S
anal yaşamının 70. yılında yitirdiğimiz büyük tiyatro kişisi Muhsin Ertuğrui, Türk Sinemasının da yaratıcılarından biri ve başlıcası olarak sinema tarihinde yaşıyor. Türk Sinemasının kuruluş yıllarında yönetmenliğini yaptığı fiimlerin hemen tü münün senaryolarını da yazan, birçoğunun başrolünde oynayan Muhsin Ertuğrui «bir döneme damgasını basan adam» niteliğini taşıyor. Sanatçının 17 yıl Türk Sinemasını egemenliği altında tutmasının yanı sıra. Türk kadın oyuncularını ilk kez beyaz per deye getirme, ilk Türk yapımevlerinın. stüd yolarının kurulmasına önayak olma, ilk renkli Türk filmini çevirme gibi özellikleri de bulunuyor.Muhsin Ertuğrui, 1922'de başlattığı Türk Sineması serüveninden çok daha ön ce Avrupa’da ilk film deneyimlerine giriş mişti. 1916’da tiyatro incelemeleri için git tiği Berlin'de gündüz film stüdyolarında, ge ce tiyatroda çalışmış, geçimini sağlayabil mek için Bioscope Film'in Maria Carmi ile Hans Albers’in çevirdikleri filmlerde oyna mıştı. 1919’da ikinci kez gittiği Berlin'de Stuart-Webb Yapımevinin yaptığı (Das Fest der Schwarzen Tulpe - Kara Lale Bayramı) ve (Die Teufelsanbeter - Şeytana Tapanlar) Alimlerinde yönetmenlik yapmış, 1920'de Berlin’de kendi adına kurduğu (Stamboul Film) yapımevine ise (Samson-lstırap)ı, çevirmiştir.
Türk Sineması tam 17 yıl (1922 - 1939) «Tiyatrocular Dönemi» denilen sürede bir
kİ-MUHSİN ERTUĞRUL’ UN
SİNEMA YAŞAMI
f i
87 yaşında yitirdiğimiz ünlü sa natçı Almanya’da üç, Sövyetler Birliği’nde iki film çevirdi. 1922- 1953 arasında Türk sineması’nda yönettiği film sayısı ise 29. Bu ya pıtlarla filmciliğimiz çeyrek yüz yıl tiyatronun egemenliğinde kaldı.Özgür DİCLELİ
çinin tekelinde kalmıştır. Sinemamız İlk adımlarını tiyatrocuların önderliğinde atmış tı. 17 yıl Türk Sinemasını yöneten kişi, aynı zamanda ülkemizin o dönemde tek önemli tiyatro kurumu olan Şehir Tiyatrola rının (Dar-ül-bedayi) da başında bulunuyor, du. Böylece yönetmeni, senaryocusu, oyun cusu ile tiyatro, sinema üzerinde etkin bir egemenlik kurmuş oluyordu. Bu egemenliği.
«LEBLEBİCİ H ORHOR» film inden bir sahne.
aynı tiyatrodan yetişenler eliyle daha son ra da sürdürdü. Muhsin Ertuğrul’un tiyatro arkadaşları Behzat Butak, Vasfi Rıza Zobu, Refik Kemal Arduman, İ. Galip Arcan, Ke mal Küçük. Ercüment Behzat Lav, Talat Ar- temel. Hazım Körmükçü, Ferdi Tayfur, Salt Köknar, Naşit Özcan, Mahmut Morali, Mu ammer Karaca aynı zamanda çevirdiği film lerinin de oyuncularıydı. Bu kuşak, sinema
üzerinde kurdukları egemenlik nedeniyle yeni bir sinema kuşağının oluşmasını uzun sûre engellediler, geciktirdiler.
Sinemayı ikinci bir uğraş olarak benim seyen Muhsin Ertuğrui, 1922’den, sinemayı bıraktığı 1953'e dek 29 film çevirdi. Bunla rın 11'i aaha önce oynamış sahne yapıtla rıydı. Özgün senaryoya dayanan filmleri ise 8’i aşmıyordu. Bunların arasında 3 tane yeniden çevirim vardı. Filmlerin pek çoğu tiyatro kokuyordu. "Fransız, Alman vodvil leri, operetleri, melodramları, kişi adları Türkçeleştlrilerek filme alınmışlardı.
Muhsin Ertuğrul’un Türk Sinemasında bir başka büyük işlevi ise ilk kez Türk ka dınlarının sinemada görev almalarını sağla- masıydı. Onun dönemine dek azınlık ve Be yaz Ruslar, kadın rollerini oynuyorlardı. Ro za Felekyan, Anna Mariyevic. Liane Con- sole, Helena Artinova bunlar arasındaydı, ilk kadın sinema oyuncusu Bedia Muvahhit, yine bir kadın yazar olan Halide Edip Adı- var'ın «Ateşten Gömlek» yapıtında Muhsin Ertuğrul'un katkısıyla oyrtadı. Neyire Ne- yir, Feriho Tevfik, Semiha Berksoy, Azize Emir, Halide Pişkin, Cahlde Sonku, Şevkiye May, Necla Sertel, Perihan Yanal, Nevin Seval, tiyatroda olduğu gibi sinemada do Muhsin Ertuğrul’un yönetiminde çalışmış lardır.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi