• Sonuç bulunamadı

İstanbul çeşmeleri ve sebilleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul çeşmeleri ve sebilleri"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"TT

*->%

İstanbul Çeşmeleri ye Sebilleri

Halka kolaylıkla ve nezih bir şekilde su­

yun tevzi işini karşılamak üzere dedeleri­

miz, ninelerimiz öyle güzel çeşme, selsebil, ve sebiller yaptırmışlardır ki, örneğine başka yerde rastlanamaz. Hele İstanbul’da olduğu ka­ dar çok ve birbirlerinden nefis çeşme ve sebil dünyanın hiç bir yerinde yoktur.

İşte bu zevk ve hayırseverlik mahsulü o- larak, çeşme ve sebil mimarisi diyebileceğimiz, bir sanat varlığı vücut bulmuş, türlü türlü süs­ lemeler yapılmış; taşıdıkları kitabeler yüzün­ den edebiyatımıza kadar tesir etmiştir.

Vuslatı havzı sefayı kalbe istersem delil Rahı Mevlâda sirişkm kıl misali selsebil

Çeşme, esas itibariyle, su hâzinesi, çeşme âyinesi, yalak, su kaplarını koymağa mahsus yerler, bir de su alanları yağmur ve güneşten korumak için saçaktan mürekkeptir. Fakat çeş­ meler göreceği vazifeye göre değişir. Saka çeş­ meleri, sade ve büyük lüleli ve bazan yanyana bir kaç tane olur. Buradan sakalar, atların ü- zerindeki meşin kırbalara su doldurur ve küp­ lere doğrudan doğruya boşaltırlardı. Meşin kır­ balar sıhhî olmadığından bahisle Cemil Paşa­

nın Şehreminliği zamanında menedilmişti. Ba­ zı çeşmelerin yanında büyük yalaklar bulunur ki, burada atlar sulanırdı. Meydan çeşmeleri­ nin ise her cephesinde musluklar bulunurdu.

Bir de halkın su içmesi ve testilerle su

ta-Topkapı Sarayında bir oda çeşmesi Fontaine dans un appartement du Vieux - Sérail

(2)

EYLÜL 1947 7

Topkapı Sarayında hanım kurnası Fontaine dans un des bains du Palais de Topkapı —

Vieux Sérail

şıması için yapılan çeşmeler vardır ki bunlar zarif ve süslü eserlerdir. Mermer aynaları, klâ­ sik devirlerden başlayarak zamanına göre oy­ malar, kabartmalar, çiçekler, kitabelerle be­ zelidir. Saçakları süslüdür. Yanlarında ince bir zincirle asılı, pirinç veya bakır tasları bulunur­ du. Fakat bunları koparmak ve hele çalmak kimsenin hatırına gelmezdi. Kubbesine tırma­ narak kurşunları aşıracak tiynette hırsızlar da türememişti. Şimdi hatıra bir sual geliyor: Acaba İstanbul’da vaktiyle kaç çeşme vardı? Binden pek fazla olduğu muhakkak. Çünkü bu kadar bakımsızlıktan ve tahripten sonra 689 çeşmenin kalmış olduğunu değerli arkadaşımız İbrahim Tanışığın İstanbul çeşmeleri adlı iki ciltlik kitabından öğreniyoruz. Büyük bir emek mahsulü olan bu kitabı karıştırdıkça, ne kadar hayır sahibi varmış, ne kadar zevk ve sanat varmış!... On beşinci asırdan başlıyarak 19 ncu aşıra kadar bu çeşit çeşit mermer süslemeler hakikaten bir âlem. Fakat bu çeşmelerin bugün

pek azı istisna edilirse, yüzlercesinin birer ku­ ru çeşme olduğunu söylemeğe hâcet var mı? Hem de taşları kırılmış, musluklarından eser kalmıyan birer harabe. Her gün de sayıları a- zalmakta. Kalan çeşmelerin en saııatkârane o- lanları da Galata Bereketzade çeşmesi, Üskü- darda Ahmet III ve Tophanede Mehmet I mey­ dan çeşmeleridir.

Bereketzade çeşmesi Galata kulesi civa­ rında, 1732 yılında yapılmıştır. İki yanında u- fak iki çeşme olup etrafı tabaklar içinde, çeşit­ li meyva, ve vazolardan çıkan çiçek motiflerde bezenmiş olup üzerinde büyük bir kitabesi var­ dır. Tahminen otuz sene evvel İstanbul Muhip- ler Cemiyeti tarafından tamir ettirilmişti. Şim­ di yine onar ima ve bakıma muhtaçtır.

Üsküdar çeşmesine gelince, maalesef mey­ dan tanzim edilirken yükseltilmiş, bu güzel çeşme topraklara gömülerek cidden bir ucube halini almıştır. Dikkatsizlik yüzünden bazı süs­ lemeleri de parçalanmıştır. Halbuki böyle bir eseri toprağa gömmek değil, bunun için bir meydan yapmağa lâyıktır. Tophane çeşmesinin ise geniş ve sanatkârane olan saçakları hayli evvel kaldırılmış, son zamanlarda da iki cep­ hesi parmaklık ile çevrilerek kapatılmış, şimdi buraları varil ve diğer eşya deposu olarak kul­ lanılıyor. Halbuki bu çeşmenin cephelerindeki kabartma süslemeler cidden birer tablo güzel- liğindedir. Devlet elinde bulunan bu iki tara­ fının açılması ufak bir himmet ve şehire kar­ şı gösterilecek bir sevgi işinden ibarettir.

Galatada Azapkapıdaki çeşmenin durumu ise yürekler acısıdır. Senelerdenberi tamir edi­ leceği vadolunur, keşifler hazırlanır, fakat ele alınmaz.

Diğer bir takım çeşmeler daha vardır ki

Topkapı Sarayında bir selsebil

(3)

8 TÜRKİYE TURİNG ve OTOMOBİL KURUMU

Üskiidarda Atik Valide Sultan Cami şadırvanı

Fontaine circulaire des ablutions dans la cour de la Valide - Sultane à Scutari

bunlar evlerin içinde ve sofalarında bulunur. Beylerbeyindeki Hasip Paşa yalısında solonla- rın dönüm yerlerinde pek nefis aynalı çeşme­ ler bulunmaktadır. Bunlar birer lavabodur. Fakat bunun daha nefisi ve klâsiklerini Topka- pı Sarayında görürüz. Ahmet I zamanında ya­ pılmış olan odadaki sedef, bağ işlemeli dolap kapakları açılınca karşımıza, mermer kabart­ malı altın yaldızlı, kitabeli, çeşmeler çıkar. Bu güzellikte bir lâvabo, bugünün en muhte­ şem binalarında bulunamaz. Bazı odalarda ise mütenazır ve renkli mermerlerden mozayikli bir kaç çeşme birden yapılmıştır. Diğer birin­ de ise Mimar Sinanın yaptığı çeşmenin aynası­ nın üst kısmı hem çinilerle bezenmiş, hem de renkli mermer mozayık ile işlenmiştir. Bu da yetişmemiş ve ayrıca kalem işleri ile süslen­ miş. Akan sularda setçiklerden, ufak lüleler­ den dolup boşalmaktadır.

Bazı sofralardaki çeşmelerin suyu öyle kıvrımlı ve oymalı yollardan akmaktadır ki sa­ atlerce seyrine doyulmaz bir cetvel simin (gü­ müş yol) dur. Bazı oda ve divanhanelerde de, Kanlıca yalısında, Emirgân yalısında olduğu gibi, birer fıskiye bulunur ki o da ayrı bir â- lem. Yine Topkapı Sarayında, Veliaht dairesi­

nin iki odasında, ve sünnet odasında her pen­ cerenin içinde karşılıklı olarak birer selsebil ve ufak çeşmeler, lüleler bulunmakta, bunla­ rın mermerleri de mısralar, kabartma lâle ve karanfil süslemeleri sarmıştır.

Velhasıl dedelerimiz, suyun akışını, dam­ lasını bir tablo gibi çerçevelemiş ve tatlı sesi­ ni, san’at güzellikleriyle mezcederek bir ruh

Terrasse du barrage d’eaux (époque de Sultan Mahmoud I)

gıdası haline getirmiş, sedirlerinin başucuna bir radyo edasiyle koymuş ve dinlemiştir.

Tahsin Ö Z

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

I n 1932, Mounier–Kuhn first presented the clinical, radiographic, and bronchoscopic findings of a syndrome which consisted of dilatation of the trachea and main- stem

Grup (Sham grubu): Kobaylara her iki gözde 90 dakika basınçla indüklenen iskemi peryodundan 1 saat önce ve 2 günlük reperfüzyon süreci boyunca 0,1 cc salin solüsyonu

İnfertil erkeklerde somatik kromozom anomali insidansının %2.2 ve 19.6 arasında olduğu rapor edilmiş olup cinsiyet kromozom anomalileri otozomal anomalilerden daha yüksek

Diğer bir munakkid, mühendis olduğu için daha salahiyyetdar olan diğer bir munakkid makine hayatının büyük hid- metlerini gösteriyor; bunu da ‘aynen terceme

yüzyılın ilk yarısında Gent Antlaşması (1814) ve bilahare Monroe Doktrini’nin etkisiyle iç ve dış güvenlik siyasetine sınırlı bir çer- çeveden bakmıştır.

Tablosunu satmak ve akıl hastahanesinde kaldığı günlerde Fikret Mualla’yı sıkça ziyaret etmekle ressamımızın yakın

Klinik Bakteriyoloji ve ‹nfeksiyon Hastal›klar› Anabi- lim Dal›’na Ocak-Temmuz 2001 tarihleri aras›nda, akut pa- rotit ve orflit klinik tablosuyla baflvuran ya da ayn›

Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi’nde ilk VRE izolasyonunu takip eden hafta içerisinde bir gün bo- yunca, YBB ve cerrahi servislerde yatmakta olan 49 hasta ile