t n
çıktı
ı Topluluğu (BGST), Anadolu ve çev- yansıtan 35 kişilik dans - müzik göste-
1, 22, 23 ve 27 Kasım tarihlerinde Bo- iampus, Murat Dikmen Salonu’nda
o-lacak. Gösterinin ana teması “halklann kardeşliği” ve gösteri akışı ‘turna’ imgesiyle anlatılan yolculuk teması üzerine kurulu. Turna- lann yolculuğunda, Balkan ve Doğu coğrafyalarının günlük hayat aksiyonları resmedildikten sonra, gösteri, savaş, göç ve isyan gibi temalarla destekleniyor. Kez: 0 2 1 2 2 8 7 02 3 2 - 1 3 4 / 1 3 5 w w w .bgst.org R ejisör C em il Ö zbayer, y alın , k la sik b ir sah n elem ey le y erin d e b ir k a r a r verm iş.
“Şeyh Bedreddin”
devlet sahnesinde
“Simavnalı Şeyh Bedreddin” Ankara Devlet Tiyatrosu’nda.
“Sim avnalı Şeyh B edrettin ”/ Yazan: O rhan A sena / Rejisör: Cem il Ö zbayer / D ekor: Ali Cem K öroğ lu / O ynayanlar: E rdal K üçükköm ûrcü, Em re Alpago, Fatm a Öney, Zeynep Yasa, E rdal Beşikçioğlu, Can Öztopçu, Şahin Ergüney, Mesut Turan.
rof. Dr. İlber Ortaylı bir konuş masında, Türkiye halkının kendi ta rihiyle ilişkisini eleştirirken, tarihi kitlelere aktaracak tiyatro, sinema, roman, resim gibi araçların yetersiz liğini de vurguluyor. “S im avn alı Şeyh B ed red -
d in ”e Ankara seyircisinin gösterdiği yoğun ilgiye tanık olduğumuzda, Ortaylı Hoca’nın ne denli haklı olduğunu düşünüyoruz. Oyunun, tarihi yo rumlama yöntemi ve dramaturjisi konusundaki e-leştiri hakkımızı saklı tutarak.
Şeyh Bedreddin, Yıldırım Bayezid sonrası taht savaşları döneminin, “Fetret Devri”nin başı a- lınan toplumcu eylemcilerinden. Suçu: Din ve mezhepler arasında ayırım gözetmemek; yarin ya nağından gayrisini paylaşarak özel mülkiyete, res mi ideolojiye karşı çıkmak. Yaşadığı dönemde Os- manlı İmparatorluğu’nda, halk yığınlarının yok sulluğu pahasına zenginliğin belli bir kesime aktı ğı ekonomik bir düzen söz konusu. Acı üreten bu
eşitsizlik ona, dine dayalı ekonomi teorisini uy gulama alanı yaratmış. Tasavvuf erbabı olarak beş duyunun, dünya hazlarınm ötesine geçen il miyle, çevresine toplanan yoksul, çaresiz yığınla
rın sevgisini kazanması hiç de zor olmamış. Bedreddin’i ilginç kılan, İslamın ezoterik (iç rek) anlamı ile proto - Marxist bir anlayışı buluş turan felsefesi. Orhan Asena oyunda, insan ile devlet arasındaki evrensel çatışmayı, odağa alın ması gereken bu sentez düşünce çevresinde gere ğince derinleştirememiş. Söze bolca yaslanan o- yun, gevşek dokulu, yüzeysel bir tarih öyküleme sine dönüşmüş. Seyirciye, kendini koruma reflek siyle sertleşebilen “devlet” kavramı üzerinde dü şünme şansı tanınmadan, Osmanlı tahtı, “baş ke sen otorite” imgesine terk edilmiş. Bedreddin ve davası ise, din ile ideoloji arasında yalpalayan, kararsız bir olumlamayla verilmiş.
Rejisör Cemil Özbayer’in, Shakespeare üslu bunda, yalın, klasik bir sahnelemede karar kılmak la yerinde bir seçim yaptığı; ne ki, metnin zaafları nı yok eden yeterli bir ön çalışma yapmadığı görü lüyor. Bedreddin rolünde Erdal Küçükkömürcü
son derece başanlı bir kompozisyon çiziyor. Oyu nu, metnin kendisine tanıdığı sınırlann ötesine taşı yarak izlenir kılmakta katkısı çok büyük. Genelde oyunculuklar üzerinde düşünürken, enerjileri en gelsiz buluşturmayı başaran bir toplu oyunculuk örneğini özlediğimi farkediyorum.
İrfa n Ş ah in baş A tölye S ahn esi (0 3 1 2 431 3 8 8 7 )