• Sonuç bulunamadı

Solun namusu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Solun namusu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

7 ^ :

LSZJLİL-

Solun namusu

olonya işgal edilecek mi edilm eye­ cek mi tartışmasmda Lenin’in söyle­ yecek sözü var mı acaba? 1919 sene­ sinin M art’mda Pravda’da çıkan bir makale-., de Lenin şöyle yazıyordu: Polonya halkının kendi kaderini tayin etmesi hakkını inkâra kalkışamayız. Polonya işçi hareketi, bizim gibi proletarya diktatörlüğüne doğru yol alıyor; fakat bu gelişme, Polonya’nın bütün özellikleri korunarak gerçekleşiyor.. Orada­ ki işçileri korkutuyorlar, di yortar ki, Sovyet- ler Birliği komünizm maskesi altında Rus hâkimiyetini ülkeye getirmek istiyor..

Lenin, bolşevik yönetimine geçen Rus­ ya'nın, artık Polonya'nın ebedi ve ezelî düşmanı olmadığım belirtiyor, Polonya hal­ kının kendi geleceğini serbestçe tayin etme hakkına sahip olduğunu söylüyordu. Halbu­ ki Polonya 2. Dünya Harbi'nden sonra, kı­ zıl ordu tarafından zorla komünistlestirildi.

V

NAZLI ILICAK

Asırlara dayanan düşmanlık, ideoloji mas. keşiyle örtüldü: “ İşçi iktidara g e ld i!” Ama her nedense, işçi devletinde (!) hür işçi sen­ dikalarının kurulması, “ Tekelci ve tek sesli” komünizme uygun düşmeyi verd i..

...Bir müdahale olursa, gerekçe hazırdır: “ Karşı devrimci hareketleri ezmek, kapita­ lizmin oyunlarını bozm ak... Polonya sosya­ listtir, sosyalist kalacaktır. Varşova Paktı üyelerinin görevi,kardeş memleketten gelen davete uymaktır” .

Her memlekette, bu sözlere inanan, veya başkalarını inandırmaya çalışanlar çıkacak­ tır. Solun namusu budur, iy i tanıyınız...

«

ir örnek de Türkiye’den verelim . Türk solunun sözcülüğünü yapan Cumhuriyet Gazetesi patronundan bahsetmek isteriz.. Bu gazete zaman zaman, Sosyal Sigortalara ödenmeyen primleri ele alır, işçiden kestiği (Devamı Sa: 12 Sü: I 'de)

(2)

(Baştarafı 1. Sahifede) parayı keyfince kullanan işvereni, ağır bir dille eleştirir. Halbuki Cumhuriyet Gazete­ si'nin Sosyal Sigortalara prim borcu 4 m il­ yon liradır. Devlet tahviline yatırılsa, 4 m il­ yon lira, 1 yılda net 1 milyon 120 bin lira g e ­ tirir. İşçinin parasıyla cepleri doldurmak ha! Bu ne alâ düzen değil m i? Ne yaparsınız, solun namusu.

Bu namusa dair bir örnek daha vermek is­ teriz. Malûm, Cumhuriyet Gazetesi son yıl­ larda Nazım Hikmet hayranı olmuştur. P e­ ki insan, babasma küfredeni, ahp da başma taç eder mi :

“ A rif Oruç sana denk Sen A rif Oruc’ a denk Yetmez mi ettiğiniz cenk.

Yeter. Fıkırdama rezalet turşusu küpü Yuttuğun lüpü, fil yutsa çatlardı P ...k”

Yunus N adi’ye hitap eden yukarıdaki sa­ tırlar Nazım Hikm et’e aittir. A rif Oruç kim­ dir, neden Nazım Hikmet, Nadir N adi’nin babasma, rezalet turşusu küpü demiştir,

sırası gelince bunları da anlatacağız.

Şimdi Nadir N adi’nin, Nazım Hikmet üzerindeki düşüncelerini verelim.

Nadir Nadi; 4 Temmuz 1951 tarihli yazı­ sında, onu, Fransız edebiyatçısı André Gide ile mukayese etmiştir: Komüntern’in davetlisi olarak Rusya’ ya giden André G i­ de, orada gördüklerinden hayal sükutuna uğrar. Trene binerek Sovyet topraklarından ayrılmak üzereyken kendisine Stalin’ e h i­ taben bir teşekkür telgrafı çekmesi

hötırlatı-hr.. O da alır kalemi eline, beylik cümleler karalar. Adres yerine, kısaca Bay Stalin, K o ­ münist Partisi Genel Sekreteri yazar. M ih ­ mandarlar, Stalin kelimesinin başına bir takım sıfatlar eklenmesi gerektiğini söyler­ ler. Meselâ, Rus halkının babası, meselâ dünya emekçilerinin önderi vesaire gibi. Gide kabul etmez, telgrafı imzalamaktan da vazgeçer.” .

Nadir Nadi, Gide misalini verdikten son­ ra, Nazım Hikm et’in aksine davranışların­ dan söz ediyor: “ Nazım ilk gidişinde Stalin’i öylesine göklere çıkardı ki, bu kadarını belki en dalkavuk ruhlu bolşevikler bile hatırların­ dan geçiremezler. Nazım, Stalin için, “ beni bu adam yaratmıştır, gözlerimin ışığını ona borçluyum’ * decfi.

Fransa’ da dalkavuk, satılmış, benliğini inkâr edecek derecede gözü dönmüş adam yoktur demek istemiyorum. Her yerde her tıynetteinsanbulunur.Fikirnamusuna bağlı kalan aydınlar ise her yerde sayıca azdır.”

“ Fikir namusu” ... Aradan yıllar geçmiş, Nadir Nadi, bir vakitler, kızıl şair, “ M adde­ den başka hiçbir şeye değer vermeyen bir tarikatın çömezi ” “ dalkavuk ruhlu bolşevik” diye suçladığı Nazım ’ı, 1964’te yayınladığı kitabında “ Vatan özlemi içinde kıvranan soylu bir ozan olarak” takdim etmiştir.

1951’de, Nazım için “ Moskova’da, hâli- ki (yaratıcısı) önünde dilediği gibi yere ka­ panıp secdeye varabilir” diyordu. Şimdi on­ lar Nazım'm önünde secde ediyorlar..

Ne dersiniz? Fikir namusu... Solun na­ musu bu... Polonya’da da Türkiye’de de ay­ nı. “ Tekelci, tek sesli sosyalizm..” .

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta ha To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ethernet a¤lar›, düflük güç tüketimi için özel olarak tasarlanm›fl bilgisayarlar›n elektrik ihtiyac›n› tek bafl›na karfl›layabiliyor. Do¤al Gaz Borusundan

Kü- çük ışık organlarının içindeki aequorin proteini sayesin- de gerçekleşen kimyasal tepkime sonucunda (biyolümi- nesans) mavi ışık oluşur, sonrasında yeşil

tedavi gören hastalar do¤ayla ve do¤al ›fl›kla bulufltuklar› bu bahçelerde, olumlu ve güzel duygular edinip daha çabuk iyileflebiliyor...

For that reason two airborne particulate samples were analyzed gross D and E radioactivities immediately, 24 hours and 5–7 days later after collection. These two

Harmeni sâmanda ben tahsili harman itmişim Vakıfî esrarı dehr olmakla ahır ömrümü Fakre sıdtan, cevvi hîçiye Süleyman itmişim Yârı can uğrunda can

Daha önce çeşitli yazılarımda değin­ diğim gibi, O ktay Akbal T ürk öykücü­ lüğünün kurucularından sayılan Sait Fa­ ik ve Sabahattin Ali’den sonra

Bu, yağın metabolik olarak parçalanmasına dair bilgi vermekle birlikte kilo verme sırasında yakılan 10 kg yağın hangi oranlarda CO 2 ve H 2 O’ya dönüştüğüne dair bir

Merkür: Akşam gökyüzüne geç- miş olan gezegen çok parlak ol- masa da ayın ortalarına kadar uy- gun hava koşullarında günbatımın- dan hemen sonra batı ufkunda kısa