• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Çocuk ve Ergen Ruh Sa¤l›¤› Klini¤ine Baflvuran Ergen

Hastalar›n Özellikleri

Uz. Dr. Gonca ÇEL‹K*, Yrd. Doç. Dr. Ayflegül TAH‹RO⁄LU*, Prof. Dr. Ayfle AVCI*,

Doç. Dr. Gülflah SEYDAO⁄LU**

Bu araflt›rma XVII. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Kongresinde poster bildiri olarak sunulmufltur.

* Ç.Ü.T.F Çocuk ve Ergen Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›, ADANA ** Ç.Ü.T.F Biyoistatistik Anabilim Dal›, ADANA

E adres: goncagulcelik@gmail.com Tel: +903223386875

Faks: +903223386875

ÖZET

Amaç: Bu çal›flmada 2004-2005 y›llar› aras›nda Çukurova Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›'nda tedavi edilen ergenlerin psikiyatrik tan›lar› ve bu tan›lar›n yafl, cinsiyet, efl tan› gibi de¤iflkenlerle iliflkilerinin araflt›r›lmas› hedeflenmifltir.

Yöntem: çal›flmaya 12-18 yafllar›nda 297 ergen al›nm›flt›r. Bilgiler olgu dosyalar›n›n geriye dönük incelenmesi ile toplanm›flt›r. Psikometrik ölçümler Çocukluk Depresyon Ölçe¤i, Maudsley Obsesyon Kompulsiyon Soru Listesi, Çocuk Durumluluk Süreklilik Kayg› Envanteri-1 ve 2, Klinik Global ‹zlem, Conners Aile Derecelendirme Ölçe¤i, Conners Ö¤retmen Derecelendirme Ölçe¤idir. Veriler SPSS 11.0 paket program› ile de¤erlendirilmifltir.

Bulgular: Çal›flmada olgular›n 171'i [%57.6] erkek, 126's› [%42.4] k›zd›. Olgular›n ortalama yafl› 13.3±1.1 idi. Dikkat Eksikli¤i Hiperaktivite Bozuklu¤u [DEHB] en önde gelen tan› grubuydu; bunu anksiyete bozukluklar› ve duygudurum bozuklular› izlemekteydi. DEHB, mental retardasyon, dav-ran›m bozuklu¤u, ergenlik sorunlar› erkeklerde daha s›k görülürken, duygu durum bozukluklar› k›zlarda daha s›kt›. Çocukluk Depresyon Ölçe¤i, Maudsley Obsesyon Kompulsivyon Soru Listesi, Ço-cuk Durumluluk Süreklilik Kayg› Envanteri-1 ve 2 ortalamalar› erkeklerde anlaml› olarak daha yük-sekti. 189 hastaya en az bir psikiyatrik bozukluk efllik ediyordu. En yayg›n efl tan›lar DEHB için men-tal retardasyon, duygudurum bozukluklar› için anksiyete bozuklular› ve anksiyete bozuklular› için di¤er bir anksiyete bozuklu¤u olarak belirlendi. Efl tan›lar›n varl›¤› ve hastal›k fliddeti aras›nda is-tatistiksel olarak anlaml› iliflki bulunmaktayd›.

Tart›flma: Önceki çal›flmalarla benzer flekilde çocuk ve ergen ruh sa¤l›¤› alan›nda en s›k baflvuru-lar› DEHB ve davran›m bozuklu¤u oluflturmaktad›r. Efl ruhsal tan›baflvuru-lar›n beklenildi¤inden daha fazla görüldü¤ü ve bunun klinik fliddeti etkiledi¤i görülmüfltür. Bu durum çocuk ve ergen psikiyatrik bo-zukluklar›n tan›nmas›nda ve tedavi seçiminde efl tan› etkeninin önemli oldu¤unu göstermektedir. Sonuç: Ergenlik döneminde görülen psikiyatrik bozukluklar, eriflkin yaflamda kal›c› olabilir ve bi-reyin yaflam kalitesini belirgin flekilde etkileyebilir. Hasta de¤erlendirmede tan›sal s›n›fland›rma ile birlikte geliflimsel özellikler, yafl, cinsiyet ve efl tan› gibi de¤iflkenler göz önüne al›nmal›d›r. Bu dönemdeki ruhsal bozukluklar›n ve belirtilerinin önceden tan›nmas› ve tedavi edilmesi toplum sa¤l›¤› aç›s›ndan koruyucu olabilir.

Anahtar Kelimeler: ergenlik, ruhsal bozukluk, efl tan› ABSTRACT

The Characteristics of Adolescents Who Referred To Child and Adolescent Psychiatry Clinic Objective: The aims of this study are to determine the relation among psychiatric and co-morbid diagnosis, age, gender in the adolescent who were treated in Cukurova University Child and Ado-lescent Psychiatry Department in 2004-2005.

Method: participants were 297 adolescent who were 12-18 years old. Cases were collected from patient files as retrospectively. Psychometric scales were Child depression inventory, State-Trait An-xiety Inventory for Children 1 and 2, Maudsley Obsessive Compulsive Questionnaire, Conner's Pa-rent Rating Scale, and Conner's Teacher Rating Scales. Statistical analyzes were performed with SPSS windows [11.00] pocket program.

(2)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 143 Temmuz 2009 | Cilt 47 | Say› 3

G‹R‹fi

Ergenlik, çocukluktan eriflkinli¤e geçilen bir dönü-flüm dönemidir. Ergenlik dönemi erken çocukluk dö-nemi gibi normal ve uyumsuz davran›fllar aç›s›ndan riskli bir dönemdir (Meaney 2001, Boyce 2004).

Ergenlik döneminde ortaya ç›kan ruhsal bozuk-luklar›n etiyolojisinde biyolojik, çevresel etkenler, iç-sel sorunlar ve çat›flmalar büyük rol oynamaktad›r. McGee ve arkadafllar›n›n çal›flmas›nda (1992) 11 ya-fl›nda görülen psikiyatrik rahats›zl›klar›n %40'›n›n 15 yafl›nda da sürdü¤ü, buna karfl›l›k 15 yafl›nda görülen ruhsal rahats›zl›klar›n %80'inin 11 yafl›nda hiç belirti göstermedi¤i bildirilmifltir.

Bu dönemde görülen bafll›ca ruhsal bozukluklar›n oranlar› DEHB %3-10 (Goldman ve ark. 1998), davran›m ve karfl› gelme bozukluklar› %3-5, majör depresyon %1.3-%7, anksiyete bozukluklar›, %0.2-%9.3 olarak bildirilmek-tedir (Simonof ve ark. 1997, Lewinsohn 1993). Yap›land›r›l-m›fl psikiyatrik görüflmelerin kullan›ld›¤› çal›flmalarda ise ergenlerde psikiyatrik bozukluklar›n genel s›kl›¤›n›n %4.6-50.4 aras›nda de¤iflti¤i görülmektedir (Angold 1995).

Bu çal›flmada 2004-2005 y›llar› aras›nda Çukurova Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim Dal›'na baflvuran ve tedavi edilen ergenlerin psikiyatrik tan›lar› ve bu tan›lar›n yafl, cinsiyet, efl tan› gi-bi de¤iflkenlerle iliflkilerinin araflt›r›lmas› hedeflenmifltir.

YÖNTEM

Çal›flmaya bölümümüze 2004-2005 y›llar› aras›nda baflvuran 12-18 yafl grubu 297 olgu al›nm›flt›r. Olgr›n bilgilerine geriye dönük dosya incelemesi ile ula-fl›lm›flt›r. Kullan›lan psikometrik ölçekler; Çocukluk Depresyon Ölçe¤i [ÇDÖ], Maudsley Obsesyon Kom-pulsiyon Soru Listesi [MOKSL], Çocuk Durumluluk Süreklilik Kayg› Envanteri-1 1] ve

[ÇDSKE-2] 2, Klinik Global ‹zlem [KG‹], Conners Aile lendirme Ölçe¤i [CADÖ], Conners Ö¤retmen Derece-lendirme Ölçe¤i [CÖDÖ] idi. Hastalar›n psikiyatrik tan›lar› DSM IV TR'ye göre konulmufltu. Veriler SPSS 11.0 istatistik paket program› ile de¤erlendirildi.

ÇDÖ Kovacs taraf›ndan (1981) Beck Depresyon öl-çe¤i esas al›narak haz›rlanm›fl, Ülkemizde geçerlilik ve güvenilirlik çal›flmas› Öy (1991) ve arkadafllar› ta-raf›ndan yap›lm›fl ve patolojik kesim noktas› 19 puan olarak tesbit edilmifltir.

MOKSL çocuklarda obsesif kompulsif belirtilerin belirlenmesi amac›yla kullan›l›r. Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çal›flmas› Erol ve Savafl›r (1988) taraf›n-dan yap›lm›flt›r.

‹ki alt ölçekten oluflan ÇDSKE, Spielberg (1973) ta-raf›ndan gelifltirilmifl, ülkemizde geçerlilik ve güveni-lirlik çal›flmas› Özusta (1995) taraf›ndan yap›lm›flt›r.

KG‹ hastal›¤›n fliddetinin, hastan›n tedaviye ceva-b›n›n ve uyumunun ölçüldü¤ü, 7 üzerinden hesapla-nan likert tipi de¤erlendirmedir. 1 normâl, 7 en a¤›r derecede hasta olarak kabûl edilir.

CÖDÖ Conners taraf›ndan (1973) Türkçe'ye uyar-lamas›n›n geçerlilik çal›flmas› fiener ve arkadafllar› (1995) taraf›ndan yap›lm›flt›r. CADÖ'inin Türkçe'ye uyarlama çal›flmas› ise Dereboy ve arkadafllar› (1998) taraf›ndan yap›lm›flt›r.

‹STAT‹ST‹KSEL ‹NCELEME

Verilerin normâl da¤›l›ma uygunlu¤u test edilmifl, normâl da¤›l›m gösteren sürekli de¤iflkenlerin anali-zinde ba¤›ms›z gruplarda t testi veya tek yönlü var-yans analizi kullan›lm›flt›r. Sürekli de¤iflkenlerin bir-biri ile korelasyonunda Spearman Rank Correlation testi kullan›lm›flt›r. Kategorik de¤iflkenlerin analizin-de ise ki-kare testi kullan›lm›flt›r. Sonuçlar ortala-The most common diagnose was Attention Deficit Hyperactivity Disorder [ADHD] followed by an-xiety disorders and mood disorders. While ADHD, anan-xiety disorders, mental retardation and ado-lescence difficulties were more common in boys, mood disorders were more common in girls. Child depression inventory, State-Trait Anxiety Inventory for Children 1 and 2, Maudsley Obsessive Com-pulsive Questionnaire of boys were significantly higher than girls. 189 cases had least one co-mor-bid disorder. The most common comorco-mor-bid diagnose was mental retardation ADHD, anxiety disor-ders in mood disordisor-ders and another anxiety disorder in anxiety disordisor-ders. There were positive cor-relation between to have comorbid diagnose and symptom severity.

Discussion: In this study similarly priority findings ADHD and conduct disorder were most com-mon diagnosis. Clinical severity of disorders was associated comorbid diagnosis that seen very often than expected results; thereby comorbidities are important diagnosing and treating psychi-atric conditions.

Conclusion: Mental disorders seen during adolescence may be persistent in adult lifetime and may affect individual life quality. That symptoms and findings of disorders diagnosed and tre-ated priority may be protective about public health. In addition to diagnostic classification should have taken into account the other variables such as developmental properties, age, gender, comor-bidity when evaluating of adolescence patient.

(3)

ma±standart sapma, n ve yüzde olarak ifâde edilmifl-tir. p de¤erinin <0.05 oldu¤u durumlar istatistiksel olarak anlaml› kabûl edilmifltir. Veriler SPSS Windows [11.00] istatistik program› ile analiz edilmifltir.

BULGULAR

Olgular›n 171'i [%57.6] erkek, 126's› [%42.4] k›zd›.

K›zlar›n ortalama yafl› 13.5±1.2, erkeklerin 13.2±0.9 idi. Yafl ortalamas› ise 13.3±1.1 olarak belirlendi [K: 13.5±1.2, E: 13.2±0.9]. Tan›lar›n yafla [p<0.0001] ve cin-siyete [p<0.0001] göre da¤›l›m› farkl›yd› [Tablo 1].

189 hastaya en az bir psikiyatrik bozukluk efllik ediyordu. Efl tan›s› olan 157 hastan›n orta ve fliddetli düzeydeki KG‹ de¤eri var iken, efl tan›s› olmayan 63

Tablo 1: Tan›lar›n yafl ve cinsiyete göre da¤›l›m›

n (%) Erkek n (%) K›z n (%) Yafl Ort(SS) Efltan› s›kl›¤› (%)

DEHB 81 (27.3) 67 (82.7) 14 (17.3) 13.1±1.1 67.9 Anksiyete Bozukluklar› 54 (18.2) 21 (38.8) 37 (21.2) 13.2±1.01 75.9 Duygudurum Bozukluklar› 30 (10.1) 11 (36.6) 19 (65.4) 13.6±1.09 80 Mental Retardasyon 29 (9.8) 18 (96.6) 1 (3.4) 12.9±0.97 44.8 Davran›m Bozuklu¤u 15 (5.1) 6 (40.0) 9 (60.0) 14.5±1.32 80 Ergenlik Sorunlar› 12 (4.1) 9 (75.0) 3 (25.0) 13.1±0.7 33.3 Di¤er Tan›lar 76 (25.6) 39 (51.3) 37 (48.7) 13.3±1.1 52.6

Tablo 2: Tan› ve efl tan›lar›n da¤›l›m›

TANILAR

Anksiyete Duygudurm DEHB MR Di¤er

bozuklu¤u bozuklu¤u Anksiyete Bozuklu¤u 16 (39.0) 6 (25.0) 7 (12.7) - 12 (30.0) Duygudurum Bozuklu¤u 9 (22.0) 1 (4,2) 1 ( 1.8) - 5 (12.5) DEHB 1 ( 2.4) 3 (12.5) 5 (38.5) 5 (12.5) Davran›m Bozuklu¤u - 1 (2.4) 11 (20.0) 1 ( 7.7) 1 ( 2.5) MR 3 ( 7.3) 1 (2.4) 14 (25.5) - 5 (12.5) Di¤er 7 ( 1.1) 8 (33.3) 17 (30.9) 7 (53.8) 10 (25.0) Efi T ANILAR

Tablo 3: Yak›nmalar›n tan›lara göre da¤›l›m›

Anksiyete DEHB Depresyon

Bozuklu¤u n (%) n (%) n (%) Afl›r› Hareketlilik 1 (1.9) 26 (32.1) -Dikkatsizlik - 30 (37.0) 3 (10.0) Ders Baflar›s›zl›¤› 3 (5.6) 15 (18.5) -Huzursuzluk-Kayg› 27 (50.0) - 2 (6.6) Öfke Denetim Güçlü¤ü 9 (16.7) 4 (4.9) 3 (10.0) Keyifsizlik 4 (7.5) - 7 (26.6) Di¤er yak›nmalar 10 (19.3) 6 (7.5) 15 (46.8) Toplam 54 (100) 81 (100) 30 (100.0)

(4)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 145 Temmuz 2009 | Cilt 47 | Say› 3 hastan›n KGI puan› orta ve fliddetli düzeydeydi

[p<0.000]. Tan›lara göre en s›k efllik eden bozukluklar incelendi [Tablo 2].

En s›k baflvuru nedeni olan yak›nmalar 37'sinde [%12.5] dikkatsizlik, 30'unda [%10.1] afl›r› hareketlilik, 37'sinde [%12.5] ders baflar›s›zl›¤›, 27'sinde [%9.1] öfke denetim güçlü¤ü, 37'sinde [%12.5] herhangi bir du-rumla ilgili kayg› duyma olarak belirlendi. Özk›y›m giriflimi olan 10 olgu vard› [K:8, E:2].

Tan›lara göre yak›nmalar›n da¤›l›m›na bak›ld›¤›n-da, DEHB olan hastalar›n 30'unda [%37] dikkatsizlik, 26's›nda [%32.1] hareketlilik, 15'inde [%18.5] ders ba-flar›s›zl›¤› en s›k rastlanan baflvuru nedenleri aras›n-dayd› [Tablo 3].

Hastalara rutin uygulama içerisinde ilk baflvuru-larda verilen ölçeklerin cinsiyete göre da¤›l›m›na ba-k›ld›¤›nda ÇDSKE-1, ÇDSKE-2, ÇDÖ, MOKSL ortala-malar› k›zlarda erkeklere oranla istatistiksel olarak da-ha yüksek bulunmufltur [Tablo 4].

Baflvuran olgular›n bafllang›çta uygulanan Klinik Global ‹zlem Ölçe¤i'ne [KG‹] göre hastal›k fliddetleri de¤erlendirildi¤inde 6 olgu [%2] hafif, 181 olgu [%60.5] orta, 70 olgu [%23.6] s›n›rda, 39'u [%13.1] be-lirgin derecede ruhsal belirti göstermekteydi.

TARTIfiMA

Bu çal›flmada poliklini¤imize baflvuran ergen has-talar›n ruhsal bozukluklar› ve bu bozukluklar›n yafl, cinsiyet, yak›nma ve efl tan› gibi de¤iflkenlerle iliflkile-ri de¤erlendiiliflkile-rildi.

Tan› konan bütün olgular›n ortalama yafl›n›n 13 ol-mas›, özellikle 12 yafl sonras›nda ergenlerin sosyal, davran›flsal uyumunda bozulman›n bilindi¤i literatür bilgisi ile uyumluydu (Arnett 1999).

Araflt›rmam›zda bölümümüzde yap›lan di¤er bir çal›flmay› destekler biçimde ilk baflvuruda DEHB tan›-s› alan olgular›n %27.3 oran› ile ço¤unlu¤u

oluflturdu-¤u görülmektedir (Yolga 2003). DEHB'li olgular›n 67'si erkek 14'ü k›z idi. Bu da erkeklerde DEHB'nin yakla-fl›k olarak 3 ilâ 9 kat daha fazla oranda görüldü¤ü bil-gisi ile uyumlu bulunmufltur (Barkley 1998).

DEHB tan›s›n›n ergenlik döneminde ilk kez konul-mas› yaflam boyu pek çok ruhsal bozuklu¤un geliflme-sine neden olabilir ve efllik eden tan›lar, sosyal ve bi-yolojik nedenlerle tedaviyi farkl› flekillerde güçlefltirir. (Jensen ve ark. MTA çal›flmas› 2001) kat daha fazla oranda görüldü¤ü bilgisi ile uyumludur.

1980'li y›llarda ergen DEHB'lilerle yap›lan uzunla-mas›na izlem çal›flmalar›, “DEHB'nin çocukluk ça¤› içerisinde kendini s›n›rlayan ve ergenlikten sonra be-lirtilerinde düzelme olan bir seyri oldu¤u” düflüncesi-ni de¤ifltirmifltir (Brown 1986, Mannuzza ve ark. 1990). Çocuklu¤unda DEHB tan›s› konulan hastalar›n en az yar›s›, ergenliklerinde de DEHB tan›s›n› karfl›lamaya devam etmektedir (Weiss 1993). DEHB'li ergenlerin ve âilelerinin tedavi aray›fllar›, âilenin ve çocu¤un uzman bir yard›ma ihtiyaçlar› oldu¤unu düflünmeleri, soru-nun anne babal›k üzerine etkileri, DEHB belirtilerinin yol açt›¤› güçlükler, efl tan›lar›n mevcudiyeti gibi et-kenler ile iliflkilidir (Sawyer 2004). Çal›flmam›zda da dosya kay›tlar›nda özellikle DEHB'nin okul ve âile ya-flam›nda yaratt›¤› güçlüklerin ve efl tan›lar›n a¤›rl›kl› olarak baflvuruyu etkiledi¤ini düflündürmektedir.

Duygudurum bozuklu¤u tan›s› alanlar›n %65.4'ünün k›z ve %36.6's›n›n erkek olmas›, k›zlar›n ÇDÖ ortalamalar›n›n erkeklerden belirgin olarak yük-sek olmas› biyolojik temelde cinsiyet farkl›l›¤›n› des-teklemektedir [p<0,0001] (Lewinsohn ve ark. 2000).

Anksiyete tan›s› %20 oran› ile depresyona en s›k efl-lik eden bozukluk olarak belirlenmifltir. Durumluk ank-siyetenin ergenlikte geliflimsel bir özellik oldu¤u, ancak sürekli anksiyetenin gençlerde ve özellikle k›zlarda ank-siyete bozuklu¤u ve depresyon için risk oluflturdu¤u, sürekli anksiyetenin fliddetinin anksiyete

bozuklu¤un-Tablo 4: Cinsiyete göre ölçek puanlar›n›n ortalamalar›

Ölçekler K›z Ort±SS Erkek Ort±SS Toplam Ort±SS P de¤eri

ÇDSKE-1 40.6±7.9 35.9± 7.1 37.9±7.8 0.0001 ÇDSKE-2 39.5±9.3 34.0±7.2 36.4±8.6 0.0001 ÇDÖ 17.8±9.3 12.1± 7.3 14±9.0 0.0001 MOKSL 18.7±4.3 16.2±17.2 17±5.0 0.001 CADÖ 28.0±22.1 48.0±21.2 45±20.0 0.69 CÖDÖ 24.18±14.2 34.3±13.0 32±13.0 0.24 WISC-R 63.8±20.4 65.0±18.7 64±19.0 0.77

(5)

dan depresyona geçifli belirleyen bir önemi oldu¤u lite-ratürde belirtilmektedir (Çuhadaro¤lu 1993).

Efl tan›, çocuk ve ergen psikiyatrisinde tedaviyi ve prognozu etkileyebilece¤inden önemle ele al›nmas› gereken bir etkendir. Bu nedenle hastalar›n âile ve okulu içeren bilgileri ve kendi klinik gözlemimizin de-tayland›r›lmas›, izlem s›ras›nda tüm bu de¤iflkenlerin dikkatle irdelenmesi gerekmektedir.

Anksiyete bozuklu¤u olanlarda en s›k baflvuru neden-leri huzursuzluk ve kayg›lar [%50], öfke patlamalar› [%16.7] olarak belirlendi. Depresyonu olanlarda ise en s›k baflvuru nedenleri keyifsizlik [%26.6], dikkatsizlik [%10] ve öfke denetim güçlü¤ü [%10] idi. Öfke patlamalar› ilk baflvuruda daha çok y›k›c› davran›m bozukluklar›n› dü-flündürmekle birlikte ay›r›c› tan›da anksiyete ve duygu-durum bozukluklar› göz önünde bulundurulmal›d›r. Yine DEHB'nin temel belirtilerinden olan dikkatsizli¤in pek çok ruhsal hastal›kta görülebilece¤i göz önünde bulundu-rulmal› ve dikkatli bir ay›r›c› tan› yap›lmal›d›r.

Literatürde özk›y›m davran›fllar›nda genellikle depresyon, borderline kiflilik bozuklu¤u, impulsivite, kifliler aras› güçlükler, âile ile çat›flmalar etkili oldu¤u bilgisi ile uyumlu olarak özk›y›m giriflim olan 10 has-tan›n 6's›nda majör depresyon, 1'inde davran›m bo-zuklu¤u, 2'sinde dürtüsel belirtilerin ön plânda oldu-¤u DEHB, 1'inde MR belirlenmifltir (Walsh 2005).

Poliklini¤imize erken çocukluktan bafllayarak dik-kat eksikli¤i öyküsü ile baflvuran 2 ergen hastan›n yaklafl›k 1 y›ll›k izlem sonunda DSM IV TR ölçütleri-ne göre bipolar bozukluk tan›s›n› karfl›lad›¤› gözlen-mektedir. Literatürde de DEHB ve bipolar bozuklu-¤un özellikle ergenlik sürecinde dikkat eksikli¤i ve ir-ritabilite belirtileri nedeniyle tan›sal anlamda örtüfltü-¤ü belirtilmektedir. (Geller ve ark 2000). Bu nedenle DEHB ön tan›s› olan veya irritabilite, dikkat güçlükle-ri yak›nmalar› ile baflvuran hastalar›n uzun dönem iz-lemi ve duygudurum bozukluklar› belirtilerinin klinik olarak sorgulanmas›n› önermekteyiz.

Çal›flman›n en önemli k›s›tl›l›¤› geriye dönük dos-ya bilgilerinin taranmas› ve izlemde karfl›lafl›lan güç-lükler olarak s›ralanabilir.

SONUÇ

Ergenlik, kendine özgü biyopsikososyal yap›s› ne-deniyle insan yaflam›nda önemli bir geçifl sürecidir. Gencin bedeni, beyni ve sosyal yaflam›nda oldu¤u gi-bi ruhsal yap›s›nda da pek çok dönüflüm yaflanmakta-d›r. Bu dönemde görülen psikiyatrik bozukluklar bire-yin sonraki yaflam›nda kal›c› etkiler b›rakabilir. Yar-d›m amac› ile baflvuran genci, âilesini ve içinde bulun-du¤u çevreyi, ergenlik dönemi ve bu döneme özgü

ruhsal hastal›klar konusunda bilgilendirmek toplum sa¤l›¤› aç›s›ndan koruyucu olacakt›r.

KAYNAKLAR

American Psychiatric Association (2000) Diagnostic and Statistical Manual of Men-tal Disorders 4th Edition Text Revision (DSM-IV-TR). Washington DC: Ameri-can Psychiatric Association.

Angold A, Costello EJ (1995) Developmental Epidemiology. Epidemiol Rew; 17: 74-82.

Arnett JJ (1999) Adolescent storm and stress, reconsidered. Am Psychol; 54: 317-326. Barkley RA (1998) Attention-deficit hyperactivity disorder: A Handbook for

Diag-nosis and Treatment, 2nd Edition. New York: Guilford Press.

Brown RT, Borden KA (1986) Hyperactivity at adolescence: some misconceptions and new directions. J Clin Child Psychol; 15: 194-209.

Conners CK. (1973) Rating scales for use in drug studies with children. Psychophar-ma Bull (special issue-pharPsychophar-macotherapy with children); 24-84.

Çuhadaro¤lu F, Sonuvar B (1993) Adolesan ‹ntiharlar› ve Kendilik ‹mgesi Türk Psi-kiyatri Dergisi; 4: 29-38.

Dereboy Ç, fienol S, fiener fi ve ark. (1998) Conners anababa derecelendirme ölçe¤i uyarlama çal›flmas›. X. Ulusal Psikoloji Kongresi, Ankara.

Erol N, Savafl›r I (1998) Moudsley obsesif kompulsif soru listesi. 24. Ulusal Psikiyat-ri ve Nörolojik Bilimler Kongresi, Ankara.

Geller B, Zimmerman B, Williams M, et al (2000) Diagnostic characteristics of 93 ca-ses of a prepubertal and early adolescent bipolar disorder phenotype by gen-der, puberty and comorbid attention deficit hyperactivity disorder. J Child Adolesc Psychopharmacol; 10: 157-164.

Guy W (1976) ECDEU Assessment Manual for Psychopharmacology. Rockville, MD: US Department of Health and Human Services Publication (ADM); 218-22. Jensen PS, Hinshaw SP, Kraemer HC, et al (2001) ADHD comorbidity findings

from the MTA study: Comparing comorbid subgroups. J Am Acad Child Ado-lesc Psychiatry; 40: 147-158.

Kovasc M (1981) Rating scale to asses depression in school aged children. Acta Pa-edopsychiat; 46: 305-315.

Lewinsohn PM, Hops H, Roberts RE, Seeley JR, Andrews JA (1993) Adolescent psychopathology, 1: prevalence and incidence of depression and other DSM-III-R disorders in high school students. J Abnormal Psychol; 102: 133-144. Mannuzza S, Klein RG, Konig PH, et al (1990) Childhood predictors of psychiatric

status in the young adulthood of hyperactive boys: A study controlling chan-ce associations. Robins LN, Rutter M, et al, editors. Straight and Devious Path-ways from Childhood to Adulthood. Cambridge, England: Cambridge Uni-versity Press, 279-299.

Mc Gee R, Feehan M, Williams S (1992) DSM III disorders from age 11 to age 15 ye-ars. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry; 31: 50-59.

Meaney MJ (2001) Maternal care, gene expression, and the transmission of indivi-dual differences in stress reactivity across generations. Annu Rev Neurosci; 24: 1161-1192.

Öy B (1991) Çocuklar için depresyon ölçe¤i: geçerlik ve güvenirlik çal›flmas›. Türk Psikiyatri Dergisi; 2: 132-136.

Özusta fi (1993) Çocuklar için durumluluk sürekli kayg› envanteri'nin uyarlamas›, geçerlik ve güvenirlik çal›flmas›. Ankara: HÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Sawyer MG, Rey JM, Arney FM, et al (2004) Use of health and school-based

servi-ces in Australia by young people with attention-deficit/hyperactivity disor-der. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry; 43: 1355-1363.

Spielberg CD (1973) Preliminary manual of State-Trait Anxiety Inventory for Child-ren. Palo Alto: Consulting Psychologists Press.

fiener fi, Dereboy Ç, Dereboy ‹F (1995) Conners ö¤retmen derecelendirme ölçe¤i Türkçe uyarlamas› - I. Çocuk ve Gençlik Ruh Sa¤l›¤› Dergisi; 2: 131-141. Yolga A (2003) DEHB olan çocuklar›n özellikleri. Yay›nlanmam›fl Uzmanl›k Tezi,

Çukurova Üniversitesi T›p Fakültesi, Adana.

Walsh BW (2005) Treating Self-Injury: A Practical Guide. New York, NY: Guilford Press.

Weiss G, Hechtman LT (1993) Hyperactive children grownup. New York: The Gu-ilford Press.

Referanslar

Benzer Belgeler

Üç grup kad›n aras›nda kontrol oda¤› inanc› bak›m›ndan yap›lan karfl›laflt›rmada, pazarc› kad›nlar›n ev han›mlar›ndan daha düflük kontrol oda¤› inanc›

Koroner arter hastal›klar›nda intravasküler ultrason uygulamas› Utilization of intravascular ultrasound in coronary artery disease.. Necmi Ata,

Böylesi bir felsefenin; kök hücrelerin iskemik kalp ve damar hastal›klar›n›n tedavisinde kullan›lmas› anlam›nda, yeni kap›lar› açacak çok önemli bir anahtar

Here, we present 10 neonates who had modified Blalock Taussig shunts between brachiocephalic artery and main pulmonary artery or pulmonary bifurcation, through partial

olmak üzere skapula cisim, alt› hastada biri eklem içi uzan›ml› olmak üzere skapula boyun k›r›¤›) normal omuz hareketleri elde ettiklerini, biri d›fl›nda hiçbir hastada

Klebsiella sufllar›n›n direnç paternleri incelendi¤inde 2003 y›l›nda izole edilen sufllar›n an- tibiyotiklere daha duyarl› oldu¤u saptanm›flt›r.. Anahtar

Bu bölge bizden ›fl›k h›z›- na göre daha h›zl› uzaklaflt›¤› için, kay- naktan bize do¤ru gelmeye çal›flan ›fl›k, hiçbir zaman bize ulaflamayacakt›r.. Bu, yürüyen

Meningokoksemi ile meningokokseminin efllik etmedi¤i menenjit grubu karfl›laflt›r›ld›¤›nda; yafl, yat›fl süresi, atefl bafllang›c› ile hastaneye baflvuru aras›nda