• Sonuç bulunamadı

50 yıl:19 Mayıs 1919 - 19 Mayıs 1969

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "50 yıl:19 Mayıs 1919 - 19 Mayıs 1969"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E r z u r u m M ild a fa a.i H u k u k C em iy eti B a ş k a n ı R aif H oca...

Y a z a n ¡REFİK N ECDET A K TA Ş

B 1919 mayıs'ının 3. günü Kâzım Karabe-

kir Paşa Erzurum'a geldi. Paşa Müdafaai

Hukuk Derneği yöneticilerine «yollarının

hak yolu olduğunu, onlara yardım ede­

ceğini» söyledi...

bU/ o 33

Savunmadan

başka

çâre

yok

Müdafaai Hukuk Demeği ile Ordu arasında

özlenen ilişki kuruldu. Yurdun «ulusal diren

me ve savunma» ile kurtulacağını düşünen

Kâzım Karabekir Paşa ile Erzurum Müdafaai

Hukuk yöneticileri elele verdiler...

1 5

D

OĞU Anadolu’nun kilit noktası Erzurum şehri, savaştan sonra bir kö­ ye dönmüştü. Erzurumlula­ rın çoğu yurtlarını bırakıp yurdun diğer bölgelerine göç etmek zorunda saldılar. Kos koca şehirde kılıç artığı ola­ rak üç dört bin kişi kalmıştı. Onbin kadar Erzurumlu kah­ raman dadaşı çekilirken Er- meniler insanlık dışı bir dav­ ranışla öldürdüler Ölümden kurtularak göçmenlikten dö­ nenler yangınlardan ve patla­ yan cephaneliklerin sarsıntı­ sından arta kalan eski sefalı evlerinin harabelerine; ikişer oda onararak içine sığınmış­ lar geri kalan yıkıntıyı yaka­ rak kışı geçirmeğe çalışıyor­ lardı. Ermeni zulmünün ağır­ lığım yaşamış oıan bu eski ve şanlı kalenin çocukları son kişiye kadar savunmanın bir zorunluluk olduğuna inanmış­ lardı.

ERZURUM

ÖRGÜTLENİYOR

İstanbul’da bulunduğu sü­ rede Süleyman Nafiz Beyin aracılığıyla bir «Vilâyeti Şar­ kiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti» nin kurulduğunu gazetelerde okuyan Erzuru- mun yurtsever, alçak gönül­ lü çocuğu Dursun Bey oğlu Cevat Bey, o giin Divan yo­ lunda şimdiki sağlık müzesi­ nin bulunduğu binada bulu­ nan cemiyet odasına başvur­ muştur. Demeğin başkanı es­ ki Bitlis Valisi Harp utlu Ne­ dim, üye Süleyman Nafiz, es­ ki Beyrut Valisi DiyarbakIr­

lI Fevzi. Sivas Milletvekili Itasim, SivaslI genç bir yedek

subay olan Abdülmuttalip ve yineı genç bir yedek subay olan D iyarbakIrlI Cavit beyler ve bir kaç kişinin bulunduğu odada kendini tanıtan Dur­ sun Bey oğlu Cevat Bey der­ nek emrinde çalışmağa geldi­ ğini söyleyince bundan mem­ nun k alan d e m e k yöneticile­ ri hemen Cevat Beyi araları­ na aldılar. Erzurum’daki ailesinin yanma dönmeği ka­ rarlaştıran Cevat Bey, dernek yönetim kumlundan, bu der­ neğin Erzurum’da şubesini açmak yetkisini alınca, der­ neğin bir tüzüğünü de alarak Erzurum’a hareket etmişti. Erzurum’da du ru m u . incele­ yen Cevat Bey, balkın belli başlı bir örgüt kuramadık­ larını görmüştü.

ORDU İLE İLİŞKİ

KURULUYOR

Müdafaai Hukuk Demeği yö netim kum lu üyeleri ilk ön­ ce bir Erzurum ili, ondan sonra da doğu illeri kongresi toplayarak harekete geçme zamanının geldiğine karar verdiler. Bu amaçla Erzurum ili merkezindeki yurttaşları bir toplantıya çağırdılar. Bu toplantıya ulemadan, asker­ lerden, aydmlardan, Erzu­ rumlu memurlardan, şehrin diğer ileri gelenlerinden ka­ labalık bir Erzurumlu katıl­ dı. Bu büyük toplantının er­ tesi günü esnafın ileri gelen­ lerinden bir ikinci toplantı yapıldı. Bu iki toplantı so­ nunda bu topluluklar derne­ ğe şu önemli görevleri verdi­ ler;

Merkezdeki aydınlan da-ha faal kılabilmek için bir «heyeti faale» meydana getirmek.

E l Şehir içinde yapılan ör- “ gütü illere ve kazalara yayarak buralarda güvenilir ellerle «Savunma» fikrini köylere kadar götürmek. E l İl sınırlarından taşarak “ bütün doğu illerini bir fi­ kir çevresinde toplamak.

Her ne gerekse yaparak orduyu bu işe katmak. Bu amaçlara varabilmek İçin yeni bir tüzük yapmak gerekliydi. Yönetim kumlu günlerce uğraşarak 12 mad­ delik bir tüzük meydana ge­ tirdi. Bu yeni örgüt tüzüğüy­ le vanlan en Önemli sonuç, İstanbul’daki demeğin amaç­ larının çok üstüne çıkmak olmuştur. İstanbul’daki der­ nek tüzüğüne göre, Türk hak­ larım açıklıyarak Ermeni is­ teklerini çürütmek ve böyle- ce barış konferansını etkile­ mek isteniyordu. Oysa Erzu­ rum şubesi örgütü tüzüğüy­ le «silâhh savunmaya» doğra gidiyordu.

KÂZIM KARABEKİR

PASA ERZURUMDA

Erzurumun yürekli yurtse­ ver halkı böyle örgütlenince buna adı, sanı yurt ve ordu­ ca tanınmış bir baş aramağa başladı. Bu baş, ordu kuman­ dam Yakup Şevld Paşa ola­ bilirdi. Yurtseverliği, doğru­ luğu ve komutanlıktaki ye­ terliliği ile tanınmıştı. Gözle­ rinden rahatsız olan paşa, Müdafaai Hukuk Demeğine baş olmak isteğine rahatsız­ lığını ileri sürerek uymadı.

Bir süre sonra 15. K. Ko-

M intanlığına Kâzım Karabekir Taşanın atandığı duyuldu. Kâzım Karabekir Paşanın do­ ğuda İyi bir adı vardı. 1918

’ " — n l i M İ M h U H E

harekette kolordu komutan­ lığı yapmış ve birliklerini za­ fere ulaştırmıştı. Komutası altında savaşmış olan subay ve erler askerlik üstünlüğün den ve yurtseverliğinden söz ediyorlardı. Ve kendisini çok seviyorlardı. Halk da Kara­ bekir Paşayı tanıyor ve sevi­ yordu.

1919 Mayısının 8 günü Kâ­ zım Karabekir Paşa öğleden sonra Erzurum’a geldiler. İki üç gün sonra basanın ulu­ sal harekete sevgi beslediği haberi Müdafaai Hukuk Der­ neğine gelince aemek yöneti­ cileri paşayı karargâhında zi yaret ettiler. Paşaya örgütün amaçlan anlatıldı. Yakında, Erzurumda tik önce bir il kongresi açılacağı ve bu kon­ greden karar alarak bütün doğu illerinden gelecek dele­ gelerle büyük bir kongre top­ lanacağı bildirilince Karabe­ kir Paşa «Müdataai Hukuk Derneği» yöneticilerine yolla­ rının hak yolu olduğunu ve «Savunmadan» başka yurdu kurtarmanın çaresi bulunma dığmı ve onlara vardım ede ceğini söyledi. «Müdafaai Hu­ kuk Derneği» ile ordu arasın­ da özlenen ilişki kurulmuştu. Bu ilişkide aracı ise Albay- rak gazetesi sahibi Süleyman Necati Bey olacaktı. Böylece, ulusun «Ulusal direnme ve sa­ vunma» ile kurtulacağım dü­ şünerek Anadoluda görev alan iyi bir asker ve gerçek yurtsever Kâzım Karabekir Paşa ile Erzurumun Müdafaai Hukuk Demeği yöneticileri elele verdiler.

YARIN :

---MUSTAFA KEMAL’

DEN İLK HABER..

(2)

15. K o lo rd u K o m u ta n ı K â zım K a ra b e k ir P asa

Y a z a n ¡REFİK N EC D ET A K TA Ş

28 Haziran 1919 günü sabahı Sivas'­

ta Ramazan bayramı topları atılır­

ken, Mustafa Kemal Paşa'nın otomo­

bili Erzurum doğrultusunda yol alı­

yordu... 1 Temmuz 1919 günü ak­

şamı Erzincan'a girildi...

Padişahtan

gelen ie lg ıa L

Î0

B

U sıralarda Erzurum’­ da «Mütareke» konula­ rının uygulanmasını de­ netlemek için görevli İngiliz yarbayı RawIinson sık sık kolorduya geldiğinden Kâzım Karabekir Paşa, Albayrak gazetesi sahibi Necati Bey aracılığıyla «Müdaraa-i Hu­ kuk» a haber göndererek. Rawlinson’un kuşkulanma­ ması ve böylece henüz geliş mekte olan halk hareketine bir zarar gelmemesi için bun­ dan sonra kolordu ile olan ilişkilerin Eruzurum’lu Albay Rüştü Bey yoluyla yapılma­ sını istemişti. Paşanın doğ­ rudan doğruya Müdafaa-i Hu­ kuk yöneticileri ile görüşme­ mesi Erzurumlu soylu çocuk­ larını endişeye düşürmüştü. 25 Mayıs 1919 günü Kâzım Kârabekir Paşa, Müdafaa-i Hukuk Derneği Başkanı Raif Efendi ile Dursun Bey oğlu Cevat Bey’i ivedi karargâhı­ na çağırdı. Başkan demekte olmadığından Cevat Bey yal­ nız olarak Kâzım Karabekır Paşa’nın yanma gitti Paşa Müdafaa-i Hukuk’un son gün terdeki çalışmalarını sorduk tan sonra Erzurum’un alçal: gönüllü gerçek yurtsever gen­ ci olan Cevat Bey’e bir şifre açığı verdi. Bu şifre Havza’ dan 9. Ordu Müfettişi Muşta fa Kemal Paşa’dan geliyordu Şifrede Erzurum Müdafaa-i Hukuk Demeğinin genel du rumu sorulduktan sonra der neğin desteklenmesi rica edi­ liyordu. Kâzım Karabekir Pa­ sa ilk görülmedeki sözlerini tekrarlayarak başarılar dile­ di. O gün Müdafaa-i Hukuk yöneticileri için düğün bay­ ram olmuştu.

Gerçekçi önder Mustafa Kemal Paşa bir güneş gibi

Havza’dan Erzurum’un da daşma ışın göndermişti.

AYRILIŞ...

28 Haziran 1919 günü sana­ tlı Sivas’ta Ramazan Bayramı topları atılırken Mustafa Ke­ mal Paşa’nın otomobili ue

Erzurum doğrultusunda yol alıyordu. Otomobilde Mustafa Kemal Paşa'dan başka eski Bahriye Bakanı Rauf Bey. eski İzmir Sancakbeyi İbra­ him Süreyya Bey, yâver Ce­ vat Abbas ile Emir Subayı Ali Şevket bulunmaktaydılar Vorucu bir yolculuktan sonra akşama Suşehri’ne geldiler Suşehri’nin yiğit çocukları at­ larla onu şehrin dışında Kar şıladılar. Geceyi Suşehri’nin Belediye binasında kendiler i ne ayrılan yerde dinlenerek ve yatarak geçiren paşa ker. dişini ziyarete gelen Suşehir- lilere padişah hükümetinin tutsak olduğunu, vurdu kur­ tarmak için silâhlanmanın ge­ rektiğini anlattı. Ertesi gün de sabahtan Suşehir’lilerin sevgi ve saygı dolu uğurlama­ ları ile Refahiye’ye hareket ettiler. Mustafa Kemal Pftşa’- vı Refahiye ilçesine 12 kim. uzaklıkta bulunan «Alt» kö vünde Refahiye’nin vağız sü varileri karşıladılar. 29 Hazi­ ran 1919 günü gecesini Refa­ hiye’de Belediye Başkanı Ke­

m ahlI Küçükoğlıı Hüseyin efendinin evinde konuklaya­ rak geçirdiler

BÎR KIR YEMEĞt

30 Haziran 1919 günü Refa­ hiye’den ayrılan ulu önder ve maiyetindeki kişiler doğal gü­ zelliği olan şirin bir verde konaklayıp beraberlerinde ge­ tirdikleri yiyecekleri yediler arabalarının hareketinden 15 20 dakika sonra yediklerinin kendilerine dokunduğunu an­ layınca arabalar yeniden dur­ duruldu. Yolcular Mustafa

Kemal Paşa dışında, hastalan mışiardl. Otomobil Çardak boğazına girmişti ki Fırat’ın yanından geçen şose üzerine, yanındaki yamaçtan düşen büyük bir taşın yolu kapattığı görüldü. Bu kaya parçası yol­ dan alınmayınca buradan ee çilemezdi. İbrahim Süreyya - ı »vat Abbas beylerin oto mobildeki kazmayla yolu aç­ malarından sonra ancak ha­ reket edilebildi. Otomobilin lâstikleri.sık şık pan yapıyor, tekerlekler çuvalla doldurula­ rak yola devam ediliyordu

Haziran ayının son günü olmasına rağmen çevrede kar vardı. Gecenin sessizliğiyle birlikte soğuk ve bora vola devam etmeyi güçleştirmişti. Mustafa Kemal Paşa geceyi, yoluna baş koyduğu kutsal yurt toprağı üzerinde yatarak boğazda geçirmeyi uygun gör­ dü. Otomobilde bir battaniye vardı. Diğer battaniyele. Ü- çüncü Ordu Müfettişliği k iş i

lerini getiren iki otomobil­ deydi. Onlar ise Mustafa Ke­ mal Paşa’mn arkasında çna vetisememiş geride kalmışlar dı. Eldeki bir battaniyeyi top­ rağa serdiler vatak oldu Mus tafa Kemal Paşa kaputunun yakalarını kaldırarak battani­ yenin üzerine vattı

ERZİNCAN’DA...

Sıkıntılı bir gece daha atla­ tıldı Ertesi 1 Temuz 1919 günü akşamı Erzincan’a giril­ di. Geceyi Erzincan’da geçi­ ren Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları yorgunluklarını Erzincan'da giderdiler.

2 Temmuz 1919 günü Erzin­ can’dan Saray-ı Hümâyûn Başkâtipliğinden (padişahın özel kaleminden) alınan tel­ grafın başlıca noktalan şu i<ti:

«Ötedenberi çekmekte ol- olduğunuz telgraflarırızı pa­

dişahımız görmüş ve hakkı­ nızda beslediği iyi duyguların- veni bir belirtisi olarak size aşağıdaki düşünceleri salık vermeye beni görevlendirmiş­ tir: Padişahımızca çok ivl bi­ linen yurtseverliğinizin gerek­ tirdiği davranışlarınız tngiliz- lerir dikkatini çekmiş ve geri alınmanız için hükümete bas­ kı vanılmaya kalkışılmıştır. Devletimizin bugünkü duru­ mu taşraca (Anadolu) sanıl­ dığı kadar kaygı verici değil­ dir. Allahın iznivlc devletin varlığının ve bağımsızlığının sağlanması haşarılınca salta­ nat merkezinden taşranın kur tarılması kolav olur. Su sıra­ da sizin ödevinizden aynlıp tstaııbu!'a dönmeniz, belki burada veni baskılarla hakkı­ nızda şerefinizi kırabilecek bir isleme hükümeti sürükle­ yebilir; Harhive Nazırlığının işinize son vermiş gösterilme­ sini de padişahımız boş srö memektedir. İyisi mİ, Harbi­ ye Nazırlığından siz kenti- -iz iki aylık bir hava derisi mi İzni isteyerek durum iviee belirene ve bans gerçekleşin­ ceye kadar istediğiniz bir şe­ hirde veya kasabada dinlen­ menizi en uygun hal tarzı ola­ rak hatırlatıyoruz.»

Mustafa Kemal Paşa. 2 Temmuz 1919 günü akşamı Tercan’a vardılar Dinlenme­ lerine ayrılan Belediye bina­ sına indiler. Belediye binasın­ da kendisini ziyarete gelen Tercanlılara «Padişah düş­ manlar tarafından zincire çe­ kilmiştir Avağımıza çarıkla­ rımızı geçirip. silâhlarımıza sarılarak hu durumdan

vata-t - M g i o p « ı n &lvata-t; j S i 7 - ( Î P f H

— mm

ya r tn

m

DADAŞLAR

KARŞILIYOR

(3)

5 H A Z İ R A N İÇ

»«••«*«■* •*•< ■ • v / ••*"* • • "y '•?.< ¥!W»W m *-W v v «i

'• '* ''*■ ' • ^ 'v * ^ ^ • >> - .<' .v > » 'V A' V İ 'A-ÂtÜ A. „ !& & ■ . -Kv*v.*vU*. •<$*,/<■

M. K em al P a ş a ’n ın E rzu ru m IVIüdafaa-i I lu k u k ç u la riy le ilk g ö rü şm e y a p tığ ı y e r. ( x ) iş a re tli y e r g ö rü şm e s a lo n u d u r.

3 Temmuz günü Mustafa Kemal Pa-

şa'yı Erzurumlular karşılamak için

şehrin 15 kilometre batısındaki Ilıca

köyünde bekliyorlardı. Karşılayıcılar

arasında Kâzım Karabekir Paşa da

vardı...

M USTAFA KEM AL

ER ZU R U M 'D A

| Mustafa Kemal Paşa Erzurum'da ulusal

ayaklanmayı ordunun desteklemesi, as­

kerin ve halkın çalışmalarının birbiriy-

le düzenli bir duruma getirilmesi için

vargücüyle çalışırken, İstanbul Hükü­

meti de onu Anadolu'dan çekip almak

için uğraşıyordu...

m

Mustafa Kental Paşa Bele­ diye binasında dinlenirlerken posta müdürü tarafından ken dişine bir telgraf verilmişti, 2 Temmuzu 3 Temmuza bağ­ layan gece Tercan’da aldığı şifre Harbiye Bakanlığından geliyor ve 30 Haziran 1919 tarihiyle yeni Savunma Ba­ kanı olan Ferit Paşa’nın im­ zasını taşıyordu. Bu şifrede • ^“niyordu:

FERİT PASA

NE DİYOR?..

«Size gönülden duyduğum sevginin çekici gücü, sizi her zaman övüp duran beni yine Harbiye Nazırlığına getirdi. Hükümeti epeyce zor bir du­ rumda buldum. Dış münase­ betlerin gittikçe kötüleşmesi yanında bir de bunları büs­ bütün bozacak bir iç bunalı­ mın alıp yürümesi karşısında istemeksizin titredim. Sizin gibi ben de karşıdakileri ve olup bitecekleri anlamakta kendime pek güvendiğim için benim kadar sizi ruhunuzun en derin köşelerine kadar an­ layabilmiş bir kimse yoktur. Hükümetle aranızı açan ne­ denleri pekiyi bilemiyorum. Dar ve kör görüşlüler buna sebep olacak lıer halde. İııgi- lizler yüzünden bâzı kuman­ danlarımıza yapılmış işlemle­ rin size de uygulanması hiç düşünülemezse de bu işin iyi bir çözüme bağlanması için çare düşündüm. Sizin yüksek gücünüzden ve büyük yurtse­ verliğinizden korkuya düşen o haksızlıkları inkâr oluna­ maz düşmanlarımız, sizin böy le bir önemli görevin başında olmanızı hoş görmeyecekleri

için bu ödevden ayrılmanızı isteyip durmuşlardır. Yenilgi çaresi bulunmaz bir hastalık gibidir. Bunlar da isteklerine kulak asılmayınca birtakım aşağılıklara başvurarak yurt çıkarlarını yok etmeye yöne­ lecekleri korkusuyladır ki, bir süre için hükümeti sizin yararlığınızdan raydalanmak tan alıkoyuyor. Sizi sevip be­ ğenen padişahımızın, hakkı­ nızda ne gibi karar alınması gerektiğini düşünüp bizimle konuşmak tenezzülünde bu­ lundu. Yorgun olduğunuzdan söz ederek, İstanbul’da ya da seçeceğiniz bir, yerde bir sü­ re dinlenmek isteğinde oldu­ ğunuzu siz ileri sürseniz ve hükümet de bunu kabul et­ miş görünse ivi bir çözüm yolu bulunmuş olacak: Hem siz elde etmiş olduğunuz yeri saklayıp korumuş olacaksı­ nız, hem de düşmanlarımızın istekleri bir aksilik olmadan son bulmuş olacaktır. Padişa­ hımız bu çözüm yolunu hep­ sinden uygun bulduğunu be­ lirtmiş ve hattâ size de böy­ le davranmanızı salık vere­ ceğini ayrıca söylemiştir.

Elimden geldiği kadar her isteğinizi yerine getireceğimi siz de bilirsiniz ve bana güve­

nirsiniz sanırım. Bu kanı ile bu dileklerimi hem resmî, lıern de özel olarak size bil­ diriyorum. Ve istt bu özelli­ ğe dayanarak söyleyeceğim ki, vereceğiniz ivedi ve uy­ gun karşılık, bana beslediği­ niz sevgiyi ve güveni belirt­ mekle kalmayacak Bakanlık ödevimdeki basarımın da bir güzel başlangıcı olacaktır. El­ lerinizden önerim.»

KARŞILAMA...

3 Temmuz günü Tercan’­ dan Erzurum’a üeğru yoluna devam eden Mustafa Kemal Paşayı Erzurumlular karşıla­ mak için Erzurumun 15 Km. batısındaki Ilıca köyünde bekliyorlardı. Erzurum’un es­ ki ve güzel bir âdeti vardır. Batı yöresinden gelen konuk­ larını şehrin ilk göründüğü nokta olan Ilıcada karşılar­ lar, geniş ovanın bu başlan­ gıç noktasından Erzurum Ka leşine dek kendisine yoldaş­ lık ederler.

Mustafa Kemal Paşa ve ar­ kadaşları ikindi üstü Ilıca’- ya vardılar.

Mustafa Kemal Paşayı kar­ şılayanlar arasında; Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa. Kurmay Başkam Mus­ tafa Sabri, Kolordu Topçu

Komutanı Faruk, 1. Şb. Md. Falıri Beyler ve MUdafaai Hu­ kuk Cemiyetinden Başkan Raif. Süleyman Necati, Dur­ sun bey oğlu Cevat, Küçük Kâzım beyler ve vali vekili Kadı Hurşit efendi ile bele­ diye başkanı Zahir beyler gö­ rülüyordu. Mustafa Kemal Paşa karşılayanlara «Zahmet verdik» dedikten sonra onla­ rın ellerini birer birer sıktı. Ilıcaların söğütlerin gölgesin­ de hazırlanan yere oturarak yorgunluk kahvelerini içtiler. Söz konusu günün durumuy­ du. Mustafa KemaJ Paşa sö­ zü özellikle ulusal direnme üzerine getiriyordu.

DADAŞLARLA...

Mustafa Kemal Paşa, Erzu­ rum'un İstanbul kapısında başta bir «ihtiram kıtası» ol­ mak üzere okullar ve halk tarafından karşılandı. Dadaş, büyük sevgi ve saygı göster­ di. Paşanın bu karşılamadan ayrıca duygulandığı yüzünden anlaşılıyordu. Mustafa Kemal Paşa, kolordu karargâhma in­ diler. (Şimdiki hükümet bi­ nası karşısındaki Cumhuriyet oteli)

Mustafa Kemal Paşa ka­ rargâhta görüşmelerini bitir­ dikten sonra oturmalarına ayrılan müstahkem mevkinin kirayla tuttuğu şimdiki Cum­ huriyet caddesindeki Karaca- naklann evi denen Dr. Eyüp Cinisli’nin oturduğu binaya yerleştiler.

m

YARIN ■ ■ ■ ■ ■

FERİT PAŞA'NIN

TATLI SÖZLERİ

(4)

A tatürk’e E rzu ru m ’a geldiğinde karargâh ve ikam etgâh olarak ta h ­ sis olunan bina, (X ) işareti ile gösterilm iştir.

5 Temmuz 1919 günü Savunma Ba­

kanı Ferit Paşa, Mustafa Kemal Pa-

şa'ya gönderdiği telgrafta «İstanbul'a

hareketlerinin çabuklaştırılmasını ri­

ca ederim» diyordu....

M h bir baş

bulunmuşla..

B Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a ceva­

bı şöyleydi: «İstanbul'daki birtakım kim­

seler hele bir iki aydan fazla dayanama­

yan kabineler, kendilerinde beliriveren

yanlış görüş, korkak yürek, ulus dilek­

lerine aykırı ve ters davranış huyların­

dan bir an önce silkinerek millete vekil­

lik etmekten artık iyice uzak kalmalıdır­

lar... Benim buradan ayrılmam yersiz

hattâ tehlikeli bir davranış olur...»

D3

Bu bina iki katlı olup üst katta bir çalışma oda­ sı, bir yatak odası, yaver odası olarak hazırlanmıştı. Mustafa Kemal Paşa, asker­ likten ayrılıncaya kadar bura­ da kaldılar.

İLK TEMAS

Erzurum’a gelişinin ertesi günü Mustafa Kemal Paşa yaveri Yüzbaşı Cevat Abbas’- la Müdafaai Hukuk Cemiyeti­ ni ziyaret edeceğini dernek yöneticilerine bildirdi. Müda­ faai Hukuk Cemiyeti binası şimdiki Zeynel mahallesinde­ ki süvari yarbayı Vuslat be­ ye ait binadaydı. 4 Temmuz 1919 günü sabahı binamn gü­ neye bakan büyük odasında Müdafaai Hukuk yöneticileri toplanmış Mustafa Kemal Pa­ şayı bekliyorlardı. Öğleye ya­ lan kolordu kumandanının bineğine verilmiş bir çift ko­ yu doru ve çok güzel atın çektiği fayton arabası görün­ dü. Erzurum'un kahraman evlâtları heyecanlandılar.. Arabada Mustafa Kemal Pa­ şa, en yeni asker! giysilerini giyinmiş, yaver kordonlarını takmış ve bütün nişan ve madalyaları göğsünde olarak arabadaydı. Yanında o za­ manki adıyla Hamidiye Kah­ ramanı Rauf, CSK1 İzmit mu­ tasarrıfı İbrahim Süreyya beyler bulunuyordu. Müda­ faai Hukuk Derneği yönetici­ leri onu kapıda karşıladılar. Paşa onların teker teker el­ lerini sıktı, sonra da görüş­ me odasına çıktı. Binanın bu aydınlık odasında görüşmeler hep kongre hazırlıkları üzeri­ ne oluyordu. Mustafa Kemal Paşa, Erzurumluların çalış­ malarım övdü. Çok heyecan­ lı ve özden konuşuluyordu. Erzurumluların şimdiyedek «Bölgesel direnme» için ver­ dikleri emeğin insan gücünün üstünde olduğunu belirtmiş­ ti. İki saatlik görüşme Erzu­ rumlulara dâvalarında adı sa­ nı memleket ve orduca ta­ nınmış bir başın artık bulun­ duğu inancı ve güvenini ver­ di.

Ulu önder ise ölüm kalım sorunu karşısında vatandaşın hiçbir çıkar düşünmeden gösterdiği çabayı Erzurum'da bir kez daha vakmdan görü­ yordu O, gerçekçi önder bi­ liyordu ki, «Canına kıyılan bir ulus herşevi göze alır.»

Mustafa Kemal Paşa, Erzu­ rum’da ulusal ayaklanmayı ordunun desteklemesi, aske­ rin ve halkın çalışmalarının, birbiriyle düzenli bir duruma getirilmesi için var gücüyle çalışırken, İstanbul hüküme­ ti de onu Anadolu’dan çekip almak için uğraşıyordu.

Mustafa Kemal Faşa 5 tem­ muz 1919 günü İstanbul hü- kûmeti’nden gelebilecek yı­

kıcı bildirimleri denetlemek ve durdurmak için haberleş­ me kanalı olan önemli mer­ kezlerde gereken tedbirlerin alınması için bütün komu­ tanlara buyruk verdi.

FERİT PAŞANIN

TELGRAFI

5 Temmuz 1919 günü Savun­ ma Bakam Ferit Paşa, Musta­ fa Kemal Paşa’ya gönderdiği telgrafta: «İstanbul’a hareket­ lerinin çabuklaştırılmasını ri- :a ederim.» diyordu. Bu günün akşamı da Mustafa Kemal Pa­ şa, Ferit Paşa ile telgraf maki­ nesi başında görüşmeğe çağı­ rıldı. Ferit Paşa, Padişah Vah­ dettin ile yakın ilişkide bulun­ duğunu ve onun teşvikiyle ha­ reket ettiğini belirtmek için, Dolmabahçe sarayı merkezin­ de makine başında bulunuyor­ du. Mustafa Kemal Paşa ve ar­ kadaşları da Erzurum posta- hanesinde telgraf makinesi başındaydılar.

Ferit Paşa söze başladı ve Mustafa Kemal Paşa’ya şunla­ rı söyledi:

«Paşam İtilâf Devletleri delegelerinin pek kesin baskı­ ları bugünkü telgrafı yazmaya beni zorladı. Sizi benim kadar kimse bilmez. Yurtseverliğini zin ne gibi yüce amaçlara yö­ nelmiş olduğunu anlıyorum. Sizi İstanbul’u şereflendirme­ ye kandıracağımı padişaha da. delegelere de söz yerdim. Be­ ni utandırmayacağınıza güve­ niyorum. Buraya geldiğiniz zaman itilâf delegelerinin de size karşı saygılı davranmak­ tan başka bir şey yapmaları beklenemez. Bunlar sağlan­ mıştır. Ancak ve ancak sizin hemen oraları bırakıp buraya gelmeniz gereklidir.»

Mustafa Kemal Paşa Ferit Paşa’ya verdiği cevapta şunla­ rı söyledi:

«Benim yurdun ve ulusun rsenliğine yararlı olmaktan başka bir amacım olmadığı, şimdi de devletin bugünkü sı­ nırları içindeki çalışmaları­ mın bu amaca vönelmis oldu­ ğu meydanda iken itilâf dev­ letleri delegelerinin benim ki­ şiliğimden bu kadar huylan­ malarının birtakım yalan do­ lan haberlerden ileri geldiğini göriivonım. Bunların, benim

bütün duygularımı, düşünce­ lerimi ve dileklerimi yakından bildiğini söyleyen sizin gibi bir arkadaşın vapacağı açıkla­ malar ve güvendirmelerle dü­ zeltileceğine ve ortadan kal­ kacağına inanıyorum. Doğu­ dan Şevki ve İhsan Paşa’ların alınmasının yurdumuzun batı parçalarının zâlimce işgal programının uygulanmasını önlediği, hattâ geciktirdiği gö­ rülmüş müdür?»

«SÖZLERİNİZ

DOĞRUDUR»

Ferit Paşanın Mustafa Ke­ mal Paşa’ya verdiği cevap şu­ dur:

«Söyledikleriniz doğrudur. Ancak ulusal bir ayaklanma­ nın yakın olduğuna inanan İn- gilizleri sizin gibi güçlü ve ka rarlı birinin oralarda başta olması büsbütün kaygılandır­ maktadır. Düşmanlarımızın her gün biraz daha artırarak yaydıkları valan dolan haber­ ler onları iyice huylandırmış olacaktır ki. sizin nasıl olursa olsun oradan alınıp İstanbul’a getirilmenizi her gün artan bir şiddetle bizden istemekte­ dirler. Padişahın da uygun gördüğü o teklifim dört gün önceki hesaba göre idi. Şimdi istek değişti, arttı, isteğe kor­ kutucu şeyler eklendi. Ben de bugünkü hale göre hemen İs­ tanbul’a gelmenizi rica ettim. Yine sizi makine başında geç vakte kadar rahatsız etmem­ den de anlavacaksınızdır ki. yurt çıkarını düşünüyorum ve böyle dileklerde bulunmak zorunda kalıyorum. Yakın ha­ reket tarihinizin bildirilmesi- n i h p M p m p I f f p v İ I î l . »

KORKAK

HÜKÜMETLER

6 Temmuz 1919 günü telgraf makinesi başında Mustafa Ke­ mal Paşa. Ferit Paşa’va verdi­ ği cevapta şu maddeleri sıra­ lıyordu:

«Dünkü telgrafınızda Paris konferansı kararlarına uymak tan başka yapılacak bir şey görülmediği söyleniyordu. Bu kararlar nelerdir? Ajansların en son bildirisi, ulusal bağım­ sızlığımız ve kaderimiz bakı­ mından hic de umut verici

değüdir. örneğin bu konfe­ rans, Trakya, Pontus, İzmir ve Kilikya meselelerini devle­ tin çıkarlarına karşıt bir çö­ züme bağlamış görünüyor. Ayrıca doğu illerimizde de Er­ menistan egemenliğini kabul etmiş ve perçinlemişse bu ka­ rarlara uymak için vekilliği ve yetkiyi kimleT nereden al­ mışlardır? Sadrazam paşa haz retleri yurdun ve ulusun kut­ sal haklarını ortadan kaldıran bu kötü durumu önlemek ve gidermek için ne gibi olumlu vaitler ve umutlarla geri döne­ biliyorlar?

Padişaha milleti ve devleti ilgilendiren, halifeliğin kaderi ile yakından ilgili olan bütün işlerin inceliklerinden ve içyü­ zünden gerçekçi bir dille za­ manında haber verilmelidir. İstanbul’daki birtakım kimse­ ler ve hele bir iki aydan faz­ la dayanamayan kabineler, kendilerinde beliriveren yanlış görüş, korkak yürek, ulus di­ leklerine avkırı ve ters dav­ ranış huvlanndan bir an ön­ ce silkinerek uygunsuz düşün­ celerle millete vekillik etmek­ ten ve devlet yetkilerini kul­ lanmaktan artık ivice uzak kalmalıdırlar

Bana gelince: Hakkımda pek yanlış anlayışlar olduğu­ nu görüyorum. Bugün yurdu­ muzda ulusal bir güç varsa eğer. bu. felâketlerden uyan­ mış olan ulusun gönülden ve kafasından doğmuştur. Ben de ancak bu akıma kapılmış olu yorum. Benim buradan ayrıl­ mam va da alınmam yanlış, yersiz, hattâ tehlikeli bir dav­ ranış olur

ACINACAK

DURUM...

Yalnız şuna inanın ki, eğer ülkenin kurtulması ve eğemen liği benim çekilmeme bağlı olsaydı hiç bir koşul Heri sür­ meden ve insanoğluna hiç bir umut beslemek küçüklüğüne düşmeden kendimi kurban et­ mekten daha vicdanlıca daha dümdüz bir şev olmazdı. Ara­ daki hüvülî fark, gerçek du­ rumun oraca hakkivle bilin­ memesinden ileri geliyor.

Tuttuğunuzu söylediğiniz ivi geçinme volunu da pek acın- dıncı buluyorum Çünkü bu koşullar içinde iyi geçinme zalimliğe hak vermek ve onu sürdürmek demektir Mütare­ kenin imzasından bugüne ka­ dar İstanbul hükümetinin bir birini taklit edercesine güçsüz, güvensiz durumlar alması ve ulusal güçten birazcık olsun kuvvet almaması, sonunda iti­ lâf devletlerinin ülkemizi en­ gelsiz kaplayıp ele geçirmele­ rini kolaylaştırmıştır.»

m

v a r i n

mmam

ERZURUM'DA

YAPIIAN TOPLANTI

(5)

5 T em m u z 1919 g ü ı ü E rz u ru m M tidafaa-i H u k u k D ern e ğ in i z iy a re t eden M u sta fa K em al P a ş a n ın ü z e r in d e , b u re sim d e ,

k in e b e n z e r g iy s ile r v a r d ı...

Y a z a n ¡REFİK NECDET A K TA Ş

Mustafa Kemal Paşa 9 Temmuz 1919 günü

askerlikten çekilişini ordulara ve ulusa bil­

diriyordu: «Ulusal kurtuluş savaşı uğrunda

ulusla birlikte serbestçe çalışmama resmî

sıfatım ve askerliğim artık engel olmaya

başladı. Bu kutsal amaç için ulusla birlikte

sonuna dek çalışmağa, kutsal inançlarım

adına söz verdiğimden âşığı olduğum yük­

sek askerlik mesleğimden bugün veda ede­

rek çekildim...»

“ EM M İZEEV İM

PAŞAM

...

B Mustafa Kemal Paşa'nın askerlikten ay­

rıldığını bildirdiği anda yanında bulu­

nan Kâzım Karabekir Paşa esas duruşta

onu selâmlıyarak, «Bundan böyle de

size karşı saygı ve içtenlikte kusur et-

miyeceğim. Bundan sonra da emirleri­

niz varsa yapmayı onur bilirim. Ben ve

kolordum emrinizdeyiz paşam» dedi...

¡0

A

RKADAŞLARI oy birli­ ğiyle Mustafa Kemal Paşanın işin başında önder olmasını istediler. Ken­ dilerinin de Mustafa Kemal Paşaya yardımci ve destek olacaklarını bildirdiler. Yal­ nız bir arkadaşı Vali Münir bey, önemli özril dolayısiyle bir süre için kendisinin ey­ lemli görev almaktan bağış­ lanmasını rica etti

RESMÎ YETKİLER

TERKEDİLİYOR...

8 Temmuz 1919 günü akşa­ mı Erzurum nostahanesinde telgraf makinesi başında Mustafa Kemal Paşa, Saray telgrafhanesi makinesi başın­ da da padişahın baş yazmanı Ali Fuat bey vardı. Ali Fuat bey aracılığıyla verilen tel­ grafta «Oradaki değerli dav­ ranışlarınız, İngilizlerce, her nasılsa vurdıı savunmak değil de kargaşalık çıkarmak diye yorumlanmaktadır. İngilizler size karşı hiçbir onur kırıcı işlemde bulunmayacaklarına sözlüdürler» denilmekte idi. Mustafa Kemal Paşanın buna herhangi bir karşılık verme­ sine zaman kalmadan bir tel­ graf daha geldi:

«İşinize son verilmesi ge­ rekmiştir. Hemcıı. gecikmek­ sizin İstanbul’a dönmeniz, padişah buyruğunu yerine getirmek olacaktır.

(Padişahlık Başyazmanı) Ali Fuat» Mustafa Kemal Paşa, Erzu­ rum ’da iken de Harbiye Na­ zırlığı ve padişah kendi­ sine «tlle İstanbul’a gel­ melisin» diyordu. Mustafa Kemal Paşa «gelemem» dedi. Sonunda görevine son verdi­

ler. Mustafa Kemal Paşa da 8/9 temmuz gecesi saat 22.50 de Harbiye Nezaretine ve saat 28.00 de padişaha, göre­ viyle birlikte askerlik mesle­ ğinden çekildiğini bildiren telleri çekmiştir.

ASKERLİĞE VEDÂ...

Padişaha çektiği telgraf: 8/9.7.1919 Erzurum «Sayın Hümayun Başkâtip­ liği eliyle padişahın yüksek katına,

Şimdiye kadar gerek sizin yüce katınıza, gerek Harbiye Nazırlığına yurdun, halkın ve yüksek halifelik makamının uğradığı haksız ve vicdansız saldırılar karşısında ulusumu­ zun duyduğu acıvı, aldığı du­ rumu, verdiği kararı bütün gerçeği ve gelişmeleriyle bil­ dirip durdum. Bunu yapmak­ la inançlarımın ve bağlılıkla­ rımın bana yüklediği bir yü­ ce ödevi dal» verine getirmiş oldum. Yaptıklarımın ve gi­ riştiklerimin İngilizlerce vurt savunması sayılmayıp da bir başka türlü gösteriş gibi ele alınmasından dolayı hüküme­ tinizin zor bir duruma düş­ tüğünü bir daha bildiriyorsu­ nuz. Hükümetinizin ve payi­ tahtınızın ne gibi tekelci bas­ kılar altında, ne gibi acıklı koşullar içinde olduğu ulusça

da, bence de apaçık ve bes­ belli olduğuna töre: hu te­ kelci baskının dııha çok ge­ nişleyip de bana karşı sıcak bir sevgisi olduğunu umdu­ ğum. saygılarımın en derini ile bağlı olduğum yüce varlı­ ğınızın daha fazla burkulup incinmesine gönlüm razı ol­ mayarak; yalnız bu verdiğiniz işe değil, bütün gururunu yurdumun ve ulusumuzun ateşinden ve ışığından alan şu çok sevdiğim kutsal asker­ lik hayatına da vedâ etmekle fedakârlığımı belirtmiş olu­ yorum. Son nefesime kadar hiç sarsılıp kmlmaksızın sultanlığın, halifeliğin ve asil yüce ulusumun esenliği uğ­ runda can vermeye hazır sa­ dık hir ferdi alarak kalacağı­ mı bütün bağlılığımla bir keı-re daha açıklamak iste­ rim. Yüce askerlik mesleğin­ den elçektiğimi. Harbiye Na­ zırlığına bildirmiş bulunuyo­ rum. Sağlığınız ve esenliğiniz için dua ettiğimi her türlü belâdan uzak kalmanızı dile­ diğimi bir kerre daha yüksek bilginize sunanın.

Kullan Mustafa Kemal» Mustafa Kemal Paşa’nın askerlikten ayrıldığını bildir­ diği anda yanında bulunan

15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa esas duruşta onu selâmlayarak. «Bundan böyle de size karşı saygı ve içtenlikte kusur etmeyece­ ğim. Bundan sonra da emir­ leriniz varsa yapmayı onur bilirim Ben ve kolordum em­ rinizdeyiz paşam» diyerek Mustafa Kemal Paşaya bağlı­ lığını tekrarladı

Mustafa Kemal Paşa, 9

Temmuz 1919 günü askerlik­ ten çekilişini ordulara ve ulusa şu bildiri ile duyurdu: «Kutsal yurdu ve ulusu par­ çalanmak tehlikesinden kur­ tarmak. Yunan ve Ermeni emellerine baş eğmemek için açılan ulusal kurtuluş savaşı uğrunda ulusla birlikte ser­ bestçe çalışmama resmi sıfa­ tım ve askerliğim artık engel olmaya başladı. Bu kutsal amaç için ulusla birlikte so- nunadek çalışmağa, kutsal inançlarım adına söz verdi­ ğimden âşıkı olduğum yük­ sek askerlik mesleğimden bu­ gün vedâ ederek çekildim. Bundan sonra kutsal ulusal amaç için her liirlü fedakâr­ lıkla çalışmak üzere ulusun bağrında bir fert olarak kal­ dığımı arz ve İlân ederim.»

Paşa’nın bu bildirisinin ar­ kasından eski Bahriye Nazın Rauf Bey de bir bildiri ile O’nu izledi. Bu bildiride, yur- dun bugünkü durumunu açık­ ladıktan sonra, «Yurdun kur­ tuluş ve bağımsızlığı, salta­ nat ve hilâfetin dokunulmaz­ lığı gerçekleşinrevedek Mus­ tafa Kemal Paşa ile çalışma­ ya and içtiğimi duyururum.» diyordu.

■ M Y A R I N h m b İ

KONGRE

HAZIRLANIYOR

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.1914'de.. başlayan Birinci Dünya Savaşı dört

İstanbul’un Boşaltılması: Lozan Antlaşması’nın TBMM tarafından onaylanmasından altı hafta sonra İstanbul İtilaf Devletleri tarafından boşaltılacaktı.(2 Ekim

16 Mayıs’ta İstanbul’dan hareket eden Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’ da Samsun’a ulaştı.Samsun’a gelen Mustafa Kemal mücadelesini iki temel altında başlattı.Birincisi

İnşaat sektörü güven endeksi, geçen yıla göre Konya’da düşerken Türkiye genelinde ve AB- 28’de yükseldi.. Endeks, bir önceki aya göre Konya’da aynı

Beraberindeki Refet Bey ile birlikte Havza’dan Amasya’ya geçen ve burada Ali Fuat Paşa ve Rauf Bey ile buluşan Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’daki Kazım Karabekir Paşa

Şakir Paşa'dan sonra Harbiye Nezaretine getirilen Şevket Turgut Paşa, Cevat (Çobanlı) Paşa ve Fevzi (Çakmak) Paşa -Anado- lu'nun mütarekeden sonra mutlaka

Necmi Aydın ÜNVERDİ İstanbul Teknik Üniversitesi. Gülçin YILDIRIM ÇİVİ İstanbul

Yukarıda verilen besin piramidi ile ilgili yapılan Yukarıda verilen besin piramidi ile ilgili yapılan aşağıdaki yorumlardan hangisi yanlıştır?. aşağıdaki yorumlardan