• Sonuç bulunamadı

Asena:'Feminizm cinsel özgürlüktür'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Asena:'Feminizm cinsel özgürlüktür'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 A

u T i i f t - r n r i

**» ■

■ ! ■

ü m m

i

-»M

m m

«M M 1M M İM İİM 11

TAIİLSOHBEIİ

Asena: 4 Feminizm

- “Evliliği düşünmüyorum. Evimde

ikinci bir kişiye yer yok. Bir

başkasının evine gitmeye de artık

hiç niyetim yok. Çok âşık olur

gözüm döner evlenirim. Fakat

aynı çatı altında oturmamaya

evlensem bile özen gösteririm. Üç

ev olur. Benim evim, onun evi ve

bir de ortak ev. Ama bu da

ekonomik değil tabii.

“Geriye dönüp

baktığımda

âşık olduğum

erkekler

dört-beş tane

»

ğil, ama yalnız kalma özgürlüğümü, o anları ben seçeyim istiyorum.

- Neden olmuyor aşk sizce? Suç kimde? Kadında mı, erkekte mİ?

- Ben bu hatayı hiçbir cinse yüklemiyorum Özcan... Kadın ile erkeğin artık biri Merih ge­ zegeninden, diğerinin de Satürn’den olduğunu anladım. Hani "uyum, hoşgörü ve özveri” gibi kutsal kelimeler vardır. Geçerli değil. İki ayrı gezegendeki iki insan ne kadar anlaşırsa o ka­ dar anlaşabiliyor insanlar. Ya da bir taraf sü­ rekli özveride bulunduğu için onun adı anlaş­ mak oluyor.

- Ama aksi örnekler de var. Uzun yıllar bir­ likteliği koruyabilen insanlar var... Birbirine âşık... Sevgi dolu.

- Aaah, sevgi olabilir... Birbirlerini artık kardeş gibi, anne-baba gibi seviyor olabilirler. Ama benim hayata, hele hele özel ilişkiye ba­ kışım bu değil ki...

- Nedir sizin aşka bakışınız?

- Aşırı bir özlem, gördüğün zaman heye­ canlanmak, onun sesini duyduğunda 10 sene sonra bile kalbinin atması. Bunlar olmazsa,

ter... Peki hiç evlenmeyi düşünmüyor musu­ nuz?

- Ayyyyyyy... Düşünmüyorum. Evimi gör­ dünüz. Burada ikinci bir kişiye yer yok. Bir baş­ kasının evine gitmeye de artık hiç niyetim yok...

- Ya doğru adamı bulursanız günün birin­ de?

- Çok âşık olur gözüm döner evlenirim... Fakat aynı çatı altında oturmamaya evlensem bile özen gösteririm.

- Bu nasıl olur?..

- Üç ev olur... Benim evim, onun evi ve bir de ortak ev. Ama bu da ekonomik değil tabii...

- Neden karşısınız birlikte oturmaya?

- Korkunç... Evliliği mahveden tek şey ola­ rak bunu görüyorum. Her akşam biliyorsun ki o adam o eve geliyor... Heyecan kalır mı? Rutin­ liği ve monotonluğu getiriyor. Aynı yatağa iki beden yıllar yılı girecek, özlemek diye bir şey. İlişkimde heyecan ve özlem olmazsa neden ben bir erkekle birlikte olayım? Üstelik kurulan evlilik müessesesi erkeklerin lehine işliyor. Onlar rahat. Evleniyorlar, sevglilileri de

olu-t i

Erkeğe

orospu

denir mi.,.

Ama kadın

yapsa

t f m mm

“Hiç erkeksiz yaşamadım. Bana kondurulacak en son şey erkek düşmanı demek olur”

göstererek yazı hayatına başladım. Hakikaten kadınlar iğrenç derecede ikinci sınıf. Kadını ikinci sınıftan kurtarıp yerine koymaya yardım­ cı olmaktı amacım. İnsan gibi bir kadın... İnsan hakları zaten yok Türkiye’de... İnsan hakları vardır, kadın hakları yoktur diyorlar... Ta­ mam.,. Kadın da insan ama... İnsan hakları yok. Erkekler zaten ezik. Vurgun yemiş gibi... Bir de o ezilen heriften dayak yiyerek kadın eziliyor. Bu durumu düzeltmek, benim kafam­ daki feminizm.

- Duygu Asena feminizme cinsel özgürlük olarak bakıyor diye yorumlamalar oldu...

- Tabii cinsel özgürlük. Ama cinsel özgür­ lük deyince kimse alışık değil bir kadının ağ­ zından bunları İşitmeye, erkekler kadın tarafın­ dan eleştirilmeye, Türkiye alışık değil. Evet cinsel özgürlük, ama bu değildir ki ben burada oturayım da millet gelsin burada benimle se­ vişsin... Cinsel özgürlük, istediğin kişiyi seç­ mek ve cinsellikten haz duymak. Benim cinsel özgürlükten kastettiğim bu. Bir de erkekler Türkiye’de cinselliği bilmez. Yeni yeni öğren­ diler. Bir ilişki kurup bırakmak zannederler. Kadının bedenini tanımazlar, kendi bedenleri­ ni tanımazlar. Cinsel özgürlük; konuşmak, paylaşmak, ortak zevk almak.

- Genelde kadın-erkek İlişkisinde yaşlı er- kek-genç kadın birlikteliğine hoşgörü İle bakı­ lır. Oysa şimdi yeni bir akım var, belki de femi­ nist rüzgârların etkisiyle, yaşlı kadın-genç er­ kek birlikteliği... Bu konuda ne düşünüyorsu­ nuz? Sizce hangisi doğaya daha yatkın?

-Şimdi yıllar yılı süren gelenek yaşlı erkek- genç kadın birlikteliği... Bunu da erkekler pe­ kiştirmiş eminim. Gene Aziz Nesin’den bir ör­ nek vereyim sana. ÇoMiplk. En aydın kişileri­ mizden biri. Genç kadınlarla ilişkilerini sor­ duk. Tabii olabi­ lir, dedi. Kadınlar çabuk çöküyor. Beni 60 yaşında bir kadınla düşü­ nebilir misiniz, dedi. Ben düşü­ nebilirim. Kadı­ nlar da kendile­ rinden çok genç erkeklerle birlik- teler ve çok da hoş uyum oluyor. Aziz Nesin, kati­ yen bunu benim­ semedi. Tabii kadının parası varsa olur, dedi. Bir aydın kişi ve buna hâlâ ji­ gololuk diye bakıyor, ötekine de doğal diye bakıyor... Kendi o kadar önemli ve becerikli ki genç bir kızı mutlu edebilir. Halbuki bu ta­ mamıyla doğaya aykırı. Yaşlı erkek-genç kız mümkün değil. Yaşlı kadın ile genç erkek daha doğal. İlle böyle olmalı demiyorum. Orada da kafasal problemler çıkabilir. Ama bedensel olarak tabii ki çok daha doğal, erkek giderek fi­ ziksel olarak geri gidiyor çünkü. Ama kadın ol­ gunlaştıkça daha doğru seks yapıyor.

- Genç bir erkekle birlikteliğiniz oldu mu?

-Tabii...

- Böylesi bir İlişkinin çelişkileri?

- Benim yaşama bakışım çok hareketli, orada uyum sağlıyorum. Bazen senin yaşadı­ ğın bazı şeyleri anlayamıyor, yaşamamış çün­ kü. Benim tercihim aynı yaş... 2-3 yaş farkla...

- Aşksız yaşamanız mümkün mü? Ya da yaşamınıza erkek girmeden?

- Hayır asla... Benim akrabam azdır. Yeğe­ nim, kardeşim, bir de sevdiğim arkadaşlarım. Bunların üzerine titrerim. Ama bir de âşık ol­ duğum, gezip tozduğum bir erkek mutlaka ol­ malı. Bu yüzden bazen yanlışlar yapıyor, o aş­ kı kendim yaratıyorum...

- İki aşk arasında en uzun yalnız kaldığınız süre?

- Erkeksiz?

- Evet...

- Ben hiç er­ keksiz yaşa­ madım ki...

-Bir aşk bitti, ertesi gün biri yok herhalde...

- Var tabii. Erkek çok, ama aşk olmuyor on­ lar tabii. Küçük kurlar, flörtler. Hele üzgünsen üzülmeyesin i * diye işe yarıyor­

lar...

Sence

sağlıklı bir ilişki­ nin en önemli şartı?

- İlişkilerin formülü kesin eşitlik. Parasal bakımdan, kültür bakımından, iş hayatındaki başarı bakımından çok büyük farklar varsa, ka­ tiyen o ilişki yürümez. Ben artık bunu öğrendim.

- Ya sadakat?

- Ben acayip sadık bir insanimdir ve buna kimse inanmaz. Bakkalıma, kuaförüme bile sadığımdır. Fakat aynı şeyi adamdan görmem lazım. Bir kere erkekler çok yalan söylerler. Aynı yatakta yakalasan, “Aaa... Kim bu ka­

dın?” diyecek kadar yalancıdırlar. Ve bu hakkı

yalnız kendilerinde görürler. Bunu hissettiğim an ben de sadık kalamam. Tek taraflı özveriye giremem. Herkesin hayatında karşı cins dolu. Sadakat bir fedakârlıktır, bir ahlak değil. Karşı­ lıklı olur.

• Teşekkür ederim.

S

İYAH, evet evet, siyahın hâkim olduğu bir mekân. Bu loşluğun üzerine renk renk çiçek serpiştirmiş sanki... San- daiye-koltuklara renkli, çiçekli kılıflar giydirmiş... Pencere pervazının altını duvardan duvara kaplayan siyah biblotek’in bir gözünde “kıpkırmızı” müzik seti muzip muzip göz kırpıyor insana. Bu haftaki konuğumuz Duygu Asena'nın Al- Kent’teki “tek göz” dairesindeyiz. Evet, “tek

göz”... 85 metrekare dairede duvara yer yok...

Belli ki duygu bir bakışta her şeyi görmek, hiç­ bir şeyi gözden kaçırmamak için duvarlara is­ yan etmiş. Yatak odası mı? Siyah bir paravana ile gözlerden soyutlanmış. Üç bir yanı duvar­ dan duvara siyah dolaplarla kaplı. Mutfak da salonun bir parçası olmuş. Duygu’nun kişiliği­ ni ve yaşama bakışını yansıtan bir mekân ve bu mekânda kesinlikle ikinci bir kişiye yer yok. Sürekli bir konuktan söz ediyorum tabii... Dost­

lara, arkadaşla­ ra baş üstünde yer var, Bağımsızlık ve özgürlük kokusu da alıyor insan. Mutluluk mu? Tabii ki görece­ li... Ancak görü­ nen o ki, Duygu Asena kendi ile, özgürlüğü ve ya­ şama bakışı ile ulaştığı noktada çok mutlu. Milli­ yet ailesine katı-

- - . - . lan Duygu A sena

ile şurdan-bur- dan söyleştik.

- Duygu Hanım Mlillyet’e hoşgeldiniz...

- Hoşbulduk.

- Bizim için sevindirici, ama nasıl oluştu bu karar?

- Ani bir karar olmadı. Ben eski çalıştığım yerde epeydir mutsuzdum.

- Neden?

- Oranın kurucusu Ercan Arıklı’nın gidişi ve daha bir sürü sevdiğim kişinin gidişi beni mut­ suz bir ortama itti. Benim hayat felsefem de hep mutsuz olduğun ortamdan kaç gittir. Ben de kaçtım gittim. Şimdi çok hoş insanlarla çok hoş bir yerde olduğumu hissediyorum. Hiç ya­ bancılık hissetmedim ve eski ailem gibi daldım işe.

- İki dergi birden çıkarıyorsunuz... Biri "Kim”, diğeri de “Elit”... “ Kim” kimlere, “Elit” kimlere hitap edecek?

- Elit daha çok aboneye hitap edecek, çok özel yerlerde satışa sunulacak ve daha işada­ mı ağırlıklı olacak. Kim ise kadın dergisi. Ka­ dınlara dönük. Ama erkeği de ilgilendiren ko­ nular olacak. Sanırım erkekler daha çok oku­ yacaklar.

- Neden “Kim” adını seçtiniz? Mesaj nedir?

- Ben “ Kadının Adı Yok’’la işe başladım... Burada vermek istediğimiz imaj ise kadının kimliği... Kim kadın?.. - Biraz önce, hayat felsefem mutsuz olduğun ortamdan kaç kurtul şeklinde­ dir, dediniz. İşi­ nizdeki mutsuz­ luğu işinizi de­ ğiştirerek aşı­ yorsunuz, ya kendi İçinizde mutsuzluk olur­ sa? Ya da bulun­ duğunuz nokta­ da mutlu musu­ nuz desem? - Burayı gö­ rüyorsunuz. Kendime ait bir dünya kurdum. Burayı, ya­ şadığım bu yeri çok seviyorum. Ben otel oda­ larını bile birkaç saat içinde benimser, alışve­ rişten koşa koşa döner, çevremde en sevdiğim kişiler bile olsa en az bir saat yalnız kalmak is­ terim. Yalnızlığı seviyorum. Böyle yalnız bir dünyam var benim...

- Mutluluğum yalnızlığım diyorsunuz... Ya­ şamdan başka beklentiniz yok mu?

- Benim özel hayatımda benim en büyük beklentim acayip tutkulu bir aşk. öm ür boyu sürecek... Hani vardır ya şarkılarda... Ama yok... Zaten onu da yazdım. Olur gibi oluyor... O kadar... Hah işte bu, diyorsun... Ama olmu­ yorsa bu bana bir süre sonra mutsuzluk veri­ yor. Ya o ortamdan ben kaçıyorum, ya da ken­ diliğinden parçalanıyor. Yalnızlığımdan mutlu­ yum derken, hayatımda hiç kimse olmasın

de-DUYGU MUTFAKTA

Duygu Asena bugüne kadar yapılan tüm tekliflere, önerilenbüyük mik- tarparalara rağmenmutfakla ilgilitümreklam tekliflerinigeri çevirmiş.Ne varki bizikırmadı. Biryandan- hazırladığıkahveyiyudumiarken,diğer yandanyemek tariflerinden söz ettik.

“Kadın ile

erkek... Biri

Merih

gezegeninden,

diğeri

Satürn*den”

ben 20 sene aynı evde gayet hoş huzur için­ de... Ben böyle b ir şey yaşayamam.

- Sizce aşkta özveriye hiç yer yok mu?

- Ben özveride bulunmaktan yana değilim. Katiyen. Hiç kimse hiç kimse için özveride bu­ lunmasın. İşin düğüm noktası da bu zaten. Ama bir an geliyor karşındakinin özveride bu­ lunmasını istiyorsun. Zaten iki taraf birden öz­ veride bulunmaz. Asla... Taraflardan biri bulu­ nur. Ve geçen gün Aziz Nesin’in dediği gibi ye­ nilen taraf âşık olur. Bu, bir yengidir, dedi. Bu benim hep savunduğum bir şey. Aşk bir yengi­ dir. Yenilen taraf da özveride bulunan taraf oluyor. Ben özveride bulunduğum zaman ye­ nilmiş oluyorum ve o zaman âşığım galiba, di­ yorum.

- Sık âşık olur musunuz?

- Geriye dönüp baktığımda âşık olduğum erkekler dört-beş tane. Koca bir hayat yaşa­ dım ben. Âşık olmak yok, diyorum ama hep de hayal ettiğim için beş tane ilişkim olursa, dör­ düne hah işte bu diye başlıyorum.

- Nedir “Hah İşte bu” dedirten?

- Dokunma duygusu duyuyorsam, bazen böyle koluna moluna, sırtına, kafasına dokun­ mak istiyorum... Ya da bana dokunursa sinir­ lenmiyor, aksine hoşlanıyorsam, işte bu diyo­ rum. Bir de aşka ihtiyacın olduğu İçin bütün hayalindeki değerleri ona yüklüyorsun...

- Dokunma duygusundan söz ettiniz... Çok hoşunuza giden bir erkeğe rastladığınızda ha­ rekete geçen siz mİ oluyorsunuz? Ya da ilk do­ kunan?

- Hayır geçemem... Benim çok utangaç ta­ raflarım vardır...

- Yalnızlık ve aşk ikilemi... Sürekli

gelglt-yor, dışarda gayet özgür yaşıyorlar. Ama karı­ larına bu hakkı tanımıyorlar. Evlerindeki dü­ zenden de asla vazgeçmek istemiyorlar. Ne­ den vazgeçsinler? Evdeki kadın aynen annele­ ri gibi çamaşırlarını yıkıyor, ütülüyor, çocukları büyütüyor, yemeği pişiriyor... Dışarda sevgile­ ri, aşkları heyecanları da yaşıyorlar... Dürüst­ çe gidip kadına durumu itiraf da etmiyorlar. Kadın razı zaten. Bilse de susuyor. Ama kadın bunu yapamıyor... Şimdi böyle bir erkeğe orospu denir mi... Ama kadın yapsa ciddi oros­ pu... Hele evli bir kadın...

- Feminist akımı siz daha da iyi izliyorsu­ nuz mutlak, özellikle dünyada geriye dönüş olarak yorumlanan görüntüler gözleniyor. Ev kadınlığı vurgulanıyor... Çocuk doğurmak teş­ vik ediliyor. İş yaşamından geri çekilmeler öneriliyor... Neden oluyor bu Duygu?

- Ben bunun yorumunu yapamıyorum. Ama dünya inanılmaz ölçüde geriye dönüyor. ABD’- de kürtaj olmasın diye yürüyüşler yapılıyor. Fransa'da da böyle... Ama Türkiye’de durum böyle değil.

-Nasıl Türkiye’de?

- Feminizm baştan beri erkek dünyasında kabul görmedi. Erkek düşmanlığı, lezblyenlik diye anti propaganda yapıldı.

- Sizin için feminizm tarifi? örneğin, Duygu Asena erkek düşmanı diyebilir miyiz?

- Tabii ki diyemeyiz... Bana kondurulacak en son şey.

- Nasıl tarif ediyorsunuz feminizmi?

- Ben eğer Güney Afrika’da yaşasaydım, feminizm İle filan uğraşmazdım, ırkçılıkla uğ­ raşırdım. Burada cinsiyetinden ötürü, orada renginden ötürü. Fakat Türkiye'de buna tepki

“ Türk

erkekleri

cinselliği yeni

yeni

öğrendiler

CLUB FLIPPERIN FARKINI BİLİYOR MUSUNUZ?

D Ü N Y A N IN HER YERİNDE BEDAVA TATİL... D O Ğ R U L AMA SİZE NE SUNULUYOR?

i

G e rçe k b ir ta p u m u?...Kira sözleşm esi mi?

Yaşayan b ir tesis m i? ... Kağıt ü z e rin d e b ir p ro je mi?

D e n iz e sıfır b ir d a ire m i? ...Plaja o to b ü s le y o lc u lu k mu?

Ü y e le rin c e d e n e n m iş b ir k a lite m i? ...Y a ln ızca v a a tle r mi?

C LUB F U P P E R 'I YAŞAYAN

SEÇKİN ÜYELER

,

FARKI B İLİY O R .

YAZLIK

LÜKS BİR

I

TAPULU

%

1000 TATİL

EVİN

RAHATLIĞI

B

OTELİN

KONFORU

B

MÜLKÜN

GÜVENCESİ

B

KÖYÜNÜN

ANAHTARI

CLUB PUPPERT

bodrum

I

İstanbul Merkez: 259 09 20 (6 Hat) • Ankara: 427 67 30 • Bursa: 33 63 26

Bu P a z a r ,

10.00

-

18.00 a r a s ı

h iz m e tin iz d e y iz .

DENİZE SIFIR DAİRENİZİ SEÇİN... SEZON ÖNCESİ FİYATLARIMIZI KAÇIRMAYIN!.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hauner’e göre uyku sırasında tek bir korkulu anının tekrarlı olarak canlandı- rılması, anıların gece uykusunda doğal bi- çimde, gelişigüzel canlanmasından daha

CERN ’in yaptığı açıklamaları dikkatle takip edenlerin hatırlayacağı gibi, geçen sene Temmuz ayında yapılan açıklamada kesin olarak yeni bir parçacık bulunduğu ve

İsmail Çelik ile kanser, kansere neden olan etkenler ama en önemlisi de kanser tedavisinde modern tıp yöntemlerinin ne kadar önemli olduğunu konuştuk.. Kendisi özellikle

Genellikle uzmanlarýn normali aktarmaktan çok konuyu "patolojize" etme eðilimi içinde olduklarý gözlenmektedir (Lenderyou 1994). Eðiticilerin herþeyi bilmiyor gibi

牙橋溫情 聯合勸 募獻愛心 百萬家庭極待援助 根據內政部 96 年度的資 料顯示,全台低收入戶計有 9 萬 682 戶;同時,有 39

characteristics (linear vascularity, aneurysmal dilatation, bridging vessel sign, hematoma, beak sign and discrete intrarenal fatty tumors) may help to differentiate perinephric

Applied hydraulic retention time, or sludge age, provided the conversion of bound nitrogen and phosphorus forms into inorganic forms at high efficiency.. The high conversion

hardallı ballı sos ile servis edilen Kuzu Kaski; tatlı olarak ise özel milföy hamurunda vişneli sos ve beyaz çikolata ile hazırlanan Beyaz Gelin mönüde yer alan