• Sonuç bulunamadı

Akciğer kanseri nedeniyle 60 yaşında yitirdiğimiz Ağaoğlu, dün toprağa verildi:Mustafa Kemal Ağaoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akciğer kanseri nedeniyle 60 yaşında yitirdiğimiz Ağaoğlu, dün toprağa verildi:Mustafa Kemal Ağaoğlu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T r - S 't - i ¿* 10

SAYFA

CUMHURİYET

14

1

2

.. (

KULTUR

kultur@cumhuriyet.com.tr

Akciğer kanseri nedeniyle 60 yaşında yitirdiğimiz Ağaoğlu, dün toprağa verildi

Mustafa K em al Ağaoğlu

&

hrtında büyük

bir kambur

vardı: Ahmet

A gayef’in

torunu, Samet

Ağaoğlu ve

Neriman

A ğaoğlu’nun

oğlu, Tektaş

Ağaoğlu’nun

küçük

kardeşiydi. Bu

taşınması güç

yük, onu

Karamazof

ailesinin huysuz

üyesi kılmaya

yetmişti.

ENİS BATUR___________________ Yıllar önceydi; kapım çalındığında, te­ lefon konuşmalarından yalnızca sesini tanıdığım, o güne dek yüz yüze görüşme­ diğim biriyle karşılaşacağımı biliyordum, gelgelelim ‘küçük efsanesi’ ile tanışalı epey olmuştu: Mustafa Kemal Ağaoğlu tuhaf bir adamdı.

Yıllar sonra ilk (ve şimdilik tek) kita­ bının künye notunda yazdığım gibi, sır­ tında büyük bir kambur vardı: Ahmet

Agayef in torunu, Samet Ağaoğlu' nun ve Neriman Ağaoğlu'nun oğlu, Tektaş Ağa­

oğlu’nun küçük kardeşiydi. Bu taşınma­ sı güç yük, onu ilk gençliğinden başla­ yarak Karamazof ailesinin huysuz üyesi kılmaya yetmişti. Saint- Joseph Lisesi’nin berduş öğrencisi, gönderildiği Londra’dan bir tek Eliot’m “Çorak Ülke”sini ezber­ leyerek dönmüş, 1970’lerin başında kim­ senin tanımadığı Gölköy’e giderek, bir avuç çizgidışı yaşıtıyla birlikte Türki­ ye'nin “komün hayatı” yaşayan ilk uyum­ suz cemaatini kurmuştu.

Sonrasında onu İstanbul’un egzantrik figürleri arasında görüyoruz. Dünyanın en yakışıklı adamlarından biri değil(di) Mini Kaf, gene de kentin en güzel kadın­ larıyla peşpeşe, sayısını kendisinin bile unuttuğu evlilikler, beraberlikler yaşa­ masına engel olmamıştı bu: Onda garip, anlatılması güç bir şeytan tüyü gerçekli­ ği gizli kapaklı beklerdi. Uçuk kaçık ge­ ce yaşamım gündüz bir yana bırakıp, Tek- taş’la birlikte kurdukları Ağaoğlu Yayı­ nevi ve Basımevi’ninçatısı altında, olma­ dık kitaplar yayımlıyorlardı: Ve Durgun

Akardı Don’u, James Badvvin’in gözü pek Giovanni’nin Odası’nı unutamam.

1980öncesi kapımı çaldığında, beni ve Yusuf Atılgan’ı, yeni projesi için ayart­ maya geldiğini biliyordum. O gece, uzun uzun, YAZKO girişimini aktardı bize. Bütün külyutmazlığıma rağmen, ikna gü­ cünün müthiş olduğunu itiraf etmek zo­ runda kaldım. Aramızda sıkı bir arka­ daşlık ilişkisinin başlamak üzere olduğu­ nun farkında değildim henüz.

YAZKO operasyonu uzun ömürlü ola­ madı. Olamazdı da: Bir araya gelen Türk yazarları birkaç yılda cadı kazanma çe­ virdiler kurulan ocağı, Mim K af’ı ikti­ dardan düşürdüler ve hızla kooperatifin çöküşünü hazırladılar.

Oysa, olanaksız görüneni başarmıştı.

Memet Fuat’tan Selâhattin Hilav'a ve Ahmet Cenıal’e, Salâh Birscl’den Adnan Özyalçıner’e ve Barış Pirhasan’a, bir ara­

ya gelmesi, getirilmesi olanaksız görünen

insanları buluşturmuş, ortaya hâlâ sağlık­ lı bir ölçümü yapılamamış önemli bir toplu etkinlik koymayı becermişti. Baş­ ka bir ülkede, YAZKO serüveni doktora konusu olurdu, biz unutmayı, olanları si­ lip devam etmeyi seçtik.

Mim Kaf, çevrede çok sevilmezdi. Böyledir, bir şeyler yapan adam genel­ likle pek sevilmez. Neden bunları bun­ larla yapıyordur, şunları şunlarla yapmak varken? Üstüne üstlük, itici gelen başka

özellikleri yedekteydi Mim K af’ın: Ai­ lesi, becerikliliği, kadınlan, yaşama bi­ çimi ile iyi-kötü herkesi sinirlendirebile- cek bir repertuvan olduğu söylenebilir­ di.

Yenilen pehlivan döğüşe doymaz, YAZ­ KO devreden çıkınca BİLSAK’ı hayata geçirdi Ağaoğlu; tiyatro ve resim stüd- yolan, paneller, sayısız etkinlik düzenle­ di, bilim adamlannı bir araya getirdi. Son organizasyon nefesini de orada tüketme­ yi seçti.

Mim K af’ın evi yıllar yılı “yol geçen

hanı” değil de “yalnız yolcular oteli” iş­

levini görmüştür. “Komün” geleneğin­ den kopmamış, “büyük aile” düşünü bel­ li ki ciddiye almıştı. Kalmaya gelen, uzun kalırdı, önce Ortaköy’den, sonra Hisar’da- ki evden böyle yolcular geçmiştir: Ece Ay­

han, Ömer Uluç,Asaf Savaş Akat... Ben,

birkaç kere kısa süreliğine, bir kere uzun süreliğine indim o odalara. Geceleri ka­ dınlardan, ölümden, sinemadan, yazıdan söz ederek uykudan kaçardık. Yazmak isteğini taşımıştı hep. Kışkırtırdım, “Sen

bir şey yazamazsın” diyerek. Ortaya bir

şeyler koysun istediğim için üstüne gider­ dim. Kaçıp giderdi.

Sonra bir gün, başına ağrı girmiş. Be­ yin kanaması, ameliyat, hastanede güze­ lim nazlanmaları: “Enis, bana nüzüi in­

di.” Oynamaya bayılır ya, oynuyordu na­

mussuz.

Zaman girdi araya, bir de baktım. Adam Sanat’ta üst- üste şiirler. Mim Kaf Aga­ yef, Nüzüllü Şiirler.

Oyun diyorsam, o şiirlerde sıkışmış ayrıksı bir hayat.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fitoplankton (Phytoplankton) 1ar özel bir ortama ihtiyaç göstermeden, çok geniş sahalarda bol miktarda yetiştikleri ve fotosentez yolu ile organik bileşik­ ler

Arvasi, Kuzpınarı ve Uslu (Arvasi, Kuzpınarı ve Uslu, 2010) yarı direkt ayrıĢım yerine kullanarak, için benzer denklikleri tanımlamıĢlar ve 3-

Borç yönetimi bütün firmalar için ol- mazsa olmaz finansal tekniklerdendir. Fi- yat, faiz ve döviz risklerini yönetebilmek için de bunlardan daha etkin başka

Pencere ressamı olarak tanınan Neveserin eserleri 5-26 Mart tarihleri arasında İstanbul Garanti Bankası Sanat Galerisi'nde sergilenecek..

Gelelim restoranda en çok talep gören yemeklere ve fiyatlanna: Patates pesto ve ağır ateşte pişirilmiş domatesle birlikte sunulan bonfile 23 milyon, kağıt içinde limonlu

Fenerbahçeliler, Osman Fuad Efendi'nin kulüpte başkanlık edip etmediğini belgesiyle ortaya koyup açıklayabilirlerse sadece kendi kulüplerine değil, tarihe de hizmette

Cide Gazetesi, Çınar Yayınlan ve Cideliler tarafından ortakla­ şa düzenlenen Rıfat İlgaz Cide Edebiyat Ödülü’ne katılma sü­ resi 24 eylül günü sona

maddesine göre, İl Özel İdareleri il halkının mahalli, müşterek nitelikteki ihtiyaç- larını karşılamak üzere kurulan idari ve mali özerkliğe sahip tüzel kişiliği olan