A ziz misafirimiz
vesilesile
(Baş tarafı 1 inci salıifede)
verici nokta başkadır. O nokta ki, za ten cihan dikkatinin başlıca mihrak larından birini teşkil ediyor:
Mısır krallığının Akdeniz muvaze nesinde, şu sebeple de cihan asayişin de tuttuğu yer ve oynamağa namzed bulunduğu rol.
Malûm olduğu üzere Akdeniz dedi ğimiz medeniyet gölünün fevkalâde ehemmiyetli üç kapısından bir tane
si «Süveyş kanalı» chr. Hatta bu
kapı çok defa unutulan, fakat birin
ci geçitten her geçen için ikinci bir
merhale olan (Babülmendeb) in de
anahtarı sayılabilir. Hindde, Uzak As- yada sömürgeleri bulunan bütün bü yük garp imparatorlukları, Mısır üze rinde daima dikkatlerini uyanık tu tarlar. Malûm olduğu üzere İngiliz dostlarımız bunların tâ başında ge len büyük kuvvettir.
Mısır istiklâli ilân edilirken, kral lık dahilindeki ecnebilerin hukuku ve kapitülâsyonlar meselesi ise Mısıra vaki olacak herhangi bir tecavüz ve müdahale davası gibi bir takım işler hususî bazı hükümlere bağlanmak is
tenilmişti. Haricî borçlar, düyunu
umumiye mesaili ve saire de bunlar
meyamndadır. Ancak bütün bu iş
ler, dost memleketin kendi iç meşgale leridir ki, bizim onlar muvacehesin, deki tek vaziyetimiz kolaylıkla başa rılmaları için samimî temenniler ser- dinden ibaret kalır.
Kanal meselesi ise - gene hiç meçhul olmadığı üzere- beynelmilel girift alâkalara sahne olmaktadır. Müddeti 1968 senesinde bitecek olan imtiyaz mukavelenamesi vaktile İs- tanbulda aktedilmişti. Önümüzde ka lan otuz sene içinde cihan siyasiyatı pek büyük dalgalara uğnyacak bir tabiattedir. Ondan dolayı kardeş mem leket, Akdenizin şark havzasında ya- şıyacak müstakbel sulhün en müessir hayat unsurlarından biri bulunuyor. Kanaatimizi açıkça söyliyelim; Mısırn şuurunda bu hakikat pek aydınlık olarak mevcuttur. Şurasını da şükran la kaydetmek isteriz ki, genç bir hü kümdar idaresinde taze bir istiklâl havası teneffüs eden bu ihtiyar top rak gerçekten sulh muhibbidir.
Bundan ne çıkar? Her barış dostu, Türkiyenin bir ideal arkadaşı demek olduğuna göre kardeş Mısır elbette bir mefkûre ortağımızdır. Saadabad pak tı ile dünyanın mühim bir bölgesine vurulan emniyet kenedi elbette Mısı rın da menfaatinedir.
Muhterem Hariciye Nazırının mem leketimizdeki ikameti esnasında çok hayırlı temaslar olacağına şüphe et miyoruz. Gene şüphe etmiyoruz ki, bu temaslar pek sevdiğimiz Mısırlılar la maddî ve manevî bağlarımızı büs bütün gerçekleştirecektir. Biz dostla rımızı, yalnız siyaset rabıtalarile de ğil, başka birçok bakımdan da tanır ve severiz. Tarihimizin yakın alâka lan, Boğaziçi kıyılarının serin hatıra ları iki tarafın da biribirinden hiç bir zaman geçemiyeceğîni gösterir canlı vesikalar değil midir?
Temenni ederiz ki, pek yakın bir ge lecekte bu dostluk büsbütün kuvvet lensin ve iki taraf da ondan bekle mekte haklı olduğu .neticelere rahat rahat vasıl olsun.
Fazıl Ahmed \ykaç