Ü s t ad
H a lid Z iy a
E
debiyatı Cedidenin son bü yük nesir üstadı Halit Zi ya Uşaklıgil de bu gece den itibaren fânilikten ehediyete intikal etmiş bulunuyor.Onun anbean beklemekte oldu ğumuz ölüm haberini bu kadar da çabuk alacak değildik. Yağı tüke nen bir kandil gibi gün günden
Ercümend Ekrem T A L U
U s t ad H a lid
Z iy a öldü!
'7- SO&QftJ
^$qş tarafı 1 tacı sayfada) faletı ılc devlete ıkrazftttft bnlunurlar-
tönmekte olduğunu söylüyorlardı. Fa- , dı. ^
Umumiyetle «Hakka» çok riayetkâı dı. Hürmet kazanmanın birinci şart kat biz, hepimiz, üstadın biraz daha
^aşamasını, şanlı bir mazîi edebin
mümkün olduğu kadar devam etme- hürmet etmesini bilmek olduğuna sini istiyorduk.
j
inanmıştı. En ufacık çocuk bile onunAncak bir yandan da, o yaralı baba meclisinde hürmet görürdü,
kalbindeki, evlâdına kavuşma iştiya-
J
Hâdiseler, onun hassas kalbini vakit kmı yakından bilenler, o uzun ihtiza- yakıt hırpaladığı halde, o hiçbir za rın elemini bizzat tadıyor gibi idiler, man, hiçbir kalb kırmadı. Güvenilirİşte, nihayet, edebiyat tarihimizin bir dost ve evlât ve ayaline bağlı bir parlak bir faslı daha, büyük edibin aile babası idi.
j;ö»lerile birlikte kapandı. Yarın, Ye- i Felek bu müstesna insanı günün yîfhöy mezarlığının mütevazi bir bu- "birinde en can alacak yerinden vur mağına, büyük değerde bir insanla, en du.. Titiz bir itina ile yetiştirdiği bü- paıiak bir edebî devrimizin şa’şaasın- yük oğlu [Vedad] i feci bir şekilde dan baki kalan son huzmeyi de bera- kaybetti.
İşer gömeceğiz,
j
Ve artık o gündenberi, büyük üstad Halit Ziyanın resmî ve edebî hal i«â h olmadı. Maddeten yaşıyor, fakat tercümesini ve resmî ve edebî şahsi- manen ölmüştü. Yalnız, yüreğinde her yetinin gerçek değerini tarih belirte- gün, her saat biraz daha artan Veda- pektir. Zaten, üstad çoktanberidlr ta- dinin iştiyakı ile ve her geçen yılın rihe mal olmuştur. İzmir’de «Hizmet» kendisini [Vedad] inin vuslatına yak- gazetesi muharrirliğinden, Edebiyatı Aştırdığını düşünmekle teselli bulma- Cedide üstadlığma ve OsmanlI Ban- Î a çalışıyordu..kası memurluğundan Darülfünun mü Son demlerinde, bedbaht oğlunun dervişliğine ve Osmaniı sarayının en hayali gözlerinin önünde, kendini ö- yuksek ve nazik makamlarına irtika lümün kurtarıcı kucağına atarcasına, edinceye kadar_ geçen hayatını, onun her yardımı, her tedaviyi, asil ruhla- ^Kırk yıl» adındaki eserinde kendi ka ra> müsterih vicdanlara has inkıyad zeminden okumak ve öğrenmek ka- il* reddetti..
kildir. j Ve nihayet, işte Vedad’ma kavuştu.. Halit Ziyanın edebî şahsiyeti, İz -' Bu ölüm ?üPhesiz kl- bu bakımdan, mirden fstanbula avdetinden sonra onun k ia b|r saadettir. Fakat bir sa- esaslanmıştır. «Serveti Fünun» o ta- 3^et ki, geride kalan bizler için öiçü-rihlerde henüz varlık olmağa başla- süz bir “ « «b e t teşkil ediyor. Ve tit-mıştı. Halit Ziyayı daha İzmir’de iken reyen dudaklarımız, üstadın ruhu-fakdir ve teşci eylemiş olan Recai za- hu incitmemek için yavaşçacık fişli de üstad Ekrem kendisini «Serveti ,âlyor:
Fünun» ailesine katılmağa teşvik ti.
et-«Mai ve Siyah» romanı, Halit Ziya
nın serveti Fünuna yüzgörümiüğii ■
Ercüment Ekrem TA LÜ
dür. --- °--- 1 Büyük nesir üstadını, ben de işte
o sıralarda tanıdım. Üzerimde en çok tesir yapan «terbiye» si olmuştu. Ha- Jit Ziya son derece terbiyeli idi. Ter biyeye ait millî geleneklerimizi garp
— Vatan bir büyük evlâdını, insan lık değerli bir ferdini kaybetti..
Eyvablar olsun!
muaşeret âdabı ile pek güzel mezcet- mesini bilmiş, onları nefsinde tekâ mül ettirmişti. Konuşmasında, tavır- 'armda, muamelesinde insanları der hal kendine celp ve cezbeden bir özel cik vardı.
İzmirdeki bir Fransız mektebinde öğrenmiş olduğu fransızcayı en iyi bi lenlerdendi. O bilgisini ilerilete ileri- lete garp ve bilhassa Fransız edebi yatında, felsefesinde mütebahhir ol- muştu. Bunlara dair konuştuğu za man muhatablarını kelâmının saatler ee tesiri altında tutardı.
İkinci meşrutiyette, tahta çıkan Beşinci Sultan Mehmedin yanına her bakımdan emin bir başkâtip arandığı zaman ilk akla gelen Halit Ziya Bey 3ldu. O tarihe kadar, tütün Reji ida resinde yabancı iş adamları nezdin - ¿e Türk kabiliyet, dirayet, dürüstlük, haysiyet ve «efendiliği» nin en şerefli
mümessillerinden biri olmuştu. Osmaniı mâliyesini, Frenkler, Halit Jiya Beyden tezkiye ederler, onun
ke-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi