• Sonuç bulunamadı

Kuşku

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kuşku"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

akan zaman, duran zaman

melih cevd et anday

Kuşku

r

cr o

*

h

/ s

ilk şiir kitabım «Rahatı Kaçan Ağaç» 1946 yılında basılmıştır. Kitabın. İn­ sana dönüşmüş ağacı, ya da ağaca dönüşmüş İnsanı gösteren kapak kompo­ zisyonu Abidtn Dlno’nundur. Ozana karşı duyulan kuşkunun yoğunlaştığı, yıl­ lardı (belki de bu kuşku hep yoğundur), kapak resmi polisi fitillendirmiş, uzun aramalardan sonra, kimi çizgilerde orak çekiş bulur gibi olmuşlar. Ama ben, evirdim çevirdim kapağı, büktüm, katladım, orağı çekici ortaya çıkarmayı ba­ şaramadım bir türlü.

Bir gün Gençlik Parkı'ndan geçiyordum, sıralardan birinde oturmakta olan bir genç beni görünce kalkıp ya­

nıma geldi, kendini tanıttı, bir köyde öğretmenmiş, okulu teftişe gelen bir müfettiş, kitapları arasında «Rahatı Kaçan Ağaçsı görünce soruşturma aç­ mış onun hakkında. Bunu anlattı ba­ na genç öğretmen. Ne diyeceğimi, ne edeceğimi bilemedim.

1952’de basılan «Telgrafhane» adb İkinci şiir kitabımdaki «Tohum» şiiri de kuşkuları çekti üzerine, soruştur­ malara yolaçtı. Sanırım, ozanlara karşı duyulan tedirginlik daha da art­ mıştı o yıllar. İlk kez Mehmet Kemal’in

«Meydan» dergisinde yayımlanan

şiirin.

Anladım farkı neden sonra Tohumdan başka şeymiş bitki Bu küçük deli fişekteki

Ne ki? Ağaç mı allı pullu. Yoksa ayrık mı, başak mı ki? bölümündeki «deli fişek» ile.

Kira bilecek... Kapalı kutu Ama bulut, yağmur bulutu Gelir kararır neredeyse Tohum altta nefes nefese Kulağı gök gürültüsünde

dizelerinden oluşan son bölümdeki «gök gttrUltüsU»imiş kuşku uyandıran. Simge anlayışındaki yanlışlığın ürü­ nüdür bu gibi kuşkular: Şiir simgelerle yazılır, simge ise kapalı anlatım, anış­ tırma (imâ) demektir, bundan ötürü onun her sözcüğünün altında başka bir anlam vardır, o anlam araştırıl­ malıdır... Benim o şiirimde, doğanın diyalektiği ile, toplumun diyalektiği arasında bir koşutluk kurulmuştur gerçi, maddenin ve canlı maddenin sıçrama sürecinden, tarihin diyalektik gelişimindeki şaşırtıcılığa ad verme­ den geçilmiştir; ama bunların tümü açık seçik söylenmiştir, kapalı anlatı­ ma, anıştırmaya başvurulmamıştır.

1956 yılında yayımlanan «Yanya- na» adlı üçüncü şiir kitabımın başına gelenler ise daha başkadır (Her halde kuşku artıyordu gitgide). Bu kitabımı Yeditepe yayınevi basmıştı, ressam Oktay Glinday da soyut resimlerle resimlemişti. Kitap piyasaya çıktıktan az sonra toplatıldı. Oktay Günday'la birlikte önce savcılığa, sonra sorgu yargıcına gittik. Soyut resimlerin ne demeğe geldiği gerçi kuşku uyandır­ mıştı, ama işin içinden çıkılamadığı için ressam bırakıldı. Sorgu yargıcı bana, «sizi tutuklayabilirim, ama bu­ nu ağır ceza mahkemesine bırakıyo­ rum» dedi. Bu kez, kitaptaki bütün şiirler dava konusu idi. Yedibuçuk yıl hapis cezası isteniyordu.

Sartre, «önemimizi Alman işga­ linde anladık» der. Kuşkuları üzerle­ rine çekmişler, izlenmişler... Bizimki İse «önemimizi anlamağa» pek elverişli

bir durum sayılamazdı, önceleri agenç ozan» olarak alaya alınmıştık. Bu alay uzun sürdü. Sojıra işsizlikler ve hor­ lanma... Hangi yoldan olursa olsun, para yapmanın en büyük erdem sa­ yıldığı bir dönemde işsiz bir ozanın ne önemi olabilirdi ki! iki yıl, hiç bir ilgi görmeden ağırceza mahkemesine git­ tim geldim. Fethi Naci ile daha tanış­ mamıştık, meğer o da «Gerçek Saygısı» adlı kitabından ötürü aynı mahkeme­ ye düşmüş o zaman, aynı koridorlarda dolaşırmışız.

Kitabın toplatıldığı ay, Yeditepe şiir ödülünün verileceği aydı. Bir ak­ şam Kadıköy vapurunda Adnan Benek’ le karşılaştım. «Sen bize kazığı alttın»

dedi beni görünce. Meğer seçiciler ku­ rulu üyesiymiş, o gün Yeditepe dergi- evine gitmiş, öteki üyelerle konuşmuş, ödülün bana verileceğini anlayınca toplantının çabuk biteceğini düşünüp sevinmiş, benim kitabili toplatıldığını bilmiyormuş, ödül sekreteri Hüsamet­ tin Bozok, «Bu kitap toplatıldı» diye­ rek «Yanyana»yı bir yana ayırınca, seçiciler kurulu işe baştan başlamak zorunda kalmış... O ödülü çok yıl son­

ra, başka bir şiir kitabımla aldım. İş­ te, Adnan Benek'in deyişiyle, benim o seçiciler kuruluna attığım kazığın öy­ küsü budur.

Kişi, kendini korumağa çalıştığı bir yer gibi görmemelidir toplumunu. Uygar bir yaşam için ilk gerçekleşti­ rilecek koşul bu olmalıdır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Simgenin ruhaniliğini şiir evreni içinde yeniden kuran şair, bireysel yani kişisel simge dünyasının kendi bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışı edimleriyle

Yapılan bu çalışma kapsamında izlenecek yol olarak, 1 veya 2 katlı okul ve konut binası hafif çelik yapılar, büyük açıklık geçen eğilmeye çalışan eğri yüzeyli

2010 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümünde, KKTC'deki Çelik Yapılar konulu yüksek lisans eğitimini 2013 yılında yüksek şeref

laylıkları değil, A ğa camiinde, ki döşeme tarzını, hattâ Hacı Bayramdaki secde yerlerini ¡dahi bir bid'at sayardı.. Büyük peygamberimizin “ Ko •laylık

The scope of the study covers obtaining and processing Earth science data and tools, and integrating them in a GIS environment using information technologies, and then

saldırılarla ilgili 300 civarında fotoğraf ve çok sayıda küçük video kaydı yollanmıştır. • Bombalı saldırılar olduğundan, patlamalarla aşağı inilemediği için teknik

sürecek bir göreve başlamıştır. Yine 1936 yılında tarihi Topkapı Sarayı Nakışhanesi’ni ihya ederek burada da tezhip, minyatür dersleri vermiş­ tir. Bu

Devlet-i Aliye-i Osmaniye'nin zaman-ı teessüsünden bu güne kadar mürur iden edvar-ı mühtelifede düvel ve hükümat-ı mütecavire ve gayri mü- tecavireye karşı