• Sonuç bulunamadı

'İsmet Hakkı':Ayrıcalıklı kadına ayrıcalıklı boşanma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "'İsmet Hakkı':Ayrıcalıklı kadına ayrıcalıklı boşanma"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

OîEKİ

dünya

Tf^ktu

2 M

1

PAZAR, 9 Aralık 2001

2

/

İsm et hakkı': Ayncalıkh

ayrıcalıklı boşanma

Ulviye Sultan, O snıanlılar’ın son hükümdarı Sultan Vahkleddiu'in büyük kızıydı. Vahideddin henüz tahta geçmediği sırada, kızı Ulviye'yi Dolmabahçe Sarayımda, 1914'ün J2 Ka&ım'mda, imparatorluğun Londra Büyükelçisi Tevfik P aşa'm n Alman askeri akademisinden mezun oğlu İsmail Hakkı Bey ile evlendirdi. D aha önceleri sadrazam lık yani başbakanlık yapmış olan

Tevfik P aşa bu m akama sonraki senelerde yeniden gelecek ve imparatorluğun son sadrazam ı olacaktı.

Ulviye Sultan ile İsmail Hakkı Bey’in nikâhım Şeyhülislam Hayri Efendi

kıydı. D am adın vekilliğini

Sultan Reşad'ın başyaveri SaJilı Bey, Sultan'ınkini

Başmaheynci Mehıned

Tevfik Efendi yapmış, Mefruşat Müdürü Akif ve

mabeyn kâtibi Şevki Beyler erkek tarafının; mabeyn doktoru Ahnıed Reşad

Bey'le sarayın ikinci

kahvecisi Abdülhadi

Efendi de kız tarafının

şahidi olmuştu. Gelinin

“nıihr”i, 1001 kese altındı.

N ikâh sözleşmesinde

Ulviye Sultan'm “ismet”

yani kocasını boşama hakkına sahip olduğu açıkça yazılıydı.

Çiftin, 1917de

Hünıeyra adını verdikleri

bir kızları doğdu. O sırada

Sultan Vahideddin tahta

geçmiş, İsmail Hakkı Bey

“dâmâd-ı şehriyari” yani

hükümdar dam adı olmuştu.

A m a evlilikleri pek iyi gitmedi. İsmail Hakkı

Bey, İstiklâl Harbi

sırasında gizlice

Anadolu'ya geçti ve karısı

Ulviye Sultan'ı gidişinden

haberdar etmedi. Bu arada bir de hata yaptı: Karısına bir “boş kâğıdı” yolladı, yani “Boşandık” dedi am a bu hakkın Ulviye Sultan’da olduğunu unutmuştu ve gönderdiği “boş kâğıdı” geçersizdi. s *uh

T

j s ; e l.

İsmail Hakkı Bey, 1970‘ lerde, vefatından birkaç yıl önce.

Ulviye Sultan, her

nedense beş ay bekledi ve kocasını bu beş ayın sonunda, 22 H aziran 1922 sabahı “ismet hakkı”nı kullanarak bu defa kendisi boşadı. Boşanm ada şahitlerle beraber zamanın şeyhülislamı Mehmed Nuri

Efendi de hazır bulunacak, karar gazetelerde de

yayınlanacaktı.

İsmail Hakkı Bey, daha

sonra yayınladığı hatıralarında karısı tarafından boşandığını haftalar sonra cephede, Gönen'in Y unan birliklerinden geri alınışı sırasında okuduğu eski bir gazeteden öğrendiğini ve arkadaşlarının “Hiç

üzülme. Çok kızlarımız, güzel kızlarım ız var, gene evlenirsin” dediklerini

yazacaktı.

Evlendi, hayatım Bülent

Ecevit'in annesinin teyzesi Ferhunde Hanım'la

birleştirdi ve 1977'de vefat etti. A m a Ulviye Sultan eski kocasmı hiçbir zam an affetmedi. Sonraki senelerde aynı yerlerde tesadüfen de olsa defalarca bulunm alarına rağmen yüzyüze gelmemek için çaba gösterdi. Hayata

1967'de veda eden Ulviye

Sultan, kocasının ikinci

hanımı Ferhunde Hanım'la dostluk bile etti am a İsmail

Hakkı Bey hakkında “Onu asla affetmem. Ben yatağımda, kızım beşikte

uyurken kaçar gibi gidişini asla affedemem”

diyordu. /¿ » ¿ U „„ * W-1o -J j' *•*1*0,, ■y

■y .>

y

* X

AiUiiAY

Ulviye Sultan'm şimdi Osmanlı Arşivlerinde bulunan boşama belgesi.

M

edeni Kanun'daki son

değişiklikler, bana eski zamanların bazı

özel evlilik sözleşmelerinde geçen ve

bugün pek bilinmeyen bir hukuki

kavramı, "ism e t hakkı"nı hatırlattı: Bu,

sadece hanedan mensubu

olan kadınlara tanınan ve

kocalarını istedikleri an

boşayabilmelerini

sağlayan bir hakti.

Cumhuriyet öncesinde

karısı tarafından "ism et

ğ

hakkı" kullanılarak

boşanan son erkek,

Başbakan Bülent Ecevit'in büyük eniştesi İsmail Hakkı

Bey'di. Sultan Vahideddin’in kızı Ulviye Sultan'la

evli olan İsmail Hakkı Bey, karısı tarafından

1922'nin 22 Haziran'ında "ism et

s- arar &m

hakkı"yla boşandı, sonra

mbardakci@hurriyet.com.tr

I #■

Bülent Ecevit'in büyük teyzesi

Ferhunde Hanım ile evlendi.

Ulviye Sultan, İsmail Hakkı Bey'le

Ä evlendiği gün.

’ED EN İ Kanun'da senelerdir tartışılan, beklenen ve hayal -edilen değişikliği nihayet yapabildik. Erkek artık aileye reislik edemeyecek, kadınla erkek arasında hukuki üstünlük farkı kalmayacak, meselâ kadın çalışmak için erkeğin iznine ihtiyaç hissetmeyecek ve en önemlisi bundan böyle uygulanacak olan yeni mal rejimiyle kadınla erkek birbirlerinin malına ortak oluverecek.

U İŞ, CİNAYETE GİDER

Ulviye Sultan son günlerinde, İzmir'de. Bülent Ecevit ve babası Prof. Fahri Ecevit.

Ben, bu kanunun son derece başarılı bir şekilde uygulanacağından eminim. Meselâ Anadolu'nun bazı bölgelerinde, sokakta erkeğinin hâlâ üç adım gerisinden yürüyen kadınlarımız kalkıp

“Gayrı kanun var... Altı öküzün üçünü ben alıyorum, bu tarlanın yarısına el koyuyorum ve meydandaki kahvenin karşısında yarın bir birahane açıyorum”

deyince kocaları boyun bükecekler: “Tabii

garı, kanun var gayrı, buyur al!”

Gazetelerde çıkacak olan “Medeni

Kanun Cinayeti” haberlerinin başlıklarını

şimdiden görür gibiyim... Medeni Kanun'daki bu

değişiklikler, bizde eski zamanlarda uygulanan ama şimdilerde pek

kimselerin bilmediği bir hukuki kavramı hatırlattı: “İsmet hakkı”nı.

Evlilikte dini nikâhın

uygulandığı eski devirlerde boşanma hakkı kocaya aitti.

Gerçi evliliği ıstıraba dönmüş olan olan kadının kadıya gidip “Bu herif beni

öldürecek kadı efendi, ayağını öpeyim boşa boşa beni” dediği zamanlar da vardı

ama böyle bir talep o dönemin şartlarında pek kolay değildi, üstelik çok söz getirirdi ve daha da önemlisi kadının böyle bir işe kalkışması için mangal gibi yürek sahibi olması lâzımdı.

ULTANSAN BOŞAYABİLİRSİN

Soldan sağa Yukarıdan aşağı

1. Mecazi anlamda oyalamak veya kandır­ mak üzere boş sözler söylemek (iki kelime), 2. İlgili... Bir meyve, 3. Mekânı olmayan, mekansız... Bir sinir hastalığı, 4. Sevap... Bir ilimiz, 5. Devlet memurlarının maaşlarının de­ rece ve tutarlarını düzenleyen sistem ve çi­ zelge... Kertenkele derisi, 6. Tutma organı­ mız... Mektup... Saraka, 7. Yaz-kış yaprakları­ nı dökmeyen bir ağaç... İtalya'da Latium böl­ gesi halkından olan kimse...

Voltamper'in kısa yazılışı, 8. Derinlik... Bir yağış şekli, 9, Samsun'un bir ilçesi... Yanlış­ lıkla, bilmeden, kaza sonucu, 10. Makine ve Kimya Endüstri­ s in i simgeleyen harfler... Du­ yuru... Samaryum'un simgesi, 11. Havacılar ve pilotlar için yayımlanan bülten... Düşünce- ,q

sizce her işe atılan, cüretkâr, it 12. Hizip... Sakız rakısı. <2

Dünkü çözüm

1. Üstün gelmek, baskın çıkmak (iki kelime), 2. Renk renk, benek benek bo­ yamak, 3. Adıl... Madensel, 4. Belçika'da komün... Bir bağlaç... İlkel bir silah, 5.

Bir çeşit zamk... Bakırtaşı, 6. Mihrak... Parlak olmayan, donuk... Mikroskop ca­ mı, 7. Küçük kanal... Silah olarak kullanı­ lan bir tür bıçak, 8. Tümör... Bir nota... itikat, inanç, 9. Avrupa, Asya ve Am eri­

ka'nın tatlı sularında yaşa­ yan, eti beğenilen, kılçıklı bir balık... Astatin'in simge­ si, 10. Serm aye, kapital... Kasıtlı olarak, bilerek, iste­ yerek yapılan, 11. Bir konu­ da anlaşmak, bir şeyi ka­ rarlaştırm ak (iki kelim e),

12. Nazım Hikmet'in soya­ dı... Mecazi anlamda dert, üzüntü, acı... Kiloam per'in kısa yazılışı. 8 9 1 0 1 1 1 2

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

I

■ ,

r

_i

Neticede, boşanmada ipleri gene erkek elinde tutmadaysa da bazı durumlarda kadının da kocasını boşamasına izin verilir ve buna “ismet

hakkı” denirdi.

Ama her kadın “ismet hakkı”nı öyle kolayca elde edemezdi. Bu hakkı alabilmesi için bazı şartları taşıması gerekirdi ve şartların başında kadının hanedan mensubu, yani “sultan” olması gelirdi. “İsmet hakkı” kavramı, hanedan mensubu olan sultan ve hammsultaııların kocaları tarafından birdenbire

boşanmaları halinde ortaya hoş olmayan durumların çıkmasını önlemek

maksadıyla icad edilmişti ve damada senet imzalatırcasına kabul ettirilirdi.

Ama nikâhı kıyılan kadın sıradan biri değil de hanedan mensubuysa “mihr” hükümlerinin yanına mutlaka “ismet

hakkı” da yazılır ve mukavele damad

adına tasdik eden şahitlere de

imzalatılırdı. Anlayacağınız, sultan efendi kocasını istediği zaman boşayabilme hakkını elinde tutuyor ve damad paşayı boşadığı anda üstüne üstlük bir de yüklü tazminat alıyordu. “İsmet hakkı”, Osmanlı döneminde asırlar boyunca kullanıldı ve sahip olduğu bu hakka dayanarak kocasını boşayan hanedan mensubu son kadın ise, Osmanlılar'm son hükümdarı Sultan Vahideddin'in kızı

Ulviye Sultan oldu. Ulviye Sultan, kocası İsmail Hakkı Bey'i 1922 Haziran'ında “ismet hakkı”m kullanarak boşadı.

AZLI HANIM'IN TEYZESİ

ENETLE YAPILAN EVLİLİK

O devirlerde, nikah sırasında

hazırlanan evlilik mukavelelerinde “mihr” denilen unsurun yeralması şarttı. Mihr, basit bir ifadeyle “kadının kocası

tarafından boşanması halinde alacağı tazminat” demekti.

Tanımayanlar ve bilmeyenler için

İsmail Hakkı Bey hakkında biraz bilgi

vereyim: Sultan'la evliliğinden doğan kızı, Kuşadası'ndaki meşhur Kısmet Oteli'ni işleten ve geçen sene vefat eden Hümeyra

Özbaş “Hanımsultan”dı. İsmail Hakkı Bey, aynı zamanda Başbakan Bülent Ecevit'in büyük eniştesi olurdu. Vahideddin'in kızı Ulviye Sultan

tarafından boşanmasından sonra ikinci defa evlenmişti ve yeni eşi Ferhunde

Hanım, Bülent Ecevit'in annesi rahmetli

ressam Nazlı Haııım'ın teyzesiydi. Dolayısıyla Sultan Vahideddin'in torunu

Hümeyra Hanımsultan'la Bülent Ecevit

arasında uzak bir “üvey kuzen” olma durumu vardı.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

B303097052 黃盈慈 藥學科技(二) 演講時間: 99/12/09(四) 演講者:吳建德

而解

Regression coefficients (b(subscript ZX)) for total cholesterol, low-density lipoprotein cholesterol, uric acid, and albumin were significantly different

Bir süre, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne giden Erbulak, okulu bırakarak karikatür çizmeye devam etmiştir.. Eserleri: Hergün, Hafta, Yirm inci Asır, Tef,

Zaten her duada tûl-i ömr dilemek bunun Allah tarafından kabulü halinde mümkün olduğunu gösterir, öyle ise yolunu tutalım, tersine gitmeyelim ve uzun

Bunları lıemen takip eden Mehmet Ziyaettin Efen­ di, yani Mehmet Reşadın büyük şehzadesi daha cazip, emniyetli ve kendisi için bir takım tehlikeleri göze

Münci Kala- yoğlu beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların çoğunun yoğun bakım ünitelerinde olduğunu, bu nedenle de yoğun bakım ünitelerinde çalışan personelin özellikle

Hatta, Mülkiyeliler Bir­ liği İstanbul Şubesi ve Mülkiyeliler Vakh’nca 30 Kasım-1 Aralık 1990 günlerinde İstanbul’da zünel- nenen “Yönetimin