T T - SOOMOfr
■
■
P
S
Marmara
Kıyılarındaki
İstanbul “12”
Hazırlayan: C. İ.R
ivayete göre; hükmet sahibi bir dervişin ünü İstanbul'u sardığında, günün padişahı onun bilgisini bizzat dene mek ister. Dervişi yanına alıp Sa- rayburnu’na iner. Orada hazırlanan saltanat kayığına binerken; «Bil ba kalım, hangi kapıdan şehre girece ğim?» diye sorar. Derviş derinden düşünür sonra bir kâğıda birşeyler yazıp katlar ve hünkâra uzatırken: «Buraya yazdım padişahım. Ancak şehre girdikten sonra okuyunuz» der. Padişah kâğıdı alıp saltanat ka yığına biner ve denize açılır. Mar mara Denizi boyunca uzanan surla rın mevcut kapılarından hiçbirinden şehre girmek istemez padişah. Sur ların önünde bir yerde kayığı dur- durtur. Adamlarını salıp kalın sur. duvarlarından bir kapı açtırır. Ora dan şehre girdiğinde cebinden Der vişin verdiği kâğıdı çıkarır ve okur; «Yeni kapın uğurlu ve hayırlı olsun hünkârım»Tarifsiz şaşkınlığa kapılıp heyecana düşer padişah. Saraya döndüğünde dervişi ihsanlara gankeder. Böylece İstanbul'un Marmara denizi boyunca uzanan sudan üzerinde es kilere ilâveten bir yeni kapı daha açılmış. Burası Yenikapı diye anı lır.
Yeni kapının çevresinde çok geçme den yeni bir semt doğup gelişir. Bu semt de o yeni kapının adıyla anı lır; Yenikapı denir. Kumkapı ile Lân- ga arasında doğan bu yeni semtin sakinlerinin daha çök Müslümanlar olduğu görülür. Ancak zamanla semt Kumkapı ile birleştiğinden, Er menilerle, ve biraz da Rumlarla do lar. Ancak yüzyıllar boyu mütevazî bir semt havasını koruyarak öylece büyür ve kalabalıklaşır.
Yen.kapı, Aksaray ile olan yakınlığı nedeniyle çok geçmeden şehrin mer kezî bir noktası haline gelmişti. Semt kalabalıklaşırken buraya bir de tren istasyonu kurulmuş böylece daha hareketli bir hale bürünmüştü. İstanbul'un çeşitli yerlerine olan ya kınlığı ve yol bağlantısı yüzünden deniz yoluyla getirilen odunlar bu raya depolanmaya başlamış ve Ye-
n’kapı şehrin en önemli yakacak de polarından b'ri halini almıştı. Tren yolundan Aksaray'a doğru uzanan yolun iki yanını kaplayan odun de poları uzun yıllar burada faai’vet göstermiş ve şehrin çeşitli semtle rinin kışlık yakacak odunları hep buradaki depolardan sağlanmıştı.
Yenikapı’da denizin üzerine ahşap iskelelerle kurulan gazino ve mey haneler de buraya ayrı bir renk ve
YENİKAPI
Yenikapı’dan Aksaray civarının görünüşü (üstte), Aksaray'dan Yenikapı girişi (yukarıda).
İstanbul şehir merkeziyle adeta iç İçe olması nedeniyle giderek gelişen Yenikapı sahil yolu ve sandallar...
hava katmıştı zamanla. Bunların en ünlüleri hiç şüphe yok ki Çakır Meh met’in işlettiği «Çakır Gazinosu» id i İstanbul'un en ünlü ses ve sahne sanatçıları bu gazinonun ahşap sah nesinde konserler vermişler ve Ça
kır Gazinosu uzun yıllar İstanbul'un en önemli eğlence yerlerinden biri olmak özelliğini korumuştu. 1950'li yıllarda Adnan Menderes İs tanbul’un imar hareketini başlattı ğında şehirde yapılan istimlâklerden çıkarılan molozlar Sarayburnu’ndan itibaren denize dökülmeye buradan Ataköy’e doğru uzanan bir sahil şeridi ortaya çıkmaya başladığında
Yenikapı da bu dolgu işlemine ma ruz kalmıştı. Sahilde, denizin üze rindeki iskele biçimi ahşap gazino lar, kahvehaneler, meyhaneler bu ameliye sırasında ortadan kalkmış; bazıları ise denizden hayli uzaklaş mıştı.
İşte bir zamanlar İstanbul’un en meşhur eğlence yerlerinden biri olan
Çakır Gazinosu da denizden bir hay li uzaklaşıvermişti Sahil Yolu’nun yapımıyla. Bu sıralarda gazinonun sahibi Çakır Mehmet de ölmüş bu lunduğundan, yerine açılan yeni ga zino da eski adına yakın bir adla
«Çakıl Gazinosu» olarak faaliyete geçmişti. İşte bugün denizden hayli uzaklaşmış bulunan Çakıl Müzik
holü, vaktiyle deniz üzerindeki bir iskele gazino olan Çakır Gazinosu' nun devamıdır.
Sahil yolunun yapımıyla Yenikapı yeni bir veçheye büründü. Bu arada semt daha büyük bir gelişme ve ya- yıtma kaydederken şehrin en mer kezî yerlerinden biri halini aldı. Ye-
nikapı güzel bir bulvarla Bozdoğan Bulvarı’nü ve oradan Atatürk Köp- rüsü’ne bağlandı. Bu arada Beyazıt’ tan Lâleli yoluyla Aksaray'a inen cadde de bu bulvarı kesip Millet Caddesi yoluyla Topkapıya bağlan dığından semt daha büyük bir hare ket kazandı.
Bu gelişme ve hareketlenmeye pa ralel olarak Yenikapı’dan Aksaray'a uzanan geniş bulvarın iki yanında kalan odun depoları yerlerini büyük apartmanlara terk ederken caddeler asfaltlandı ve Yenikapı’dan Aksa ray'a uzanan bulvar tammen Avru pai bir görünüş aldı. Bugün bu bul var ile eski Yenikapı’dan bir eser kalmamıştır âdeta. Yenîkapı’ya sır tını dayamış bulunan Lânga’nın meşhur bostanları da tarihe karışan lar arasındadır. Bu baştanlarda İs tanbul’un en güzel salatalıkları, do matesleri, patlıcanları yetişirdi vak tiyle. Bugün ise yerlerini koca koca beton binalar kaplamış durumda. Kentin büyüyen ve gelişen her kö şesinde olduğu gibi Yenikapı'da da meskenler gitgide azalmakta, yerle rini işyerleri, yazıhaneler almakta bir bir. Son yıllarda burası da ken tin turistik merkezleri arasına ka rıştığından Yenikapı’nın sokak iç lerine kadar oteller de yayılmış bu lunuyor. Yaz aylarında Arap turistler buradaki otellerin sürekli müşterileri arasında. Kebapçı dükkânları, büfe ler, kuruyemişçiler, pastaneler de Yenikapı’daki bulvarın en işlek yer leri arasında.
Yenikapı - Aksaray çıkışı, sahil yolu ve yeni dojdurulan sahil şeridi...
Yenikapı’da çay bahçeleri (üstte) ve sahil yolundaki gazino ve lokantalar...
Yenikapı gittikçe gelişiyor, gittikçe büyüyüp güzelleşiyor, gittikçe kala balıklaşıyor, gittikçe yoğunlaşan trafiği ile dev bir arı kovanını andı
rıyor. Kısacası bugün artık eski Ye- nikapı’dan eser bile katmamış va ziyette. O sarı suratlı tren istasyonu ile demirden yapılma demiryolu
köprüsü eski Yenikapı’dan günümü ze kadar ulaşabilen nadide yadigâr lar oluyor.
Eski Yenikapı’nın artık yaşlanmış
sakinleri eski günlerin anılarıyla ya şıyorlar ve hepsi sanki sözleşmişler gibi ayni şeyi düşünüp söylüyorlar: — «Ah neredeee o eski Yenikapı...»
27
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi