t
/haycrt ve
--- 23 ARALIK 1963
YAZAN:
Sami N. Özerdim
... «
. . 7 r r f r (
-Otu/iiç yıl önce Menemen’de, deli dervişler, halifeyi geri getireceğiz
demişler, ama, karşılarmda yedeksubaylığmı yapan genç bir öğretmen
bulmuşlardır. Yazı, bu olayı anlatıyor.
lilanemen’deki Anıt
M
ENEMEN’de bir anıt var ö n yüzünde «Kubilây», yan larında ise «Haşan» ile «Şevki» yazılı.. Cumhuriyetin yedinci yı lı sonunda işlenen bir cinayetin yiğitlerine adanmış olan bu a- nıt, Atatürk’ün, büyük Nutuk’- unda Cumhuriyeti gençliğe ema net etmesi ile yakından ilgili - dır.GENÇ BİR ÖĞRETMEN: Meşrutiyetken sonra uyandın • lan Türkçülüğün güzel âdetlerin den biri de, gençlerm, özellikle öğretmenlerin kendilerine öz Türkçe adlar seçmeleri ve bu adlan kullanmaları idi. Bu âdet, Cumhuriyetten sonra, bizim ço cukluğumuz boyunca da yaşadı. Çocukların adlarmda da Türk çeleşme gerçekleştikten sonra, bu âdeti, bir öncülük hareketi olarak hatırlıyoruz. İşte, Girit’ ten göçmüş bir rençber ailenin çocuğu olan Mustafa Fehmi de - herhalde öğretmen okulunda - kendisine Kubilây adını seçmiş; belki nüfus kayıdmda yazılı ol- mıyan bu adla, tarihe ve anıt lara geçmiştir.
Hayat öyküsüne bakılırsa, ba bası onu bir dükkâna çırak o larak vermiş, ancak Kubilây, bu radan «kaçarak» öğretmen okulu na yazılmıştır. Okuldan kaçarak çırak olan pek çbk çocuğa kar şılık Kubilây böyle bir örnek vermiştir. Bursa Muallim Mek teöini bitirdikten, bir süre öğret menlik yaptıktan sonra Kubilây, askere almdı ve askerliğini Me nemen’de yapmak üzere oraya gitti. Kubilây olmasaydı da Me nemen’e başka bir öğretmen git seydi, anıtın üzerine başka bir ad kazılacaktı. Çünkü, 23 Aralık sabahı, şehre dehşet salan deli dervişlerin karşısına, genç ye- deksubay gönderilmişti. Yanında yirmialtı erle, kasabanın alanına indiğini okuyoruz;. Kubilây, gözü uönmüş Derviş Mehmed’in ya kasına yapışır, dağılmalarını bu yurur. Öğretmenin sesinde, el çinde bulunduğu» durumu umur samayan bir inanç dalgalanmak • tadır. Cumhuriyetin emanet e- dildiği gençliğin, o güne değin, adsız bir eriydi; o gün a i ka zanmak kaderinde yazılı İmiş..
Deli dervişlerden birinin attığı kurşunla yaralandı. Derviş Meh met ise, bir kör testere buldu rarak Kubilay’ın başını kesmeğe koyuldu. Bu canavarlığın yirmi dakika sürdüğünü okuyoruz. Ku bilây, asker olduğunu unutmı- yarak: «Beni kurşunla öldürün!» demiştir; ama, kör bağnazlığın eline geçmiş olan kör testere iş lemiştir. 26 er ne yapıyor, jan darmalar nerede, halk ne düşü nüyor? Bugün sadece, cumhuri • yetin yedinci yılında henüz der viş korkusunun dağılmamış oldu ğıinu düşünebiliyoruz. Ancak, kan boşuna akmaz, izinde ışık lar tutuşur. Eski dinlerin «kur ban» gereksinmesi de - kimbi- lir? - aydınlığa özlemi anlatır. KUBİLÂY’DAN KALAN:
Elbette anıttan ibaret değildir.
O gün, gaflet saati geçtikten son ra çarpışma başlar; kendisine kurşun işlemiyeceğini haykıran Derviş Mehmet ile tayfasının ya n sı yerlere serilir. Olayı elleri oağiı seyreden ürkek halka bu kanlı ders, dünyada kurşun geç miyecek yaratık bulunmadığını öğretmiş olsa gerektir. Kubilây’- la birlikte, iki bekçimiz de şehit olur. (Bunlardan birinin adı a- m tta Şevki’dir, kitaplarda Vefki olarak geçer). Harb Divanı ku rulur; kaatiller cezalarım bulur. Atatürk, bir mesajla orduya baş sağlığı diler. Sonra, Menemen’ de anıt yükselir. Bursa Muallim Mektebinin bahçesine de bir büst konur. Ancak; Kubilây, devrim tarihimizin büyük, şanlı şehidi; Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği gençliğin simgesi (sembo
lü) olur. Geride Vedat etili bir oğlu kalır. O da bir gün ordu saflarına subay olarak katılır.
Vedat, devrimci gençliğin bire yidir, bu olayın anlamına varmış tır. Kubilây’in anacığı ise, oğlu nun başından ne istediklerini a günlerde belki kesinlikle anlıya- mamıştır, ancak, şehit anası ol manın gururuna varmıştır.
Kubilây, Haşan ve Şevki, cum huriyetin yara almamasını sağla mak için görev başında ölmüş • lerdir. Kara güce karşı üç ak delikanlı! Analarının aksütü onla ra helâl olmuştur. Devrim tarihi de bir yaprağım onlara helâl et miştir.
33 yıl sonra, anılarını, iki dam la yaşla ıslanan bir saygı içinde anıyoruz.
23/Aralık Pazartesi matinelerden itibaren
ANKARA SİNEMASINDA
5 a
Ünlü Rejisör WILLIAM WYLER harika dehasının büyük | zaferi! B Eıı filmdeki rolü ile OSKAR mükafatı kazanan CHARLTON * HESTONUN eseri
M 11 adet akademi mükafatı kazanan yılın müstesna şaheseri
B 56 büyük artistin rol aldığı, 25-000 figüranın kulanıldığı yılın filmi
BEN-HUR
RENKLİ — ORİJİNAL — SİNEMASKOP Başrollerde:
Charlton Jack Stephen HAYA HESTON HAWKINS B O Y D HARAR E ET Bu şahane filmin uzunluğu dolayısiyle seanslara dikkat; H ergün: 13 — 17 — 21 Cumartesi Pazar 9 — 13 — 17 — 21
F A M I
V E
SUS
SİNEMALARINDA
Heyecan — Macera dolu — büyük avantür filmi
Manyaklar köşkü
Orhan Muhterem Ulvi Öztürk GÜNŞİRAY NUR URAZ SEKENGİL
(Heri§ Reklâm: 2569) 12084