• Sonuç bulunamadı

Halebe gidişimiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halebe gidişimiz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

fi Şubat İ

m i

Gördüklerim, duyduklarım

Halebe gidişimiz

Annemin babası üç senedir H a­ lep ’te ikam ete memur, açıkçası sür­ gündü. Bunun d a sebebi, eski bir yazım da bahsi geçtiği veçhile 1894 zelzelesi olur olm az Y ıldız’dan ev­ vel çoluk çocuğunu yo k layışı; zel­ zeleden an a duvarları çatlam ış, çok tehlikeli hal almış Seraskerkapısm a, A bdülham idin ' m arazisine m ügayir olarak (ç a tla k tır) deyişi. Sonradan duyduk ki üçüncü sebep de (b ü ­ yüklerle tem ası) imiş.

Bu sonuncusunu izah ed eyim : Girid fevkalâd e kum andanlığından sadrazam lığa getirilen C evad paşa ile eski dosttu. A dam çocuk sevi­ yo r ve lâkin zürriyeti yok. G iridde anasız babasız, dört beş yaşların da, bir m asum a raslam ış; Necat adını vererek evlâdlık etmiş.

Çocuk fazla zayıf. Teklifsiz liğe binaen G öztepedekı evimize, dadısile beraber bir ay k ad ar teb- bilh avaya gönderm işti. (B ü yük ler­ le temas ) ın birincisi bu. İkincisi ve katm erlisi de şu:

Büyük peder istihkâm ve inşaat dairesi reisiydi. Bir gün, tam iri b i­ ten Z incirlikuyu karakolunu gözden geçirm eğe gitmiş. V eliahd R eşad efendi civard aki çifliğe gidip g eli­ yor. M utlaka onunla buluşuyor.

H ulâsa, İ 894 senesi temmuzun­ da, 1 3 üncü fırka kum andanlığile Kerküğe tayin edilm iş, H alebe v a ­ rınca orada ikam ete mem ur

edil-İffet H am innem in am cazadesi teyze a ra y a k a tıld ı:

— Ben de beraber.

A kdeniz bu m evsim de pek sakin, pek süt lim anlık olur.

M ısıra iki üç seyah ati vardı. K aç yıld ır H alepteki kocası topçu bin­ başısını Hilm i beyi de bilvesile gör> müş olacak.

Yol hazırlığına başlandı. A ğır eş­ y a götürülm esine lüzum yok, zira gideceğim iz ye rd e kurulu düzen hepsi var. Bir iki sandığa,- hurca, b avula lüzumlu şeyler ye rleştirild i. En mühimmi yem ek m eseiesiydi. Her halde y a M esaj eri, yah u t d a Loid vapurlarından birine binece­ ğiz. K ulak büken bükene:

— Sakın ha biletleri yem ekli a l­ m ayın. Hepsini, m eclisim izden d ışa­ rı, hınzır etiyle pişirirler.

Zaten üzüntüden birik halde, de­ nize ise hiç yüzü olrrııyan büyük annem le annem :

— A ğzım ıza habbe ko yacak h a­ limiz mi v a r ? ., deyip dururlarken İffet teyze gözlerini devirm ede:

— Göreceksiniz, öyle bir iştaha- nız açılacak ki kıtlıktan çıkm ışça­ sın a ...

m işti.

Evimizin içinde müthiş bir iztı- rap, yas, matem. Haminnem kızma çok düşkün; torun sahibi olduğu halde bir gece bile ayrılm am ış; H a­ lebe gidem iyor. Annem hakeza, babam ın işi gücü de burada.

Bu azapların encamı elbette h ay­ ra varm az. Â kibet H alepteki z a v a l­ lının dilinin altında kaskatı bir k a ­ barcık çıkıyo r: M ükemmel kanser. Çene kem iklerine, gerdana kad ar kök salm ış; mühim bir am eliyat el­ zem.

Bizlere bildirm iyor. M abeyin başkâtibine m üracaatla am eliyat için m uvakkaten olsun İstanbula gelm eğe, ailesini de görm eğe mü­ saade istiyor. A ldıran yok. Beyruta

razı oluyor, bu seferki cevap : (H alep büyük bir vilâyet m er­ kezidir, doktorları yok değildir. A m eliyatı orada y a p ılsın !) ...

Bir de num ara: (L âzım gelen m asarif cebi hüm ayundan tesviye ed ilecek tir.)

Bunların birinden haberim iz yok.

1897 ylının 4 şubatı, günlerden perşem be. G alata rıhtım ına indik.

Ş arıl şarıl yağm ur ya ğ ıy o r; güm ­ rük barakasın a sığındık. Dayının dam adı erkânı harp kolağasısı ve M ektebi H arbiye ordu teşkilâtı m u­ allim i Suphi b ey eniştemiz b iletleri alm ış, öne düştü. (U m um î har-, (bin başında M iralay ve Basra v ali

ve kum andan, iken Birm anyanın T hayet - M ayo şehrinde rahm anına kavuştu. )

(M essagerie M aritim e) kum pan­ yasının (E quateur) ad lı vapuruna bindik. Bir bacalı, üç direkli, b o y­ dan boya bir alâm et. G erek bu, ge­ rek eşi (C ongo) ve benzerleri

(S a g h a lie n ), (S é n é g a l) lim anım ız­ da görülen en yam an gem iler sa y ı­ lırdı. V aktile A m erikaya, H inde, ,Çine işlerlerm iş. Üçüncü Napoléon devrinde yapılm ış, saatte 10 m ili zarzor aşan lenduhalardı.

Birinci m evkiin dapdaracık, k ap ­ karan lık koridorunu dönünce karşı­ lık !’, ikişer y a ta k lı iki büyükçe ka m ara; berilerinde tek ya tak lı, pen- 'ceresiz iki hücre. So ld aki k am ara­

y ı biz, sağdakini İffet teyze,

hücre-Bir gün Şehzadebaşındaki bahçe- jm izde gald ır güldür arab a yla hiç görm ediğim iz bilm ediğim iz, kösem ­ si, kad d i büyük biri belirdi. M abeyin kâtibi olduğunu, saraydan geldiğini duyar duym az herkes üç buçuk a t­ m ağa başladı.

Babam vazifesinde. Ham innemi selâm lık odasının kapısına istedi. K andilli tem ennahları savurduktan sonra ay a k ta elpençe d iv an d a; mızmız mızm ız:

— A fiyettesiniz işallah'... D am ad beyefendi, kerim ehanfendi, hafid b ey sıhhattele. y a !. . .

L âfı geveliyor geveliyor, m erak­ tan çatlatacak. Nihayet b ak layı a ğ ­ zından çıkardı. Selâm ı şahaneyi mü­ teakip :

— Paşa zatı iffetpenahîlerini ve kerim elerini özlüyorm uş. Bir an ev­ vel H alebi teşrifinize, birkaç a y nez- dinde bulunmanıza iradei seniye şerefi taallûk etti.

V e elini göğsüne sokup kırmızı b ir torba uzattı:

— H arcırah zım nında da işbu 200 altını ıhsan buyurdular!

Hepim izde şafak atmıştı. Desene ki kapı kapam aca sürülüyoruz. Annem dövünüyor:

— B ey de silleye u ğ rad ı! (B a ­ bam o zam an m ira la y ).

K addi bükük köse çekilip gitti. H afazanallah gûya ortada cenaze var. A yılan, bayılan , ağlıyan sıkla- yan , iniminim in liy en ...

Babam, büyük dayılarım , akrab a taallû kat yetiştiler. Onlar am eliyat keyfiyetini biliyorlar, hâlâ söylem i­ yorlar. Temin tem in:

— Birkaç a y kalıp dönsünler de­ nilince nefiy olur m u? D am ada şümulü olsa en önce ona b ild iri­ lirdi. Taşra yolculuğu pek eğlenceli­ dir, falan filâ n ...

Peki am m a kânunusani ortasm- dayız. Ömründe istanbuldan çıkm a­ mış kim selerin bu kış kıyam ette tâ H alebe k ad ar seferi ko lay m ı?

Ne desek nafile, irad e k a tî; mırın kırın edersek köhne (G arp ) v eya (K ayseri) vapurile cebren yo llar­ lar. İster istem ez gideceğiz.

lerin birini H acı am ca aldı. Kuru k alab alık ta neredeki üçüncü m ev­ kie dağıldı.

A rdından büyük dayıların ağası |önde, peşinde iki koca küfe ile jT aşdelen dam acanasını sırtlam ış üç ham al. Küfeler tıkabasa nevale ile j dolu. A ğanın elindeki valiz poria- ' tif eczane imiş.

V edalaşm a çetin b ir şey oldu­ ğundan annem b ab am a ya lv arıp yakarm ış, o da o sabah ortadan k ayb o lu verm işti... Bizim valdanım - lar k am araya büzülmüş, b aşların da çaktı, ellerinde lokm an ruhu, m eüse j ruhu şişeleri, biran evvel dem ir al- ,sak ) d iye kıvran ırlarken şakır şukur kılıç sesi. Babam çıkıverm esin m i?

D uram ayıp gelmiş. Yem in yem in üstüne:

— Y arından tezi yok resmen izin alacağım , bir a y a kalm ad an H alebe g e le c e ğ im !...

iy i am m a kim ra z ı?.. Y a kuşku­ lanıp (k ay n atan a gittin, sen de o rada k a l!» d ey iv erirle rse ...

Tam o sıra rıhtım da boruîu, d a ­ vullu, zilli bir güm bürtü; m ahud İzmir m arşı çalınıyor.

P ed avra tahtaları ve yelken bez­ lerde kuşatılm ış karşıki tiyatronun üç kişilik m uzikası çığırtkan lığa

gi-Büyiik babam ın ağabeyisi ulem a­ dan ve kürsü şeyhlerinden H acı Hüsnü efendi am cam ız tutturdu:

— Ben başınızdan ayrılm am 1

rışmış.

İki röm orkör çeke çeke rıhtım ­ dan ayrıld ık. Kuzguncuk önüne k a ­ d ar vardıktan sonra tornistan, Mar- m araya açıldık. O akşam bizlerden hiç kimse ağzına darı tanesi k o y­ m adı.

Ben ele avuca sığm ıyorum , her tarafı çarh çeviriyorum . Karşı k a ­ m araya konulan adam boyundaki küfeler çotkan açılm ış; sebil se- bilûllah, gövdeyi dolduran doldu- Serm ed M uhtar AIus ra n a ...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ProTaper döner eğe sistemi ile preparasyon yapılan grup- lar (Grup PUP, Deneysel Grup PUSP ve Grup PUSEP) ara- sındaki farklılıklara ilişkin yapılan Kruskal Wallis-H Testi

ma ben kendi mesleğimde şahit oldum: Birkaç yıl önce, ÎTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümüne yabancı liselerden gelen bazı öğrencilere, bu bölümü niçin

Dickey ve Pantula (1987) tarafından önerilen ve literatürde ardışık birim kök testi (sequential unit root test) olarak bilinen yönteme göre bu

Matematik Islemci (FPU - Floating Point Unit) Ana Bellek (RAM - Random Access Memory) Yaln¨z okunabilir bellek (ROM - Read Only Memory) Ekran Kart¨ (Screen

Bu fuvayye ayni zamanda kapalı veya açık bir teras olarak ta kullanılabilir.. Bu kata Halkevi ve Parti başkanı, kâtip odası

Diploma almağa muvaffak olan genç meslektaşlarımıza hayatta muvaffakiyet ve memleket kültürüne nafi olma- larını diler ve kıymetli tedris heyetini tebrik ede- riz..

okulların ders programlarına girmiş olan drama, ya belli konuların-İngilizce, Tarih, Coğrafya gibi- öğretilmesi amacıyla bir öğretme yöntemi olarak ya da çocuğun veya

Si Yüksek Mimar ve Yüksek Mühendis odaları kanun pro- jesi yüksek mühendis ve yüksek mimarlar birliklerinden iş- tirâk eden murahhaslar tarafından tetkik edilmektedir.. Müessif