31 tkmcikânun S O N P O S T A
İttihad ve Terakkide on sene
L- On birinci kısım---No. 5 ____ I
O jV 'l
İTTİHAD ve TERAKKİ DEVRİNDE FİKİR HAREKETLERİ
Y a za n : Eski Tanin Başm uharriri Muhittin Blrgen —
Ziya Gökalp ortaya yeni yeni
nazariyeler çıkarıyor ve fikirlerini
ittihatçılar beğeniyorlardı
Ziya Gökalp fikirlerini ekseriya manzum bir tarzda ifade ediyor, İçtimaî sahalarda
ve dil meselelerindeki düşüncelerini hep bu basit manzumelerde anlatıyordu
~ W • 1 A T . 1 1 t 1 1 . . 1 1.1
Ziyanın bu Yeni Hayat’daki inkılâb fikirlerile, İttihat ve Terakki, tanzimatı her sahada yıkıyordu; yıkış o kadar kuvvetli idi ki arada sâde tanzimat de ğil, Büyük İnkılâb' ın bazı ana fikirleri ve Hattâ İttihat ve Terakkinin bundan alınmış ilk gayeleri de gürültüye gidi yordu. Ziya, ((Hürriyet)) fikri yerine cemiyet bağını, hak fikri yerine vazife fikrini getiriyordu. Bunun için «Ah - lâk» unvanlı manzumesinde;
Ahlâk yolu pek dardır, Tetik bas, önü yardır. Sakın «hakkım var» deme, Hak yok, vazife vardır!
★
Hak milletin, şan onun, Gövde senin, can onun... Sen öl, ki o yaşasın, Dökülecek kan onun...
★
Ben, sen yokuz, biz varız, Hem oğan, hem kullarız. ✓ «Biz» demek, «Bir» demektir, Ben, sen ona taparız!
Buradaki «O» cemiyet demektir. Cemiyetin ferd üzerindeki hakkını bu kadar kuvvetli olarak tasvir eden Zi ya, bütün Büyük İnkılâb esaslarını yı kıyordu. Bu yıkışı «vazife» manzume sinde daha iyi görürüz:
O, gönlüme arş'dan inen bir sestir: Milletimin vicdanına m a’kestir! Ben askerim, o, üstümde kumandan, Baş eğerim, her emrine sormadan!
Gözlerimi kaparım! Vazifemi yaparım!
Gözlerini kapıyarak vazifesini ya - pan ferd Büyük İnkılâbın «Hakkım!» diye ayaklandırmış olduğu ferdin ta - mamen yabancısı ve hattâ muhalifi - dir. Bugün, Avrupanın bir çok memle ketlerinde, sosyalistler faşistler mu hitinde ferd küçülmüş, cemiyet büyü müştür. Ferdin hakları yerine vazife - leri yer almıştır. Hattâ en demokratik ve liberal memleketlerde bile ferd, hak itibarile, eski ferd değildir; vazifenin ! ağır kuvveti onu oralarda da ezmiştir, j Ziya da, cemiyeti ferdin hâkimi yapı yor, ferdi, ona hak davacısı olarak, va zife sahibi olarak bağlıyor. Büyük İn kılâbın yarattığı Allahsız, ferdiyetçi ve âsi ferdi cemiyetin emir ve inzibatı al tına almak isteyen bu İçtimaî akide, harp sonunda dünyanın her tarafını istilâ eden bir kuvvet ol muştur. Bu kuvveti Türkiyeye ilk so kan Ziya Gökalp oldu ve herhalde bun dan daha başka bir şey yap- mıya kalkmış olan İttihat ve Terakkiyi de yolundan çevirdi. O tarihte Se - bil -ür-Reşat, irfsanı aynı suretle, hak isteyicisi olarak değil, vazife sahibi sı- fatile Allaha bağlıyordu. Bir sofu dilile meydana çıkıp, halik ile mahlûku bir birine karıştıran ve her ikisini de cemi yet içinde eriten Ziya, böylece, İttihat ve Terakkinin menşe’ fikirlerini dahi yıkarak, ferdi cemiyete bağladı. Hâlik fikri de .cemiyet fikri de iki mücerred mefhum olduğuna göre değişen yalnız bir görüş farkı idi. Fakat, bu görüş farkı bizâtihi o kadar büyüktü ki evel- kisinin ferdi «geçmiş» e ve «gök» e bağlamasına mukabil İkincisi onu «ge lecek» ve «yer» e, yerdeki hayata bağ lıyordu.
Ziyanın ne kadar sistematik düşün düğünü ve İttihat ve Terakkinin inkı- lâb fikrilerine nasıl şekiller vermek yo
lunu tuttuğunu görmek için Ziyanın
,Ziya Gökalpm tesis ettiği Yeni Mec muada çalışanlardan Fuad Köprülü
«Köy» ünü de görmek lâzımdır:
Ey Türk, senin köyün hür bir yuvadır. Çiftlik değil, yoktur beyi, ağası... Her köylünün var bir çifti, tarlası, Öz evinde o hem bey, hem ağadır... Lâkin, ey Türk, bu mes’ud köy bitiyor! Mültezimin, faizcinin, tüccarın
Pençesinde... Diyor: «Beni kurtarın!» Bu üç işi senden çabuk istiyor: «Kaldır âşâr usulünü, aç banka, Yap her semtte bir ziraî sendika!»
Toprak kanunları
Bugünlerde hazırlandığından bahse dilen toprak kanunu, şimdiye kadar bu sahada yapılmış olan şeyleri ta
-mamlıyarak Ziyanın ruhunu şâd ede - çektir. Ziyanın köy için istediği ziraî sendika, Fransada mevcud olan bir ne vi köy kooperatifidir. Cumhuriyet dev rinde bu sahada yapılmış olan şeyler henüz tecrübe devresindedir. Zaten bunları çabuk yapmak ne kolay, ne de mümkündür. Esasen Ziyanın iktisat fi kirleri umumî fikirler mâhiyetinde kal mıştır. Teşkilâtta ziraî sendika tipine olan meyli Dürkaym’m tesirinden ileri gelir. Dürkaym ise bu sahada kuvvetli değildir.
Ziya, İttihat ve Terakkiye verdiği kültür sistemi fikirlerinde, dil meşe - leşinde de şöyle düşündü:
Güzel dil türkce bize, Başka dil gece bize, İstanbul konuşması, En sâf, en ince bize.
★
Uydurma söz yapmayız, Yapma yola sapmayız, Türkceleşmiş türkcedir, Eski köke sapmayız.
★
Açık sözle kalmalı, Fikre ışık salmalı, Müteradif sözlerden, Türkcesini almalı.
Dil inkılâbının Tu ilk fikirleri ondan sonra bir hayli işaendi, yeni yeni un - surlarla bu hareket kuvvetlendirildi. Nitekim mevzu bugün de ehemmiyet le işlenmektedir. Ziya o zaman yalnız bir istikamet ve bir takım prensipler göstermişti.
Ziyaya göre cemiyette kadının rolii
Kadın bahsinde Ziya, ilk defa ola - rak sarih ve müsbet fikirler söyledi.
(Arkası var)
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi