M U A L L İ M N A C İ
.•
c
, !
|
S
ULTAN Mahmut Türbesinin bah çesin d e, m ütevazı b ir köşede elli yıldanberi e b ed î uykusuna vam eden Muallim N aci’ nin mezar şmda şu b eyti yazılıdır:k-perestim arz-ı ihlâs ettiğim dergâh bir nefes tevhidden ayrılmadım Allah bir
Bu b eyit, devrinde büyük bir şöhret zanan, ölüm ünden sonra, bilhassa lebi an’ aneden mahrum kozm opolit vk sahiplerinin haksız taarruz ve rizlerine uğrıyan şairin üstadane ılemi ve temiz zevki kadar karakte- ai de ifad e eder.
Ne zaman, şişkin m erm er sandukalı, iik ellef p eh leli, yüksek sütunlu m e- rların arasından g e çe re k onun başı ¡una gitsem , şairliği, karakteri, hattâ zmeti kâfi d ereced e izah edilm em iş duğunu zannettiğim bu d e ğ e rli ada- ın g ü zel bir kıtasını ihtiyarsız ok u -
m:
E y korkusu olmıyan hazandan, Bilmem niçin incinirsin andan [1] Naci de geçer gider cihandan Pâyende midir bahar heyhat.
K endisine ‘ 'M es’ ud-i Hârâbâtî,, müs- arını yakıştıran Naci, fa k irliğ in e rağ- en dünyayı kapkaranlık görm üş bir :dbin d eğild i. Tadını, ancak onu iyi tumuş olanların a labileceği in ce bir elâli vardır:
Yeksan nazarımda sayfü sermâ, Endûh ise ism-i btmüsemmâ; Şûride-i neşve-i şebabım. Olmazsa da bâg-ı nüzhet-efzâ, Fikrim yetişir bana tarabzâ, Müstağni-i nağme-i rebabım!
Diye n Naci, daima m ütevekkil, daima ınaatkâr yaşam ıştır. K en di evini şöy-
anlatır:
Açıl, ârâmgâh-ı can sensin. Dil-i pâkim misin, ne rûşensin! Tarab-âbad-ı binihayemsin, Bitekellüf terane-hanemsin. Çekemem imtinan, dil-âgâhım, Kendi hânemdir ilticû-gâhım. Varsa, sensin mekûn-ı hürriyet, Eve girmiş cihan-ı hürriyet!..
ve karanlık b ir üm itsizliğe düşm İyece- ğin e şüphe ed ilem ez. V akıâ g e n ç iken yazdığı:
Lâl olursun söylesem bir fıkra tâb-ı sineden Bir sahife açsam ağlarsın kitab-ı sineden Düştüğü yerler olur erbab-ı aşka secdegâh Çıksa dil meyhane-i kudsi-şerab-ı sineden Dergehinden y e ’sile döndükçe, eşkim cûş eder Dideden girdâb girdâb ıstırâb-ı sineden Bim-i dûzahtan selâmet verdi hicranın bana Dûzahı dünyada gördüm iltiyab-ı sineden
Gazeli g ib i hakikaten ruhunun d e rinliklerinden k op u p g e le n feryatları yok d eğildir. Zaten nagehanî fevera n
-Ali Canip YÖNTEM ları olm ıyan şair var m ıdır? Fakat bu fe v e ra n la r onun tevekkü l ve saadetine, dünyayı g ö rü ş ve hayatı anlayış husu siy etlerin e mâni olam am ıştır. Naci ka rakteri itibarile m ütevekkil ve m es’ ut b ir şairdir:
Zulmete ashab-ı amâ bendedir; Nur ise binalara tâbendedir. Olmada gittikçe dırahşende, ter, Fikr-i münevver bana rehber yeter! Mühlik ise, ben olayım hâliki: Başka tarikin olamam sâliki; Olsa cehûlane cihan düşmenim Münkalip olmaz yine fikrim benim. Ben ne Mesihi, ne mesiha-demim, Zevki, hakikatte arar âdemim!
r
—
Hayatının her safhasında bu zevk ve anaati muhafaza eden Naci’ nin derin
B u 'b e y itle r, onun zevk ve saadetinin, dünyayı telâkki edişinin m ahiyetini selis ve v eciz anlatıyor. Bu seb ep ten , Naci tabiatı şöyle g ö rü y o r:
Gönlümce tebessüm olda mûtad Çeşmimde cihan tebessüm-âbâd Gönlüm gibi'kâinât, yekser. Karşımda hazin hazin gülümser. Hürrüm de esiriyim garamın, Ben âşıkıyım bu iptisamm.
Tab’ ım gibi andelib, nâdir: indinde hazan, bahar birdir.
***
N aci’ nin, nazım dili hakkındaki k a naatini şu b eyti hülâsa eder:
Bir sahihanın olması hakkiyle mübeccel Olmakla olur sebk - ü müeddâsı mükemmel
yatını ken di eserlerin den , zamanının ga zete ve m ecm ualarile Merhum A h met Rasim g ib i, A hm et T evhit gibi, kimisi refakatinde bulunm uş, kim isi ta leb eliğ in i etm iş dostlarım ın ifa d e le rinden istifad e ed erek tafsil etm ek istiyorum .
Füruzân’ ında “ C evabım ,, başlık lı şu manzum esine tesa d ü f ed ilir:
Diyorlar ki derdin nedir. Bir cevabım: Ulüvv-i cenabım, ulüvv-i cenabım! Ne bir ehl-i dünyaya ettim teabbüd, Ne bir ehl-i takvaya var intisabım. Benim maşrıkım, mağribim belli olmaz; A ceb âlemim var, garip âftabım.
Cihan gitse gitmez safâ meşrebimden, Zaman bitse bitmez behişti şerabım.
O nun bu telâkk isin e, kendisinden ön ce g elen ler arasında en çok yakla şan Naili’ dlr. H akikaten:
Eş’arı böyle söyler üstâd söyleyince!
Diyen Naili, N aci’ nin dediği gib i “ in- tihab-ı mezamin, tenkih-i elfa z husus larında birin cilerden dir.,,
Naci, şair sıfatile m anzum elerinde, yukarıki beytinin hükm üne sadık k al dığı g ib i, muallim sıfatile de gene o hükmün icabm ca hareket etm iştir: “ Osmanlı Şairleri,, unvanlı eserinin m ukaddem esinde d er ki :
“ lntihabatım yalnız mânaya nazarla d e ğ ild ir. Lâfzü mânası muntazam söz bulm ağa çalıştım . Sade mânası hoşça bir sözü böy le bir m ecm uaya niçin der- cetm eli. Maksad-ı aslî şim diki t3rz-ı ed eb iy a tı teyittir. Meselâ im aleli, zi- haflı bir takım b eyitler iradı bu mak satla nasıl tevafu k ed eb ilir? V akıâ, es- lâfın n ekayıs-ı lâfzıyeyi m üştem il b u lunan .eş’ arında da bizim İçin görülm esi lâzım bir hayli m eani-i lâtife buluna bilir. Fakat onları gösterm ek bu m ec muanın vazifesi değildir. Zamanımızda söylenm iş g ib i olan sözleri intihap ettim,,.
N aci’ den ön ce ve Naili’ den sonra na zım lisanında hakkile üstat sayılacak adamlar gelm iştir. Fakat Türkçenin se likasına riayet eden ve riayet etm ele rini devrinin g e n çle rin e ısrarla tekrar- lıyan od u r, N aci’ dir. D ilim izin yakın tarihini in celiyen ler, T evfik F ik ret’ te gömülen ifade d oğru lu ğu n u n , nazım ustalığının ilk izlerini “ T ercem an-ı Hakikat,, sah ifelerin d e bu lu rlar.
N aci'den ön ce itiyada tâbi olu v ere- rek konuşulan T ürkçen in icabını d ü şünm em ek caizdi. Hele bu noktadan, ifa d eye dair bugünkü titizliklerim izin hocası muhakkak odur. Bütün bunlar dan başka tem iz T ürkçe nesrin - o za • mana g öre - en güzel nüm unelerini N ac.’ de buluruz.
* • *
Tahsil-i kemale hayli müddet Mihnet çekerek çalıştım amma, Mahsud-ı efâzıl oldu fazlım. Şahit aranırsa işte âdâ.
D iyerek kendisinden ziyade hasımla- rına paye veren bu iyi huylu, mert ka rakterli şairin e d eb î, ahlâkî, talimi
ha-8
Şu mes’ ud kimdir, dedin, işte yazdım Bu yüzden de varsın açılsın nikahım.
Bu parça, N aci’ nin e d e b î, ahlâkî şs siyetln i, hattâ lisanî tem ayülünü hülâ e d iy o r. G ene Füruzan’ daki “ K öylü k larm şarkısı,, altm ış yıl ön ce , on bugünkü selikanın tadını tatmış old ğunu isbat etm ektedir:
Tepeden nasıl iniyor bakın Şu kızın nişanlısı şanlıdır. Yaradan nazardan esirgesin, Koca dağ gibi delikanlıdır....
Şu m ukaddem em in ilk satırlarını dediğim g ib i şairliği, karakteri, hl meti k â fi d ereced e izah edilm em iş ol: Naci’ nin şahsiyetini m uhtelif cep h ele den tebarü z ettirm ek n iyetindeyim .
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi