• Sonuç bulunamadı

Türk sanat musikisi'nin büyük ustası:Münir Nurettin Selçuk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk sanat musikisi'nin büyük ustası:Münir Nurettin Selçuk"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

# M ü n ir N u rettin için edebiyat bir heves\di, fakat m usiki bir tutku.

B ir insan h eveste bu kadar ileri giderse, tutkuda n erelere erişir, bunu

M ü n ir N u rettin 'in bestelerinden anlıyoruz. U nu toprağa vereceğ im iz

bugün g ö k yü zü n ü n en iri yıldızlarından biri düşm üş olacaktır...

Türk Sanat Musikisi' nin Büyük

T

ÜRK Sanat Musiklsi’nln bü­

yük ustası Münir Nurettin

Selçuk,

“dönülm ez akşam ın

sim siyah kapısından”

geçip kay­

boldu.

Ustası: Münir

Nurettin Selçuk

-YAZAN:

İsm et B O Z D A Ğ

—Türk’sünüz, değil mi? Şimdi, çok uzaklarda kalmış

bir geceyi hatırlıyorum: Bursa Çelikpalas Oteli’nin küçük salo- nundaydık. Masada, Münir Nu­ rettin Selçuk, İhsan Doruk, Hayri Terzioğlu ve Mehmet Uslu vardı. Benden başka, masayı kuşatan bu kimseler, her halde Münir Nurettin Selçuk’u öteki âlemde karşılayacaklardır. Bir İzmirli tütüncü daha vardı, adını bilmiyorum, o da o akşam bizimle beraberdi.

Münir Nurettin, sofralarda şarkı söylemeyi sevmeyen bir sa­ natçıdır. Hele direnirseniz, iyice içine kapanır, çekip gider. Ama o gece, şakraklığı üstündeydi. Şar­ kıların birini bıraktı, birini söyle­ di. Tenor ve duygulu sesi, Ç elik palas’ ın küçük salonunu yankılarla dolduruyor, uyumaya gitmiş müşterilerin bazıları, giyi­ nip, bu sesi dinlemek için salona iniyorlardı. Hele “ Kalamış” şar­ kısının gazel bölümüne geçtiği zaman, aşçıbaşı Jorj bile mutfak­ tan çıkmış, servis kapısında beyaz külâhı ile görünmüştü. Bulunmaz bir gece yaşıyorduk. Şarkı bitti, Münir Nurettin sus­ tu. Herbirimiz, musikinin büyük dünyası içinde yuvarlanırken, alkışlamayı bile unutmuştuk. Birden, masada biri konuştu:

»BEN TÜRK MUSİKİSİNİ

HİÇ SEVMEZDİM A M A .»

— Biliyor musunuz Ustad, ben Türk musikisini hiç sevmem. Fakat bu gece, sizin sesinizde sevmeye başladım. Siz, büyük bir sanatçısınız!..

Konuşan, adını hatırlamadı­ ğım İzmirli tütün tüccan idi. Hepimiz ona döndük. Bu sözleri söyleyen yakışıklı adam, İhsan Doruk’un konuğu idi. Daha önce yaptığı bazı konuşmalardan, çev­ resine zeki, entellektüel biri oldu­ ğunu kabul ettirmişti. Şimdi de Münir Nurettin’e ters bir açıdan iltifat etmeye çalışıyordu. Mü­ nir’in ne karşılık vereceğini me­ rak ederek, yüzümü çevirdim. Münir Nurettin biraz dalgın, biraz anlamsız yüzü üe, tütün tüccarına bakıyordu. Apansız:

dedi. Bu apansız düşen soru karşısında biraz şaşırmışsa da, yine kendini toparladı ve sofra­ nın bu az bilinen adamı cevap verdi:

—Tabiî, tabiî... Kuşkunuz mu vardı?..

Münir Nurettin, son derece rahat bir sesle konuştu:

— Hayır, böyle bir kuşkum yoktu. Türkçeyi o kadar güzel konuşuyorsunuz ki!.. Besbelli, doğma büyüme Türkiyelisiniz.

İzmirli Tüccar, rahatlanuş bir sesle karşılık verdi:

—Türk’üm Münir Nurettin Bey ve bununla da iftihar ederim.

İşte o zaman Münir Nurettin’ ­ in bıçak gibi keskin cevabı geldi:

— Türk’sünüz,' Türkçeyi bu kadar güzel konuşuyorsunuz da, Türk musikisini bu güne kadar neden sevmediniz,anlayamadım. Halbuki, Türkçe de, Türk musi­ kisi de Türk kültürünün birer parçalarıdır!..

Türk musikisinin büyük ustası Münir Nurettin Selçuk’u yitirdi­ ğimiz bu gün, bu anımı niçin hatırladım, bilmiyorum. Belki onun, sadece Türk musikisinin büyük bir ustası olmakla kalma­ dığını, Türk kültürünü de çok anlamlı bir açıdan değerlendirmiş bir kişi olduğunu hatırlatmak ih. tiyacmdan olmah... Bunun için değil midir ki, birçok besteci, ucuz güfteler peşinde koşarken, o, Yahya Kemal Beyatlı gibi, Ahmet Paşa gibi, Dördüncü Mu­ rat gibi büyük söz ustalarının şiirlerini bestelemiş, onlann mıs- ralanna musikiden kanatlar tak­ mıştır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir şiirini bestelerken bana söyle­ diklerini hiç unutmayacağım:

—Bu Cahit Sıtkı, ölümle ve yaşamakla o kadar senli benli ki, notalarla bunu anlatmak çok güç. ölüm le ahbaplığını mı yan­ sıtayım, yaşamakla yüz-göz olu­ şunu mu anlatayım ,~bır türlü karar veremiyorum.

Sözünü ettiği şiir, Cahit Sıtkı Tarancı’nın “ Her mihnet kabü- lüm /Yeter ki gün eksilmesin penceremden” diye biten bir şiiri idi. Münir Nurettin için edebiyat bir heves idi; fakat musiki, bir tutku. Bir insan heveste bu kadar ileri giderse, tutkuda nere­ lere erişir, bunu Münir Nuret­ tin’in bestelerinden anlıyoruz.

ATA'N IN

SOFRASINDA

Yirmi yıl kadar önceydi. Rah­ metli İzzet Akosman’m evinde, yemekteydik. Münir, şarkılar söylemiş, herkesi kalıbının çiz­ gisinden çıkarmıştı. Rahmetli Ruşen Eşref Ünaydın:

— Münir Bey, dedi. "A tatürk’- e benim bulunduğum sofrada söylediklerini anlat da işitmeyen - ler de öğrensinler...

Münir Nurettin, kıpkırmızı oldu. Utangaç mizacı, ne zaman kendisinden bir şey istense, onun yüzünü böy le renklen dirirdi. S öylem em ek te biraz diren di, sonra konuştu:

—Biliyorsunuz Ruşen Eşref Beyefendi, Kurtuluş Savaşı’n- dan sonra Gazi’nin Ankara’ya yeni döndüğü günlerde idi. Sof­ rada kimlerin olduğunu siz ben­ den daha iyi hatırlarsınız. Bize de sofraya yakın bir masa kurul­ muştu. Gazi Paşa, hatırladığı

şarkıları istiyor, ben de söylüyor­ dum. O kadar güzel ve coşkun bir hava içinde yaşıyorduk ki, sabahın bile yaklaştığının far­ kında değildik. O sırada, sofra- sındakilerden biri, her nasılsa Mehmet A kif’ten bir söz açtı ve söz dönüp dolaşıp İstiklâl Mar- şı’na geldi. Gazi Paşa bana dönüp:

— Hadi, bir İstiklâl Marşı oku!., dedi. Ben o gece alıştığım­ dan fazla içmiştim. Başım dönü­ yor ve okuduğum şarkılarda bazı sesleri tam çıkaramadığımı bili­ yordum. Gırtlağım yorgundu. İstiklâl Marşı’nın tiz yerleri vardı. Kendime güvenemedim. Atatürk’e:

— Bağışlayın beni Gazi Paşa Hazretleri, istiklâl Marşı’nı oku­ mayayım!

Birden gözleri şimşeklendi: — Neden o?..

îliklerime kadar titredim, fa­ kat düşüncemi de olduğu gibi söyledim:

— İçkiliyim. Gırtlağım da yor­ gun. Sesleri, bozuk düzen çıkarı­ yorum. Şarkılar için, belki müsa- hamanıza sığınabilirim ama, İs ­ tiklâl Marşı’nda tek bir notanın hakkını veremezsem, beni siz de bağışlamazsınız... Onun için sö y ­ lemekten korkuyorum!..

Atatürk’ün kaşları gevşedi, gözlerine sıcak ışıklar doldu:

—Haklısın çocuk!.. Sen şimdi istiklâl Marşı’nı bırak da, bir Rumeli türküsü söyle...

Ve türkiye kendisi başladı: — Alişimin kaşları kara... Münir Nurettin Selçuk, birkaç anı, birkaç satırla geçiştirilecek sanatçı değil. Türk sanat musi­ kisini, Batı’nm ses tekniği ile yoğurup, yeniden taze bir üslûp yaratan sanatçı. Türk icrasına haysiyet kazandıran bir ses. Bir reformist! Eminim ki, onu topra­ ğa vereceğimiz bugün, gökyüzü­ nün en iri yıldızlarından biri düşmüş olacaktır.

Kişisel Arşivlerde ¡stanöGI belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Akşam üzeri Şehzade- başı’ndakiÂşık’ın kahvesine gelir, bir gizli ev­ rak çıkarır gibi çantasından tom ar tom ar şi­ irleri ortaya dökerdi.. Bunlar incecik

ölümünün 10’uncu yıldönümünde Kemal Tahlr İçin düzenlenen 15 dakikalık televizyon programını izledim, Kemal Tahir yaşasaydı, sa­ nırım çelişkili

[r]

[r]

Fizik alanındaki ödül evrenin gelişimi ve galaksilerin oluşumunun temelini oluşturan dalgalanmalar konusundaki bilgi birikimimize yaptıkları katkılar için NASA’nın

[r]

Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından açılışı gerçekleştirilen Hıdiv Kasrı, Ku­ rum tarafından birbuçuk yılda 300 milyon ljra harcanarak aslı­ na uygun bir

Rousseau’nun politik alanda dile getirdiği görüşlerin muğlak ve kapalı yönleri bulunmaktadır. Özellikle yapıtlarında kendi döneminde bulunan düşünürlere ve