• Sonuç bulunamadı

Domates (Lycopersicon Iycopersicum L.)’te aşılı fide kullanımı ve çift gövde uygulamasının verim ve kalite özelliklerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Domates (Lycopersicon Iycopersicum L.)’te aşılı fide kullanımı ve çift gövde uygulamasının verim ve kalite özelliklerine etkisi"

Copied!
47
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

DOMATES (Lycopersicon lycopersicumL.)’TE AŞILI FİDE KULLANIMI VE ÇİFT GÖVDE UYGULAMASININ VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan: Demet ÇİMEN Danışman: Yrd. Doç.Dr. Ali ECE

(2)

DOMATES (Lycopersicon lycopersicumL.)’TE AŞILI FİDE KULLANIMI VE ÇİFT GÖVDE UYGULAMASININ VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan: Demet ÇİMEN Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ali ECE

(3)

T.C.

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DOMATES (Lycopersicon lycopersicumL.)’TE AŞILI FİDE KULLANIMI VE ÇİFT GÖVDE UYGULAMASININ VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

DEMET ÇİMEN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI

Bu tez …../…... / 2007 tarihinde aşağıda belirtilen jüri tarafından oybirliği / oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

Unvan Adı ve Soyadı İmza

Başkan : Doç.Dr. Yusuf YANAR Üye : Doç.Dr. Naif GEBOLOĞLU Üye : Yrd.Doç.Dr. Ali ECE

ONAY:

Bu tez, ………tarih ve………. sayılı Enstitü Yönetim Kurulu tarafından belirlenen jüri üyelerince kabul edilmiştir.

…/…/ 2007

(4)

ÖZET

DOMATES (Lycopersicon lycopersicumL.)’TE AŞILI FİDE KULLANIMI VE ÇİFT GÖVDE UYGULAMASININ VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİNE ETKİSİ

DEMET ÇİMEN

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi 2007, 38 Sayfa

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ali ECE Jüri : Doç.Dr. Yusuf YANAR Jüri : Doç.Dr. Naif GEBOLOĞLU Jüri : Yrd.Doç.Dr. Ali ECE

Bu çalışma 2007 yılında Tokat koşullarında yürütülmüştür. Çalışmada FA-144 Fı domates çeşidinin aşılı ve aşısız fideleri kullanılmıştır. Deneme; 3 tekerrürlü olarak tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine uygun olarak düzenlenmiştir. Denemede tek ve çift gövde uygulamaları da yer almıştır.

Araştırmada incelenen özelliklerden toplam verim değerleri aşılı bitkilerde 57.56 t/ha, aşısız bitkilerde ise 79.84 t/ha olarak belirlenmiştir. Gövde uygulamalarında ise tek gövde de 79.22 t/ha, çift gövde de 58.18 t/ha olmuştur. Pazarlanabilir verim değerleri ise, aşılı bitkilerde 42.16 t/ha, aşısız bitkilerde ise 56.87 t/ha olarak tespit edilmiştir. Gövde uygulamalarında ise, tek gövde de 57.50 t/ha, çift gövde de 41.53 t/ha saptanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Domates (Lycopersicon lycopersicumL.), Tek ve Çift Gövde, Aşı, Verim

(5)

ABSTRACT

EFFECTS OF GRAFTING AND NUMBER OF STEM ON TOMATO (Lycopersicon lycopersicum L.) YIELD AND QUALITY

DEMET ÇİMEN

Gaziosmanpaşa University

Graduate School of Natural and Aplied Sciences Department of Horticulture

Master Thesis 2007, 38 Pages

Supervisor : Yrd. Doç.Dr. Ali ECE Jury : Doç.Dr. Yusuf YANAR Jury : Doç.Dr. Naif GEBOLOĞLU Jury : Yrd.Doç.Dr. Ali ECE

This study was carried out in Tokat in 2007. Grafted and non-grafted seedlings of FA-144 F1 tomato cultivar was used. Experimental design was completely randomized split blocks with three replications. Single and double stems were studied as factors.

Total yield was 57.56 and 79.84 t/ha in grafted and non-grafted plants respectively. Yield of single stemmed plants was 79.22 t/ha while that of double stemmed plants was 58.18. Marketable yield was 42.16 and 56.87 t/ha in grafted and non-grafted plants, and 57.50 and 41.53 in single stemmed and double stemmed plants, respectively.

Key Words: Tomato (Lycopersicon lycopersicumL.), single and double stems, grafting, yield

(6)

TEŞEKKÜR

Çalışmamın her aşamasında gerekli yardım ve desteği esirgemeyen danışmanın Sayın Yrd. Doç.Dr. Ali ECE’ye ve araştırma süresince her türlü yardımları ile yanımda olan Doç.Dr. Naif GEBOLOĞLU’na, ayrıca verilerin değerlendirilmesi aşamasında ve istatistik analizlerin yapılmasındaki yardımlarından dolayı Arş. Gör. Dr. Oral DÜZDEMİR’e, tezin yazım aşamasında yardımcı olan ve manevi destelerini esirgemeyen Zir. Yük. Müh. Hakan KARADAĞ’a, Zir. Müh. Gülay DURMAZ’a, Funda KILIÇ ve İsmail DEĞERLİ’ye, çalışma döneminde yardımcı olan stajyer öğrencilerine, denemede kullanmış olduğumuz fideleri bize gönderen Antalya Fide A.Ş.’ye ve yardımda bulunan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Tez süresince maddi ve manevi destekleriyle her zaman yanımda olan babama, anneme ve kardeşlerime kısaca Çimen ailesine, göstermiş oldukları sabır ve anlayışlarından dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

(7)

İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖZET………... i ABSTRACT………... ii TEŞEKKÜR……….…… iii İÇİNDEKİLER……….………... iv ŞEKİLLER LİSTESİ………..……….……… v ÇİZELGELER LİSTESİ……….………... vi 1. GİRİŞ………... 1 2. LİTERATÜR ÖZETLERİ………... 5 3. MATERYAL VE METOD………... 15 3.1. Materyal………..….. 15 3.1.1. Deneme Alanı………... 15

3.1.2. Denemede Kullanılan Çeşit ve Özellikleri 15 3.2. Metot ……….. 16

3.2.1. Denemede Yer Alan Uygulamalar……….. 18

3.2.1.1. Tek Gövde………... 18

3.2.1.2. Çift Gövde ……….. 18

3.2.2. Deneme Alanına Dikilen Bitkilerde Vejetasyon Süresince Yapılan Kültürel İşlemler……….. 19 3.2.2.1.Sulama………..… 19

3.2.2.2. Gübreleme ……….. 19

3.2.2.3. Kültürel Uygulamalar……….… 19

3.2.3. Denemede İncelenen Özellikler………... 20

4. BULGULAR VE TARTIŞMA………..… 22

4.1. Deneme Alanının Toprak Analiz Sonucu……….. 22

4.2. Deneme Alanının İklim Özellikleri………. 22

4.3.İlk Çiçeklenmeye Kadar Geçen Süre (gün)………..…. 23

4.4. Olgunlaşma Süresi (gün)……….….. 23

4.5.Ağırlık Olarak Bitki Başına Toplam Verim (kg/bitki)……….. 23

4.6. Sayı Olarak Bitki Başına Toplam Verim (adet/bitki)………... 24

4.7. Kalite Sınıflarına Göre Meyve Verimi ……… 25

4.7.1. Ağırlık Olarak I. Kalite Meyve Verimi (t/ha) ………... 25

4.7.2.Ağırlık Olarak II. Kalite Meyve Verimi (t/ha)………... 26

4.7.3.Ağırlık Olarak Iskarta Meyve Verimi (t/ha)………... 26

4.8.Pazarlanabilir Verim (t/ha)……… 27

4.9.Toplam Verim (t/ha)……….. 28

4.10.Suda Çözünebilir Kuru Madde Miktarı (SÇKM) (%)………... 29

4.11. pH………... 29

4.12. Diğer Gözlemler………... 30

5.SONUÇ VE ÖNERİLER………... 31 KAYNAKLAR

(8)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil Sayfa

No Şekil 3.1. FA -144 Fı çeşidinin bitki görünümü……… 15 Şekil 3.2. FA -144 Fı çeşidinin meyve görünümü……… 15 Şekil 3.3. Deneme alanının genel görünümü……….. 16 Şekil 3.4. Patlıcan anacı üzerine aşılı bitkiler ile aşısız bitkilerdeki gelişimin

görünümü………. 17 Şekil 3.5. Aşılı bitkilerin anacındaki patlıcan sürgünleri………. 18 Şekil 3.6. Tepe kesimi sonrası genel görünüm………. 20

(9)

ÇİZELGELER LİSTESİ

Çizelge Sayfa

no

Çizelge 4.1. Deneme alanına ait toprak analiz sonuçları………... 22

Çizelge 4.2. 2007 yılına ait Nisan -Ekim ayları iklim verileri……….. 23

Çizelge 4.3. Denemeye ait ağırlık olarak bitki başına toplam verim (kg/bitki)……. 24

Çizelge 4.4. Denemeye ait sayı olarak bitki başına toplam verim (adet/bitki)…….. 24

Çizelge 4.5. Denemeye ait ağırlık olarak I. kalite meyve verim (t/ha)……….. 25

Çizelge 4.6. Denemeye ait ağırlık olarak II. kalite meyve verim (t/ha)………. 26

Çizelge 4.7. Denemeye ait ağırlık olarak ıskarta meyve verim (t/ha)………. 26

Çizelge 4.8. Denemeye ait pazarlanabilir verim (t/ha) değerleri……….... 27

Çizelge 4.9. Denemeye ait toplam verim (t/ha)……….. 28

Çizelge 4.10. Denemeye ait suda çözünebilir kuru madde miktarı (%)………….... 29

(10)

1. GİRİŞ

Anavatanı Güney Amerika olan domates, ülkemiz ekonomisinde çok önemli bir yere sahiptir. Yetiştirme yapılan bölgelerde çiftçilerimizin önemli gelir kaynaklarından birisini oluşturmaktadır. Sağlık ve beslenme yönünden çok yararlı olan domates, Dünya'da ve Türkiye'de taze ve işlenerek tüketimi en başta gelen sebzeler arasında yer almaktadır (Aybak ve Kaygısız, 2004).

Ülkemizin iklim koşullarının domatesin yetiştirilmesi için çok uygun oluşu, bu sebzeyi işleyecek sanayinin 1970'li yıllardan itibaren hızla kurulmuş olması, bu sebzeye olan yönelmeyi hızlandırmış ve Türkiye domates üretiminde Dünya ülkeleri arasında alt sıralardan hızla üst sıralara tırmanarak Amerika ve İtalya gibi üretim devlerinin arasına girmiştir. Ayrıca sadece üretimin miktarı artırılmamış, domatesten elde edilen işlenmiş domates ürünleri çeşitlendirilmiş, kaliteli ürün satın alan Japonya, Kanada ve ABD pazarına da mal satabilecek bir üretim miktarı ve kalitesine ulaşılmıştır. Bu gün Türkiye üretim miktarı ve ürün kalitesi ile pek çok ülkeyi geride bırakarak ilk üç arasına girmeyi başarmıştır (Vural ve ark., 2000).

Ülkemizdeki yıllık toplam sebze üretiminin yaklaşık olarak %40'nı domates üretimi oluşturmaktadır. Ülkemizin yıllık domates üretimi 9,7 milyon ton civarında olup, açık alanlarda yapılan üretimin payı %86'dır(Aybak ve Kaygısız, 2004).

Bir toplumun dengeli beslenmesi için bütün gıdaların yıl boyu dengeli olarak tüketilmesi gerekmektedir. Ancak insan gıdasını oluşturan bütün bitkileri doğal koşullarda yıl boyu yetiştirmek veya muhafaza etmek mümkün olmamaktadır. Ancak domates sıcak iklim sebzesi olması nedeniyle doğal koşullarda yıl boyu yetiştirmenin mümkün olmadığı, sadece iklimin uygun olduğu zamanlarda yetiştirilebilen ve kısa süreli muhafaza edilebilen sebzelerden birisidir.

(11)

Domates bitkisi gece ile gündüz sıcaklıkları arasında 10–15 °C 'lik fark görülen geçiş yöreleri ile karasal iklimi sevmektedir. Esasen gen merkezine baktığımız zaman bu özelliği görülmektedir. Bitki yüksek hava neminden hoşlanmaz ancak kök çevresinin düzenli su alması bitkinin mükemmel gelişmesini ve yüksek verim oluşturmasını sağlamaktadır. Domates en iyi gelişimini 15–28 °C arasındaki sıcaklıklarda gösterir. 30°C’ nin üzerindeki sıcaklıklarda bitki gelişmesi devam eder, çiçeklenme meydana gelir, ancak polen çimlenmesi kötüleşir, polen tüpü meydana gelse de yeterli derecede uzayamaz ve döllenme oluşmadığı için çiçek dökülür, partenokarpik küçük meyveler meydana gelir ve verim azalır (Vural ve ark., 2000).

Dünyanın birçok bölgesinde sebze üretiminde aşılı fide kullanımı yaygın bir uygulama haline gelmiştir. Aşılı fide kullanımı geç sonbahardan erken ilkbahara kadar devam eden düşük sıcaklık, düşük ışık yoğunluğu, yüksek nem gibi stres şartları ve toprağın sürekli kullanılmasından dolayı örtü altı tarımında artmıştır.Ülkemizde aşılı fidelerin üretimde kullanımı çok yeni bir konudur ve çok küçük miktarlarda kullanılmaktadır. Buna karşı aşılı fide kullanımı ile ilgili bilimsel çalışmalara 1980’li yılların sonlarından başlanmış ve son yıllarda çalışmalar yoğunlaşmıştır. İlk çalışma domates üzerine patlıcanın aşılanarak verim ve kalite etkisinin incelenmesi şeklinde olmuştur (Yetişir ve ark., 2003).

Çok yıllık bitkilerde aşı anaçların üstün özeliklerinden yararlanmak çeşitlerin muhafazasını sağlayarak kaybolmasını önlemek, yabanileri kültür formlarına çevirmek, vegetatif yöntemle çoğaltmayı sağlamak, bitkilerde zararlanmaları onarmak ve seleksiyon ıslahında zamandan kazanmak gibi amaçlarla yapılırken tek yıllık olarak yetiştirilen sebzelerde aşılama buna benzer amaçlarla yapılmakla beraber bu amaçların bir çoğu tek yıllık bitkiler için geçerli değildir (Yetişir ve ark.,2003).

Sebzecilikte aşılamanın; amacı toprak kökenli hastalılarla mücadele, düşük toprak sıcaklıklarına tolerans, tuzluluk ve aşırı nem gibi olumsuz toprak koşullarına tolerans, su ve besin maddelerinin daha etkin alımı ve kullanımı, bitkilerin daha güçlü gelişmesi, patates

(12)

üzerine domates ve patlıcan aşılayarak çift ürün almak, hastalık ve zararlılara dayanıklı – toleranslı anaçların kullanılması ve zirai ilaçların kullanımını azaltarak çevreyi korumak, bitkiyi erken dönemde güçlü geliştirerek erkencilik ve verim artışı sağlamak olarak sıralanabilir.

Aşılamanın avantajları;

1- Fusarium gibi toprak kökenli hastalıklarla etkin kolay ve temiz mücadele, 2- Düşük toprak ve hava sıcaklıklarına tolerans,

3- Su ve besin maddelerinin daha iyi alımı ve daha etkin kullanımı,

4- Bitki gücünün artırılması sonucunda ekonomik hasat döneminin uzatılması, 5- Bitki gücünün artırılması ve hasat döneminin uzaması sonucunda verimin artışı, 6- Standart pazarlanabilir ürün miktarının artışı,

7- Anacın sağlayacağı hastalıklara dayanım düşük sıcaklıklara ve olumsuz toprak koşullarına tolerans gibi özelliklerin çeşit ıslah programından çıkarılması ile ıslah için gereken zamanın kısalması,

8- Toprak dezenfeksiyonunda ve bitki korumada kullanılacak kimyasalların azalması ve toprakta ki bitki besin maddelerinin daha iyi alınması sonucunda çevreye verilecek zararın önlenmesi.

Aşılamanın dezavantajları;

1- Aşılamanın ekstra zamana, yere ve bitkisel materyale ihtiyaç duyması, 2- Aşılama ve sonrası bitki bakımı için yeterli bir tecrübe birikimi gerektirmesi, 3- Uyuşmazlık sorunlarının çıkması,

4- Anaca bağlı olarak kalite de bozulmaların olması,

5- Özellikle hibrit anaç kullanıldığı zaman maliyetin artması, 6- Aşılamanın daha kompleks bir üretim şekline ihtiyaç duyması.

Aşılı fide üretimi ile ilgili birçok sorun olmasına rağmen aşılı sebze fidesine olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Anaçların ıslah edilmesi ve uygun aşılama makineleri ve

(13)

tekniğinin geliştirilmesi ile aşılı sebze fidesi kullanımı önemli derecede artacaktır. Ülkemizde çok bilinmeyen sebze aşılama tekniği, mevcut sorunların çözülmesi ve fide firmalarının üreticilere aşılı sebze fidesi üretmeye başlaması ile birlikte özellikle örtü altı yetiştiriciliğinde kullanımı önemli derece de artmıştır. Aşılı sebze fidesi kullanımının üreticiler arasında yaygınlaşması yeni bir iş ve ticaret kolunun gelişmesine de sebep olacaktır.

Tokat’ta domates yetiştiriciliğinde son yıllara gelinceye kadar tamamen aşısız fideler kullanılmaktaydı. Ancak son yıllarda bölgemizde aşılı fide kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. Fakat üreticiler aşılı fide kullanımının avantaj ve dezavantajları konusunda yeterli bilgiye sahip değildir. Bu aşılı fideleri Akdeniz bölgesinde fide üretimi yapan firmaların tavsiyeleri doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bu fideler aşısız fidelere göre daha yüksek fiyatla satılmaktadır. Ancak bu durum maliyeti yükseltmektedir. Ayrıca aşılı fide kullanımının verim ve kalite üzerine olan etkileri de yeterince belirlenmemiştir. Bu çalışmada aşılı ve aşısız fide kullanımının yöremizde yapılan domates yetiştiriciliğinde verim ve kalite üzerine nasıl bir etki yaptığı belirlenmeye çalışılmıştır.

(14)

2. LİTERATÜR ÖZETLERİ

Canlı iki bitki parçasının bir araya getirilerek tek bitki halini alması olarak adlandırılan aşılama, meyvecilikte çok eski zamanlardan beri kullanılan bir yöntemdir. Ancak sebze türlerinde ise aşılamanın genellikle meyvesi yenen sebze türlerinde ve 20. yüzyılın başlarında başladığı bilinmektedir. Sebzelerde ilk aşılama Fusarium solgunluğuna karşı karpuzun su kabağı üzerine aşılanması ile başlamıştır. Sebzelerde aşılama sınırlı tarım alanları ve bunun beraberinde getirdiği tarım alanlarının yoğun kullanılmasıyla Japonya ve Kore’de başlamış ve daha sonra Avrupa’da da yayılmıştır. Japonya’da açıkta sebze üretiminde aşılı fide kullanımı %54’ü, Kore’de %81’i, örtüaltı sebzeciliğinde ise Japonya’da %69’u, Kore’de %81’i geçmiştir (Kurata, 1994). Avrupa ülkeleri arasında Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya ve Hollanda’da sebze yetiştiriciliğinde aşılı fideler yaygın olarak kullanılmaktadır. Yunanistan’da karpuz üretiminin %90’ı, kavun üretiminin %50’si, hıyar üretiminin %10’u ve patlıcan ve domates üretiminin %2-3’ü; İspanya’da Almeria bölgesinde karpuz üretiminin %90-95’i, Valencia’da %50’si aşılı fidelerle; İsrail ve İtalya’da ise karpuz ve kavun üretiminin önemli bir kısmı aşılı fidelerle yapılmaktadır (Traka-Mavrona ve ark., 2000; Miguel-Gomez,1996; Edelstein ve ark., 1999).

Türkiye’de sebze tarımında aşılı fide hakkında araştırmalara 1980 yılında başlanmış, yakın geçmişte üretimde aşılı fideler kullanılmış ve son yıllarda karpuz ve domates başta olmak üzere aşılı fide kullanımı hızla yaygınlaşmaktadır (Vuruşkan, 1989; Yetişir, 2001; Yarşi, 2003).

Türkiye’de aşılı fideye olan talebin toprak kaynaklı sorunlar nedeniyle, gittikçe arttığı Tüzel ve ark. (2005), tarafından belirtilmektedir. Aşılı bitkilerde verimin yükselmesinin nedeni, toprak kaynaklı hastalıklara ve nematodlara dayanıklı olmalarının yanında, kök gelişmelerinin kuvvetli olmasına bağlı olarak açıklanabilir. Araştırmacılara göre topraksız tarım yapan üreticilerin aşılı fide tercih etmelerinin nedeni aşılı fidelerin biyotik ve abiyotik stres koşullarına daha dayanıklı olmasıdır.

(15)

Tüzel ve Özçelik (2004), Türkiye’de aşılı fidelerin 1998 yılından itibaren satılmaya başlandığını ifade etmektedirler. Türkiye’de kullanılan başlıca anaçların Heman, Vigomax, Beauford, Sprit ve Rutex olduğunu ve aşılı fide üretilen başlıca türlerin ise domates, patlıcan ve karpuz olduğunu belirtmektedirler. Türkiye’de 1998-2003 yılları arasında hazır fide kullanımının 25 kat arttığını ifade eden araştırıcılar metil bromitin kullanımının ortadan kalkmasıyla aşılı fideye olan talebin daha da artmasını ve günümüzde aşılı fide fiyatının normal fide fiyatından üç kat daha fazla olduğunu belirtmektedirler. Çünkü metil bromitin kullanımdan kalkması sonucunda toprak kaynaklı biyotik ve abiyotik etmenlerin bitki üzerine olan olumsuz etkilerinde artış ve bu etkilere dayanıklı olan aşılı fideler tercih nedeni olacaktır.

Sebze tarımında türlere bağlı olarak değişmekle beraber toprak kaynaklı hastalıklar, düşük toprak sıcaklıkları, toprakta yüksek tuz konsantrasyonu ve yüksek nem gibi olumsuz abiyotik koşulların tolere edilmesi; topraktan su ve besin maddelerinin etkili şekilde alınması: bitkilerde kuvvetli büyüme sağlanması; hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı ve toleranslı anaçların kullanılması, erkencilik ve verimin artırılması, patates üzerine patlıcan ve domates aşılayarak bir bitkiden çift ürün almak için aşılı fide kullanılmaktadır (Lee,1994; Edelstien ve ark., 1999; Choi ve ark., 1995; Ruiz ve Romero, 1999; Yetişir, 2001; Yetişir ve ark., 2003; Han ve ark., 2006; Lee, 2003).

Aşılamanın yukarıda sayılan avantajlarının yanında ekstra zamana, yere ve bitkisel materyale ihtiyaç duyulması, teknik bilgi birikimi gerektirmesi, uyuşmazlık, anaçtan kaynaklanan kalite bozulmaları, yüksek maliyet ve aşılı bitkilerde daha kompleks bir üretim şekline ihtiyaç duyulması sebze tarımında aşılı fide kullanımının beraberinde getirdiği önemli dezavantajlarıdır (Lee, 1994).

Sebze yetiştiriciliğinde aşılı fide kullanılmasıyla ilgili olarak dikkate alınan anaçların toprak patojenlerine karşı dayanıklılığı, düşük toprak sıcaklığına ve tuz stresine karşı toleranslı olması dışında üzerinde fazla çalışma olmamakla beraber anaçların kuvvetli gelişme üzerine olan etkileri de önem kazanmaktadır. Kuvvetli gelişen anaçların üzerine aşılanan

(16)

ticari çeşitlerin bitki besin elementi düzeylerini inceleyen araştırıcılar bitki türüne ve anaca bağlı olarak değişmekle beraber, kalemde bitki besin elementi birikiminin daha fazla ve anaç üzerinde sürgün gelişiminin daha kuvvetli olduğunu tespit etmişlerdir. Kısaca aşılanmış bitkilerin su ve mineral madde alımı, aşısız bitkilere göre daha fazla olmaktadır. Bu durumda aşılı bitkilerin aşısız bitkilere göre daha kuvvetli gelişmesine neden olmaktadır (Rivero et all., 2003; Ruiz et all., 1996; Ruiz et all., 1997; Kurata, 1994).

Örtü altı sebze üretiminde kaçınılmaz olan mono kültür tarım nedeni ile özellikle toprak kökenli hastalıklar ve nematodlar önemli ölçüde verim ve kalite kaybına sebep olmaktadır. Toprak sterilizasyonunun tam olarak gerçekleştirilemediği durumlarda aşılı fide kullanımı büyük avantaj sağlamaktadır. Aşılama tekniği ile fusarium solgunluğu gibi toprak kökenli hastalıklara hassasiyet azalmakta, özellikle düşük toprak sıcaklığı gibi optimum olmayan sıcaklara toleransı artmakta, topraktan su ve besin maddesi alımı etkinleşmektedir (Koutsika- Sotiriou ve ark., 2004). Aşılı fide kullanımı sadece örtü altı tarımında değil, Asya ve Avrupa gibi arazilerin sınırlı olduğu ve yoğun kullanıldığı yerlerde açıkta yetiştiricilikte yaygındır. Lee (2003), Japonya ve Kore’ de aşılı fide kullanımının toplam üretimdeki payını %92 olduğunu bildirmişlerdir.

Sebzelerde türlere bağlı olarak değişik aşılama yöntemleri kullanılmaktadır.

Solanaceae familyası sebzelerde yaygın olarak kullanılan yöntem yarma aşıdır. Bunun dışında

çoğunlukla kabakgillerde kullanılmakla beraber Solanaceae familyası sebzelerde de uygulanabilen dilcikli aşı, yarma aşı, koltuk (kakma) aşı ve tüp aşılama yöntemleri yaygın olarak kullanılmaktadır (Lee, 1994; Oda, 1995).

Edelstein (2004), Japonya, Kore ve birçok Avrupa ülkelerinde yaygın olarak kullanılan sebze fidelerinde aşılamanın ana amacının toprak kaynaklı hastalıklara ve nematodlara karşı bir tedbir olmasının yanında aşılı bitkilerin yüksek verim verdiklerini, toprakta yüksek bor, tuz gibi çevresel stres koşullarına karşı da kullanıldıklarını belirtmektedir. Sebzelerde aşılamanın eski bir uygulama olduğu, kabakgil sebzelerinde

(17)

aşılamanın Kore’de XVII. yüzyılda uygulandığı, patlıcanlarda 1950’lerde, hıyarda 1960, domateste 1970’te başladığı; 2000 yılında Japonya ve Kore’de 700 milyon aşılı fide kullanıldığı, aşılı fidenin birçok avantajının yanında fide maliyetinin yüksek olması, aşı uyuşmazlığının neden olduğu fizyolojik bozukluklar, verim düşüklüğü, kalite bozulması ve çiçek formasyonunun bozulması gibi dezavantajları da dikkat çekmektedir.

Leonardi ve Romano (2004), sebzelerde aşılı fide kullanımının son yıllarda oldukça yaygınlaştığını ve yeni teknik ve materyallerin kullanıldığı, ancak bu gelişmelere rağmen toplam sebze üretimi içinde aşılı fide kullanım oranının hala düşük olduğu, yüksek aşılama maliyeti ve aşılı fidelerin abiyotik stres şartlarına adaptasyonlarında sorunlar yaşandığını belirtmektedirler.

Black ve ark. (2003), sıcak-yağışlı dönemlerde aşırı yağışlar, yüksek toprak nemi ve toprak kökenli hastalıkların oluşturduğu olumsuz çevre şartları nedeniyle domates yetiştiriciliğinin zorlaştığı ve bu olumsuzlukları minimize etmek için domatesin uygun patlıcan ve domates anaçları üzerine aşılanarak yetiştirilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Araştırıcılar aşıda başarı için anaç ve kalem olarak kullanılacak bitkilerin gövde çaplarının birbirine yakın olması gerektiğini, patlıcan üzerine domatesin aşılanacağı durumlarda patlıcan tohumlarının 3 gün daha erken ekilmesini ve aşılama döneminde anaç ve kalemin gövde çaplarının birbirine yakın ve 1,6–1,8 mm olması gerektiğini önermektedirler. Aşılamayı takiben fidelerin gölge bir ortama taşınması, ortam sıcaklığının 25–32ºC dolaylarında tutulması ve hava nispi neminin %85’ten daha yüksek olması gerektiği ifade edilmektedir.

Oda (2004), sebzelerde değişik aşılama yöntemlerinin uygulandığını, domates ve patlıcanda en yaygın kullanılan yönteminin yarma aşı; çoklu saksılarda yetiştirilen sebzeler için tüplü aşı yönteminin geliştirildiğini, Cucurbitaceae türlerinden özellikle hıyarda dilcikli yanaştırma aşının uygulandığını ve yatay kesme aşı yönteminin ise son zamanlarda karpuzda popüler olduğunu ve bu metodun robot sistemde yapıldığını belirtmektedir.

(18)

Bazı sebze türlerinde (patlıcan, domates ve biber) aşılı bitki üretiminde anaç ve kalem arasındaki aşı uyuşmazlığını belirlemek için yürüttükleri çalışmada, Solanum torvum,

Solanum integrifolium, S. integrifolium X S. melongena melezi ve Kou – Zu No 1 anaçlarını

kullanmışlardır. Çalışmada anaçların domates ve patlıcan bitkileriyle aşı uyuşması bakımından herhangi bir sorunla karşılaşmayan araştırıcılar bu anaçlarla biberin aşı uyuşmasının zayıf olduğunu belirtmektedirler. Belirtilen bitkilerde en ideal aşılamanın anaç yaşının 4–6 hafta olması ve gövde çapının 2,0 – 3,0 mm olduğu dönem olarak belirtilen araştırmada aşı başarısı %95 dolayında gerçekleşmiştir (Wu and Lin 1998).

Patlıcan yetiştiriciliğinde toprak kökenli patojenlere karşı metil bromitle dezenfeksiyonu, solarizasyon ve aşılı fide kullanılan uygulamalarla karşılaştıran Ioannou (2001), toprak sterilizasyonunun Verticillium solgunluğuna karşı yüksek düzeyde etkili olduğunu ancak kök çürüklüğüne ve kök ur nematotlarına karşı kısmen etkili olduğunu ve tek yıllık yabancı otlara karşı da olumlu sonuçlar alındığını belirtmektedir. Aşılı fide kullanıldığında bitkilerin kök çürüklüğüne ve kök ur nematotlarına tam dayanım sağladığı, bununla beraber Verticillium solgunluğuna karşı kısmi dayanım gösterdiği belirlenmiştir. Denemede ortalama verim kontrol uygulamasında 9,5 kg.bitki-1, aşılı fide kullanılan uygulamada 16.1 kg.bitki-1 solarizasyon yapılan uygulamada 14.1 kg.bitki-1 ve solarizasyon + aşılı fide kullanılan uygulamada 20.2 kg. bitki-1 olmuştur. Araştırıcı yetiştiricilikte solarizasyon + aşılı fide kombinasyonunun metil bromitle fumigasyona alternatif olacağını belirtmektedir.

Rahman ve ark (2002), patlıcanda yabani Solanum türleri ile aşılanan kültür patlıcanlarında aşı uyuşmasını ve Bakteriyel solgunluğa etkisini araştırdıkları çalışmada, bakteriyel solgunluğa dayanıklı 6 Solanum türü ve 21 kültür çeşidi kullanmışlardır. Çalışmada aşı uyuşmasının %85–95 arasında değiştiğini ve aşılı bitkilerin tarla koşullarında hastalığa dayanıklılık oluşturduğunu belirtmektedirler. Aşılamaya bağlı olarak olgunlaşmanın geciktiği ancak hasat periyodunun uzadığı belirtilmektedir.

(19)

Plastik serada yetiştirilen domateslerde aşılamanın verim üzerine etkisini araştıran Marsic ve Osvald (2004), 2 domates çeşidini PG3 ve Beaufort domates anaçları üzerine yarma aşı ve tüp aşı yöntemlerini kullanarak aşılamışlardır. Çalışmada aşısız bitkiler kontrol olarak kullanılmıştır. Her iki aşılama yönteminin de uygun bulunduğu çalışmada aşı kombinasyonlarına bağlı olarak aşıda başarı oranı %79–100 arasında değişmiştir. Aşılamanın verim üzerine pozitif etkisinin bulunmadığı çalışmada araştırıcılar bu sonucun yetiştiriciliğin dezenfekte edilmiş toprakta yapılmış olmasına bağlamaktadırlar.

Romano ve Paratore (2001), domates ve patlıcanda meyve verimi ve meyve karakteristikleri üzerine aşılamanın etkilerini araştırdıkları çalışmada, domates ve patlıcanda birer ticari çeşidi aşısız, kendi üzerine aşılama ve 3 farklı anaç üzerine aşılama yaparak denemişlerdir. Çalışmada aşılamanın meyve karakteristikleri üzerine çok az etkili olduğunu belirtmektedirler.

Santos ve Goto (2004), örtü altında biber yetiştiriciliğinde Phytophytora solgunluğunu kontrol etmek için biberde aşılı fide kullanmışlardır. Bu maksatla P.capcici’ye dayanıklı biber anacı üzerine P.capcici’ye hassas ticari çeşitler aşılanmıştır. Anaçların 7, kalemlerin 3 gerçek yapraklı oldukları dönemde yarma aşı yöntemi uygulanmıştır. Anaçların hibritlerin fizyolojik özelliklerine etkisi olmazken tüm kombinasyonlarda aşı uyuşması üst düzeyde gerçekleşmiştir. Hastalığa hassas çeşitlerin dayanıklı anaçlara aşılandığında anaçlara benzer şekilde dayanıklılığın ticari çeşitlere de geçtiği ve aşılamanın örtü altında biber yetiştiriciliğinde Phytophtora solgunluğuna karşı kullanılabileceği belirlenmiştir.

Abdelmageed ve ark. (2004), kontrollü koşullarda sıcaklığın aşılı domates bitkilerinde büyüme ve gelişme üzerine etkilerini araştırmışlardır. Araştırıcılar yüksek sıcaklıkların domates bitkilerinde vejetatif gelişmeyi yavaşlattığını ve aşılı bitkilerde kuru madde üretiminin aşılanmamış bitkilere göre daha fazla olduğunu belirtmektedirler.

(20)

Chetelat ve Peterson (2003), Solanaceae familyasına ait değişik türlerin tek başına ve bu türlerden geliştirilmiş bazı melezleri domateste aşılı fide elde etmek maksadıyla anaç olarak kullandıkları çalışmada yarma aşı yöntemini kullanmışlardır. Araştırıcılar aşıda başarı oranının % 90’ın üzerinde olduğunu ve domateste zarar yapan bazı hastalıkların aşılı fide kullanıldığında zarar oluşturamadıklarını belirtmektedirler.

Bello ve ark.(2001), vejetasyon periyodunun uzun olduğu biber gibi türlerde aşılı fide kullanımının çok önemli olduğunu, önemli fungal etmenlerin ve nematotların oluşturdukları zararların yetiştiriciliğin son aylarında daha yoğun görüldüğünü, sözkonusu etmenlere dayanıklı anaçlar üzerine aşılanmış fidelerle yetiştiriciliğin yapılmasının dayanıklılığı arttırdığını, aşılı fide kullanımının ve biofumigasyon uygulamasının kimyasal fumigasyon uygulamalarının yerine geçebileceğini belirtmektedirler.

Toprakta yüksek tuz konsantrasyonunun biberde aşılı fidelerde anaç olarak kullanılan çeşitler üzerine etkisini araştıran Chung ve Choi (2002), biber anaçlarının topraktaki yüksek tuz konsantrasyonlarına toleranslı olduklarını ve toprakta yüksek tuz konsantrasyonlarına hassas ticari çeşitlerin bu anaçlar üzerinde kolaylıkla yetiştirilebileceğini belirtmektedirler.

Asya Sebzecilik Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nde (Anonim, 2002) yapılan aşılama çalışmalarında değişik domates hibritleri, patlıcan anaçları üzerine aşılanmıştır. Tohum ekimi patlıcanda 26 Nisan, domateste 29 Nisan’da yapılmış, aşılama 15-16 Mayıs’ta, fide dikimi 29 Mayıs’ta yapılmıştır. Aşılı fide kullanımının biotik ve abiotik stres şartlarına dayanımı artırdığı ve hibritlerin verimini yükselttiği belirlenmiştir.

Chili biber anaçlarının tatlı biberde anaç olarak kullanımının geleceğini belirlemek için yapılan bir çalışmada (Anonim, 2002) 4 chili biberi anaç olarak kullanılmıştır. Çalışmada çeşit ortalaması dikkate alındığında aşısız bitkilerde ortalama verim 12,7 ton. ha-1 olurken, aşılı bitkilerin ortalama verimi 25,9 ton.ha-1 ile 39,4 ton.ha-1 arasında değişmiştir. Bu çalışmada kullanılan anaçların biberde verimi %300’den fazla arttığı belirtilmektedir.

(21)

Ercan ve ark.(2004), aşılı Makdimon F1 kavun çeşidinde bitki gelişimi ve verim üzerine farklı anaçların etkisini araştırmıştır. Çalışma 2004 bahar döneminde plastik serada yapılmış, Makdimon F1 kavun çeşidi Just, Shintosa ve TZ-148 anaçları üzerine aşılanmıştır. Çalışmada anaçların gövde kalınlığı, erkenci ve toplam verim, meyve eti kalınlığı, çekirdek evi çapı ve toplam suda çözünür kuru madde miktarı gibi çeşitli özellikler üzerine etkileri araştırılmıştır. Çalışmada anaçların erkenci verim, toplam verim ve ortalama meyve ağırlığı üzerine etkileri istatistiksel önemde farklılıklar göstermesine karşın meyve eti kalınlığı, meyve şekli, çekirdek evi çapı ve suda çözünür kuru madde miktarı üzerine etkileri önemli bulunmamıştır.

Chung et all., (1997), domateste anaçların fide kalitesine, gelişme ve Fusarium solgunluğuna etkisini araştırmıştır. Araştırmada 4 domates çeşidini 4 farklı anaç üzerine aşılamışlardır. Aşılı bitkiler ve kontrol bitkileri F. Oxysporom f. sp. Lycopersici ile enfekte edilmiş tarla şartlarında kültüre alınmıştır. Denemede Joint anacı çiçeklenmeyi teşvik ederken, Vulcan anacı çiçeklenmeyi geciktirmiştir. Aşılı bitkilerde bitki boyu, aşısız bitkilere göre daha yüksek bulunmuştur. Klorofil içeriği ve fotosentez hızı bakımından aşılı bitkiler ile kontrol bitkileri arasında önemli bir farklılık çıkmamıştır. Vulcan ve Joint anaçlarında enfeksiyon görülmezken, Anchor-T anacında enfeksiyon belirlenmiştir. Ticari çeşitlerde enfeksiyon oranının %50–88 arasında değiştiğini belirten araştırıcılar, aşılı bitkilerde ise enfeksiyon oranının % 6–14 düzeyine düştüğünü belirtmişlerdir.

Ulukapı ve Onus (2005), çalışmalarında örtü altı koşullarında aşılı F 191 Fı domates çeşidinin verim ve kalite özelliklerini saptamışlardır. Aşılı ve aşısız olarak temin edilen domates fideleri güzlük olarak örtü altında yetiştirilmiştir. Isıtmasız seralarda yapılan yetiştiricilikte domateste toplam verim, titre edilebilir asit miktarı, suda çözünebilir kuru madde, meyve indeksi, meyve et rengi, meyve eti sertliği, meyve eti kalınlığı incelenmiştir. Sonuç olarak aşılı ve aşısız F 191 Fı domates çeşidinde yapılan araştırma sonuçlarına göre verim bakımından herhangi bir fark tespit edilemezken kalite özellikleri incelendiği zaman aşılı fide ile yetiştirilen bitkilerden elde edilen meyvelerle diğerleri arasında belirli kriterler bakımından farklılıklar tespit edilmiştir.

(22)

Sebze tarımında yetiştiriciliği etkileyen biyotik faktörler yanında abiyotik faktörlerde önem kazanmaktadır. Abiyotik faktörler arasında düşük sıcaklıklar önemli bir yer tutmaktadır. Birçok sebze türü vegetatif ve generatif gelişme dönemlerinde düşük sıcaklıklara karşı hassastırlar. Sıcaklığa hassas bitkilerde tohum çimlenmesi ve fide gelişimi dönemleri iki kritik evredir. Düşük toprak sıcaklıkları büyüme ve gelişmeyi engelleyip, bitkilerde solgunluk ve nekrozlar oluşturarak ekonomik anlamda önemli verim kayıplarına neden olmaktadır. Düşük toprak sıcaklıkları kök gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve besin elementi alımını engellemektedir. Düşük toprak sıcaklıkları aynı zamanda toprak üstü ortamda da hava sıcaklığının düşmesine neden olmaktadır. Bazı anaçların düşük sıcaklıklara karşı dayanıklı oldukları bilinmektedir. Aşılamada kullanılmak üzere birçok türde düşük sıcaklığa dayanıklı anaçların elde edilmesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir (Rivero et al., 2003; Anh et al., 1999).

Toprak kökenli zararlıların kontrolü için kimyasal ve kimyasal olmayan metodlar kullanılmaktadır. Sebze yetiştiriciliği yapılan birçok alanda sulama sularının tuz içeriği oldukça yüksektir. Bu tuzluluk Fusarium ve Verticillium gibi birçok hastalığa karşı bitkinin hassasiyetini artırmaktadır. Ürün ve sera rotasyonu etkili olmamaktadır. Çünkü alternatif ürünlerde çoğu zaman aynı hastalıklara karşı hassasiyet göstermektedirler. Dayanıklı çeşitlerin kullanımı toprak kökenli patojenlere karşı ucuz, kolay, güvenli ve oldukça etkili bir yöntemdir. Bununla birlikte dayanıklı çeşitler her zaman mevcut olmayabilir. Domates ve cucurbitacea familyasına ait bitkiler gibi birçok sebzede nematoda dayanıklı ve yüksek verimli çeşitler yoktur. Islahçılar verim ve kaliteyi artırmak için çok fazla zaman ve para harcamaktadırlar (Besri, 1997 ). Aşılı domates fidesi kullanımı MB için kimyasal olmayan alternatiflerden birisidir (Besri, 2005). Aşılamanın asıl amacı cucurbitacea familyasında

fusarium, solanaceae familyasında bakteriyel solgunluk gibi toprak kökenli hastalıklardan korunmaktadır.

Hollanda gibi birçok gelişmiş ülkede metil bromid kullanılmamaktadır. MBTOC birçok üründe MB alternatiflerinin başarıları ile ilgili bilgileri rapor etmiştir. Bununla birlikte Hollanda ve gelişmiş ülkelerde kullanılan bu alternatif yöntemlerin çoğu sera tipi, çevre koşulları, mevcut zararlılar, zirai uygulamalar gibi farklılıklardan dolayı birçok Akdeniz ve

(23)

Ortadoğu ülkesinde uygulanamamaktadır. Mevcut koşullar doğrultusunda her ülke kendi alternatifini geliştirmelidir. Aşılı fide kullanımı etkili alternatiflerden birisidir (Besri, 1997).

Ülkemizde 2001 – 2002 üretim döneminde 1,5 milyon adet aşılı fide üretilmiştir. Bu fide firmaları Antalya da faaliyet göstermekte olup sayıları 3 tür. Aşılı olarak üretilen fidelerin % 95 i domates olmak üzere karpuz ve hıyardan oluşmaktadır. Aşılı fideye olan talep giderek artmaktadır ( Özgür, 2002).

Baş ve Sevgican (1990), Sera domateslerinin verim, erkencilik ve kaliteleri üzerine farklı budama şekillerinin etkilerini araştırmışlar ve ilkbahar devresinde verim ve kalite açısından olumsuz etkiler yapan çift gövdeli budama yönteminin, sonbahar devresinde verimde çeşitlere bağlı olarak olumlu katkılar sağladığını belirtmişlerdir.

Eltez ve Tüzel (1995), sera domates yetiştiriciliğinde farklı terbiye şekilleri denemeye almıştır. Yaptıkları çalışmalar iki gövdeli yetiştirme şeklinden de iyi sonuçlar alınabildiğini göstermişlerdir. Çift gövdeli terbiye şekli, uzun gövdeli terbiye şekli, tek gövdeli terbiye şekli ve pergola şeklini denemişlerdir. İlkbahar döneminde ön deneme şeklinde yürütülen bu çalışmada çift gövde ile büyütülen bitkilerden elde edilen verim diğer uygulamalardan daha yüksek olduğunu bulmuşlardır. Aynı çalışma, 1994-1995 yıllarında pergola sistemini çıkararak tek ürün yetiştiriciliği şeklinde tekrarlamışlar ve hasadın 7. haftasında uzun gövdeli terbiye şeklinden yüksek verim alırken, 8. haftadan itibaren çift gövdeli yetiştiricilikten en yüksek verim almışlardır. Ayrıca ilkbahar ve tek ürün yetiştiriciliğinde m² den elde edilen meyve sayıları arasında istatistiki önemde fark bulmuşlar ve en fazla meyve çift gövdeli yetiştiricilikten elde etmişlerdir. Uygulamaların kalite özelliklerini istatistiki olarak etkilenmediğini de belirtmişlerdir.

Günay (1981), bitki başına düşen alan arttıkça meyve iriliği, bitki başına verim ve erkenciliğin artabileceğini belirtmektedir. Çift gövdeli yetiştiricilikte dikim mesafesinin, tek gövdeli yetiştiriciliğe göre daha geniş olmasından dolayı çift gövdeli yetiştiricilikte bitki başına toplam verim daha fazladır.

(24)

3. MATERYAL VE METOT

3.1. Materyal

3.1.1. Deneme Alanı

Bu araştırma 2007 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü deneme alanında yürütülmüştür. Deneme alanı toprakları killi- tınlı kolliviyal- alüviyal geçişli nitelikte, üstte granüller altta çok zayıf köşeli blok yapılıdır. Nötr ve hafif alkali reaksiyonlu organik maddesi orta zenginlikte tuz sorunu olmayan topraklardır (Kaya ve Durak 1987).

3.1.2. Denemede Kullanılan Çeşit ve Özellikleri

Bu çalışmada; yörede yetiştiriciliğe uygun olan FA–144 Fı domates çeşidinin Beaufort Fı domates anacı üzerine aşılanmış fideleri ile aşısız fideleri kullanılmıştır. Aşılı ve aşısız fideler ticari olarak fide üretimi yapan Antalya Fide A.Ş.’den temin edilmiştir. Beaufort Fı domates anacı güçlü kök oluşturabilen yapıda, nematod, fusarium ve verticilium sp.‘ye dayanıklılık özelliği gösteren bir anaçtır (Anonim, 2005). Denemede kullanılan çeşide ait bitki görünümü şekil 3. 1.’de meyve görünümü şekil 3. 2.’de verilmiştir.

Şekil 3. 1. FA -144 Fı çeşidinin bitki görünümü

(25)

3.2. Metot

Domates derin köklü bir bitki olduğu için toprağın derin sürülmesi gerekmektedir. Deneme alanı pullukla derin bir şekilde sürülmüş ve gübre verilmiştir. Dikim öncesi bir sürüm daha yapılmış, diskaro çekilerek arazi hazırlanmıştır.

Deneme, tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Ana parsellere aşılı ve aşısız fideler, alt parsellere tek ve çift gövde yetiştiricilik yöntemleri, gelecek şekilde tarlaya dikilmiştir. Her parselde 10 bitki üzerinde gözlem yapılmıştır. Şekil 3. 3.’de deneme alanının genel görünümü verilmiştir.

Şekil 3. 3. Deneme alanının genel görünümü

Antalya Fide A.Ş.!den temin edilen ve yeterli büyüklüğe gelmiş olan FA–144 Fı domates fideleri 2 Temmuz 2007 tarihinde araziye dikilmişlerdir. Tokat koşullarında açık araziye fide dikimi Mayıs ayı ortalarında yapılması gerekmektedir. Çalışmamızda da fide dikimi belirtilen tarihte yapılmıştır. Ancak dikimi yapılan aşılı ve aşısız fidelerde uygulanan kültürel işlemler aynı olmasına rağmen, aşılı ve aşısız bitkilerin gelişmelerinde farklılık gözlenmiştir. Bu durum; üretici firmanın

(26)

patlıcan anacı üzerine aşılı domates fidesi göndermesinden kaynaklandığı belirlenmiştir. Bunun üzerine fide üreticisi firma ile tekrar irtibata geçilmiş ve domates anacı olan Beaufort Fı üzerine aşılı fideleri göndermişlerdir. Bundan dolayı dikim tarihi değişmiştir. Buradan da fide üretimi yapan firmalarında daha dikkatli olması gerektiği ortaya çıkmaktadır.

Şekil 3. 4.’de Patlıcan anacı üzerine aşılı bitkiler ile aşısız bitkilerdeki gelişim farklılığı görülmektedir.

Şekil 3. 4. Patlıcan anacı üzerine aşılı bitkiler ile aşısız bitkilerdeki gelişimin görünümü

Tek gövdeli yetiştiricilik yapılacak alana sıra arası 75 cm, sıra üzeri 40 cm, çift gövdeli yetiştiricilik yapılacak alana ise sıra arası 75 cm, sıra üzeri 60 cm olacak şekilde dikim yapılmıştır. Dikimler Kuzey- Güney doğrultusunda yapılmış ve iple askıya alınmıştır.

Denemeden elde edilen sonuçlar TARİST istatistik programında değerlendirilmiştir. Aşılı domates bitkilerin gelişimi aşamasında, anaç üzerinde sürgünler oluşarak anacın patlıcan olduğu tespit edilmiştir. Buna ait görünün Şekil 3. 5’de verilmiştir.

(27)

Şekil 3. 5. Aşılı bitkilerin anacındaki patlıcan sürgünleri

3.2.1. Denemede Yer Alan Uygulamalar

3.2.1.1. Tek Gövde

Domates fideleri araziye dikildikten sonra hızla büyümekte ve yaprak koltuklarından sürgünler oluşmaktadır. Bu uygulamada sürgünlerin tamamı alınarak bitkilerin tek gövde olarak gelişimi sağlanmıştır.

3.2.1.2. Çift Gövde

Çift gövdeli yetiştiricilikte bitkiden ilk oluşan en sağlıklı koltuk sürgününün gelişimine izin verilmiştir. Büyüyen sürgün ikinci bir gövde oluşturmuştur. Bu gövdeler arası açının 30º- 45º dereceler arasında olmasına dikkat edilmiştir. Büyüyen sürgünler ayrı ayrı ipe alınmış ve diğer koltuk sürgünlerinin gelişimine izin verilmemiştir.

(28)

3.2.2. Deneme Alanına Dikilen Bitkilerde Vejetasyon Süresince Yapılan Kültürel İşlemler

3.2.2.1.Sulama

Denemede damla sulama sistemi kullanılmıştır. Bitkiler, hava sıcaklıkları ve toprak nemi faktörleri dikkate alınarak periyodik olarak sulanmıştır.

3.2.2.2. Gübreleme

Toprak analiz sonuçları dikkate alınarak önerilen gübre dozlarında gübreleme yapılmıştır. Gübre olarak DAP, Amonyum Nitrat, Amonyum Sülfat ve Kalsiyum Nitrat gübreleri kullanılmıştır.

3.2.2.3. Kültürel Uygulamalar

Araziye dikilen fideler 25–30 cm büyüklüğe geldikten sonra askıya alınmıştır. Olgunlaşmanın daha erken başlaması, iri ve düzgün meyveler elde edilmesi, bakım, hastalık ve zararlılarla mücadele, hasat işlerinin daha kolay yapılması için 6–8 cm uzunluğa gelmiş olan koltuk sürgünleri alınmış, hastalıklı ve yaşlanmış olan yapraklar budanmıştır. Bitkilerde 5. salkımdan sonra iki yaprak bırakılarak tepe budaması işlemi gerçekleştirilmiştir. Tepe kesiminin 5. salkımda yapılmasının nedeni, dikim işleminin 2 Temmuzda yapılmasıdır. Geç dikimden dolayı en iyi verimin 5 salkım üzerinden alınacağı daha fazla salkım için vejetasyon süresinin yeterli olmayacağı düşünülerek böyle bir uygulama yapılmıştır.

Deneme süresince hastalıklarla mücadele için insektisitler ve fungusitler koruyucu olarak uygulanmıştır. Çapalama, fide dikimi sonrası boğaz doldurma ve gerektiğinde yabancı otlarla mücadele amacıyla yapılmıştır.

(29)

Şekil 3. 6. Tepe kesimi sonrası genel görünüm

3.2.3. Denemede İncelenen Özellikler

1. İlk çiçeklenmeye Kadar Geçen Süre ( gün): Fide dikiminden itibaren parseldeki bitkilerin % 50’sinin çiçeklendiği tarihe kadar geçen süre gün olarak kaydedilmiş ve ilk çiçeklenmeye kadar geçen süre belirlenmiştir.

2. Olgunlaşma Süresi (gün): Dikimden ilk hasada kadar geçen süre olgunlaşma süresi olarak kabul edilmiştir.

3. Ağırlık Olarak Bitki Başına Toplam Verim (kg /bitki): İlk hasat dan son hasada kadar ağırlık olarak elde edilen verim, parseldeki bitki sayısına bölünerek bulunmuştur.

4. Sayı Olarak Bitki Başına Toplam Verim ( adet/ bitki): İlk hasattan son hasada kadar sayı olarak elde edilen verim, parseldeki bitki sayısına bölünerek bulunmuştur.

(30)

5. Kalite Sınıflarına Göre Meyve Verimi (t/ha): TSE domates standartları Sevgican (1990)’a göre; enine çapı 56 mm ve daha büyük olanlar I. kalite, 46-55 mm olanlar II. kalite ve 45 mm ve daha küçük olanlar ise ıskarta olarak kabul edilerek gruplandırılmıştır. I., II. ve ıskarta meyve verimleri ton/ha çevrilerek kalite sınıflarına göre meyve dağılımları tespit edilmiştir.

6. Pazarlanabilir Verim (t/ha): I. ve II. Kalite meyvelerin toplamı pazarlanabilir verim olarak değerlendirilmiştir.

7. Toplam Verim (t/ha) :Ağırlık olarak bitki başına toplam verim bir hektardaki bitki sayısı ile çarpılarak ve elde edilen değer ton /ha çevrilerek bulunmuştur.

8. Suda Çözünebilir Kuru Madde Miktarı (SÇKM) (%): Meyvelerin suyu çıkarılarak, suda çözünebilir kuru maddeleri el refraktometresi ile belirlenmiştir (Akıllı,1988, Anonim, 1986).

9. pH: pH metre ile belirlenmiştir (Anonim, 1974).

10. Diğer Gözlemler: Deneme süresi boyunca bitki ve meyvelerde ortaya çıkan farklı gelişmeler, meyvelerdeki çatlamalar, yeşil omuz oluşumu, meyve yumuşaması ile meyvelerin hasat sırasındaki durumları ile hastalık ve zararlılara dayanıklılık gibi gözlemler kaydedilmiştir. Ayrıca meyve şekli, dış rengi ve meyve et rengi gibi tüketici ve pazar tercihleri de incelenmiştir.

(31)

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.1. Deneme Alanının Toprak Analiz Sonucu

Denemeye başlamadan önce arazinin genelini temsil edecek şekilde 0–20 cm derinlikten alınan toprak örneği Tokat Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsünde analiz edilmiş ve bu örneğe ait değerler Çizelge 4.1.’de verilmiştir. Analiz sonuçlarına göre tavsiye edilen gübreleme yöntem ve miktarları tüm çalışmada göz önüne alınmış ve bu tavsiyelere uygun gübreleme yapılmıştır.

Çizelge 4.1. Deneme alanına ait toprak analiz sonuçları

Domates yetiştiriciliğinde farklı gübre dozlarının kullanıldığı bir çalışma sonucunda,

azotlu gübrenin 53.7 kg/da, fosfor’un 23.4 kg/da ve potasyumun 38.3 kg/da, ekonomik optimum verim düzeyini verdiği saptanmıştır (Demirtaş ve Yılmaz, 2003).

4.2. Deneme Alanının İklim Özellikleri

Denemenin yapıldığı dönemlere ait iklim özellikleri Çizelge 4. 2. ’de verilmiştir (Anonim, 2007).

Çizelge 4. 2. ’de görüldüğü gibi en yüksek hava sıcaklık ortalaması, Ağustos (25 ºC) ayında, en düşük sıcaklık Nisan(9,4 ºC) ayında olmuştur. Aylık toplam yağış miktarına

Yarayışlı Verilmesi Gereken

Ekilecek Bitki Derinlik (cm) % Saturasyonn % Total Tuz pH % Kireç P K % Organik Madde N P K S. Domates 020 45 Cl 0,020 7,91 18,5 7,33 52,71 1,26 20 8,0

(32)

Çizelge 4. 2. 2007 yılına ait Nisan -Ekim ayları iklim verileri Aylar Hav. Sıc. Ort. (ºC) Max. Sıc (ºC) Min. Sıc. (ºC) Aylık Top. Yağış (mm) Günlük Max. Yağış (mm) Nisbi Nem (%) Rüzgar Hızı Ort. (m/sn) Nisan 9,4 23,7 -1,0 43,2 9,2 54,7 2,2 Mayıs 20,4 36,1 6,8 31,7 9,0 50,9 1,8 Haziran 21,7 37,2 10,0 33,8 13,0 53,5 1,4 Temmuz 24,1 39,0 10,0 0,2 0,1 50,7 2,4 Ağustos 25,0 40,0 14,2 0,1 0,1 54,7 2,4 Eylül 20,8 37,2 7,5 38,5 32,9 54,3 2,3 Ekim 15,7 29,0 4,5 37,3 17,1 63,5 1,8 Ortalama 19,6 34,6 7,4 24,0 11,1 43,3 2,7

baktığımız da en fazla yağışın Nisan (43,2 mm) ayında olduğu, en düşük yağışın ise Ağustos (0,1 mm) ayında olduğu görülmektedir. En yüksek nispi nem oranı (% 63,5) ile Ekim ayında, en düşük nispi nem oranı ise Temmuz (% 50,7) ayında tespit edilmiştir.

4.3. İlk Çiçeklenmeye Kadar Geçen Süre (gün)

Denemede ilk çiçeklenme, fide dikiminden 20–25 gün sonra olmuştur. İlk çiçekler aşılı fidede tek gövdede görülmüştür. Daha sonra aşısız fidede tek ve çift gövdede 1–2 gün ara ile çiçeklenme görülmüştür. Aşılı fidenin aşısız fideden daha erken çiçek açtığı belirlenmiştir. Bu durum; Eldeisten (2004)’ nin de belirttiği gibi aşılı fidelerde ilk dönemlerde oluşan fizyolojik gelişmelerin farklı olmasından kaynaklanabilir.

4.4. Olgunlaşma Süresi (gün):

Aşılı ve aşısız fidelerin olgunlaşma süreleri 70–74 gün arasında tespit edilmiştir. Aşılı fidelerde olgunlaşma süresi 70 gün aşısız fidelerde 74 gün olarak belirlenmiştir. Aşılı fideler aşısız fidelere göre daha erken olgunlaşmıştır.

(33)

4.5. Ağırlık Olarak Bitki Başına Toplam Verim (kg/bitki)

Denemeye ait ağırlık olarak bitki başına toplam verim değerleri Çizelge 4. 3.’de verilmiştir.

Çizelge 4. 3. Denemeye ait ağırlık olarak bitki başına toplam verim (kg/bitki) değerleri Ağırlık olarak bitki başına toplam verim

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 1.99 2.18 2.09 b

Aşısız 2.75 3.05 2.90 a

Ortalama 2.37 b 2.61 a

LSD Aşı:0.416* Gövde:0.145 **

Çizelge 4. 3.’ de görüldüğü gibi denemede ele alınan faktörlerden; aşılı fide istatistiksel olarak 0,05, gövde sayısı ise 0,01 düzeyinde önemli değişimler meydana getirmiştir. Çift gövdede ortalama verim 2,61 kg/bitki iken tek gövdede ortalama verim 2,37 kg/bitki bulunmuştur.

Aşılı fidedeki ortalama verim 2,09 kg/bitki, aşısız fidede ise 2,90 kg/bitki olarak bulunmuştur. Aşısız fidede ortalama verimin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

4.6. Sayı Olarak Bitki Başına Toplam Verim (adet/bitki)

Denemeye ait sayı olarak bitki başına toplam verime ait ortalamalar Çizelge 4. 4.’de verilmiştir.

Çizelge 4. 4. Denemeye ait sayı olarak bitki başına toplam verim (adet/bitki) değerleri Sayı olarak bitki başına toplam verim

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 17.80 19.07 18.43 b

Aşısız 23.90 24.73 24.31 a

Ortalama 20.85 21.90

LSD Aşı:2.503** Gövde: ÖD

(34)

olarak 0.01 düzeyinde önemli, gövde sayısı ise önemsiz bulunmuştur. Çift gövde uygulaması (21,90 adet/bitki), tek gövde uygulamasına (20,85 adet/bitki) nazaran sayı olarak bitki başına toplam verim açısından üstünlük göstermiştir.

Aşılara ait ortalamalara baktığımızda ise söz konusu özelliğin aşısız fidede 24,31 adet/bitki, aşılı fidede 18,43 adet/bitki, arasında değiştiği görülmektedir. Bu durumda aşısız bitkilerde, sayı olarak bitki başına toplam verim daha yüksek olmuştur.

4.7. Kalite Sınıflarına Göre Meyve Verimi

4.7.1. Ağırlık Olarak I. Kalite Meyve Verimi (t/ha)

Ağırlık olarak I. kalite meyve verimine ait değerler Çizelge 4. 5. ’de verilmiştir.

Çizelge 4. 5. Denemeye ait ağırlık olarak I. kalite meyve verim (t/ha) değerleri Ağırlık olarak I. kalite meyve verimi

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 34.85 24.65 29.75 b

Aşısız 44.87 34.80 39.83 a

Ortalama 39.86 a 29.72 b

LSD Aşı: 4.083* Gövde: 6.164**

Çizelge 4. 5.’de görüldüğü gibi aşılı fide istatistiksel olarak 0,05, gövde ortalamaları 0,01 düzeyinde önemli bulunmuştur. Tek gövde ortalaması 39,86 t/ha, çift gövde ortalaması 29,72 t/ha’dır. Tek gövde uygulaması, çift gövde uygulamasına göre daha fazla I. Kalite meyve oluşturmuştur.

Aşılı fide ortalaması 29,75 t/ha, aşısız fide ortalaması ise 39,83 t/ha olarak bulunmuştur. Burada da aşısız bitkilerde I. kalite meyvelerin daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

(35)

4.7.2. Ağırlık Olarak II. Kalite Meyve Verimi (t/ha)

Denemeye ait Ağırlık olarak II. kalite meyve verimine (t/ha) ait değerler Çizelge 4.6.’da verilmiştir.

Çizelge 4. 6. Denemeye ait ağırlık olarak II. kalite meyve verim (t/ha) değerleri Ağırlık olarak II. kalite meyve verimi

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 14.56 10.20 12.38

Aşısız 20.65 13.40 17.02

Ortalama 17.61 11.80

LSD Aşı: Ö D Gövde: Ö.D

Çizelge 4. 6.’da görüldüğü gibi aşı ve gövde ortalamaları istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Ağırlık olarak II. kalite meyve verimini incelediğimizde tek gövdedeki ortalama verim 17,61 t/ha, çift gövdedeki ortalama verim 11,80 t/ha bulunmuştur.

Aşılı fidedeki ortalama verim 12,38 t/ha, aşısız fidedeki ortalama verim ise 17,02 t/ha olarak tespit edilmiştir. Aşısız fidelerde II. kalite meyve verimi nispeten daha fazla tespit edilmiştir.

4.7.3. Ağırlık Olarak Iskarta Meyve Verimi (t/ha)

Denemeye ait Ağırlık olarak ıskarta meyve verimi değerleri Çizelge 4. 7.’de verilmiştir.

Çizelge 4. 7. Denemeye ait ağırlık olarak ıskarta meyve verim (t/ha) değerleri Ağırlık olarak ıskarta meyve verimi

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 17.21 13.65 15.43

Aşısız 26.30 19.68 22.99

Ortalama 21.75 a 16.66 b

LSD Aşı: Ö.D Gövde: 3,669*

(36)

ise önemsiz olarak bulunmuştur. Ağırlık olarak ıskarta meyve verim değerlerini incelediğimizde tek gövdedeki ortalama verim 21,75 t/ha, çift gövdedeki ortalama verim 16,66 t/ha olarak saptanmıştır. Tek gövde uygulamasında ıskarta verim daha yüksektir.

Aşılı fidedeki ortalama verim 15,43 t/ha, aşısız fidedeki ortalama verim ise 22,99 t/ha dır. Burada da aşının fazla bir etkisinin olmadığı görülmektedir.

4.8. Pazarlanabilir Verim (t/ha)

Denemeye ait pazarlanabilir verim değerleri Çizelge 4. 8.’de verilmiştir.

Çizelge 4. 8. Denemeye ait pazarlanabilir verim (t/ha) değerleri Pazarlanabilir verim

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 49.45 34.86 42.16 b

Aşısız 65.53 48.20 56.87 a

Ortalama 57.50 a 41.53 b

LSD Aşı:7.064 * Gövde:12.825**

Pazarlanabilir verim değerleri incelendiğinde denemede ele alınan faktörlerden aşı istatistiksel olarak 0,05 gövde ise 0,01 düzeyinde önemli değişimler meydana getirmiştir. Çift gövdede pazarlanabilir verim 41,53 t/ha iken, tek gövdede pazarlanabilir verim 57,50 t/ha olarak bulunmuştur. Tek gövdenin pazarlanabilir verimi daha yüksektir. Aşılı fidede pazarlanabilir verim 42,16 t/ha iken aşısız fidede 56,87 t/ha dır. Marsic ve Osval (2004), aşılamanın verim üzerine etkisinin bulunmadığını belirtmekte olup, çalışmamızda elde etmiş olduğumuz sonuçlarda bunu göstermektedir. Eldeisten (2004)’de aşılı fidenin birçok avantajının yanında fide maliyetinin yüksek olması, aşı uyuşmazlığının neden olduğu fizyolojik bozukluklar, verim düşüklüğü, kalite bozulması ve çiçek formasyonunun bozulması gibi dezavantajlarının olduğunu belirtmiştir. Çalışmamızda da aşılı fidelerde buna benzer sorunlar gözlemlemiş olup bu durum verim de düşmelere neden olmuştur.

(37)

4.9.Toplam Verim (t/ha)

Denemeye ait toplam verim değerleri Çizelge 4. 9.’da verilmiştir.

Çizelge 4. 9. Denemeye ait toplam verim (t/ha) değerleri Toplam Verim

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 66.61 48.50 57.56 b

Aşısız 91.82 67.86 79.84 a

Ortalama 79.22 a 58,18 b

LSD Aşı:11.337* Gövde:7.601**

Çizelge 4. 9.’ da görüldüğü gibi denemede ele alınan faktörlerden aşı istatistiksel olarak 0,05, gövde ise 0,01 düzeyinde önemli değişimler meydana getirmiştir. Çift gövdede ortalama verim 58,18 t/ha iken, tek gövdede ortalama verim 79,22 t/ha olarak bulunmuştur. Sayı ve ağırlık olarak bitki başına toplam verim; çift gövde uygulamasında fazla olmasına rağmen, toplam verimde tek gövde uygulaması daha yüksektir. Bunun sebebi ise, çift gövde uygulamasında dikim mesafelerinin, tek gövde uygulamasına nazaran daha geniş olması ve dekara bitki sayısının daha az olmasından kaynaklanmaktadır.

Toplam verim aşılı fidede 57,56 t/ha iken, aşısız fidede 79,84 t/ha bulunmuştur. Aşılı fide kullanımın toplam verim üzerine etkisi olumlu yönde değildir. Fide fiyatları da düşünüldüğü zaman maliyet yükselecektir.

Ulukapı ve Onus (2005), çalışmalarında örtü altı koşullarında aşılı ve aşısız fide kullanmanın, F 191 Fı domates çeşidin de verim bakımından bizim çalışmamızda da olduğu gibi herhangi bir fark tespit edilmediğini belirtmişlerdir.

Leonardi ve Romano (2004), yüksek aşılama maliyeti ve aşılı fidelerin abiyotik stres şartlarına adaptasyonlarında sorunlar yaşandığını belirtmektedirler, çalışmamızda da fidelerin dikildiği ilk dönemlerde gelişme farklılıkların olduğu gözlenmiştir.

(38)

4.10. Suda Çözünebilir Kuru Madde Miktarı (SÇKM) (%)

Denemede yetiştirilen çeşide ait suda çözünebilir kuru madde miktarı değerleri Çizelge 4. 10.’da verilmiştir.

Çizelge 4. 10. Denemeye ait suda çözünebilir kuru madde miktarı (%) değerleri Suda çözünebilir kuru madde miktarı

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 6.2 6.1 6.2

Aşısız 6.4 6.6 6.5

Ortalama 6.3 6.4

Çizelge 4.10.’da görüldüğü gibi tek gövde uygulaması % 6,3 çift gövde uygulamasında ise % 6,4 olarak bulunmuştur. Uygulamalar arasında çok büyük farklar görülmemiştir. Aşılı fidedeki SÇKM %6,2 aşısız fidede ise % 6,5 olarak ölçülmüştür.

Abdelmageed ve ark. (2004), sıcaklığın bitkilerde vegetatif gelişmeyi yavaşlattığını ve kuru madde birikimini artırdığını belirtmektedir. Darakçı, 2006, değişik domates çeşitlerinde kuru madde miktarının 4,25–4,67 arasında değiştiğini belirtmektedir. Hasadın yoğun olarak yapıldığı dönemlerde sıcaklıklar yüksek olmuştur. Bu durum da suda çözünebilir kuru madde miktarını arttırıcı etkiye sahip olmuş olabilir.

4.11. pH

Denemeye ait pH değerleri Çizelge 4. 11.’da verilmiştir.

Çizelge 4. 11. Denemeye ait pH değerleri

pH

Tek Gövde Çift Gövde Ortalama

Aşılı 4.22 4.28 4.25

Aşısız 4.27 4.31 4.29

(39)

Çizelge 4.11.’de görüldüğü gibi tek gövdede pH ortalaması 4,25, çift gövdede pH ortalaması 4,29 olarak tespit edilmiştir. Aşılı fidedeki pH ortalaması 4,25 iken aşısız fidedeki pH ortalaması 4,29’ olarak belirlenmiştir.

4.12. Diğer Gözlemler

Deneme süresince yapılan gözlemler sonucunda; FA-144 Fı domates çeşidinin aşılı ve aşısız bitkilerin de meyve yumuşaması ile meyvelerin hasat sırasındaki durumları incelendiğinde her iki durumda da yumuşama oranının yüksek olduğu gözlenmiştir. Hasat sırasında meyvelerde çatlamalara rastlanmış, aşılı ve aşısız bitkilerin çatlamaya eğilimli olduğu tespit edilmiştir. Çatlamanın yüksek olmasını çeşit özelliği ve iklimsel faktörler etkilemektedir. İklim faktörleri dikkate alındığında hasadın yoğun olarak yapıldığı Eylül ve Ekim aylarında aylık toplam yağış miktarının yüksek olduğu görülmektedir. Yine bu aylarda maksimum ve minimum sıcaklık değerleri arasındaki fark yüksek olmuştur. Bu durum çatlama eğilimini arttırıcı bir etki göstermiştir. Tüketici ve pazar isteklerinde istenmeyen bir özellik olan yeşil omuza aşılı ve aşısız bitkilerde rastlanmamıştır.

Meyve iç rengi açısından aşılı bitkilerin meyvelerini koyu kırmızı bir renge sahip olduğu, aşısız bitkilerde ise meyve iç renklerinde tam olgunlaşmanın gerçekleşmediği ve yeterince kırmızı rengin oluşmadığı saptanmıştır.

(40)

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Domates (Lycopersicon lycopersicum L.)’te aşılı fide kullanımı ve çift gövde uygulamasının verim ve kalite özelliklerine etkisinin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmada, tek gövde ve çift gövde uygulamalarının yetiştiricilik için uygunluğu ve Tokat yöresinde aşılı fide kullanımının önemini belirlemek hedeflenmiştir.

Denemede yapılan gözlemler sonucunda ilk çiçekler aşılı fidede tek gövdede görülmüştür. Daha sonra aşısız fidede tek ve çift gövdede 1–2 gün ara ile çiçeklenme görülmüştür. Aşılı fidelerin aşısız fidelerden daha erken çiçek açtığı belirlenmiştir. Aşılı fidelerde olgunlaşma süresi 70 gün aşısız fidelerde 74 gün olarak belirlenmiştir. Aşılı fideler aşısız fidelere göre daha erken olgunlaşmıştır.

Denemede yapılan istatistik analiz sonuçları dikkate alınarak, ağırlık olarak bitki başına toplam verim değerleri incelendiğinde aşısız fidede ortalama verimin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Yine araştırmada sayı olarak bitki başına toplam verime ait ortalamalar incelendiğinde aşısız bitkilerde, sayı olarak bitki başına toplam verim daha yüksek bulunmuştur.

Araştırmada kalite sınıflarına göre meyve verimi incelendiğinde I. Kalite, II. Kalite ve ıskarta meyve verim değerlerinde en iyi sonuç aşısız ve tek gövde uygulamalarında olduğu tespit edilmiştir.

Pazarlanabilir toplam verim değerleri açısından aşılı fidede, pazarlanabilir verim 42,16 t/ha iken aşısız fidede 56,87 t/ha dır. Tek gövdenin pazarlanabilir verimi daha yüksektir. Yine araştırma sonuçları incelendiğinde toplam verimde en yüksek değer aşısız fidede tek gövde uygulamasında tespit edilmiştir. Buradan tüm aşılı bitkilerde verimin düşük olacağı sonucunu çıkarmak yanlış olabilir. Kullanılan anacın performansı ve çeşit ile uyuşma durumunun yanında kullanılan aşı tekniğine göre de bu durum farklılık gösterebilir. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM) ve pH değerlerine baktığımızda aşılı ve aşısız fidelerde önemli fark olmadığı bulunmuştur.

(41)

Tek gövde uygulamasında birim alana daha fazla bitki dikilmekte ve bu durumda fide için yapılan harcamayı arttırmaktadır. Ancak bitki yetiştiriciliğinde yapılan kültürel işlemlerin daha kolay uygulanmasını sağlamaktadır.

Çift gövde uygulamasında ise birim alana daha az fide kullanılırken, bitkiler arasındaki mesafenin iyi ayarlanamaması ve kültürel uygulamalarda bazı sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Özellikle ipe alma ve budama işlemleri zorlaşmakta bitkiler arasında hava hareketinin sağlanamaması sonucunda hastalıklar artmaktadır.

Sonuç olarak çalışmamızda aşısız fidede tek gövde uygulamasında en yüksek verim alınmıştır. Tokat şartlarında aşılı fide kullanımının çok uygun olmadığı tespit edilmiştir. Topraklarda tuzluluğun olmaması, hastalık ve zararlı sorununun fazla olmayışı göz önünde bulundurulursa, aşılı ve aşısız fideler arasındaki fide fiyat farkı da dikkate alındığında, Tokat’ta aşısız fide kullanarak yetiştiricilik yapmak daha uygundur. Ancak farklı anaçlar ve çeşitler kullanarak bu denemelerin daha kapsamlı bir şekilde yapılması gerekmektedir. Buradan elde edilecek sonuçlara göre, ileriki yıllarda aşılı fide kullanımının zorunlu kalındığı durumlarda faydalı olacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji geliştirme

Batı-Doğu istikametinde: Duman köyünde Yokuş mahallesi ve Safiye Mevkii, Sütlaç köyünde Kuyubaşı Mevkii (Hüyük), Yeşilhöyük Köyü’nde Bozhöyük

İşte, üzerlerinde an’ anenin yerleşmiş olduğu eski masal ve hikâye kahramanları için bu imkân biraz daha dar bir çerçeveye sığabilirse bunu da bir

Y››llll››k k T Ta ak kiip p-- O OY Y H Ha as stta a:: Yaralanmadan sonraki ilk 5 y›lda her y›l fiziyatrist taraf›ndan ayr›nt›l› fizik muayene, üst ve alt üriner sis-

Although the color values (b*) of some samples close to each other (P>0.05), such as in Sample B and C (samples grown in different cities, but belong to

The capital structures, gross production value, gross income, operating costs, gross profit, net profit, agricultural income, economic and financial profitability of

Sonuç olarak, önceki araştırmalarda vurgulanan kişilerarası problem örüntüleri ile kişilik, psikolojik belirtiler, pozitif-negatif duygu ve algılanan sosyal des-

Yarım Kalan YürüyüĢ adlı yapıtın odak figürü Korkut Laçin‟de Ģiddetin dıĢavurum nedenini bireysel öğelerden oluĢurken, Kusma Kulübü adlı yapıtta