• Sonuç bulunamadı

"Nivark Osmanyan" Musiki Dergisi'nin onuncu sayısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Nivark Osmanyan" Musiki Dergisi'nin onuncu sayısı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

NİVAK OSMANYAN MUSİKÎ DERGİSİ

~ W

İ

* M -

^

t

. t V S 9

=>-_________________ frfcU*.

I ' ) ' ) *

s - y ?z

“Nivak Osmanyan”

Musikî Dergisi’nin

Onuncu Sayısı

KEVORK PAMUKCİYAN

Atatürk musiki, adı Türklere izafe edilmekle birlikte, hiç

kuşkusuz, Türkler kadar, diğer anasır-ı Osmanînin de

eseri olmuştur. Burada, 115 yıl önceki bir dergi sayısı

aracılığıyla, Alaturka’ya Ermeni katkısı ve hizmetleri

geçen bazı besteciler üstünde duruluyor.

ARAP harfli Türkçe ve Ermenice ola­

rak, 1875’de İstanbul’da, ünlü musiki­ şinas Nigoğos Taşciyan (1841-1885) ile kardeşi Hagop Taşciyan (? - 1910) ta­ rafın d a n neşredilen, “ N iva k Osmanyan” (Osmanlı Nağmesi) adlı dergi bilinmekle beraber, şimdiye kadar hiçbir sayısı hakkında bilgi mevcut de­ ğildi.

Geçen senenin ikinci yarısında, rah­ metli mesai arkadaşımız, geniş genel kültürü ile daima anılacak olan, Kirkor Abaciyan’ın (1924-1989) kütüphanesi­ ni ve arşivini tasnif ederken, mezkûr derginin onuncu sayısına tesadüf edin­ ce çok sevindik. Müteveffanın zevcesi sayın Ovsanna Abaciyan, bazı gazete ve dergilerle birlikte, onu da bize hediye etmek lûtfunda bulundu. Kendisine bu­ rada da teşekkür ediyoruz. İlerde baş­ kaları da istifade etsin diye, fotokopi­ sini çektirdikten sonra, biz de onu Er­ meni Patrikhanesi’ne hediye ettik.

Asıl mevzuya geçmeden, önce Nigo­ ğos Taşciyan’ı tanıtmak istiyoruz. Başlıca kaynağımız, Papaz Aristates Hisarlıyan’ın (1856-1937), 1914’de İs-22 • 21 4

tanbul’da neşredilen Badmutyun Hay Tzaynakrutyan (Ermeni Musikisi Tari­ hi) adlı kıymetli eserdir (s. 117-123).

Adı daima minnetle anılan bestekâr, 1841 ’de İstanbul’un Hasköy semtinde doğdu. Tahsilini oradaki Nersesyan Mektebi’nde yaptı. Burada, Kapriel Ye- ranyan’dan (1827-1862), Hampartzum ve Batı notalarını meşketti. 1861’de, onunla beraber “Kınar Haykakan” (Ermeni Santuru) adında Ermenice ya­ rım aylık bir musiki dergisi çıkardı. 13 Ekim 1862’de, Yeranyan öldükten bir kaç ay sonra kapandı. 1863 yılı Ağus­ tos ayından itibaren, bir müddet yalnız başına neşretti. 1863’de, Dikran Çuha- ciyan (1836-1898) ve Vartan Papazyan’- la birlikte, “Osmanyan Yerajışdutyun” (Osmanlı Musikisi) isminde bir dergi daha çıkardı. Burada, D. Çuhaciyan’- ın birkaç bestesi dercedilm iştir. 1864’de, ünlü yazar Hovannes Dero- yentz’in (1801-1888) m atbaasında, “Nor Yerker” (Yeni Şarkılar) adlı bir nota defteri yayınladı. Aynı yıl, İstan­ bul’da neşredilen “Jamanak” (Vakit) gazetesinde, musikiye dair birkaç ma­

kalesi de dercedildi. 1870 sıralarında, Kumkapı’daki Mezburyan karma, ve Samatya’daki Akabyan kız mekteple­ rinde, musiki öğretmenliği yaptı.

1871 ’de, meçhul bir matbaada neş­ redilen Yerkaran Akabyan Varjarini (Akabyan Okulu Şarkıları) adlı 14 say­ falık (14 x 19cm.) bir mecmuada, Taş- ciyan’ın Ermenice yedi, ve Ermeni harf­ li Türkçe dört şarkısı mevcuttur. Güf­ telerin üçünü Hayri Efendi, dördüncü­ sünü ise Rifat isminde bir şahıs kaleme almıştır. Bunlardan maada, Ermenice dinî ve lâdinî sair besteleri de vardır.

1873’de, Baş Patrik Dördüncü Ke- vork(1813-1882) onu Eçmiadzin’e da­ vet etti. Oradaki Kevorkyan Ruhban Mektebi’nde musiki dersleri verdi. 1874’de aynı yerde, Tasakirk Yegeğet- zakan Yerajışdutyan (Kilise Musiki Ders Kitabı) adlı bir çalışması neşredi- di. Aynı yıl, Tzaynakryal Yerketzoğut- yunk Sırpo Badaraki (Notalı Kuddas-ı Şerif Âyini) ismindeki eseri de yayınla­ dı. 1875’de ise, Tzaynakryal Şarakan Hokevor Yerkotz (Notalı Şarakan İlâ­ hileri) tesmiye olunan, 1000 sayfalık şa­ heseri basıldı. 1877’de, notalı yeni bir İlâhiler kitabı daha neşredildi.

1879’da İstanbul’a dönerek, Kumka- pı’daki Patrikhane Meryem Ana Kili- sesi’ne baş muganni, Bezciyan Okulu’- na ise musiki öğretmeni tayin edildi, ve ölümüne kadar işbu görevlerini sürdür­ dü.

9 Eylül 1885’de âniden vefat ederek, Hasköy Mezarlığı’na gömüldü.

Taşciyan, 1869’da Vasiluhi Mısırlı- yan adında bir kızla evlenerek, üç kızı

(2)

NİVAK

OSM AN YAN

MUSİKÎ DERGİSİ

Nigoğos Taşçıyarı.

dünyaya gelmiştir. Eşi, Udî Hapet Mı- sırlıyan’ın (1850-1919) kızkardeşi ola­ bilir, zira o da Kumkapı’da ikâmet et­ miştir ve yaşı da uymaktadır.

Yetiştirdiği şakirdleri arasında, Kir- kor Mehteryan (1866-1937), Kirkor Çulhayan (1868-1938), Arap Pıjişkyan (1846-1908), Mihran Cerrahyan (1866- 1922’den sonra), Rupen Civanyan ve Dikran Keresteciyan kayda değer.

Nigoğos Taşciyan’m biyografisini, bir anekdotla noktalamak istiyoruz. Onu bizzat, ünlü riyaziyeci Prof. Kir­ kor Kömürciyan-Kömürcan (1868- 1958), yaklaşık kırk yıl önce tarafımı­ za anlatılmıştı.

Çalışkanlığın emsalsiz bir timsali olan, rahmetli müderris ve müellif, 1880 sıralarında, Bezciyan Mektebi’nde Taşciyan’m talebeleri arasında

bulun-"Osmanlı Mağmesi” adlı derginin 10. sa­ yısının kapağı ve bir sayfası.

muştu. Bir gün sınıfta soytarı bir tale­ be, onun dersinde yaramazlık yapar. O da her nedense Kömürciyan’dan şüphe­ lenir, ve yavaş yavaş sesizce yanına ge­ lerek aniden kuvvetli bir tokat indirir. Kömürciyan ise neye uğradığını anlaya­ maz ve kendisinin suçsuz olduğunu haykırır. Rahmetli ömrünün sonuna kadar bu tokadı unutamamıştı ve Taş- ciyan’ı da affetmemişti. Onun çok de­ ğerli bir musikişinas olmasına rağmen, çok öfkeli olduğunu beyan etmişti. Bu son husus esasen simasından da anla­ şılmaktadır.

Şimdi de dergi hakkında bilgiler ve­ relim. Dizgi çapı 24 x 33cm. dir. Sayın Prof. Kemal Beydilli ve sayın Turgut Kut Beylere göre, isim sayfasındaki Türkçe adı “Nağamat-ı Osmaniye”dir. Bugünkü ifade ile “Osmanlı Nağmele­ ri” diyebiliriz. Yine aynı sayfada Erme­ nice yazıların tercümesi de şudur:

‘‘Osmanlı Nağmesi - Yarım aylık ga­ zele - Alaturka makamlara mahsus - Pi­ yano ve sair musiki âletleri için hazır­ lanmıştır - Birinci dönem - Sahibi ve ya­ yıncıları - Nigoğos ve Hagop Taşciyan - Alaturka ve Alafranga nağmelerine mahsus çalgı öğretmenleri - İstanbul - H. K avaf yan matbaası - 1875”

34. cü sayfada, Ermenice başlık ola­ rak, derginin ismi altında, “Peşrev Hü­ seynî, 9.cu sayıdan devam ve son ” ya­ zılıdır. Bestekârı maalesef zikredilme- miştir. İşbu sayfada ve diğer sayfalar­ da beş yerde “teslim” kelimesine tesa­ düf edilmektedir. İzahatını, sayın Yıl­ maz Öztuna Bey’in, Türk Musikisi A n ­ siklopedisi’ nde bulmak mümkündür, (cilt II., kısım 2, s. 316b)

35. ci sayfada, Reşid Efendi’nin Se- mâi Hüseynî bestesi başlamaktadır ve 37.ci sayfanın sonuna kadar devam et­ mektedir. Ancak bitip bitmediği husu­

sunda bir kayıt yoktur. İşbu bestecinin adı, mezkûr Türk Musikisi Ansiklope­ disinde, Râşid Efendi şeklinde geçmiş­ tir (cilt II. kısım 2, s. 169a). Aynı kay­ nağa göre, yaklaşık 1820’de doğup, yi­ ne yaklaşık 1892’de vefat etmiştir. Bi­ yografisinde kaydedilen eserleri arasın­ da, Semâi Hüseynî adında bir bestesi­ ne rastgelmedik. Binaenaleyh, bu ba­ kımdan da nota risalesi önemlidir.

37.ci sayfada, 2.5 x 3.5cm eb’adın- da bir mühür görülmektedir ki, üzerin­ de Ermenice olarak NİGOĞOS VE HAGOP TAŞCİYAN - 1875 okunmak­ tadır. 1873’den beri Nigoğos Taşciyan Eçmiadzin’de bulunduğuna göre, işbu mühürün ve derginin taşıdığı 1875 ta­ rihinden, notaların kardeşi Hagop Taş- çiyan tarafından neşredildiği anlaşıl­ maktadır. Hazırlanması ise, muhteme­ len daha önce beraber yapılmıştır.

Derginin son sayfasındaki Ermenice ilânda, iki haftada bir, Alaturka muh­ telif seçkin makamlar üzerinde bestele­ nen gezintilerle, peşrevlerle, eski ve ye­ ni şarkılarla ve bazen de Alafranga mu­ siki ile neşredildiği, senelik abonman ücretinin peşin 80 Krş. altı aylığının 45 Krş. herbir nüshasının fiyatının ise, bir çeyrek Mecid olduğu, yazıhanelerinin hjuru Osmaniye Caddesi, Kapalı Furun sırasında, No. 41’de bulunduğu, mec­ muanın da Çamakçılar Yokuşu’nda, H. Kavafyan’ın Kitabevi’nde ve Sultan Ba- yazid, Okçularbaşı, M. Sarafim’in oku­ ma salonunda elden satıldığı iş’ar olun­ muştur.

Yazımızın sonunda, matbaacı Hov- sep Kavafyan’dan da birkaç satırla bah­ setmek istiyoruz. Kaynağımız Teotik Labcinciyan’ın (1873-1928) Dib u Dar (Baskı ve Harf) adlı eseridir (İstanbul, 1912, s. 90-92).

16 Ekim 1837’de, İstanbul’un Balat semtinde doğdu. Önce Mahmudpaşa’- da bir kitabevi açtı. 1860’da, aynı yer­ de bulunan Kürkçü Ham ’nda bir m at­ baa tesis etti. 1892’de işten çekilerek, kitabevini Boğos Balentz’e (1862-1944), matbaasını ise, işçilerinden Mihran Pa- pazyan’a devretti. 1895-1896 yılları Er­ meni vukuatı esnasında Bulgaristan’a hicret ederek, önce Razgrad’a sonra da Şumlu’ya yerleşti. Yaklaşık 1912’de, ikinci şehirde hâlâ yaşamakta idi. Sö­ zümüzü bitirirken, Taşciyan’a çağdaş ve ismini taşıyan iki ünlü ermeni musi­ kişinasının da mecudiyetini kaydetme­ ği lüzumlu görüyoruz. Birincisi meşhur bestekâr Topkapı’lı Nigoğos Ağa Mel- konyan’dır ki, 1890’da öldüğünü Erme­ ni Patrikhanesi’nin Arşivi’nden tesbit ettik. Doğumu 1820’dedir. İkincisi ise, Saray kemancısı, yine Topkapı’lı Nigo­ ğos Hüdaverdiyan’dır. Beykoz Ermeni Kilisesi’nin vefiat kütüğünde, 25 Ağus­ tos 1884’de, 55 yaşında olduğu halde, orada veremden öldüğü kayıtlıdır.

¿3 • 2/5

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

• Romanın tartışılması bence bir gerek- Ulikti. Üstelik geç kalınmış bir tartışma bu. Birçok konu ve alanda olduğu gibi, romanımı­ zın

Fakat asıl sürpriz, daha sonra gelen sebzeli kalkan oldu.yeşil salata yaprağıy­ la pişirilmiş olan ve bizim hemen kuzu ka­ pamadan galat, kalkan kapama adını

The Grand Vezir, who as the sultan’s representative enjoyed unlim ited powers beyond the walls o f the palace, was deprived o f a ll authority once he entered this

6) Çarşı dünya yüzünde bir misli daha olma­ yan orijinal bir eser olarak gerek memleketi­ mizde ve gerek âlemi medeniyetteki hükümet­ lerce tanınmış ve

Bu iş Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Er- tuğrul Özkök’ün yazdığı gibi “Cem Karaca’nın an­ nesinin Ermeni olması neyi değiştirdi ki, Sabiha G

hükümlerine dayanmış ve böylece bir ilke imza atmıştır. 1968 yılından itibaren Almanya'da ikamet eden ve bu süre içerisinde belli dönemlerde de çalışan İspanyol

Vartholom eos’un göreve res­ men başlam ası nedeniyle dün düzenlenen törene katılm ak için İstanbul ’a gelen Yunanistan Başbakanı Konstantin M itsota­ kis, C

Memleketimizin bu güzide şahsiyetlerine uzun ömürler ve saadetler dilerken, bundan evvel yapılmış olan ayni, ma­ hiyetteki jübilelerde yer al - mış bulunan,