• Sonuç bulunamadı

Geç Tanı Konulan Bir Sıtma Olgusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geç Tanı Konulan Bir Sıtma Olgusu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Girifl

Klinik semptom ve bulgular› birçok hastal›kla kar›flan s›tman›n tan›s›nda halen kabul edilen yöntem, kan yaymas› preparatlar›nda parazitin görülmesidir. Basit ve ucuz olmakla birlikte bu yöntem, yo-¤un emek, zaman ve Plasmodium türlerinin morfolojik özelliklerini de¤erlendirecek deneyimli elemanlar gerektirir. Geç tan› konulma-s›nda, hastalar›n uzman merkezler d›fl›nda de¤erlendirilmesinin de rolü oldu¤u bilinmektedir. Tan› yöntemlerinin s›n›rl› olmas›, hastal›-¤›n özellikle ay›r›c› tan›s›nda yeni yaklafl›mlar› gerektirecektir (1,2). Bu yaz›da öyküsünde yüksek atefl olan ve splenomegalisi nedeni ile uzun süren araflt›rmalardan sonra s›tma tan›s› konulabilmifl bir olgu sunulmaktad›r.

Olgu

21 yafl›nda Yozgat'ta yaflayan kad›n hastan›n 5-6 aydan beri de-vam eden yüksek atefl, üflüme, titreme, terleme, halsizlik ve kilo kay-b› yak›nmalar› vard›. Atefli düzensiz olarak yükselen olguda, son bir y›l içinde s›tma yönünden endemik kabul edilen bölgelere seyahat etme öyküsü saptanmam›flt›. On gün önce splenomegali ve anemi saptanm›fl ve 4 ünite kan transfüzyonu yap›lm›flt›. ‹lk yap›lan fizik muayenede atefl 36.5°C, nab›z 80/dakika, kan bas›nc› 120/70 mmHg bulunmufltu. Olgunun görünümü kaflektik, konjunktivalar› soluktu. Ayr›ca mitral oda¤›nda 2/6 derece sistolik üfürüm, sa¤ kos-ta kavsini 2 cm aflan hepatomegali, sol koskos-ta kavsini 10-12 cm aflan ve sol inguinal bölgeye kadar uzanan, hafif sert splenomegali saptan-m›flt›. Olgunun ilk baflvurusunda, tedaviden önce ve sonra saptanan laboratuvar de¤erleri Tablo 1'de izlenmektedir. Ayr›ca eritrositlerde mikrositoz, anizositoz, poikilositoz ve hipokromi saptanm›fl; kal›n damla ve kan yaymas› preparatlar›n›n incelenmesinde Plasmodium gözlenmemiflti. Yap›lan tüm kültürlerinde ve mikroskopik inceleme-lerde patojen etken saptanmam›fl; serolojik incelemeler Epstein-Barr virusu (EBV), sitomegalovirus (CMV), Toxoplasma, Salmonella ve Brucella yönünden negatif bulunmufltu. Serum IgM düzeyi artm›fl-t› (4.62 gr/lt). Ultrasonografide 3 cm hepatomegali, 12 cm difüz splenomegali, bilgisayarl› tomografi (BT)'de sa¤ aksillada 22x14 mm boyutlar›nda lenfadenopati saptanm›flt›. Portal sistemin renkli Doppler tetkikinde patoloji izlenmemiflti. Kemik ili¤i aspirasyonun-da kemik ili¤i hiposelüler görünümdeydi.

Aksiller lenf gangliyonu biyopsisi ve splenektomi planlanan hasta, yat›fl›n›n 15. gününde yap›lan konsültasyondan sonra infeksi-yon hastal›klar› klini¤ine nakledildi. Tekrarlanan kal›n damla ve kan yaymas› preparatlar›nda Plasmodium vivax trofozoitlerinin görülme-si ile s›tma tan›s› konuldu ve tedavigörülme-sine baflland›. Tedavi öncegörülme-sinde klinik ve laboratuvar bulgular› giderek fliddetlenmifl olan hastan›n bafllang›çta normal s›n›rlarda seyreden atefli, daha sonra periyodik yükselmeler gösterdi. Tedavi sonras›nda ise bir kez 37.7°C olmas› d›fl›nda hiç yükselmedi (fiekil 1). Karaci¤er büyüklü¤ünde gerileme izlenirken, dalak büyüklü¤ünde sol abdomendeki gerginli¤in azal-mas› d›fl›nda belirgin bir de¤ifliklik olmad›. Laboratuvar de¤erlerin-de düzelme e¤ilimi izlendi. Olgumuz tedavinin beflinci günü tabur-cu edildi.

‹rdeleme

Masif splenomegali, ›l›man bölgelerde lenfoma, kronik myelo-siter lösemi (KML) ve myelodisplastik sendromda, tropikal bölge-lerde ise paraziter hastal›klarda daha çok akla gelmelidir. Hematolo-jik incelemeler sonucu olguda, KML, polycythemia vera, primer trombositoz düflünülmemiflti; ancak saptanan aksiller lenfadenome-gali nedeniyle, lenfoma yönünden biyopsi planlanm›flt›. Paraziter hastal›klardan flistozomiyazda masif splenomegali yan›nda peripor-tal fibroza ba¤l› porperipor-tal hipertansiyonun da geliflmesi gerekti¤inden bu olas›l›ktan uzaklafl›lm›flt›. BT'de dala¤›n nonkistik ve homojen görünümü, hidatik kisti düflündürmemiflti (3). Serolojik markerlar›n negatif olmas› nedeniyle EBV, CMV, Toxoplasma infeksiyonu tan›-lar› d›fllanm›flt›. Olguda belirgin hepatomegali ve lenfadenomegali saptanmamakla birlikte baz› klinik ve hematolojik bulgular› kala-azar tan›s›n› tümüyle uzaklaflt›rmam›flt›.

Bu olgunun bir kez daha gösterdi¤i gibi masif splenomegalinin en s›k nedenlerinden biri de s›tmad›r. Olgumuzda saptanan spleno-megali ve aneminin atefl ile eflzamanl› olarak m› ortaya ç›kt›¤›, yok-sa daha önceden mi var oldu¤u kesin olarak bilinemedi¤inden, bu tablonun ortaya ç›kmas›nda iki olas›l›k düflünüldü. Bunlardan birin-cisi önceden var olan hematolojik bir bozuklu¤a s›tman›n eklendi¤i, ikincisi ise bu tablonun primer olarak s›tmaya ba¤l› geliflti¤i yönün-deydi. Antimalaryal tedavinin beflinci gününde olgunun klinik ve la-boratuvar bulgular›n›n giderek düzelmesi primer patolojinin s›tma oldu¤unu, splenomegali ve aneminin ise buna ba¤l› olarak geliflti¤i-ni düflündürdü.

48 Klimik Dergisi●Cilt 11, Say›:2 ●1998, s:48-49

Özet: Günümüzde hâlâ önemini koruyan s›tma, bafllang›ç bulgular› nonspesifik oldu¤undan birçok hastal›kla kar›-fl›r ve teflhisindeki gecikme bazen ölümcül olabilen komplikasyonlara yol açar. Bu yaz›da da öyküsünde yüksek atefl olan ve splenomegalisi nedeni ile uzun süren araflt›rmalardan sonra s›tma tan›s› konulabilmifl bir olgu sunulmaktad›r.

Anahtar Sözcükler: S›tma, ay›r›c› tan›.

Summary: A case of malaria with delayed diagnosis. Malaria is an infectious disease with initial nonspecific symp-toms resulting in some difficulties in differential diagnosis, and has maintained its importance as potentially fatal compli-cations may occur in patients with delayed diagnosis. In this case report, a case of malaria with high fever history and sple-nomegaly which was diagnosed after a long duration of investigations by various clinical disciplines has been presented.

Key Words: Malaria, differential diagnosis.

Ankara Numune Hastanesi, ‹nfeksiyon Hastal›klar› ve Klinik Mikrobiyoloji Servisi, S›hhiye-Ankara

Geç Tan› Konulan Bir S›tma Olgusu

(2)

S›tman›n yayg›n oldu¤u tropikal bölgelerde kronik masif sple-nomegali, tekrarlayan s›tma komplikasyonu olabilmekte ve hiperre-aktif malaryal splenomegali sendromu veya tropikal splenomegali sendromu olarak adland›r›lmaktad›r (3). Olgumuzda anemi, trombo-sitopeni ve eritrosit sedimantasyon h›z›n›n 100 mm/saat'in üzerinde olmas›, IgM düzeyinde belirgin art›fl izlenmesi, yukar›da tan›mlanan tabloyu desteklemekte; olgumuzun klini¤inin yüksek ateflle seyret-mesi ise bu tabloya uymamaktad›r.

Hastanemize baflvurmadan 10 gün önce tekrarlayan ateflle bir-likte masif splenomegali ve anemi saptand›¤› ö¤renilen olgumuzun ayn› dönemde yap›lan kan yaymalar›nda Plasmodium görülememe-si, tan›daki gecikmenin bafll›ca nedeni olmufltur. Bu durum, infeksi-yonun kronikleflmesinden ve/veya çok düflük ya da intermitan para-zitemi ile seyretmesinden kaynaklanabilir. Bu durum eritrositer or-ganizmalar›n persistans› veya P.vivax ve P.ovale'de oldu¤u gibi ka-raci¤erde dormant hipnozoit formlar›n varl›¤› sonucunda gözlenebi-lir (3).

Atefl, Plasmodium infeksiyonlar›nda en s›k gözlenen semptom-dur. New York'ta yap›lan bir çal›flmada 86 olgunun %25'inde ilk mu-ayenede yüksek atefl saptanmad›¤›, ancak tüm olgularda yüksek atefl öyküsünün bulundu¤u bildirilmifltir (2). Olgumuzda da atefl öyküsü kaydedilmekle birlikte hastaneye yat›fl›n›n ilk günlerinde yüksek bir atefl izlenmemifltir. Bu durumda olgumuzun da ö¤retti¤i gibi, ende-mik bölgelere seyahat öyküsü al›nmasa bile tek bafl›na atefl öyküsü, olgular›n ilk planda s›tma yönünden incelemesini gerektirmektedir.

Ayr›ca yine yukar›daki çal›flmada s›tma teflhisi alan 20 olgudan sadece dördünde ilk muayenede s›tmadan flüphe edildi¤i, di¤erlerine baflka teflhisler konuldu¤u belirtilmifl ve tan›sal kapasitedeki eksikli¤e dikkat çe-kilmifltir. S›tma vakalar› karfl›s›nda, viral sendromlar, nedeni bilinmeyen atefl, sinüzit, farenjit, otit, bronflit, pnömoni, gastroenterit ve üriner infeksiyonun en s›k düflünülen teflhislere oldu¤u bildirilmektedir (2,4).

Bugün halen s›tman›n tan›s›nda kabul edilen yön-tem Giemsa yönyön-temi ile boyanm›fl kal›n damla ve kan yaymalar›nda parazitin saptanmas›d›r. Preparat›n de-neyimli kifliler taraf›ndan incelenmesi tan›daki baflar›-y› art›r›r. Di¤er diyagnostik tetkikler ise akridin oranj ile boyama, flow cytometry, biyokimyasal analizler, nükleik asid problar›n›n kullan›m› ve ELISA yöntemi-ni kapsamaktad›r. Baz› çal›flmalarda PCR'›n sensitivi-te ve spesifisensitivi-tesi %100 bulunmufltur. Ancak ELISA ile P. falciparum antijenlerinin aranmas› d›fl›nda, bu tekniklerin ço¤u deneysel düzeyde kalm›flt›r (1,3,5,6).

Her zaman saptanmamakla birlikte özellikle endemik bölgelere seyahat öyküsü olan hastalarda, s›tma düflünülmezse, bafllang›ç bul-gular› belirsiz ve nonspesifik olabildi¤inden teflhis kolayca gözden kaçabilir. Bu olgulara yanl›fl teflhis konulmas›nda, ilk muayenenin, tropikal hastal›klarla ilgili birimlerde yap›lmamas›n›n rolünün oldu-¤u ve tan›daki gecikmenin daha a¤›r klinik tablolara yol açt›¤› bil-dirilmifltir (4,7).

Olgumuz, özellikle endemik bölgelere seyahat öyküsünün ta-n›mlanmad›¤› durumlarda, tekrarlanan yaymalar›n, öncelikle kronik ve/veya çok düflük ya da intermitan parazitemili olgular›n teflhisinde çok önemli oldu¤unu göstermektedir (3). Ayr›ca kal›n damla ve kan yaymas› preparatlar›n›n paraziteminin olmad›¤› ateflsiz dönemlerde al›nmas›, boyama yöntemlerindeki yanl›fll›klar, hastan›n daha önce-den tetrasiklin, kinolon, antikoagülan, uygunsuz olarak antimalaryal ilaç gibi Plasmodium'un morfolojisini bozabilecek ilaçlar› kullan-mas› s›tma tan›s›n›n atlankullan-mas›nda di¤er önemli faktörlerdir (6).

Kaynaklar

1. Oliveira DA, SH‹ YP, Oloo AJ, et al. Field evaluation of a polymerase chain reaction based nonisotopic liquid hybridization assay for malaria diagnosis. J Infect Dis 1995; 173: 1284-7

2. Winters RA, Murray HW. Malaria-the mime revisited: fifteen more ye-ars of experience at a New York City teaching hospital. Am J Med 1992; 93: 243-6

3. Scully RE, Mark EJ, McNeely WF, McNeely BU. Case records of the Massachusetts general hospital. N Engl J Med 1994; 330: 775-81 4. McCaslin RI, Pikis A, Rodriguez WJ. Pediatric Plasmodium falciparum

malaria: a ten-year experience from Washington, DC. Pediatr Infect Dis J 1994; 13: 709-15

5. Krogstad DJ. Plasmodium species (malaria). In: Mandell GL, Douglas RG Jr, Bennett, eds. Mandell, Douglas and Bennett's Principles and Practice of Infectious Diseases. 4th ed. New York: Churchill Livings-tone, 1995: 2415-27

6. Dündar ‹H. Malarya. In: Topçu AW, Söyletir G, Do¤anay M eds. ‹nfek-siyon Hastal›klar›. Ankara: Nobel T›p Kitabevleri, 1996: 511-25 7. Svenson JE, MacLean JD, Gyorkos TW, Keystone J. Imported malaria.

Arch Intern Med 1995; 155: 861-8.

Klimik Dergisi●Cilt 11, Say›:2 49

fiekil 1. Olgunun atefl trasesi.

Tablo 1. S›tma Olgusunda Saptanan Laboratuvar Bulgular› ‹lk Baflvuruda Tedavi Öncesi Tedavi

Sonras› Hemoglobin (gr/dl) 11.5 7.9 13.6 Beyaz küre (/mm3) 7800 5300 5500 Trombosit (/mm3) 326 000 67 000 124 000 ESH* (mm/saat) >100 >100 79 Total protein (gr/lt) 63 49 60 Albümin/globülin 28/35 19/30 25/35 AST (Ü/lt) 15 60 18 ALT (Ü/lt) 10 90 15 LDH (Ü/lt) 188 896 246 ALP (Ü/lt) 94 155 72 *Eritrosit sedimantasyon h›z›

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak yüksek ateş, endemik olduğu bölgelere seyahat öyküsü olan hastalarda sıtma akla getirilmeli, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı ve

Seyahat öy- küsü nedeniyle periferik yayması yapılan ve sıtma tanısı konulan hastanın hastaneye yattığı gün ateş ve titremesi oldu.. Erken tanı alan ve tedavi edilen

Ülkemizde yerli sıtma olguları azalmasına karşın, yurt dışına endemik bölgelere seyahat eden kişilerde sıtma enfeksiyonun görülebileceği unutulmamalı, bu bölgelere

Hızlı antijen testi (Digamed, Belçika) ikinci hastada P.falciparum ve P.vivax için pozitif sonuç vermiş ve hasta şiddetli sıtma kliniğine bağlı olarak yoğun bakım

mada ise, kriptokok enfeksiyonu olan 41 pediyatrik olgunun %46.3’ünde enfeksiyonu kolaylaştıracak bir risk faktörü saptanamamıştır. Aynı çalışmada olguların %24.4’ünde

Araflt›rmac›lar, intihar etmifl dokuz Amerikal›, Rus ve ‹ngiliz flairle, bunlarla yaflad›klar› ça¤, milliyet, e¤i- tim ve cinsiyet aç›s›ndan uyuflan, ama

Bu çalışmada, intraperitoneal aprotinin uygulanan grupta, adezyon oluşumunun metilen mavisi ve kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha az olduğu tespit edildi.. Bu

Regarding the purse-seiners operating in the Black Sea Region, the vessels are 12.12-62.00 m in length, they have a total average capital of YTL 1,044,857, they have an