• Sonuç bulunamadı

Yüz yaşında bir genç şair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüz yaşında bir genç şair"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA «as» ^

T T -ÎO $ b l9

+ CUMHURİYET

2

OLAYLAR VE GÖRÜŞLER,

EVET/HAYIR

OKTAY AKHAL

Yüz Yaşında Bir Genç Şair

O günlerde Nâzım Hikmet’in kitapları

her yerde satılırdı. Milli Eğitim Bakanlı­ ğ ın ın her ay yayım ladığı B ibliyografya dergisinde bile “Marksist Literatür” baş­ lıklı bir bölüm vardı. Haydar Rıfat’ın ve

daha başkalarının sosyalizm le, ko m ü ­ nizmle, m asonlukla ilgili kitapları orada yer alırdı. Otuzlu yılların gençleri bu kitap­ ları okuyarak çağdaş sorunlarla ilgilen­ me olanağı bulurlardı.

Şimdi masal gibi gelir. Atatürk dönemini

yaşıyorduk. Yasak masak yoktu! Harçlığımı sinemalara, birde kitaplara, dergilere, en baş­ ta da Nâzım H ikm et’in kitaplarına verirdim:

“Benerci Kendini Niçin öldürdü”, “Jokond ile Siya-u ”, “Taranta Babu ’ya Mektuplar" ve 1936’da çıkan “Şeyh Bedrettin Destanı" ilk gençlik kitaplığımdaydı... Ama iki yıl geçti geç­ medi Nâzım H ikm et’i içeri tıktılar. Haksızca, acımasızca, düşm anca... A m aç onu unut­ turmaktı. Yok etm ekti!

Onu unutturm ak olası mıydı! Benim ku­ şağımın gözünde hep vardı, hep yaşıyordu. Hele onu daha ilkokul sıralarında tanıyan bir çocuk için... Türkçe öğretm enim iz Tur­ gut Bey ‘Salkımsöğüt’, ‘Bahri Hazer’\ bize ezberletm işti, defterlerim ize yazdırmıştı.

O yıllarda yazarlık heveslisiydim. Nâzım Hik­ m et benim gözüm de bir destan kahram a­

nıydı. O kırklı yıllarda lise öğrencileri şiirleri gizli gizli bulur okurlardı. Vefa Lisesi’nden bir arkadaşımız vardı. Akşam üzeri Şehzade- başı’ndakiÂşık’ın kahvesine gelir, bir gizli ev­ rak çıkarır gibi çantasından tom ar tom ar şi­ irleri ortaya dökerdi. Bunlar incecik pelür kâğıda yazılmış Nâzım H ikm et’in hapisha­ nede yazdığı en yeni şiirleriydi. Evimizde, bir­ kaç kopya çıkarır şiirsever arkadaşlara d a ­ ğıtırdık. Korkmaz mıydık? Korkardık, ama bir suç işlem ediğim ize kendim izi inandırarak yapardık bu işi...

Uyanış, 27 Mayıs devrim iyle oldu. Ç ok şey kazandırmıştır bu 27 Mayıs... Büyük bir devrim sayarım onu... Demokrasiye, insan haklarına, sanatın, düşüncenin özgürleş­ m esine kapılar açılmıştır.. Nâzım H ikm et uzun bir karanlık dönemin ardından Y ö n ’ der­ gisinde, Doğan Avcıoğlu ve arkadaşlarının

yürekli atılımıyla ikinci bir yaşama kavuş­

muştur.

B ugün kim sede kuşku yok! Nâzım H ikm e t’in en büyük T ürk şairlerinden biri olduğunu herkes içtenlikle benim si­ yor. Şiirleri dillerde, yazılarda. Yaşam öyküsü gazete, dergi sayfalarında. Top- lantılarda, panellerde sürekli anılan bir şair.

Yaşasaydı, 100. yaşında olacaktı. Ya­ şamının 15 yılı hapislerde geçti. 61 ’indeydi bu dünyadan ayrıldığında... Niye bir şaire en güzel yıllarını yaşatm adılar? Niye zehir e tti­ ler ona özgürlükle yaratm a olanağını? Pek ço k ayıbı var Türk to p lum unun, pek ço k yanlışı var... Bunlar hâlâ sürüyor! Kimi ya ­ nılgılarımızı anladık, ama hapislerde açlık orucuyla canlarına kıyan kırk insanımızı na­ sıl unutalım? Nasıl gerçek özgürlük, gerçek dem okrasi içinde yaşadığımızı varsayalım ?

İlkokulda ezberlediğim dizeler bir bir g e ­ liyor aklıma: ‘Akıyordu su- Gösterip ayna­

sında- Söğüt ağaçlarını’... Daha nice dize­

ler. Nâzım H ikm et’in eşi V e ra ’dan yağm ur­ lu bir M oskova gecesinde dinlediğim iz anı­ lar...

Yüzyıl da geçse Türkçe yaşadıkça, yaşa­ tıldıkça anılacak, sevilecek, okunacak N â­ zım H ikm et’in şiirleri.

Anısına saygıyla...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Uluborlu oyaları yapıldığı araçların ve gereçlerin isimlerine, yapımında kullanılan malzemeye göre iğne oyası, tığ oyası, firkete oyası, mekik oya- sı, boncuk

13, 24) İbn Rüşd, ilke olarak, aynı kaynaktan gelen akıl ile vahiy arasında çelişki olamayacağını kabul etmekle birlikte, görünüşte çatışma olduğu düşünülen

Ona göre yenilenmek için şu adımlar atılmalıdır: Tüm okullarda eğitim programları ıslah edilmeli, merkezler kurmak suretiyle insan ve toplumbilimleri, Arap-

Basra ve Şehrizor vilayetlerine de tasarruf eden Bağdat Valisi Süleyman Paşa’nın (Cev. Sıra No: 6231) güvenini kazanmış, hatta Süleyman Paşa muarızlarını ortadan

Örneğin, ham madde sütün cinsi inek, koyu, keçi sütü peyniri, pıhtı oluşturma yöntemi asit, maya peynirleri, sütün ısıl işlem görüp görmemesi çiğ, pastörize peynir

İmam Abdüllatif Efendi’nin Ankara ve Budapeşte arasındaki ilişkilerde önemli bir yere sahip olduğunun en belirgin kanıtı Lozan görüşmeleri sürerken Amerikan Orta

Buradan da anlaşıldığı gibi ziraat üretimde Doğu Anadolu ve Güneydoğu ile İç Anadolu’da fazla yer almamakta, daha çok Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde

Osmanlı Devleti, Kuzey Karadeniz’de Kazak tehlikesinin başlaması üzerine, bu bölgede bulunan ve stratejik açıdan mühim bir mevkie sahip olan Özü Kalesinin