• Sonuç bulunamadı

Türkçülüğe karşı Haçlı Seferi ve çektiklerimiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkçülüğe karşı Haçlı Seferi ve çektiklerimiz"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tanımalar

ve

T a n ış m a la r

Y

AZD IĞ IM kitap hem

hâtırat, hem bir

tarihtir.

hir

Kısa bir zaman için Türki-

yeyi çalkandıran

Irkçılık • Tu­

rancılık meselesi fik ir tarihimiz

bakımından olduğu kadar siyasi

tarih yönünden de İncelenmeğe

değer çaptadır. Vak’amn içinde

yaşamış bir insan olarak bu yaz­

dıklarım, gelecek yüzyılın tarih­

çisi için ana kaynaklardan biri

olacaktır.

Her tarih, maksada girmeden

önceki hazırlayıcı bir

bölümle

başlar. Ben de Öyle yapacağım.

Okuyanların daha iyi anlaması,

sebepsiz gibi görünen olayların

aydınlanması için bir

önüııçle

başlayacağını.

Hail: Partisini tanıyorum

1930 da Edebiyat Fakültesini

bitirdikten sonra Türkiyat Ens­

titüsüne asistan olmuştum. Halk

Fartisini bu sırada tanıdım. Şöy­

le ki: 1933 Temmzunda Arık ar a,-

da toplanan Birinci Tarih Kon­

gresi aklın ve ilmin asla kabul

edemiyeceği bir hava içinde bo­

calar, Bayan  fe tin

Köprülü

Fuat gibi tanınmış bir profesöre

ders vermesi gibi hârikalara sa­

hil olur ve sözüm ona yeni yeni

ilim ufukları açıp yeni keşifler

yaparken bir Halk Partili, ünlü

profesör Zeki Velidi’ yi hiç bir

şdy bilmemekle suçlandırdı

ve:

♦Zeki Velidi Beyin Darülfünun­

daki kürsüsü önünde talebe ola­

rak bulunmadığıma çok şükredi­

yorum

(1 ) dedi.

Türk tarihi üzerindeki otorite­

si hütiin dünyada tanınmış olan

Zeki V elidi’ vi teehil eden

bu

n-—zuhur bilgin, doktor Resid Ga-

lip’ti. Kırkından sonra saz çal­

mağa başlayanların notaya ve u-

sule pek aldırış

etmiyecekleri

nn” hakkak olmakla beraber dok­

tor fazla ileri gitmiş, beni ve Ze­

ki Velrdi'nin diğer talebelerini,

hattâ faiebesi olmı.vanlan Öfke­

lendirmişti (2 ).

Diğer yedi ki­

şiyle birlikte ona derhal bir tel­

graf çektim:

Biz işe Zeki V elidî’ nin talebe­

si olmakla iftihar ederiz.

Bir de Zeki Velidî'ye yolladık:

Tebrik ederiz.

Reşit Galib'e çekilen

telgraf,

kongrede bulunanların tabirime

bomba gibi patladı. Belliydi ki

Halk Partisi küeiik sesleri bom­

ba gürültüsü sanacak kadar öd­

lekti.

Kongre ve telgraf temmuz a-

yımkı olmuştu. Bizim bomba u-

ğttrîıı gelmiş olacak ki, 19 eylül

1932 de Reşit Galip Maarif Ve­

killiğine getirildi. Devrimci ol­

duğunu göstermeliydi. 13 ağustos

1933 tarihine kadar süren vekil­

liğ i sırasındaki en mühim icra­

atı, hiç şüphesiz inkılâbı koru­

mak kaygısı ile, beni asistanlık­

tan alarak Malatya ortaokuluna

Türkçe öğretmeni diye tayin et­

mesi ıldu (13 mart 1933).

Halk Partisi

iie

tanışmağa

baslıvorduııı. Nazik bir eda ile

silindir şapkasını çıkararak elini

uzatmış ve kendisini takdim et­

mişti:

— «Bendeniz Halk Partisi...»

Ben de nezakette ondan aşağı

değildim:

— «Teşerrüf ettim efendim..»

**

8 nisan 1933 de Malatya'da va­

zifeye başladım, ömür bir yerdi.

Devletin kâğıt parasına pek iti­

bar yoktu. Liraları, daha eksiği­

ne çil Osnıanh kuruşlariyle de­

ğiştiriyor. kahvelerde bu çilleri

harcıyorduk. Kahve

deyip

de

geçmemeli... Buraları bir türlü

akademi idi. Okuldan çıkan öğ­

retmenler

soluğu

kahvelerde

alır, hararetli tavla maçları ya-

p ılıi’Jı. Garsonlar, tıkalı yoldan

...'■

zaman «par

KARSI

VE

don» diye müsaade almasını bili­

yorlardı.

Halk Partisinin tedbirli ve fe­

yizli idaresi sınıflarda da gözü­

küyordu.

Trahomlu

talebeler

dershanelerin arka

tarafındaki

ayrı sıralarda otururlardı. Fakat

biz ödev kâğıtlarını

toplarken

hepsini birbirine karıştırmak ih­

tiyatsızlığını yapardık. Çocukla­

rın da ayrılığa pek aldırış ettik­

leri yoktu. Birbirlerinin sıraları­

na geçerlerdi. Öğrencileri

tra­

homlu. trahomsuz diye ikiye ayır­

mak, milleti ikiye bölmek, belki

de bir nevi ırkçılık olsa gerekti.

Demokrat millet buna tahammül

etmemekte haklıydı. İmtiyazsız,

sınıfsız, kaynaşmış bir millet de­

ğil miydik?

Trahom meselesin­

de de talebe birbiriyle, biz de ta­

lebeyle kaynaşıp gitmiştik.

Bir defa trahomla savaş dok­

toruna gittiındi.

Gözlerim kan-

lanmıştı. O zaman hükümet çok

müsamahakârmış...

1944 te ol­

saydı gözü kanlı, katil, faşist di­

ye adamı tevkif ederlerdi. Dok

tor rind hir adamdı.

«Trahom

bulaşıcı bir hastalıktır diye te­

davi ediyoruz ama aldırma. Bu­

laşıcı olsa şimdiye kadar hepimi­

ze geçerdi*

diye kestirip attı.

Türkiyede mikrop olmadığı hak-

kındaki nazariye doğru çıkıyor­

du.

Anlaşılan, mikrop denen hay­

vancağız güllük, gülistanlık yer­

lerden hoşlanıyor; çöplük, çöpis-

taıılıklaıa iltifat buyurmuyordu.

Vahııt da doktor

İzzeddin Şa-

dan'ın dediği gibi mikrop

Pas-teur'ün ve Koch’un uydurmasty-

dı. Kim görmüştü ki? Tanrının

yaptığı gözle görülmiyen bu ya­

ratık, insanın yaptığı

mikros­

kopla mı görülecekti?

Malatya’ da dört ay kadar kal­

dım. Edirne Lisesi edebiyat öğ­

retmenliğine tayinim

şüphesiz

bir yükselişti.

Ekselans

Halk

Partisi bana:

Yüksel ki yerin bu yer değildir,

Öğretmen oluş hüner değildir.

Diyordu.

11 eylül 1933 te Edirne'de işe

başladım.

Doğrusu Malatya’ dan

ayrılmak pek kolay değildi. Ora­

da çok orijinal öğretmenler var­

dı. Orta okulun Rıza adında bir

müdür yardımcısı vardı ki üç ay

önceki gazeteleri okur ve

bazı

makaleleri deftere kopya eder­

di. Günü gününe kopya etmeğe

yetiştirenaediği için o zaman üç

aylık bir geri kalış olmuştu. A l­

lah selâmet versin, hâlâ

aynı

metodla gidiyorsa şimdi İkinci

Cihan Savaşma başlamış olmalı­

dır.

Bir tabiiye öğretmeni «Saraç

amca» vardı ki akşamları iki ka­

deh içince tek başına «mütead­

dit ordulara karşı» harp ettiğin­

den bahsederdi.

Fakat Edirne, Malatya'yı biç

aratmadı. Boru değil,

O s m a n lI­

lara başkentlik

etmiş

şehirdi.

Yahudilerle çingeneler nüfusun

yarısını teşkil ettiği,

bakımsız

olduğu halde yine de gösterişli

bir Tiirk şehriydi. Va o camiler,

ya o Selimiye? Akşamlan gön­

lüm uhreviyetle dolardı.

Erkek Lisesi, Erkek Öğretmen

Okulu, Kız öğretm en Okulu bir­

birine pek yakın, âdeta bir sa­

çacaktı. Öğrenciler uyanık,

öğ­

retmenler kalabalık ve çoğu hiç

olmazsa insanın iyi gününde iyi

kimselerdi.

Ucuzluğa da diyecek

yoktu.

Şimdi masal gibi gelecek ama,

20 - 25 kuruşa mükemmel şekil

de, âdeta sefahet yaparak bir ö-

ğt'ın yemek kabildi.

Hiç unutmam: bîr öğle vakti

lokantada iki çatalla birden ye­

mek yiyen bir adam görmüştüm.

Yanlış anlaşılmasın, iki

çatalla

yemek yiyordu. Görülmeğe değer

manzaraydı.

O

gövdeye

göre

dört çatalla da yese olurdu ama

ben yine yadırgamıştım. Adam­

cağız 100 kuruştan fazla para ö-

deyip çıkmış, benim gibi 20

ku-ÖNSÖZ

1944 - 1945 de bu memlekette bir dram

oynandı. Resmî adı

Irkçılar

Turancılar dâ­

vası» olan bu oyun, ürpertici, acıklı bölümle­

ri yanındaki güldürücü, katıltıcı sahneleriyle

tam bir asri dramdı. Müellifi, nice böyle eser­

lerin yazarı olan İsmet İnönü; rejisörü, mü­

ellifin her kelimesine sadık kalmak, batla ka­

fasından geçenleri anlamak ve aynen sahneye

koymak için hiç bir fedakarlıktan çekinmiyen

Halk Partisi idi.

Dramın yazılışında /nüellifin, şüphesiz, bir

de ilham perisi vardı. Eser sahneye konarken

sUflör-lUk dahi eden bu ilham perisi «Moskof

dostluğu» idi. İlham perisi dendiği zaman göz­

lerde kıvılcımlanan hayalin güzelliği ile bunun

çirkinliği arasındaki yakışıksızlığı bilmiyor de­

ğilim. İler şeyi ezelde Tanrı yazdıyse «İsmet

İnönü» ye «Moskof dostluğu» nu yakıştırmış...

Yok, bir zehaba göre kendi kaderlerini insanlar

çiziyorsa, onu İsmet İnönü kendi adı ile bir­

leştirmiştir. İliç biri değil de yalnız tesadüfse,

ona da verilecek cevap yok. Tesadüf büyük bir

kanund r. Kimini yok yere kahraman, kimini

haksızca hain yapan merhametsiz bir kanun...

Yüzünden bin kat çirkin ve berbat mânası

ile bu ilham perisine ilham zebanisi demek ya­

raşırdı. Peri dedim. Böyle müellif ve piyese

başka türlü peri olamazdı.

Oysaki Türk devlet başkanlar! için şuur

ve gönül kaynağı olacak «kişi» ve «düşünce»

mi yoktu?

Irktan mı arıyorsun? Tonyukuk, A lp Ars­

lan Çengiz Han, Fatih, Yavuz ve daha niceleri..

Dinden mi istiyorsun? Peygamberler...

Disiplin mi özlüyorsun? Hunlar, PrusyalI­

lar...

Şahane mutlakıyet mi? OsmanlIlar...

Demokrasi istiyorsan işte

İngiltere,

işte

Amerika...

İmtiyazsız topluluksa

İsviçre;

ihtırassız

başkansa Washington...

Fakat müellif bunların hiç birini anmadı.

O seçe seçe Moskof'un Stalin inin

dostluğunu

seçti. Yani ölümü, yani intiharı...

Kendisi bir koltuk kaybettim sanıyor. Kol­

tuk değil, bir güler ytiz kaybetti. Tarihin güler

yüzünü hiç bir zaman göremiyecek, ebedi hü­

küm ona iyi bir ad veımiyecek. Tarih, yakış­

madıkları yere çıkanları bağışlanıamıştır.

***

Her dramın bir baş kahramanı olur. Hepsi

de birbirinden üstün olmak üzere

bımun

üç

kahramanı var: Hasan Âli Yücel, Falih Rıfkı

Atay, Nevzat Tandoğan... Hiç bir şövalye roma­

nında eşi olmıyan Uç kahraman, üç silâhşor...

Hasan  li zekâ ve nüktesiyle, Falih Rıfkı

kalemi ve polemiği ile, Nevzat Tandoğan polis

dayağı ve hapsiyle üç korkunç kahraman ki si­

lâhları atom, hidrojen ve kobalt bombalarından

daha yıkıcı...

Ortaklaşa bir

tarafları da

var:

Üçünün

de kökü Türk değil. Tabii bunu mühim bir şey

olduğu için değil, hâtıra kabilinden arzediyo

ı um. Gel de ırkçı olma!

Üç silâhşor, yıkıcı silâhlarını

Türkçülüğe

yöneltip ateş açarak tozu dumana kaltılar. Biı

ara göz gözü görmedi. Duman sıyrıldıktan son

ra bir de baktılar ki silâhları geri tepmiş ve

kendilerinin yüzü gözü kapkara olmuştur. Me­

ğer tabancalarındaki barut, barut değil, kömür

tozu imiş...

Piyesin perdecileri de vardı.

Rejisörden

ve müelliften aldıkları işarete göre perdeyi açıp

kapayan, fakat dramın hevecaniyle

şaşırarak

kendilerini de sahnede, üç kahramanla birlikte

göstermekten geri kalmıyan muhterem ve muh­

teşem perdeciler...

Baş pcıdcci: Sıkıyönetim Komutanı Orge­

neral Sabit Noyan ve yamakları: Duruşma Yar­

gıcı Birinci Sınıf Askeri Hâkim Cevdet Eıkut.

Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı

General Ziya Yazgan ve Savcı Beşinci Sınıl As­

kerî Yargıç Kâznn Alöç.

Y a alkışçılar?

Devlet Radyosu v e basın...

Basın yani dördüncü kuvvet... Halkın, hakkın,

umumî fikrin aynası olan basın; piyesi, müellifi

ve rejisörü çılgınca, coşkunca alkışlıyordu.

Samimî düşünceleri ve vicdanî kanaatleri

böyle olduğu için mi? Adam sen de... Samimi­

yet hayatın en büyük tedbirsizliği, vicdan ise

romantik bir kuruntudan ibarettir. M enfaatle«

ne haber?

Hani hak bellenen bir yola yalnız gidile­

cekti? Canım, yalnız dedikse o kadar da yalnız

değil ya... Korku, dağları bekler... Gideceğiz...

Gideceğiz ama Milli Şefin buyruğu ile ve bank

notlarla birlikte gideceğiz.

O halde yaşasın

cumhuriyet, inkılâp, altı ok vesaire...

Dramın unsurları bununla bitmiş olmuyor.

Onun bir de zoraki figüranları var: Sanık Türk­

çüler... Onlar kendilerine Türkçü diyor ama

meğer yanlış söylüyorlarmış. Asıl Türkçü me­

ğer Falih Rıfkı Atay değil miymiş?

Meğerse

bunlar faşist, gardist. vatan hainleri ııııiş

de

kimsenin haberi yokmuş...

Bu gardistler A l­

manlarla birleşerek Millet Meclisini devirecek

lermiş...

Hepsi iyi, hoş ama şu soıı fıkra biraz açık-

lanmağa muhtaç: Demek 1944 te bir de Millel

Meclisi varmış... Acayip!.

Sözü uzatmıyalnn. Sonunda şu oldu ki fi

güranlar kendilerine verilen rolleri yapmadı

iar. Delikte gizlenmiş olan suflörün iğrenç yü­

zünü görmüşlerdi. Üç silâhşorun, kılıç tutması­

nı bilmedikleri için havaya savurdukları ızga

ra şişlerine, şakşakçıların bütün

yırtınmaları

na ve perdecilerin ikide bir perdeyi açıp kapa­

malarına rağmen figüranlar, suflörün söyledik

leıin i tekrarlamadılar.

Müellifin şekeri arttı, kahramanların ipliği

pazara çıktı. Besili rejisöre inme indi. Perde­

ciler kaçacak delik aradılar. Şakşakçılar... Ma

lûm...

Piyes yarıda kalmış, paradi seyircileri ise

hakikati anlamıştı.

ruşiıık hovardaları şaşkına

çe­

virmişti. Lokanta sahibinden öğ­

rendik, meb'usmuş,

yaDİ

saylav..

Dorğusu,

Halk Partisine teşek­

kür etmeliydik.

Ya bu adattım

sayiaviyetini

alıp da

büyükelçi

diye

bir

yere gÖnderseydi?.

Malatya’ da olduğu gibi Edir­

ne’de de

öğretmenlerin

çoğu

kendilerini

içkiye vermişlerdi.

Garip bir hüzün ruhumuza işler­

di. Yalnızlık duygusu benliğimi­

zi sarardı. Herhangi bir şarkı in­

sanı duygulandırmağa yeterdi.

&

Edirne'nin

Kapalıçarşısındaa

ilk geçişimde şaşırmıştım. Dük­

kâncılar İstanbul Kapalıçarşıstn-

da olduğu gibi bağırıp çağırmı­

yor, müşteri

kızıştırmıyorlardı.

Meğer bütün dükkân

sahipleri

Türkmüş... Demek hâlâ lonca za­

manının ahlâkını yaşatıyorlardı.

Bir gün ortaklaşa bir duygu­

nun dürtüşüyle bir toplantı ya­

pıp m illiyetçi bir dergi

çıkar­

mak için konuştuk. Üç okulun

hocalarından çoğu hazırdı. Der­

ginin adı üzerinde tartışıldı. Bir

iki kişi «M e riç » dedi. Lise mü­

dürü Suııt Kemal «İç te n » olsun

diye orijinal bir fik ir attı. Bazı­

ları da «Düşünce» yi beğendiler.

Erkek öğretm en Okulu müdürü

Reşat Tardıı işi şakaya vurdu:

«M eriç kenarında içten bir dü­

şünce» olıuaz mı?

Eh. serde Irkçılık, Turancılık

var. Turanca bir teklif de ben­

den: Orhun!

Ve arkasından şatafatlı bir sa­

vunma... Toplantımız o zamanki

M illet Meclisi’ vâri bir davranışla

bitti: İttifakla kabul.

Derginin sahibi ben olacaktım.

Para işlerine Erkek

öğretmen

Okulu hocalarından A li Oğuz ba­

kacak, istanbulda bastırılacaktı.

Sııut Kemal, Reşat Tarda, A li

Oğuz.. Bu isimleri yazmak gali­

ba ifşa kabilinden bir şey oldu.

Va 1962 de Halk Partisi iktida­

ra gelir de faşist atsızla işbirli­

ği yapanları sorguya

çekerse...

Bir defa

yazmış

bulunduğum

için de artık geriye dönemem.

Dönmenin her türlüsünden iğre­

nirim. O halde bu üç arkadaşa

kendilerini kollamak kalıyor.

Orhun'un ilk

sayısı 5 kasına

1933 te çıktı.

D e va m ı v a r ı lı Birinci Tarih Kongresi, 388. 2,ı Edebiyat Fakültesinin hangi dalından mezun olduğum hakkın­ da, bazan en yakın dostlarımın bi­ le yanıldıklarını görüyorum. Bi­ zim zamanımızda Edebiyat Fakül­ tesinin dört dalı, o zamanki tabir­ le zümresi vardı: Edebiyat, Tarih, Coğrafya, Felsefe.. Ben Edebiyat zümresi mezunuyum, ki bugün bu­ na Türkoloji dalı diyorlar. Fakat o zamanki usule göre her zümre talebesi, öteki zümrelerden bir d e rs i haftada iki saat, yahut iki derse birer saat devam etmek mecburiyetinde idi. Ben Türk ta­ rihini seçmiştim. Mezun olurken Türk tarihinden de imtihan verdim.

’O O u o

(2)

— II —

E

W e s k i T ü r k t a r ih i h a k k ın d a e p e y z a m a n d ır to p la d ığ ım n o tla r ı « T ü rk t a r ih i ü z e rin ­ d e to p la m a la r» b a ş lığ ı a lt ı n ­ d a y a y ın la m a ğ a b a ş la d ım . B u n u n ö n sö zü n d e de o zam an lis e le rd e o k u tu la n m a h u t d ö r t c i l t l i k T a rih i t e n k it e tt im . B u da ik in c i bo m b a o ld u . D o ğ ru s u n u is te rs e n iz ben e d e b iy a t d e ğ il, a to m fiz iğ i ve k im ­ ya ta h s il e tm e liy m iş im ... S u u t K e m a l'le R eşat T a rd u 'd a ş a fa k a ttı. B ir in c is i lis e n in , İk in c is i e r k e k ö ğ re tm e n o k u lu n u n m ü d ü ­ r ü id ile r . M ü d ü r y a n i H a lk P a r ti­ s in in b ir z a m a n k i d e y im i ile çe- v irg e n .. Ç e v irg e n le r , d o ğ ru d ü r ü s t ç e v ir d ik le r i o k u lla r ın ı b ir Id r o je n b o m b e s iy le d a rm a d a ğ ın ık edem ez­ le r d i. O zam an a to m ve id r o je n b o m b a la rı y o k tu am a d in a m it v a r ­ d ı. D in a m iti p a tla ta n da k e n d ile r i­ n in o r ta k o ld u k la r ı d e rg in in s a h ib i id i. K o r k u y a ln ız d a ğ la rı d e ğ il, zat iş le r i m ü d ü r lü k le r in i de b e k le r... Ç a ğ ırıp b e n im le k o n u ş tu la r . O n ­ la r « illâ » d e d ile r. B en «lâ» d e d im ve so n u n d a Y a v u z S u lta n S e lim 'vâ - r i b i r sözle ta r tış m a y ı b it ir d im : — «Siz a y rıts a n ız b ile be n d e r ­ g iy i te k başım a ç ık a r ırım !» R u h u n a ra h m e t b ü y ü k Y a v u z ! İnsa n seni t a k lit e tm e k le b ile k a r ­ ş ıs ın d a k ile r! s u s tu ru y o r.

A r a lık a y ın ın s o n la rın d a b irk a ç g ü n lü k iz in le is ta n b u la g e lm iş tim . A r k a m d a n 28 A r a lık 1933 t a r ih iy le lis e n in re s m î b ir k â ğ ıd ı y e tiş ti:

V e k â le t-i c e lile r im .2 7 /1 2 /9 3 3 ta ­ r i h l i te lg r a f iy ie V e k â le t e m rin e a- J ın d ığ ın ız b i l d i r il m iş t ir e fe n d im .

B u iş le m , ba na b ild ir ilm e d e n ö n ­ ce is ta n b u ld a d u y u lm u ş ve y a y ıl­ m ış tı. V e k â le te te ş e k k ü r e tm e liy ­ d im . Ç ü n k ü e m r i te lg r a fta b ild ir e ­ re k bana v e r d iğ i e h e m m iy e ti gö s­ te r iy o r d u . D e m e k o n la r k a tın d a ö n e m li k iş ile rd e n o lm u ş tu k . B e n i iş im d e n ç ık a ra n V e k â le t-i c e lile n in o z a m a n k i v e k il-i c e IIIi H ik m e t Ba- y u r 'd u . H a lk P a rtis i k e n d is in i ban3 ta n ı­ tır k e n m a s k e s in i b ira z a ra la m ış , o g ü z e lim y ü z ü n ü n b ir p a rç a s ın ı g ö s te rm iş ti. 30 A r a lı k 1933 te M a a r if V e k â ­ le t in in Z a t iş le r i M ü d ü rlü ğ ü , E d ir ­ n e L is e s in e re sm î b ir yazı y a za ra k v e k â le t e m rin e a lın m a m ın seb ep­ le r in i b ild ir d i. E d irn e L is e s i d e 3 O cak 1934 te ba na b u y a z ın ın su­ r e t in i g ö n d e r d i. Z a t iş le r i M ü d ü r lü ğ ü , b e n im h a ­ r e k e tim , ö ğ r e tm e n le r in t e r f i ve te c z iy e le ri h a k k ın d a elde m e v c u t k a n u n u n cezaya a it h ü k ü m le r in in h iç b ir is in e u y m a m a k la b e ra b e r in k ılâ b ım ız ın m illî k ü lt ü r p re n s ip ­ le r in e a y k ır ı o ld u ğ u te in ö ğ re tm e n ­ l i k y a p a m ıy a c a ğ ım ı b ild ir iy o r d u . M a ske d ü şm ü ş. H a lk P a rtis in in s u r a tı s ırıtm ış tı. B ir y ü z d ü k i s o r­ m a y ın g its in :

Nâmubârek yüzü bin NII-ii-Fırât’ı

kurutur.

B en k ö tü k iş i o lu n c a O r h u n ’a p a ra v e r e re k y a r d ım e d e n ö ğ r e t­ m e n le r, y a n i ü lk ü o r ta k la r ı m be­ n im le i l g ile r in i k e s ip b u n u çok im z a lı b i r yazı ite ba na b ild ir d i­ le r. Y aya k a lm ış ta t a r ağasına b e n z iy o rd u m am a. h a n i y a k ış m ıy o r da d e ğ ild i. Ne de olsa serde T u ­ ra n c ılık v a rd ı. H A L K P A R T İS İN İN P O L İS İ B a k a n lık e m rin e a lın ın c a , y a n i a z lo lu n u n c a is ta n b u la g e lip O r­ h u n 'u te k başım a ç ık a rm a ğ a ba şla ­ d ım E v s a h ib i n e d e n is ta n b u la g e l­ d iğ im i s o rd u . V e k â le t e m rin e a- fın d ığ ım ı s ö y le d im . «Ya, te b r ik e d e rim !» d e d i. T e r f i e tt im san m ış­ tı. Ne de olsa a p a rtım a n s a h ib iy d i. T e fe r r u a tla u ğ ra şa ca k d e ğ ild i.

Bana a y lığ ım ın d ö r tte b ir i nis- b e tin d e a çık m aaşı v e r iy o r la r , bu d a 18 lir a k a d a r b ir şey t u t u y o r ­ d u . SCO nüsha b a sıla n ve h e p si sa­

Y a lm z b i r ik i m e m u r v a r d ı. B e n i de v a k tin n a s ıl g e ç tiğ in i d u y m a - g e tir e n m e m u r o d a d a k iie re g iz lic e d ım . .( b ir ş e y le r s ö y le d ik te n s o n ra ç e k il- O zam an h e n ü z ceza h u k u k u b i l ­ d i. B u ra sı m e m u r la r ın ç a lış m a g ln i o lm a m ış tım am a d e v le ti v e o d a s iy d i. B irç o k m a s a la r b u lu n u - k a n u n la r ı t a h k ir s u ç u n d a n ba şım a y o r d u . N ö b e tç i o la n m e m u r la r m a - iş ç ık a r a c a k la r ın ı s a ğ d u y u İle sez-sa la ra b a tta n iy e s e r iy o r, ik in c i b i r m iş tim . V a s ıta o la n m e m u r g id ip b a tta n iy e y e de s a r ıla ra k y a tıy o r - g e le re k d ir e n d ik ç e b e n de savsa k­ la rd ı. K o n u k s e v e r k iş ile r o la c a k tı la m a t a k t iğ i ile d ü ş m a n ın teşeb* k i, ba na da b ir b a tta n iy e v e r d ile r . b ü s le r în i boşa ç ık a r ıy o r , ona b ü -F a k a t b e n y a tm ıy a ra k sabaha ka - y ü k k a y ıp la r v e r d ir iy o r d u m , ir f a n d a r s a n d a ly e d e o tu rm a y ı te r c ih e t- h e r s e fe rd e b ira z ta v iz a f v e re ve-tim . U y k u s u z g e c e le r... B u n la r , re s o n u n d a s o r u y u : « M e m u rla a-b e n im iç in su d a n d e n e m e le rd i. ra n ız d a g e çe n h â d is e y i a n ia tır.ız »

S abah o ld u . K o m is e r A v n i d e ş e k lin e ç e v irm e k z o ru n d a k a lın c a g ö z ü k m e d i a m m a be n h â lâ a ld a - be n de n ih a y e t s ü n g i s ü n g ü y e sa ­ tıld ı ğ ım ın fa r k ın d a d e ğ ild im . Sa- vaşı k a b u l e ttim . K a le m le y a p ıla -a t le r g e ç ip de m ü d ü r be y ve şu b e c a k b u s ü n g ü le ş m e y i na sıl o ls a m ü d ü rü b e y le ta n ış m a m ız g e c ik t ik - k a z a n ırd ım . Ç ü n k ü b e n T ü r k t ü m . çe bazı m e m u rla ra b a ş v u ra r a k Y a k a rş ı ta r a f?

b e n i d ü n ge ceden b e r i b e k liy e n K a rş ı t a r a f H a lk P a r tis i id i. b u i k i k iş iy e h a b e r u la ş tır m a la r ı- M a ksada b ir d e n b ir e g ir m e k g ö r- - n ı sö yle m e ğ e b a ş la d ım . E m n iy e t g ü y e a y k ır ı o ld u ğ u iç in ya zıya b i r

M ü d ü r lü ğ ü n d e « H a y ır, o la m a z, son- ö n ü n ç le b a ş la d ım . A ç ık v e rm e d e n ra» d iy e b ir şey y o k tu . H e p s i bü - h â d is e y i a n la ttım . im z a m ı a ttp y ü k b i r n e z a k e tle «P eki» d iy o r , fa - v e rd im .

k a t b u p e k i d iy e n le r i b i r da ha D e v le tin te m e li a d a le ttir , a d a le t g ö rm e k k a b il o lm u y o r d u . M e ğ e r olm azsa y ı k ı lı r d e m e k te ne suç, o s ıra d a m e ra k e d e re k b e n i ara- ne de h a k a r e t v a r d ı. A m a H a lk m ağa g e le n zevcem de « P e k i e- P a rtis i ç a ğ ın d a h e r şey h a k a r e t fe n d im , h e m e n ş im d i» d iy e r e k a t- s a y ılır d ı. Z a v a llıc ık la r illâ k i haka* la t ı lı y o r ve b ir in c i ş u b e n in ik i r e t g ö rm e k is te r le r d i,

ka p ısı a ra s ın d a m e k ik d o k u y o r- F a k a t k a n u n la r d a da a ç ık bazı m uş.. k a y ıt la r b u lu n u y o r d u . T a n z im a t

za-Ö ğ le y in , b ira z geç o lm a k la b e ra - m a n ı fık r a s ın d a o ld u ğ u g ib i g â v u - b e r, b e nde ş a fa k a ttı. A ld a tıld ığ ı- ra g â v u r d e n m ly e c e k ti.

m ı ç o k ş ü k ü r a n la y a b ilm iş tim . B u- B iz im yazı b it t ik t e n b ira z s o n ra ra y a n e d e n g e t ir ild iğ im i v e ne za- b e n i b ir in c i şub e m ü d ü r ü n ü n iste

-MİMİ İ l l i m , I l l l l l l l l l , I I I l l l l l l l l l l l l l ... d t C| İ fŞ İ SOy ledilCT. ACŞy İp i H Ü n ç !

Nâmübarek yüzü bin Niİ-ii Fıratı kurutur I § £ £ ^ £ » ( 3 !

J i b e n in k a p ıla rın d a s a a tle rc e oya -... -...-...-...-... -...-... -...-... la n d ık ta n ve « E ve t e fe n d im , p e k i

. , . . . , „ e fe n d im , ş im d i e fe n d im » n a k a r a tile m a na k a d a r k a la c a ğ ım ı b iim e d

i-t ı la n O rh u n 'd a n da b i r ik i i-tir a k â r g e liy o r d u . Y iy ip iç ip H a lk P a r ti­ s in e d u a e tm e liy d im . G a lib a lü k s y a p m a k , lü k s ya şa m a k, h o v a rd a lık e tm e k İste m iş o la c a ğ ım k i y e n i b ir iş b u lm a k iç in de ö te y e b e riy e b a ş v u rd u m . B ir g ü n ö ğ le y e m e ğ i y e r k e n k a ­ p ı ç a lın d ı. B a k tım : R esm î b ir po­ lis. B e n i B e y a z ıt m e rk e z in d e n is­ te d ik le r in i b ild ir d i. « Y e m e ğ im i y i­ y ip g e lir im , sen b e k le m e !» d e d im . Ç ok ace le ve m ü h im o ld u ğ u n u s ö y le d i. « Y e m e ğ im i b ıra k a c a k ka ­ d a r m ü h im m i?» d iy e s o rd u m M ü ­ h im m iş ... B ir lik t e g it t ik . B e n i b ir k o m is e r m u a v in in in k a rş ıs ın a ç ı­ k a r d ı. Bu, Y e d is e k lz H aşan Paşa­ n ın im za a tm a sı g ib i yazı yazan h ö d ü k s e l b ir ş a h s iy e tti. B e k le m e ­ m i s ö y le d i. A c e le b i r iş iç in y e ­ m e k te n k a ld ır ılm ış o ia n a d a m ın acelesizce b e k le tilm e s in d e k i r u h d u r u m u m a lû m .. E pey b ir zam an s o n ra n e y i, k im i, n iç in b e k le d iğ i­ m i s o rd u m . B ir p o lis m e m u ru ge­ le c e k m iş , o n u b e k liy o rm u ş u m ... «B ö yle o la c a ğ ın ı b ils e y d im y e m e k ­ te n k a lk ıp g e lm e z d im !» d e d im . H ö d ü k s e l ş a h s iy e t ta m ba ba d o stu im iş .. Bana ö fk e y le « V a re , sıvışay- d in !» d iy e ö ğ ü t v e r d i.

N ih a y e t, b e k le n e n p o lis m e m u ­ r u g e ld i. A s k e r lik şu b e sin e g id e ­ c e ğ im iz i s ö y le d i; ç ık tık . A s k e r lik şu b e m E m in ö n ü ş u b e s id ir. P olis a k s i is tik a m e te y ö n e lin c e d ik k a t i­ n i ç e k tim «Biz F a tih ş u b e s in e g i­

Yazan:

â i z

d e so ğ u k g ü n le rd e y e m e k od ası; h e p o... O d a d a k i ik i s iv il p o lis b e n i pe k n a z ik â n e s e lâ m la d ıla r. N e za ke te de h iç y ü z ü m y o k tu r . N e de olsa O s m a n lı ve İs ta n b u l te r b iy e s i a l­ m ış tık . K ız g ın lığ ım g e ç ti. S iv il k o m is e r A v n i, m a sa n ın üs­ tü n d e k i b ir y ığ ın m e k tu b u in c e li­ y o r d u . B u m e k tu p la r ı b ir g ü n ön ce M a lte p e d e k l asıl e v im iz d e n d iy o ru z » d e d i. E m in ö n ü a s k e rlik ş u b e s in in F a tih a s k e r lik d a ire s in e b a ğ lı o ld u ğ u n u b iliy o r d u m . « B e lki o ra y a g id iy o r u z d u r » d iy e d ü ş ü n ­ d ü m . P o lis le re g ö re h e r şey d e v­ le t s ır r ı o ld u ğ u iç in b irş e y sö yle ­ m e z le r, a ç ık la m a y a p m a z la rd ı.

G id e g id e F a tih a s k e r lik d a ir e ­ sin e d e ğ il, a s k e r lik şu b e sin e v a r ­ d ık . Y ü zb a şıya b u k e p a z e liğ in ne o ld u ğ u n u s o rd u m . G ü lm e k te n k a tı­ la c a k tı. M e s e le y i a n la ttı: K trık k a - le d e k i a s k e rî o k u la ö ğ re tm e n o l­ m a k iç in d ile k ç e y le b a ş v u rm u ş ­ tu m . M ü n h a lle r i m İ y o k m u ş , ’ : n i m î is te m e m iş le r, h e r neyse, o ra sı m ü h im d e ğ il, o k u l, v e r d iğ im a d re ­ se g ö re b e n i F a tih ş u b e sin e y a k ın d iy e d ü ş ü n e r e k , o ra y a d ile k ç e m in re d ce v a b ın ı g ö n d e rm iş .. Ş ube de, en y a k ın p o lis m e rk e z in e y a z a ra k : «A tsız'a b ild ir in ; boş z a m a n ın d a bize c .ra s ın !» d e m iş. P o lis , «H a­ b e r v e r in , u ğ ra s ın !» ı « M e v c u tlu o la ra k h e m e n g e tir in !» d îy e t e f s ir e tm iş . T e fs ir bu , o la m a z m ı? B iz ne t e f s ir le r g ö rd ü k .

A n la ş ıla n , H a lk P a r tis in in p o lis i önce ateş e d iy o r, s o n ra n iş a n a lı­ y o r d u . T a k t ik m e selesi... B u , m u h te ş e m b ir ta n ış m a tü r e ­ n i id i M e ğ e r m u h te ş e m d e n daha m u h te ş e m b ir ta n ış m a d a h a o la ­ c a k m ış . O da şöyle o ld u : 1940 • 1941 d e rs y ılın d a özel B o­ ğ a z iç i L is e s in in e d e b iy a t ö ğ r e t­ m e n le rin d e n b ir i de b e n d im , 1940 a r a lık a y ın ın son g ü n le rin d e n b i­ r in d e , akşam eve d ö n ü n c e b ir ka ­ la b a lık la k a rş ıla ş tım . K ü ç ü k ço cu ­ ğ u m a b a k m a k da ha k o la y o lsu n d iy e , z e vce m in ö ğ re tm e n lik e tt iğ i G ö ztepe K ız O rta O k u lu n u n t - m k a r ş ıs ın d a k i b ir e v i tu t m u ş tu k . Po­ lis , b e k ç i, m u h ta r , he p o r a yd ı, im a m da olsa d in î - m illî b ir tö ­ re n v a r d iv e c e k tim . iş in ş a k a lık t a r a fı y o k tu : E v b a ­ s ılm ış tı. D aha o z a m a n la rd a da b « n :m ta s la t, H lt le r c l fa la n o ld u ­ ğ u m s ö y le n iy o rd u ya... Z e v c e n in b e n i y a tış tırm a k iç in : «Bazı m e k ­ tu p la r a b a k ıy o rla r !» d e m e sin e « H itle r d e n g e le n m e k tu p la r a mı?» d iy e cevap v e r e re k odaya g ir d im . Z a te n ev aşağı y u k a r ı bu b ü y ü k o d a d a n ib a r e tti. H em m is a f ir k a ­ b u l sa lo n u , h e m y a ta k odası, hem

soba ya km a iş in d e k u lla n m a k ü ze­ re b e n g e tir m iş tim . N asılsa k a l­ m ış b ir y ığ ın m e k tu p tu . B e k ç i ile re s m î p o lis k a p ıd a b e k le r, m u h ta r o d ada is k e m le d e o t u r u r , s iv il m e ­ m u r a y a k ta d u r u r k e n (ç ü n k ü ona ik r a m e d ile c e k is k e m le y o k tu ) , k o m is e r b ilh a s s a E d lrn e d e n g e l­ m iş m e k tu p v a r m ı d iy e a r a ş tır ı­ y o r , b a z ıla rın ı a y ır ıy o r d u . M e ğ e r M e ş h u r S a n a sa rya n h a n ın d a E m n iy e t M ü d ü r lü ğ ü H ik m e t B a y u r m u h ta r la b e k ç i siy a s i ve İd a rî ne­ z a k e tm iş , P o lis ev b a stı d e m e s in ­ le r d iy e ta n ık ve gözcü o la r a k ge­ t i r ilir m iş . in ce zekâ...

E p e y uzu n s ü re n b ir a r a ş tırm a ­ d a n son ra b ir k ıs ım m e k tu p la r ay r ıld ı. S o n ra k o m is e r A v n i bana k u y r u k lu b ir y a la n s ö y le d i: « E m ­ n iy e t m ü d ü rü b e y le şube m ü d ü r ü be y zatı â lin iz i b e k liy o r la r . B u m esele h a k k ın d a b ira z k o n u ş a c a k ­ la r» .

Z a tı â lim bu ya la n a in a n m a k la b e ra b e r g e c e n in k a r a n lığ ın d a , bu k a d a r geç v a k itte b e k le n m e m i ga­ rip s e d im . K o m is e r te m in a t v e rd i. «S izin iç in k a ld ıla r . M e s e le n in ne o ld u ğ u n u da o n la r b iliy o r la r .» D o ğ ru s u , bu k a d a r m ü h im b ir Ş a h siye t o ld u ğ u m u b ilm iy o r d u m .. O n la rın b e n i h e r s u r e tle o lu r ­ sa o lsu n E m n iy e t M ü d ü rlü ğ ü n e g ö tü rm e k iç in e m ir a ld ı k la r ın ı n da fa r k ın d a d e ğ ild im N e zake te y ü z ü m tu tm a z d e d im ya, bu n a z ik a d a m la rı k ırm a m a k iç in y o r g u n a rg :n , kış ge ce sin d e yo la k o y u l­ d u k . Ne de olsa T u rk ü z . T a la n a d o la n a pek a k lım ız e r m iy o r. M u h ta r la b e k ç i y o ld a , re s m i po !is is ta s y o n d a a y r ıld ı. K o m is e r de b ir ik i is ta s y o n son ra k a y b o ld u . Ben ö ’ e k i s iv ille b ir lik t e E m n iy e t M ü d ü r lü ğ ü n ü n h â lâ b u lu n d u ğ u S an a sa rya n h a n ın a g e ld im . Y o l b o y u n c a s ö y le d iğ i en m ü h im lâf

« ü s tü n ü z e a fiy e t, b ira z soğUKİam ı- şım» d e m e k o ld u .

E n ü s t k a tt a k i b ir in c i sün eye, y a n i s iya sî kıs m a ç ık tık . Ne E m n i­ y e t M ü d ü rü , r>e Ş ube M ü d ü r ü —

, . . . .... , , - . _ .. a ld a tıld ık ta n s o n ra E m n iy e t M ü -g ım .ç ın t itiz le n iy o r d u m . P o lis- d ü r lü ğ ü n ü n d iğ e r ş u b e le rin d e n bî-le r bî-le a ra d a ç a tış m a la r b a ş la d ı. r in d e k a d m k o m iS € r o la r a k t a | lia n A d a le t, h a k , h u k u k g ib i n e s n e le re e s k i b ir , ise a rk a d a s ın ı b u lm u ş ve in a n m ış b ir g a f il o la r a k b ir p o lis in o n u n d e lâ le tiy le b ir in c i şube m ü -k a b a lığ ın a : _ d ü r ü n u n y a n m a g ir e r e k d ü n gece-• n ı » ı * ? 5 . ı i . A d a le t- d e n b e r j m e v k u f o ld u ğ u m u fa la n s iz lik le d e v le t y ık ılın , d iy e k a r ş ılık a n |a tm ış , b ir in c i şub e m ü d ü r ü de v e r d im . B ira z s o n ra da ir f a n a d lı 0 za m a n b e n i h a t,r la m .ş .. b ir k o m is e r m u a v in iy le s e r t b i r - , . . . .. _ w

ta r tış m a y a p t.m . O n la r b ir in c i şu- , ..$u..b % n>ü d o r “ 1.E d ÎP. Y a v u l " arf> be ye g e t ir d ik le r i z a v a llıla ra h e r k u î 0/ 1“ m l! ,Y e,9 ' .a d f m r f,‘ t ü r lü m u a m e le y i y a p m a ğ a , fa la k a P o lis le rin d e n ş ik a y e t e tt iğ im iz za-a tm za-a ğ za-a fza-a lza-a n za-a lış m ış o lm za-a k d o lza-a - m a " ' h , ' v.a r b ir .

y is iy le k e n d ile r iy le d iş e d iş, göze ad r « < " ’ t« * b d ¡9*« 3o r .d e r d .g i i k i göz çe kişe n b ir m ü ş te riy e k a tla - m e m u ru n z a v a llı ın g ı z y a k a p a ç a n a m ıy o r la rd , D ö r t y ıl so n ra , 1944 b ' r ! n c l * ubeY e Ş e tırd ,k le r1 r.l a r.U t- d e k i z iy a re tim d e s a ç la r, be m b e ya z, »'•‘. Î 3 " , f ° n r a : “ t 01* akl ' ' ” dÎ d l- ç ö k m ü ş , k e n d is in i a lk o le v e r m iş . T e v k if im in s e b e b in i E d ip Y a v u z o ld u ğ u iç in a r k a d a ş la r, ta r a fın d a n da b ilm iy o r b e n im le g a y e t a ç ık a cın a n b ir in sa n o la r a k g ö rd ü ğ ü m * e s a m ,m ' b , r * e k ,ld e k ° n u ş u y o r - İr f a n b e n i te h d it e t t i: d u ' — « k a p ed e rse başka t ü r l ü B en Ş“ Be m ü d ü r ü n ü n od a sın d a m u a m e le e d e riz !» İk e n sık s ık k o m is e r le r fa la n

ge-V a y !, is le r tık ır ın d a g itm iy o r d u . ¡¡y o r a çık veya g iz li k o n u ş a ra k çi-A m a T ü r k ü z d e d ik ya... T ü r k de- k ı y o r d u j K o m is e r S e d a tla P a r-m e k , h e r zar-m an k i n a c a r ve d a la - ™a ks'J “ am d I Yİ de !lk o n c ,e b “ r a ' v e r e li iş le rd e h e r zam an to y b i r da 9 ? r d “ .m; B ir a r a lık k o m .s e r k iş i d e m e k tir . B en de o s ıra d a 35 m “ a,,.,n .' ' r , a " da S ird ,u v ? * “ b ? ya ş ın d a k ü ç ü k b ir ç o c u k tu m , ir - " ,u d u r u t a r a f.'.'!d.an. , 'H b a r l' t u ­ fa n a d ö r t yü z d ir h e m lik b ir ce va p d o9« m u g o rd u ğ u iç in o la c a k be-v e r d im . B u n u n ü z e rin e d ü ş m a n " ! b a ,' rm a k U Ie f e a «j»'- I

k u v v e tle r i m e rk e z d e n ta a rru z a b !.r d a h ? ses Ç .km a d., İt ib a r k u r -g e - t j. k u n u g iy m iş tim ya , «Y e k ü r k ü m

- ‘ .D e m in y ı k ı lı r d iy e r e k ne- ye !» d iy e b 'lir d im

v i k a s d e tm is tin ? » B ,ra z son ra ?ube m ü d ü r ü n ü n k i-K u v v e tim iz ne k a d a r az o lu rs a ¡a v u z lu ğ o He b ir a ş a ğ .k l k a tt a k i o ls u n , b iz b ü y ü k ( s tr a te ji le r, bo y- ? daus ,n \ 9 ' r-le cep he s a ld . n ş la r ly r-le s a r s ılır ta - d ,k : E m " 'V e» ^ u d ^ ' ' M.ah!V u t , +

k u n d a n d e n ild ik . B a ra j a te ş iy le « f f e r A k a lın da e .d d ı, t e r b iy e li v e k a rs ıh k v e r d im : cm g .b . b ir a d a m d ı. B e n d e b ir şo k - «Sen b e n im d e m in k i sözü m ü « T ' . y a p "?a k , lç m k,sa, ve b ır a k da b u ra d a neye b e k le d iğ im i, k e s k ' " h a t,a r ’au saY.d l' “ k e v le n ‘ m ü d ü r le r le ne zam an g ö rü ş e c e ğ i- m e m d e n de b a h s e tti.

m i sö yle . B u n la r ın c e v a b ım v e rm e - H a lk P a rtis i b e n im b u i l k e v l i n ­ d e n b e n d e n te k k e lim e alam azsın.« ve a y r ılm a m la ço k ilg lle n i-H ızla k a y b o ld u . B ira z s o n ra b ir y o r d u . N ite k im 1944 o la y la rın d a m e m u rla k â ğ ıt y o lla y a ra k b e n i sor- da b u sakız ç iğ n e n d i. A ca b a H a lk g û ya ç e k m e k is te d i. Bu m e m u r P a r tis in in v a r lığ ı m ı te h lik e y e g ır -b e n im le iik ça tışa n ve -b e n d e n «el- * m iş ti? Y o ksa m e m le k e tte m e tin a d lü esâs il-m ü lk » v e c iz e s in i ö ğ re - B ir a ile a h lâ k ın ın ta r a flıs ı o la n b u ne n a d a m d ı. D e m e k irfa n ,- b u tâ fı P3 r , i ç o c u k la ra k ö tü ö r n e k o lm a -y e tiş fir e n o -y d u . s,n d iy e m i b ir ö ğ re tm e n in

boşan-ir f a n la savaşım ız iy i o ld u . H e m m a s ın ı d o ğ ru b u lm u y o r d u ? a ç lığ ım ı ve y o r g u n lu ğ u m u , h e m (Devamı gelecek sayıda)

(3)

III

B

E N M e d e n i k a n u n u n bana v e r d iğ i H a k la r v e y e t k ile r 1- ç in d e , h u su sî h a y a tım ı ilg i­ le n d ir e n b ir iş y a p m ış tım o k a d a r.. B en de o n la rın bo­ şanm a v e y e n id e n e v le n m e le ri h a k k ın d a d o sya tu ts a m acaba T ü r- k iy e d e b ir k â ğ ıt b u h ra n ı o lm a z m ıy d ı? Y a , 1944 m a ğ d u r la rın d a n a rk a d a ş ım ız N u r u lla h B â rm a n g i­ b i d ö r t d e fa e vle n s e m ne o la c a k ­ tı? K e r h a ld e b ir fe lâ k e t o la c a k tı. B u m esele y ü z ü n d e n b e lk i de d e v­ le tin dış s iy a s e ti ile u ğ ra şm a ğ a v a k t i k a lm ıy a c a k v e o n y ıld a o n fceş m ily o n e r y a ra tm a ğ a , y u r d u ç e lik a ğ la rla ö rm e ğ e im k â n bu- iu n m ıy a c a k tı. Sözü u z a tm ıy a lım ; b e n d e n a tm a n m e k tu p la r h a k k ın d a iz a h a t v e rm e k ü ze re y a r ın te k r a r b ir in c i şub eye u ğ ra m a k k a y d iy le o gece se rb e s t b ır a k ıld ım . M e k tu p la r h a k k ın d a k i s o ru la rla c e v a p la rı üç g ü n s ü rd ü . Z a b ıt t u ­ t u lu y o r , a rada m il l i - v a ta n i kısa ta r tış m a la r o lu y o rd u . E d irn e ile m ü n a s e b e tim in ıs ra rlı b ir ş e k ild e s o ru lm a s ın a m âna v e r e m iy o r d u m . B u üç g ü n lü k s o rg u n u n b ü y ü k b ir k ıs m ın d a M u z a ffe r A k a lın da b u ­ lu n d u . İş b i t t i. A ra d a n a y la r g e ç ti. C i­ h a n ın g ü r ü lt ü le r i a ra sın d a ba şım ­ d a n b ö y le b ir v a k a g e ç tiğ in i u n u t­ tu m b ile ... B ir a kşa m , B o ğ a z iç i L is e s in d e k i d e r s im i b i t ir ip a slın d a b i r sa ra y e- ia n o k u lu n k a p ıs ın d a n ç ık tığ ım za­ m a n b e n i b e k lly e n b i r y e d e k su ­ b a y la k a rş ıla ş tım . S e lâ m la ş tık . M a ­ n a lı b ir ş e k ild e yü z ü m e b a k a ra k : • T e v k if o lu n d u n u z d u , d e ğ il m i?» d iy e so rd u . B e y n im d e b ir y e r ay- d ın la n m a ğ a ba şla dı. Y e d e k su b a yın a n la ttık la r ı k a r a n lık b ir y e r b ır a k ­ m a dı. H â d ise şu id i: A s lın d a b ir İlk o k u l ö ğ re tm e n i e-, la n b u ye d e k su b a yla ik i d e fa k o ­ n u ş m u ş tu m . A ts ız M e cm u a ve O r­ h u n d e r g ile r i d o la y ıs iy le b e n i ta n ı­ y o r d u . ik in c i k o n u ş m a m ız B e ya zıt c a m iin in y a n ın d a k i m e ş h u r K ü llü k a k a d e m is in d e o lm u ş ve ya n ım ızd a ö ğ r e tm e n in n iş a n lıs ı da b u lu n m u ş - tu . B u n d a n so n ra s ın ı ş ö y le a n la ttı: E d irn e d e e v le n m iş le r.. F a k a t k a ­ d ın soysuz ç ık m ış ve ko ca sın a İh a ­ n e t e d e rk e n s u ç ü s tü ya ka la n m ış... T a b ii d e rh a l m a h k e m e y e v e rilm iş .. A n la ş ıla n , k a d ın soysuz o ld u ğ u ka ­ d a r da ş ir r e t in b ir is i im iş.. K oca­ sını h e m e n p o lise h a b e r v e rm iş : » A ta t ü r k ö ld ü ğ ü zam an h ü k ü m e t d a rb e s i ya p a ca ktı!» de m iş.. » K i­ m in le ? » d iy e s o rm u ş la r. «A tsızla» ce va b ın ı v e rm iş ... ışde A ts ız o id u m u d e r in le ş tir ­ m eğe lü z u m y o k tu ta b ii... Y a p a r m ı, y a p a r.. D e rh a l ö ğ re tm e n i te v ­ k i f e d e rle r. Z a v a llı d e r t a n la tm a ­ ğa ç a lış ır: — Y a h u ! B u k a d ın ın sözüne in a ­ n ı lı r m ı? in s a n d u r u r d u r u r da b u ih b a r ı ta m su çü stü y a k a la n d ığ ı za­ m a n m ı y a p a r? A t a t ü r k ö ld ü ğ ü za­ m a n y a p ıla c a k h ü k ü m e t d a rb e s i ik i y ıl s o n ra m ı y a p ılır? H ü k ü m e t d e ­ v ir m e k iç in b ir A ts ız la b ir b e n ye­ t e r m iyiz?» P o lise söz a n la tm a k k a b il olm a z. Y a k a d ın ın s ö y le d ik le r i d o ğ ru ise... H e m e n İs ta n b u l p o lis in e te lg r a f ç e k ilir . K o m is e r A v n i de g e lip «Si­ z in le g ö rü ş e c e k le r» d iy e b e n i k a n ­ d ı r ı r . B en y in e b ir gece E m n iy e t M ü ­ d ü rlü ğ ü n d e s a b a h la m a k la İş in iç in ­ d e n s ıy rılm ış tım . Z a v a llı ö ğ re tm e n ise h a fta la rc a m e v k u f k a lm ış tı. Ç o k u cu z y a ş ıy o rd u k . D e m e k k i H a il- P a r tis in i d e v ir ­ m e k K o s ta r ik a 'd a h ü k ü m e t d a rb e - k i y a p m a k ta n k o la y d ı.

iş te H a lk P a r tis in in p o lis iy le b ö yle ce ta m b ir ta n ış ık lık o lm u ş ve be n g ö n ü ld e n dua e tm iş tim :

— « A k lım sana e m a n e t, u lu T a n rı!.» F a k a t en son d e fa ş a h it o ld u ğ u m re z llâ n e b ir m a n za ra b e n i H a lk P a r tis in in p o lis in d e n de , k e n d is in ­ d e n de. M il l î Ş e fin d e n de t ik s in d ir , d i. B ir g ü n , y in e eve d ö n m e k üze re K ö p r ü d e n v a p u rla H a y d a rp a ş a y a ç ık tım . Â d e t o ld u ğ u ü z e re y ü z le r ­ ce y o lc u ile b ir lik t e H a yd a rp a şa g a r ın ın m e r d iv e n le r in i tır m a n d ık . C a r ın iç in d e k a la b a lık b ir re s m i v e s iv il p o lis k a d ro s u b u lu n u y o r ve b u n la r , v a p u rd a n ç ık a n h a lk ı, b a n liy ö tr e n in e g itm e k te n a lık o y a ­ ra k sağ t a r a fta k i, h a n i şu k u lla n ı l­ m a y a n b e k le m e o d a la rın a sevke- d iy o r d u H a lk e fe n d im iz d e , daha d o ğ ru s u H a lk P a r tis in in h a lk e fe n ­ d is in d e so ru , s u a l, İtir a z fa la n y o k ­ tu . B u e fe n d ile r , k o y u n s ü rü s ü te ­ v e k k ü lü iç in d e , u ş a k la rın ın e m ir le ­ r in e baş e ğ e re k , k e n d ile r in i a la c a k b ü y ü k lü k te o lm ıy a n b e k le m e o d a ­ la rın a m e lll m a h z u n g id iy o r la r d ı B ir k a h ra m a n lık y a p a y ım de­ d im . K o y u n s ü rü s ü n ü n a ra s ın d a n ç ık a r a k re s m î b ir p o lis e s o rd u m : — » N ed en b e k le m e od asına g id i­ yo ru z ? » — « R e is ic u m h u r A n k a r a y a g id e ­ cek.» P o lis in b u c e v a b ın d a b e z g in lik v a r d ı. İç im d e n bu k a d a r k a h ra m a n ­ lığ ı y e te r b u lu p k o y u n s ü rü s ü n ü n a ra s ın a y e n id e n k a rış tım , iş te o la n o Sırada o ld u .. H e r h a ld e b ir s iv il k o m is e r ta la n d ı, k a b a d a y ın ın b ir i b e n im k a b a d a y ılığ ım a iç e rle m iş o- ia ca k k i «U la n yü rü s e n iz e ...» d iy e b ir n â ra a ta ra k h a m le e t t i ve sol ile r im d e y ü r ü m e k te o la n c ılız ve y o k s u l b ir ih t iy a r ı n ensesine b îr y u m r u k a ttı. Ş e re fle te m in e d e rim k i h e rk e s , ö n ü n d e k in in on s a n tim g e ris in d e y ü r ü y o r ve k im s e d e y ü r ü m e m e k iç in b ir n iy e t ve e m a re b u lu n m u ­ y o r d u . O h a ld e k a b a d a y ın ın ka b a ­ d a y ılığ ı n e d e n d i? H iç ! H ü k ü m e t, o to r ite s in i g ö s te re c e k ti. Y u m r u ğ u y iy e n z a v a llı, s ü rü n ü n sol k e n a rın ­ da b u lu n d u ğ u iç in p iy a n g o ona d ü ş m ü ş tü .

O sıra d a iç im i s ız la ta n b ir şey o ld u . Daha d o ğ ru s u b ir şey o l­ m a d ı. Y u m r u ğ u y iy e n z a v a llı, bu y u m r u ğ u a ta n ı g ö rm e k iç in o ls u n ba şın ı a rk a y a ç e v irm e d i, ö n ü n d e - k ile r e b a ğ lı o ld u ğ u iç in da h a hız­ lı y ü rü m e s in e İm k â n y o k tu . Y a l­ n ız b a şın ı b ira z d a h a ö n e e ğ d i, o k a d a r..

iç in ta k ib e g iriş m e d im . K a le y e çe­ k ild im . D ü şm a n da b ira z g e rile y e ­ re k o g e c e y i M a lte p e k a ra k o lu n d a g e ç ir d i. D o ğ ru s u ik i ta r a fın da h a b e r a lm a s e r v is le ri m ü k e m m e l İş liy o r d u .

O zam an ben H a lk P a rtis i de vle

-n u s ö y le rs e -n , ö te k i d a m d a -n fa la -n , k a ç a r mı?

D o ğ ru s u şu k İ, H a ik P a r tis i p o ­ lis iy le b ir d e fa te m a s e d e n in p o li­ se ve d o la y ıs iy le re s m î m a k a m la ­ ra g ü v e n i k a lm ıy o rd u . S ic illi, sa­ b ık a lı h ırs ız la a y d ın b ir in sa n a y a ­ p ıla c a k m u a m e le y i b ir b ir in e k a r ış ­ tır a n p o lis , b ö y le lik le h ü k ü m e tin m ille tle a ra s ın ı s o ğ u ttu ğ u n u n f a r ­ k ın a b ile v a r m ıy o r d u .

B ana h a b e r v e rm e ğ e g e le n p o ­ lis de s ık ılm a s a , e rte s i g ü n ü s ık ı­ y ö n e tim k o m u ta n lığ ın a g ö tü r m e k iç in b e n i o ge ceden t e v k ife k a lk a ­ b ilir d i. E rte s i sabah e rk e n k a p ı ç a tın ­ dı. Z a te n b e k liy o rd u m . G id e c e ğ im t r e n i k e n d is in e s ö y le d im . B en t r e ­ ne b in e rk e n o da başka b ir va g o n a a tlıy o r d u V a ta n d a ş , p o lis i, d a lm a k o r u y u c u b ir k u v v e t o la r a k g ö r ­ m e lid ir . H a lb u k i d a im a b ir b a skı k u v v e ti o la r a k g ö rm e ğ e a lış m ış tı. B u p s ik o lo jik n o k ta y ı H a lk P a r tis i asla a n la m a d ı. Z a te n n e y i a n la d ı k i? S ık ıy ö n e tim k o m u ta n ı K o rg e n e ­ ra l A li Rıza A r t u n k a l'ı n k a rşısın a ç ık tım . Y a n ın d a k u r m a y b a ş k a n ı b i r y a rb a y la b ir de b in b a ş ı v a rd ı. B e n i n e z a k e tle k a rş ıla d ı. Önce h a l ve h a tır s o rd u . F a k a t n e z a k e tin in z o rla m a c lrü jö u b e lliy d i. Ç ü n k ü

( î

usuf

Ziya, iki yerli

komünist

için «M arks

ın

piçleri

d

ye

bir

yazı yüz­

müş: Sıkı Yöııelirn Generali de

Yusuf

Ziya"yı çağırarak

« herkesin babasını

böyle işlere karıştırma!» diye öğiit vermiş...

Eve d ö n ü n c e ro m a n ın g e r is in i de ö ğ re n d im : C u m h u r B aşkan ı İn ö n ü 'n ü n m a h u t beyaz t r e n i M a l- te p e d e n g e ç e rk e n , ja n d a r m a la r is­ ta s y o n u n b e k le m e o d a s ın d a k i h a l­ k ı ayağa k a ld ırm ış la r .

Sıkı yönetimle

tanışıyorum

Ş u s ık ıy ö n e tim d e y im i cid d e n

h o şu m a g id e r, id a r e i ö r fiy e ve sen- ra ö r f î id a r e p e k de b i r m ana ifa d e e tm iy o rd u , « ö r f i id a re n y e r i­ ne - k e y fî idare» d e s e le r da ha doğ r u e d e rle r d i. H a lb u k i sıkı y ö n e tim de e n e r jik ve s e r t b ir a n la m v a r... H a lk P a rtis i m e k a n iz m a sı iç in d e s ık ıy ö n e tim g ib i g ü ze l b ir ic a t yap acak b ir k im s e n in b u ­ lu n m a s ı g e rç e k te n a k lın a lm ı- yaca ğı b ir nesne, âd eta b ir h â r i­ ka... F a k a t d o ğ ru s u n a b a k a rs a n ız b u s ık ıy ö n e tim , a slın d a b ir g e v­ şek y ö n e tm e s iz lik te n ba şka b ir şey d e ğ ild i. B ir in c i ve ik in c i s ık ıy ö n e tim k o ­ m u ta n la r ı o la n K o rg e n e ra l A li R ı­ za A r tu n k a l ve O rg e n e ra l S a b it N o y a n 'ın ik is iy le de ş e re fy a p o l­ d u m ; ik is in d e n de h o ş la n m a d ım . M ü n a s e b e tle rim iz d ü şm a n ca o l­ d u ğ u iç in h o ş la n m a d ım s a n m a y ın ! İn sa n ın ho şlanm ıyacağ» d o s tla rı o ld u ğ u g ib i h o ş la n d ığ ı d ü ş m a n la rı da v a r d ır . M eselâ be n, F a lih R ıf- k t'n ın b ir yazısında «Biz T ü r k ç ü ­ ler...»» d iy e b ir ib a r e s in i g ö rü n c e g ü lm e k te n h a ra p o lm u ş ve F a lih R ıfk ı'd a n h o ş la n m ış tım . H aşan  li ile b ir s a a t b e ra b e r b u lu n m a k ise sizi te m in e d e rim k i M u a m m e r K a ra c a 'y a g itm e k le e ş ittir . P e k i, ş im d i ben bu ik is in d e n ho şla n- m a k ia o n la rın d o s tu m u o ld u m ? N e g e ze r!. O sm a n lıya g ö re M o s­ k o f neyse bana g ö re de b a z ıla rı o.. A r t u n k a l da b e n i g ü ld ü rm ü ş tü . A m a y a ln ız g ü ld ü r m e k le de h o ş la ­ n ılm ıy o r işte... N eyse b iz ta n ış m a ­ m ızın h ik â y e s in e g e le lim : B ir g ü n H a lk P a r tis in in A rn a - v u tla r ın d a n b ir i ba na k e n d i g a ­ ze te s in d e b ir y a y lım ateş a ç tı, a- ç a r a... A r n a v u t b u , k a b a d a y ıd ır! iş in Ü ltra k o m ik s e l ta r a fı, bu A r- n a v u d u n bana k a rş ı T ü r k m illiy e t ­ ç iliğ in i, T ü r k lü ğ ü m ü d a fa a e tm e ­ s iy d i. Sebep de m a lû m : Ben y i ­ ne şu m a h u t t a r ih k ita b ın a iliş- m is tim . A m a tö r ço k... Ne k a d a r b e ş e rî m u z a h ra fa t va rsa h e p b i r ­ den a yn ı v a r a k p a re d e u lu m a ğ a b a ş la d ıla r. Ç o m a r ve ç a ka l sesle­ rin d e n m ü re k k e p b ir s e k iz in c i sen­ fo n i...

S ık ıy ö n e tim k o m u ta n ın a dü şen, İş k ip ta r 'ı ç a ğ ırıp :

— « N e yin e g e re k s e n in t a r ih m e se le si!. G it, iş k e m b e ço rbası, c i­ ğ e r ta va sı ile u ğ ra ş b ire m o re !.» d e m e k ti. A m a b iz im F ilib e li Rıza, y a n i G e n e ra l A li Rıza A r t u n k a l ö y le y a p m a d ı; s iv il p o lis v a sıta siy- le b e n i ç a ğ ırttı.

S iv il p o lis in de te lâ şı m a lû m ... B u h a b e ri bana ile te c e k o la n m e­ m u r gece geç v a k it g e le re k b iz im k a le y i, y a n i M a lte p e d e k i e v i k u ­ ş a ttı. B en de k a r ş ılık te d b ir a lm a k ­ ta g e c ik m e d im . K a ra n lık ta b ir ­ b ir im iz i g ö z e tle d ik . B ir d e fa h u ­ ru ç h a re k e ti y a p tım . D ü şm a n r ic ­ a t etM. F a k a t p u s u y a d ü ş m e m e k fin e k a rş ı m ü s ta k il b i r d e v le ttim . A lm a n la r ın B a lk a n la ra in d iğ i ve T ü r k iy e y e s a ld ırm a la rın a m u h a k ­ k a k d iy e b a k ıld ığ ı b ir zam anda be­ n im h a z ırlık y a p tığ ım ı ve ilk ça­ ğ ırm ışta s ırtm a g e ç ire c e ğ im b ir ç a n ta y a iğ n e ip liğ e k a d a r h e r şeyi d o ld u rd u ğ u m u g ö re n zevcem :

Artunkal üniforması içinde

— « H an i sen m ü s ta k il d e v le ttin ? T ü r k iy e n in g iriş e c e ğ i savaştan sa­ na ne?» D iy e so rm u ş , ben de: — « T ü rk iy e n in m ü t t e f ik i o la ra k h a rb e k a tıla c a ğ ım !» C e va b ın ı v e r m iş tim . A d a m a k ı r k g ü n d e li d e s e le r d e ­ l i o lu r m u ş ; m ü s ta k il d e v le t o ld u ­ ğ u n u k ı r k ay s ö y le y e n e şaka dan da olsa in a n ılır . B ir g ü n B oğa ziçi L is e s in d e n ç ık ıp K ö p rü y e g id e n tra m v a y a b in d iğ im zam an b ir is i n a zikâ n e selâm v e r e re k : — « M ü s ta k il b ir d e v le tin y e r i o l­ m a lıd ır.» D iye y e r in i ba na b ır a k tı. Bu, A lla h s e lâ m e t v e rs in , a yn ı lik e n in m ü d ü r y a rd ım c ıla rın d a n ve e d e ­ b iy a t ö ğ re tm e n le r in d e n n ü k te c i b ir a rk a d a ş o la n E n v e rd i. iş te b u m ü s ta k il d e v le ti. H a lk P a rtis in in s ık ıy ö n e tim i g ö rü ş m e ­ ğe ç a ğ ırıy o r , s iv il p o lis i b u işe m e ­ m u r e d iy o rd u .

S iv il p o lis le r in d o ğ ru s ö yie m lye - re k , k a n d ıra ra k iş g ö r d ü k le r i b ir h a k ik â t... B u n u t a k t ik o la ra k y a ­ p ıy o rla r. E d irn e m eselesi y ü z ü n ­ d e n b ir in c i şub ede s a b a h la d ığ ım gece, o g ü n t e v k if ya p a n m e m u r­ la rın b ir b ir le r in e a n la ttık la r ın d a n he p a yn ı t a k t iğ i k u lla n d ık la r ın ı ö ğ re n m iş tim . M eselâ b ir i, E m n i­ y e t M ü d ü rlü ğ ü n e g e tir ilm e s i g e re ­ k e n a d a m ın e v in e s a b a h le y in e r ­ k e n d e n g itm iş , k a p ıy ı açan h iz m e t­ ç iy e : « A rk a d a ş ıy ım , m ü h im b irş e y s ö y liy e c e ğ im , u y a n d ır ın !» de m iş... Be m ü b a re k ! D o ğ ru y u söylese n g ü n a h a m ı g ire n s in ? P o lis o ld u ğ u ­ «siz» d iy e b a ş la y ıp »sen» d iy e b i t i ­ r iy o r d u . B ir a r a lık söz b e n im « D a lk a v u k ­ la r gecesi» ro m a n ın a g e ld i ve sa­ y ın k o m u ta n şu şahane s ö z le rle b e n i c id d e n h a b te tfl:

— «Sen k e n d in i k u rn a z s a n ıy o r­ sun am a biz sen den daha k u r ­ nazız. R o m a n d a k i şahıs is im le r i te rs o k u n d u ğ u zam an h a k ik î b ir e r is im ç ık tığ ın ı a n la m a d ık m ı san ı­ yorsu n ? » iste, b e n i m b ü t ü n g iz li m a k s a t- la r ım ı a y d ın lığ a ç ık a ra n ış ıld a k g ib î b ir zeka k a rş ıs ın d a y d ım . D e r­ hal Y u s u f Z iy a O rta c 'ın ba şın d a n geçen b ir v a k 'a y ı h a tırla d ım : Y u s u f Z iya , ik i, y e r li k o m ü n is t iç in « M a rk s 'ın p iç le r i» d iy e b ir y a ­ zı ya zm ış; g e n e ra l d e k e n d is . i ça­ ğırarak: « H e rk e s in ba b a stn ı b ö y le iş le re k a r ış tırm a !» d iy e ö ğ ü t v e r ­

m iş .. *•

A n la ş ılıy o rd u k i s ık ıy ö n e tim k o ­ m utan» o la n b u k u r m a y g e n e ra l ö m rü n d e «M arks» d iy e b ir şey d u y m a m ış , b u n u h a k ik a te n o ik i h e r if in öz babası sanm ış...

G e n e ra l b e n im le k o n u ş u p b ilg iç ­ lik satm ağa b a şla yın ca ben de N i- zâm -t  le m ta y fa s ın d a n o ld u ğ u ­ m u h a tırla d ım . V a z ife m iz ilk o k u l ç o c u ğ u n d a n d e v le t b a ska n ın a k a ­ d a r e k s ik lü , y a z ık lu k im g ö rü rs e n d ü z e ltm e k , nizam a s o k m a k tı. G e­ n e ra li de ıslah a k a lk tım . A m a fa z ­ la b ir şey y a p tım sa n m a yın . S ade­ ce ta r ih te n , t a r ih m e to d u n d a n b a h ­ s e ttim . K o m u ta n . H it it le r çağ m a a it t a r ih î ve V o lt e r 'k â r i b ir ro m a n o la n « D a lk a v u k la r gecesi» nî n e re ­ den a ld ığ ım ı s o ru y o rd u . B u y ru n da lâ f a n la tın b a k a lım ! T a r ih le ta ­ r ih î ro m a n h a k k ın d a b ilim s e l b ir n u tu k çe km e ğ e m e c b u r o ld u m . B e n im ö z e n e re k v e r d iğ im k o n fe ­ ransa k a rş ı: « A ta tü r k ün ta r ih in d e se n in b u y a z d ık la rın yo k!» d iy e ce­ vap ve rm e z m i? A t a t ü r k 'ü n t a r ih i d e d iğ i şey, v a k tiy le lis e le rd e o k u tu la n , baş­ ta n başa y a n lış o ld u ğ u m e yd a n a ç ık tığ ı iç in so n ra d a n b ıra k ıla n m a ­ h u t d ö r t c il t l i k t a r ih t i, ilk C u m ­ h u r B a ş k a n ın ın e m r iy le y a z ıld ığ ı iç in ona iz a fe o lu n m a s ı â d e t h ö k * m ü n e g ir m iş ti. B ird e n b ire , t a r ih h a k k ın d a en İp ­ tid a î f i k r i b u tu n m ıy a n b ir is iy le k a rş ı k a rş ıy a o ld u ğ u m u a n la d ım ve iş i k ö k ü n d e n k e s tir ip a tm a k iç in :

— « A ta tü r k ta r ih ç i d e ğ ild i» d i­ ye ce va p v e r d im . T a b iî, b u söz g e n e ra le g ö re k ü s ­ ta h lık tı. G ö z le ri fa lta ş ı g ib i a ç ıla ­ ra k : — « A ta t ü r k s e n in b ild iğ in in o n m is ti ta r ih b ilir d i! » d e d i. G e n e ra l b u s ö iü y le b e n i A ta - t ü r k le r a k ip d u ru m u n a s o k m u ş tu . F a k a t d u r u m A t a t ü r k le b ir t a r ih im tih a n ın a g irm e m e e lv e r iş li ^ d e ­ ğ ild i. Sözün g e liş i im tih a n a g ir s e k b ile o bana M ik e n m e d e n iy e tin i, b e n de ona K ü r Şad veya Y a b g u Ç iç e y i s o ra c a k tım . A n la ş a m ıy a c a k * tık . B u n d a n ba şka , t a r ih a la n ın d a da olsa A t a t ü r k le r a k ip o lm a k , y a n i k e n d is in i o n u n la e ş it tu t m a k a k ıl­ la ra d u r g u n lu k v e re c e k b ir iş ti. A t a t ü r k , in g ilt e r e n in d e s te k le d iğ i Y u n a n lıla ra k a rş ı T ü r k iy e n in ba­ ğ ım s ız lığ ın ı k u r m u ş tu . Y a ben? B u n u n la b e ra b e r be n de d a h a az b i r şey y a p m ış d e ğ ild im : Hasar» Â l i ile F a lih R ıfk u ıtn d e s te k le d iğ i is m e t in ö n ü y e k a rş ı k e n d im i k o ­ ru m u ş tu m . H a n g is in in da ha g ü ç o ld u ğ u n u o k u y u c u la r t a k d ir e ts in ..

S ayın g e n e ra l, « A ta t ü r k s e n in b ild iğ in in o n m is li t a r ih b ilir d i» d e y in c e g ü lü m s e y e re k s u s tu m . B en susu nca O a ç ıld ı. B e n i t a r ih ­ te n im tih a n te m e ğ e b a şla d ı. C e va p v e rm e d im . K e y ifle n d i:

— «Sen b e n im b ild iğ im in y a rıs ı k a d a r da t a r ih b ilm iy o r s u n be !»

D edi. Y in e g ü lü m s e d im ; c ü r 'e t l a r t t ı :

— «Ne e s e rle rin var?»

— « E s e rle rim in lis te s i e lin iz d e k i k ita b ın a rk a s ın d a y a z ılıd ır.» E lin d e « D a lk a v u k la r gecesi» v a r- dı. Ç e v ird i ve ilk e s e ri o k u d u : — « S a rtb a ş ın a cevap.» S o rd u : — «Bu, İz m ird e h a ra b e le ri o la n Ş a rt mı?» K ü ç ü k d ilim i y r tu y o r d u m ... S a* y ın g e n e ra l b e n im b ild iğ im in i k i m is li t a r ih b ild iğ in i b u s o ru il« c id d e n is b a t e tm iş ti. K ita b ın a- d ın d a n o ls u n b u n u n b ir ş e h ir h a ­ ra b e s i o la m ıy a c a ğ ım ; b ir h a ra b e ­ ye ce va p v e r ile m iy e c e ğ în i a n la y a - m ıy o rd u . Bu a d a m na sıl k o rg e n e ­ ra l o lm u ş tu ; y a ra b b i, na sıl? B u s e fe r y â ln ız g ü lü m s e m e k îe y e tin m e d im . G ü ld ü m . S a rtb a ş ın u ı k im o ld u ğ u n u a n la ttım . O za m a n lâ fı d e ğ iş tir d i: — « M ü s ta it b ir ge nce b e n z iy o r­ su n ! (E liy le k a lın b ir d o sya gö s­ te r e r e k ) D osyan ı in c e le d im . I r k ­ ç ılık y a p ıy o rs u n ! S iy a s î f a a liy e t i b ır a k !, ilim le m e ş g u l o l! M e m le ­ k e tte k e n d i a le y h in d e c e re y a n u- y a n d ırm a ! S o n ra k a n u n s e n i h i­ m a ye edemez.» S ayın g e n e ra l b e n i t e h d it e d iy o r , y a n i T ü rk ç e s i: «S onra sen i lin ç e d e rle r , k a rış m a m ha» d iy o r d u . O d a k ik a d a ve s ık ıy ö n e tim k o ­ m u ta n ın ın od asınd a h a y a tım e m ­ n iy e tte o ld u ğ u iç in z ih n im ve g ö l­ le r im d o syaya ta k ıld ı. Ş işm a n b i r d o s y a y d ı. K im b ilir iç in d e b e n im iç in ne m e th iy e le r v a r d ı: Ir k ç ı, T u ­ ra n c ı, fa ş is t, se rke ş, m e n fi, bo z­ g u n c u fa la n filâ n ... T a b iî b u n la r ın a rk a s ın d a n da da ha ba şka g ü n a h ­ la r: i k i d e fa e v le n m iş tir . R e şit Ga­ lib e te lg r a f ç e k m iş tir , e v in d e M it­ le r in re s m i v a r d ır , s a ç la rın ı M it­ le r g ib i ta r a r ve b a ş k a la rı...

— «Paşa h a z r e tle r i! O do sya o- k u y u p yazm ası b ile ta m o lm ıy a n p o lis le r in v e r d iğ i r a p o r la r la m e y­ da na g e lm iş tir . B e n im h a k k ım d a d o ğ ru B ilg ile r ih tiv a e t t iğ in i san­ m ıy o ru m .» (Devamı gelecek sayıda)

Artunkal, Türk milletinin müdafaası makamında

l ü

Referanslar

Benzer Belgeler

To meet the requirements for the quality of signal transmission through optical communication channels with WDM, optimization of the level of transmitted optical power through

Güneydoğuda ise Ön-Asya ile hemen hemen bitişir (İstanbul Bo- ğazı 0,7 km, Çanakkale Boğazı 1,3 km). Avrupa yaklaşık olarak harita üzerinde 35 ve 70 Kuzey paralel daireleriyle

fiimdi de alt›n oran› yaratan herhangi ard›- fl›k iki Fibonacci say›s›n› kullanarak bir dikdörtgen çi- zelim. fiu anda belki fark›nda de¤ilsiniz ama çizdi¤i-

O zaman Fransada imparator Üçüncü Napolyon saltanat sürü­ yordu; beyaz ve muhteşem bir arabası vardı, bir yere giderken I hep ona biniyordu; başkalarının

Osmanlı Devleti klâsik iktisadî sistemini İslâm-Türk Medeniyetinden devralmıştır. İslam Hukuku, Osmanlı iktisat sisteminin temelini oluşturmuştur. Para, maliye, fiyat

Görebilen, duyarlılığı olan, sanatçı ve ressam olmalı İstan­ bul'u yaşamak için, diye düşü­ nüyoruz Gül Derman'ı dinler­ ken.. İstanbul'un doğal

Evet, Cahide Sonku, oyuncu Nur­ seli İdiz in, rejisör Hakan Altıner in ve va- zar Nezihe Araz in bakışıyla “Cahide” mü­ zikaliyle Talimhane Sahnesi nde selamla­ yacak

Paschal’a yazdıkları mektupta, Gürboğa’nın ordusu tarafından kuşatıldıklarında, yaşadıkları müthiş açlıktan dolayı insan eti yememek için kendilerini