• Sonuç bulunamadı

Ben fotoğraf çekmeseydim edebiyatımız yüzsüz olacaktı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ben fotoğraf çekmeseydim edebiyatımız yüzsüz olacaktı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

söyleşi

C U M A R T E S İ

Milliyet

C u m a rte si 23 Kasım 2002

3

Kahvaltıda

konyak

içerdi

Çok utangaç, süklüm püklüm bir adamdı Orhan Veli. Hayattan kaçmak için hiç durmadan içki içerdi. Sabah kahvaltısında konyak içtiğini

bile gördüm. Aşık Veysel Yaşar Kemal Necati Cumalı Mina Urgan Can Yücel Orhan Kemal

“Ben

fotoğraf

çekmeseydim

edebiyatımız yüzsüz olacaktı”

■ Sizin çektiğiniz yazar portreleri bugüne kadar birçok yayında kullanıldı. Ama yanılmıyorsam ilk kez bir sergide bir araya geliyor...

Yapı Kredi Yayınları standlarına koymak için benden edebiyatçıların fotoğraflarını istedi. 50-60 fotoğraf verdim. Sonra baktılar ki bende daha çok var, “Bir sergi yapalım” dediler. Teklif onlardan geldi yani, benim aklımdan bile geçmemişti.

■ Sergide 100 fotoğraf var. Edebiyat çevresinin hassaslığını düşünürsek seçim yapmak zor oldu mu?

Serginin ismi “ 100 Yüz”. 100 tane adam olacak yani. Söylediğin gibi dışarıda kalanlar gücenecekler. Bu yüzden “Ben karışmam, fotoğrafları siz seçin” dedim. Ziyaretçi gibi gidip göreceğim ben de. Fotoğrafları verdim ve hiçbir şeye karışmadım.

■ Arşivinizde Türk edebiyatının bütün yazarları var neredeyse. Zor oldu ınu sanatçılarla çalışmak?

Ben bu yazarların fotoğraflarını mühim adamlar oldukları için çekmedim. Zaten hepsi etrafımda dolanan adamlardı. Öyle Foto Sebah’mışım gibi gelip poz vermediler. Özel suretle gideyim de bu adamları çekeyim diye uğraşmadım. Senin benden randevu aldığın gibi kimseye gitmemişimdir ben, gitmem de (gülüyor). 54 yıldır gazeteciyim ben. Ulan ayda bir fotoğraf olsa, az çekmişim sayılır.

■ Birçok yazarın fotoğrafı da sadece sizde var.

Tabii, ben bu fotoğrafları çekmeseydim, Türk edebiyatı suratsız kalacaktı. Ben yüzsüz olmaktan kurtardım Türk edebiyatım. Yoksa, kimse bir bok istemedi benden. Ama dünyaya bir kayıtları kalsın istedim bu adamların. İyi ki de yapmışım, çünkü benimle iş yapmadan hiçbir ansiklopedi çıkamaz Türkiye’de. Herkes buraya düşmüştür.

■ Bu fotoğraflar içinde çok beğendiğiniz, “İyi ki ekmişim” dediğiniz var mı?

| Yok, pek beğenmiyorum. Ben bunları 1945’te 'kmişim, şimdi olsa başka tertip çekerdim. Sanat

oğrafı iyi hoş da, bunlar da lazım. İlla sanat uçağım diye mesela ışıkla oynasan, fotoğraf

mık çıkar, çektiğin adam görünmez ulan. ■

"Şimdikilerin kültürü DJ'lerden ibaret"

Bizim dönemimiz şimdiki gibi değildi. Toplanır, sanat konuşurduk.

Bugünküler gibi diskoya gitmiyordu o zamanki edebiyatçılar. Şimdi herifler diskodan dışarı çıkmıyor, kültürleri DJ'lerden ibaret; büyük adam diye onları biliyorlar. Süfli bir dünyada yaşıyoruz. Gençlik boşlukta yaşıyor. O gençlik var ya, hiçbir boka yaramaz. Fotoğraflar: GARBİS ÖZATAY

O herif Sait Faik’m iş”

‘50’li yıllarda bütün edebiyatçılar •yoğlu’nda dolaşırdı. Beyoğlu'ııda da üç

:eteci vardı. Ben Galatasaray’daydım; li Kohen, Tünel'de; Ömer Sami Coşar,

Taksim’de. Sokak sokak dolaşırdık. Mesela bir adam vardı, paltosunun yakası yukarıda, kambur kambur yürürdü. Saçının yarısı var, yarısı yok. Sessizce bir yerlere girer çıkardı.. Sonradan öğrendim, bu herif Sait Faik (Abasıyanık) imiş.

Foto muhabiri Ara Güler 1945'ten bu yana çektiği

yazar portrelerini bir sergide topluyor. "Ben

çekmeseydim edebiyatımız yüzsüz olacaktı" diyen

Güler'in sergisinde 100 edebiyatçının fotoğrafı var

Güler Apartmanı’nın merdivenlerini tırmanıp üst kattaki odasına girdiğimizde “Hoşgeldiniz ulan, oturun bakalım” diye karşıladı bizi Ara Güler. “Şimdi siz sergiyi soracaksınız, ben de anlatacağım öyle mi?”

Ara Güler’in | “anlatacağım” dediği ¡ri 29 Kasım’da Yapı Kredi S Kültür Merkezi’nde §■ açılacak olan “100 Yüz” §• sergisiydi ve Güler’in ® fotoğraf makinesini eline

c aldığı ilk günden bu yana £ objektifine takılan

E edebiyatçıların | fotoğraflarından

oluşuyordu.

Aralarında Yakup Kadri’den Ahmet Hamdi’ye, Orhan Veli’den Sait Faik’e Türk edebiyatının 100 ünlü isminin yer aldığı serginin önemi büyük. Çünkü Ara Güler o fotoğrafları çekmeseydi, şimdi Orhan Veli’nin hep hastaymış gibi görünen zayıf yüzündeki mahcubiyeti, Cevat Şakir’in Egeli tebessümünü ya da Orhan Kemal’in o tuhaf kederini hiç bilmeyecektik. Ara Güler gibi söylersem “Eğer bu fotoğraflar olmasaydı suratsız, yüzsüz bir edebiyatımız olacaktı.”

k

Mehmet Kenan Kaya

“Cevat Şakir’in etkileyici

bir tarzı, ifadesi vardı”

Yazarlar içinde beni en çok Cevat Şakir etkiledi. Etkileyici bir tarzı, ifadesi vardı. Sadrazam oğlu ya. Sadrazam başbakan demek ama şimdikiler gibi değil, kefliferli Osmanh başbakanı. Cevat dostumdu. Ferman gibi yazardı, sayfaya yazmazdı. Konuşması çok etkileyiciydi. Bir şey anlatırken zevk alacağın bir adamdı. Denizi, tarihi sever diye aldım onu deniz kıyılarına, tarihi yerlere götürdüm. Son

fotoğrafını da ben çektim. (Bir fotoğraf gösteriyor) Bu fotoğraftan bir ay sonra öldü.

Referanslar

Benzer Belgeler

Saydam ’ın başbakanlığı bittikten sonra da sık sık hatırlanan ve çoğu zaman geçerliliğini kaybetmeyen bu sözün sahibi Refik Saydam, 19 M ayıs 1919’da

A case of a diabetic patient with unregulated blood glucose level and penetra- ting injury caused by a bony meat and followed by formation of retropharyngeal emphysema, abscess

Olgu Sunumu: Eagle Sendromu (Uzamış Stiloid Çıkıntı Çıkıntı Çıkıntı Çıkıntı)))) Case Report: Eagle’s Syndrome (Elongated Styloid

Serbest kemik greftleri de plağa ek- lenebilir veya plak revaskülarize kemik greftleri için bir temel olarak kullanılabilir (5).. Biz de ol- gumuza titanyum mesh ve kondil

Ve inanıyorum ki, herkes çok iyi nörolog olur, çok büyük cil­ diyeci olur, çok iyi röntgenci olur, çok iyi dahiliyeci olur, çok iyi cerrah olur, ama psikiyatr olmak

Hatapakki ve Gülhane (2 015), bu çalışmalarında C tipi 100 ton çalışma yüküne sahip hidrolik presin yapısal dayanım davranışını öğrenmek için sonlu elemanlar analizi

Aşık Veysel’in kültür çiçeği dedi­ ği Ruhi Su, başta Pir Sultan, halkın sesini, ezil­ mişliğini, direnişini, özlemini duyuran tüm ozanlarla özleşiyor,

— Kitabın önemli bir kısmını oluşturan Celal’in köşe ya­ zıları yüzünden değil yalnız, yazanla okuyan, anlatanla din­ leyen, yazmakla hatırlamak temalarına sık