gölpınarlı, şerhinde bu metni esas alırken; ondan önceki Türk şârihler An- karavî’nin

1927 senesinde İstanbul’da ahşap yapı yapmanın yasaklanmasıyla 7 bu tarihten sonra mevcut ahşap yapılar gerek çürüme gerekse yangın tehlikesine karşı bir süre daha