• Sonuç bulunamadı

19 uncu asırda kadınsız ve gecesiz imparatorluk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "19 uncu asırda kadınsız ve gecesiz imparatorluk"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

s ır d a

u n c u

1 3

KADİMSİZ VE GEGESiZ İMPARATORLUK

Midhat Camal KUNTAY

O

sm anlI îm - p a r a t o r l u - £ u 39 uncu a sırd a n ünce de hem k a ­ dınsızdı, hem gece- sizdi. F a z la beyaz gündüzlerin ucun - d a fa z la siy a h ge­ celer uzanıyordu. 8 u k a p k a ra gecele­ re iki sebep vardı:

«Kahvenin, tü tü - «niin zu h u ru n a k a - «dar gündüzler ze- «m an-i kisib, gece- «ler ise .v a k t-i inziva «bilindiği için ef - «radın içtim ai, na- «diren v ukubulan «helva sohbetleri - «nın m ü sâ m e ra tı -el «de okunur, anlaşılır, « ıstılahtan,

kafiye-«Ç crhes câ riy e be- nâını N evid, re ’s 1, 15000 K uruş.

«Ç erkeş câ riy e be- n â m ı P âlu z e re’s 1, 15000 K urıış.

«Ç erkeş câriy e be- nâm ı P ey m â n e re ’s 1, 7500 K uruş.

«Ç erkeş câ riy e be- nâm ı F.frâzo, re’s 1, 15000 K uruş.

«Ç erkeş câriy e l»e- nâm ı D iifirib, re ’s 1, 15000 K uruş.

«Ç erkeş câ riy e be­ ndimi Tilsterin, r e ’s 1, 10000 K uruş.

«Ç erkeş câ riy e be- nâm ı Nilıâl, re ’s 1, 7500 K uruş.

«S iyaa m erk eb re ’s 1, 1200 K uruş. «den y an ın a v a rılır b ir ta rih vey a h ik â ­

ye olm adığı için lâ k lâ k ıy a ta veya B at- «tal Gazi yollu h ik â y a ta m ünhasırdı <!)■>

19 uncu asrın en m arifetli kalem i<2) ¡kadınsız ve geceslz cem iyeti h ü lâ sa - le n gu yolda a n la tır: K adınlarım ız fe s­ leğen saksısı gibi yalnız zevk ve sefa- bot esbabından sayılırdı; bu yüzden si­ y asi vücudum uzun y arısı nüzüllü lı.ik­ in ünde idi. Gecelerimiz b ir köşeye çe­ kilip sa k lan m ay la g eçerdi? Bu yüzden 'de y a rı h ay atım ız baygın b ir haldeydi.

- H asılı vücudum uzun da yarısı, zam a- r.m ızın da y a n s ı yoktu. H albuki yine o büyülü kalem in ta b irile k arşım ızda «Gecesini gündüzünü işine ve asayişine' ta k sim etm iş» m edeni b ir dünya vardı, bu iş ve ışık dünyasile biz nasıl y a n ş edebilirdik ?

Böyle b ir dünyanın karşısın d a, biz de kadın, burnunun üstündeki düğüm le bohçaydı, ve ırz-ü-nam us kum aştı.

19 uncu asırda devlet adam ı, İstan b u l da koleranın bitm esi için üç çare görü - yordu:M üslüm an kadınının ince yaşm ak ve bed-renk ferac e ve âdete ay kırı a- yak k ab ı giym em esi... Yani kadın kalın y aşm ak ta k a rs a , fena renkli ferace ve o rljin a l papuç giym ezse k o le ra m ikrobu İnsana te sir etm ezdi.

Şu s a tır la r M‘¡elin 19 uncu asım d a O sm anlI devlet adam m ın resm î ilâ - tundandır (3):

«G azabı hiidâdan m afıfuriycli dâim e «kaziyyesl dahi nevâhiden içtinabe ve «ırz-ü-edeblni gözetüp sıfa tı jnem duha «iktisab ın a v âb e ste bulunduğuna meb- «nl — Taife! nisvan dahi öyle açılı sa- «çık ve ehl-i ırzlığ a n â m uvafık hal-ü- «hey’e t ve nâm ü n asib ve g ay r-i m estur «ve m atbuh elbise ve k ıy a fe t ile esvâ- « k -ü -h azard a ve seyir y erlerinde gez- «m em ek ve hıfzıı nâmım ve ûılâba îıe- • m aiile İtin a ve ria y e t yaııi ince yaş« «inak ve bed-renk ferace istim al ve ik- « tisasından ve hılâfı âd et a y a k k ab ı ve «elbise! sa ire g iy m e k te te v ak k i ve m ü- «baadet eylem ek vesayasının te k ra rın a «lüzum görünür»

. Ve:

«Taife! nisvanın dah i ehl-i ırzftne

es-«vap ve e tıa r d a n g ay ri ahval ve meş- «varda b u lunm am aları m addesine m ü- «davem et olunm ası.»

İ m p a ra to rlu k ta beyaz gece, sade R a ­ m azan ayında vardı. F a k a t bu ayda da v ilâyetler siyahtı, sade Istan b u lu n baz: y erleri beyazdı. D irek le ra ra sı, Divanyo- iu...

N am ık K e m ilin «Vatan». -lâyauim lç «Zekiye» yi sahneye çıkarm asını, Rus jim n a z la n n d a okuyan «Mizan» gaz ete­ si sahibi M urad Bey affetm iy o rd u . Ve kadın, cem iyete, 19 uncu a s ırd a b ir tek defa ve b ir k ü rd kadim le girdi: K ırım sa v aşın d a K ü rd istan d a n gelen K ürd at Ularının serk erd esi olan K a ra F atm a y - Ja.

Bu da, galiba, onun çirkinliğinin kuv- tiydi, kad ın d a cinsiyeti m ahveden çir­ kinliğin... Y oksa kad ın ı cem iyete p a ­ dişah bile item iyordu: İngiliz s e fa re t­ hanesindeki ziyafete (4) giden S ultan Aziz’e, İngiliz • Elçisi:

— Şu sofrada, diyordu, k ad ın ların bu lunm asm a m üsaade etm eniz, yakında, M üslüm an k a d ın ların ın örtüden k u rtu la c a k la rın ı gösteriyor.

Bu lâ fa A bdülâzlz sade gülüm süyor­ du; ve y em ekten k alk ılın c a biri, İn g i­ liz elçisine şunu söylüyordu:

— Bunu ne diye p a d işah a söylediniz? M üslüm an kadınını örtüden ve e s a re t­ ten k u rta rm a k padişahın elinde değildir ki... P a d işa h ta n b ir şey isteyecekseniz, bari şehzadelerin e s a re tte n k u rtu lm a sı­ nı İsteseydiniz (5).

19 uncu a s ırd a bile, O sm anlı im p a r a ­ torlu ğ u n d a kad ın e ğ e r cariye ise ineğe, buğaya, ata, eşeğe m üsavi idi. O a s ır ­ dak i b ir te re k e d efterinden (6 ):

(4) Bu ziyafet, P re n s D oğan’m k a n s ı mıı 3869 yılında Ista n b u la gelm esi ş e ­ refin e verileli.

(5) «H ürriyet» g azetesi, No. 46 (6) S ad raz am K eç eii zade F u ad P a ­ şanın eşi E m ine B ehiye H anim in K a s­ sa m defterinden — Salih F u ad Keçeci­ nin dosyasından—

«Al e s te r r e ’s 1. 11>00 kuruş. « S a n inek, re ’s 3; bııga, re’s 1, 3000 kuruş.

«Doru a ra b a beygiri, ç il t 1, 20000 kuruş.»

H ay v a n a m üsavi olan k ad ın ın adı c a ­ riye ise b ir de eşyaya m üsavi olan İca­ dın v a rd ı ki adı «odalık» dı. O ğluna, bir anne, niçin odalık a lır ? N am ık K e­ mal bunu dane dane an latıy o rd u (7 ):

«Şimdi sa n a b ir k ib a r kızı bulsam , «alm adan görem iyeeeksln; ald ık ta n son « ra şayed hoşlanm azsm , a z ap İçinde « k alırsın ; bu, bir... E vde ik i hanım pey «da olur, biz birbirim izle geçinem ezsek i «yine sen ra h a tsız o lursun; bu, İki... «A m m a bu, eariyendir, beğenirsek koy «nnna alacaksın.»

F a k a t 19 uncu a s ırd a * F ra n sa d a Vik- to r H ugonun, ve D üm a oğlunun ro m an ­ la rın d a m uadele olan düşm üş kadın, Osm anlı im p a ra to rlu ğ u n d a acınacak k a d a r b ir m esele değildi. «Odalık», g a ­ liba, «Um um î kadın» ı azaltıyordu.

N am usu a z a ’m adan kadınan yabancı erkekle görüşebileceği b ir te k y e r v a r ­ dı: M âbeyn odası. Bu, odalarm â d e ta hünsası idi, harem le selâm lığın k a rış ­ tığ ı yer.

M âbeyn odasında kadın erkekle k o ­ nuşabilirdi, fa k a t başı ö rtü lü o la ra k : (1) N am ık, ib r e t gazetesi, No. 127

(2) N am ık K em al.

(S) M ünşeât-ı azizlye S. 125-126

K assam defterin in y u k a rıd a k i fık ra ­ sının kılişesi bu y azılarım ın v esik alar dosyasında m ahfuzdur.

(7) N am ık K em al, «İntibah, yah u t, AH Beyin Sergüzeşti» A cem basm ası, S. 331-112.

ve asıl sesini h arem d e b ıra k ıp bu odaya m ahsus sesle lâ f ederek; ve az kelim e h a rc ıy a ra k ; ve, b iraz sahiden, b iraz ör- fen u ta n a ra k .

39 uncu asrın en m eşh u r bir h ikâye k ita b ın d a (8) b ir «Bey» ile k onuşm ıya giden b ir «hanım efendi» yi bu «Mâbeyn odası» n a g ö tü rü rler, ve «Beyi o ra y a ça ğ ıra ra k ikisini tenha» b ıra k ırla r. F a k a t bu te n h alık m ücrim değildir.

19 uncu a s ırd a O sm anlı im p a r a to r ­ luğunda b ir nevi’ kız m ektebi, ve b ir ne vi’ kadın gazetesi vardı. Kız m e k teb in ­ den T ü rk ç e okuyup y a z a ra k çıkan k ız ­ lar, yabancı m ürebbiyelerden F ra n s ız ­ ca okuyup yazm ayı ö ğrenerek yetişen kızlardan azdı. K adın g azetesini y a z a n ­ la r d a erk e k ti. K em al, v ak tile o rta o- yununda zenne rolüne çıkan erkek lerin

( D e v a m ı 6 net s a y f a d a )

(2)

Kadınsız ve gecesiz

İmparatorluk

( B a ş t a r a f ı S in c i s a y f a d a )

y aşm ak ların d an görünen bıyıkları gibi bu k ad ın y az ıla rın d a e rk e k sesini şu sa tır la r la a la y a a lır (9 ):

«Terelcki’nin m u h a d d e ra t için çık ar- «dığı gazeteyi görüyoruz. B unda kad ın «ağzından yazılm ış b ir ta k ım bendler « v ard ır ki değm e b ir m ek tu p çu ta h ri- «rine m u k te d ir değildir. E ğ e r o nları « sahihan k ad ın lar y a z ıy o rla r ise «kepe- «nek a ltın d a ery a tır» m islini ta ğ y ir «etm ek lâzınıgelir.»

(9) «H ürriyet» gazetesi, No. 60

M i d h a t C e m a l K U N T A Y

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Düzenleyen Yahşi Baraz Öncü Türk Sanatından Bir Kesit, Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul Yüzyılın İkinci Yarısında Türk Resmi, Yıldız Sarayı, İstanbul Öncü

1960dan itibaren Anadolu'nun etkin kültürel ve plastik birikimine eğilerek bir süre Hitit görsel sanatının ve diğer Anadolu mitlerinin verilerinden, daha sonraları Selçuk

Orhan Ersek Sok.. 1932'de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim öğrenimini tamamladı. 1933'de Batı akımlarını ilk defa Türkiye'ye getiren D Grubu kurucularına

1968-1969 öğretim yılında Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Resim Bölümüne girdi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Halen İstanbulda'ki bir lisede

Sa peinture est naïve et romantique, mais également durement réaliste, ce qui fait baigner le tableau dans une atmosphère surréaliste. On pense aux bas-reliefs

Tesadüfe bak›n, ben San Diego’ da kendime bir evlat edindi¤im y›llarda ay- n› kentte oturan, isterse kendine alt›n kadrolu bir bisiklet bile ›smarlayabilecek kadar

A gayef zadeye hatırlatmak isterim ki eğer, kendi tabiriy­ le, ben ellisinden sonra baş­ makale yazmağa kalkmışsam bu, kendimi daha iyi kontrol edebilmek ve muayyen