SPOR TARİHİNE KATKI:
A li SPORTS CAFE
3 Ocak 1994
günü Etiler
Çamlık'ta
açılan Ali
Sports Cafe,
nostaljik
havada sıcak
dostlukların
paylaşıldığı bir
mekan...
Ancak dekoru
ve malzemeleri
dünden bugüne
kadar kullanılan spor
malzemeleriyle
dolu...
bir de dökme demir sokak lam bası var bu vitrinde, belli ki es ki İstanbul işi (ya da modeli), hani bir demlerde Galata Köp- rüsü’nün üzerinde olurdu da tepesinde ay-yıldız bulunurdu...
Şimdi anladınız mı, burası neresi?
Burası bir spor tarihi müzesi değil, eskici ya da antikacı hiç değil, burası Etiler nam setin Çamlık mevkiinde mukim Ali Sports Cafe. Adı üstünde, “ Ali Sports” , yani bütün sporlar, o sebeple vitrinde tüm spor alet lerinden numuneler mevcut!
Ali Sports Cafe'nln ön cephesi ah şap içine oturtulmuş İki vitrinden olu şuyor. Vitrin önündeki te- rasımsı me kanda mer mer yüzlü fer forge masa lar, vitrinin içinde de en vai çeşit spor malzemeleri var.
Ali Sports Cafe, 3 Ocak 1994 günü açılmış; Sahipleri Metin- Aydın Aktay kardeşler ve eşle ri, Leyla’yla Zehra. Şimdi Se- zar’ın hakkı Sezar’a, bu işin “ “ fikir annesi” Zehra’dır, kız cağız aylarını verip projeyi ge liştirmiş ve diğerlerini bilahare ikna etmiştir. Aynı Zehra yurt dışına gidip geliyor, müzelere layık antika spor eşyalarını to parlıyor, gözü gibi koruduğu için de kargoyla göndermeyip uçağa alıyor. Sonuç: Londra-Is- tanbul arası tam 350 kilogram “ excess baggage” , yani “ ekstra yük” . Zehra niye meraklı? Çün kü Zehra’nın dedesi Atletizm Federasyonu eski başkanı, tra fik canavarına çok vakitsizce kurban verdiğimiz büyük spor cu Naili Moran. Eh, Zehra’da kan çekiyor ve voleybolcu, Ay dın sutopçu, Leyla tenisçi, bi zim Metin de“ herşey” ci! İşte burada ifşa ediyorum, bu Metin çeşit adamdır, ben bilirim çün-All Sports Cafe'nin fikir “annesi”
Zehra Aktay. Zehra Hanım'ın en büyük yardımcıları da eşi Aydın ve kayınbiraderi Metin'le onun eşi Leyla...
POR ne demektir, mirim? Sıhhatli bedende sıhhatli beyin mi tabir ederler, işte öyle bir hoşluklar; iyi de bizim yaptığı mız en ağır spor bira bardağı mızı kulpundan şöyle bir kav rayıp kaldırmak, yani bilek kasları elhak iyi çalışıyor da gerisi evlere şenlik!
Şimdi bilin bakalım, burası neresi?
Önce “ cephe” ahşap içine oturtulmuş iki “ vitrin”den mü rekkep. Vitrinin önündeki tera- sımsı mekanda mermer yüzlü “ fer forge” masalar, vitrinin içinde de envai çeşit spor mal zemesi: Eskrim kılıçlan “ cric- ket” ve “ baseball” sopaları, yi ne “ baseball” eldiveni ve topu, Amerikan futbolu sonra bir başlık Nuh-u Nebi’den kalma kayak takımları, sopalar ve ayakkabılar falan, bir “ jokey” şapkası kar raketleri...Başka? Eski haritalar ve el işi bir kotra maketi, yelken gerçek branda, gövde masif çam, birkaç kupa şaraptan sonra Güney Deniz Adaları’na açıl da saz etekli kızları kovalamaya yazıl! Ha,
Burası bir spor tarihi müzesi değil, eskici ya da antikacı hiç değil. Adı üstünde Ali Sports, yani bütün sporlar, o sebeple vitrinde tekmil spor aletlerinden numuneler mevcut.
OLAN SPOR, SİMDİ DE BİR CAFE
1
YE ADINI VERDİ
kü Kolej sıralarında ruh gibi ahbabımdır. Kısa pantolondan uzun paçalara yeni terfi ettiği miz yıllar, aklımız fikrimiz pay dos zilini bir an önce çaldırıp kapağı “ kardeş mektep” Kız Koleji’ne atmak. Ban kaleyi edebiyat medebiyat “ terennü- m” ederek fethedeceğim, bizim Metin kendini spora vermiş, “ body” falan çalışarak fazla ki lolarını atacak da üçgen vücut la “ sükse” yapacak. Nasıl mı? Kız Koleji topraklarına mayoy la girerek herhalde! Olacak iş mi? Sonra yıllar geçti, yollar ayrıldı ama şimdilerde Zehra anlatır ki Metin sporu hiç bı rakmamış, hatta “ hand glidin- g” tabir ederler o pek tehlikeli serüvene bile atılmış. Ali Sports Cafe’nin mimarı Hakan Ezer bir “ servis partisyonu” ta sarımlamış ki sempatik mi sempatik, say ki 20. yüzyılın başlarında Galata Postahane- si’ndesin, bankonun hemen ar
kasında telgrafçıbaşı Zehra’nın her an gülümseyen yüzü! Doğ ru ya, kızcağız burayı kuşluk vakti açıyor ve ehli keyif yedini uykusuna geçmişken kapatı yor, bir dakika oturabildiği de vaki değil! Yani Zehra Aktay fiili işletmeci ve dahi yönetici.
MEKANINIZ
DAİM OLSUN
Aşçıbaşı Gökhan Çakır (tüm aşçıbaşılar gibi) şişman ve (tüm aşçıbaşılarm aksine) çok genç. Gökhan'ın marifetiyle le ziz menüden tadarken hemen “ krep” lere yazılıyoruz: Soya soslu tavuk, karidesli ve so- monlu, vejetaryen, dondurmalı krepler menünün ağır topları. Ayrıca Ali Sports salatası öne rilir ki içinde cevizden kuru üzüme, mısırdan mantara her- şey var, peynir ve yeşillik çeşit lerini saymıyoruz bile, eskile rin “ öksüz doyuran” tabir
et-tikleri ebatlarda “ komple” bir yemek! Yok, ben hafif takıla yım, diyorsanız, size bir Hawaii sandviç söyleyelim. Hemen ek leyelim, hesap buz hokeyi eldi veninde geliyor ama eline alan buz kesmiyor çünkü hesap ger çekten hesaplı.
Zehra’yla laflarken çevreme bakındım, eyvah, iç mekan da dışarısı kadar ilginç, hatta at mosferi daha da sıcak; anlaşıl dı, bu yazı bir türlü bitmeye cek! Masif masa ve iskemlele rin arkasındaki ışıklı vitrinler de madalyalar, kupalar ve fo toğraflar duruyor; duvarlarda kendo, buz hokeyi ve eskrim maskeleri. Tavanda bir “ kik” , aynen öyle, efendim bu “ kik” bir çeşit yarış kanosu, nasıl ol muş da Ali Sports’un tavanına yapışmış? Ha, bir de uçak per vanesi var, önden tek motorlu uçaklar devrinden kalma, halli ce bir adam boyunda ve ağırlı ğında, onu da Metin galiba
Pa-ris’ten taşımış (dedik ya, Allah akıl fikir ihsan eylesin, diye)! Az kaldı unutuyordum, eskrim maskelerinden biri sevgili ho camız Alexandre Nadolsky’nin (Mösyö Nadolsky, çarın ordu sunda subayken düelloda Rus ya şampiyonunu yaraladığınız doğru mu?), üzerinde “ Tenis ’74” yazılı Boğaziçi Üniversitesi amblemli bira kupası da bir za manlar aynı üniversitenin çift erkekler tenis şampiyonu olan Jak Deleon’un (öhhö öhhhööö)!
Harley Davidson Motosiklet Kulübü Alinur Velidedeoğlu, Kahraman Sadıkoğlu, Cem Hakko ve dostları tarafından burada kuruldu, bu da spor ta rihine bizim katkımız olsun.
İşte böyle. Segiyle dostluğun evrensel dili olan spor, şimdi Çamlık’taki küçük bir “ cafe”ye adını verdi; mekanı daim ol sun!
• Yazan: Jak DELEON