• Sonuç bulunamadı

Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Merkezine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem Tercihleri ve Etkileyen Faktörler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Merkezine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem Tercihleri ve Etkileyen Faktörler"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Merkezine Başvuran Kadınların Aile Planlaması Yöntem

Tercihleri ve Etkileyen Faktörler

The Factors Which Effect the Family Planning Methods Preferences of Women Applying to Family Planning at the Mother-Child Health Center of Sivas City.

Gülay YILDIRIM *, Nesrin TURAÇLAR **, Arzu BAKIR ***, Levent ÖZDEMİR ****

ÖZET

Bu araştırma, Sivas İli Ana-Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezi’ ne başvuran kadınların koruyucu yöntem tercihleri ve bunu etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. 2001 yılında merkeze başvuran kayıtlı 8425 kadının yöntem tercihleri ve etkileyen faktörler değerlendirildi.

Çalışma retrospektif olup, veriler bilgisayarda değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizde iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi ve çok gözlü düzenlerde Ki-kare testi kullanılmıştır. Kadınların yaş ortalaması 30.4±6.9 olup %59.5’i ilkokul mezunudur. Doğurduğu çocuk sayısı ortalaması 3.1±1.6 dır. Kadınların %63.3’ü etkili olmak üzere %89.5’inin herhangi bir yöntemle korunmakta oldukları belirlendi. En sık kullanılan yöntem rahim içi araç (%50.9) olup, ikinci sırada %20.5 ile geri çekme yöntemi gelmekteydi. Geleneksel bir yöntemle korunanlarla etkili yöntemle korunanların doğurduğu ve yaşayan çocuk sayısı ortalamaları arasında anlamlı fark bulunmazken (p>0.05), etki derecesi sınırlı yöntemle korunanlarda toplam gebelik sayısı ortalaması anlamlı olarak yüksek (p<0.05), son gebelik aralığı ise anlamlı derecede kısa bulunmuştur (p<0.05). Etkili yöntem kullananların %25.1’i, etki derecesi sınırlı yöntem kullananların %17.7’si lise-üstü okul mezunudur. Son gebeliği kürtaj ile sonlanan kadınların %11.9’u, düşük ile sonlanan kadınların %14.6’sı geri çekme yöntemini kullanmışlardır. Araştırmamıza göre merkeze başvuran kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe etkili yöntem kullanımı artmasına rağmen halen kadınların %26.1’ i etki derecesi sınırlı yöntemle korunmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın yapıldığı merkezin Sivas ilinde çok önemli bir ihtiyacı karşıladığı görülmektedir.

Anahtar kelimeler: Ana çocuk sağlığı merkezi, aile

planması yöntemleri

SUMMARY

This study was performed to evaluate protective method preferences and factors affecting the women applying to the Center for Family Planning and Mother–Child Health in Sivas city. Method preferences and factors affecting those preferences of 8425 women registered at the center in 2001 were evaluated. This retrospective study was evaluated by computer. In statistical analysis the importance test of difference between two means was used. Age average of women was 30.4±7.3 years and 59.5 % of them were graduated from primary school. Average of their childbirth number was 3.1±1.6. It was determined that 89.4% of women used any protection method, whereas 63.3 % of them used modern methods. The most used method was intrauterin device (50.9 %) and the second was coitus interruptus method (20.5 %). Although there was no significant difference in average of number of childbirth and living child between women protected by traditional method and modern method (p>0.05), average of total pregnancy number was significantly high in women protected by traditional method (p<0.001) and the last pregnancy interval was significantly short (p<0.001). 25.1 % of women using modern method and 17.7 % of women using traditional method were graduated from higher education. 11.9 % of women whose last pregnancy was terminated by curettage and 14.6 % of women whose last pregnancy was terminated by abortion had used coitus interruptus method.

According to our study although use of modern method increases based on education level of women applied to the center, 26.2 % of women still use traditional methods. Therefore, it seems that the center in which this study was carried out provides an important need for family planning and mother-child health in Sivas.

Key words: center for family planning and

mother-child health, family planning, methods

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 25 (3): 99 – 104, 2003

* Öğr. Gör., C. Ü. Sağlık Yüksek Okulu, Sivas

** Dr., Ana – Çocuk Sağlığı Aile Planlaması Merkezi, Sivas

*** Arş. Gör. Dr., C. Ü. Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Sivas

(2)

GİRİŞ

Aşırı doğurganlık (sık-fazla doğum) dar anlamda anne ve çocukların sağlığını, geniş anlamda toplumun genel sağlık düzeyini, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesini olumsuz olarak etkilemektedir. Ülkemizin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde, aşırı doğurganlığa bağlı oluşan ana-çocuk sağlığı sorunları, genel sağlık sorunları arasında ilk sırada yer almaktadır. Aşırı doğurganlık anne ve çocuğun hastalık ve ölüm riskini artırmaktadır (1, 2).

Sağlık Bakanlığı’nca 1997-1998 yıllarında ülke genelini temsilen 5 ilin tüm hastanelerinde yürütülen çalışmanın sonucuna göre ana ölüm hızı yüz binde 49.2 dir ve anne ölümünün bu araştırma kapsamında tüm kadın ölümlerinin içinde 5. sırada yer alması dikkat çekicidir(3). Anne ölüm nedenlerinin %25’i riskli gebelik, %52.1’i önlenebilir dolaylı ve doğrudan obstetrik nedenler, %4.5’i diğer nedenler, %18.4’ünün büyük kısmı ise aile planlaması hizmetlerinin eksikliği veya aksamaları sonucu görülmektedir (4).

Türkiye’de aile planlaması (AP) uygulamalarının yasallaştığı 1965 yılından bugüne kadar, ailelerin gebelikten korunma yöntemlerini kullanma oranları giderek artmıştır. Fakat bugün ulaşılan nokta istenilen düzeyde değildir. 1998 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçlarına göre ailelerin % 62’si başka çocuk istememekte ve %14.0’ı bir sonraki gebeliklerini en az iki yıl geciktirmek istemektedir. Buna rağmen ailelerin yalnızca %38.0’ı etkili aile planlaması yöntemi kullanmaktadır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak doğumların %26.2’si istenmeyen gebelikler sonucu olmakta, %10.1’inin ise zamanlaması uygun olmamaktadır. Ailelerin sahip olmak istediği ideal çocuk sayısı 2.1 iken doğurgan çağdaki bir kadının sahip olduğu ortalama çocuk sayısı 4.1’dir(2). Toplam doğurganlık hızı kırsal yörelerde yaşayan kadınlar için 3.1, kentsel yörelerde 2.4’ tür. Türkiye ortalaması 2.6’dır(5). Bu veriler, ülkemizde ailelerin doğurganlıklarını planlamada yeterince başarılı olamadıklarını göstermektedir.

Bu bağlamda ana ve çocuk sağlığı ve üreme sağlığı hizmetleri yeterince verilemeyen ve birinci basamak kuruluşları eksik olan bölgelere öncelik verilerek, il merkezlerinde her 100.000 nüfusa bir, merkez yerleşim nüfusu en az 30.000 olan ilçe merkezlerinde de bir adet olmak üzere, Ana-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) merkezleri kurulmuştur (3,6,7).

Günümüzde AP hizmeti ülke genelinde sürdürülmektedir. 1983 yılında yürürlüğe giren, halen konusunda dünyadaki en kapsamlı ve liberal yasalar arasında bulunan, 2827 sayılı AP hizmetlerini düzenleyen yasada, getirdiği yeniliklerin yanı sıra sektörler-arası işbirliğinin gerekliliği vurgulanmıştır. Ancak günümüze kadar geniş katılımlı, verimli ve süreklilik gösteren sektörler-arası işbirliği tam olarak gerçekleşmemiştir. 2827 sayılı yasa ile getirilen yenilikler; kurs görmüş ebe ve hemşirelere rahim içi araç (RİA) uygulama yetkisi verilmesi, cerrahi kontrasepsiyon yöntem seçeneklerinin içine alınması, 10. haftaya kadar gebeliklerin isteğe bağlı olarak sonlandırılması ve sektörler arası işbirliğinin zorunlu hale getirilmesidir (4,6,7).

Bu çalışmada; Sivas İli Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi’ nin 2001 yılında verdiği AP hizmetleri ve AP yöntemleri tercihi ile bunu etkileyen faktörlerin tespit edilmesi amaçlandı.

GEREÇ VE YÖNTEM

Sivas Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezi’ nin 2001 yılı kayıtları incelendi. Bu süre içinde polikliniğe başvuran 8425 kişinin aldıkları hizmetler ile AP yöntemi kullanma durumu ve bu durumu etkileyen faktörler değerlendirildi. Poliklinik kayıt defterinde soru olarak sorulan başvuran kişilerin demografik özellikleri (yaş, cinsiyet, eğitim durum), doğurganlık özellikleri (gebelik sayısı, doğurduğu çocuk sayısı, yaşayan çocuk sayısı, düşük sayısı, son gebeliğin sonlanma durumu, son gebelik aralığı) kontrasepsiyon özellikleri (son 3 aydaki kullandığı korunma şekli) hakkında bilgiler elde edildi. Bu retrospektif çalışmada elde edilen veriler SPSS 9.0 programında değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizde iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi ve çok gözlü düzenlerde Ki-kare kullanılmıştır.

BULGULAR

AÇSAP polikliniğine bir yılda 8425 başvuru yapılmıştı. Merkeze başvuran kadınların yaş ortalaması 30.4±6.9’du. Kadınların çoğunluğu (%59.5) ilkokul mezunu idi. Son gebeliklerinin % 88.1’i canlı doğum şeklinde sonlanmıştı. Grubun tanımlayıcı özellikleri Tablo 1’de verilmiştir.

Kadınların merkeze başvurmadan önceki üç ay içinde kullandıkları korunma yöntemleri değerlendirildiğinde; % 89.5’i herhangi bir yöntemle

(3)

korunmaya çalıştığını bildirmiştir. Bunların % 63.3’ü etkili bir yöntem kullanmaktaydı.

Tablo 1. Sivas ili AÇS-AP Merkezine 2001 yılında hizmet alan

kadınların özellikleri n % Yaş grupları 15-19 187 2.2 20-24 1691 20.1 25-29 2192 26.0 30-34 1919 22.8 35-39 1461 17.3 40-44 654 7.8 45-49 233 2.8 50+ 54 0.6 Kayıtsız* 34 0.4 Eğitim durumu Okur-yazar değil 139 1.6 İlkokul 5015 59.6 Ortaokul 881 10.5 Lise 1512 17.9 Yüksekokul ve üstü 534 6.3 Kayıtsız* 344 4.1

Son gebeliğin sonuçlanma şekli

Normal doğum 6947 82.5 Düşük 146 1.7 Kürtaj 684 8.1 Sezeryan 477 5.7 Kayıtsız* 171 2.0 Toplam 8425 100.0

*Kayıtlarda veriye rastlanmamıştır

En yüksek sıklıkta kullanılan yöntem RİA’dır (%50.9). AÇSAP merkezine 2001 yılında başvuran

kadınların son üç ay içinde kullandıkları AP yöntemlerinin dağılımı Tablo 2’de görülmektedir.

Eğitim durumunun yöntem tercihine etkileriyle ilgili bazı özellikler Tablo 3’de verilmiştir. Bütün gruplarda en çok tercih edilen AP yöntemi RİA olurken en az tercih edilen yöntem enjeksiyon yöntemidir. Okur yazar olmayanlarda RİA kullanma yüzdesi 58.4 iken bu ran yüksekokul mezunlarında 39.1 dir (p>0.05).

Tablo 4’te kullanılan yöntemin etkili veya etki derecesi sınırlı oluşuna göre doğurduğu çocuk sayısı, yaşayan çocuk sayısı, toplam gebelik sayısı ve son gebelik aralığı değerlendirilmiştir. Etkili yöntem kullananlarda toplam gebelik sayısı ortalaması 3.2±1.8 iken etki derecesi sınırlı yöntem kullananlarda 3.5±2.2 olarak bulunmuştur (p<0.05). Son gebelik aralığı etkili yöntem kullananlarda 5.1±4.7 iken etki derecesi sınırlı yöntem kullananlarda 2.2±3.5 olarak tespit edilmiştir (p<0.05). Etki derecesi sınırlı bir yöntemle korunanlarla, etkili yöntemle korunanların doğurduğu çocuk sayısı ve yaşayan çocuk sayısı ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05).

Kadınların, son gebeliği kürtaj ile sonlananların %11.9’u, düşük ile sonlananların %14.6’sı geri çekme yöntemini kullanmışlardır.

Tablo 2. AÇS-AP Merkezine 2001 yılında başvuran kadınların

son 3 ay içinde kullandıkları aile planlaması yöntemlerinin dağılımı Kullanılan yöntem n % Kondom 375 12.1 RİA 1576 50.9 Oral kontraseptif 228 7.4 Enjeksiyon 14 0.5 Geri çekme 634 20.5 Laktasyon 271 8.6 Toplam 3098 100.0

(4)

Tablo 3. Kadınların Eğitim Düzeyinin Yöntem Seçimine Etkisi Öğrenim Durumu (%)* Yöntemler OYD** (n=129) İlkokul (n=4790) Ortaokul (n=843) Lise (n=1458) Yüksekokul (n=516) Kondom 6.9 10.7 17.3 15.4 21.7 RİA 58.4 52.2 47.5 46.4 39.1 Oral kontraseptif 2.7 7.0 11.0 9.3 7.3 Enjeksiyon 1.4 0.3 0.7 0.6 1.4 Geri çekme 23.7 21.3 14.9 17.7 19.6 Laktasyon 6.9 8.5 8.6 10.6 10.9 Toplam 100.0 100 .0 100.0 100.0 100.0

(p>0.05, çok gözlü düzenlerde Ki-kare analizi yapıldı) * Sütun yüzdesi alınmıştır

** OYD: Okur yazar değil

Tablo 4. Kadınların Yöntem Kullanımına Göre Doğurganlık Özellikleri

Özellikler Etki derecesi sınırlı yöntem Etkili yöntem Toplam Çocuk sayısı (ort±ss) 2.8±1.7 2.7±1.4 2.7±1.6 Yaşayan çocuk sayısı (ort±ss) 2.6±1.4 2.5±1.2 2.5±1.5 Toplam gebelik (ort±ss)* 3.5±2.2 3.2±1.8 3.3±1.9 Son gebelik aralığı (ort±ss)* 2.2±3.5 5.1±4.7 4.6±4.9 *p<0.05

TARTIŞMA

Kadınların %48.8’i 25-34 yaş grubunda bulunuyordu. Eğitim durumu incelendiğinde %59.5’inin ilkokul mezunu olduğu görüldü.

Araştırmamızda kadınların toplam gebelik sayısı ortalama 3.3±1.9 bulundu. Gemlik’te yapılan bir araştırmada bu oran 2.8±1.3 Isparta’da ise 2.5±1.5 olarak hesaplanmıştır (8). Aradaki bu fark; bölgelere göre kadınların sahip oldukları çocuk sayısı ortalamasının, batıda 3.5, doğuda 7.3, Türkiye genelinde ise 4.6 olduğu verisini desteklemektedir (4).

Araştırmamızda, kadınların doğurduğu çocuk sayısı ortalaması 2.7±1.6, yaşayan çocuk sayısı ortalaması 2.5±1.5 olarak hesaplanmıştır. 1998 TNSA Türkiye’nin doğurganlık hızını 2.6 olarak göstermektedir (4). Ortalama canlı doğum sayısı ile ortalama yaşayan çocuk sayılarının karşılaştırılması çocukların hayatta kalma durumunu kabaca değerlendirme olanağı verir (4). Bu bağlamda araştırma sonuçlarımıza göre canlı doğan çocukların % 94.3’ünün hayatta olduğu tespit edilmiştir

2001 yılında AP polikliniğine başvuran kadınların son gebeliklerinin % 88.1’i canlı doğum, % 8.1’i kürtaj şeklinde sonlanmıştır. Isparta’da yapılan araştırmada

(5)

son gebelikler % 85.6 oranında canlı doğumla sonlanmıştır (8). Son gebelik aralığı ortalaması 4.6 ± 4.9 yıl olarak hesaplanmıştır. Isparta’da yapılan araştırmadaki son gebelik aralığı 5.1 ± 5.2 yıldır. Türkiye genelindeki doğumların % 2.6’sının 24 aydan kısa aralıklarla meydana geldiği tespit edilmiştir (5). TNSA 1998 verilerine göre ülkemizde herhangi bir yöntem kullanma oranı %63.5, etkili yöntem kullanma oranı % 38, etki derecesi sınırlı yöntem kullanma oranı % 25.5’dir. Araştırmamızda herhangi bir yöntem kullanma oranı % 89.5, etkili yöntem kullanma oranı % 63.3’dür. Aydın’da yapılan bir araştırmada etkili yöntem kullanma oranı % 32.5 olarak bulunmuştur. TNSA 1998 verilerine göre Türkiye’de etkili yöntem kullanma oranı batıda % 40.5, doğuda % 26.7’dir (4, 10). Etkili yöntem kullanma sıklığının yüksek olma nedeni araştırmanın AP merkezinde yapılmış olmasından kaynaklanmıştır.

TNSA 1998 verilerine göre etki derecesi sınırlı yöntemlerden biri olan geri çekmenin en çok kullanılan yöntem olduğu etkili yöntemler içinde de rahim içi aracın ilk sırayı aldığı görülmektedir (9). Bizim araştırmamız da bu sonuçları desteklemektedir. Aydın’da yapılan bir çalışmada ilk sırayı kondom, ikinci sırayı RİA ve üçüncü sırayı hap almaktadır (11). Araştırmamızda etki derecesi sınırlı yöntem kullanma oranı %26.2 iken Aydın’da % 27.8 olarak bulunmuştur (10). Dünyada insanların yaklaşık % 60’ı etkili kontraseptif yöntemlerle korunmasına rağmen tahminen 350 milyon çiftin AP yöntemleri hakkında bilgilerinin olmadığı veya bu hizmetlere nasıl ulaşacaklarını bilmedikleri düşünülmektedir (8).

Ülkemizde kullanılan etki derecesi sınırlı yöntemlerin büyük çoğunluğunu (% 95.7) geri çekme yöntemi oluşturmaktadır. Geri çekme gibi etki derecesi sınırlı yöntemlerde % 30 başarısızlık hızının olduğu bilinmektedir. Ülkemizde yapılmış bir çalışmada, geri çekme yöntemi uygulayanların çoğunluğu bu yöntemi etkin bir yöntem olarak düşünmektedirler (11). Bu nedenlerle erkeklerin AP ile ilgili eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlandırılması etkin yöntemlerle birlikte etki derecesi sınırlı yöntemlere ilişkin bilgilendirme yaygınlaştırılmalıdır. İzmir gibi gelişmiş bir batı ilimizde yapılmış çalışmada erkeklerin pek çok yöntemi tanımakta olduğu ancak onlara ilişkin bilgilerinin yanlış olabildiği görülmüştür (8).

Araştırmamızda herhangi bir yöntem kullanımıyla eğitim arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmamaktadır. Ancak Isparta’da yapılan

araştırmadaki eğitim durumuna göre etkili yöntem kullanımı ilkokul ve altı öğretim görenlerde daha yüksek bulunmuştur (5). Bu durum araştırmanın bir AP merkezinde yapılmasının yanı sıra kontrasepsiyon hizmet sunumunda başvuranların bu konuda bilgilendirildikleri şeklinde açıklanmıştır (8). TNSA 1998 verilerine göre evli kadınların eğitim durumu, yöntem kullanımında da belirleyici özelliğini korumaktadır. Eğitimi olmayanlar arasında etkili yöntem kullanımı % 28 iken, ortaokul mezunu ve üzeri eğitim görenlerde % 53’ dür.

Yaşayan çocuk sayısına göre yöntem kullanımına bakıldığında çok çocukluların daha çok korunmakta olduğu beklense de gerçekte durum öyle değildir. AP planlaması yöntemlerini bu kategoride en çok 2 ve 3 çocuklu aileler uygulamaktadır (4). Araştırmamız da bu sonucu desteklemektedir.

Araştırmamıza göre AÇSAP’a başvuran kadınların % 26.1’ i etki derecesi sınırlı yöntemle korunmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın yapıldığı AP polikliniğinin Sivas ilinde çok önemli bir ihtiyacı karşıladığı görülmektedir. AP ile ilgili hizmet veren diğer sağlık kurumlarıyla işbirliğinin ve erkeklerin de AP’ na etkin katılımının artırılması önerilebilir.

KAYNAKLAR

1. Mıhcıokur S, Akın A. Dünyada ve Türkiye’de anne ölümleri. Sağlık ve Toplum. 1998; 8: 41-37.

2. Daş Z. Kadınlara doğum sonu dönemde verilen aile planlaması eğitiminin etkin yöntem kullanımına etkisi. Yüksek Lisans tezi. Sivas; 1998.

3. Akın A, Aslan D. Kadın sağlığı. Yeni Türkiye. 2001; 529. 4. Açıkalın İ. Türkiye’de ana sağlığı ve aile planlaması. Yeni

Türkiye. 2001; 443-58.

5. Gökmen O, Özcan S. Dünyada ve Türkiye’de üreme sağlığı.Yeni Türkiye. 2001; 486-6.

6. Akın A, Aslan D. Cumhuriyet ve kadın. Sağlık ve Toplum. 1998; 8: 7.

7. Bilgili N, Akın A. Uluslararası kararlarda kadın konusu.

Sağlık ve Toplum. 1998; 8: 13-12.

8. Kişioğlu AN, Öztürk M. Isparta İli Sadık Yağcı ana-çocuk sağlığı aile planlaması merkezi aile planlaması polikliniğine 2000 yılında başvuran hastaların değerlendirilmesi. 8.Ulusal Halk Sağlığı Kongresi. Diyarbakır; 2002, 196-193.

(6)

9. Yaşer Y, Balkan E. Türkiye’de nüfus ve sağlık 1999 . Yeni Türkiye. 2001; 451-2.

10. Meteoğlu D. 2001 yılında Aydın İlinde ana sağlığı ve aile planlaması. Sağlık ve Toplum. 2002; 12: 35.

11. Yurdakul M,Vural G. Etki derecesi sınırlı yöntem kullanma nedenleri ve hemşirenin aile planlaması hizmetlerinde etkinliği. Sağlık ve Toplum. 2001; 11: 42-45.

Yazışma Adresi :

Yrd. Doç. Levent ÖZDEMİR

Referanslar

Benzer Belgeler

Üstünbaş HB ve Diğerleri: Hacılar ve Hisarcık Sağlık Ocakları bölgelerinde erkeklerin aile planlaması hakkın­. daki bilgi tutum ve davranışları,

Bebeklerin anne sütünden önce besin alma ile annenin eğitim durumu, çocuk sayısı, ailenin aylık geliri ve doğum şekli arasında anlamlı bir ilişki saptanırken

Gövdemden sızan sular gibi Akıp gitti bir yaz daha Sevişmelerle gündüz vakti Ve beyaz öğle uykularıyla Bir yazdı artık geçmiş olan Oysa hâlâ tenimde tuz

Kadınların yaş grupları ve gelir durumları ile jinekolojik kanser farkındalık ölçeği toplam ortanca değeri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık

Amaç: Bu çalışma, etkili kontraseptif yöntem kullanmak üzere aile planlaması kliniğine başvuran 15- 49 yaş kadınların geri çekme yöntemini yaşamlarının herhangi

MADDE 14- (08 Temmuz 2005 yayım tarihli Yönetmelik ile değişik) Merkezlerde, aşağıda sayılan ve niteliği belirtilen personelin bulunması zorunludur. a) Mes’ul müdür: Tam

Bu çalışmada normal doğum tercih etme nedenleri sırasıyla; “anne için daha sağlıklı olduğunu düşünme”, “bebek için daha sağlıklı olduğunu düşünme” ve

Ülkemizde ana ile çocu1kların sağlık sorunları, geHşmiş kapita- list, sosyalist ve ıgeri bıra.kılmış ülkelerin konumları da gözden geçi- rildikten sonra,